TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Deprem

İLKHABER-Gazetesi - Deprem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Deprem haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Depremzedelerin umudu Hatayspor, 'Süper Lig'de var olma mücadelesi' verecek Haber

Depremzedelerin umudu Hatayspor, 'Süper Lig'de var olma mücadelesi' verecek

Asrın felaketinde büyük yıkıma uğrayan Hatay'ın TFF Süper Lig'deki takımı Hatayspor, bugün deplasmanda Beşiktaş maçına çıkacak. Depremzedelerin umudu olan Hatayspor, bu maçta 'Süper Lig'de var olma mücadelesi' verecek. TFF Trendyol Süper Lig'de kalma mücadelesi veren Hatayspor, bugün deplasmanda karşılaşacağı Beşiktaş maçının hazırlıklarını teknik direktör Özhan Pulat yönetiminde Mersin’de tamamladı. Bu çok önemli maç için sıkı bir antrenman programı uygulayan bordo-beyazlı kafile, dün İstanbul'a gitti. MKE Ankaragücü'nü yenerek düşme hattından kurtulma adına çok önemli 3 puan elde eden Hatayspor'un çalıştırıcısı Pulat, ligin güçlü takımlarından Beşiktaş'a karşı oynayacakları maça galibiyet için çıkacaklarını söyledi. Hataylı depremzedelerin umudu olan Hatayspor'un 'Süper Lig'de var olma mücadelesi' vereceğini ifade eden Pulat, "Bu maç ve ligin son haftasındaki Çaykur Rizespor karşılaşması bizim için çok önemli" dedi. Maçtan önce konteynerlerde yaşayan depremzedelerin mesajlarını izleyecekler Bu arada Hatayspor futbolcularının, Beşiktaş karşılaşması öncesi konteyner kentte kalan depremzedelerle maçla ilgili yapılan röportajları izleyecekleri bildirildi. Teknik direktör Özhan Pulat, "Tüm Hatay’ı ilgilendiren önemli bir maç öncesi, oyuncularımızın konstrantasyonunu arttırmak ve motive etmek açısından konteyner kentlerde yaşayan depremzedelerin Beşiktaş maçı öncesi bizden beklentilerine ilişkin röportajlar yaptırdık. Bu görüntüleri maça çıkmadan önce oyuncularımıza izlettirerek, sahadaki performanslarını arttıracağımıza inanıyorum. İnşallah Beşiktaş karşısında sahada istediğimiz mücadeleyi gösterir ve son haftaya daha umutlu bir şekilde gireriz. Hatay halkının dualarını ve desteğini bekliyoruz." dedi. Beşiktaş - Atakaş Hatayspor karşılaşması, Beşiktaş Park Stadyumu'nda yarın saat 19.00'da başlayacak. Karşılaşmayı Cihan Aydın yönetecek. İbrahim Çağlar Uyarcan ve Hakan Yemişken yardımcı hakemler olarak görev alacak.

F-16 sesiyle deprem korkusuna kapılan esnafın emekleyerek kaçmaya çalıştığı anlar kamerada Video Galeri

F-16 sesiyle deprem korkusuna kapılan esnafın emekleyerek kaçmaya çalıştığı anlar kamerada

Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde alçak uçuş yapan F-16 uçağının sesini duyunca deprem oluyor sanan esnaf, emekleyerek kaçmaya çalıştı. Esnafın o anları iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. 1 Haziran Türk Hava Kuvvetleri Kuruluş Günü hazırlıkları münasebetiyle prova yapan F-16 uçağı, Düziçi ilçesi semalarında alçak uçuş gerçekleştirdi. Uçağın sesinden tedirgin olan çiğ köfteci Teoman Kaan Güler, deprem olduğunu zannederek can havliyle emekleyerek kaçmaya çalıştı. Güler'in emeklediği anlar ve nişanlısının iş yerinden kaçtığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Güler'in o anları sosyal medyada izleyenleri gülümsetti. Osmaniye’de büyük bir deprem yaşadıklarını, o yüzden sesi duyunca deprem olduğunu düşündüğünü söyleyen Teoman Kaan Güler, "Sesi ilk duyduğumda deprem oluyor sandım. Biliyorsunuz bölgemizde büyük bir deprem yaşandı. Ben deprem oluyor sandım, korkuyla kendimi yere attım, sonrasında emekleyerek bulunduğum ortamdan çıkmaya çalıştım. Dışarı çıkınca ne olduğunun farkına vardım. F-16 uçağı yakın geçiş yapmış ilçemizde, sonra dükkana girdim. Güvenlik kamerası görüntülerini izledim, komik bir görüntü ortaya çıkmış. Nişanlım arkada yatıyordu hasta olduğu için, o da sesleri duyunca deprem oluyor sanmış, arka tarafta uzun süre terliklerini aramış. Komik bir görüntü ortaya çıktı. Biz deprem oluyor sandık, F-16 uçağı geçmiş" dedi.

Çağdaş Kaya: Hasarsız bina depreme dayanıklı bina değildir Haber

Çağdaş Kaya: Hasarsız bina depreme dayanıklı bina değildir

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Mayıs ayı 3. Birleşimine ait oturumu gerçekleşti. Meclis 1. Başkan Vekili Göktürk Boyvadaoğlu’nun başkanlığını yaptığı meclis oturumu açılış yoklaması ile başladı. Gündem dışı söz alan CHP’li Meclis Üyesi İnşaat Mühendisi Halil Çağdaş Kaya, 6 Şubat depremlerinde kentte hasar gören binaların durumlarına dikkat çekti. Kaya, depremin üzerinden 15 ay geçtiğini söyledi. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Yaşanılan depremlerin Türkiye’nin en büyük depremleri olduğunu anlatan Kaya, “Türkiye tarihinin en büyük iki depremini ardı ardına yaşadı. Öncelikle hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kalanlarına, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.  Deprem gibi doğa olayları dünyamız var olduğundan bugüne her zaman var olmuştur ve var olmaya devam edecektir. Ancak bu doğa olaylarını afeti dönüştüren ise insan elidir. Dere yataklarını imara açmak, zemin sıvılaşmasının olduğu ayrıca taşıma gücünün düşük olduğu yerlerde ona uygun imalat yapmamak kaçak yapıya müsaade etmek gibi sıralayacağımız birçok unsur yine insan kaynaklıdır” dedi. Mevcut yapı stoğu hakkında bilinen yanlışların olduğunu anlatan Kaya, “Depremlerin afete dönüşmemesi bizlerin yöneticilerin elinde. Bunun için büyük görev ve sorumluluklarımız vardır. Umarım bu depremden sonra gerek merkezi yönetim, gerekse yerel yönetimler bu depremlerden bir ders çıkartır ve bundan sonra depremlerin afete dönüşmesi için eline gelen çabayı sarf ederler. Geleceğin daha iyi ve nitelikli binalarla inşa edileceğini bildirerek mevcut yapı stoğumuzun durumu hakkında doğru bilinen yanlışlar veya eksikler hakkında görüşlerimi bildirmek istiyorum ve dikkatinizi çekmek istiyorum” diye konuştu. Deprem sonrası yapılan tespitlerin sadece binaların depremden nasıl etkilendiğini gösterdiğini vurgulayan Kaya, “Hepimizin dildiği üzere, tekrar hemen sonra Çevre ve Şehircilik Birliği Bakanlığı'yla ilgili belediyeler inşaat mühendisleri odası ve personelin teknik kadronun yeterli olmadığı durumda piyasadan inşaat mühendisi arkadaşlarımızın kurmuş olduğu ekipler deprem bölgelerindeki bütün binaları tek tek gezdiler. Yapılan kontroller sonucunda hasarsız, az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı olmak üzere tespitlerde bulunurlar. Arkadaşlar altını çizerek tekrar bahsetmek istiyorum. Bu tespitler binaların depremden yalnızca ne kadar etkilendiğini göstermektedir. O binaların depreme karşı sağlam olup olmadığını göstermemektedir” şeklinde konuştu. Yapılan değerlendirmelerde hasarsız bir binanın depreme dayanıklı olduğu anlamı taşımadığına dikkat çeken Kaya, “Açıkça şunu söyleyeyim. Bu tespitler konusunda hasarsız bir bina depreme dayanıklı demek değildir. Bu çok iyi bilinmelidir. Binaların depreme dayanıklı olmadığının cevabı daha detaylı çalışmalar ile yapılmalıdır. Bu çalışma tabii ki kısa sürede uygulamayacak bir çalışma değildir. Bu daha uzun soluk bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkar. Ve bu çalışma personel anlamında, gerekse ekonomik anlamda belediyelerimize bir maddi külfet yükleyecektir. Ama bu maddi külfet hiçbir şekilde insan hayatından daha önemli değildir” ifadelerini kullandı. Belediyelerin yapması gerektiğini sıralayan Kaya, “Bu konuyla ilgili yapılması gerekenleri şu şekilde biraz sıralamak istiyorum. Her belediye kendi sınırları içerisinde bütün binaları tek tek inceleyecek ekipler kurmalı. Biraz önce dediğim gibi bu süre kısa bir süre değil. 1 yıl, 2 yıl, 3 yıl, 5 yıl gibi bir süreyi kapsayacaktır. Bu ekip içerisinde özellikle inşaat mühendislerinin başında bulunduğu, gerekirse jeoloji mühendisleri, mimar gibi arkadaşlardan oluşan bir ekip oluşturulmalı. Belli bir sıralama ile, binaların yapım yılı, hangi yönetmeliğe göre yapılmış, denetim hizmeti almış veya almamış gibi kriterler gözetilerek ona göre bir sıralama belirlenir, binalarımız buna göre denetlenmelidir. Bu denetlemeler sonucunda risk görülen binalar daha detaylı bir incelemeye alınmalıdır. Bu işin metodolojisi daha sonradan tekrar oturup masaya konulabilir. Ama ilk başlatılması gerekenler bunlardır” dedi. Tespitler yapıldıktan sonra yapılması gerekenleri sıralayan Kaya, “Daha detaylı tespitlerden sonra gerçekten depreme dayanıklı olmadığına kanaat getirdiğiniz binaların ise, mecburen yıkılması gerekmektedir. Veya güçlendirmeyle hayatta kalabilecek binalarda güçlendirme yapılması gerekmektedir. Ve bu çalışmalar yapıldıktan sonra öyle görülür ki beş yıl sonra Adana'ya girip bu çalışmaları bitirilse bile bunu yeterli görmemek gerekli.. Ayrıca yine her binanın yılda bir olur, iki yılda bir olur mutlaka tekrar gözlemsel olarak denetlenmesi gerekir. Neden gerekir? Yani herkes arabasını yılda bir veya iki yılda bir yaşına göre muayeneye götürüyor. Asansörlerimiz yine yılda bir denetleniyor. Bugün sağlam olan bir binayı, özellikle deprem gününden sonra yapılan araştırmalarda gördük ki, özellikle bodrum katlarda nemden dolayı, yer altı su seviyesinin yüksek olmasından dolayı korozyonlar oluşmuş. Bu korozyonlar binaların yapısına doğrudan etki etmektedir ve binaya hasar vermektedir” diye konuştu. Zemin katlarda bulunan işyerlerindeki tadilatlara değinen Kaya sözlerini şöyle tamamladı; “Ayrıca biliyoruz ki özellikle kent merkezlerinde ki binalarda zemin katlar genelde iş yerlerinden oluşmaktadır. Bu işyerleri yılda bir, iki yılda bir el değiştirmektedir. Ve yeni alan arkadaşlar, işletmeciler ise gerek bilerek, gerek bilmeyerek bu binaların taşıyıcı sisteme, kolonlara, kirişlere,  müdahale etmektedir ve zarar vermektedir. Bu zararları bizim yılda bir, iki yılda bir gözlemlememiz gerekir ki sonra oluşabilecek deformasyonları tespit edebilelim. Tekrar altını çizerek söylemek istiyorum. Bütün binalarımız belli bir süre içerisinde, belli bir metodolojiye dayanarak içerisinde belediyeleri, inşaat mühendisliği odasından gerekirse üniversite  hocaları proje ekiplerle denetlenmeli ve bu denetlemeden sonra da yine yılda bir, iki yılda bir tekrar bir göz önsel muayene yapılması gerekir diyerek düşünüyorum” dedi. Engelliler gününü kutlayan MHP Grup Başkan Vekili Demirdağ, “Bu engellerle ilgili olarak şehrimizin birçok ana bulvarlar üzerinde yapılmış, daha önce de yapılmış sarı çizgiler var. Bunlar plastik malzemeler kullanılmıştı. Bu plastik malzemeler baktığımız zaman birçok yerde normal engelliyi bıraktık. Normal vatandaşların bile yürümesini engelleyen bir durumla karşı karşıyayız. Şu anda şehrimize bazı yerleri değiştirmiş ama çok acil bu engelli vatandaşlarımızın kullanmış oldukları bunlar üzerindeki bu plastik  yürüme koridorun değiştirmesini talep ediyorum” diye konuştu. Kaya’nın konuşmasından ötürü teşekkür eden Demirdağ, “6 Şubat depreminden sonra biz burada çok kez konuştuk başkanım bunları. Ve biz Büyükşehir'deki yapmış olduğumuz planlarda uygulamalarda kesinlikle dediklerinin hepsini biz plan notlarına işliyoruz” ifadelerini kullandı.   

Prof. Dr. Naci Görür'den deprem uyarısı Haber

Prof. Dr. Naci Görür'den deprem uyarısı

Bilim Akademisi Üyesi, Jeolog ve Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2024 yılı faaliyet dönemi 8. Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. Toplantının başkanlığını yapan ANSİAD Geçen Dönem Başkanı Akın Akıncı, yapmış olduğu konuşmasında depremin önemine dikkat çekti. Akıncı, Prof. Dr. Naci Görür’ün özellikle Kahramanmaraş Depremi’nden sonra bir misyoner gibi Türkiye’nin her yerine giderek deprem konusundaki bilgilerini paylaştığını söyledi ve ANSİAD toplantısına davet edildiği için teşekkür etti. "Bu ülkeyi depreme hazırlamak zorundayız" Türkiye coğrafi olarak Alp-Himalaya deprem kuşağında olduğunun altını çizen Prof. Dr. Naci Görür, "Uyumamanız lazım çünkü bu işin şakası yok. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki kadar deprem planı yoktur. Her kentin yüzlerce planı var. Özellikle AFAD’da binlerce rapor var ve hepsi raflardadır. Üzeri açılıp bakılmamıştır. Sakın bizim burada fay yok demeyin. Canlı fay olmayınca yan gelip yatacak mıyız? Çağdaş düşünmek lazım. Bu ülkeyi depreme hazırlamak zorundayız. Herhangi bir yerde bir gece kalktığımızda insanlarımız ölmüşse bu hepimizin sorumluluğudur. Hepimiz vatandaş olarak ülkemize sahip çıkmak zorundayız” şeklinde konuştu. “Türkiye Cumhuriyeti var olacaksa deprem problemini çözmemiz gerekir” diyen Görür, deprem problemini çözmenin mümkün olduğunu söyledi. Görür, “Bugüne kadar çözülmemesinin nedeni bu konuda siyasi iradenin olmayışı ve halkın kendi topraklarına, insanına sahip çıkmayışındandır. Her gün televizyonlarda domates ve biberin fiyatını, emeklinin maaşını konuşan halk bir gün dahi çoluğum çocuğum ölmesin diye depremi asla konuşmuyor. Bu işi böyle çözemeyiz” ifadelerini kullandı. “Antalya’yı depremde etkileyecek üç tane deprem zonu var” Antalya’nın istenilmesi takdirde depreme dirençli hale getirebileceğine dikkat çeken Görür, “Antalya ebediyen var olacaksa ve Antalyalılar burada yaşayacaksa buradaki faylar ister fazla ister seyrek olsun Antalya depreme dirençli yapılmak zorundadır. Antalya’yı depremde etkileyecek üç tane deprem zonu var. Kim yok diyorsa bu işi bilmiyordur. Bunların zamanı gelirse tehlikelidir. Birincisi Fethiye-Burdur fay zonu burada olabilecek bir deprem 100 kilometre çapındaki bir alana afet boyutunda zarar verebilir. İkincisi Beyşehir, üçüncüsü de Antalya’nın güneyinde yer alan Helen-Kıbrıs fay zonudur. Bu bahsettiğim üç zonda şu anda stres birikiyor. Ayrıca, ülkenin kimi yerlerinde olan faylar diğer yerlerdeki faylara stres biriktirebilir. Oranın vaktinden önce harekete geçip deprem üretmesine sebep olabilir. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen depremlerin Helen-Kıbrıs zonunda stres artımına neden olma ihtimali büyüktür. Biz 6 Şubat depremleri olduğu zaman Kıbrıs’a dikkat diye uyarı verdik. Halen o uyarı geçerlidir. Bu stres bir raddeye kadar birikir ve fay orada kırılarak deprem üretir. Fayda yeterince stres biriktiği zaman doğa matematik gibi çalışır, pat diye deprem vurur" dedi. Görür, sözlerine şu şekilde devam etti: "Deprem dirençli kent, bir kente deprem geldiği zaman o depremi minimum hasarlı atlatan kent demektir. Kaliforniya, Japonya, Tayvan, Endonezya, Şili, Arjantin, Hindistan, Çin, İtalya gibi ülkelerde bizlerden büyük depremler oluyor. Buralarda 3-5 kişi tesadüfen ölüyor. Günlük yaşam da değişmiyor. Bizde ise deprem hayatımızı karartıyor. Bütün ülkeye kabus gibi çöküyor. Örneğin 6 Şubat depremi. Bir senedir insanlar sürünüyor. Bir kenti tanımlayan altı bileşen vardır. Bunlar sırasıyla yönetim, halk, altyapı yapı stoku, ekosistem - çevre, ekonomidir. Bir kenti tanımlayan parametreler bunlardır. Eğer biz bu parametreleri deprem dayanıklı dirençli yaparsak o kent otomatik olarak depreme dirençli olur." "ANSİAD 8. Olağan Toplantısı" ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in, toplantının başkanlığını yapan ANSİAD Geçen Dönem Başkanı Akın Akıncı ile birlikte konuğumuz Bilim Akademisi Üyesi & Jeolog & Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür’e günün anısına "Triskeles" hediye etmesinin ardından sona erdi.

Prof. Dr. Semir Över: Depremler belirli bir mevsimle ilgili değil, tektonik olaylardır Haber

Prof. Dr. Semir Över: Depremler belirli bir mevsimle ilgili değil, tektonik olaylardır

Ülkemizde son 25 yılda yaşanan depremlerden en büyükleri olan 1999 Gölcük depremi Ağustos ayında, 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler ise Şubat'ta meydana gelmişti. Yaz mevsiminde aşırı sıcaklar olduğunda bazı vatandaşlar Marmara depremini hatırlayarak tedirgin olurken, bazı vatandaşlar ise kışın aşırı soğuklarda Kahramanmaraş depremlerini hatırlayarak endişeleniyor. İskenderun Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Semir Över, depremlerin oluşumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, mevsim veya hava şartlarının depremle ilgisi olmadığını anlattı. Kahramanmaraş merkezli depremlerin kış ayında ve Gölcük depreminin yaz ayında yaşandığına dikkat çeken Över, “Hava koşullarının depremle bağlantısı olmadığını söyleyebilirim ama bunu nedenlerini açıklayarak söylemekte fayda var. Şunu söyleyeyim; ülkemizde son iki büyük depremin biri Ağustos ayında Marmara depremi 1999 yılında yaşandı. Biri de geçen yıl Şubat ayında Pazarcık depremi 2023’te meydana gelmişti. Biri yaz aylarında biri kış aylarında yaşandı, dolayısıyla aşırı sıcaklar olduğunda insanlar Marmara depremini hatırlayarak tedirgin oluyor. Aşırı soğuk ve yağışlı olduğunda, gök gürültülü yağışlar olduğunda insanlar yine tedirgin oluyor ve Pazarcık depremini hatırlıyorlar. O yüzden insanlarda bir endişeye neden oluyor bu durum, 'acaba tekrar deprem olacak mı' şeklinde. Bu endişeyi sona erdirmek de çok kolay değil, bu biraz daha toplumsal psikolojiyi de içine alan bir geniş kapsamlı bir olay. Ama uzmanlık alanım içerisine giren deprem konusunda şunu söyleyebilirim, atmosferik olayların yani hava olaylarının depremlerle hiçbir ilişkisi yoktur” dedi. “Depremler tektonik olaylardır, hava koşullarıyla veya atmosferik olaylarla hiçbir ilgisi yoktur” Depremin yer altında meydana gelen bir olay olduğuna dikkat çeken bilim adamı Över, “Depremlerin oluşumlarına baktığımızda bir istatistiksel çizelge yaparsak her koşulda her hava koşulunda depremin olduğunu, olabileceğini, yani depremlerin hava koşulunu seçmediğini söyleyebiliriz. Yılda belki 6 ve daha büyük 50’den fazla deprem oluyor. Dünyada bazı yerlerde soğuk havaların etkinliği sürüyor, bazı yerlerde sıcak havalar etkinliğini sürdürüyor. Dolayısıyla depremlerin hava koşulunu seçmediğini söyleyebiliriz. Ayrıca depremler için bir ek bilgi vermek istiyorum; biliyorsunuz dünyamız manto, çekirdek ve yer kabuğundan oluşuyor. Manto içerisindeki konveksiyon akımlarının yer kabuğunu farklı yönlere kaymasına neden olmaktadır. Hem kaymasını hem de zorlamasına neden olmaktadır. Zorlanan ve kırılan yerlerde deprem meydana geliyor ve deprem enerjisini taşıyan dalgalar yeryüzüne yayılarak yeryüzünü sarsması olayına biz deprem diyoruz. Baktığımız zaman deprem yerin içinde meydana gelen bir olaydır. Yerin derinliklerinde bu 5 kilometreden 60-70 km bizim ülkemiz için hatta 600 kilometreye varan derinliklerde de meydana gelen depremler de kaydedilmiştir. Yüzeyde meydana gelen atmosferik olayların, yani hava koşullarının yerin derinliklerinde bu kadar derinliklerinde meydana gelen olayları etkilemesi söz konusu değildir. Dolayısıyla depremler tektonik olaylardır, hava koşullarıyla veya atmosferik olaylarla hiçbir ilgisi yoktur” ifadelerini kullandı.

Hatayspor, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün icra takibine itiraz etti Haber

Hatayspor, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün icra takibine itiraz etti

Asrın felaketinde büyük yıkıma uğrayan Hatay'ın Süper Lig'deki takımının kulüp yöneticileri, avukatları aracılığıyla İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından başlatılan 5 milyon TL tutarındaki icra takibine itiraz etti. Asrın felaketinde futbolcusu Christian Atsu ve sportif direktörü Taner Savut'un yaşamını yitirmesiyle geçen sezon ligden çekilme kararı alan, bu sezona ise buruk bir şekilde başlayan Atakaş Hatayspor, iç saha maçlarına Mersin'de çıktı. Teknik Direktör Volkan Demirel'in depremde takımın başında kalıp harabeye dönen kentten ayrılmayarak büyük bir fedakârlık örneği gösterdiği Hatayspor, depremzede Hatay halkına ve taraftarlarına büyük bir umut kaynağı oldu. Bu sezon ligde düşme tehlikesine giren Hatayspor'da Volkan Demirel ayrılığı yaşanırken, yerine Özhan Pulat göreve getirildi. Özhan Pulat yönetimindeki takım, kendisi gibi düşme hattında olan Gaziantep FK maçında sahadan 1-1'lik skorla ayrıldı. Hatayspor, bu maçın ardından takımın kalecisi Erce Kardeşler'in açıklamaları ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın İstanbul Riva'da bulunan eğitim tesislerinde konaklamasının bedelini ödemediği gerekçesiyle İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından 5 milyon TL tutarındaki icra takibi ile spor kamuoyunda gündeme geldi. Hatayspor, icra takibine itiraz etti. Hatayspor Kulübü yöneticileri, avukatları aracılığıyla İcra Hukuk Mahkemesi'ne itiraz dilekçesi verdi. Kulüpler Birliği de Hatayspor’un 5 Milyon TL’lik konaklama bedelinin ödenememesi üzerine icra takibi başlatılan Hatayspor için resmi kurumlarla görüşmelere başlamıştı.

Dört Yapraklı Yonca Projesi, deprem bölgesindeki çocuklara destek oluyor Haber

Dört Yapraklı Yonca Projesi, deprem bölgesindeki çocuklara destek oluyor

Dört Yapraklı Yonca Sınıfları Projesi, özel eğitim ihtiyacı olan ve bu sınıflar olmadığı için eğitim göremeyen öğrencilere “Özel Eğitim Sınıfı” yapmayı amaçlıyor. Bir LEO oluşumu olan Dört Yapraklı Yonca Projesi, son olarak deprem bölgesindeki çocuklar için sınıf desteğinde bulundu. Proje kapsamında Antakya bölgesinde 3 özel eğitim sınıfı yapılırken 25 öğrenci için de eğitimleri için gerekli ve önemli olan malzemeler alındı ve kurulumu gerçekleştirildi. Sınıflar için gerekli malzemelerin temini ve kurulum da gönüllüler tarafından gerçekleştirildi. Özel eğitim sınıflarından birinin destekçisi Çağrı Kiçki olurken toplam 3 sınıfın açılışı 5 Mayıs tarihinde gönüllülerin katılımıyla yapıldı. 6 Şubat 2023’de Türk Lions ve Leo’ları Adana, Antakya ve Adıyaman’da enkazda çalışırken AFAD ile iletişim halinde kalarak ihtiyaç sahiplerinin yanlarında olmaya devam ettiler. Antakya’da 500 kişinin barınması için çadır kent kurmanın yanında gerekli malzemeleri de depremzedelere ulaştırdılar. Adıyaman’da 3000 kişilik konteyner kent kurarken Mersin Yenişehir’de depremden zarar gören vatandaşlar için yapılan  sosyal tesisin inşası da devam ediyor. Verdikleri destek hakkında konuşan Çağrı Kiçki, “6 Şubat depremi hepimizi derinden yaraladı. Bu süreçte belki de en çok etkilenen eğitim çağındaki çocuklar oldu. Onların eğitim hayatlarına, okullarına devam edebilmelerine büyük önem veriyoruz. Özellikle özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara verdiğimiz desteği artırarak okullarına devam edebilmeleri için maddi ve manevi olarak daima yanlarında olacağız” dedi. “Nerede bir ihtiyaç varsa orada bir Leo vardır” sloganıyla hizmet etmeye devam eden LEO’lar, 11 ilin etkilendiği asrın felaketi olarak adlandırılan depremde yaraları sarmaya devam edecek.

Karalar: Depreme dirençli Adana ve Türkiye için yaşananları unutmadan, bilimin ışığında çalışmalıyız Haber

Karalar: Depreme dirençli Adana ve Türkiye için yaşananları unutmadan, bilimin ışığında çalışmalıyız

Adana Ticaret Odası Meclis Salonu’nda yapılan Sempozyuma katılan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ülkenin en önemli gündeminin depreme dirençli kentler yaratmak olması gerektiğini belirtti ve bunun için yapılması gereken her şeyin acilen hayata geçirilmesinin önemine işaret etti. Başkan Zeydan Karalar şunları söyledi: “Toplum olarak afet yaşandığında o noktaya odaklanıyoruz ama bir müddet sonra bunu unutuyoruz. Türkiye’nin dünyadaki en riskli deprem bölgelerinden biri olduğu gerçeğiyle hareket edip tedbirlerimizi almalıyız.” ODALAR ÖNEMLİ BİR AMACA HİZMET EDİYOR Sempozyumun; Türkiye’nin en önemli gereksinimlerinden olan enerji kullanımını azaltan kerpiçle ilgili olmasını da önemsediğini kaydeden Başkan Zeydan Karalar, “TMMOB’ne bağlı odalar, bir karşılık beklemeden, ülkenin problemleriyle ilgili proje üreten ve bunları anlatan kuruluşlar. Onların eleştirel yaklaşımına bakıp engellemeye çalışmak, ükemizde bilimin gelişmesinin önüne geçmek anlamına gelir” dedi. Türkiye’yi depreme dayanıklı hale getirmenin şart olduğunu vurgulayan Başkan Zeydan Karalar, ancak böylece hem insan kayıplarının, yaşanan acıların ve ekonomik yıkımın önlenebileceğini söyledi. AFET KOORDİNASYON MERKEZİ VE MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMALARI 6 Şubat depremlerinin ardından gerçekleşen hasar sonucu Adana’da 7 binin üzerinde binanın, yıkılmasını gerektirecek denli hasar aldığını hatırlatan Başkan Zeydan Karalar; Adana’nın depreme dirençli bir şehir olması için Afet Koordinasyon Merkezi’ni hayata geçireceklerini, mikro bölgeleme çalışmaları yaptıklarını, tüm bunları ikinci dönemde uygulayarak, kentin depreme daha dirençli hale gelmesi için katkı sağlamaya devam edeceklerini bildirdi. Başkan Zeydan Karalar, konuşmasını; sempozyumu gerçekleştirenlere ve katılımcılara teşekkür ederek tamamladı. Sempozyumda; kerpiç, yığma ve karma tekniklerle inşa edilmiş yapılar ile deprem ilişkisinin disiplinlerarası bir perspektiften ve çok yönlü olarak ele alınması ve toprağın yapı malzemesi olarak irdelenmesi konuları üzerinde duruldu. Sempozyumun ana başlıkları, Kültürel Miras ve Kerpiç, Modern Toprak Yapılar ve Yapısal Davranışlar oldu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.