#AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik

İLKHABER-Gazetesi - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır” Haber

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" dedi.AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısı devam ederken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. "Hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor" AK Parti'nin iktidara geldiği günden itibaren özellikle kız çocukların eğitiminden kadınlara dönük şiddete karşı mücadeleye kadar birçok alanda çok yönlü bir mücadele verdiklerinin altını çizen AK Parti Sözcüsü Çelik, "Mücadelenin çok boyutlu olması gerekiyor. Sadece kanunların yapılması yetmiyor. Siyasetin dilinden medya diline, sivil toplumun oluşturacağı hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor. Bütün bunların sağlıklı, değerlerimize uygun yerli yerine oturtulması gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Güney Afrika Cumhuriyeti'nin bir kenti Johennesburg'da düzenlenen G20 Zirvesi üzerine konuşan Çelik, "Afrika'yı sömürenlerin, Afrika'ya kötülük yapmış olanların refahı paylaşmayla ilgili stratejiler noktasında bu kadar cimri davranmasının altını çizmek gerekiyor. Afrika, küresel adalet açısından ve bu zirvede de ifade edilen, 'Afrika ile eşit ve adil ortaklık' mottosu açısından çok daha fazlasını hak eden bir kıta. Afrika, baskıyla ve zulümle eşitsizliğe mahkum edilmenin, adaletsizliğe mahkum edilmenin yer yüzündeki en büyük sembolü. Onurlu, haysiyetli, insan onuruna yakışır bir yaşamı dünyanın her tarafındaki insanlar hak ediyor ama bundan en çok mahkum bırakılmışların Afrika olduğunu görüyoruz. O ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz, gerçek hikayeleri görüyoruz. Dış politikadaki Afrika yaklaşımımız çıkar odaklı değil insani, güvenlik açısından eşit ortaklık kurma, oraların gelenek ve göreneklerine içten bir saygı gösterme şeklinde olduğunun altını çizmek gerekir" diye konuştu. "Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın MKYK toplantısının açılışında Gazze konusuna özel bir önem verdiğini belirten Çelik, "İsrail'in ateşkes başlığı altında bile, ateşkesi ihlal eden davranışlarına dikkat çekti. Bu konudaki küresel inisiyatifin daha da sıkılaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Gelinen noktada Gazze'de bir ateşkes var ama bu ateşkes her gün İsrail tarafından ihlal ediliyor. Soykırım siyasetine devam ediyor. Bu mutabakatın başlangıcında 600-700 yardım tırının girmesi öngörülüyordu bu henüz 200 düzeyinde veya daha altında tutuyor İsrail. Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" dedi. "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin konuşan Çelik, "Cumhur İttifakı olarak, ne yaptığımızı biliyoruz. Burada biz, devletin terörle mücadele konusunda sert güç unsurları vardır. Aynı zamanda da hukuk devletinin ve demokrasinin imkanları içerisinde yumuşak güç unsurları vardır. Terörü ülke gündeminden çıkarmak için dünyanın her yerinde gelişmiş demokrasiler sert güç unsurlarını kullandığı gibi, hukuk devletinin imkanları çerçevesinde Anayasa'nın çizdiği çerçeve içerisinde yumuşak güç unsurlarını da kullanırlar. Bugün geldiğimiz noktada, hukuk devletinin imkan ve kabiliyetleri içerisinde yaklaşımlar ortaya koyulmaktadır. Bunun zıttına birtakım işler yapıldığına dair değerlendirmelerin herhangi bir geçerliliği yoktur. Burada odağı kaybetmemek gerekir. Buradaki odak, terör örgütünün feshi ve silahların tamamen bırakılmasıdır. Sadece terör örgütünün feshedildiğine dair bir cümleyle kimse yetinmiyor. Odak noktası farklı siyasi gündemler değil. Terörsüz Türkiye'nin asıl odak noktası PKK'nın bütün unsur ve uzantılarıyla fesih ve silah bırakmasıdır" ifadelerine yer verdi. "Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" "Terörsüz Türkiye" sürecinde takip edilen yol ve uygulanan yöntemin meşruiyet alanı içinde yer aldığını vurgulayan Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" diye konuştu. "SDG terör örgütü, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu SDG terör örgütü elebaşı Mazlum Abdi'nin 'İmralı ziyareti" açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, "Bizim söylediğimiz açıktır. Biz, açıklamalar üzerine yorum yapmıyoruz. Kişilerin söylediği değil, hadiselerin nereye gittiği önemlidir. 'Türkiye için tehdit teşkil etmiyorum' diyorsa, bizim bunu fiilen görmemiz lazım. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı tertip içinde, Türkiye Cumhuriyeti'ne saldırmak için tahkimat içinde olanları tespit ediyorsak orada biz, 'Türkiye için tehdit teşkil etmiyoruz'un bir anlamı yok. SDG terör örgütü, PKK terör örgütünün Suriye koludur ve Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" dedi. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ile Ukrayna arasında adil ve kalıcı bir barışa ulaşmanın yolları hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere çevrimiçi, 'Gönüllüler Koalisyonu Liderler Zirvesi'ne katılacağını söyledi. 11. Yargı Paketi Cuma günü Meclis Başkanlığına teslim edilecek Çelik, 11'inci Yargı Paketi'nin ne zaman Meclis gündemine geleceğine yönelik, "11'inci Yargı Paketi, bu tartışılan af konuları değil. Haziran ayında infazla ilgili düzenlemeler yapılmıştı. Belki onların güncellenmesiyle ilgili bir değerlendirme var. Cuma günü Meclis Başkanlığı'na teslim edilecek, sonra da komisyona gelecek" dedi. "Adada ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin hava savunma sistemlerini geliştirmek üzere İsrail'le işbirliği ve Ada'nın güneyinin silahlandırılmasına yönelik değerlendirmede bulunan Çelik, Rum tarafının müzakere ve barışa ilişkin çabaların silahlanma süreci ile bütün iddialarını yok ettiklerine dikkati çekerek, "Orada bir silahlanma içerisine girdiğini görüyoruz. Fakat Ada'da ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur? Geçmişte Türklere karşı, Kıbrıs Türklerine karşı o zulümler yapıldığında işte ‘Ayşe Tatil'e çıktı' ve gereği yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarafından en zor koşullarda yapıldı. Şimdi biz Ege'de, Akdeniz'de çatışma istemiyoruz. Herhangi bir şekilde sorunların masa dışında bir yerde ele alınmasını istemiyoruz. Ama yani Yunanistan'ın Türkiye'nin savunma sanayisine dönük yaklaşımını en son askerlerimizin şehit olduğu uçak kazasında o kargo uçağının resmini paylaşarak Yunan Hava Kuvvetleri'nin zihniyetini bir kere daha gördük. Bunlar hastalıklı şeylerdir, normal bir yaklaşım değil. Askeri değerlere de uymuyor, insani değerlere de uymuyor, siyasi değerlere de uymuyor. Askerlik sanatı diye bir şey var, askerlik değerleri diye bir şey var. Dolayısıyla Rum tarafı açısındansa mesele giderek kendilerini tabii Avrupa Birliği üyeliğinin verdiği şımarıklıkla giderek daha marjinal noktalara doğru sürüklüyorlar. O yüzden yapacakları en yanlış iş bu silahlanma yarışına girmektir. Bundan daha yanlış iş bu silahlanma yarışına İsrail'in desteğiyle girmektir. Yani oraya herhangi birinin Siyonizmle bu Siyonist hükümetle bu soykırımcı hükümetle yan yana gelmesi hem insanlığa hakarettir. Hem kendi milletine hakarettir" şeklinde konuştu.

AK Parti Sözcüsü Çelik: Hamas'ın cevabı yapıcı bir şekilde gerçek barış ve hakkaniyet odaklı yaklaşımı içermektedir Haber

AK Parti Sözcüsü Çelik: Hamas'ın cevabı yapıcı bir şekilde gerçek barış ve hakkaniyet odaklı yaklaşımı içermektedir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Hamas'ın ABD Başkanı Trump'ın Gazze planına yönelik yaptığı açıklamaya ilişkin, "Hamas'ın cevabı yapıcı bir şekilde gerçek barış, hakkaniyet ve adalet odaklı yaklaşımı içermektedir." ifadesini kullandı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, NSosyal hesabından, Hamas'ın, ABD Başkanı Trump'ın Gazze'de ateşkes planına ilişkin açıklamasına yönelik paylaşım yaptı. "Başkan Trump'ın açıkladığı plana Hamas'ın cevabı yapıcı bir şekilde gerçek barış, hakkaniyet ve adalet odaklı yaklaşımı içermektedir." değerlendirmesinde bulunan Çelik, şunları kaydetti: "Hamas tarafından ateşkes ve barışın sağlanması için esirlerin takasından işgalin tamamen sona ermesine ve Filistin'in sadece Filistinliler tarafından yönetilmesi gerektiğine kadar kapsamlı bir yaklaşım ortaya koyulmuştur. Arap, İslam dünyası ve uluslararası destekle ortaya koyulan kuralların ve önerilen mekanizmaların altı net çizilmiştir. Başkan Trump'ın ortaya çıkan bu durumu 'barış' için olumlu bir yaklaşım gören mesajı, ilk aşamada ateşkesin sağlanması ve insani yardımların önünün açılması için yeni bir zemini oluşturabilecektir." Çelik, Hamas'ın ortaya koyduğu bu kapsayıcı iradeye uluslararası destek verilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bunun için İsrail'in saldırıları hemen durdurması, ateşkesin sağlanması ve insani yardımların Gazze'ye engelsiz şekilde ulaşması sağlanmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk günden itibaren ateşkesin sağlanmasından bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasına kadar çizdiği hakiki çerçeve, çözümün kalıcı barışa dönüşmesinin en net yol haritasıdır." ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik’ten CHP’ye tepki: “Başkalarının siyasi uydusu gibi misyonerlik faaliyeti üretmeyin” Haber

Ömer Çelik’ten CHP’ye tepki: “Başkalarının siyasi uydusu gibi misyonerlik faaliyeti üretmeyin”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP'ye tepki göstererek, "Eleştiriniz varsa bunu dinleyelim, cevabını verelim. Ama başkalarının siyasi uydusu gibi siyasi misyonerlik faaliyeti üretmeyin. Sizin meselelere bakarken milli bir gözlüğünüz yok mu" dedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Üsküdar'da Türkiye Yüzyılı Buluşmaları programına katıldı. Ömer Çelik'e Milletvekilleri Ayşe Böhürler, Veysal Tipioğlu, AK Parti MKYK üyesi Sadullah Selman, AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Taha Sarıcaoğlu, AK Parti Üsküdar İlçe Kadın Kolları Başkanı Elif Kızıldağ ve partililer eşlik etti. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Çelik, AK Parti'nin tam kadro olarak yaz aylarında sahada olduğuna dikkat çekerek, "En önemli konu sürekli olarak milletin kurduğu ve sadece milletten talimat alan bir parti olarak bu dönemde vatandaşlarımızı daha derinlemesine dinlemek, onlarla daha çok buluşmak ve onların görüşlerini taleplerini, eleştirilerini, beklentilerini not ederek genel merkezimize iletmekti. Genel merkeze iletildikten sonra da tüm bunlar üzerinde sıkı sıkıya çalışılarak bir veriye dönüştürülecek. Bu veri çerçevesinde önümüzdeki dönemin politikalarının geliştirilmesi için değerlendirilecek" ifadelerini kullandı. "Filistin devletinin tanıması soykırım şebekesine karşı verilmiş en güçlü cevaplardan bir tanesidir" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD temaslarını ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaşananları değerlendiren Çelik, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu vesilesiyle hepimizin gördüğü gibi dünyanın en önemli gündemi Gazze konusundaki gelişmeler. Bir yandan yüreğimizi kanatan Netanyahu hükümetinin katliamları, soykırım siyaseti bütün acımasızlığı ile devam ediyor. Bu kuşkusuz bütün kuruluşların kabul ettiği gibi, bu meseleye mesafeli yaklaşanların bile kabul ettiği gibi açık bir soykırım suçudur. Netenyahu denilen katil ve onun şebekesinin insanlığa karşı suç işlemekten ve soykırım suçundan dolayı muhakkak yargılanması ve gereken cezayı alması gerekir. İnsanlık haysiyeti için bu alçaklığın cezalandırılmasından başka yol yoktur. İlk olarak bu ‘soykırım' ifadesini kullanan lider Cumhurbaşkanımızdır. Cumhurbaşkanımız bu ifadeyi ilk kullandığında çoğu devlet buna mesafeli kaldı. Ama hiçbir diplomasi ile konuşmakla, uluslararası değerleri hatırlatmakla bu meselenin çözülemediğini bir kere daha gördüler. Katliamların devam etmesini sonucunda ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor ki Netanyahu denilen katil ve onun şebekesinin durdurulması için çok yönlü bir inisiyatifin oluşturulması gerekiyor. Aksi halde insanlığa karşı işlenen suçlar artarak devam edecek. Bu çerçevede bakıldığında bugün Filistin devletinin tanınmasına dönük büyük devletlerin attığı adımlar var. Burada büyük devlet tabirinden Avrupa Birliği ya da NATO üyesi devletleri kastetmiyorum. Ordusu ve ekonomisi büyük devletleri kastetmiyorum. Kastettiğim insanlığı büyük devletlerdir. Asil halkları sokağa dökülmüş, dünyada her dinden her meşrepten insanların ortaya koyduğu iradeye kulak vermiştir bunlar. Filistin devletinin tanıması soykırım şebekesine karşı verilmiş en güçlü cevaplardan bir tanesidir" şeklinde konuştu. "İsrail'in kafasında Filistinliler diye bir kavram yok, hepsini öldürülmesi gereken insanlar olarak görüyorlar" İsrail'in Batı Şeria'da yen bir işgal planı hazırlığında olduğuna dikkat çeken Çelik, "Filistin devletinin tanınması konusunda bile soykırım şebekesinin failleri Batı Şeria'yı ilhaktan bahsediyorlar. Daha çok çocuk ve kadın öldürmekten bahsediyorlar. Şimdiye kadar Filistin devletinin tanınmasını ‘iki devletli çözüm sürecine zarar verir' diyerek erteleyenlerin yaklaşımlarının ne kadar zeminsiz olduğu ortaya çıkmıştır. Görüldü ki İsrail'in kafasında iki devletli bir çözüm yok. İsrail'in kafasında Filistinliler diye bir kavram yok. Hepsini öldürülmesi gereken, çocukluktan itibaren soykırıma uğratılması gereken insanlar olarak görüyorlar. Daha doğrusu kendilerinden başkasını insan görmüyorlar. Böyle hastalıklı, sağlıksız katliam zihniyetiyle dolu bir yapı. Onun için geçmişte Filistin devletinin tanınmasını iki devletli çözüme zarar vermek adına erteleyenlerin söylediklerinin ne kadar boş olduğu ortaya çıkmıştır. Bugün Filistin devletinin tanınması, soykırım şebekesine verilmiş sembolik de olsa güçlü bir cevaptır. Bunun arkasından gelmesi gereken şey Netahyahu katili ve ekibinin durdurulması için somut eylemlerin hayata geçmesidir. Her gün uluslararası ceza mahkemesini, uluslararası hukuku hedef alıyorlar. Bu hedef alınmalar bundan sonra da açıklamalarına göre devam edecek. Burada uluslararası toplumun somut bir eylem düzeneği oluşturması gerekir" diye konuştu. "Filistin milli davamızdır" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM yapısında reform yapılmasına yönelik önerilerini hatırlatan Çelik, "Enteresandır ki BM Güvenlik Konseyi üyesi bazı devletler Filistin'i tanırken, başka devletler ise bu sürece karşı bir tutum sergiliyorlar. Bu da bir kere daha cumhurbaşkanımız BM tamamının yapısında bir reform yapılması gerektiğine dair çaresinin ne kadar sağlam bir zemine oturduğunu göstermektedir. Cumhurbaşkanımız bunu ilk söylediğinde BM salonunda yerin bir sessizlik olmuştu. Kimse önce bu teze yakın durmak istememişti. Şimdi görüyorsunuz ki cumhurbaşkanımız yılar evvel söylediği şey uluslararası mutabakata sahip bir yaklaşım haline gelmiştir. Filistin meselesi artık dünya meselesidir. İnsanlığın geleceği ile ilgili bir meseledir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir cumhurbaşkanı Filistin davasını bizim milli davamız olarak tanımlamıştır. İçimizden yine bazıları muhalefet yapmak adına ‘niye bizim milli davamız oluyor' gibi laflar üretmişlerdi. Hatta maalesef bazıları son derece faşist bir yaklaşım sergileyerek ‘Filistin bizim davamız değil Arapların davasıdır' gibi ırkçı yaklaşımlar da üretmişlerdi. Bugün insanlığın kalbi Gazze'de atıyor. Filistin Davası bir insanlık davasıdır. Filistin davası dünyanın davasıdır. Bunun ilk olarak milli dava olarak tanımlanmasının, insanlık davasının tanımlanmasına dönük nasıl bir işaret fişeği olduğu net şekilde ortaya çıkmıştı. Bundan sonra Filistin devletini tanıyanların ortak irade ile ortak eylem planı gerçekleştirmesi, Gazze'deki katliamı durdurması, bu katliam şebekesinin Batı Şeria'yı da içine alan yeni bir takım insanlık suçları işlemeye dönük hazırlıklarının ortadan kaldırılması bakımından son derece önemli olacaktır" açıklamalarında bulundu. "Başkalarının siyasi uydusu gibi siyasi misyonerlik faaliyeti üretmeyin" Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yürüttüğü diplomasi faaliyetlerine yönelik eleştirilerine yanıt veren Çelik, "Cumhurbaşkanımızın BM'de yaptığı diplomatik çalışmaların bütün dünya tarafından ne kadar dikkatle izlendiğini görüyoruz. Bir kere daha görülmüştür ki bölgesel savaşların sona ermesi, küresel barışın hayata geçirilmesi için sözü en çok dikkate alınan en çok liderlerin başında Cumhurbaşkanımız gelmektedir. Buna rağmen CHP ve bazı muhaliflerin yegane işi bu dirayetli siyasetin, bir takım yalan ve iftiralara gölgelemeye çalışmaktadır. Bu çerçevede baktığınızda çeşitli ülkelerdeki yabancı siyasetçileri Cumhurbaşkanımızın bu dirayetli siyasetini kıskanarak bir takım eleştirilerle gölgelemeye çalışmasını anlıyoruz. Onlara gereken cevabı veriyoruz. Fakat enteresan bir duruma karşı karşıyayız. CHP adına konuşanların adeta birer siyasi misyoner gibi davranarak Türkiye aleyhine hangi yabancı siyasetçi bir söz söylese hemen onu esas alıp ‘bakın aslında olan biten Cumhurbaşkanı'nın anlattığı gibi değilmiş. Olan biten şimdi açığa çıktı' gibisinden başkalarının sözlerinin yanında siyasi uydu gibi konumlanarak çarpık bir yaklaşım üretmeye çalışmaları. Kendi eleştirinize varsa söyleşinle cevabını verelim. Biz diyoruz ki eleştiriniz varsa bunu dinleyelim, cevabını verelim. Ama başkalarının siyasi uydusu gibi siyasi misyonerlik faaliyeti üretmeyin. Sizin bir fikriniz, duruşunuz, bir zemininiz yok mu. Sizin meselelere bakarken milli bir gözlüğünüz yok mu. Bir milli filtreniz yok mu" dedi. "Devletler arasında görüşmelerin nasıl planlandığı alfabe düzeyinde devlet bilgisi olan görür" CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i eleştiren Ömer Çelik, "Özel'in dünkü konuşmasını görünce anladım ki Özgür Özel kendi partisi adına konuşanları bile takip etmiyor. Özel sizin partiniz adına konuşsalar sizin bahsettiğiniz çerçevede konuşmuyor. Bize herhangi bir konuda ‘şu meselede niye değerlendirme yapmadınız' derken kendisi bir görüş söylemiyor. Yabancı bir siyasetçi kim olursa olsun defalarca yaşadık. Libya olaylarında yaşadık, Suriye'de yaşadık, Mavi Vatan meselesinde yaşadık. Yabancı bir siyasetçi bir şey söylediği zaman ‘bakın Türkiye'de arka planda şunlar oluyormuş' gibi bir çerçeve üretmeye çalışıyorlar. Biz diyoruz ki CHP köklü bir parti. CHP gönül vermiş vatandaşlarımızın milli hassasiyetlerinin ne kadar yüksek olduğunu hep beraber görüyoruz. Bunu son derece kıymetli olduğunu da görüyoruz. Onlar adına konuştuğunu söyleyen parti yönetimindeki kişiler Türkiye Cumhuriyeti devlet başkanını başka siyasetçilerin söylediğini esas alarak yargılamaya kalkıyorlar. Esas mesele budur. Bir eleştiri geliyor da cevap vermiyor değiliz. Biz bakıyoruz CHP adına konuşanların mavi vatan konusunda Yunanistan'daki siyasetçiler gibi konuşuyorlar. Suriye'deki yapılan operasyonlar konusunda bazı Avrupa'da devletlerinin tezleriyle konuşuyorlar. Şimdi bu konuda görüşmenin arkasında şu var bu var. Devletler arasında görüşmelerin nasıl planlandığı alfabe düzeyinde devlet bilgisi olan biri tarafından net görülür. Cumhurbaşkanımız açıklamasında hangi siyasi gündemle süreci yürüteceğini ifade etti. Biz karşımızdaki muhalefet partilerinin sağlam argümanlara sahip olmasını, bize karşı olsa bile rakibimiz olsa bile ciddi bir çerçevesi olmasını isteriz. Fakat karşımızda öyle bir tablo var ki bir genel başkan, kendi partisi adına konuşanların ne dediğinden haberdar değil" ifadelerini kullandı. "CHP'yi bu kadar gayri milli bir duruma düşürmeyin" CHP'nin Atatürk'ün vasiyetine uymamış bir parti olduğunu söyleyen Çelik, "Özel sık sık diyor ki ‘Biz Atatürk'ün kurduğu partiyiz'. Bunun siyasi bir gerçekliği olmadığı ortadadır. CHP'ye destek veren vatandaşlarımızın Atatürk sevgisinin bütün milletimiz gibi son derece yüksek olduğunu biliyoruz. Milletimizin ortak değerine, cumhuriyetimizin kurucusuna dönük olarak bu sevgi ve saygı her zaman yaşatılıyor. Fakat CHP yönetimi açısından baktığınızda siz Atatürk'ün vasiyetine uymamış bir partisiniz. Atatürk'ün vasiyetini yerine getirmemişsiniz. İş Bankası hisselerinden Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na verilmesi gerekenleri yerine getirmemişsiniz. Bu kurumlar Atatürk'ün vasiyetinin yerine getirilmesi için CHP'ye dava açarak zorla vasiyetin yerine getirilmesini sağlamış. Yine bu tezde iddialıysanız. O zaman CHP'yi bu kadar gayri milli bir duruma düşürmeyin. CHP'yi bu kadar şaibeli işlerin içerisinde dolanan bir kampanyanın parçası haline getirmeyin. Sorun şu ki ne dış politika konusunda söylediğinizin bir zemini var. Ne iç politika konusunda söylediğinizin bir zemini var. Ne dünyanın nereye gideceği konusunda söylediğinizin bir zemini var. Sık sık söylüyorsunuz ‘İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile Sosyalist Enternasyonel'de beraberiz. Aramızda kardeş parti ilişkisi var' diye. Sizin durduğunuz yer İspanya Başbakanı'nın Gazze konusunda durduğu yerin tam tersi. Siz daha bu meseleye başlarken ‘Hamas terör örgütüdür' dediniz. Daha sonra gelen tepkiler üzerine ‘terör örgütü değil ama terör eylemi yapıyor' dediniz. Konunun alfabesiyle ilgili bir probleminiz var sizin. Bütün bunlar öğrenilebilecek şeyler ama bu tip makamlar öğrenme makamları değil. Öğrenme yeteneğini kaybetmiş bir parti ile karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.

Ömer Çelik’ten CHP’ye sert eleştiri: “CHP’de çok ciddi siyasi navigasyon problemi var” Haber

Ömer Çelik’ten CHP’ye sert eleştiri: “CHP’de çok ciddi siyasi navigasyon problemi var”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dönük ifadelerine tepki gösteren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Şimdiki Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde ve Özgür Özel'de çok ciddi bir siyasi navigasyon problemi var" dedi. Çelik, Özel'in partisindeki sorunları çözmesi gerektiğini ifade ederek, "CHP'deki gelişmelere hakim olmaktaki cari açığı, Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakı'na saldırılarak kapatılamaz. Bu cari açık giderek büyümektedir. Dolayısıyla bunu yönetmesi gereken Cumhuriyet Halk Partisi yönetimidir. Yani neredeyse 'gelin bu meseleleri yönetin' diye bize çağrı yapacaklar" ifadelerini kullandı. Kocaeli'de "Türkiye Yüzyılı Buluşmaları"na katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İl Başkanlığı'nda açıklamalarda bulundu. En önemli gündem maddelerden birinin, "Terörsüz Türkiye süreci" olduğuna dikkati çeken Çelik, hem "Terörsüz Türkiye" hem de "Terörsüz Bölge" hedefine ulaşmak için yapılması gereken çalışmaları vatandaşlara anlattıklarını ifade etti. Vatandaşların kaygı ve sorularına cevap verdiklerini belirten Çelik, bu konuda tüm partililerin sahada ortak şekilde çalışma yürüttüğü bilgisini verdi. "Türkiye büyük bir başarıya imza attı ve atmaya devam ediyor" Konuşmasının devamında, deprem konutlarına değinen Çelik, "Dün Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, depremle ilgili olarak önümüze gelen tablo neredeyse bir ülke büyüklüğünde alanı sarsan ve yerle bir eden bir felaketti. Dünyada da ‘yüzyılın depremi’ olarak değerlendirildi. 'Böyle bir afetten sonra hiçbir hükümet kısa sürede konut teslim edemez' denirken, Türkiye büyük bir başarıya imza attı ve atmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanımız, her toplantıda bize deprem bölgesinin asla ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlatmıştır. MKYK’nın açılışında, Bakanlar Kurulu toplantılarında sürekli olarak bu hassasiyet dile getirilmiştir. Türkiye, hangi yarayı alırsa alsın, hangi bedeli öderse ödesin ayağa kalkabileceğini bir kez daha bütün dünyaya göstermiştir" dedi. "Terörsüz Türkiye bir devlet politikası haline gelmiştir" Çelik, Türkiye'nin gündeminden terörün çıkarılması için Cumhur İttifakı'nın güçlü bir irade ortaya koyduğunu anlatarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın devlet kurumlarına verdiği talimatla birlikte "Terörsüz Türkiye"nin bir devlet politikası haline geldiğini söyledi. Çelik, ülke gündeminden terörün çıkarılmasının, aynı zamanda yakın bölgeler için de bir ilham kaynağı olacağını ifade ederek, "Terörsüz Türkiye süreci, Terörsüz Bölge sürecinin de referansı haline gelecektir" diye konuştu. "Terörsüz Türkiye süreci stratejik bir adımdır" Türkiye'nin terörle mücadele kapasitesinin artırılması için büyük adımlar atıldığını ve bunların her birine ulaşıldığını belirten AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin bu yöndeki kapasitesi imkan ve kabiliyetleri de katbekat artırıldı ama aynı zamanda devletler 'hard power' dediğimiz sert güçlerini kullanırken, terörle mücadele konusunda yumuşak güçlerini de kullanırlar. Terör örgütü mensuplarının teslim olması, örgütlerin silah bırakması, feshedilmesiyle ilgili geçmişten itibaren yapılan hukuki düzenlemeler çeşitli çalışmalar söz konusudur. Bu çerçevede bakıldığında etrafımızdaki gelişmelere, dünyadaki gelişmelere bakıldığında esasında Terörsüz Türkiye süreci, Türkiye için son derece zamanlaması, mekanı, referansları doğru stratejik bir adımdır" "Türkiye'de ikinci sınıf vatandaş yoktur, Türkiye'de herkes ev sahibidir" Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, şehit ailelerini ve gazileri incitecek hiçbir adımın atılmayacağının mesajını verdiğini aktaran Çelik, "Bize her toplantıda talimatları da budur. Öteden beri de söyledik. Devletin niteliği konusunda ve milletin değerleri konusunda herhangi bir pazarlık söz konusu değildir. Aynı şekilde bütün bu süreçler tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ilkesi çerçevesinde gerçekleşecektir. Bu esasında herkesin faydasına olan bir şeydir. Yakın bölgemizde görüyoruz ki Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı aynı şekilde Alevi'yi, Sünni'yi, Şii'yi birbirine düşürmeye çalışanlar, aslında bu bölgelere sadece sömürge gözüyle bakanlardır. Biz ise bölgedeki bütün etnik unsurlara bütün mezhebi unsurlara kardeşlik gözüyle bakıyoruz. Türkiye'nin içerisinde sık sık söylediğimiz şey şudur. Hepimizin adları farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye'de ikinci sınıf vatandaş yoktur, Türkiye'de herkes ev sahibidir, birinci sınıf vatandaştır. Tabii ki demokrasimizi, cumhuriyetimizi, hukuk devletimizi hedef alanlara karşı her zaman güvenlik güçlerimiz teyakkuz halindedir" ifadelerini kullandı. "Bütün bu sabotajlara karşı geçmişten itibaren son derece idmanlıyız" Ömer Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün net bir şekilde görüyoruz ki, her kim Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge sürecine ulaşılmasının önüne geçmek için silah bırakma konusunda ve fesih konusunda bir geciktirme mesajı veriyor ya da silah bırakma ve fesih sürecini sulandırmaya ve ertelemeye çalışıyorsa; aslında görüyoruz ki emperyalizm, siyonizm dediğimiz bu odaklarla yanaşık düzen içerisinde duruyor. Bunların güya sürece gövdeden karşı değilmiş gibi bir üslup kullansa da, esasında süreci enfekte etmeye çalışan bir takım tutumlar içerisinde olduğunu görüyoruz. O sebeple bütün bu sabotajlara karşı geçmişten itibaren son derece idmanlıyız. Bu konularda büyük bir tecrübemiz var. Bu sabotajları yapmaya çalışanların niyetlerini, amaçlarını görüyoruz. Biz her ne olursa olsun hem ülkemizde hem yakın bölgemizde 'kardeşlik' diyeceğiz, 'duygudaşlık' diyeceğiz ve geleceğe bu şekilde bakmaya devam edeceğiz." "Eninde sonunda terörsüz bir Türkiye ve terörsüz bölge hedefine ulaşacağız" AK Parti Sözcüsü Çelik, Suriye'yi istikrarsızlaştırmak isteyen dış güçlerin, bölgeyi etnik ve mezhebi fay hatları temelinde bölmeye çalıştığını belirterek; bazı odakların, bölgedeki belli gruplara "özerklik" vaadiyle yaklaştığını ancak asıl amaçlarının o grupların iyiliği olmadığını ifade etti. Çelik, "Onlar böyle yaparak esasında daha büyük bir fitne çıkarmaya ve kendi çıkarlarını tahakkuk ettirmeye çalışıyorlar" dedi. Bazı Avrupa devletlerinin istihbarat servislerinin bilgisi dahilinde, kimi şirketlerin birden çok terör örgütüne karargah hazırlayıp lojistik destek verdiğinin görüldüğünü vurgulayan Çelik, "Vatandaşlarımız bu konuda müsterih olsunlar, çok boyutlu bir şekilde yürütüyoruz. Terörsüz Türkiye sürecini, bahsettiğim ilkeler çerçevesinde sonuca ulaştırmakta kararlıyız. Buna dönük her türlü sabotajla mücadele edebilecek kapasitemiz vardır. Eninde sonunda terörsüz bir Türkiye ve terörsüz bölge hedefine ulaşacağız. Bu ülkemize ve bölgemize dönük, kötü niyet besleyenlere, kötü niyetli projeleri tahkim etmek isteyenlere vereceğimiz en güçlü cevap olacak" şeklinde konuştu. "Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir parti, bu skandalların içine nasıl düşmüştür?" Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'in son birkaç haftadır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik söylemlerini de eleştiren Çelik, "Biz, Özgür Özel'in birinci meselesinin kendi partisiyle uğraşmak olması gerektiğini değerlendiriyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir parti, bu skandalların içine nasıl düşmüştür? Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir partinin her tarafından bu kadar skandallar patlarken, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi neyle meşgul? Esasında ilgilenmesi gereken konu budur" ifadelerine yer verdi. "Konunun bizimle bir ilgisi yok" Bu hukuki süreçlerin, CHP'li isimlerin birbirleri hakkındaki şikayetleri üzerine başladığını hatırlatan Çelik, şöyle konuştu: "Aslında tabloya baktığınızda herhangi bir şekilde konunun bizimle bir ilgisi yok. Birtakım Cumhuriyet Halk Partililer, yargıya birtakım Cumhuriyet Halk Partilileri şikayet etmişler. Bu Cumhuriyet Halk Partililerin diğer Cumhuriyet Halk Partilileri şikayetlerinin içerisinde geçen rüşvet, şantaj, diğer birtakım skandallar meselesi yargı tarafından gündeme alınmış. Şikayet zaten Cumhuriyet Halk Partililerden gelmiş. Bunlar gizli de olmadı. Bütün o süreçlerde basına yansıyarak bunların hepsi söz konusu oldu" dedi. "Neredeyse gelin bu meseleleri yönetin diye bize çağrı yapacaklar" CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, partisindeki sorunları çözmek yerine gündemi değiştirmeye çalıştığını ifade eden Çelik, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Şimdiki Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde ve Özgür Özel'de çok ciddi bir siyasi navigasyon problemi var. Çok ciddi bir siyasi pusula meselesi var. Yani navigasyona herhangi bir şey yüklediğinde Cumhuriyet Halk Partisi'ne söylemesi gereken sözü AK Parti'ye söylüyor. Aynaya bakarak yüzleşmesi gereken meselelerde Cumhurbaşkanımıza karşı haksız ifadeler kullanıyorlar. Özgür Özel'in Cumhuriyet Halk Partisi'ni yönetmekte gösterdiği zaaf ve Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki gelişmelere hakim olmaktaki cari açığı, Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakı'na saldırılarak kapatılamaz. Bu cari açık giderek büyümektedir. Bu cari açık artık Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş vatandaşlarımızı da inciten, onların hak etmediği, milletimizin hak etmediği, siyaset hayatımızın hak etmediği bir noktaya gelmiştir. Dolayısıyla bunu yönetmesi gereken Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi. Yani neredeyse 'Gelin bu meseleleri yönetin' diye bize çağrı yapacaklar. Bu konunun bizimle hiçbir ilgisi yok. Bütün teşkilatlarımızla birlikte söylüyoruz. Cumhurbaşkanımız kırmızı çizgimizdir. Bu haksız ifadelerle hukuk ve siyaset alanında sonuna kadar mücadele ederiz. Ama şunun da bilinmesi gerekir ki, problemleri bizimle değil, Cumhuriyet Halk Partisi'nin problemi Cumhuriyet Halk Partisi'yledir. Dolayısıyla bu Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş vatandaşlarımızın da hak etmediği bir meseledir. Onu çözmeleri gerekir." "Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir devlet başkanı Filistin davasını, milli davamız olarak tanımlamıştır" Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze konusundaki hassasiyetini sorgulayan eleştirilere de tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Filistin davasını yıllardır her platformda en güçlü şekilde savunduğunu belirten Çelik, "O gün de mecliste söyledi; 'Erdoğan'ın Gazze'yi turistik bölge yapacağız diyenlere karşı bir sözü yok. İsteyen Google'a girsin baksın' diye. Girip baktı herkes. Cumhurbaşkanımızın onlarca sözü var. Daha hiç kimse bunları dillendirmezken, İsrail'in işgal haritasını gösterip yıllardır Birleşmiş Milletler'de bunu dile getiren Cumhurbaşkanımızdır. Yine ifade ettik, bugün Abbas yönetimine ve Filistinlilere vizenin koyulması aslında Filistinlilerin sesini kısmak anlamına geliyor ama hiç kimse Filistinlilerin sesini kısamaz. Niye? Cumhurbaşkanımız var. Recep Tayyip Erdoğan var. Bir kere daha göreceğiz ki, eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Filistin davasının en gür sesi Cumhurbaşkanımız olacaktır. Onun tarafından ilan edilecektir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir devlet başkanı Filistin davasını, milli davamız olarak tanımlamıştır. O da Cumhurbaşkanımızdır. Dolayısıyla çok basit bir test öneriyorum Özgür Özel'e. Cumhurbaşkanımızın Gazze konusundaki, Filistin konusundaki hassasiyetini sorgulaması son derece yanlış bir şey. Ama bununla ilgili olarak kimin ne düşündüğünü öğrenmek istiyorsa Gazzeli bir kardeşimize, Filistinli bir kardeşimize bunları söylesin. Bakalım ne cevap alıyor" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.