TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

İLKHABER-Gazetesi - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adalet Bakanı Tunç: Ara buluculuk ve tahkim sistemiyle yabancı sermaye artış Haber

Adalet Bakanı Tunç: Ara buluculuk ve tahkim sistemiyle yabancı sermaye artış

Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Adalet Bakanlığı işbirliğinde yürütülen “Türkiye’de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Geliştirilmesi Projesi” kapsamında İstanbul'da Uzlaştırma Uluslararası Sempozyumu düzenlendi. Programa Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı William Massolin ve Ceza İşleri Genel Müdürü Ali Öztürkmen ile çok sayıda hakim ve savcı katıldı. Sempozyumda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, uzlaşma ve arabuluculuk hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Vatandaşlarımızın anlaştığını görmekten memnuniyet duyuyoruz” Türkiye’de 45 bin 960 arabulucu olduğunu söyleyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Ülkemizde ilk kez 2013 yılında ara buluculuk sistemimize girmişti. İlk olarak ihtiyari ara buluculuk olarak başlamıştı. Sonrasında 2018’den itibaren ilk kez dava şartı arabuluculuk, zorunlu ara buluculuk olarak iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk başladı. Sonrasında ticari uyuşmazlıklar da 2019’dan itibaren başladı. 2020 yılında da tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu ara buluculuk sistemini başlattık. 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren de ara buluculuğun, zorunlu ara buluculuğun kapsamını genişlettik. Bu kapsamda da ilansız icra yoluyla tahliye hariç kira uyuşmazlıklarında, kat mülkiyetinden doğan uyuşmazlıklarda, ortaklığın giderilmesinden doğan uyuşmazlıklarda, tarım üretim hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda, yine Ticaret Kanunu ve İş Kanunu'ndan kaynaklanan itirazın iptali, menfi tespit ve istibdat davalarında da zorunlu arabuluculuğu başlattık. Ve bu kapsamda da zorunluluk kapsamında önemli gelişmeleri de sağladık. Özellikle vatandaşlarımızın mahkemeye gitmeden karşılıklı anlaşarak gerek kirada, gerek diğer konularda 1 Eylül'den itibaren başlattığımız uyuşmazlık türlerinde anlaştığını görmekten de memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı. “87 bin 149 uyuşmazlık davaya intikal etmeyerek, yargının iş yükünü azaltmış oldu” Kira miktarlarındaki artıştan dolayı son zamanlarda artan ev sahibi-kiracı uyuşmazlıklarına dikkat çeken Bakan Tunç, “Bu kapsamda kira davalarında ara bulucuya başvuru sayısı 169 bin 255’i buldu. Bu başvurulardan 87 bin 149’u anlaşmayla sonuçlandı. Anlaşmama sayısı 62 bin 783. Burada şunu ifade etmek lazım; 87 bin 149 kişinin anlaşması demek 174 bin vatandaşımızın adliyeye düşmemesi demek, yani yargıya gitmemesi demek. 87 bin 149 uyuşmazlık davaya intikal etmeyerek hem yargının iş yükünü azaltmış oluyorlar hem de kendi aralarında dostane bir şekilde bu uyuşmazlığı çözmüş oluyorlar. Bu anlamda kira uyuşmazlıklarında ara buluculuk sisteminin de başarıyla yürüdüğünü görmek mümkün” dedi. Ortaklığın giderilmesi uyuşmazlıklarından kaynaklı 45 bin başvurunun yapıldığını söyleyen Tunç, “Burada da anlaşma sayısı 10 bin 223. Bu da çok önemli bir rakam. Özellikle ortaklığın giderilmesi davaları uzun süren davalar, taraf teşkilinin zor olduğu davalar, yargıda epey bir zaman alan davalar. Dolayısıyla 10 bin 223 davanın, bunların bir kısmı örnekleri de var. 30 yıl, 40 yıl süren arazi uyuşmazlıklarının tarafların bir araya gelerek çözüme kavuştuğunu ve ara buluculukta uzlaşma ile sonuçlandığını, anlaşmayla sonuçlandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Yine kat mülkiyeti uyuşmazlıklarından kaynaklı 8 bin 818 başvuru var, anlaşma 2 bin 957. Komşuluk hukuku uyuşmazlıklarından kaynaklı 3 bin 797 başvuru var, anlaşma sayısı bin 281. Tarımsal üretim sözleşmelerinden kaynaklı 530 başvurudan 124’ü de anlaşmayla sonuçlanmış. Ve buna az önce bahsettiğim kira uyuşmazlığından kaynaklanan 169 bin 255 başvuruyu eklersek toplam 228 bin 322 başvuru zorunlu ara buluculuk kapsamında, dava şartı kapsamında ara buluculuk önüne gelmiş ve bunların da yarıdan fazlası antlaşma ile sonuçlanmış” şeklinde konuştu. “Daha yapacak çok işimiz var” 11 yıl boyunca ara buluculuk sistemiyle anlaşma ortalamasının yüzde 67 olduğunu söyleyen Bakan Tunç, bu sayının 678 mahkemenin iş gücüne eş değer olduğunu vurguladı. Bakan Tunç, “2007 yılında 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ile sigortacılık sektöründe de tahkime ilişkin yasal düzenlemeler yaparak, tahkimin alanını genişlettik. 29 Kasım 2014 tarih ve 6570 sayılı Kanun'la İstanbul Tahkim Merkezi'ni kurduk. İstanbul Tahkim Merkezi'ne 2020 yılında 55 başvuru, 2021 yılında 94, 2022 yılında 107 başvuru, 2023 yılında ise 138 başvuru yapılmıştır. Yine 2020 yılında tahkime konu toplam uyuşmazlık miktarı 300 milyon Türk Lirası iken, 2023 yılı dava uyuşmazlık miktarı toplamı 15 milyar liraya ulaşmıştı. Tahkim ve arabuluculuğun gelişmesi ülkemizdeki hukuki güvenlik ilkesini de güçlendiren önemli hususlar. Hukuki güvenlik ilkesinin daha da tahkim edilmesi ülkemiz açısından önemli, yabancı yatırımcının ülkemize gelmesi açısından önemli. Ülkede ara buluculuk sisteminin, tahkim sisteminin gelişmiş olması, yargının hızlı işlemesi, özellikle yabancı yatırımcının da ülkemize gelmesini kolaylaştıran önemli hususlar. Bir takım eleştiriler olsa da aslında rakamlara baktığımız zaman hukuki güvenlik ilkesinin tahkim edilmesi sayesinde ara buluculuğun ve tahkim sisteminin geliştirilmesi sayesinde doğrudan yabancı sermaye miktarının bugün 262 milyar doları aştığını görüyoruz. Bu rakam 2002 yılında sadece 15 milyardı. 15 milyarken bugün itibarıyla 261 milyarın üzerine çıktı. Ülkemizde eğer hukuki belirlilik, hukuki güvenlik ilkesi tahkim edilmemiş olsaydı bu rakam bu derece yükselmezdi. Daha yapacak çok işimiz var” ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı'na çağrıda bulundu Haber

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı'na çağrıda bulundu

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, X hesabından yaptığı paylaşımda, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan’a Gazze’de yaşanan olaylara ilişkin çağrıda bulundu. Bakan Tunç, "Khan’ın Filistin’de işlenen insanlık suçları karşısında soruşturmayı tamamlayarak davayı açmaması Gazze’deki dramın giderek artmasına, çocuk katliamının devamına neden olmaktadır. Davanın gecikmesi İsrailli saldırganları cesaretlendirmekte, Uluslararası Hukuka olan güveni ortadan kaldırmakta, UCM’yi etkisizleştirmektedir" ifadelerini kullandı. "Lütfen çocuklar öldürülmesin, suçlular adalet önünde hesap versin" "15 bini çocuk 37 bin sivilin öldürüldüğü 77 bin masum insanın yaralandığı" ifadesini kullanan Tunç, paylaşımında şunları aktardı: "Milyonlarca insanın açlık ve susuzluğa maruz bırakıldığı, hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının bombalandığı saldırılarda harekete geçilmeyecekse ne zaman geçilecektir. Tüm suç delilleri ortada iken davayı açmamakta direnmek, katliama sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmak anlamına gelecektir. Artık tahammül kalmamıştır, insanlık vicdanı dünyanın her yerinde, üniversitelere, sokaklara, meydanlara taşmaktadır. Çocukların katlini önlemek UCM’nin elindedir, soykırım suçunu önlemek UCM’nin varlık sebebidir, UCM bunun için kurulmuştur, bu yetkisi vardır. Suçlular da bellidir, acilen soruşturma açılmalı, tedbir kararları alınmalı, suçluların tutuklanması sağlanmalıdır. Bir gün bile gecikmek, yüzlerce çocuğun hayattan koparılması demektir. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan, beklemeniz için hiçbir neden yok, dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak değil; insan haklarını ve adaleti savunan biri olarak geçmek istiyorsanız bir dakika bile beklememeniz gerekir. Lütfen çocuklar öldürülmesin. Suçlular adalet önünde hesap versin."

Adalet Bakanı Tunç: Filistin'deki çocukların durumuna dikkat çekti Haber

Adalet Bakanı Tunç: Filistin'deki çocukların durumuna dikkat çekti

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da bir otelde düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılında Çocuk Hukuku Paneli'nde konuştu. Sözlerine çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayarak başlayan Bakan Tunç, çocuk haklarının yalnızca bugün dile getirdikleri bir husus olmadığını, sürekli hatırladıklarını vurguladı. Dünyanın Filistin’de yaşanan zulme sessiz kaldığını ifade eden Bakan Tunç, “Çocuk gülerse dünya güler ama bugün Filistin’de çocuklar ağlıyor. 1917 yılından bu yana Filistin’de zulüm var. Mazlumlara işkence var. 7 Ekim tarihinden bu yana İsrail saldırılarında şehit edilen mazlumlar var. 37 bin Filistinli şehit edildi. Bunun 15 binden fazlası çocuk, yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Küresel sistem dediğimiz ülkeler buna seyirci kalıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlar dünya siyasi tarihine birer kara leke olarak geçiyor. Türkiye, Gazze’ye yardıma koşan ülkelerin en başında. Filistin’deki çocukların katledilmemesi için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz” diyerek, mazlumların yanında olduklarını belirtti. “Çocuklarımız en değerli varlıklarımız” Çocuk hukukundan bahseden Tunç, Türkiye’nin çocukların üstün yararını savunan bir ülke olduğunu dile getirdi. Anayasa değişiklikleri başta olmak üzere çocuklara yönelik önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerinden bahseden Tunç, “1982 Anayasamızda çocuk hakları maalesef unutulmuştu. Dolayısıyla 2010 Anayasa değişikliğiyle çocuk hakları ilk kez anayasaya girdi. Çocukların her türlü istismardan korunmasıyla ilgili önlemler tekrardan hatırlatıldı. 2010 Anayasa değişikliği bu açıdan çok önemli. 'Devlet her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları korumaya alır' şeklindeki düzenlemeyle aileye güçlü toplumun geleceği olan çocuklarımızın her türlü kötü muameleden korunması anlamında devlete düşen görevler anayasada açık ve ayrıntılı güncellenmiş oldu. Çocuklarımız en değerli varlıklarımız. Onlara zarar gelmesini hiçbir anne baba istemez, devlette istemez. Onlar çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız toplum kesimi. Başta anne babaya ve devlete çok önemli bir görev düşüyor. Dolayısıyla aile korunacak ki, içerisindeki kadın da, çocuk da korunabilsin” dedi. Bu kapsamda önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Bakan Tunç, şunları söyledi: “2003 yılında aile mahkemelerini kurduk. 2003 yılına kadar aile mahkemeleri yoktu, diğer mahkemeler içerisinde aileyle ilgili, boşanmayla ilgili, kadınlarımızın, çocuklarımızın mahkeme süreçlerinde nasıl sıkıntılar çektiğini biliyorduk. 2011 yılında da Aile Bakanlığı kuruldu. İçerisinde çocuk hakları ve hizmetleriyle ilgili yapısal düzenlemeler yapıldı. Kadını ve çocuğu koruyan önemli değişiklikler oldu.” Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. Panele Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ile birçok yargı mensubu katıldı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Halk oy verirken hizmet istiyor, terörü desteklemesi için değil Haber

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Halk oy verirken hizmet istiyor, terörü desteklemesi için değil

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye Yüzyılında Çocuk Hukuku Paneli"nin ardından basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'de teröre ve şiddete geçit olmayacağını söyleyen Bakan Tunç, demokratik hukuk devletlerinde şiddet ve şiddeti teşvikin suç sayıldığını ifade etti. 40 yıla aşkın süredir Türkiye'nin terör belası ile mücadele ettiğini vurgulayan Bakan Tunç, demokratik siyaset yaptıklarını iddia eden partilerin terörle de arasına mesafe koyması gerektiğini kaydetti. "Millet size oyu terörü destekleyin diye vermiyor" Terörle arasına mesafe koyamayan partilerin geçmişte kapatıldığını işaret eden Bakan Tunç, "Böyle bir hukuki süreçle karşı karşıya kalmak istemiyorsanız terörle aranıza mesafe koyun. Terörü ve şiddeti reddedin. Demokratik siyasetinizi yapmak istiyorsanız özgürce siyasetinizi yapın. Millet size oy verirken hizmet etsin diye oy veriyor. Terörü desteklesin diye oy vermiyor" ifadelerini kullandı. "Devlet büyüklerine hakaret edilmesi kabul edilebilir değil" Terörü ve şiddeti destekleyen açıklamalarda bulunan partilere karşı hiçbir hukuk devletinin müsade etmeyeceğini dile getiren Bakan Tunç, "Yetkili makamlar devreye girer. Diyarbakır Sur’da gerçekleşen olay ile ilgili adli soruşturma başlatılmıştı. Devlet büyüklerine hakaret edilmesi kabul edilebilir değil. Soruşturma devam ediyor buna benzer olaylar olmamalı" ifadesini kullandı. "Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın" Terörle irtibat ve iltisak nedeniyle partilere kapatılma davaları her zaman açılabileceğini belirten Bakan Tunç, "Şu an devam eden davalarda var. Aynı yolu izlerse eğer DEM Parti o zaman da aynı muameleyle de karşılaşır. Demokratik siyaset yapın. Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın" diye konuştu. DEM Parti'nin 78 belediyesi olduğunu söyleyen Bakan Tunç, teröre destek verilen uygulamalar ile karşılaşması noktasında gerekli soruşturmaların başlatılacağını belirterek, şunları kaydetti: "Eğer bu 78 belediye terörü destekleyen bir uygulama gerçekleştirirse eğer ne olacak? Anayasamızın 127’nci maddesi ile belediyeler kanunun 45’inci maddesini okuduğunuz. Yasal mevzuat içerisinde terörü destekliyorsa belediye yönetimi geçmişteki uygulamaları da gördük. Hiç kimse bir partinin kapatılmasını ister mi? Milletin kaynaklarını, devlet düşmanlarına aktarma gayreti içerisinde olursanız ve geçmişte oldu. Bunların uygulamaları gerçekleşti. Yine bunlar tekrar ederse verilen yetkiler kullanılır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.