# Adli Tıp Kurumu

İLKHABER-Gazetesi - Adli Tıp Kurumu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adli Tıp Kurumu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gaziantep’te  şırınga iddiası: Baysal davasında adli tıp raporu bekleniyor Haber

Gaziantep’te  şırınga iddiası: Baysal davasında adli tıp raporu bekleniyor

Gaziantep'te 3 yıl önce geçirdiği trafik kazasının ardından tedavi gördüğü Özel Hastanede hayatını kaybeden Abdurrezzak Baysal'ın ölümüne ilişkin hastane çalışanlarının yargılandığı davanın 6'ncı duruşması görüldü. Görülen duruşmada Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek kesin raporun beklenmesi nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya, maktulün ailesi ve maktul avukatları katıldı. Maktulün ailesi, suçluların en ağır cezayı almasını talep etti. Mahkeme heyeti ise ölümün şırıngadan kaynaklandığına dair beklenen Adli Tıp Kurumu raporunun henüz dosyaya ulaşmaması nedeniyle davayı ileri bir tarihe erteledi. Olayın geçmişi Olay, Gaziantep'te bulunan Özel Hastanede yaşandı. İddiaya göre, 3 yıl önce trafik kazası nedeniyle hastaneye kaldırılan Abdurrezzak Baysal, bilinci açık şekilde tedavi altına alındı. Sadece dizinden yaralanan ve ayağına platin takılan Baysal'ın genel sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Yoğun bakım ünitesinde takip edilen hasta, yakınları tarafından düzenli olarak ziyaret ediliyordu. Ancak hasta, bir hemşire ile yaşadığı tartışmanın ardından kas gevşetici olduğu öne sürülen başka bir hastaya ait bir ilacın enjekte edilmesi sonucu hayatını kaybetti. Önceki duruşmalarda dinlenen tanıklar, Baysal'ın şırınga yapıldıktan sonra hayatını kaybettiğini iddia etmişti.

 Almanya’dan tatil için gelen Böcek ailesinin ölümünde şok gelişme Haber

 Almanya’dan tatil için gelen Böcek ailesinin ölümünde şok gelişme

Fatih’te anne, baba ve 2 çocuğun ‘zehirlenme’ iddiasıyla hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturma kapsamında hazırlanan Adli Tıp Kurumu bilgi notunda, otelden alınan havlu, maske ve alınan sürüntü örneklerinde böcekler için kullanılan fosfin gazı tespit edildiği belirtildi. Almanya'dan İstanbul'a tatile gelen ve Fatih'te bir otelde konaklayan ve Böcek ailesi, rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı. Anne Çiğdem Böcek (27), baba Servet Böcek (38) ile 3 yaşındaki Masal ve 6 yaşındaki Kadir Muhammet Böcek hayatını kaybetmişti. Otelde inceleme yapan polis ekipleri, ilaçlama yapıldığını belirlemişti. 10 şüphelinin tutuklandığı olaya ilişkin Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan bilgi notu ortaya çıktı. Notta 13 Kasım 2025 tarihinde İstanbul Fatih’te zehirlenme şüphesiyle anne Çiğdem Böcek, baba Servet Böcek ile çocukları Kadir Muhammet Böcek ve Masal Böcek'in hastaneye kaldırıldığı, çocukların aynı gün vefat ettiği, 14 Kasım’da anne Çiğdem Böcek vefat ettiği, 17 Kasım tarihinde ise baba Servet Böcek vefat ettiği belirtildi. Bilgi notunda ailenin turistik amaç ile İstanbul’a geldiği, Harbour Suites Old City Hotelde konakladıkları, 10 ve 11 Kasım’da dışarıdan midye, pide, tantuni, kokoreç ve lokum gibi gıdalar tükettikleri aktarıldı. 11 Kasım 2025 Salı günü ailenin kaldığı otelin haşere ve böcekler için ilaçlandığı ve 12 Kasım 2025 Çarşamba günü sabaha karşı mide bulantısı ve kusma şikayetlerinin başladığı notta açıklandı. Ailenin sabah saatlerinde hastaneye başvurduğu ve ilk tedavilerinin ardından otele döndükleri, 13 Kasım 2025 Perşembe günü sabaha karşı saat 03.00 sıralarında otele çağrılan ambulans ile hastanelere kaldırıldıkları belirtildi. Olay Yeri İnceleme ekibinden alınan bilgiye göre ailenin kaldığı otelde ilaçlama yapıldığı ve odanın havalandırma sisteminin olmadığı ifade edildi. 15 Kasım 2025 Cumartesi günü aynı otelden yabancı uyruklu 2 kişinin daha benzer şikayetlerle hastanede tedavi gördükleri bilgisine de notta yer verildi. Otel ilaçlaması yapılırken kullanılan kimyasal maddeler ve kutuları, vefat eden Böcek ailesinden alınan kan örnekleri, otelden alınan havlu, maske, tulum, ayakkabı, çarşaf, yastık kılıfı, sürüntü örnekleri, odada bulunan ölü böcekler, olay yerinde uygulanan bantlar gibi nesnelerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği bilgi notunda kaydedildi. Raporda Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğünce yapılan incelemede ailenin yediği gıdalardan alınan örneklerin Türk Gıda Kodeksine uygun olduğunun tespitine yer verildi. Otelden alınan havlu, maske ve alınan sürüntü örneklerinde böcekler için kullanılan fosfin gazı tespit edildiğine bilgi notunda yer verildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince anne, baba ve iki çocuğun ölüm sebebi hakkında Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulundan görüş alınması gerektiği şeklinde kanaat belirten raporun 24 Kasım günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği kaydedildi. En geç 28 Kasım günü Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından ölüm sebeplerini belirten mütalaanın düzenlenmesinin planlandığı da öğrenildi.

Ayşe Barım’ın tutuklama kararı kaldırıldı Haber

Ayşe Barım’ın tutuklama kararı kaldırıldı

Adli Tıp Kurumu, menajer Ayşe Barım’ın sağlık durumu ile ilgili raporunu tamamladı. Raporda, Barım’ın hastane şartlarında tedavisinin devam etmesi gerektiği ve cezaevi koşullarında kalmasının uygun olmadığı vurgulandı. Kararda, ATK'nın raporuna değinilerek, Barım'ın hastane şartlarında tedavisine devam edildiği, dosyadaki mevcut belgelerine göre hali hazırda hastane şartlarında tedavisine devam edilmesi gerektiği, cezaevi şartlarında kalmasının sağlığı açısından uygun olmadığı, bir ay sonra son durumunu gösteren bazı tetkikleri ile beraber ATK'ya muayene edilmek üzere gönderilmesinin ardından yeniden değerlendirilebileceği ifade edildi. Barım hakkında bu aşamada esas mahkemesince uygulanması öngörülen adli kontrol tedbirlerinin yeterli ve faydalı olacağı öngörüldüğünden, sanık hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırıldığı kaydedildi. Soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialar üzerine hakkında soruşturma başlatılan Ayşe Barım, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanmıştı. Soruşturmada, firari sanık Memet Ali Alabora'nın bir başka kişiyle yaptığı görüşmeye ilişkin tape içeriğinde, Gezi Parkı odaklı olaylarda sanatçılarla Gezi Parkı'nda bildiri yayımlanması konusunda fikir alışverişinin yapıldığı ve hayata geçirildiği tespitine yer verilmişti. Barım'ın, Gezi Parkı davasının sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Utku Mater ve Memet Ali Alabora ile yoğun iletişiminin olduğu, menajerliğini yaptığı sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği, kendisinin de bu oyuncularla olaylara katıldığı belirtilmişti.

Yenidoğan çetesi davasında yeni gelişme Haber

Yenidoğan çetesi davasında yeni gelişme

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesinin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davada, hayatını kaybeden 10 bebeğin ölümüne ilişkin Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu hazırlandı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesine yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri Fırat Sarı’yla birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen yeni iddianame ile sanık sayısı 58’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yürütülen davada yeni bir gelişme yaşandı. Adli Tıp Kurumu’nca (ATK) hayatını kaybeden 10 bebeğin ölümüne ilişkin rapor hazırlandı. Hayatını kaybeden Tokluoğlu bebek hakkında hazırlanan raporda, bebeğe verilmesi gereken ilacın verildiğine dair herhangi bir kaydın yer almadığı belirtildi. SGK inceleme raporunda, bebeğe uygun solunum desteği verilmediği, bunun tıp kurallarına uygun olmadığı aktarıldı. Raporda, epikrizlerin hastane dışında doktor olmayan kişiler tarafından yazılmasının, bebekler adına çekilmiş grafilerin başka bebeklere çekilen grafilerle yer değiştirilmesinin, kan gazlarının şablonlara göre epikrize uygun olacak şekilde çıkarılmasının, laboratuvar değerleriyle oynanmasının, yoğun bakımda çalışma yetkisi olmayan kişilerin yoğun bakımlarda çalıştırılmasının, yoğun bakım şartlarının 3. düzey yoğun bakım şartlarını taşımadığı halde 3. düzey yoğun bakım gibi gösterilerek yenidoğan bebeklerin yatırılmasını sağlayıp, uygun olmayan koşullarda yürütülen takip ve tedavi sürecini organize eden Uzman Doktor Fırat Sarı’nın da tıbben sorumlu olduğu belirtildi. Çorlu Reyap Hastanesi’nde hayatını kaybeden Alkari bebek ile ilgili hazırlanan ATK raporunda ise, bebeğe uygun solunum desteği verilmediği ve bu durumun tıp kurallarına uygun olmadığı belirtildi. Raporda, yenidoğanlarda haftalık ultrasonografi yapılması gerektiği, bebeğin ultrasonografi, MR ve tomografi incelemelerinin yapılmadığı, bebeğin saat 16.19’daki telefon konuşmasında öldüğünün anlaşıldığı, ölüm belgesindeki tanıların ve ölüm saatinin bebeğin klinik gidişatı ile uyumsuz olduğu, saat 18.32 ibareli ölümü gösteren düz çizgili elektrokardiyografinin sonradan oluşturulduğu belirtildi. Hayatını kaybeden Öykü Helvacı ve Kadan bebek hakkında hazırlanan ATK raporunda, yenidoğan bebeklerin solunum güçlüğü tedavisinde kullanılan ilaçlarının uygulanıp uygulanılmadığının bilinemediği, 28 haftalık yenidoğan bir bebeğin yeniden canlandırma işleminde en az bir pediatri uzmanı veya yenidoğan uzmanı doktoru ile birlikte en az bir hemşirenin olması gerekirken tapelerde herhangi bir doktorun bulunmadığının anlaşıldığı, bebeğin bakımından sorumlu olan Doktor Dursun Eryılmaz’ın bebeği görmeden, klinik durumunu bilmeden hemşirelere direktif verdiği açıklandı. Bebek Melek Süleymanoğlu için hazırlanan ATK raporunda, yattığı süre boyunca yağ, protein ve vitamin verilmemesi nedeniyle oluşan beslenme eksikliği, bebeğin kanında enfeksiyon olması, zamanında antibiyotik değişikliği yapılmaması nedeniyle sorumlu hekimin ihmalinin olduğu, kalp hastalığı nedeniyle sevk edilmeyen, uygun beslenme sağlanmayan, uygun zamanda antibiyotik değişikliği yapılmayan hastanın ciddi ihmallere bağlı olarak hayatını kaybettiği bilgisine yer verildi. Serdarova bebek için hazırlanan ATK raporunda ise, Birinci Hastanesi’nde hemşire ve doktor takip notlarının inceleme dosyasında bulunmadığı, hastanın yaşadığı 44 gün boyunca uygun müdahalenin yapılabileceği bir merkeze sevk edilmediği anlatıldı. Raporda hayatını kaybeden Opara, Kaya, Karakoç ve Karaduman bebeklerin ölümlerinin yetersiz beslenme ve bebek bakımlarında eksikler nedeniyle meydana geldiği anlatıldı.

Ece Gürel’in cenazesi Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı Haber

Ece Gürel’in cenazesi Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı

İstanbul’da Belgrad Ormanı’nda kaybolduktan 4 gün sonra bulunan ve hastanede yaşamını yitiren 36 yaşındaki peyzaj mimarı Ece Gürel’in cenazesi, Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Gürel’in ölüm nedeni otopsi sonrası netlik kazanacak. Belgrad Ormanı’nda Kaybolmuştu 2 Mart Pazar günü yürüyüş yapmak için Belgrad Ormanı'na giden Ece Gürel, bir süre sonra kaybolmuş ve kendisinden haber alınamamıştı. Yakınlarının ihbarı üzerine arama kurtarma ekipleri ormanda geniş çaplı çalışma başlattı. Dört gün süren arama çalışmalarının ardından, dün gece saat 01.15 sıralarında Gürel, sarp bir ormanlık alanda hafif yaralı ve bitkin halde bulundu. Soğuğa uzun süre maruz kaldığı için hipotermi geçirdiği belirlenen Gürel, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Maslak’taki özel bir hastaneye kaldırıldı. Hastanede Kalbi Durdu, Yeniden Hayata Döndürüldü Tedavi sürecinde Gürel’in gündüz saatlerinde kalbi durdu ancak doktorların müdahalesiyle tekrar hayata döndürüldü. Entübe edilerek yoğun bakım servisine alınan genç kadın, gece saat 03.00 sıralarında yaşamını yitirdi. Cenazesi Adli Tıp Kurumu’na Kaldırıldı Gürel’in ölümünün ardından olay yeri inceleme ekipleri hastanede çalışma yürüttü. Ardından, polis ekiplerinin nezaretinde cenazesi Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Otopsi sonucunun ardından Gürel’in kesin ölüm nedeni belirlenecek. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Adalet Bakanı Tunç: Ceza adalet sisteminin amacı toplumu suçtan korumak Haber

Adalet Bakanı Tunç: Ceza adalet sisteminin amacı toplumu suçtan korumak

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Osmangazi ilçesi Altınova Mahallesi'ndeki Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu birimin Bursa'ya ve çevre illere hizmet vereceğini ifade etti. Adli Tıp Kurumu teşkilat kararnamesinin Resmi Gazete'de yayımlandığını belirten Tunç, yargı süreçlerinde bilirkişilik anlamında maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıyla ilgili hem fiziki mekanların bu iş ve işlemlere uygun yürütülebilmesi hem de teknolojinin en ileri imkanlarının Türkiye'ye getirilmesinde Adli Tıp Kurumunun kapasitesini sürekli güçlendirme gayretinde olduklarını anlattı. Teşkilat kararnamesinde özellikle Adli Tıp Kurumunun kurumsal yapısını daha da güçlendirecek, grup başkanlıkları ile şube müdürlükleri arasındaki irtibatı sağlayacak, yeni ihtiyaçlar doğrultusunda yeni ihtisas kurullarının oluşmasını sağlayacak çok önemli düzenlemelerin yapıldığını dile getiren Tunç, kanun değişikliği gerektiren hususlarla ilgili de çalışmalarının sürdüğü bilgisini verdi. Yargı Reformu Strateji Belgesi'ndeki hedefler doğrultusunda bu yasal düzenlemeleri hayata geçireceklerini belirten Tunç, şöyle devam etti: "12'nci Kalkınma Planı'nda adli tıbba önemli bir yer ayrıldı. Özellikle yargının işleyişiyle ilgili olarak bilirkişilik müessesesinin daha güçlü bir şekilde özellikle 200 yıllık bir geleneğe sahip olan Adli Tıp Kurumu'muzun dünyanın en ileri teknolojileriyle kapasitesinin daha da güçlendirilmesi konusunda 12. Kalkınma Planı'mızda da bir hedef konulmuştu. Bu hedef doğrultusunda da kurum teşkilatımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kararnamede yeni kadro ihdasları da yapıldı. Çünkü çok sayıda uzmana ihtiyaç var. 6 Şubat'ta meydana gelen depremde 598 adli tıp uzmanımız gece gündüz araçların içinde kalarak günlerce bilirkişilik hizmeti verdiler ve delilleri sağlıklı bir şekilde toplamanın gayreti içinde oldular. Onların o topladığı deliller ışığında şu anda oralardaki ceza davaları ve diğer hukuki, idari davalar devam ediyor." Yargı Reformu Strateji Belgesi Tunç, 22 yıldır temel kanunların tamamını yenilediklerini, bu süreçte yenilenen kanunlarla ilgili yeni değişiklik ihtiyaçlarının ortaya çıktığını dile getirdi. Uygulamadan, vatandaşlardan gelen talepler doğrultusunda Yargı Reformu Strateji Belgeleri ile planlı çalışmayla hedefler koyarak, geniş kesimlerin, bütün tarafların görüşlerini alarak mevzuatın iyileştirilmesi konusundaki çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Tunç, "Ceza kanunlarından ticaret kanunlarımıza, borçlar kanunlarımıza, hukuk muhakemelerinden ceza muhakemesine varıncaya kadar hepsini yeniledik. Tabii bu yenilemenin sonrasında uygulamadan kaynaklanan problemler ortaya çıktığında da yine yargı reformu paketleriyle Meclisimizin, yasamamızın gündemine getirerek yeni değişiklik ihtiyaçlarını karşılamanın gayreti içinde olduk. Şu anda önümüzde bir Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlığı var; son aşamada. 1,5 yıldan bu yana bu anlamda çalışıyoruz." diye konuştu. Tunç, belgenin hazırlanması sürecinde Adalet Bakanlığı Strateji Başkanlığınca ilk derece, istinaf ve temyiz olmak üzere yargının tüm kademeleri, barolar, avukatlar, akademisyenlerin görüşlerini aldıklarını, vatandaşların bildirimde bulunduğunu, internet ve mesaj yoluyla kendilerine 45 bine yakın görüşün geldiğini ifade etti. "Cezaların caydırıcılığı önemli" Bu çalışmanın son istişarelerden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılacağını dile getiren Tunç, şunları söyledi: "Yargı Reformu Strateji Belgemizde özellikle son zamanlarda tartışılan, toplumu huzursuz eden, cezasızlık algısına yol açan hususları ortadan kaldırmaya yönelik de önemli düzenlemeler olacak. Özellikle cezaların caydırıcılığı önemli. Ceza adalet sistemimiz sadece cezalandırmadan ibaret değil. Öncelikle suçun önlenmesinden başlayarak suç gerçekleşmişse etkin bir soruşturmanın delilleriyle toplanarak ve suçlu, sanık belirlendikten sonra da yargılama aşaması dediğimiz kovuşturma aşamasının uzun sürmeden, gecikmeden, sağlıklı bir şekilde tamamlanmasıyla eğer hüküm verilmişse kişinin karşı karşıya olduğu yaptırımın artık ceza infaz kurumunda hem onun ıslahına yönelik hem de işlediği fiilin karşılığı olan yaptırımı, cezayı çekmesine yönelik iki amacı var. Bu iki amacı da gerçekleştirecek şekilde ceza infaz sistemimizi özellikle güçlendirmek, ceza adalet sisteminin en önemli amacı. Ceza adalet sisteminin amacı toplumu suçtan korumak. Toplumu suçtan koruyan ceza adalet sisteminde eğer aksamalar oluyorsa, toplumdan gelen eleştiriler varsa elbette ki gerek yasamamız gerek yürütme olarak Adalet Bakanlığımız, uygulayıcılarımız buna duyarsız kalmaz, kalamaz. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanı'mız dünkü grup toplantımızda ifade etti. Bu konuda özellikle endişeleri ortadan kaldıracak, suç ve suçluyla mücadeleyi daha etkin hale getirecek, özellikle günümüzde tartışılan bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik uygulamalarıyla ilgili, adli kontrol uygulamalarıyla ilgili, yine koşullu salıverme süreleriyle ilgili eleştirileri de dikkate alarak, bilim insanlarıyla da bir araya gelerek bir sonuca varacağız. Bu konuda yaptığımız çalışmayı milletvekillerimizin takdirlerine arz ederek inşallah önümüzdeki süreçte yasal düzenlemelerle ilgili çalışmaları hızlı bir şekilde yargı reformu strateji belgemizin özellikle ilk 3 aylık hedeflerinde yer alabilecek önemli hususları milletimizle inşallah paylaşmış olacak." "Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin hukuk fakültelerine gitmesi lazım" Hakim ve savcıların meslek öncesi iyi bir eğitim almalarının önemini vurgulayan Tunç, "Hukuk fakültelerimizin eğitim kalitesini daha da artırmanın gayreti içindeyiz. Hukuk fakülteleri, eğitim programlarını güncellemek durumunda. Onlar da çağın gereklerine uygun yeni ders programları, gerek zorunlu gerek seçimlik uygulamak durumunda. Bir de Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin hukuk fakültelerine gitmesi lazım. Bu anlamda da Yükseköğretim Kurulumuzda yaptığımız görüşmeler var. İlk 190 bine giren, hukuk fakültesine girebiliyordu. Artık ilk 125 bine yükselttik. Bunu 100 binin altına kademeli olarak, hukuk fakültelerindeki kaliteyi de artıracak, eğitim kalitesini de artıracak çalışmalara önem veriyoruz. Aynı zamanda hukuk fakültesi bittikten sonra da avukatlık stajına başlayabilmek için artık hukuk mesleklerine giriş sınavına girmek gerekiyor. Bunun da sınavını eylül ayı sonunda ilk kez uyguladık." ifadesini kullandı. Tunç, Türkiye Adalet Akademisinin güçlü bir kapasitesinin olduğunu, bunu artırmaya gayret ettiklerini belirterek, Akademinin başka ülkelere de destek olan kapasitesiyle bilim insanlarının, uygulayıcılarının bulunduğunu, bunlardan hakim ve savcıların daha çok yararlanmasını sağlamanın yolunu açacaklarını söyledi. Hakim ve savcı sayısının 9 binden 25 bine çıktığını kaydeden Tunç, "Yüzde 50'si 5 yılın altında kıdeme sahip genç kardeşlerimiz. Dolayısıyla bu gençlerimiz, önümüzdeki süreçte Adalet Akademisinin de destekleriyle, uygulamada kazandıkları tecrübelerle önümüzdeki yıllarda daha çok tecrübe kazanarak, adaletin tecellisi yolunda inşallah çok daha güçlü bir vazife yapacaklar." dedi. "Vatandaşımız, adaletin gecikmeden tesis edilmesini istiyor. Vatandaşımız, duruşmaların 6 ay, 1 yıl sonrasına ertelenmesini istemiyor. Geciken adalet, adalet değildir." diyen Tunç, yargı teşkilatına her türlü desteği vereceklerini ifade etti. "Yargı mensuplarımız maalesef birtakım dezenformasyona tabi tutulabiliyor" Adalete güveni daha da yukarılara taşımanın gayretiyle çalışmalarını sürdüreceklerini vurgulayan Tunç, şunları kaydetti: "Adalet binalarının temel atma törenlerinde ve bazı açılış törenlerinde, sadece binadan bahsettiğim kısmı alarak, 'Adalet Bakanı sadece adalet sarayından bahsediyor' diye eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Yargı mensuplarımız maalesef birtakım dezenformasyona tabi tutulabiliyor. Sosyal medya aracılığıyla özellikle yargının, dosyanın içeriğini bilmeden birtakım paylaşımlar yapılarak, milyonlarca insana ulaştırılan dezenformasyonla da karşı karşıyayız. Yargının içinde hatalı karar verenler olamaz mı? Olabiliyor. Zaten itiraz, temyiz müessesesi, istinaf, bunun için var. Yargı, hatalı kararları kendi mekanizması içinde zaten düzeltebilir. Dolayısıyla bir hatalı karardan yola çıkarak 25 bin hakim ve savcımızı, tüm yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara da biz müsaade etmeyiz. Bu anlamda, hatalı kararların en az indirilmesi, vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak için gayret gösteririz ama yargı mensuplarımızı haksız yere ve son zamanlarda özellikle toplumda bir güvensizlik algısı oluşturmaya çalışan, Türkiye'nin sokaklarının güvenli olmadığı yönünde birtakım dezenformasyonlar yapan ve bugün bunu adliye üzerinden yapmaya çalışan birtakım mahfillerin de olduğunu, sosyal medya düzeninde bunun daha da aşırı yapıldığını da görüyoruz. O nedenle buna da müsaade etmeyerek, yargı teşkilatımızı daha da güçlendirerek hedefimiz, vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak." Tunç, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması konusunda adli tıbbın gayretlerini yakından takip ettiklerini belirterek, fedakarca çalışan adli tıp personeline teşekkür etti. Delillerin sağlıklı toplanması, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suçlunun tespiti anlamında, Adli Tıp Kurumunun öneminin had safhada olduğuna söyleyen Tunç, "Son meydana gelen olaylarda da özellikle Diyarbakır'daki meselede, Adli Tıp Kurumu'muzun önemli delil tespiti çalışmaları oldu. Önümüzdeki süreçte, özellikle oradaki soruşturma ve yargılama süreçlerinde, adli tıbbın ortaya çıkardığı deliller, oradaki maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve suçluların en ağır cezaya çarptırılması noktasındaki teknik kapasite noktasında Adli Tıp Kurumu'muz gerçekten çok önemli. O nedenle kurumumuza önem vermeye devam edeceğiz." diye konuştu. Bursa İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır'ın dua etmesinin ardından Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı hizmet binasının açılış kurdelesi kesildi. Bakan Tunç ve beraberindekiler, daha sonra birimleri gezdi. Törene, Adalet Bakan Yardımcıları Hurşit Yıldırım ve Ramazan Can, Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Hızır Aslıyüksek ile siyasi partilerin temsilcileri katıldı. Bakan Yılmaz Tunç, törenin ardından Heykel semtindeki tarihi Valilik binasında Bursa Valisi Erol Ayyıldız'ı ziyaret etti.

Adli Tıp Kurumu'da yeni düzenlemeler Resmi Gazete'de yayımlandı Haber

Adli Tıp Kurumu'da yeni düzenlemeler Resmi Gazete'de yayımlandı

Adli Tıp Kurumunun teşkilat yapısının güçlendirilmesi, idari ve bilimsel kapasitesinin artırılmasına yönelik düzenlemeler içeren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Resmi Gazete'de yayımlandı. Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlandı. Kararnameye göre, halihazırda doğrudan merkeze bağlı olan adli tıp şube müdürlükleri, adli tıp grup başkanlıklarına bağlandı.Kuruma, araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürütme, yurt içi ve yurt dışında bulunan kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapma, adli tıp ve adli bilimler alanında eğitim programları düzenleme görevleri verildi.Adli Tıp Kurumunun idari kapasitesinin artırılması amacıyla hizmet birimleri olarak daire başkanlıkları kuruldu. Yönetmelikle kurulan Hukuk Müşavirliği de kararnamede düzenlendi. Kurulan hizmet birimleri şu şekilde: "Personel Daire Başkanlığı, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı, Bilgi İşlem ve İstatistik Daire Başkanlığı, Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Daire Başkanlığı, Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı ve Hukuk Müşavirliği." Adli Tıp Kurumu başkan yardımcıları ile adli tıp ihtisas kurulu başkan ve üyeleri için 4 yıllık görev süresi öngörüldü. Görev süresi bitenler, yerlerine atama veya görevlendirme yapılıncaya kadar görevlerine devam edecek. Adli Tıp ihtisas kurulları sayısı 8'den 11'e çıkarıldı Adli Tıp İhtisas Kurullarının sayısı 8'den 11'e çıkarıldı. Bazı ihtisas kurullarının görevlerinde değişiklik yapılırken bazı ihtisas kurullarına yeni uzmanlık alanları eklendi. Yeni kurulan ihtisas kurulları ve hizmet birimleri, 31 Aralık'a kadar teşkilatlanarak faaliyete geçirilecek.Ayrıca, Adli Tıp Kurumu merkez ve taşra teşkilatı için kadro ihdası yapıldı. Merkez teşkilatı için 232, taşra teşkilatı için 368 olmak üzere toplam 600 kadronun ihdası yapılırken, 3 kadro da iptal edildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.