#20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü

İLKHABER-Gazetesi - 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İHD'den Dünya Çocuk Hakları Günü açıklaması Haber

İHD'den Dünya Çocuk Hakları Günü açıklaması

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi basın açıklaması yaptı. İHD'de yapılan açıklamada açıklamayı komisyon adına Havin Ölmez okudu. Çağlar boyu ihmal edilen ve hemen hemen hiçbir hukuki düzenlemenin söz konusu olmadığı çocuk haklarının ancak 20. yüzyılda gündem olmaya başladığını belirten Ölmez, "Nihayetinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 20 Kasım 1989’da Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul edilmiştir. 1990 yılında Türkiye tarafından imzalanmıştır. 1994 yılında 17., 29. ve 30. maddelerine çekince konularak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce onaylanmış ve  1995 yılında da Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, Amerika Birleşik Devletleri ve Somali dışında 197 ülke tarafından onaylanmıştır" dedi. Ölmez, "Tüm çocukların aynı haklara sahip olduğunu ve bütün hakların eşit derecede önemli olduğunu vurgulayan sözleşme toplam 54 maddeden oluşmuştur. Her biri ayrı bir hakkı özetleyen 4 kısımdan meydana gelmektedir. Bu haklar; hayatta kalma hakkı, gelişme hakkı, korunma hakkı ve katılım hakkıdır. Çocuk hakları, çocukların zihinsel, bedensel, sosyal, duygusal ve ahlaki bakımdan bağımsız bir şekilde gelişebilmesi için hukuk kuralları ile korunan durumlarıdır" dedi. "DÜNYADA İŞ ÇEVRELERİNDE İSTİHDAM EDİLEN 5-17 YAŞ ARASI YAKLAŞIK 152 MİLYON ÇOCUĞUN 64 MİLYONU KIZ, 88 MİLYONU ERKEK" Dünyada en çok ülke tarafından imzalanmış olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kabulünün 33. yılında olduğumuzu hatırlatan Ölmez, "Peki çocuk haklarında 33 yılda nereye gelindi?" sorusunu sordu ve konuşmasını şöyle sürdürdü: "BM Çocuk Hakları Komisyonu’na göre imzacı ülkeler arasında BM’ye rapor gönderen 43 ülkeden sadece 14’ü sözleşme ilkelerini iç hukuklarına uyarlamış, diğer ülkeler sözleşmeye uyum sağlamak için yeni ve benzer yasalar çıkarmış veya uyum sağlamak yerine çocukları kendi hakları konusunda bilinçlendirmeyi tercih etmişlerdir. Uluslararası Af Örgütü’nün verdiği bilgilere göre pornografi, şiddet ve yasa dışı faaliyetlerin çokça görüldüğü ülkelerde çocuk istismarı had safhalara ulaşmaktadır. Dünyada iş çevrelerinde istihdam edilen 5-17 yaş arası yaklaşık 152 milyon çocuğun 64 milyonu kız, 88 milyonu erkek ve bu oranın yüzde 71'i tarım sektöründe çalışırken, yüzde 69'u kendi aile işlerinde karşılıksız çalışmakta; çocuk işçilerin 72,5 milyonu sağlığını, güvenliğini ve ahlaki gelişimini tehdit eden sektörlerde çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Yine UNİCEF raporlarına göre dünya çapında erken yaşta evliliklerin sayısının toplamda 765 milyon olduğu tahmin edilirken, kadınların 5'te 1'i, erkeklerin 30’da 1’i 18'den küçük yaşta evlilik yapmaktadır. Bugün çocuklar hâlâ toplumun istismara en açık ve savunmasız grubunu teşkil etmektedir." "RİSK ALTINDA OLAN ÇOCUKLAR İÇİN GEREKLİ KORUMA SAĞLANAMAMAKTADIR" "Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmede yer aldığı şekilde, devletlerin çocukların haklarının gözetilmesinde uymakla yükümlü oldukları asgari standartları esas alan ve 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu, çocuğu yargı dışında ele alan yapıyı kuramamış, çocuklar için cezaevi dışında onarıcı adalet sağlayacak kurum ve kuruluşlar oluşturulmadığı için suça sürüklenen çocuklar ve risk altında olan çocuklar için gerekli korumayı sağlayamamaktadır" diyen Ölmez, bu nedenle idari alt yapının güçlendirilmesi, kurumlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi ve eksikliklerin giderilmesinin bir an önce sağlanması gerektiğini aktardı. "20 KASIM DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ TÜM ÇOCUKLARIN EŞİT, ADİL BİR DÜNYADA YAŞAMASININ HEPİMİZİN SORUMLULUĞU OLDUĞUNU HATIRLADIĞIMIZ GÜN OLSUN" "Adana’ya bakıldığında ise, çocuklar, hırsızlık, gasp, tehdit, şantaj, kasten adam yaralama, taksirle adam yaralama, resmi belgede sahtecilik, kendisinden yaşça küçük çocuğa cinsel istismar/taciz/saldırıda bulunma gibi suçlara itilmişlerdir. İhmal, istismar, çocuk işçiliği, sokakta çalıştırılma gibi suçun mağduru olmuşlardır. Bu sorunun yalnızca bir hukuki sorun olmayıp aynı zamanda bir sosyal sorun olduğu gerçeğini de ortaya çıkarmaktadır" diyen Ölmez, açıklamasını şöyle sonlandırdı: "Suça itilen çocuk, korunmaya ihtiyacı olan çocuk ve suç mağduru çocuk sorunu her yıl artarak devam etmiş, sorunun çözümünde ise, ne yazık ki bir arpa boyu yol kat edilememiştir. Çocuk hak ihlallerinin önüne geçilememiştir. Tüm çocukların, Çocuk Hakları Sözleşmesinde belirtildiği gibi ayrımcılığa uğramayacağı, yaşama ve gelişme haklarının etkili şekilde yerine getirileceği, çocukların yüksek yararının gözetileceği ve kendisi hakkında alınan kararlarda görüş belirteceği yani Çocuk Hakları Sözleşmesinin bu temel ilkelerine uygun günlerin gelmesi için mücadelemiz her zaman devam edecektir. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü tüm dünya çocuklarının eşit, adil bir dünyada yaşamasının hepimizin sorumluluğu olduğunu hatırladığımız gün olsun."

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden "Çoklu Krizler Çağında Çocuğun İyi Olma Halini Düşünmek" Paneli Haber

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden "Çoklu Krizler Çağında Çocuğun İyi Olma Halini Düşünmek" Paneli

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, ÇOÇA, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'ne yaklaşılırken "Çoklu Krizler Çağında Çocuğun İyi Olma Halini Düşünmek" başlıklı bir panel düzenledi. santralistanbul Kampüsü'nde düzenlenen panelde İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, Prof. Dr. Emre Erdoğan, Doç. Dr. Başak Akkan ve ÇOÇA Koordinatörü Gözde Durmuş söz aldı. TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini̇ Destekleme Programı kapsamında yürütülen "Krizler Çağında Çocuk Olmak: Türkiye'de Pandemi Sonrasında Çocukların İyi Olma Halini Yeniden Düşünmek" başlıklı proje kapsamında düzenlenen panelde savaşlar, iklim krizi, salgın ve afetler, ekonomik kriz, göçler gibi günümüzün çoklu kriz ortamında çocukların hak ve ihtiyaçları ele alındı. Projenin aşamalarının da tanıtıldığı panelde, bu alanda kapsayıcı bilgileri ve yayınları içeren internet sitesi (http://cocuguniyiolmahali.bilgi.org.tr) de tanıtıldı. - "Krizler yapısal eşitsizlikleri belirginleştiriyor" Açıklamada paneldeki konuşmasına yer verilen Doç. Dr. Başak Akkan, günümüzde farklı krizlerin bir örüntü içerisinde geliştiğini ve bu nedenle yaşanan sürecin çoklu krizler kavramıyla adlandırıldığını belirtti. Akkan, "Özellikle çocuğun iyi olma hali bağlamında baktığımızda krizlerin tüm toplumsal gruplar tarafından aynı şekilde deneyimlenmediğini görüyoruz. Eşitsizliği yaşayan daha kırılgan gruplar için krizler bir süreklilik, bir yaşam biçimi halini alabiliyor. Çocukların sınıfı, toplumsal cinsiyeti, engelli olup olmaması gibi durumlar krizi deneyimleme biçimini de belirleyebiliyor. Krizler yapısal eşitsizlikleri ve güç dengesizliklerini belirgin hale getiriyor. Biz özellikle kesişimsel eşitsizlikler bağlamından çocukların durumunu ele almak amacıyla kapsamlı bir çalışmaya odaklandık." ifadelerini kullandı. - "Çocuklar geleceği tahayyül edemiyor" Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci de savaşların, iklim krizinin, yaşanan doğal ve doğal olmayan afetlerin ağır etkilerinin ön plana çıktığı ortamlarda en kırılgan gruplardan olan çocukların durumunu ele almanın çok hayati olduğuna dikkati çekti. Çocukların hem bugününün hem de yarınının tehdit altında olduğunu vurgulayan Semerci, içinde bulunulan belirsizlik ortamının çocukların ihtiyaçlarını ve haklarını merkeze ele alarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Semerci, salgın döneminde yaptıkları iki araştırmada çocukların yaşam memnuniyetinde ciddi bir düşüş gözlemlediklerini belirterek, "Gelecek tahayyülünün kaybolması, çocukların geleceği düşünememesi araştırmalarımızdaki en önemli bulgularımızdan. Çocukların büyüyünce ne olacaksın sorusu dahil olmak üzere geleceği tahayyül etmekte zorlanmaları çok ciddi bir problem. Yine çocukların kaygı düzeyinin arttığını, yalnızca kendileri için değil, sevdikleri için de bir kaygı bulutu içinde yaşadıklarını görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Prof. Dr. Emre Erdoğan ise dünyada kriz ve çocukluğa ilişkin yapılan akademik çalışmalarda salgınla birlikte bir artış gözlendiğini kaydetti. Erdoğan, "Bu konuda yapılan çalışmaların çoğunlukla gelişmiş kuzey ülkelerinde yapıldığı ve bu ülkelere odaklandığını görüyoruz. Oysa krizlerden en fazla etkilenenler, dünyanın gelişmekte olan bölgelerinde yaşıyorlar. Bu da özellikle çocuklar açısından kırılganlığın gerçek düzeyini anlamamızı engelliyor." açıklamasında bulundu. - "Yaşadığımız krizler çocuk hakları krizidir" BİLGİ Çocuk Çalışmaları Birimi Koordinatörü Gözde Durmuş da 20 Kasım 1989'da kabul edilen BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (BM ÇHS) 34. yılına girerken savaşlar, iklim krizi, salgının ve depremin etkilerinin çocukların yaşam hakkı başta olmak üzere tüm haklara erişimini tehdit ettiğini aktardı. Durmuş, "Yaşadığımız tüm bu krizleri bir çocuk hakları krizi olarak ele almamız gerekiyor, çünkü bu krizlerin hepsi çocukları derinden etkiliyor. Bu dünyayı birlikte paylaşıyoruz ve çocuk hakları perspektifinden bakmak zorundayız. Bu bir yükümlülük çünkü çocuğun üstün yararı ilkesi bize bunu söylüyor." ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.