TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#açıklama

İLKHABER-Gazetesi - açıklama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, açıklama haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Belçika'daki Türk Vatandaşlarına Yönelik PKK Saldırısıyla İlgili Dışişleri Bakanlığı Açıklaması Haber

Belçika'daki Türk Vatandaşlarına Yönelik PKK Saldırısıyla İlgili Dışişleri Bakanlığı Açıklaması

Terör örgütü PKK destekçilerinin Belçika'daki Türk vatandaşları hedef alan provokasyonuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı, "Yaşanan hadiseler, PKK terör örgütünün Batı Avrupa’da toplumsal barışı ve kamu düzenini tehdit ettiğini bir kez daha göstermiştir" açıklamasını yaptı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde: ''24 Mart 2024 günü, Belçika’nın Leuven şehrinde toplanan PKK militanları, Heusden-Zolder ve Hauthalen şehirlerinde yaşayan Türk vatandaşlarını hedef alan saldırılar gerçekleştirmişlerdir. Olaylarda can kaybı yaşanmamış, bazı vatandaşlarımız yaralanmışlardır. Olaylar karşısında Brüksel’de ve Ankara’da Belçika makamları nezdinde derhal girişimlerde bulunulmuştur. Sayın Bakanımız aynı gece Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib ile telefonda görüşmüştür. Ayrıca, Belçika’da görevli diplomatik temsilcilerimiz olay bölgelerinde yaşayan vatandaşlarımızla biraraya gelmişlerdir. Belçika’daki toplumumuzun sağduyulu tavrı ve Belçika emniyet makamlarının etkili müdahalesi sayesinde olayların büyümesi engellenmiştir. Saldırganlar hakkında yerel makamlarca soruşturma başlatılmıştır. Yaşanan hadiseler, PKK terör örgütünün Batı Avrupa’da toplumsal barışı ve kamu düzenini tehdit ettiğini bir kez daha göstermiştir. Gelişmeler her düzeyde takip edilmekte ve gerekli girişimlerimiz sürdürülmektedir.''

Cumhurbaşkanı Erdoğan Tokat'ta önemli açıklamalarda bulundu Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan Tokat'ta önemli açıklamalarda bulundu

Seçim mitinglerini sürdüren Recep Tayyip Erdoğan bugün Tokat’ta halka seslendi. İstanbul’u CHP zulmünden kurtaracaklarını belirten Erdoğan, meselenin şahsi meselesi olmadığını Türkiye meselesi olduğunu söyledi. Tokat Hüseyin Akbaş Spor Salonu yanında halka seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına, 15 yıl önce bugün seçim çalışmaları sırasında içerisinde bulunduğu helikopter düşerek vefat eden eski Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu anarak başladı. Erdoğan, “Bugün vefatının 15. seneidevriyesi olan merhum Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi rahmetle yad ediyorum. Merhum Yazıcıoğlu’nu cesaretiyle, yiğitliğiyle, dava adamlığıyla ve milli iradenin yanındaki sarsılmaz duruşuyla her zaman hatırlayacağız. Rabbim Muhsin kardeşimin ruhunu şad mekanını cennet eylesin” dedi. “İSTANBUL’U CHP ZULMÜNDEN KURTARACAĞIZ” Erdoğan, konuşmasında Tokatlılardan İstanbul içinde destek isteyerek, “31 Mart’ta Tokat’ta çıkacak sonuçla sadece Tokat’ın yerel yöneticilerini seçmekle kalmayacaksınız. Aynı zamanda sandıkta yapacağınız tercihle tüm Türkiye’ye ve tüm dünyaya da önemli bir mesaj vereceksiniz. Geçen yılki seçim sürecinde gördünüz. Ben sizden bir şey daha isteyeceğim. İstanbul’da Tokatlı nüfusu yüksek. Öyleyse İstanbul’da ki tüm hemşerilerinizi sizden aramanızı rica ediyorum. Zira Tokatlılar ağırlığını koyarak İstanbul’da Murat kardeşimizi seçtirerek İstanbul’u CHP zulmünden kurtaracağız” dedi. “MESELE TAYYİP ERDOĞAN MESELESİ DEĞİLDİR, MESELE DOĞRUDAN TÜRKİYE’DİR” Erdoğan, konuşmasında bu coğrafyadaki Türk varlığından rahatsız olanların aradan geçen bin yıla rağmen kinlerinin diri olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin ilkeli ve adil duruşuyla bölgesinde ve dünyada artan gücünü hazmedemeyenler şu anda pusuda bekliyor. Biz Türkiye 100 yılı hedefiyle daha ileri noktalara gözümüzü dikmişken birileri ülkemizi elimizdeki kazanımlardan etmek için tökezlememizi bekliyor. Akıl ve irfan sahibi herkes biliyor ki Mesele Tayyip Erdoğan meselesi değildir. Mesele AK Parti değildir. Mesele Cumhur ittifakı değildir. Mesele doğrudan Türkiye’dir. Türk milletidir. Bunların nezlinde somutlaşan hak ve hakikat davasıdır. Milletimizin dünyanın bu müstesna coğrafyasında varlığından öylesine rahatsızlar ki aradan bin yıl geçmiş olmasına rağmen kinleri halen dipdiri. Bu gerçeği bizzat yüzümüze söyleyen batılı devlet adamları gördüm. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle her saldırıyı savuşturarak, mücadeleyi asla bırakmayarak bu hevesleri boşa çıkarttık. İnşallah 31 Mart’ta bir kez daha milletimizin desteğini alarak Tokat’ta da, İstanbul’da da Ankara’da da Türkiye’ye bu namı salacağız. Ülkemizin Türkiye 100 yılı yolculuğunu hızlandıracağız” şeklinde konuştu. “KANDİLDEN TALİMAT ALIYORLAR” CHP’nin DEM ile ittifakına değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kaldin’den talimat aldıklarını ifade ederek, “Menfaat hesabını her şeyin üzerinde tutarak ülkeye de zarar veriyorlar. Sırf üç beş belediye fazla almak uğruna DEM’le girdikleri ittifaka kimlerin hoşnut ettiğini görüyorsunuz değil mi? Talimat nereden geliyor? Kandil'den. Uygulama Ankara'da, İstanbul'da, Mersin'de ortaya çıkıyor. Zaten DEM dediğiniz yapı geçmişten beri partiymiş gibi davranan bir örgüt aparatı. Sahne önünde olanların bu partide yetkisi ve sözünün ağırlığı yok. Bu parti Ankara'daki genel merkezinden değil İstanbul'daki sapkın ideolojik yapılar ile Kandil'deki terör baronları tarafından yönetilmektedir. Bu gerçek ortadayken kendilerini meşru muhatap yapma gayretleri beyhudedir. Parti yönetiminin Önce her ülke hem millete hatta hem de kendi tabanına siyasi irade sahibi olduğunu ispatlaması gerekiyor. Biz terör meselesini bitirmek için her yol ve yöntemi denerken bunların kapını da gördük. Örgü militanları tarafından tokatlanan siyasetçilerle, particilik, belediyecilik yapılamaz. CHP'nin böyle bir partiyle birlikte yol yürüme belediye başkanlığı verme, belediye bürokrasisini paylaşma hesabına girmesi, anlaşılır gibi değil. İnşallah 14, 28 Mayıs'ın tamamlayıcısı olacak. 31 Mart'tan sonra ülkemiz bu çorak ve çarpık muhalefet anlayışının da tasfiyesine şahitlik edecektir” dedi. “EMEKLİLERİMİZİN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ” Erdoğan, konuşmasında emeklilere sağladıkları desteklere değinip emeklinin yanında olmayı sürdüreceklerine vurgu yaparak şunları söyledi: “Sıkıntılı dönemlerde en büyük refah kaybına, çalışanlar ile biliyorsunuz, emeklilerin yaşadığının farkındayız. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek için bir defaya mahsus beş bin lira ödenmesinden yüzde 50’yi bulan maaş artışlarına bayram ikramiyelerinin yüzde 50 artırılmasından banka promosyonlarına kadar elimizden geleni yapıyoruz. Son olarak kamu bankalarımız aylık miktarına göre promosyon tutarını 8 ila 12 bin liraya kadar yükselti. Bugün itibariyle başvuruları da almaya başladı. Özel bankalar da bu tutarların altında zaten kalmayacaktır. Emeklilerimizin Ramazan Bayramı ikramiyesini ise 2 ila 5 Nisan arasında hesaplarına yatırıyoruz. İnşallah bundan sonra da emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların, muhalefetin yaptığı gibi lafla çözülmeyeceği açıktır. Fiyat istikrarını sağlamadan yapılan maaş zam daha cebe girmeden nasıl eridiğini en iyi sizler biliyorum. İnşallah yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşmeye başladığını göreceğiz. Bütçe imkanlarını genişletmek için hazırlıklarımız var. Önümüzdeki yıldan itibaren çalışanlarımızın ve emeklilerimizin alım gücünü eskisinin üstüne çıkartmaya başlayacağımıza inanıyoruz.” Erdoğan, konuşmasının ardından il ve ilçe belediye başkan adaylarını tanıttı.

Adana’da emekliler daha iyi bir yaşam istedi, “Kaynak var, niyet yok” dedi Haber

Adana’da emekliler daha iyi bir yaşam istedi, “Kaynak var, niyet yok” dedi

Disk, Emekli-Sen ve Ferpa emeklilerin daha iyi koşullarda yaşayabilmeleri için Adana’da açıklama gerçekleştirdi. İnönü Parkı’nda yapılan açıklamayı emekliler adına Veli Ersoy yaptı. Milyonlarca emekli ve hak sahibinin sesi, sözü olma sorumluluğuyla bir kez daha alanda olduklarına değinen Ersoy, “Kara kışta sokaktaydık, güneşin alnında sokaktaydık. Bugün de buradayız. Emeklileri yoksullukta, sefalette eşitleyenlere karşı her mevsim sokaktayız. Emeklilere kaynak yok diyen, her seçim döneminde ise bizleri oy kaynağı olarak görenlere karşı yerel seçimlerde de sandıklardayız” dedi. ERSOY: EMEKLİYE MİLLİ GELİRDEN PAY VERİLMEMESİNE KARŞI BURADAYIZ “Kaynak var, niyet yok” demek için burada olduklarına vurgu yapan Ersoy, “Ekonomi büyürken emekliyi yoksullaştıranlara karşı buradayız. Emekliye milli gelirden pay verilmemesine; istatistik uydurma kurumu tarafından açıklanan ve ertesi gün eskiyen enflasyon oranlarında yapılan sözde zamlara karşı buradayız. Emeklilere yönelik hayata geçirilen ya da geçirilmeyen politikaların hangi tercihin, hangi aklın ürünü olduğunu gördüğümüz için buradayız” şeklinde konuştu. ERSOY: MADENLERDE NEFESİNİ, ATÖLYELERDE ELLERİNİ TÜKETEN VE BUNCA YORGUNLUĞUN SONUNDA BİR OH DİYEMEYEN EMEKLİLERİN GERÇEĞİNİ HAYKIRMAK İÇİN BURADAYIZ Emeklilerin rüşvet değil, haklarını istediğini söyleyen Ersoy, devamında şunları bildirdi: “Açlığın pençesinden kurtulabilmek için çalışmak zorunda kalan, hem de güvencesiz ve kayıt dışı işlerde çalışmak zorunda kalan emekliler için buradayız. Yıllar boyunca çalışan, alın teri döken emeklilerin; tarlayı eken, çarkları döndüren, gemileri yüzdüren, tebeşirle birlikte sesini, madenlerde nefesini, atölyelerde ellerini tüketen ve bunca yorgunluğun sonunda bir ‘oh’ diyemeyen emeklilerin gerçeğini haykırmak için buradayız. Çöken sosyal güvenlik sisteminin altında kalanın bizler olduğunu haykırmak, ‘Kaynak yok diyenler, suyu kurutanlar, doğayı katledenler, kentleri yaşanılmaz, torunlarımızın yarınlarını öngörülmez kılanlardır’ demek için buradayız.” ERSOY: BARINMAK İÇİN EKMEĞİNDEN, EKMEK İÇİN SAĞLIĞINDAN VAZGEÇMEK ZORUNDA BIRAKILAN EMEKLİLER OLARAK SOKAKLARI TERK ETMEYECEĞİZ Ersoy, konuşmasının devamında şu cümleleri kullandı: “Biliyoruz: Emeklileri sırtında yük olarak görenler, işçilere daha çok çalışın, daha az kazanın diyenlerdir. Biliyoruz: Emeklileri her gün biraz daha yoksullaştıranlar, öğrencilerin barınma hakkına göz dikenlerdir. Biliyoruz: Emeklilere sağlıkta katkı payı dayatanlar, sağlık sistemini özelleştirenler, eğitimi piyasalaştıranlardır. Bu aklı tanıyor, bu zihniyetle inatla, umutla mücadele etmeye devam ediyoruz. Taleplerimiz açıktır, nettir: Emeklilikte insan onuruna yaraşır ücret hakkımızdır. Emekli aylıklarının enflasyona değil milli gelire endeksli olması hakkımızdır. Emekli bayram ikramiyelerinin en az asgari ücret seviyesine çıkarılması hakkımızdır. Emekli aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi hakkımızdır. Sağlık hizmetlerinde katkı payının kaldırılması ve sağlığın kamusallaştırılması hakkımızdır. Kendimizle ilgili tüm politikalarda karar alma mekanizmalarında yer almak hakkımızdır. Tüm bunların gerçek anlamda yaşama geçirilebilmesi için sendikalaşmak hakkımızdır. Tüm bunlar için kaynak var dostlar, fakat niyet yok. Barınmak için ekmeğinden, ekmek için sağlığından vazgeçmek zorunda bırakılan emekliler olarak sokakları terk etmeyeceğiz."

Lösev Türkiye’nin dört bir yanından "Lösante" için haykırdı Haber

Lösev Türkiye’nin dört bir yanından "Lösante" için haykırdı

Lösev aileleri ve temsilcileri Türkiye’nin dört bir yanında bir araya gelerek ortak ve eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama Adana’da da Turgut Özal Kavşağı civarında gerçekleştirildi. Açıklamaya; Lösev aileleri ve temsilcileri, Lösemiyi yenmiş kişiler, Lösev Adana il temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. Kalabalık, Lösante Hastanesi’ne tam ruhsat verilmesi için Adana’dan Sağlık Bakanlığı’na haykırdı. Açıklamayı Lösev adına Lösev Adana Ofis Aile Komitesi’nden Haluk Üçel gerçekleştirdi. LÖSEV Aileleri, LÖSANTE Hastanesi’ne 7 yıldır verilmeyen tam ruhsat konusunda çocuklarının sesi olmak için Türkiye'nin dört bir yanında eş zamanlı basın bildirileri okudu. Adana’da da okunan bildiride, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ‘Lösemili hastaları istismar ediyorlar’ açıklaması üzerinde duruldu. Açıklamayı gerçekleştiren Üçel, “Bu uslüp lösemili çocuklarımızı ve biz aileleri çok yaraladı. LÖSEV en büyük destekçimiz, ailemiz gibidir” dedi. “BU SADECE LÖSEMİ VE KANSER TEDAVİSİ GÖREN EVLATLARIMIZIN ANNE VE BABALARI OLARAK BİZLERİ DEĞİL, LÖSEV’E İNANAN VE GÜVENEN MİLYONLARCA GÖNÜLLÜ VE BAĞIŞÇISINI DA ÜZMÜŞTÜR” Ortak basın bildirisinin devamında Üçel, şunları kaydetti: “Halkın bağışlarıyla varlığını sürdüren, 7 milyon gönüllüsüyle Türkiye’deki en güvenilir sivil toplum kuruluşu olan LÖSEV’e ‘istismarcı’ yakıştırması yapmak hangi vicdana sığar? Bu sadece lösemi ve kanser tedavisi gören evlatlarımızın anne ve babaları olarak bizleri değil, LÖSEV’e inanan ve güvenen milyonlarca gönüllü ve bağışçısını da üzmüştür. Sağlık Bakanlığı’nın mevzuatında da açıkça belirtildiği üzere Lösemi ve Kanser hastalıkları multidisipliner tedavi gerektirir. Yani her branştan, her daldan uzman doktorun ortak tedavisi şarttır.” LÖSANTE İÇİN TAM RUHSAT İSTEDİLER Üçel, Sağlık Bakanı’nın yaptığı istismar açıklaması sonrasında LÖSEV yetkililerinin ‘Lösemi ve Kanser bütün dünyada multidisipliner hastalıklardır. Her branştan, her daldan uzman doktorun ortak tedavisi gerekiyor. Aynı şekilde Yoğun Bakım ve Kemik İliği Nakil Servislerinin başarılı olabilmesi için; tıbbın bütün dallarında en az 3’er uzman hekimin, 3 vardiya çalışması gereklidir . Sağlık Bakanlığı yönetmeliklerinde bu durum açıkça yazmaktadır’ dediğini hatırlattı. “PES ETMEYECEĞİZ” Tam ruhsatlarını alana kadar sormaya devam edeceklerini kaydeden Üçel, devamında şunları bildirdi: “Daha önce 7 Mart’ta Ankara’da buluşan aileler bu kez Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya kendi illerinden seslendi. Tam ruhsatımızı alana kadar sormaya devam edeceğiz diyen aileler bildiride, Sağlık Bakanı’na: “Sağlık Bakanı sadece kendi hastanelerini değil, herkesi eşit düşünmelidir. LÖSEV Aileleri olarak bugüne kadar sabırla bekledik. Bizim yüreğimiz yanıyor, çocuklarımız ölüyor! Bu çocuklar sizin de çocuğunuz olabilirdi! Türk Halkının bağışları ile tuğla tuğla inşa edilen LÖSANTE Hastanemize artık engel olmayın. Tüm çocuklarımız iyileşsin, çocuklarımız lösemi ve kanserden ölmesin! LÖSANTE bizimdir, hepimizin hastanesidir. LÖSANTE’mize tam ruhsat verilene kadar sahip çıkacak ve pes etmeyeceğiz.” Tedavisi devam eden lösemili çocuklar, iyileşen gençler ve aileleri uzun zamandır Lösante için çözüm arıyor ve seslerini duyurmaya çalışıyor.

Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan'dan sert açıklamalar: Trabzonspor camiası, yaşananları asla unutmayacak Haber

Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan'dan sert açıklamalar: Trabzonspor camiası, yaşananları asla unutmayacak

Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, Süper Lig'deki Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylar ve güncel konular hakkında açıklamalarda bulunuyor. "Biz, Fenerbahçe ile olan ilişkilerimizi her zaman bir seviyede tuttuk. İlk maçta bizi çok iyi karşıladılar, ancak o maçta bir hakem skandalı yaşandı. O gün 'Bu VAR hakemi bir daha maç yönetemeyecek' dedik ve bugün görüyoruz ki, doğru bir karar almışız. Trabzonspor için bu tür haksızlıkları yapanların sonu her zaman aynı olacaktır. Trabzonspor maçlarında VAR'ın devreye girmemesiyle ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Ancak aynı zamanda gözlemlediğimiz kadarıyla, Fenerbahçe'nin veya Galatasaray'ın pozisyonlarında üç veya beş pozisyon geriye giderek inceleme yapılıyor. Bu çifte standartları göz ardı edemeyiz." İşte Doğan'ın açıklamalarından konu başlıkları; "KONUŞMALARININ ŞEHRİMİZLE İLGİLİ YANSIMALARI OLACAK" "Çok şey söylenebilir ama öncelikle belirtmek istediğim sonuca başlamak istiyorum. Türkiye'de hiçbir kurum, takım veya kişi, şehrimizle ilgili yaptıkları konuşmaların hesabını vermeyecek. Herkes, sözlerinin şehrimize olan etkilerinin farkında olmalı." "TRABZONSPOR BU MAÇTAN CEZA ALMALIDIR'' "Adaletten bahsetmek kolaydır ancak içsel bir muhasebe yapmak gereklidir. Taraftarlarımızın haklılığı ne olursa olsun, sahaya müdahale edilmemelidir. Bu konuda camiamızın da net bir beklentisi var. Yönetim olarak, camiamızın hakkını savunma konusunda kararlıyız. Ancak sahaya inmek sorunları çözmez, aksine artırır. Trabzonspor, bu maçtan dolayı ceza almalıdır ve alacaktır." "ŞEREFSİZCE SALDIRI KABUL EDİLEMEZ" "Bu maçta, sahaya giren ve güvenlik tarafından etkisiz hale getirilen bir kişiye şerefsizce saldırıldı. Bu tür davranışlar ne adamlığa ne de delikanlılığa sığar. Tribünlere yönelik bakışlar, elleri cebinde havalimanında sergilenen tavırlar... Bu hareketlerin ne anlama geldiğini Fenerbahçe taraftarı da bilmelidir, tabii ki herkesi kast etmiyorum. Tribünlerde el kol hareketleri, olta çekme işaretleri yapılıyorsa... Sonra da 'Sevinmek bizim hakkımız değil mi?' diye soruluyor. Elbette sevinmek herkesin hakkı. Trabzonspor evinde ilk kez maç kaybetmiyor." "Serdar Dursun, Oyuncuları Uyarmak İstedi" "Fenerbahçe içerisinde, oyuncuların abartılı davranışlarını engellemeye çalışanlar vardı. Örneğin, Serdar Dursun'un kendi arkadaşlarını kaç kere uyarmaya çalıştığını gördüm. Son olarak, biraz önce aldığımız bir habere göre, taraftarlarımızdan birinin tutuklandığını öğrendik. Merak ediyorum, Türkiye'nin hangi şehrinde, hangi sahada hiçbir darp olayına karışmayan bir kişi tutuklanmıştır? Bu nerede adalet?" "TRABZONSPOR CAMİASI, YAŞANANLARI UNUTMAYACAK" "Hiç kimse şunu unutmasın: Trabzonspor camiası, yaşananları asla unutmayacak. Televizyonda şov yapanları unutmayacak, sosyal medya kahramanlarını unutmayacak, klavye savaşçılarını unutmayacak ve hepsinin peşinden giderek tek tek hesap soracak."

Emekliler Türkiye’nin dört bir yanından haykırdı: Taleplerimizden asla vazgeçmiyoruz Haber

Emekliler Türkiye’nin dört bir yanından haykırdı: Taleplerimizden asla vazgeçmiyoruz

Emekliler Türkiye’nin dört bir yanından ortak basın metniyle açıklama yaptı. Adana’da Tüm Emeklilerin Sendikası basın açıklaması gerçekleştirdi. İnönü Parkı’nda yapılan açıklamada ortak metni Tüm Emeklilerin Sendikası Adana Temsilcisi Yener Pirim okudu. Pirim, “Bugün Tüm Emeklilerin Sendikası olarak Ardanuç'tan Edirne'ye, Giresun'dan Mersin'e kadar onlarca il ve ilçede alanlardayız. Sefalete, yoksulluğa, açlığa mahkum edilmeye itirazımızı en güçlü şekilde duyurmak için alanlardayız” dedi. Emeklilerin maaşlarının yetmemesine değinen Pirim, “Emeklilerimiz beslenemiyor. Bırakalım beslenmeyi, yatağa aç giriyor, Karnını doyuramıyor. Emekliler pazar yerine gittiğinde sadece fiyatları inceliyor. Alışveriş yapamıyor. Markete gitmek karabasandan beter oldu. Kasabın yolundan vazgeçtik, ekmek alamıyor. Sözün özü emekliler adeta sürünüyor. Bakın şurada bir simitçide bir bardak çay 45 lira. Emeklinin dinlenmek için simitçiden bir bardak çay içebilme şansı kalmadı. Dost sohbeti yapacağı, bir fincan kahve içebileceği bir mekan hayal oldu” şeklinde konuştu. “EMEKLİLER 40 YIL HATIRI KALAN BİR FİNCAN KAHVEYİ, BİR KAFEDE 40 YILDA İÇEMEZ DURUMA DÜŞÜRÜLDÜ” Emeklilerin 40 yıl hatırı olan bir fincan kahveyi, bir kafede 40 yılda içemez duruma düşürüldüğünden söz eden Pirim, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Derin yoksulluk nedeniyle geleneklerimizi ve göreneklerimizi terk ettik. Emeklilerin tek gidebildiği yer, parklarda ki belediye bankları oldu. Boş bank bulan şanslı sayılıyor. Tabii hava soğuk veya yağışlı değilse... Emeklilerin kaliteli yaşlanmasının ölçütü, banklara hapsedilen bir yaşam oldu. BIS-AR'IN araştırmasına göre açlık sınırı 20 834 lirayı, yoksulluk sınırı 60 757 lirayı aştı. Bekar bir çalışanın sadece yaşam maliyeti 26 970 liradır. Bu hayat pahalılığında, her üç emekliden ikisinin 10.000 lira aldığı biliniyor. Bu durumda emeklilerin nasıl geçinebildiğini hesaplamak, yüzyıllardır çözülemeyen matematik probleminden zordur! Denklem açıktır. 4 kişilik çekirdek ailenin sadece mutfak gideri açlık sınırıdır. Temel ihtiyaçlarına; giyim, ulaşım, ısınma, elektrik, su, barınma, telefon, Internet, eğitim giderleri eklendiğinde asgari yoksulluk sınırında bir gelir gerekiyor. Sosyal ve kültürel aktiviteleri saymıyoruz bile. Yani yoksul yaşamak için bile 60 750 liraya ihtiyaç varken, 10 000 lira ile bütün bu girdilerin karşılanmasını çözen varsa beri gelsin.” “PRİM GÜNÜ, ÇALIŞMA KOŞULLARI, EĞİTİM GİBİ DİĞER KRİTERLER GÖZ ÖNÜNE ALINARAK MAAŞ AYARLAMALARI YAPILMALIDIR” 2024 yılının ocak ayına göre memur emeklilerinin ortalama maaşının, memur maaş ortalamasının yüzde 41,4'ü olduğunu kaydeden Pirim, “Buradan bütün emekli vatandaşlarımıza sesleniyoruz. Sizin umutla beslenme zamanınız yoktur. Boş vaatlere kulak asmayın, haklarınızın çalınmasına sessiz kalmayın. Barışçıl ve demokratik tepkilerinizi gösterin. Demokratik haklarımızı fiili ve meşru yollarla kullanıp, en geniş şekilde örgütlenin. Kurtuluş kendi ellerinizdedir. Onun da yolu örgütlenmekten geçer. 2008'de uygulamaya konulan "Sosyal Güvenlik Reformu" derhal iptal edilmelidir. Memurlara verilen seyyanen ödenek, bütün emeklilerin maaşına hemen eklenmeli ve en düşük emekli maaşı, işe yeni başlamış en düşük memur maaşına eşitlenmelidir. Prim günü, çalışma koşulları, eğitim gibi diğer kriterler göz önüne alınarak maaş ayarlamaları yapılmalıdır” cümlelerini kullandı. EMEKLİLER “İNTİBAK YASASI” İSTEDİ Prim, konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “İntibak yasası tez zamanda çıkarılmalıdır. Bayram ikramiyesi diye ödenen ve ayıplı bir hale dönmüş ödeme kaldırılmalı, yerine yılda 4 kere ve asgari ücret düzeyinde ödeme ikramiye olarak her emekliye ödenmelidir. Sağlığa erişim kolaylaştırılmalı ve istisnasız sağlık katkı payları kaldırılmalıdır. Özel veya devlet hastanesi demeden, bütün hastanelerde her türlü muayene, tetkik ve tedavi ücretsiz olmalıdır. Emekliler için "Toplu Sözleşmeli Sendika" yasası çıkarılmalıdır. Sendikalarımıza dokunulmamalıdır. Sendikalara açılan kapatma davaları geri çekilmeli ve her türlü keyfe keder uygulamalara son verilmelidir. Önemli bir uyarımızda çalışan emekçilerimizedir. Hepinize sağlıklı ve uzun ömür dileriz. Ama günün sonunda sizlerde emekli olacaksınız. Bugün zar zor geçindiğinizi biliyoruz. Emekli olduğunuzda hiç istemeyiz ama, çok daha zor günler sizi bekliyor. Bu nedenle emekliler ve çalışanların omuz omuza insanca yaşam için güç birliği yapmaları zorunludur. Gün birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Dostlarımızın bu duyarlılıkta olduklarından kuşkumuz olmasa da, bir kez daha hatırlamakta fayda vardır. Bu vesileyle siyasi iktidara seslenmek istiyoruz. Taleplerimizi dikkate alın. Çözüm üretin. Şayet bizi duymazdan gelirseniz, demokratik eylemlerimizi yükselterek sürdüreceğiz. Adım atmazsanız, yakın bir zamanda birçok bölgede mitingler düzenleyeceğiz. İsteklerimizin yanıtsız kalması halinde yapacağımız bölgesel mitinge, şimdiden bütün emek ve demokrasi güçlerini güç birliğine davet ediyoruz.”

TÜM BEL-SEN Tutum Belgesi’ni açıkladı Haber

TÜM BEL-SEN Tutum Belgesi’ni açıkladı

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) yerel seçimlerde belediye başkan adaylarının uymasını istedikleri tutumlar ile ilgili açıklama gerçekleştirdi. Sendika binasında yapılan açıklamayı sendika adına TÜM BEL-SEN Adana Şube Başkanı Mehmet Çelik gerçekleştirdi. Çelik, konuyla ilgili Tutum Belgesi’ni okudu. Çelik, “Emekçilerin hak ve özgürlüklerini ülkemizin demokrasi, barış, özgürlük mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak gören Sendikamız, toplumsal mücadelenin her düzeyde gittikçe daha da yoğunlaştığı bir süreçte yaşanacak yerel yönetim seçimlerini bir seçim olmanın ötesinde asıl olarak bütün toplumun geleceğini ilgilendiren, bir mücadele alanı olarak görmektedir” dedi. Yerellere sahip çıkarak, yerel seçimlerde demokrasi ve özgürlüklerden yana halkçı belediyelerin, sayısının artırılması emek ve demokrasi mücadelesi açısından olduğu kadar temel hak ve özgürlükleri için mücadele eden yerel yönetim emekçileri için de ayrıca önemli olduğunu dille getiren Çelik, bu bakış açısıyla TÜM BEL SEN olarak yerel seçimlerde seçilen belediye başkanlarından isteklerini aktardı. Başkan Çelik, kentleri emekten yana, demokrasi, laiklik, özgürlük, halkçılık, eşitlik, adalet ve barış gibi temel insanlık değerleri ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde yönetmeyi esas alan, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerellerde eksiksiz bir biçimde yaşama geçirilmesi gerektiğine inanan ve bunun için kent yönetimini gerekli katılım mekanizmaları üzerinden kent bileşenleriyle birlikte yürüteceğini taahhüt eden belediye başkanları istediklerini söyledi. ÇELİK: EŞİTLİK SAĞLANANA KADAR İŞE ALIMLARDA KADIN EMEKÇİLERE ÖNCELİK TANIMAYI TAAHHÜT EDEN BAŞKANLAR İSTİYORUZ Belediyenin planlamadan imara ve bütçeye kadar tüm karar alma süreçlerinde bilimsel kurallar ile eşitlikçi ve toplumcu ortak aklı esas alacak olan başkan istediklerine vurgu yapan Çelik, devamında şunları kaydetti: “Yerel yönetimleri birer şirket olarak değil, halka hizmet veren kamu kurumları olarak gören ve yerel hizmetlerin verilmesinde kar değil, toplumsal yararı esas alan; ulaşım, temiz su, altyapı, ısınma, çöp vb. hizmetlerin halka doğrudan, sürekli ve nitelikli ulaştırılmasını birincil görevi olarak gören ve bu hizmetleri, emekçilerle birlikte planlayan başkanlar istiyoruz. Başta toplu sözleşme ve grev hakkı olmak üzere çalışanların hak ve özgürlüklerinde, hiçbir şekilde veya bahaneyle, tarihsel kazanımların, insanca yaşam ilkelerinin, evrensel hukuk ve uluslararası sözleşmelerin gerisinde kalmayacağını taahhüt eden ve ayrıca çalışanların demokratik, ekonomik, sosyal ve özlük haklarını eksiksiz bir şekilde tanıyıp; kamusal hizmet üretim süreçlerini emekçilerle birlikte planlayıp yönetmeyi esas alan başkanlar istiyoruz. Yerel hizmetlerin sunumunda özelleştirme ve taşeronlaştırmaya karşı çıkıp, kamu hizmetlerinin toplumun temel dayanağı olduğunu, bu hizmetlerin sürekliliği ve herkese eşit ulaşılabilir nitelikli sunumunu ilke edinen, belediyelerin tüm hizmetlerinde cinsiyet eşitlikçi istihdamı esas alıp, pozitif ayrımcı bir anlayışla, bu eşitlik sağlanana kadar işe alımlarda kadın emekçilere öncelik tanımayı taahhüt eden başkanlar istiyoruz. Ayrıca Çelik, kentleri deprem, sel ve benzeri doğal afetlere karşı dirençli hale getirilmesini tavizsiz önceliği kabul edip bu kapsamda bilimsel raporlarda belirtilen dönüşüm ve hazırlıklar ile sonrasında müdahaleler için gerekli tedbirleri temel öncelik olarak uygulamaya geçirmeyi taahhüt eden adaylara oy verilmesini savunduklarını aktardı.

Ali Koç: Galatasaray, ülke için beka problemi Haber

Ali Koç: Galatasaray, ülke için beka problemi

Süper Lig'de şampiyonluk yarışı kızışırken, Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki rekabet giderek artıyor. İki ezeli rakip, saha içindeki çekişmenin yanı sıra saha dışında da yoğun bir mücadele sergiliyor. Son olarak, Fenerbahçe'nin Pendikspor'u 4-1 mağlup etmesinin ardından Galatasaray cephesinden ardı ardına sert açıklamalar gelmişti. Sarı-Lacivertliler'in Başkanı Ali Koç, gündeme ilişkin düzenlediği basın toplantısında sert ifadeler kullandı. Süper Lig'de şampiyonluk yarışı giderek kızışırken, Fenerbahçe son maçında Pendikspor'u 4-1 yenerek önemli bir galibiyet elde etmişti. Ancak, maçın ardından rakip Galatasaray cephesinden hakem kararları ve Fenerbahçe oyuncularıyla ilgili sert açıklamalar gelmiş ve Türkiye Futbol Federasyonu'ndan (TFF) ceza beklentisi oluşmuştu. "BÖYLE BİR TOPLANTI YAPMAK ZORUNDA OLDUĞUM İÇİN ÜZGÜNÜM" "Son dönemde gündem dinamik, iddialar iftiralar yoğun biz de gerekli cevapları vermedik bu yüzden bugün biraz zamanınızı alacağız. Böyle bir basın toplatası yapmak zorunda olduğum için üzgünüm." 'Çanakkale, bölücülük, ananas' gibi deli saçması söylemler içerisindeler...' “Bu toplantının öznesi, rakibimiz olacak çünkü rakibimiz son dönemlerde 'proje, Çanakkale, bölücülük, ananas' gibi deli saçması söylemler içerisinde. Birazcık onlara ve ülkemize onları hatırlatmayı amaçlıyorum. Rakibimizin başkanından, yöneticilerine... Sporu düşürdüğü seviye mezbahtan aşağıda. Bizim camiamızı tahrik ederek, milyonları kışkırtarak suç işliyorlar. Buna dur diyebilen bir TFF yok, başka bir yer de yok." Ali Koç'tan Galatasaray'a Yönelik Sert İddialar "Galatasaray'ın Türk futbolunda nasıl bir beka sorunu olduğunu kanıtlarla anlatacağım. Galatasaray yöneticilerinin istediklerini almak için ne yönlere başvurduğunu anlatacağım. Hayallerle değil, istatistikler ve gerçeklerle konuşacağım." "Bu kulübün kötülükte ve riyakarlıkta da Şampiyonlar Ligi'nde olduğunu, kazanmak için her şeyin mübah olduğu şeklinde davrandığını anlayacağınızı düşünüyorum. Algılarla, kısa sürekli mutlu olabilirler. Sonunda tarihin sonunda yer alan kirli ilişkileri, başarı için yaptıkları türlü türlü halleri çıkacaktır."  ''Bizden 8-9 milyon euro isteyen oyuncuları, 3 milyon euroya oynatıyorlar! TFF'ye soracağız...'' "Pazar günü bir futbolcularına imaj hakları yüzünden para ödemedikleri çıktı. Bunları TFF'ye soracağız. Ancak kılıfına uydurmakta üstlerine yoktur. Bizden 8-9 milyon euro isteyen oyuncuları, 3 milyon euroya oynatıyorlar. Herhalde İstanbul'un o yakasında daha fazla oksijen var. Olimpiu Morutan'ı 3 milyon euroya satmışlar. Şahsen 'Bravo, keşke bizde de böyle sihirbaz olsa' dedim. İşin öyle olmadığını anladık. 3 milyon euroya satılan oyuncu, belli bir maça çıkarsa o para ödeniyormuş. Kulübü de ilk 11'de oynatmıyor. Acaba 3 milyon euro, limit açmada kullanıldı mı? Bunu öğreneceğiz. Cedric Bakambu'nun Real Betis'e transferinde de yanlış bilgi verdiler. Real Betis'in 5+5 milyon euro ödeyeceğini öğrendik. Müthiş! İlerleyen günlerde söz konusu kulübün başkanının açıklamalarıyla işin aslını öğrendik."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.