#Açlık sınırı

İLKHABER-Gazetesi - Açlık sınırı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Açlık sınırı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Açlık sınırının altında yaşayan milyonlar için harekete geçin Haber

Gürer: Açlık sınırının altında yaşayan milyonlar için harekete geçin

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada memur, işçi ve emeklilerin giderek ağırlaşan ekonomik koşullar karşısında zorlandığını belirterek gelirleri artıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesini istedi. Açlık sınırının 29 bin 828 liraya, yoksulluk sınırının ise 97 bin 159 liraya ulaştığını hatırlatan Gürer, “Ülkemizde emekli ve asgari ücretli açlık sınırının altında yaşamaya çalışmaktadır. Yoksulluk derinleşiyor, toplumsal sorunlar büyüyor” dedi. “Yoksulluk derinleşiyor, toplumsal sorunlar büyüyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Derin yoksulluk yaygınlaşmakta, boşanmalar artmakta, psikolojik tedavi görenler inançla yaşama bağlanmaya çalışmaktadır. Memurların, emeklilerin ve asgari ücretlilerin, sabit ve dar gelirlilerin gelirini artırıcı düzenlemeler şarttır. Asgari ücretin 39 bin lira olması, emeklilerinin en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılması da şarttır” şeklinde konuştu. “Emekli ve memur için geçim koşulları acilen iyileştirilmeli” Gürer “Emeklinin ilaçtan alınan katkı payı kaldırılmalıdır, emekli bayram ikramiyesi de asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. Emekliye zulmetmekten iktidar vazgeçmeli, emeklinin rahata ereceği koşullar yaratılmalıdır. Memurlar için de geçim koşullarını iyileştirecek düzenlemeler gerçekleştirilmelidir” diye ifade etti.

Başkan Av. Karataş: Ücretsiz okul yemeği çocukların geleceği için hayati önem taşıyor Haber

Başkan Av. Karataş: Ücretsiz okul yemeği çocukların geleceği için hayati önem taşıyor

Anahtar Parti Adana İl Başkanı Av. Atilla Karataş, Türkiye’de çocuk yoksulluğuna dikkat çekerek, 7 milyon çocuğun yoksulluk sınırının altında yaşadığını ve 2 milyon çocuğun açlık sınırının altında olduğunu açıkladı. Karataş, yetersiz beslenmenin çocukların eğitimde fırsat eşitliğini engellediğini belirterek, ücretsiz okul yemeği uygulamasının çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi ile eğitimde başarı için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. “Türkiye’de 7 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında” Anahtar Parti Adana İl Başkanı Av. Atilla Karataş, “Türkiye’de 22 milyon çocuğun üçte biri, yani 7 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 2 milyon çocuk ise açlık sınırının altında. Çocuklarınızı aç bırakıyorsanız, fırsat eşitliğini yok ediyorsunuz. Aç bir çocuk ne öğrenebilir ne de hayal kurabilir. Yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişememe, düşük eğitim düzeyi ve beceri eksikliği kuşaklar boyu yoksulluğu yeniden üretiyor. Bu kısır döngüyü kırmadan kalkınmadan söz edemeyiz” ifadelerini kullandı. “Aç çocuk derse odaklanamaz, eğitimde başarı tok karnıyla başlar” Başkan Karataş, ücretsiz okul yemeği uygulamasının önemine değinerek, “Ücretsiz okul yemeği sadece bir tabak sıcak yemek değil; gelir adaletsizliğinden kaynaklanan eşitsizlikleri azaltan güçlü bir sosyal destek mekanizmasıdır. Bugün dünyada 109 ülke öğrencisine en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek veriyor. Okul yemeğine yapılan her 1 dolarlık yatırım, ülkeye 7 ila 35 dolar arasında sosyal ve ekonomik katkı sağlıyor. Protein alamayan çocukların zekâsı ve fizyolojisi gelişmiyor. Aç bir çocuğun derse odaklanması, öğrenmesi, hayal kurması beklenemez. Eğitimde başarı, önce çocukların tok karnına okula gitmesiyle başlar. Eğitimde fırsat eşitliği, önce sofrasına ekmek koyabildiğiniz çocuklarla mümkündür” şeklinde konuştu. Anahtar Parti Adana İl Başkanı Av. Atilla Karataş çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı: İl Başkanı Karataş, Anahtar Parti’nin çocuk yoksulluğu ve beslenme sorununa dair somut çözüm önerilerini şöyle sıraladı: Her Okulda Ücretsiz Kahvaltı Programı: Devletin asli görevi, her çocuğun güne tok başlamasını sağlamaktır. Tüm devlet okullarında her sabah ücretsiz, dengeli kahvaltı verilmelidir. Beslenme Bütçesi Eğitimin Parçası Olmalı: Eğitim bütçesinde her öğrenci için yıllık beslenme ödeneği ayrılmalı, bu kaynak doğrudan okullara aktarılmalıdır. Yerel Üreticiyle İş Birliği: Okullarda verilecek gıdalar, bulunduğu ilin yerel üreticilerinden ve kooperatiflerinden temin edilerek hem çocuklar hem çiftçiler desteklenmelidir. Okul Kantinlerinde Sağlıklı Gıda Denetimi: Kantinlerde şekerli, işlenmiş gıdalar yerine, besleyici ve yerli üretim ürünlerin satışı zorunlu hale getirilmelidir. Başkan Karataş açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Biz Anahtar Parti olarak çocuklarımızın en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek hakkını savunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu bir lütuf değil, haktır. Bir ülkenin geleceği, sabah tok karnına derse başlayan çocuklarının gözlerindeki ışıktadır, o ışığı söndürmeye kimsenin hakkı yoktur.”

Kısacık: Emeklilerimizin maaşı artan enflasyon ve yoksullukla başa çıkamıyor Haber

Kısacık: Emeklilerimizin maaşı artan enflasyon ve yoksullukla başa çıkamıyor

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, en düşük emekli maaşına yapılan zammın yetersizliğine dikkat çekti. “16.881 lira ile emekli açlıkla sınanıyor” Kanun teklifinde en düşük emekli aylığına yapılan artışın, emeklilerin içinde bulunduğu ağır hayat şartlarını göz ardı ettiğini belirten Kısacık, “16 milyon 500 bin emeklimiz var ve bu emeklilerimizden 4 milyon 11 bin’i en düşük emekli maaşı alan sınıfa giriyor. Yoksulluk sınırının 85.060, açlık sınırının 26.115 lira olduğu ekonomik ortamda yapılan son zamla en düşük emekli maaşı ise 16.881 lira oldu. Yapılan bu artış emeklilerimizin karşı karşıya kaldığı ağır ekonomik şartlara derman olmaktan çok uzaktır ve ülkenin ekonomik gerçekliğiyle uzaktan yakından bir alakası yoktur” diye ifade etti. “16.881 Lira maaşla emekli açlık sınırına bile ulaşamıyor” Yüsek enflasyon, hayat pahalılığı gibi ağır ekonomik koşullara rağmen, en düşük emekli maaşına yapılan artışta mevcut sosyal ve ekonomik göstergelerin yetersiz kaldığını vurgulayan Kısacık, “Yoksulluk sınırının 85.060, açlık sınırının 26.115 lira olduğu bir ortamda en düşük emekli maaşı 16.881 TL ise yoksulluk ve açlık sınırı endeksleri artık çalışmıyor ve bu endekler bir lüks demektir. Çünkü emeklilerimiz aldıkları son zamma rağmen bu endekslerin yanına bile yaklaşamıyor. Buradan TÜRK-İŞ’e bir öneride bulunuyorum. TÜRK-İŞ yoksulluk ve açlık sınırı endekslerinin yanında bir de Ölüm Sınırı Endeksi yayınlasın. Çünkü emeklilerimizin aldığı maaş ölüm sınırına dayanmış durumda. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın vurguladığı gibi enflasyon, yoksulluk ve açlık sınırı gibi göstergeler ortadayken emeklilerimizin hakettiği artışı yapmamak hak gasbıdır ve emeklilerimizin hakkından çalmaktır. Biz DEVA Partisi olarak, insanca yaşam hakkının her emeklimiz için güvence altına alınması gerektiği kanaatindeyiz. Emeklilerimizin gıdaya ve sağlık hizmetlerine erişimde, barınmada, enerji faturalarını ödemekte güçlük çekmeyeceği, sosyal yardımlara muhtaç kalmayacağı bir iyileştirme yapılması gerektiğini savunuyoruz” şeklinde konuştu.

Güney: Kamu emekçileri temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor Haber

Güney: Kamu emekçileri temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor

2026-2027 yıllarını kapsayan toplu sözleşme süreci öncesinde Büro Emekçileri Sendikası (BES) Adana Şubesi, taleplerini kamuoyuna duyurmak amacıyla SGK İl Müdürlüğü binası önünde bir araya geldi. Katılımcılar adına açıklamayı BES Adana Şube Başkanı Fatma Sarıoğuz Güney yaptı. Güney, derinleşen yoksulluk nedeniyle kamu emekçilerinin temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini belirtti. “Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz hale geldik” Fatma Sarıoğuz Güney, “Uygulanan bu ekonomik programla, başta biz kamu emekçileri olmak üzere, emeğiyle geçinen geniş kesimlerin gelirleri, yoksulluk sınırı altıda, açlık sınırının üzerinde bir eşikte tutulmaktadır. Bizler, her geçen gün pazara, markete ve diğer ihtiyaç duyduğumuz tüketim mallarına daha zor ulaşıyoruz, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamaktan uzaklaşıyoruz” şeklinde konuştu. “Kadınlar, derinleşen yoksulluk karşısında daha fazla fedakârlık yapmak zorunda kalıyor” Fatma Sarıoğuz Güney, yoksulluğun kadın ve çocuklar üzerindeki etkilerine de dikkat çekerek şunları söyledi: “Kentlerde, başta barınma sorunu olmak üzere, emekçilerin temel ihtiyaç olarak yaşam kaynaklarına olan erişimleri, her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.  Bu derin yoksullaştırma politikalarından kadın emekçiler ve çocuklar, daha fazla mağdur olmaktadırlar. Her yaş grubundan çocuklarda, beslenme sorununa bağlı olarak, başta bodurluk olmak üzere kalıcı sağlık sorunları ortaya çıkarken kadınlar, bu derin yoksullukla baş etmek için daha fazla fedakârlık etmek zorunda kalmaktadırlar. Ebeveynler üzerinde ciddi bir ekonomik yük haline gelen çocuk bakımına ilişkin adımlar atılmasını ve işyerlerimizdeki kreş ihtiyacının giderilmesi talep ediyoruz. Her çocuğun ihtiyacının karşılandığı, eğitim, ulaşım ve beslenmenin sağlandığı, bilimsel nitelikli kreşlerin açılması talebimizi yineliyor ve bu hakkımızı elde edene kadar mücadelemize devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.” Güney son olarak taleplerini şu şekilde sıraladı: En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın! Seyyanen zam dahil olmak üzere bütün ek ödemeler temel ücrete yanıltılısın! Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilsin ve adil bir ek gösterge düzenlenmesine gidilsin! Bütün emekçilere kira yardımı yapılsın! Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri, tüm ebeveyn ve çocuklar için bir hak olarak tanımlansın ve bu konuda yasal düzenlemeler bir an önce yapılarak uygulamaya geçirilsin!0-6 yaş grubu çocuklar için, en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın, ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılsın! Doğum izni bitiminden çocuğun ilköğretime başlayacağı süreye kadar, ebeveynlerin 6 ay dönüşümlü olarak kullanabilecekleri, iki yıl ücretli ebeveyn izin hakkı için acil yasal düzenleme yapılsın!

Yavuz: 16 Milyon emekli açlık sınırının altında yaşıyor Haber

Yavuz: 16 Milyon emekli açlık sınırının altında yaşıyor

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Emekliler Sendikası, Adana’nın Seyhan ilçesindeki İsmet İnönü Parkı’nda bir araya gelerek emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıları dile getirmek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Çok sayıda emeklinin katıldığı açıklamada, emekli aylıklarının yetersizliği, sağlık hizmetlerine erişim zorlukları ve yaşam pahalılığına dikkat çekildi. Açıklamayı Emekliler Sendikası adına Cengiz Yavuz okudu. "16 Milyon emekli geçim derdiyle boğuşuyor" Cengiz Yavuz Türkiye'de emekli sayısının hızla arttığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün, yalnızca kendimiz için değil; çocuklarımızın, torunlarımızın, bu memleketin geleceği için buradayız. Yaşadıklarımızın bireysel değil sınıfsal olduğunu hatırlamak için buradayız. Yoksulluğumuzun kaderimiz değil siyasi ve bilinçli tercihlerin sonucu olduğunu hatırlatmak için buradayız. Hepimizin bildiği üzere Türkiye nüfusu, her geçen gün yaşlanıyor. Ülkemizde emekli sayısı hızla artıyor; nüfusumuzun yaklaşık olarak 16 milyonu biz emekliler ve hak sahiplerinden oluşuyor. Evet, bugün Türkiye'de 16 milyondan fazla emekli ve hak sahibi yaşıyor. Ancak bu memleket için yıllarını vermiş, yaşamları boyunca çalışan, değer üreten, alin teri döken, vergisini veren, primlerini ödeyen 16 milyona reva görülen yasam, açlık sinirinin altında aylıklarla geçinmeye çalışmak, yaşlılıkta yeniden çalışmaya zorlanmak, ilaçlara, sağlık hizmetlerine ulaşamamak, torununa harçlık verememek, kira gününden korkmak, faturaya boyun eğmek...” “Asgari ücretin yarısı kadar aylıkla ay sonunu getiremiyoruz” Ekonomik sıkıntıların giderek derinleştiğini vurgulayan Yavuz, “Açlık sinirinin altında kalan asgari ücretin yarısı kadar aylıklarımızla ay sonunu getirmemiz mümkün değil. Emekli aylıklarına zam adi altında yapılan göstermelik artışlar, enflasyon karşısında buharlaşmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.  

DİSK Emekli Sen Adana’da emeklilerin taleplerini dile getirdi Haber

DİSK Emekli Sen Adana’da emeklilerin taleplerini dile getirdi

Yeni yıla sayılı günler kala, emekliler için 2025 yılı maaş zamları gündemdeki en önemli konulardan biri haline geldi. Aralık ayı enflasyon oranlarının açıklanmasıyla birlikte, Ocak-Temmuz dönemi için geçerli olacak emekli maaşlarına ne kadar zam geleceği merak konusu oldu. DİSK Emekli Sen, Adana’da düzenlediği basın açıklamasında emeklilerin 2025 yılı için taleplerini dile getirerek, yaşadıkları ekonomik zorluklara dikkat çekti. Açıklamayı yapan DİSK Emekli Sen adına açıklama yapan Veli Ersoy, emeklilerin düşük maaşlarla açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiğine vurgu yaptı. “Emekliler açlık sınırının altında maaşlarla yaşam mücadelesi veriyor” Veli Ersoy , “Yılın ilk günlerinde TÜİK tarafından “resmi enflasyon oranı” açıklanacaktır. Bir kez daha emekçilerin, emeklilerin yaşam koşullarını yansıtmayan bir enflasyon oranı, emekçilerin maaşlarına; emeklilerin aylıklarına yansıtılacak zam oranını belirleyecektir. Asgari ücretin açlık sınırı altında kaldığı Türkiye’de, emekli aylıkları asgari ücretin dahi çok altında belirlenecektir. Ve emeklilerden açlık sınırının yarısını geçmeyen aylıklarıyla barınmaları, doktora gitmeleri, mutfak alışverişlerini karşılamaları ve faturalarını ödemeleri beklenecektir” diye ifade etti. “2025 Yılında dahi 2024 yılının açlık sınırının neredeyse yarısı kadar aylık almaya devam edecektir” Ersoy, “ Açlık sınırı altında asgari ücret dayatmalarına alışmayacağız. Asgari ücretin altında emekli aylığı dayatmalarına alışmayacağız. Açlık sınırının 21 bin liraya ulaştığı; yoksulluk sınırının 72 bin lirayı aştığı bugünlerde en düşük emekli aylığı hazine yardımı ile 12 bin 500 liraya tamamlanıyor. Bunun anlamı enflasyon oranlarındaki zamlardan sonra dahi 12 bin 500 liranın altında aylık alan milyonlarca emeklinin aynı miktarda ve dolaylarında emekli aylıklarına mahkûm edilecek olmasıdır. Bir başka deyişle, emekliler, 2025 yılında dahi 2024 yılının açlık sınırının neredeyse yarısı kadar aylık almaya devam edecektir” dedi. Ersoy taleplerini şu şekilde sıraladı: Asgari ücret, yoksulluk sınırı dikkate alınarak belirlenmelidir En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilmelidir Emekli aylıkları en az asgari ücret zammı oranında arttırılmalıdır Emeklilerin toplu sözleşmeli sendikal hakları tanınmalıdır

Gürer: Pazarcı esnafı artan maliyetler karşısında ayakta kalmakta zorlanıyor Haber

Gürer: Pazarcı esnafı artan maliyetler karşısında ayakta kalmakta zorlanıyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, açlık sınırı altında geliri olanların haftalık sebze ve meyve ihtiyaçlarını karşıladığı pazar yerlerinde vatandaş buluşmalarına devam ediyor. Bor Pazarı'nda, pazar esnafı ve vatandaşlarla görüşen Gürer, emekli ve asgari ücretlilerin marketlerdeki fiyatlarla gıda ürünü almakta zorlandığını belirtti. Haftalık pazarlar onlar için kısmen daha uygun. Ülke genelinde 3.631 semt pazarı ve 242’si üretici pazarı olmak üzere toplam 3.873 pazar kuruluyor. Marketlere göre fiyatlar dar gelirliler için daha uygun geliyor. Pazarda da fiyatlar artması emekliler ve dar gelirlileri büyük sıkıntıya sokuyor. Niğde il genelinde kurulan pazar yerlerinde vatandaş ve esnafın sorunlarını dinliyor ve enflasyonun etkisini bizzat yaşayanlarla konuşarak görüyoruz” dedi.  “Üretici zarar etti” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yerli ürün hasat sonuna geldik. Tarlada ürün değer bulmadı ve üretici yandı. Üretici zarar etti. Hasat dönemi yerli ürün için bitmek üzere ve  farklı illerden pazara ürün gelmeye başladı. Pazarda nakliye ile fiyat artışı oluşunca fiyatlar geçen haftaya göre artış göstermiş bulunuyor. Dar gelirli markete göre pazar uygun diye pazara gelse de pazarda fiyatlar kıpırdamış bulunuyor” diye konuştu. “Yerli ürün azaldıkça pazarda fiyatlar yükseliyor” Niğde'nin Bor ilçesinde Salı pazarını ziyaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Yerli ürünlerin tükenmeye başlamasıyla fiyatların değiştiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Şu anda Bor Salı Pazarı'nda bamya 150 liraya satılıyor. Satan arkadaşlarımız çok düşük kâr marjı ile satış yaptıklarını ifade ediyorlar. Özellikle yerli ürün tükenince farklı bölgelerden ürün geliyor; nakliye fiyatları artıyor ve doğal olarak bu artışlar tezgaha yansıyor. Tarlada kalan domates pazarda yemeklik olanı 35 TL , Turşuluk Salatalık  boyutuna göre 70 liraya kadar fiyatlanmış , turşuluk biber 100 liradan satılıyor.İncir fiyatı  da 130 lira, Tarlada 8 liraya kırmızı biber alıcı tüccar beklerken 20 TL.” Gürer, yerli ürün azaldıkça Afyon ilimiz gibi farklı bölgelerden gelen ürünlerin pazar fiyatlarını etkilediğini belirtti. Vatandaşın alım gücü düşük, üretici ve pazarcı zorda CHP’li Ömer Fethi Gürer, vatandaşın alım gücünün iyice zayıfladığını ve bu durumun hem üretici hem de pazarcı esnafını olumsuz etkilediğini dile getirerek şunları söyledi: "Turşuluk salatalığın fiyatları boyutuna göre  70, 60, 50 ve 40 lira olarak satılıyor. Turşuluk salatalığı mevsimi, Afyon'dan gelen ürünün fiyatı, doğal olarak nakliyeye gelen mazot zammı ile artıyor. Pazarcı aldığının üstüne düşük bir kâr katsa da vatandaşın çoğu bakıp geçiyor. Pazar da saat 14:00 civarında hâlâ tezgahta ürünler duruyor ,çünkü vatandaşın alım gücü yok. Emekli 12.500 lira ücret alıyor; onunla ev kirasını mı versin, pazar alışverişini mi yapsın, et mi alsın, süt mü alsın?" diyerek yaşanan sıkıntıları özetledi. Pazarcıların artan maliyetler karşısında ayakta kalmakta zorlandığını belirten Ömer Fethi Gürer şunları söyledi: “Pazarcı esnafı içinde  gider  fazlalaştı, gelir ise azaldı. Pazarcı esnafı da bu işi başka bir iş yapamadığı için sürdürüyor. Tarlaya gidiyoruz, tarlada üretici satamamış; pazara geliyoruz, satıcı dertli. Bunun yanı sıra tüketici de alamıyor ama ne yazık ki tarladaki ürünler de çöp olmuş durumda.” Gelirimiz daraldı Vatandaşlar “Pazar bu kadar pahalı olursa markette durum daha yüksek fiyat oluyor. Gelirimiz iyice iktidar eliyle daraltıldı. markete gidemez hale geldik. Bu kere  pazar fiyatları artışında belimizi büküyor”  diye ifade ettiler.

Kandemir: Aile Sağlığı Merkezleri çalışanları açlık sınırında yaşamaya çalışıyor Haber

Kandemir: Aile Sağlığı Merkezleri çalışanları açlık sınırında yaşamaya çalışıyor

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası AHESEN Başkanı Dr. Ahmet Kandemir,  yazılı açıklamasında, zorlu ekonomik ve çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüye gittiğini belirterek, “Sahada görev yapan birçok arkadaşımız, özellikle Aile Sağlığı çalışanları açlık sınırında yaşamaya çalışıyor” dedi. “Hayat pahalılığı her geçen gün artarken, memur maaşları bu koşullara ayak uydurabilecek düzeyde değil” Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası AHESEN Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, “Zorlu ekonomik ve çalışma koşullarının gün geçtikçe iyileşmesi beklenirken daha da kötüye gitmesini acı bir şekilde yaşıyoruz. Sahada görev yapan birçok arkadaşımız, özellikle Aile Sağlığı çalışanları açlık sınırında yaşamaya çalışıyor. Beklenen enflasyon memur ücret artışı, açıklanan enflasyon oranıyla olacak. Ancak bu artış, daha birkaç gün önce açıklanan elektrik zammının %38 olduğu bir dönemde ve gerçek enflasyonun çok daha yüksek olduğu bir ortamda yetersiz kalıyor. Hayat pahalılığı her geçen gün artarken, memur maaşları bu koşullara ayak uydurabilecek düzeyde değil” diyerek ifade etti. “Aile sağlığı merkezlerinin sürdürülebilir hizmetini sağlayacak iyileştirme acilen yapılmalıdır” AHESEN Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, “Bilindiği gibi Aile Sağlığı Merkezleri’nin tüm giderleri, sabit bir ödenekle Aile Hekimleri arkadaşlarımız tarafından karşılanıyor. Toplum sağlığı için çalışan hekim arkadaşlarımız, aynı zamanda sağlık merkezlerini ayakta tutabilmek için azami çaba harcıyor. Şartların giderek ağırlaşması Aile Sağlığı Merkezlerini de kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor. Aile hekimliği harcama kalemlerinin artış oranı; kiralar, tıbbi malzemeler, personel giderleri, elektrik gibi giderler düşünülünce çok daha fazla. Memur zammı refah payı dışında Aile hekimliği çalışanları için Aile sağlığı merkezlerinin sürdürülebilir hizmetini sağlayacak iyileştirme acilen yapılmalıdır," ifadelerini kullandı.

Gürer: Vatandaşlar gelir daralması nedeniyle zor durumda Haber

Gürer: Vatandaşlar gelir daralması nedeniyle zor durumda

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde Merkez'de pazar gezdi. Pazarcı esnafı ve vatandaşlarla görüştü. İşyerlerinde esnafları da ziyaret edip kıraathanelerde farklı kesimlerin sorunlarını dinledi. Bayram boyunca sürdürdüğü ziyaretlerini Niğde Merkez'de devam ettiren Gürer, pazarda vatandaşların sorunlarını dinledi. “Açlık sınırı altında geliri olan hepimiz yoksullaştık” Pazarda milletvekili Gürer’i gören vatandaşlar, "Gelirimiz daraldığı için istediğimiz her gıdaya erişmemiz ve tüketmemiz mümkün olmuyor. Açlık sınırı altında geliri olan hepimiz yoksullaştık. Yerel ürünlerle fiyatlarda bir gevşeme olur diye umuyorduk, ama olmadı. Üretici de girdi maliyetinin arttığını ve ürün maliyetinin düşmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Böyle olunca son tüketici olarak pazara umutla gelmek zorlaşıyor ve sadece zorunlu ihtiyacımızı alıp gidiyoruz. Her istediğimizi alabilir durumda değiliz." dediler. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Plansızlık ve iktidarın uyguladığı politikalar bu sonuçları yarattı. Kırsalda yaş ortalaması 60’a dayandı. Gençler üretimden uzaklaştığı gibi tarım işçiliğine de istekli değiller. Ürün var ama maliyeti karşılayan bir pazar sorunu oluşmaması ürünü dalda bırakıyor. Bu yıl meyve bol olmasına rağmen pazara ve vatandaşa ulaştırılmaması meyve fiyatlarının düşmesini engelliyor. Toplayacak işçi bulmada sorun yaşanması ve gider artışı üreticiyi zora sokuyor. Tüccarın düşük fiyatla ürün almak istemesi ve verdikleri fiyatın işçi giderini karşılamaması da sorun yaratıyor” diyerek ifade etti. “Yoksulluğu tanıyıp yaşıyoruz” Ömer Fethi Gürer, işyerlerinde ziyaret ettiği esnafın önceliğinin prim gün sayısının 9000 günden 7200 güne düşmesi için verilen sözlerin tutulması olduğunu belirtti. Ayrıca farklı bölgelerde kahvelerde vatandaşlarla görüşen CHP milletvekili Gürer, "Kahvede gün geçiren yurttaşlar gelir gider dengesizliğinden dolayı bütçelerinin daraldığını anlattılar. Yurttaş, 'Gelirimize göre yaşamaya çalışıyoruz. Yoksulluğu tanıyıp yaşıyoruz.' dedi." diye durumu özetledi. Niğde il merkezinde çok sayıda vatandaşla bir araya gelen Ömer Fethi Gürer, özellikle üniversiteye girmeyi bekleyen gençlerin bu yıl üniversite eğitimi için farklı illere gideceklerini ve burs ile yurt arayışlarının önemli bir sorun olacağını belirtti. "Gençlerin gelecek kaygısını sohbetlerde birebir görmek mümkün” diyerek belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.