#Adana Medline Hastanesi

İLKHABER-Gazetesi - Adana Medline Hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adana Medline Hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

‘Benim Güzel Türkiyem’ sergisiyle Türkiye rekoru Adana’dan geliyor Haber

‘Benim Güzel Türkiyem’ sergisiyle Türkiye rekoru Adana’dan geliyor

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı, fotoğraf sanatçısı Dr. Haluk Uygur, 40 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı “Benim Güzel Türkiyem” adlı koleksiyonunu sanatseverlerle buluşturuyor. Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi olma özelliğini taşıyan bu özel etkinlik, Adana Medline Hastanesi salonlarında kapılarını açıyor. Dr. Uygur’un sanat yaşamı boyunca ürettiği ve bir ömürlük emeğini yansıtan eserlerinden bir bölümü olan 250 büyük boy fotoğrafları, Medline Hastanesi’nin koridorlarında kalıcı olarak yer alacak. Serginin süresi için herhangi bir bitiş tarihi belirlenmezken, hastane varlığını sürdürdükçe fotoğraflar da izleyiciyle buluşmaya devam edecek. Bu yönüyle “Benim Güzel Türkiyem”, Türkiye’de bugüne dek düzenlenen en uzun süreli fotoğraf sergisi olma unvanını taşıyacak. Kapsamı bakımından da dikkat çeken sergide, 250 eserin bir araya gelmesiyle Türkiye’deki en büyük fotoğraf koleksiyonlarından biri izlenime sunuluyor olacak. Serginin resmi açılışı bugün saat 16.00’da gerçekleşecek. Etkinlikte, piyanist Dilan Dereli ve keman sanatçısı Irmak Acar, Türk Beşleri’nin eserlerinden oluşan özel bir resital ile sanatseverlere unutulmaz anlar yaşatacak. Sergi, Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği’nin kardeş kuruluşu Muse/Art Collective destekleriyle organize ediliyor. Klasik müziği farklı şehirlerde düzenlediği oda konserleriyle geniş kitlelere ulaştıran Muse/Art Collective, etkinliğe sanatsal bir derinlik kazandıracak. Dr. Haluk Uygur, bu özel sergiye ilişkin duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Hekimliğin bana kazandırdığı insan hikâyeleri kadar, fotoğraf da ruhumun biriktirdiği güzellikleri taşıyor. ‘Benim Güzel Türkiyem’ koleksiyonum, ülkemin bana yansıyan ışığını gösterdiğim ve Türkiye’ye bir borcumu ödediğim 40 yıllık bir çalışmanın ürünü. Bu sergiyi açarken sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda bir teşekkür armağanı olarak sunuyorum. Enlerin, ilklerin ve teklerin oluşturduğu hayallerimize doğru birlikte yola çıkmak için tüm dostlarımı, akrabalarımı, hastalarımı, öğrencilerimi ve sanatseverleri bu açılışa davet ediyorum.” Sanatla bilimi bir araya getiren bu anlamlı etkinlik, hem içeriği hem de süresiyle Türkiye sanat tarihinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.

Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi Adana’da açılıyor Haber

Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi Adana’da açılıyor

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı ve fotoğraf sanatçısı Dr. Haluk Uygur’un sanat yaşamı boyunca ürettiği eserlerin bir ölümünden oluşan 250 büyük boy fotoğraf koleksiyonu, 45 yıllık hekimlik yaşamını geçirdiği hastanelerden olan Adana Medline Hastanesi salonlarında sergilenecek. Serginin en dikkat çekici özelliği ise süre sınırının olmaması. Hastane varlığını sürdürdükçe fotoğraflar da kalıcı olarak hastanenin koridorlarında yer alacak. Sergi, bu yönüyle “Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi” unvanını almaya aday olacak. Sergi aynı zamanda eser sayısıyla da öne çıkıyor. 250 eserin yer aldığı koleksiyon, Türkiye’de bugüne dek açılmış en kapsamlı fotoğraf sergilerinden biri olarak değerlendiriliyor. Serginin açılışı, 27 Eylül 2025 Cumartesi günü saat 16.00’da yapılacak. Etkinlikte müzisyenler Dilan Dereli ve Irmak Acar, “Türk Beşleri” temalı bir resital sunacak. Dr. Haluk Uygur, sergiyle ilgili duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Hekimliğin bana kazandırdığı insan hikâyeleri kadar, fotoğraf da ruhumun biriktirdiği güzellikleri taşıyor. ‘Benim Güzel Türkiyem’ koleksiyonum, ülkemin bana yansıyan ışığını gösterdiğim ve Türkiye’ye bir borcumu ödediğim 40 yıllık bir çalışmanın ürünü. Bu sergiyi açarken sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda bir teşekkür armağanı sunuyorum. Enlerin, ilklerin ve teklerin oluşturduğu hayallerimize doğru birlikte yola çıkmak için tüm dostlarımı, akrabalarımı, hastalarımı, öğrencilerimi ve sanatseverleri bu açılışa davet ediyorum.”

“Sessiz hırsız osteoporoz hastalığı kemikleri çalıyor” Haber

“Sessiz hırsız osteoporoz hastalığı kemikleri çalıyor”

ADANA(İLKHABER)- Halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak da adlandırılan osteoporoz, erken dönemde büyük sorunlara neden olmasa da yaş ilerledikçe kemiklerde hasar oluşumuna ve kırılmalara yol açabiliyor. Osteoporozun en dikkat çekici yönü ise genellikle kemikte kırık meydana gelmeden önce sessiz bir hırsız gibi ilerleyerek, hiçbir belirti vermemesi oluyor. Günümüzde 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birini tehdit eden osteoporoz, ileri yaş erkeklerde de görülüyor. Medline Adana Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Adam, toplumda en sık görülen metabolik kemik hastalığı olan ve artık bir halk sağlığı sorunu haline gelen osteoporoz hakkında önemli bilgiler verdi. "Risk yaşla beraber artıyor" “Bebeklik ve çocukluk döneminde artan kemik kitlesi 30-35 yaşlarında zirve yaparken daha sonra her yıl ortalama yüzde1 azalıyor. Kadınlarda menopoz sonrası ilk yıllarda östrojen hormonunun koruyucu etkisi ortadan kalkınca yıllık kayıp oranı yüzde 3 ila 5’e kadar çıkabiliyor” diyen Prof. Dr. Adam, bunun altında yatan nedeni ise kadın anatomik yapısındaki kemik yoğunluğunun erkeklere göre daha az olması şeklinde açıklıyor. "Kalça kırıkları hayatı tehdit ediyor" Osteoporozun en korkulan ve istenmeyen bulgusunun 80’li yaşlarda görülen kalça kırığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Adam, bu çağlarda kalça kırıklı hastaların yüzde 20-25’inin altta yatan diğer hastalıklarının da etkisi ile hayatlarını kaybettiklerini söyleyerek ekliyor: “Osteoporoza bağlı omur kırıkları ise kendini sırt ağrısı olarak gösterir. Devam eden süreçte boy kısalması, kamburluk, karın içi organlara bası sonucu kabızlık, yanma gibi mide ve bağırsak sorunları görülür. Osteoporoza bağlı en sık görülen kırık ise el bilek kırıklarıdır. 50’li yaşlarda basit düşme sonucu görülen el bilek kırıkları günlük yaşam aktiviteleri bozan önemli bir unsurdur.” "Korunma çocuk çağında başlamalı" Osteoporozdan korunmanın çocukluktan başlaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Adam, “Zengin kalsiyum içeriğine sahip besinlerin günlük tüketilmesi, güneş ışınlarından faydalanılarak yeterli D vitamin alınması ve düzenli egzersiz ile kas kitlesini, dolayısı ile kemik kitlesini arttırmak mümkündür. Yapılacak egzersizler yerçekimine karşı direnç egzersizleri olmalıdır. Basketbol, voleybol, ip atlama, koşma vb. egzersizler erken dönemlerde tercih edilirken, ileri yaşlarda ise yürüyüş hatta sadece yerinde yaylanma hareketi bile yeterli olacaktır. Ayrıca D vitamin kan değerleri çok düşük ise D vitamini takviyesi, sigara ve alkolden uzak durulması, soda ve kolalı içeceklerin tüketilmemesi, çay ve kahve tüketiminin günde 2-3 fincan ile sınırlandırılması önerilir. İlaç tedavisi gereken bireylerde ise ilk tercih bisfosfonat grubu ilaçlardır” diyerek bisfosfonatların yetersiz kaldığı ya da yan etkisi nedeniyle kullanılamadığı durumlarda ise daha başka ilaç seçeneklerinin gündeme gelebileceğini anlatıyor. Erkekler de risk atında Erkeklerde erken dönemde düşük enerjili bir travma ile kemik kırığı oluşmasının osteoporoza karşı uyarıcı olması gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Adam, “Erkek osteoporozunda araştırılması gereken durumlardan biri hipogonadizmdir (Cinsiyete özgü seks hormonlarının hiç olmaması veya yetersiz olması). Erkeklerde koruyucu ve tedavi edici yaklaşımlar ise kadınlarla aynıdır” diyor. Kimler osteoporoz riski altında? 3 aydan uzun süre kortizon kullananlar Hipertiroidi hastaları Antiepileptik ilaç kullananlar Aile öyküsünde osteoporoz olanlar 1 aydan uzun süre yatak istirahati alanlar Ailesinde kalça kırığı olanlar Menopoz dönemindeki kadınlar Boy kısalması olanlar.

10 adımda 'Sonbahar cilt bakım rutini' Haber

10 adımda 'Sonbahar cilt bakım rutini'

(İLKHABER)- Esasında yılın her mevsimi cilt bakımı için önemlidir. Ancak özellikle sonbahar aylarında cilt sağlığımız için bakım rutininde çok daha hassas davranmamız gerekir. Bunun nedeni ise yaşam rutinimizdeki değişiklikler, sert esen rüzgârlar, soğuk havalar ve düşük nem oranlarının cildimizi kuru ve gergin hale getirmesidir. Medline Adana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, uzun ve sıcak yaz aylarında kızgın güneşin kuruttuğu, deniz tuzu ve klorun yıprattığı cildin ihtiyaç duyduğu bakımı yapabilmek için sonbahar aylarını bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Uzman Dr. Kükürt, önümüzdeki aylarda yaşanması muhtemel cilt sorunlarının önüne geçmek için yapılabilecek adımları şu şekilde sıraladı: 1- İlk adım cilt temizliği Cilt bakımı rutinindeki ilk adım her zaman temizlik olmalı. Cilt tipinize uygun bir ürün ile cildinizi temizleyerek sonbahar için iyi bir başlangıç yapabilirsiniz. Sabun veya alkol içerikli cilt temizleme jeli yerine makyaj temizleme sütü veya köpük formundaki ürünleri kullanın. Eğer çok kuru bir cildiniz var ise önlem olarak temizleyici ürünlerden yağ bazlı olanları tercih edin. Özellikle akşamları yatıştırıcı etkiye sahip çift uygulama yapmanız oldukça faydalı olacaktır. 2- Cildinizi nemli tutun Vücut normal şartlarda kendi nemini dengelemeye çalışır. Ancak bu durum havaların sertleştiği dönemlerde yeterli olmayabilir. Bu nedenle soğuk ve rüzgarlı havalarda cildinizin nem dengesini koruyun. Bunun için kullanacağınız nemlendirici ürünler içerisinden, losyon, süt, krem, serum, balm gibi seçeneklerden birini tercih edebilirsiniz. Ancak bunlar arasından seçeceğiniz ürün mutlaka cilt tipinize uygun olmalı. Vücut için kullandığınız body butter, nemlendirici yağ vb. ürünleriniz de varsa bunları kesinlikle yüzünüz için kullanmayın. 3- Çok sıcak duş almayın Günün yorgunluğunu atmak için rahatlatıcı bir sıcak duş veya banyo yapmak her zaman iyi bir fikirdir. Ancak bunun cilt üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Çünkü sıcak suyla yapılan duş cildinizi kurutur ve doğal yağlarını temizleyebilir. Bu nedenle duşta çok fazla kalmayın ve ılık suyu tercih edin. 4- Sonbahar güneşinden korunun Halk arasında genellikle cildi yaz güneşinden korumanın yeterli olduğu gibi yanlış bir algı bulunur. Oysa ki güneşin zararlı UV ışınları yıl boyunca cilt sağlığını tehdit eder. Bu nedenle dışarıya çıkacağınız zaman güneş kaynaklı leke görünümüne maruz kalmamak için cildinizi zararlı UVA-UVB ışınlarından koruyacak en az 30 SPF koruma faktörü içeren güneş kremi sürün. 5- Beslenmenize özen gösterin Neredeyse her biri antioksidan deposu olan sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek metabolizmayı birçok hastalığa karşı korurken cildin yenilenmesine de büyük katkı sunar. Bu nedenle özellikle, C-E-A ve B vitaminlerini doğal yollardan almaya özen göstermek cilt sağlığı açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, kuru ciltlerin çokça ihtiyaç duyduğu yağ dengesine kavuşması için Omega-3 ve selenyum içeren deniz mahsullerini bol miktarda tüketmeyi de ihmal etmeyin. 6- Düzenli spor yapın Sağlıklı olmanın yollarından biri de hareketli bir yaşam tarzını benimsemekten geçer. Bundan dolayı düzenli spor veya egzersiz yapmak büyük önem taşır. Özellikle açık havada yapılan bu tarz aktiviteler metabolizmanın kan dolaşımını hızlandırıp, cildin daha ışıltılı görünmesine yardımcı olur. 7- Bol su içmeyi ihmal etmeyin İnsan metabolizmasının yaklaşık yüzde 60‘ı sudan oluşur. Cildimiz kuruduğunda kırışıklıklar oluşmaya, sarkmalar gelişmeye başlar. Cildin bu duruma karşı olan maruziyetini en aza indirmek için neme, dolayısıyla suya ihtiyaç vardır. Bu nedenle susamasanız dahi günde en az 2 buçuk litre su tüketmeniz gerekir. 8- Sigarada uzak durun Sigaranın içinde bulunan zift ve nikotin gibi zararlı maddeler damarlarda daralmaya sebep olurlar. Bunun sonucunda damarların işlevinin bozulması ise cilt kuruluğuna, kırışıklık ve deride renk değişimlerine neden olurken erken yaşlanmaya da davetiye çıkartır. Bu nedenle sigara tüketimine son verilmesi önemlidir. 9- Uykunuza dikkat edin Uyku sırasında fiziksel ve zihinsel dinlenme süreci gerçekleşir. Ancak uyku esnasında bu süreçlerin yanı sıra fiziksel yenilenmeler de yaşanır. Kaliteli bir uykuda metabolizmanın cilde esneklik kazandıran kolajen üretimi artar ve nem dengesi korunmuş olur. Az ve yetersiz bir uykuda ise vücudun su dengesini bozulur ve kırışıklık oluşumu başlar. 10- Dudaklarınızı unutmayın Sonbaharda gelişen hava şartları dudaklar üzerinde de olumsuz etkiler gösterir. Böyle durumlarda dudakların çatlayıp yara halini almaması için nemlendirici ürünlere başvurmak gerekir. Bunlar arasında ise seçebileceğiniz lip balmdan, dudak yağlarına, kremlerden dudak maskelerine kadar cildinizi sonbaharın olumsuz etkilerinden koruyacak pek çok üründen birini seçebilirsiniz.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.