#Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan

İLKHABER-Gazetesi - Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mehmet Akın Doğan: “Acil destek paketi şart!” Haber

Mehmet Akın Doğan: “Acil destek paketi şart!”

Üreticilerin karşı karşıya bulunduğu ağır şartların hafifletilmesi amacıyla acilen kapsamlı bir tarımsal destek paketinin açıklanmasını talep eden Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Sübvansiyonlu kredi limitlerinin enflasyon oranları doğrultusunda güncellenmesini ve tarım sektörünün ekonomik olarak güçlendirilmesine yönelik düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesini talep etmekteyiz. Ülkemizin gıda arz güvenliği, üreticimizin üretim gücü ile doğrudan bağlantılıdır. Çiftçimizin ayakta kalması, Türkiye'nin güçlü kalması demektir" dedi. Doğan, yaptığı açıklamada, üreticilerin 2025 yılına büyük beklentilerle girdiğini belirterek, "Ne yazık ki çiftçimiz yılın ilk aylarından itibaren meydana gelen olağanüstü iklim olayları nedeniyle ciddi kayıplarla karşı karşıya kalmıştır. Yüreğir Ziraat Odası olarak sahadan edindiğimiz veriler, tarım sektöründe üretici açısından son derece zorlu bir sürecin yaşandığını gözler önüne sermektedir. 22-25 Şubat tarihleri arasında bölgemizde yaşanan şiddetli don olayı, özellikle narenciye, şeftali ve çeşitli tarla ürünlerinde büyük çaplı zarara yol açmış; birçok ürün daha sezon başında kaybedilmiştir" diye konuştu. Doğan, don olayının ardından Mart ayı sonunda başlayan soğan hasadı ve akabinde gerçekleştirilen patates hasadının, üreticilere beklenen ekonomik katkıyı sağlayamadığına dikkat çekerek şunları kaydetti: "Devam eden süreçte karpuz, kavun, domates ve biber gibi tarla satışıyla pazara sunulan ürünlerde de gelir kayıpları yaşanmış, çiftçilerimiz maliyetlerini karşılayacak düzeyde gelir elde edememiştir. Yaz aylarında bölgemizi etkisi altına alan aşırı sıcaklık, kuraklık ve düzensiz iklim şartları, buğday, ayçiçeği ve soya gibi stratejik ürünlerde verim kayıplarını daha da artırmıştır. Çiftçimiz girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle zaten zorlanırken, düşük verim ve düşük fiyatların birleşmesi sektörde adeta zincirleme bir krize yol açmıştır." "Üreticiler, düşük kârlılık nedeniyle pamuk ekiminden vazgeçmekte" Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği kapsamında pamuk ithalatında vergi uygulanmaması, Çukurova'nın 'beyaz altın' olarak bilinen pamuğunun üretimini bölge genelinde durma noktasına getirdiğini ifade eden Doğan, "İthal pamukla rekabet edemeyen yerli üreticiler, artan maliyetler ve düşük kârlılık nedeniyle pamuk ekiminden vazgeçmekte. Bu durum hem bölgenin geleneksel ürün deseninin değişmesine hem de tarımsal ekonomide ciddi kayıplara yol açmaktadır. Narenciyede ise limon, portakal ve greyfurtta soğuk kaynaklı ciddi verim düşüşü yaşanmış ürün az olduğu için fiyatlar yüksek olsa da çiftçi bu durumdan da gelir elde edememiştir. Sadece altı çeşit erkenci meyve grubunda ürün bolluğu yaşanmış ancak bu bolluk da düşük fiyatlar nedeniyle çiftçiye ekonomik kazanç olarak yansımamıştır" şeklinde konuştu. "Çiftçimizin ayakta kalması, Türkiye'nin güçlü kalması demektir" Tüm bu nedenlerle 2025 yılının, Yüreğir ve bölge çiftçisi için "umut yılı" olmaktan çok uzak bir tablo çizdiğinin altını çizen Doğan, "Üreticilerimiz tarihin en ağır ekonomik daralmalarından biriyle karşı karşıya kalmıştır. Son üç yıldır üreticilerimize tahsis edilen sübvansiyonlu kredi limitlerinin artırılmamış olması, finansmana erişimi zorlaştırmıştır. Özel bankalarda faiz oranlarının yüzde 45-50 seviyelerine ulaşması ise çiftçiyi borçlarını çeviremez duruma getirmiştir. Çok sayıda üreticimiz, mevcut ekonomik baskılar nedeniyle tarlasını, bağını, bahçesini ve makinelerini satışa çıkarmak zorunda kalmıştır. Mevcut şartlar, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından ciddi bir risk oluşturmaktadır. Yüreğir Ziraat Odası olarak, üreticilerimizin karşı karşıya bulunduğu bu ağır şartların hafifletilmesi amacıyla Cumhurbaşkanımızdan acilen kapsamlı bir tarımsal destek paketinin açıklanmasını, sübvansiyonlu kredi limitlerinin enflasyon oranları doğrultusunda güncellenmesini ve tarım sektörünün ekonomik olarak güçlendirilmesine yönelik düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesini talep etmekteyiz. Ülkemizin gıda arz güvenliği, üreticimizin üretim gücü ile doğrudan bağlantılıdır. Çiftçimizin ayakta kalması, Türkiye'nin güçlü kalması demektir."

Mehmet Akın Doğan: Tarımda suyu verimli kullanmak artık zorunluluk Haber

Mehmet Akın Doğan: Tarımda suyu verimli kullanmak artık zorunluluk

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, birçok üründe hala vahşi sulama yapıldığını ve bunun su israfına yol açtığını belirterek, "Tarımda suyun verimli kullanılması artık bir tercih değil, zorunluluktur" dedi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, son yıllarda mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, gecelerle gündüzler arasındaki sert sıcaklık farkları ve yağışların azalması nedeniyle üreticinin zor bir dönemden geçtiğini ifade etti. Doğan "Ülkemizde küresel ısınmanın etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Bu yıl hala havalar tam anlamıyla soğumadı, kuraklık ciddi bir tehlike haline geldi. 2025 yılının tarımsal üretim açısından adeta bir afet yılı oldu. Çiftçi hem don hem de aşırı sıcaklarla mücadele etti. Zirai don, kuraklık ve aşırı sıcaklar çiftçimizi nefessiz bıraktı. Sezonu gerçekten çok zor şartlarda tamamladık" dedi. 2026 yılının yağış durumuna bağlı olarak kritik bir yıl olacağını söyleyen Doğan, dağlara yeterli kar ve yağmur düşmesi halinde üretim sezonunun daha rahat geçebileceğini, ancak yağışların yetersiz kalması durumunda tarımsal faaliyetlerde ciddi aksaklıklar yaşanacağını ifade etti. Su israfına yol açıyor Karpuz, kavun, domates, biber gibi birçok üründe damla sulamanın yaygınlaştığını ancak mısır, soya, pamuk gibi geniş alan ürünlerinde hala vahşi (salma) sulama yapıldığını hatırlatan Doğan, bu yöntemin hem su israfına hem de uzun vadede üretim kayıplarına yol açtığına dikkat çekti. Çiftçinin modern sulama sistemine geçmek istediğini ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle zorlandığını çözümün devlet desteğinden geçtiğini belirten Doğan, "Çiftçimiz bilinçli ama damla sulama hala maliyetli bir sistem. Bu yüzden çiftçilere tek yıllık damlama hortumlarının ücretsiz verilmesini talep ediyoruz. Böylece hem suyu koruruz hem üreticimizi güçlendiririz " ifadelerini kullandı. Türkiye'de tatlı su kaynaklarının kullanım dağılımına da vurgu yapan Doğan, "Tatlı suyumuzun yüzde 77'si tarımda, yüzde 13'ü üretim ve enerjide, yüzde 10'u ise içme suyu ve evsel ihtiyaçlarda kullanılıyor. Bu nedenle tarımda suyun verimli kullanılması artık bir tercih değil, zorunluluktur" diyerek sözlerini tamamladı.

Doğan: "Tarım potansiyelinin sürdürülebilir politikalarla desteklenmesi gerekiyor" Haber

Doğan: "Tarım potansiyelinin sürdürülebilir politikalarla desteklenmesi gerekiyor"

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, gıdaya erişimin sadece bir tarımsal mesele değil vicdan meselesi olduğunu belirterek, "Türkiye güçlü bir tarım potansiyeline sahip. Ancak bu potansiyelin sürdürülebilir politikalarla desteklenmesi gerekiyor" dedi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Doğan, gıdanın ve tarımsal üretimin ülke geleceği açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu ifade ederek, "Gıda sadece bir tüketim unsuru değil, bir yaşam kaynağıdır. Tarımsal üretim, bir ülkenin bağımsızlığının, refahının ve sürdürülebilir kalkınmasının temelidir" şeklinde konuştu. İklim değişikliği, kuraklık, artan maliyetler ve küresel krizlerin gıda güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çeken Doğan, ‘’Bu sorunlar yalnızca üreticileri değil, toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendiriyor. Bugün dünya genelinde her on kişiden biri yeterli gıdaya ulaşamıyor. Öte yandan, her yıl milyonlarca ton gıda çöpe gidiyor. Bu tablo bize gösteriyor ki, gıdaya erişim artık sadece bir tarımsal mesele değil, bir vicdan meselesidir. Türkiye güçlü bir tarım potansiyeline sahip. Ancak bu potansiyelin sürdürülebilir politikalarla desteklenmesi gerekiyor. Çiftçilerimiz büyük bir özveriyle üretmeye devam ediyor. Ancak artan girdi maliyetleri, mazot ve gübre fiyatları üreticimizi zorluyor. Tarımın sürdürülebilirliği için üreticinin emeğinin karşılığını alması şart. Üretim olmazsa tüketim de olmaz" ifadelerini kullandı. "Gıdaya değer vermek, geleceğe sahip çıkmaktır" Gıda israfının önlenmesinin, yerli üretimin desteklenmesinin ve tarımın güçlendirilmesinin ülke ekonomisi için hayati olduğunu ifade eden Doğan, "Bir yanda açlıkla mücadele eden insanlar varken, diğer yanda sofralardan dökülen tonlarca gıda, aslında insanlığın ortak sorumluluğunu hatırlatıyor. Gıdaya değer vermek, geleceğe sahip çıkmaktır. Bu nedenle her vatandaşın bilinçli tüketici olması, israfı önlemesi ve yerli üretime destek vermesi gerekiyor. Yüreğir Ziraat Odası olarak çiftçilerin bilinçlenmesi, üretimin verimliliğinin artırılması ve doğal kaynakların korunması adına çalışmalar yürütmekteyiz. Üreticimizin emeğini korumak, toprağımızı verimli tutmak ve gıdanın sürdürülebilirliğini sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Tarım, sadece bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir" diye konuştu. Başkan Doğan, Dünya Gıda Günü’nün yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda bir farkındalık günü olduğunun altını çizerek, "Bugün, soframıza gelen her lokmanın arkasında alın teri, emek ve fedakarlık var. Çiftçimize sahip çıkmak, ülkemizin geleceğine sahip çıkmaktır. Tüm üreticilerimizin Dünya Gıda Günü’nü kutluyor, her üretim sezonunun bereketli ve verimli olmasını temenni ediyorum’’ diyerek sözlerini tamamladı.

Mehmet Akın Doğan: "İkinci ekspertiz ücreti çiftçilerin yükünü katlıyor" Haber

Mehmet Akın Doğan: "İkinci ekspertiz ücreti çiftçilerin yükünü katlıyor"

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, son dönemde ekspertiz ücretlerinde yapılan artışların çiftçiler üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu belirterek, yetkililere çağrıda bulundu.2025 yılı başında ekspertiz ücretlerine yapılan zam, yüzde 100'ü aşarak enflasyonun çok üzerinde gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl 10-13 bin TL arasında olan ücretler bu yıl 25 bin TL'ye çıktı. Ekspertiz değeri 10 milyon TL'yi aşan taşınmazlarda ise ikinci ekspertiz zorunlu tutuluyor ve maliyet 50 bin TL'ye kadar yükseliyor. Yıllardır değişmeyen uygulamaya göre, 10 milyon TL'ye kadar olan işlemlerde tek ekspertiz yeterli olurken bu limit enflasyon karşısında eridi.Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, söz konusu sınırın en az 30 milyon TL'ye yükseltilmesi ve uygulamanın yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. "Bu yanlıştan dönülmelidir" Doğan, çiftçilerin üretime devam edebilmek için krediye ihtiyaç duyduğunu, ancak yüksek ekspertiz ücretlerinin bu süreci zorlaştırdığını kaydederek, şunları söyledi: "Çiftçimiz zaten artan girdi maliyetleri ve ekonomik belirsizliklerle mücadele ediyor. Ürününden yeterli kazanç elde edemeyen çiftçimize ekstra maliyet değil, destek lazım. Bir ekspertiz için ödenen 13 bin TL'nin ikinci raporla katlanması çiftçilerimizin yükünü daha da ağırlaştırıyor. Bu yanlıştan dönülmelidir." Başkan Doğan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) ekspertiz limitlerini her yıl enflasyon oranına göre güncellemesi gerektiğini ikinci ekspertiz uygulamasının da çiftçilerin lehine düzenlenmesini istedi. "Üretime devam etmek zorlaşıyor" Doğan, "Limitler düşük kaldığı için çiftçilerimiz ikinci ekspertiz zorunluluğu ile karşı karşıya kalıyor. Ücretler makul seviyelere çekilmeli, mali yük hafifletilmelidir. Çiftçimiz üreterek ülkemize katkı sağlıyor; ancak bu şartlarda üretime devam etmek giderek zorlaşıyor" diyerek sözlerini tamamladı.

Mehmet Akın Doğan: “Limon ihracatındaki kısıtlamalar pazar kaybına yol açabilir” Haber

Mehmet Akın Doğan: “Limon ihracatındaki kısıtlamalar pazar kaybına yol açabilir”

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, limon ihracatının izne bağlanmasının pazarların sürdürülebilirliği açısından riskler barındırdığını söyleyerek, "Bu kısıtlamalar devam ederse uluslararası pazarlarda kayıplar yaşanabilir" dedi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, limon ihracatının izne bağlanması ile ilgili çiftçilerin beklenti ve sorunlarını dile getirdi. Çukurova’nın tarımsal kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan narenciyenin Avrupa ülkeleri ve Orta Doğu başta olmak üzere birçok ülkeye ihraç edildiğini belirten Doğan, "Türkiye narenciye üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan Adana’da ilk narenciye hasadı limondan başlar. Turunçgil kesim ve ihraç tarihini belirleme komisyonu henüz tarih açıklamadı ancak depolarda ürün bulunmadığı için Ağustos’un ilk haftasından itibaren Mayer cinsi limon iç piyasaya girdi" dedi. "Hem iç piyasa hem de ihracat için yeterli" Mayer limon iç piyasada değerlendirilirken, Enterdonat cinsi limonun ise tamamen ihracata yönelik bir ürün olduğuna vurgu yapan Doğan, "Resmî Gazete’de yayımlanan karar kapsamında limon ihracatının izne bağlanması, ihracat pazarlarımızın sürdürülebilirliği açısından riskler barındırmaktadır. Bu yıl Adana genelinde limonda 381 bin ton rekolte bekleniyor. Bu miktar hem iç piyasa hem de ihracat için yeterli" diye konuştu. "Üreticilerimizin elini zayıflatacaktır" 22-25 Şubat tarihlerinde meydana gelen kuvvetli don olayı çiftçilerin ürünlerinde önemli verim kaybına neden olduğunun altını çizen Doğan, "Soğan, patates, karpuz, domates, biber ve diğer birçok üründe üretici beklediği karşılığı bulamadı. Bu süreçte herhangi bir destek sağlanmadı. Limon üretiminde kısıtlamaya gidilmesi üreticilerimizin elini daha da zayıflatacaktır" ifadelerini kullandı. Başkan Doğan, ihracat pazarlarının sürekliliğinin önemine de değinerek, "Eğer bu kısıtlamalar devam ederse uluslararası pazarlarda kayıplar yaşanabilir. Gelecek yıllarda yeniden pazar bulmak oldukça güç hale gelecektir. Bu nedenle Tarım Bakanlığımızın ihracatın önünde engel oluşturan uygulamalardan vazgeçmesini bekliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.