TÜİK: Türkiye nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına düşebilir
TÜİK: Türkiye nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına düşebilir
TÜİK’in "Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100" araştırmasına göre, Türkiye nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına düşmesi bekleniyor. Doğurganlık hızındaki düşüş ve yaşlı nüfusun artışı, nüfus yapısında önemli değişiklikler getirecek.
Haber Giriş Tarihi: 30.07.2024 12:21
Haber Güncellenme Tarihi: 30.07.2024 12:21
Kaynak:
Haber Merkezi
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yayımladığı "Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100" raporu, ülkemizin geleceği hakkında önemli ipuçları sunuyor. Rapora göre, Türkiye nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına inebilir. Bu durum, hem ekonomik hem de sosyal yapımızı derinden etkileyecek önemli sonuçlar doğurabilir.
DOĞURGANLIKTAKİ DÜŞÜŞÜN ETKİSİ
Raporda, Türkiye'de doğurganlık hızındaki düşüşün nüfus projeksiyonlarını önemli ölçüde etkilediği belirtiliyor. Kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı, 2001 yılında 2,38 iken 2023 yılında 1,51'e kadar gerilemiş durumda. Bu durum, nüfusun yaşlanmasına ve gelecek nesillerin sayısının azalmasına neden oluyor.
ÜÇ FARKLI SENARYO
TÜİK, nüfus projeksiyonlarını üç farklı senaryo üzerinden değerlendiriyor:
Düşük Senaryo: Doğurganlık hızındaki düşüşün devam etmesi durumunda, Türkiye nüfusu 2044 yılında zirve yaparak 2100 yılında 55 milyonun altına inebilir.
Ana Senaryo: Mevcut demografik eğilimlerin devam etmesi halinde, nüfus 2050'li yıllarda zirve yaparak 2100 yılında 77 milyonun altına düşecek.
Yüksek Senaryo: Doğurganlığı artırıcı politikaların başarılı olması durumunda, nüfus 2056 yılında 100 milyonun üzerine çıkabilir.
YAŞLANAN NÜFUS VE ÇALIŞMA YAŞAMI'NIN ARTMASI BEKLENİYOR
Nüfusun yaşlanması, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri haline gelecek. 2075 yılında her üç kişiden birinin yaşlı olması bekleniyor. Bu durum, emeklilik sistemine yük getirecek, sağlık hizmetlerine olan talebi artıracak ve iş gücü piyasasını olumsuz etkileyebilir.
DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİNİN KAPANMASI
"Demografik fırsat penceresi" olarak adlandırılan, genç nüfusun fazla olduğu ve ekonomik büyümenin hızlandığı dönem, 2030'lu yılların başında kapanacak. Bu durum, ekonomik büyüme hızının yavaşlamasına ve kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri haline gelebilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
TÜİK: Türkiye nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına düşebilir
TÜİK’in "Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100" araştırmasına göre, Türkiye nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına düşmesi bekleniyor. Doğurganlık hızındaki düşüş ve yaşlı nüfusun artışı, nüfus yapısında önemli değişiklikler getirecek.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yayımladığı "Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100" raporu, ülkemizin geleceği hakkında önemli ipuçları sunuyor. Rapora göre, Türkiye nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına inebilir. Bu durum, hem ekonomik hem de sosyal yapımızı derinden etkileyecek önemli sonuçlar doğurabilir.
DOĞURGANLIKTAKİ DÜŞÜŞÜN ETKİSİ
Raporda, Türkiye'de doğurganlık hızındaki düşüşün nüfus projeksiyonlarını önemli ölçüde etkilediği belirtiliyor. Kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı, 2001 yılında 2,38 iken 2023 yılında 1,51'e kadar gerilemiş durumda. Bu durum, nüfusun yaşlanmasına ve gelecek nesillerin sayısının azalmasına neden oluyor.
ÜÇ FARKLI SENARYO
TÜİK, nüfus projeksiyonlarını üç farklı senaryo üzerinden değerlendiriyor:
YAŞLANAN NÜFUS VE ÇALIŞMA YAŞAMI'NIN ARTMASI BEKLENİYOR
Nüfusun yaşlanması, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri haline gelecek. 2075 yılında her üç kişiden birinin yaşlı olması bekleniyor. Bu durum, emeklilik sistemine yük getirecek, sağlık hizmetlerine olan talebi artıracak ve iş gücü piyasasını olumsuz etkileyebilir.
DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİNİN KAPANMASI
"Demografik fırsat penceresi" olarak adlandırılan, genç nüfusun fazla olduğu ve ekonomik büyümenin hızlandığı dönem, 2030'lu yılların başında kapanacak. Bu durum, ekonomik büyüme hızının yavaşlamasına ve kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri haline gelebilir.
Kaynak: Haber Merkezi