# Abdullah Öcalan

İLKHABER-Gazetesi - Abdullah Öcalan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Abdullah Öcalan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İmralı heyetinden terör örgütü elebaşı Öcalan ile yapılan görüşmeyle ilgili açıklama Haber

İmralı heyetinden terör örgütü elebaşı Öcalan ile yapılan görüşmeyle ilgili açıklama

İmralı Heyeti, silahlı terör örgütü PKK Elebaşı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeyle ilgili yazılı bir açıklama yayınladı.Yayınlanan açıklamada, "3 Kasım 2025 tarihinde İmralı’da Abdullah Öcalan ile yaklaşık üç saat süren son derece olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Sağlığı ve morali oldukça güçlüydü. Görüşmemizde özetle şu değerlendirmeleri yaptı: 'İçinde bulunduğumuz süreci ilerletebilmek, tarihi ve sosyolojiyi daha fazla ciddiye almayı gerektiriyor. Türk-Kürt ilişkisinin bin yıllık iki sütun olarak bugüne geldiğinin tespit edilmesi önemlidir. Bu sütunların görülmesi, anlaşılması ve onarılması suretiyle birlikteliğin güçlendirilmesi gerekir. Çizgiler çekerek değil, güncel sorunlarımızı da kapsayacak bir ufuk oluşturarak hareket etmeliyiz. Sınırlı şartlarda tarihi bir mesele için ciddi bir çaba sarf ediyoruz. Yıkıcı ve negatif değil, pozitif bir aşamayı geliştirmeye çalışıyoruz. Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyetin yasallığına dahil edilmesi ve bunun için güçlü bir geçiş süreci temel alınmalıdır. Bütünsel bir olgu olarak yasallığa geçiş, Demokratik Cumhuriyetin hukuksal temellerini sağlamlaştıracaktır. Bugün dönemsel olarak eşiğinde olduğumuz demokratik entegrasyon imkanı hem yerellik hem evrenselliktir. Pozitif aşamaya geçebilmek için bu süreçte herkesin hassasiyet, ciddiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesi hayati önemdedir' " denildi.

PKK'dan tarihi açıklama! Türkiye'deki tüm güçlerini geri çektiğini duyurdu Haber

PKK'dan tarihi açıklama! Türkiye'deki tüm güçlerini geri çektiğini duyurdu

Türkiye'nin terörle mücadelesinde ve "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda yürütülen İmralı Süreci'nde kritik bir gelişme yaşandı. Terör örgütü PKK'nın, Abdullah Öcalan'ın çağrıları üzerine başlattığı silah bırakma sürecini yeni bir aşamaya taşıdığı bildirildi. TERÖR ÖRGÜTÜNDEN KRİTİK AÇIKLAMA: TÜM GÜÇLER ÇEKİLİYOR ANF News'in haberine göre, terör örgütü PKK "Hareket Yönetimi" imzasıyla bugün (26 Ekim Pazar) saat 11.00'de yaptığı açıklamayla, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm silahlı unsurlarını Irak'ın kuzeyindeki Medya Savunma Alanlarına geri çektiğini duyurdu. Açıklamaya, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 25 teröristin katıldığı iddia edildi. Açıklamada, Ortadoğu'daki çatışmaların Türkiye ve Kürtlerin geleceğini tehdit ettiği belirtilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ve Abdullah Öcalan'ın açıklamalarıyla başlayan sürecin kritik bir aşamada olduğu ifade edildi. Açıklamanın tamamı şu şekilde; “Ortadoğu’da yaşanan çatışma ve savaşların Türkiye’nin ve Kürtlerin geleceğini çok ciddi biçimde tehdit eder hale gelmesi üzerine; geçen yıl Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle, Önder Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıyla başlayan ve Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı ile kimlik kazanan süreç, son derece önemli ve kritik bir aşamadan geçmektedir. SİLAHLI MÜCADELE BİTTİ, ÇEKİLME BAŞLADI Geçen 8 aylık süre içinde Kürt tarafı olarak biz, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı temelinde tarihi öneme sahip büyük adımlar attık. Sakin ve rahat bir tartışma ortamı yaratabilmek için, çağrıdan hemen sonra 1 Mart günü ateşkes ilan ettik. Önder Abdullah Öcalan’ın uygun yöntemlerle gerçekleştirdiği yönlendirme temelinde 5-7 Mayıs tarihleri arasında PKK 12. Kongresini toplayarak PKK’nin örgütsel varlığını ve silahlı mücadele stratejisini sona erdirme kararlarını aldık ve bunların ancak Önder Abdullah Öcalan’ın doğrudan yürütmesi ile pratikleşebileceğini de bu kararlara ekledik. İki ay sonra 11 Temmuz günü ise, Önder Abdullah Öcalan’ın görüntülü çağrısı temelinde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat yönetimindeki 30 kişilik Barış ve Demokratik Toplum grubu, düzenlenen bir törenle silahlarını yakarak silahlı mücadeleyi sona erdirme kararını uygulamadaki net ve kararlı tutumumuzu ortaya koydu. Önder Abdullah Öcalan ve PKK öncülüğünde Kürt tarafının attığı bu tarihsel adımlar, Türkiye siyasi ve toplumsal ortamını derinden etkileyerek, barış ve demokratikleşme doğrultusunda yeni bir ruh ve irade ortaya çıkardı. Kürtlerin barış, demokratik ve özgürlükten yana olan bu cesur ve fedakar tutumu, Türkiye içinde ve dışında genel planda hep takdirle karşılanmıştır. Yaşanan yetersiz yaklaşımlara rağmen Önder Abdullah Öcalan ve Kürdistan Özgürlük Hareketi, Türkiye ve Kürtler üzerine gittikçe ağırlaşan tehlikeleri bertaraf edebilmek için gelecek yüzyılların özgür, demokratik ve kardeşçe yaşamının temellerini atabilmek için, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni ikinci bir aşamaya taşıyabilmek amacıyla ön açıcı yeni pratik adımlar atmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda, 12. Kongre kararları temelinde planladığı Türkiye sınırları içinde çatışma riski oluşturan ve olası provokasyonlara açık olan Türkiye’deki tüm güçlerimizi Medya Savunma Alanlarına geri çekme işlemini Önder Abdullah Öcalan’ın da onayı temelinde gerçekleştirmekteyiz. Medya Savunma Alanlarına ulaşan gruplardan bir kısmı şu an burada bulunmakta ve bu açıklamaya bizzat katılmaktadır. Ayrıca sınır alanlarında da çatışma riski oluşturan olası provokasyonlara açık olan mevzilerde de benzer düzeltici tedbirler alınmaktadır. Kuşkusuz attığımız bu adımların etki düzeyini pratik gösterecektir. Ancak attığımız bu pratik adımlar da PKK’nin 12. Kongre Kararlarını uygulamadaki kararlılığı ve net tutumumuzu bir kez daha ortaya koymaktadır. “DEMOKRATİK ENTEGRASYON YASALARI GECİKMEDEN ÇIKARILMALI” Çok açık ki biz 12. Kongre Kararlarına bağlıyız ve uygulamakta kararlıyız. Ama bunların pratikleşmesi için de yine PKK 12. Kongresinin aldığı kararlar doğrultusunda sürecin gerektirdiği hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir. Bu çerçevede PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır. “KADINLAR VE GENÇLER SEFERBERLİK DÜZEYİNDE MÜCADELE ETMELİ” Son olarak çağrımız, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızadır. Süreç birilerinden bir şeyler bekleme değil, özgür ve demokratik yaşamı örgütlü mücadeleyle yaratma ve kazanma sürecidir. O halde kendini bu yaşamın içinde gören herkesin ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin’ başarısı için seferberlik düzeyinde mücadele etmesi gerekir. Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu mutlaka zafere ulaşacaktır. 26 Ekim 2025 Hareket Yönetimi.”

PKK, Süleymaniye'de düzenlenen törenle silah bıraktı! Terörsüz Türkiye yolunda tarihi adım Haber

PKK, Süleymaniye'de düzenlenen törenle silah bıraktı! Terörsüz Türkiye yolunda tarihi adım

PKK'nın silah bırakma sürecinde en somut adım bugün atıldı. İmralı Cezaevi'nde tutulan Abdullah Öcalan'ın çağrısı sonrası başlayan süreç kapsamında, Irak'ın Süleymaniye kentine bağlı Surdaş kasabasındaki Casenê Mağarası'nda sembolik bir silah bırakma töreni gerçekleştirildi. 30 KİŞİLİK GRUP SİLAHLARINI İMHA ETTİ 15 kadın ve 15 erkekten oluşan 30 kişilik bir PKK'lı grup, silahlarını yakarak imha etti. Grubun içerisinde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat'ın da yer aldığı belirtildi. Kendilerini "Barış ve Demokratik Toplum Grubu" olarak adlandıran grup, törenin ardından sessizce mağaraya geri döndü. Grup adına yapılan yazılı açıklamada, "Bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla... silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz" denildi. Tören, aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, DBP ve HDK eş sözcüleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, gazeteciler ve aydınların bulunduğu yaklaşık 500 kişilik bir heyet tarafından izlendi. Törenin MİT koordinesinde planlandığı ve takip edildiği de gelen bilgiler arasında. SÜRECİN ARKA PLANI VE ÖCALAN'IN ÇAĞRISI Bugünkü törene giden süreç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim 2024'te TBMM açılışında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile tokalaşması ve barış mesajları vermesiyle ivme kazandı. Bu tarihten sonra İmralı'da tecrit koşulları hafifletildi ve Öcalan'ın ailesi ve vekillerle görüşme trafiği başladı. Bu görüşmelerin ardından Öcalan, 27 Şubat 2025'te DEM Parti heyeti aracılığıyla gönderdiği mektupta PKK'ya kendini feshetmesi ve silah bırakması yönünde net bir çağrı yaptı. Bu çağrıya uyan PKK, 1 Mart'tan itibaren ateşkes ilan etti ve 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği kongrede Öcalan'ın çağrısı temelinde "tarihi kararlar" aldığını duyurdu. Süreçteki son ve en kritik adım, Öcalan'ın 9 Temmuz'da yayınlanan görüntülü mesajı oldu. Öcalan mesajında, "Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir" ifadelerini kullandı. GÖZLER ERDOĞAN'IN YARIN YAPACAĞI AÇIKLAMADA Silah bırakma töreni, iktidarın "terörsüz Türkiye" olarak adlandırdığı süreçte önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu önemli gelişmenin hemen ardından gözler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı açıklamalara çevrildi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, iki gün önce yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 12 Temmuz Cumartesi sabahı "tarihi bir konuşma" yapacağını duyurmuştu. Bu konuşmada, sürecin geleceğine dair önemli mesajlar verilmesi bekleniyor.

PKK ne zaman silah bırakacak, sonrasında ne olacak? İşte çözüm sürecinin adım adım yol haritası Haber

PKK ne zaman silah bırakacak, sonrasında ne olacak? İşte çözüm sürecinin adım adım yol haritası

Türkiye'nin kaderini etkileyecek 48 saate girilirken, tüm gözler PKK'nın atacağı tarihi adıma çevrildi. 11 Temmuz Cuma günü silahlar gerçekten susacak mı? Abdullah Öcalan'ın ilk kez videolu olabileceği söylenen ve içeriği sır gibi saklanan mesajı hangi kapıları aralayacak? Ankara, Bağdat ve Erbil hattında yürütülen gizli diplomasi trafiği ve son anda iptal edilen canlı yayının perde arkasında neler var? GİRİŞ: GERİ SAYIM BAŞLADI, NEFESLER TUTULDU PKK'nın silah bırakma kararını hayata geçirmesi için geri sayım resmen başladı. Son anda bir pürüz çıkmazsa, örgüt 11 Temmuz Cuma günü düzenlenecek bir törenle on yıllardır süren çatışma dönemini sonlandıracak ilk adımı atacak. Sürecin en merak edilen detayı ise tören öncesi kamuoyuna açıklanacak olan Abdullah Öcalan'ın mesajı. DEM Parti kulislerinde, Öcalan'ın bu kez sadece yazılı bir metinle değil, bir video kaydıyla örgüte sesleneceği beklentisi hakim. ANKARA'DA KRİTİK ZİRVE: SÜRECİN SİYASİ AYAĞI PLANLANIYOR Silahların susmasına saatler kala, sürecin siyasi ayağı için Ankara'da trafik hızlandı. Irak'ta bir dizi temasta bulunan MİT Başkanı İbrahim Kalın, bugün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile kritik bir görüşme gerçekleştirecek. Masadaki ana gündem, silah bırakmanın hemen ardından Meclis'te kurulacak olan özel komisyonun yol haritası. TÖREN NEREDE, SİLAHLAR NASIL TESLİM EDİLECEK? Güvenlik gerekçesiyle törenin yapılacağı yer konusunda bilgi verilmedi. Ancak kaynaklar, ilk silah bırakma eyleminin Kuzey Irak'ta, Süleymaniye kenti yakınlarında sembolik bir törenle gerçekleşeceğini iddia ediyor. Cuma günü küçük bir grubun katılımıyla başlayacak olan sürecin, Ankara-Erbil-Bağdat koordinasyonunda oluşturulacak güvenli noktalarda birkaç ay içinde tamamlanması hedefleniyor. CANLI YAYIN NEDEN İPTAL EDİLDİ? GÖRÜNTÜLER NASIL SERVİS EDİLECEK? DEM Parti'nin gazetecileri davet ettiği ve canlı yayımlanması planlanan tören, "güvenlik" gerekçesiyle son anda iptal edildi. Yeni plana göre tören, kameraların alınmayacağı farklı bir alanda yapılacak. Ancak törenden elde edilen görüntülerin, hızla bölgedeki gazetecilere ulaştırılarak kamuoyuna servis edilmesi sağlanacak. Bu kararın, 12 askerin hayatını kaybettiği olayın ardından olası provokasyonları önleme amacıyla alındığı bilgisi verildi. MECLİS KOMİSYONU'NUN MİSYONU NE OLACAK? İlk görüntülerin gelmesinin ardından Meclis'te kurulacak komisyon, sürecin yasal altyapısını inşa edecek. İktidarın "Terörsüz Türkiye," DEM Parti'nin ise "Barış ve Demokratik Toplum Süreci" olarak tanımladığı bu yeni dönemin tüm yasal çerçevesi bu komisyonda şekillenecek. Örgüt mensuplarının topluma kazandırılmasından İnfaz Yasası'ndaki değişikliklere kadar birçok kritik başlık bu komisyonun masasında olacak. MASADAKİ EN ZOR KONU: SİYASİ TUTUKLULARIN GELECEĞİ Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibi isimlerin de aralarında bulunduğu siyasi tutukluların durumu, sürecin en çetin başlığını oluşturuyor. DEM Parti, AİHM ve AYM kararlarının uygulanmasıyla tahliyelerin mümkün olacağını savunurken, AK Parti kanadı silahların tamamen susmasını ve sürecin sağlıklı ilerlemesini şart koşuyor. Hükümet kaynakları, atılacak adımların "hiçbir şekilde bir pazarlığın parçası olmayacağını" net bir dille ifade ediyor.

Teröristbaşı Öcalan’ın serbest bırakılacak mı? Haber

Teröristbaşı Öcalan’ın serbest bırakılacak mı?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM’de düzenlenen AK Parti Grup Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terörle mücadelede gelinen noktaya değinen Tunç, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılacağı yönündeki iddiaları sert bir dille yalanladı. “Böyle bir şey söz konusu değil” ifadesiyle kamuoyundaki söylentilere açıklık getirdi. “Terörsüz bir Türkiye, gelecek nesiller için şart” Konuşmasında Türkiye'nin terörle mücadelesine dikkat çeken Bakan Tunç, şu ifadeleri kullandı: “Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silah bırakması kararı, ülkemizin 40 yıldan fazla gelişmesine engel olan terör belasından kurtulmamız açısından önemlidir. Bu mücadelede binlerce şehit verdik. Artık terörsüz bir Türkiye’ye adım atmamız gerekiyor.” Bahçeli’nin çağrısı sonrası çalışmalar başladı Bakan Tunç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesi doğrultusunda birtakım yasal düzenleme çalışmalarının başladığını hatırlattı. Bu kapsamda DEM Parti'nin de Adalet Bakanlığı’nı ziyaret ederek öneriler sunduğunu aktaran Tunç, daha önce başlatılmış olan Yargı Reformu Stratejisi çerçevesinde ceza adaleti sisteminin güçlendirilmesine yönelik adımlar atıldığını belirtti. Cezaevi koşulları sorusuna yanıt: “Yasa çerçevesinde gereken yapılır” Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarının iyileştirilip iyileştirilmeyeceği yönündeki soruya da yanıt veren Bakan Tunç, infaz sisteminde yapılacakların yasal çerçeveye göre belirlendiğini, yürütmenin bu konuda tek başına karar almasının mümkün olmadığını söyledi: “Cezaevi şartlarıyla ilgili olarak infaz kanunumuzda yapılabilecek düzenlemeler var. Ancak bu tür konular yürütmenin tek başına yetkisinde değil, yasa gerektiren hususlar.” “Serbest bırakılması söz konusu değil” Tunç, Abdullah Öcalan’ın serbest kalacağı iddialarını da net bir şekilde yalanladı: “Böyle bir şey söz konusu değil. Böyle bir şey de yok.”

Yılmaz Tunç: Öcalan ailesinin İmralı ziyaret talebini değerlendireceğiz Haber

Yılmaz Tunç: Öcalan ailesinin İmralı ziyaret talebini değerlendireceğiz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın ailesinin İmralı'ya ziyaret başvurusuna ilişkin, "Aile görüşmesi ile ilgili talebi değerlendireceğiz" dedi.Bakan Tunç, AK Parti Grup Toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan protestolarda tutuklanan gazeteciler hakkındaki soru üzerine Tunç, "İstanbul’daki adli soruşturmalar sonrası CHP Genel Başkanı’nın öncülük ettiği sokak çağrısından sonra birtakım eylemler gerçekleşti. Taşkınlık yapanlara adli soruşturmalar yapıldı. Huzuru sağlamak için birtakım tedbirler aldık. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu dolayısıyla başlayan gözaltılar oldu. Gözaltılar içerisinde adliyeye sevk edilip, tutuklananlar oldu. Tabii bunların içerisinde olaylara karışan ve eylemlerde bulunanların dosyalarının durumunu bilmek lazım. Gazetecilerin tutuklanmasını kimse istemez. Orada gazeteci olarak bulunup, şiddet eylemine katılmışsa da yargı durumu nedir bilmemiz mümkün değil. Durumlarını soralım araştıralım. Gazeteciyim diyerek şiddet eylemlerine katılmış ve orada provokasyonda bulunmuşsa da doğru değil" cevabını verdi. Tunç, gazeteci tutuklamaları ve CHP'nin boykot çağrısına yanıt verdi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot çağrısını da değerlendiren Tunç, "Boykot çağrısı yanlış bir politika. Bu ülkenin şirketlerinin tek tek sayılması ve boykota davet edilmesi doğru değil. Bunlardan vazgeçmek lazım" dedi. Kartalkaya'daki otel yangınına ilişkin bilirkişi raporu hakkında konuşan Tunç, "İstanbul Teknik Üniversitesi’nden oluşan uzman bilirkişi heyetinin raporu savcılığa sunuldu. Sunulduktan sonra Özgür Özel hiçbir beyanda bulunmadı. Öncesinde imzasız bir metin üzerinden birtakım dezenformasyonlar yaptı. 78 canımızı kaybettik. Bu acılar üzerinden polemik yapılmaz. Birilerini kurtarmak pahasına belediye ve itfaiye ile ilgili sorumluluğun olmaması yönünde bir görüşü vardı. Özellikle dezenformasyona girdi. Acılar üzerinden istismar yaptı. Ucu nereye dokunursa dokunsun sonuna kadar gidilecek. Bilirkişi raporu geldikten sonra CHP Genel Başkanı sustu. Çünkü orada biz ilke olarak şunu dedik. Ucu nereye dokunursa dokunsun sonuna kadar yargı önünden hesap sorulacaktır" dedi. İmralı heyetinin 4. görüşme talebine ilişkin Tunç, "Görüşme ile ilgili değil. Bir aile görüşmesi ile ilgili bir talep var. Bu talebi biz değerlendiriyoruz. Daha önce biliyorsunuz Ömer Öcalan görüşme yapmıştı aileyle ilgili. Daha evvelden de kardeşinin görüşmeleri olmuştu. Burada tabii kanun çerçevesi içerisinde, hükümlünün hakları çerçevesi içerisinde değerlendirilecek bir konu. Aile görüşmesi ile ilgili talebi değerlendireceğiz" şeklinde konuştu.

Yenikapı'da ki Nevruz kutlamalarında Öcalan görüntülerinin yayınlandığı skandalı doğru mu? Haber

Yenikapı'da ki Nevruz kutlamalarında Öcalan görüntülerinin yayınlandığı skandalı doğru mu?

İstanbul Yenikapı’da gerçekleştirilen Nevruz kutlamaları, çeşitli iddialarla gündeme geldi. Sosyal medyada, terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın görüntüleri ve konuşmalarının etkinlik alanında yayınlandığı öne sürüldü. Ancak yetkililerden konuya dair henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Bazı kaynaklar, söz konusu görüntülerin yalnızca belirli bir çevreyle paylaşıldığını ve kamuya açık bir şekilde gösterilmediğini öne sürerken, çeşitli platformlarda paylaşılan videoların doğruluğu konusunda belirsizlikler bulunuyor. Polis Önlemleri Nevruz alanına, “Jin, jiyan, azadî” ile “Nevruza azadiyê pîroz bê / Özgürlük Nevruzu kutlu olsun” yazılı pankartlar asıldı. Ayrıca etkinlik alanının iki yanına büyük LED ekranlar kuruldu. Öte yandan, polis ekipleri Yenikapı metro durağında sıkı güvenlik önlemleri aldı. Güvenlik güçlerinin yasaklı listesine göre, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın fotoğraf ve resimlerinin bulunduğu atkı ve flamalar alana sokulmadı. CHP Lideri Özgür Özel’e Yuhalama Sesleri Nevruz kutlamalarına CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bir mesaj gönderdi. Ancak, Özel’in mesajı alanda okunduğu sırada bazı katılımcılar tarafından yuhalandı. Mansur Yavaş’a Pankartlı Protesto Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, dün Saraçhane’de yaptığı konuşmada, “Dün doğuda bir yerde, bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken ve o mitinge gidenlere polisler pamuk şekeri verirken, buradaki gençlere de pamuk şekeri vermelerini bekliyoruz” sözleri tartışmalara neden oldu. Bu açıklamanın ardından Nevruz alanında “Mansur al sana pamuk şeker” yazılı pankartlar açıldı. Ayrıca, Van Barosu Mansur Yavaş hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bahçeli: Öcalan PKK'nın kurucu önderidir Haber

Bahçeli: Öcalan PKK'nın kurucu önderidir

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir. Kim ne derse desin aleni ve aşikâr gerçek budur" dedi.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti heyetinin TBMM’de partisine yapacağı 2. ziyaret öncesinde yazılı açıklama yaptı. Suriye’deki son gelişmeler ve yeni süreç hakkında değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, "Ortak aklın etkin ve etkili işletilmesine eşanlı şekilde milli değer ve emanetlere dürüstçe bağlılık elbette geniş çaplı uzlaşmanın ve buruk gönüllere ulaşmanın altın formülüdür. Sıkılmış yumrukların açılması, gerilmiş yüz hatlarının yumuşaması, sırt dönmek yerine sırt sırta verilmesi, bunun yanı sıra iyimser, iyiliksever ve iyi niyetli ilişki ve irtibat ağlarının tesis edilmesi kilitli kapıları açabilecek en makul anahtardır. Sabır, sağgörü ve sağduyu mihverinde atılacak güven veren adımların boşa çıkması asla düşünülemeyecektir. Daha fazla kaynaşarak, daha çok konuşarak, daha yürekten kucaklaşarak milli ve manevi temelde müessir, müteselsil ve müşterek bir geleceğin inşası mümkün, hatta muhakkaktır. Önyargıların markaj ve mahkumiyetinden mutlaka kurtulmak lazımdır. Üzerimize serpilen ölü toprağını kaldırıp atmanın yanında ilkel dürtülerin, illegal düzeneklerin, sanal ve sipariş provokasyonların zehirli sarmalından inanç ve irade birliğiyle sıyrılmak hem zorunlu bir ihtiyaç hem de tarihi, coğrafi ve kültürel bir mecburiyettir" dedi. "Terörsüz Türkiye hedefi sabote ediliyor" Ahlaklı, sorumlu, etik ve milli hassasiyetlere tam sadakat duyan bir siyaset pratiğinin kronik sorunlar karşısında acze düşmesi, çaresizliğin fanusuna kısılıp kalmasının mümkün olmadığını belirten Bahçeli, "Türk milletinin siyasetten ve siyasi partilerden yegane beklentisi haklı ve meşru taleplerine kulak verilmesi, hayatın ve hadiselerin doğal akışından kaynaklanan zincirleme sorunların aşama aşana dengeli ve demokratik müdahalelerle çözüme kavuşturulmasıdır. Türk ve Türkiye Yüzyılı aynı zamanda huzur ve refahın yüzyılı olacaktır. Fırtınalı bölgesel ve küresel sisteme karşı esnek, enerjik, erdemli, muhkem, müteyakkız ve stratejik direnç göstermek kadar iç cepheyi sağlam, sağlıklı ve zinde tutmak da beka düzeyinde önceliğimiz olmalıdır. Bu konuda herkes peşin hükümlere aldırmadan titizlik göstermelidir" ifadelerine yer verdi. Terörle varılacak hiçbir yerin erişilecek hiçbir menzilin olmadığını kaydeden Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Terörü kalıcı olarak hayatımızdan çıkarmanın zamanı gelip çatmıştır. Kaldı ki geride kalan 41 yıllık zamanda bölücü terör örgütü sadece yakmış, yıkmış, katletmiş, kirletmiş, isyan ve şiddet eylemlerinde sürekli çıta yükseltmiştir. 27 Şubat 2025 tarihinde, terör örgütünün kurucu önderi tarafından yapılan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ kapsamında PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte örgütsel varlığının feshedilmesi istenmiştir. Bu çağrı esas itibariyle talimatla bezenmiş ve belgelenmiş bir çağrıdır. Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile PYD/YPG elebaşının 10 Mart tarihinde Şam’da imzaladıkları 8 maddelik anlaşma metiniyle mühim bir eşik aşılmış, komşu ülke Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğü tescillenmiştir. Ülkemiz aleyhine beşinci kol faaliyeti yapan ücretsiz ajan provokatörlerin saptırmaları ve suyu bulandırma çabaları devamlı ilerleyiş halinde olsa da, malum ve vaki gerçek YPG/PYD/(SDG)’nin kendini feshederek silah bırakmış olmasıdır. Suriye’nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların, sınır kapılarının, havaalanlarının, petrol ve doğal gaz sahalarının Suriye Arap Cumhuriyeti’ne entegre edilecek olması, Kürt toplumunun Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve geçici anayasanın kabul edilmesi inkarı ve ihmali olmayacak ciddi gelişmelerden bazılarıdır. PKK’nın ise derhal ve hiçbir şart ileri sürmeksizin 27 Şubat çağrısı doğrultusunda kongresini toplayarak feshini kararlaştırması, kanlı silahların teslimini bir an evvel yapması ertelenemez ve geciktirilemez bir gündem konusudur." Açıklamasında PKK’nın geçmişte kuruluş manifestosundaki hedefinin "Bağımsız Birleşik Kürdistan"a ulaşmak olduğunu aktaran Bahçeli, "Federasyon, otonomi, özerklik, demokratik Cumhuriyete katılım gibi seçenekler o dönemde yoktur. Bunlar müteakip yıllarda Türkiye düşmanlarının dayatma ve telkinleriyle alternatif seçenekler olarak tezahür etmiştir. Bu karanlık ve hain hedeflere ulaşmak için yürütülecek strateji 'uzun süreli halk savaşı', buna ulaşmanın mekanizmaları 'parti-cephe-ordu' yapılanması, hedefe ulaşmanın silahlı yöntemi ise sırasıyla 'silahlı propaganda' ve sözde 'gerilla savaşı'dır. 27 Şubat İmralı açıklamasıyla PKK’nin anlam yoksunluğu, aşırı tekrara yol açması, dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamladığı ve feshinin gerekli olduğu netleşmiştir" değerlendirmesinde bulundu. "Nitekim PKK’yı kuran ve kumanda eden teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir" Açıklamasında dil ve üslup çoraklığıyla birlikte fikri ve siyasi çarpıklığın CHP’yi Türkiye’nin karşısında sivrilen bozguncu bir odağa dönüştürmüş olduğunu kaydeden Bahçeli, "Kurucu önder ifadesinden rahatsız olan, bu tanımlamayı istismar eden, üstelik Milliyetçi Hareket Partisi’ne haksız ve hayasız şekilde saldırıya geçenler evvelemirde bu sıfatın bize ait olmadığını, patentinin bizde bulunmadığını, örgütsel ve ideolojik bir adlandırmadan başka da bir manaya gelmediğini biliyor olsalar bile bilmezliğe yatan ucuzlaşmış ve koflaşmış şarlatan tiplerdir. PKK’yı kuran ve kumanda eden teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir. Kim ne derse desin aleni ve aşikâr gerçek budur. CHP’nin ve yandaş televizyon kanallarının terörsüz Türkiye hedefini sabote etme gayesi, diyalog kanallarını baltalama gayreti maalesef gözle görülecek kadar açıktır ve açıktadır" ifadelerine yer verdi. CHP Genel Başkanı ve çıkarcı yönetiminin baltayı taşa vurduğunu belirten Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "CHP yönetimi aklıselim çizgiye gelmedikçe, maşeri vicdanın kabulleneceği makul ve muhterem bir siyaset ahlakına sahip olmadıkça Milliyetçi Hareket Partisi tarafından dikkate ve itibara alınması söz konusu olmayacaktır. Demokrasi devriminden bahsedenler, icazetli tek kişinin oylanacağı, tek kişinin katılacağı karikatür mahiyetli bir önseçimi demokrasinin ilkeleriyle nasıl bağdaştırdıklarını, bunun neresinin demokrasi devrimi olduğunu izah etmeleri tutarlılık gereğidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihindeki en göz alıcı yüksek demokrasi örneği bir yanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milli irade marifetince tescili, diğer yanda da Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı oy seviyesidir. Ne yapsalar beyhudedir, terörsüz Türkiye’nin doğuş müjdesini karartamayacaklardır." "DEM Parti heyetinin terörsüz Türkiye mücadelesine destekleri takdire şayandır" DEM Parti heyetinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne yarın gerçekleştireceği ikinci ziyaretinde de olmayı ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunmayı arzu eder olduğunu aktaran Bahçeli, açıklamasını şöyle tamamladı: "DEM Parti heyetinin siyasi partilerle bir program çerçevesinde görüşmesi, terörsüz Türkiye mücadelesine destekleri takdire şayandır. Hiç kuşkusuz DEM Parti heyetinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne yarın gerçekleştireceği ikinci ziyaretinde de olmayı ve karşılık görüş alışverişinde bulunmayı arzu ederdim. Fakat partimizi temsilen görevlendirilen arkadaşlarım inanıyorum ki şahsımı aratmayacaklar, düşüncelerimizi berrak ve temiz bir mizaçla muhataplarına anlatacaklardır. Bu vesileyle değerli dava arkadaşlarımı ve DEM Parti heyetini selamlıyor, terörsüz Türkiye seferberliğimiz kutlu olsun diyorum. Yanlış anlamaları tetikleyecek, kırılgan ortamı hırpalayıp sarsacak her türlü açıklamadan özenle kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. Gideceğimiz daha uzun bir yol vardır. Denizi geçip de derede çırpınmanın bir manası yoktur. Birbirimize Çanakkale ruhuyla sarılmamız milli varlığımızın topluca muhafazası ve müdafaası adına manevi bir vecibedir, milli bir görevdir. Önümüzdeki günlerde bir yanda Nevruz Bayramı, diğer yanda Ramazan Bayramı kutlanacaktır. Allah’tan dileğim her günümüzün bayram olması, ülkemizin bayram yerine dönmesidir. Kalpleri pırıl pırıl, adeta dalgasız deniz olan aziz millet evlatları yeni emperyalizmin kalleş pusularına ve kanlı tuzaklarına düşmeyecek, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti milli birlik ruhuyla ve bin yıllık kardeşlik şuuruyla sonsuza kadar var olacaktır."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.