TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Afrika

İLKHABER-Gazetesi - Afrika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Afrika haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Afrika'dan Gelen Leylekler Samsun'da Misafir: Leylek Ormanı'nın Büyüleyici Görüntüsü Haber

Afrika'dan Gelen Leylekler Samsun'da Misafir: Leylek Ormanı'nın Büyüleyici Görüntüsü

Doğa her daim büyüleyici bir sahne sunar, ancak bazen bu sahnelere tanıklık etmek için binlerce kilometre yolculuk yapmak gerekir. İşte Afrika'dan binlerce kilometre yol kat ederek Samsun'a ulaşan leyleklerin hikayesi de tam olarak böyle bir yolculukla başlıyor. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nde bulunan Leylek Ormanı, bu göçmen kuşların yuva yapma ve üreme alanı haline geldi. Şimdi, leyleklerin 5 ay boyunca konuk olacağı bu doğal cenneti yakından keşfedeceğiz. Kızılırmak Deltası'nda Leylek Göçü Afrika'dan gelen leylekler, Samsun'daki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'ne ulaştı ve burada bulunan Leylek Ormanı'na yerleşti. Bu göç yolculuğunda 7 bin kilometre kat eden leylekler, Samsun'un Bafra ilçesine bağlı Doğanca Mahallesi'nde ağaçlarda kat kat oluşturdukları yuvalara yerleştiler. Leylek Ormanı'nın manzarası, adeta apartman görünümünde olan bu yuvalarla süslendi. Erkek leylekler önce gelip yuvaları tamir etti, ardından dişi leylekler de geldi. Bu bölgede 5 ay boyunca kalacak olan leylekler, yavrularını büyüttükten sonra ağustos ayının sonunda daha sıcak bölgelere göç edecekler. Leylek Ormanı'nı ziyaret edenler, bu muhteşem doğa olayını izleme fırsatı buluyorlar. Emekli öğretmen Nejdet Sungur, uzun yıllardır kuş fotoğrafçılığı yapıyor ve Leylek Ormanı'nı da sık sık ziyaret ediyor. Sungur, özellikle yavruların beslenme anlarının izlenmesinin keyifli olduğunu belirtiyor. Leyleklerin yuvalarının genellikle yükseklerde olduğunu ve bu nedenle yavruların bakımının zor göründüğünü ancak kuleye çıkarak bu anların izlenebildiğini söylüyor. Sungur, herkese bu doğal güzellikleri görmelerini tavsiye ediyor ve insanların doğaya çıkıp Leylek Ormanı'nı ziyaret etmelerinin önemli olduğunu vurguluyor.

İlber Ortaylı, 'İtalya, Afrikalı göçmenleri Türkiye'ye göndermek istiyormuş' Haber

İlber Ortaylı, 'İtalya, Afrikalı göçmenleri Türkiye'ye göndermek istiyormuş'

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, "Meloni'ye, Kapalıçarşı ziyaretinde eşlik eden Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın 'İtalya, Afrikalı göçmenleri Türkiye'ye göndermek istiyormuş' ifadesinin, konuşmanın bütününden kesilerek manipülasyon amacıyla servis edildiği tespit edilmiştir" açıklamasını yaptı.Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bazı sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlardaki "İtalya Başbakanı Meloni ile görüşen İlber Ortaylı, 'İtalya, Afrikalı göçmenleri Türkiye'ye göndermek istiyormuş' dedi" iddiasının, doğru olmadığını bildirdi. Merkezin sosyal medya hesabından konuya ilişkin yapılan açıklamada, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin, Türkiye ziyareti sırasında, "Afrikalı göçmenlerin Türkiye'ye gönderilmesine" yönelik herhangi bir anlaşma, hatta görüşmenin dahi söz konusu olmadığı belirtildi. İTALYA’DAKİ GAZETE HABERİ İtalya'nın Afrikalıları Türkiye'ye göndereceği yönündeki iddiaların, İtalya'nın sağ koalisyon hükümetine yakın "Il Giornale" gazetesindeki bir haberin ardından ortaya atıldığının kaydedildiği açıklamada "İtalya'nın Afrikalıları Türkiye'ye göndereceği" yönünde herhangi bir ifade veya yorumun haberde bulunmadığının tespit edildiği ifade edildi. MELONİ’NİN SÖZLERİ DEĞİL Meloni'ye, Kapalıçarşı ziyaretinde eşlik eden Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’a yaptığı açıklamanın bağlamından koparıldığı ifade edilerek “Bu ifade, Ortaylı'nın, Meloni'den aktarımı değil, sosyal medyadaki iddiaların dile getirilmesidir. Ortaylı'nın, bu açıklamayı Meloni'den duyarak aktardığı şeklinde açıkça dezenformasyon yapılmaktadır. Yayının tamamı incelendiğinde, İlber Ortaylı'nın, sosyal medyada dolaşan 'Faşist Meloni' ve 'Afrikalıların Türkiye'ye gönderileceği' yönündeki iddiaları eleştirdiği belirlenmiştir" denildi.

Demir-Çelik ihracatında Afrika'da büyüme ivmesi Haber

Demir-Çelik ihracatında Afrika'da büyüme ivmesi

(İLKHABER) - Demir-çelik sektörleri eylül ayında küresel talebin daralmasıyla miktar ve değer bazında düşmeye devam etti. Avrupa’da ithalatın düşmesiyle alternatif pazar arayışına geçen sektör, Afrika pazarında büyüme serisine başladı. Ağustos ayında Cezayir ve Mısır’da önemli artışlar kaydeden sektör, eylül ayında bu iki pazarın yanı sıra Fas ve Yemen’de de üç haneli büyüme gösterdi. Türkiye’nin eylül ayı ihracatı yüzde 0,3 artışla 22,7 milyar dolar oldu. Demir ve demir dışı metaller sektörü bu ayda yüzde 14,2 azalışla 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, çelik sektörü yüzde 21,4’lük azalışla 1,4 milyar dolarlık ihracat yaptı. Demir ve demir dışı metaller ihracatı Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 4,5pay alırken, çelik ise yüzde 6,1’lik paya sahip oldu. İki sektör, Türkiye’nin eylül ayı ihracatının yüzde 10,6’lık kısmını üstlendi. Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) eylül ayı verilerine bakıldığında demir ve demir dışı metaller sektörü geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8’lik azalışla 63 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu ayda çelik ihracatı ise yüzde 38,9’luk düşüşle 143 milyon dolar oldu. Afrika pazarında büyüme serisi Eylül ayında Türkiye’nin demir-çelik ihracatında ilk sıradaki ülke 205,5 milyon dolar ile Almanya oldu. Bu ülkeyi, 156,2 milyon dolar ile Romanya, 118,6 milyon dolar ile İsrail izledi. İlk 10 ihracat pazarı içinde Yemen’e yapılan ihracattaki yüzde 101’lik, Mısır’a yüzde 39’luk artış dikkat çekti. ADMİB’in ihracatında ise Romanya’nın 19,1 milyon ile ilk sırada olduğu görüldü. Bu ülkeyi 17,8 milyon dolarla Cezayir ve 17,3 milyon dolarla Irak takip etti. İlk 10 pazar içinde Fas’a yüzde 270’lik, Cezayir’e yüzde 100’lük artışlar kaydedildi. “Kayıplarımızı alternatif pazarlarla telafi etmeye çalışıyoruz” Eylül ayına ilişkin ihracat rakamlarını değerlendiren ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, şu açıklamaları yaptı: “Eylül ayında demir çelik sektörlerimizdeki miktar ve değer kaybı devam etti. Demir-çelik sektörlerimizde Türkiye genelinde miktarda yüzde 17, değerde yüzde 19’luk düşüş gerçekleşti. ADMİB özelinde ise miktarda yüzde 36, değerde yüzde 32’lik kaybımız var. Sektörümüzdeki talep daralması devam ediyor. Aynı zamanda sektör özelinde dünyada korumacılık önlemleri ve devlet destekli yatırımlar da artıyor. Maalesef sektör ihracatımızdaki olumsuz süreç bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Biz de bu koşullarda alternatif pazarlara odaklanarak kayıplarımızı telafi etmeye odaklandık. Özellikle Afrika pazarında başta Cezayir, Mısır olmak üzere büyüme ivmesi yakaladık. Amacımız maksimum ihracatla bu olumsuz süreci olabildiğince telafi etmek. Talebin canlanmasıyla beraber dünya ticaretinden aldığımız payı daha da yukarılara çekmeye çalışacağız.”

Son 30 yılık afetlerde 3,8 trilyon dolarlık mahsul yok oldu Haber

Son 30 yılık afetlerde 3,8 trilyon dolarlık mahsul yok oldu

(Haber Merkezi) - Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), son 30 yılda yaşanan felaketler sebebiyle tahmini olarak 3,8 trilyon dolarlık tarım mahsulü ve hayvancılık ürününün kaybedildiğini bildirdi. Merkezi Roma'da bulunan FAO, "Afetlerin tarım ve gıda güvenliği üzerindeki etkisi" başlığıyla, felaketlerin tarımsal üretime etkilerini değerlendiren bir rapor yayınladı. Rapora göre, son 30 yılda meydana gelen afetler nedeniyle tahmini olarak 3,8 trilyon dolarlık tarım mahsulü ve hayvancılık ürünü kaybedildi. Bunun, yıllık ortalama 123 milyar dolara veya yıllık küresel tarımsal gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 5'i olan bir kayba tekabül ettiği belirtildi. Raporda, son 30 yılda, tahıl kaybının yıllık ortalama 69 milyon ton düzeyinde olduğu, bu sayının, Fransa’nın 2021’deki tüm tahıl üretimine karşılık geldiği aktarıldı. Bu sayıyı, yıllık ortalama 40 milyon ton kayıpla meyve, sebze ve şeker ürünlerinin takip ettiği kaydedildi. Et, süt, yumurta gibi hayvancılık ürünlerinde ise yıl başına ortalama kaybın 16 milyon ton olduğu belirtildi. Raporda, toplam en fazla ekonomik kaybı yaşayan bölge olarak Asya öne çıkarken, bunu Afrika, Avrupa ve Amerika’nın takip ettiği kaydedildi. Ayrıca, balıkçılık, su ürünleri ve ormancılık gibi alt sektörlerdeki zararlara ilişkin sistematik verilerin mevcut olması halinde belirtilen rakamın daha yüksek olabileceği de ifade edildi. Raporda görüşlerine yer verilen FAO Genel Direktörü Çü Dongyü, "Tarım, doğal kaynaklara ve iklim koşullarına derin bağımlılığı sebebiyle felaket riskine en yüksek düzeyde maruz kalan ve en savunmasız sektörlerden biridir. Bu rapor, tarım-gıda sistemlerindeki riskleri proaktif şekilde ele alma fırsatlarını gösterirken, afet riski yönetimini yaygınlaştırmanın yollarını arıyor." ifadelerini kullandı.

Dünyanın hedef pazarı haline gelen Afrika, Türkiye’yi seçti Haber

Dünyanın hedef pazarı haline gelen Afrika, Türkiye’yi seçti

Türkiye ile Afrika arasındaki ihracatın günümüzde daha da önem kazanmasıyla birlikte, küresel hedef pazar haline gelen Afrika ve Türkiye’nin ticari köprü çalışmalarına yönelen yüzlerce iş insanının ikili görüşme fırsatı yakaladığı Türkiye - Afrika İhracatçılar İş Birliği Lansmanı 4 Eylül tarihinde İstanbul’da gerçekleşti. Afrika’ya ihracata yönelmek isteyen KOBİ’ler bir yandan dijitalleşmeye yönelik tedirginlikleri sebebiyle harekete geçmekte zorlanırken öte yandan hız kesmeyen araştırmalarına devam ederek güvenilir köprüler kurmak isteyince üretici firmaların ihracata yönelik talepleri kadar soruları da artış gösteriyor. Hususa ilişkin olarak A Para’da ‘Ekonomi Notları’ adlı programa canlı yayın konuğu olarak katılan Türkiye Afrika İhracatçılar Birliği Başkanı Muhammet Ali Aras, kıtanın barındırdığı ticari potansiyeli, doğal kaynakların çokluğu ve özellikle de yaklaşan gıda krizini ciddi anlamda engelleyebilecek oranda tarıma elverişli arazi fazlalığı gibi sebeplerle dünya ülkelerinin odağı haline geldiğine değinerek Türkiye’deki üretici ve ihracatçı firmaların dijitalleşme öncesi yaşadığı zorlukları ve TURCAF olarak ne şekilde destek verdiklerini anlattı. “Doğru partnerler bulup o partnerlerin üzerinden yatırım yapmamız gerekiyor” Türkiye’nin 1998 yılında başlattığı Afrika Açılımı Politikası sonrası atılan doğru stratejik adımlara, Afrikalıların da duyarsız kalmayarak Türkiye ile işbirliği yapmak istediklerini, böylelikle ihracatı kolaylaştırdığını vurgulayan Aras, “Türkiye’de 4 milyona yakın şirket var bunun bir milyona yakında fiziki ihracat yapabilir pozisyonda. 110 binini fiziki ihracat yapıyor, yüzde 10’unun sadece İngilizce web sitesi ve dijital materyallere sahip. Şimdi burada baktığımız zaman bizim en büyük üretici ve ihracatçı firmalarımızın zorlandığı dijitalizasyon kısmı, yani dijitalde çok aktif değiller bundan kaynaklı olarak Afrika kıtasının getirdiği sorunlar güvenlik sağlık yol masrafları orada gidip kalmayla alakalı problemlerden kaynaklı üretici firmalarımız oraya ihracatı yapmakta zorlanıyorlar artı yatırım yapmak da zorlanıyorlar bu yüzden bizim orada başlıca sektörlerimize baktığınız zaman inşaat, tarım birçok alanda aslında boşluk var fakat ilk başta bizim Afrika kıtasından doğru partnerler bulup o partnerlerin üzerinden orada yatırım yapmamız gerekiyor” dedi. “2020 yılında artık dijital varlık dünyaya hükmetmeye başladı” Aras, “2020 yılında artık dijital varlık dünyaya hükmetmeye başladı, yani biz bir kişi sırtıma çantamı alayım gideyim Afrika’da kapı kapı gezeyim müşterilerimi ziyaret edeyim çok güzel bir şey fakat maliyet ve zaman açısından orta ölçekli ve üretici firmalarımızı çok memnun eden bir tablo değil” diyerek TURCAF tarafından geliştirilen platformun ihracatçılara nasıl dijital destek verdiğini anlattı. E-ihracat platformlarında 42 Afrika ülkesine yapılan reklam ve tanıtım çalışmaları sonrası Afrika’dan portala gelen satın alma talebini İngilizce, Fransızca, Farsça veya Arapça olması fark etmediğini söyleyen Aras, dilimize çeviri desteği sunan yapay zekalı tercümanlar ile hızlı, kolay ve kesintisiz ticari iletişimin sağlandığını belirtti. Platformun büyük kısmının dijital pazarlama olduğunu açıklayan Aras, geleneksel pazarlama raporlarında yer alan alıcı listeleri ve alıcı tercihlerine dair bilgileri de içerdiğini, ek olarak Afrika ülkelerinde yapılan basın, yayın ve TV mecralardaki reklam çalışmalarıyla 360 derece e-ihracat imkanı sunduğunu ifade etti.

Zambiya'da 476.000 Yıllık ahşap yapı ortaya çıkarıldı Haber

Zambiya'da 476.000 Yıllık ahşap yapı ortaya çıkarıldı

SERHAT AKARSU (İLKHABER)- Zambiya'daki Kalambo Şelalesi arkeolojik alanında yapılan kazılarda, yaklaşık 476.000 yıl öncesine tarihlenen antik bir ahşap yapı bulundu. Bu yapı, Afrika veya Avrasya Paleolitik Çağında bilinen bir benzeri olmayan ve inşaatta ahşabın en erken kullanımını temsil ediyor olabilir. Yapı, iki birbirine kenetlenmiş kütükten oluşmaktadır ve ıslak taşkın yatağında konutlar için yükseltilmiş bir platform, yürüyüş yolu veya temel inşa etmek için kullanılmış olabilir. Ahşap eserler, korunmaları için istisnai koşullar gerektirdiğinden Erken Paleolitik Çağ'dan günümüze nadiren ulaşmıştır. Bu nedenle arkeologlar, homininlerin bu temel hammaddeyi ne zaman ve nasıl kullandıkları ya da Paleolitik insanların çevrelerini nasıl yapılandırdıkları konusunda sınırlı bilgiye sahiptir. Liverpool Üniversitesi arkeologlarından ve İnsanlığın Derin Kökleri (Deep Roots og Humanity) projesi liderlerinden Larry Barham, "Buluntumuz ilk atalarımız hakkındaki düşüncelerimi değiştirdi" dedi. 'Taş Devri' etiketini unutun, bu insanların ne yaptığına bakın, ahşaptan yeni ve büyük bir şey yaptılar diye konuşan Barham, “Zekalarını, hayal güçlerini ve becerilerini kullanarak daha önce hiç görmedikleri, daha önce hiç var olmamış bir şey yarattılar. Sadece günlük işlerini yapmak için nehir kenarında oturacakları bir platform yaparak bile olsa, yaşamlarını kolaylaştırmak için çevrelerini dönüştürdüler. Bu insanlar bize sandığımızdan daha çok benziyorlardı." İfadelerini kullandı. Araştırmacılar, bulguları çevreleyen kumdaki minerallerin en son ne zaman güneş ışığına maruz kaldığını ortaya çıkaran yeni lüminesans tarihleme tekniklerini kullanarak yaşlarını belirlediler. Aberystwyth Üniversitesi'nden Profesör Geoff Duller, "Bu büyük yaşta, buluntulara bir tarih koymak çok zordur ve bunu yapmak için lüminesans tarihlemeyi kullandık" dedi. Aberystwyth Üniversitesi Coğrafya profesörlerinden Geoff Duller, "Biri diğerinin üzerinde duruyor ve her iki tahta parçasında da çentikler var. Bu çentiklerin taş aletlerle kesildiğini net bir şekilde görebiliyorsunuz. Bu sayede iki kütük birbirine geçerek inşaat nesneleri haline geliyor" açıklamasını yaptı. Bilim insanları Kalambo'da ayrıca 390.000 ila 324.000 yıl öncesine ait, aralarında bir kama, kazma çubuğu, kesilmiş kütük ve çentikli dalın da bulunduğu dört ahşap alet buldu. Buluntuların beklenmedik bir erken form çeşitliliğini ve ağaç gövdelerini büyük birleşik yapılara dönüştürme kapasitesini gösterdiğini işaret eden Araştırmacılar, “Bu yeni veriler yalnızca Afrika'daki ahşap işçiliğinin yaş aralığını genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda erken homininlerin teknik bilişine dair anlayışımızı da genişletiyor ve teknoloji tarihinde ağaçların kullanımının yeniden incelenmesini zorunlu kılıyor." dedi. Keşif Nature dergisindeki bir makalede rapor edilmiştir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.