#Almanya

İLKHABER-Gazetesi - Almanya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Almanya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Berlin Teknik Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Deniz oldu Haber

Berlin Teknik Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Deniz oldu

Berlin Teknik Üniversitesi (TU Berlin), 3 Aralık 2025’te gerçekleştirdiği rektörlük seçiminde yeni dönem için oyunu Prof. Dr. Fatma Deniz’den yana kullandı. Üniversitenin mevcut Rektör Yardımcısı olan Deniz, yapılan oylamada 42 oy alarak ezici bir çoğunlukla rektör seçildi. Rakibi eski Rektör Geraldine Rauch ise 18 oyda kaldı. Prof. Dr. Deniz, dört yıllık görev süresine 1 Nisan 2026’da başlayacak. Akademik vizyonu dikkat çekti Prof. Dr. Fatma Deniz, seçim sonrası yaptığı açıklamada üniversite için hedeflerini şu sözlerle özetledi: “Bilimsel mükemmelliği temsil eden modern bir teknik üniversite yaratmak için güvenilir yapılara, net hesap verebilirliğe ve öğrenmenin doğal olduğu bir kültüre ihtiyacımız var. Öğrencilerin eleştirel düşünmeyi, yeni şeyler denemeyi ve bilgilerini pratiğe dökmeyi öğrendiği bir ortam oluşturmak en büyük önceliğim.” Deniz, yapay zeka, beyin-bilgisayar etkileşimi, dil işleme, açık bilim ve sorumlu yapay zeka alanındaki çalışmalarıyla Almanya’da tanınan bir bilim insanı. Senatonun üçte ikisinden fazla destek aldı Rektörlük seçimi iki turda yapıldı. İlk turda beş aday yarıştı ancak üç aday çekildi. Final turu, Geraldine Rauch ve Prof. Dr. Fatma Deniz arasında gerçekleşti. Senatonun büyük çoğunluğu Deniz’e destek verdi ve üniversitenin geleceğine yön verecek yeni isim belli oldu. Rauch’un geçmişi tartışılmıştı Eski Rektör Geraldine Rauch, 2024 yılında sosyal medya üzerinden beğendiği bir paylaşım nedeniyle “antisemitizm” eleştirilerine maruz kalmıştı. Özür dilese de kamuoyunda istifa çağrıları yükselmişti. Bu tartışmaların ardından yapılan seçimde üniversite yeni bir başlangıç olarak Prof. Dr. Deniz’e yöneldi. Prof. Dr. Fatma Deniz kimdir? Lise öğrenimini Türkiye’nin köklü okullarından Bursa Kız Lisesi’nde tamamladı. Lisans eğitimine Almanya’da devam etti ve Münih Teknik Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimleri eğitimi aldı. Ardından ABD’de UC Berkeley Üniversitesi’nde araştırmalar yürüttü. TU Berlin’e dönerek akademik kariyerine devam etti. Yapay zeka, bilişsel sinirbilim, veri bilimi, dil işleme ve açık bilim alanlarında uluslararası projeler yürüttü. Son olarak Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Rektör Yardımcısı olarak görev yaptı. 3 Aralık 2025’te yapılan seçimle TU Berlin’in yeni rektörü seçildi.

Almanya’da sağlık bulamayan 85 yaşındaki kadın Adana’da ameliyatla yürüdü Haber

Almanya’da sağlık bulamayan 85 yaşındaki kadın Adana’da ameliyatla yürüdü

Almanya'da yaşayan 85 yaşındaki kadın, düşüp belini çatlatarak yürüyemez hale geldi. Orada bir türlü sağlığına kavuşamayan hasta, Adana'ya gelip ameliyat olarak sağlığına kavuştu. 3 gün sonra kendi işlerini görmeye başlayan yaşlı kadın, "Ameliyattan sonra 24 saat içinde ayağa kalktım, bundan doktorumuzun bile henüz haberi yoktu" dedi. 85 yaşındaki Havva Orun, Almanya'da düşerek belini çatlattı. Orun, beli çatladıktan sonra bir daha ayağa kalkamadı. Almanya'da gittiği hastanelerde yaşından dolayı ameliyat edilmeyerek bir türlü sağlığına kavuşamadı. Orun, bunun üzerine memleketi Adana'ya gelerek sağlığına kavuşmak için araştırma yapmaya başladı. Yaşlı kadın, Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen'in tavsiye edilmesi üzerine ona başvurdu. Gerekli tetkiklerden sonra microcerrahi ile çok küçük bir açıklıktan yapılan ameliyattan 6 saat sonra hasta yürüdü, 3 gün sonra kendi işlerini yapar hale geldi. Prof. Dr. Orhan Şen, hastanın ilk geldiğinde ayakta duramadığını, 5 metre yol dahi yürüyemediğini söyledi. Şen, "Bir nevi yatalak durumdaydı, kalkması ve oturması bir oluyordu. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, aynı zamanda çok şiddetli bel ağrıları çekiyordu. Farklı merkezlere başvuruyor ancak 85 yaşında olduğu için ameliyatın riskli olduğu ve masada kalabileceği söylenmiş. Bir başka merkeze daha gidiyor, orada da halk arasında 'vida' olarak bilinen bir ameliyat tekniği öneriliyor. Elbette 85 yaşında olduğu için diğer hastalara kıyasla daha yüksek bir risk vardı. Ancak kardiyoloji, göğüs hastalıkları ve anestezi uzmanı hastayı değerlendirdikten sonra risk oranını belirleyip hastaya durumu anlattım. Yaşı 85 diye cerrahi müdahale yapmazsak acı içinde kıvranarak yatalak hale geliyorlar. Onların da sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürme hakkı var. Tüm bunları olduğu gibi hastamızla paylaştım. Microcerrahi ile çok küçük bir açıklıktan işlemi yaptığım için, halk arasında 'vida' denilen uygulamayı yapmaya gerek kalmadı. Ameliyattan 6 saat sonra hastamızı yürüttük. Ertesi gün taburcu ettik. Evine döndükten 3 gün sonra kendi ihtiyaçlarını karşılar hale geldi" dedi. Şen, meslektaşlarına da seslenerek şöyle devam etti: "Yaşı 85 dahi olsa, kardiyoloji ve anestezi uzmanları bu hastayı ameliyat için uygun görüyorsa, biz hekimler olarak minimal cerrahi girişimle hastaya kaliteli bir yaşam sunmalıyız. Mesleğimizin asıl kutsal yanı budur. Hastamız Almanya'da da birçok doktora gitmiş. Farklı ülkelerden gelen çok sayıda hastamız var. Ülkemizde sağlık standartları ileri seviyede; yeter ki aklımızı ve kalbimizi kullanıp doğru kararlar verelim." "Ameliyattan sonra 24 saatte ayağa kalktım" Almanya'da düşerek belini çatlattığını anlatan Havva Orun, "Orada doktorlara gittim ama ameliyat gibi bir şey söylemediler. Türkiye'ye geldim ve araştırdım. Kız kardeşim de burada ameliyat olmuştu. Onun tavsiyesiyle buraya geldik. Önce Allah'a, sonra doktorumuza güvenin. 'Gözünü kapat, ameliyata gir' derim. Ameliyattan sonra 24 saat içinde ayağa kalktım, bundan doktorumuzun bile henüz haberi yoktu. Bütün hasta kardeşlerime sesleniyorum: Korkmasınlar, gözleri kapalı gelip ameliyata girsinler" diye konuştu.

Almanya: SAFE mekanizması Türkiye ve Birleşik Krallık’a açılmalı Haber

Almanya: SAFE mekanizması Türkiye ve Birleşik Krallık’a açılmalı

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, "Avrupa Güvenlik Eylem Planı (SAFE) mekanizmasının önemli birer NATO müttefiki olarak Türkiye ve Birleşik Krallık için açık olması gerektiğine, onları da kapsaması gerektiğine inanıyorum" dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Berlin’de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Wadephul, geçen ay Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyareti hatırlatarak, "Bence bu, ülkelerimiz arasındaki uyumun ne kadar sıkı olduğunu gösteriyor. İkimiz de sürekli iletişim halindeyiz ve bunun için çok teşekkür ediyorum" dedi. Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok özel bir öneme sahip olduğunun altını çizen Wadephul, Almanya'daki Türk kökenli vatandaşların varlığına dikkat çekti. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona erdirilmesine yönelik adımları hatırlatan Wadephul, Türkiye’nin bu çatışmaların sona ermesine dönük arabuluculuk çabalarını takdir ettiklerini belirtti. Wadephul, "ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin bir çözüm için çaba göstermesini çok memnuniyetle karşılıyoruz. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in harekete geçmesi gerektiği açıktır. Eğer gerçekten uzun vadeli bir çözüm istiyorsa şimdi müzakere masasına oturma zamanıdır. Bu savaşın bir an önce sona ermesi hepimizin ortak hedefidir" dedi. Türkiye'nin Gazze'deki ateşkes çabalarında da belirleyici bir rol üstlendiğini kaydeden Wadephul, "Hamas’ın elindeki rehinelerin bulunması için yapılan aramalara destek vermesi güçlü bir sinyaldi. BM Güvenlik Konseyi'nin kararı ile uluslararası topluma güçlü bir yetki verildi. Burada Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız var" dedi. Wadephul, Gazze'de görev yapacak uluslararası istikrar misyonunun somut olarak nasıl şekillendirileceği konusunda görüşmelerin devam ettiğini de belirtti. "TÜRKİYE, AB ÜYELİK SÜRECİNDE ALMANYA’YI GÜVENİLİR VE DOSTANE ORTAK BULACAKTIR" Basın toplantısında gazetecilerin sorusu üzerine Wadephul, NATO müttefikleri olarak Almanya ve Türkiye'nin somut ortak çıkarları bulunduğunu söyledi. Wadephul, "Bu nedenle Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki işbirliğini güçlendirmenin bizim çıkarımıza olduğu açıktır. Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmek istiyorsa Almanya'da güvenilir ve dostane bir ortak bulacaktır. Türkiye'nin bu yolda ilerlemek istediğini vurgulamak Türkiye'ye düşer. Ancak bu durumda Avrupa Birliği olarak Türkiye'ye yaklaşıp diyalog kanallarını güçlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Gerçekten de AB için ve Türkiye için bunun çok iyi olduğuna inanıyorum. O zaman bu sözleri ciddiye almamız gerekiyor. Avrupa Birliği olarak Türkiye'ye yakınlaşarak her türlü formatı, her türlü görüşme kanalını açarak bu iradeyi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu ciddiye almamız her ikimizin yararına olacaktır. Almanya, bu bağlamda yeni sonuçların edinilmesi için aktif bir rol üstlenmek istemektedir" dedi. Türkiye-Almanya ve her iki ülke toplumlarının yakınlığına vurgu yapan Wadephul, "Şimdi yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi. Daha da yakın işbirliği için çok daha fazla potansiyel var" diye konuştu. "SAFE MEKANİZMASININ TÜRKİYE'Yİ KAPSAMASI GEREKİR" NATO'nun güvenlik ve istikrarı sağlayan ittifak olmaya devam ettiğini kaydeden Wadephul, "Özellikle askeri teçhizatın tedarikini ve organizasyonunu daha verimli hale getirmek, ortaklaşa yapmak ve diğer NATO ortaklarının da erişimini sağlamak üzerine odaklanıyoruz. Önemli NATO ortakları olan Türkiye ve Birleşik Krallık için Avrupa Güvenlik Eylem Programı (SAFE) mekanizmasının açılması gerektiğine inanıyorum ve bu konuda kesin bir görüşe sahibim. Bu konuda yapıcı görüşmeler yürütüyoruz. Türkiye bizim için her zaman çok güvenilir ve istikrarlı bir NATO ortağı olmuştur" dedi. "ÖNCE ABD İLE UKRAYNA ARASINDA İKİLİ OLARAK, ARDINDAN ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA RUSYA İLE DE YÜRÜTÜLECEK" Wadephul, "Cenevre'deki müzakerelerde Avrupa Birliği'ni, Avrupa'yı ve özellikle NATO'yu ilgilendiren tüm konuların tartışılacak konular listesinden öncelikle çıkarılmasının önemli bir ara adım olduğunu düşündük. Bunu, bu konuları tartışmak istemediğimiz için değil, Avrupalılar veya NATO olarak bu tartışmalara katılmamız gerektiğini belirlemek istediğimiz için yaptık. Şu anda müzakereler yürütülüyor. Önce ABD ile Ukrayna arasında ikili olarak ardından önümüzdeki hafta Rusya ile de yürütülecek. Bunu da memnuniyetle karşılıyoruz ve bu bağlamda Türkiye önemli bir arabulucu rolü üstleniyor" dedi.

Fidan: İstanbul müzakerelerine yeniden ev sahipliği yapmaya hazırız Haber

Fidan: İstanbul müzakerelerine yeniden ev sahipliği yapmaya hazırız

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya’nın başkenti Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile bir araya geldi. Hakan Fidan, Wadephul ile düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevapladı. NATO’nun birçok askeri planlamalarının Avrupa’nın güvenliğini içerdiğini kaydeden Bakan Fidan, "Güvenlikle ilgili çalışmalar yapılırken NATO zemininin kullanılıyor olması şuana kadar bizim için temel hareket tarzıydı. Ama son yıllarda özellikle Ukrayna Savaşı'nın ardından Avrupa güvenliği ile ilgili AB içinde yeni arayışın ortaya çıktığını görüyoruz. Bu konuda safe mekanizmasıyla başlatılan süreçler var. Bu, AB'nin kendi dış politika ve güvenlik politikalarıyla uyumlu şekilde gitmekte. Burada esas itibariyle Türkiye, bu yeni tartışmalarda da yer almak istiyor. Burada yapısal sorunlar var tabi. Bu tartışmalar AB üyelerinin kendi arasındaki tartışmalar. Ama Avrupa güvenliği de hepimizi ilgilendiriyor" dedi. "BİZİM BU TÜRDEN PROTOKOL SORUNLARINDAN DOLAYI TARİHİ FIRSATLARI KAÇIRMAYA VEYA TARİHİ TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYA KALMAMIZA GEREK YOK" "Bizim Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği gerçekleşene kadar var olan tüm tartışmaların ve ilişkilerin yapıcı formatta ilerlemesi gerekiyor" diyen Bakan Fidan, "Çünkü ilişkilerimiz, menfaatlerimiz ortada duruyor, tehditler kalkmıyor, fırsatlar bir yere gitmiyor. Bizim bu türden protokol sorunlarından dolayı tarihi fırsatları kaçırmaya veya tarihi tehditlerle karşı karşıya kalmamıza gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde gerçekten pazar olsun diye safe ile işbirliği arayışı yok. Hem NATO’daki rolümüz hem de AB ile yapmaya çalıştığımız güvenlik temelli görüşmelerin çoğunda bizim kendi stratejik güvenlik ihtiyacımızı AB ile birlikte karşılamaya yönelik arayışımız var. burada Türkiye hem güvenlikle ilgili mekanizmalarda hem de AB ile ilgili mekanizmalarda giderek iradesini ortaya koymakta. Burada umarız ki daha iyi çözümler bularak yolumuza devam ederiz" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin konuşan Bakan Fidan, "Üyelik sürecinde kriterlerin olması gerektiği konusunda hem fikir olduğumuzu ifade ettim. Bu oyunun kuralı. Sistemin gerektirdiği husus. Bizim sorunumuz sürecin işlememesi, fasılların açılmaması. Bunlar açıldığı zaman sorun olduğu yerde durur olmadığı yerde ilerlersiniz ama Türkiye’nin AB ile üyelik perspektifinin pratikte hayata geçtiğinin gördüğü durumlarda ışık hızıyla rayına girdiğini de göreceksiniz" dedi. "TÜRKİYE, İSTANBUL MÜZAKERELERİNE TEKRAR EV SAHİPLİĞİ YAPMAYA HAZIRDIR" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Ukrayna savaşının sona erdirilmesine dönük çabalara ve bunda Türkiye’nin rolüne ilişkin bir soruya, "Geçtiğimiz yaz İstanbul müzakereleri tekrar başladı. 3 tur müzakereye ev sahipliği yaptık. Burada özellikle taraflar arasındaki doğrudan görüşmelerin birçok konuda verimli sonuçlar ürettiğini gördük. Şimdi ortaya çıkan Cenevre’deki yeni bir perspektif, onun öncesinde hazırlanan plan ve gittikçe bu planlar evriliyor tabii, tartışılarak taraflar arasında. Bir çerçevenin oluştuğunu görüyoruz. Bunu da açıkçası memnuniyetle karşılıyoruz. Bu momentumun kaybedilmemesi lazım bu müzakere zeminin, bu momentumun şartlar ne kadar zor olursa olsun kaybedilmemesi lazım. Buradan yolumuza devam etmemiz lazım. Türkiye olarak bu konuda İstanbul müzakerelerine tekrar ev sahipliği yapmaya hazırdır. Taraflar arasındaki doğrudan müzakereleri destekliyoruz, bu konuda müzakere masasından kaçmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın da defaatle dediği gibi savaşın kazananı barışın da kaybedeni olmaz" ifadelerini kullandı. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ TÜRKİYE'DE OLUMLU BİR ŞEKİLDE İLERLEMEKTE" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Alman bir gazetecinin Türkiye’nin Terörsüz Türkiye hedefi ve Suriye bağlamındaki gelişmelere ilişkin sorusuna "Terörsüz Türkiye süreci Türkiye'de olumlu bir şekilde ilerlemekte. Gerçekten Türkiye'deki terörün nihai olarak son bulması ve bunun böyle bir süreçte taçlandırılması bizim stratejik hedeflerimizden birisi. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa'nın başta Almanya olmak üzere bu konudaki verdiği olumlu desteği de açıkçası takdirle karşılıyoruz. Burada bazı önemli hususlar var detaylar var onları da değinmek gerekiyor. Bölgede özellikle son 40 yıldır PKK eliyle başlatılan terör hareketinin tek ayağı Türkiye değil. Bu ayağın bulunduğu Irak var, Suriye var, İran var. Almanya'da özellikle birçok PKK mensubu var. İşte Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatının kendi raporuna göre 14 bin civarda PKK mensubu Almanya'da bulunmakta. Şimdi bütün bu aktörlerin aslında PKK terör örgütünün bu dört ülkedeki faaliyetini terörden nasıl daha farklı bir istikamete evirebiliriz aslında özet bu. Avrupa, Türkiye, Suriye, Irak ve İran hep beraber buradaki terörü oluşturan şartların ortadan kalkması lazım ve burada ciddi şekilde terörle de mücadele edilmesi gerekiyordu" dedi. "SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ EGEMENLİĞİ FEVKALADE ÖNEMLİ" Fidan, "Türkiye'deki süreç, Suriye'de yeni açıkçası son bir yıldır ortaya çıkan süreç olumlu şekilde ilerletildiği zaman terörün barışçıl yollardan bitirilmesi için fevkalade önemli bir araç olarak da kullanılacaktır. Suriye'nin toprak bütünlüğü egemenliği fevkalade önemli. Suriye'de yani ileride bölünmeyi ortaya çıkartacak bir arayış yerine aslında bütün insanların kendini eşit hissettiği eşit olduğu kendi kimliğini kültürünü ifade etmekten çekinmediği buna haklarının olduğu aynı zamanda da ülkenin ve toplumun ürettiği bütün refahın tamamına erişebilen ve ülkenin bütün gücünde ortak söz sahibi olabilen bir sisteme ihtiyaç var. Yani daha eski sistemlerin bölgede kullanılma arayışlarının açıkçası akıllıca olacağını da düşünmüyorum. Anayasal eşit vatandaşlık temelinde herkesin kendini o ülkenin eşit bireyi yurt dışı hissettiği kendi kimliğini de ifade edebildiği ve bütün haklardan hürriyetlerden ve refahtan istifade ettiği bir Suriye'nin açıkçası daha modern insanlığın geliştirdiği daha nitelikli en son siyasi yazılım olduğunu düşünüyorum. Bu konuda adım atarlarsa kendileri için de iyi olur" dedi. Fidan, "Burada insanların siyasal ideolojisini değiştirmek gibi bir durumda değiliz ama politik metodolojileri önemli. Burada insanların siyasal hedeflerine ulaşmak için politik şiddeti kullanmaları teröre gitmeleri sorun alanı. Kurtulmaya çalıştığımız şey o sahip oldukları fikirler değil o fikirlerle fikirle mücadele edersiniz başka zeminler ortaya getirirsiniz ama politik şiddeti ve terörü araç edinen yapıların şu anda kurduğumuz mekanizmalarla süreç yoluyla ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İnşallah umuyoruz hep beraber başarılı oluruz çünkü bölgemizin buna ihtiyacı var bölgemiz bunu çoktan hak ediyor" diye konuştu.

Almanya’da aile katliamı: 4 kişiyi öldüren baba intihar etti Haber

Almanya’da aile katliamı: 4 kişiyi öldüren baba intihar etti

Almanya'nın Baden Württemberg eyaletine bağlı Tubingen şehrindeki Reutlingen ilçesinde bir kişi, 4 aile üyesini silahla vurarak öldürdükten sonra intihar etti.Almanya’da aile içi tartışma katliamla son buldu. Tübingen Savcılığı ve Reutlingen Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan ortak basın açıklamasına göre, Baden Württemberg eyaletine bağlı Tubingen şehrindeki Reutlingen ilçesinde bir kişi, 4 aile üyesini silahla vurarak öldürdükten sonra intihar etti. Açıklamada, 63 yaşındaki adamın, ilk olarak ilçenin farklı bölgesinde yaşayan 60 yaşındaki kız kardeşini, daha sonra ise aile işletmesinde çalışan 27 ve 29 yaşlarındaki oğullarını öldürdüğü, son olarak da evine dönerek 57 yaşındaki eşini katlettiği ve ardından intihar ettiği bildirildi. Olayda kullanılan silahın da adam ile eşin cansız bedenlerinin yanında bulunduğu aktarıldı. Polis, katliamın 60 yaşındaki kız kardeşin bakıcısının eve geldikten sonra cesedi fark edip güvenlik güçlerine haber vermesiyle ortaya çıktığını açıkladı. Başlatılan soruşturmada aile fertlerinin aynı silahla vurularak öldürülmüş olduğu ortaya çıktı. "Aile içi cinayet ve ardından gelen intihar soruşturuluyor" Tübingen Savcılığı olayın "aile içi cinayet ve ardından gelen intihar" kapsamında soruşturulduğunu, mevcut deliller ışığında 63 yaşındaki Alman babanın aile katliamının baş şüphelisi olarak kabul edildiğini belirtti. Aile katliamına ilişkin başka şüpheli bulunmadığı belirtilen açıklamada, soruşturmanın devam ettiği bildirildi.

 Almanya’dan tatil için gelen Böcek ailesinin ölümünde şok gelişme Haber

 Almanya’dan tatil için gelen Böcek ailesinin ölümünde şok gelişme

Fatih’te anne, baba ve 2 çocuğun ‘zehirlenme’ iddiasıyla hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturma kapsamında hazırlanan Adli Tıp Kurumu bilgi notunda, otelden alınan havlu, maske ve alınan sürüntü örneklerinde böcekler için kullanılan fosfin gazı tespit edildiği belirtildi. Almanya'dan İstanbul'a tatile gelen ve Fatih'te bir otelde konaklayan ve Böcek ailesi, rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı. Anne Çiğdem Böcek (27), baba Servet Böcek (38) ile 3 yaşındaki Masal ve 6 yaşındaki Kadir Muhammet Böcek hayatını kaybetmişti. Otelde inceleme yapan polis ekipleri, ilaçlama yapıldığını belirlemişti. 10 şüphelinin tutuklandığı olaya ilişkin Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan bilgi notu ortaya çıktı. Notta 13 Kasım 2025 tarihinde İstanbul Fatih’te zehirlenme şüphesiyle anne Çiğdem Böcek, baba Servet Böcek ile çocukları Kadir Muhammet Böcek ve Masal Böcek'in hastaneye kaldırıldığı, çocukların aynı gün vefat ettiği, 14 Kasım’da anne Çiğdem Böcek vefat ettiği, 17 Kasım tarihinde ise baba Servet Böcek vefat ettiği belirtildi. Bilgi notunda ailenin turistik amaç ile İstanbul’a geldiği, Harbour Suites Old City Hotelde konakladıkları, 10 ve 11 Kasım’da dışarıdan midye, pide, tantuni, kokoreç ve lokum gibi gıdalar tükettikleri aktarıldı. 11 Kasım 2025 Salı günü ailenin kaldığı otelin haşere ve böcekler için ilaçlandığı ve 12 Kasım 2025 Çarşamba günü sabaha karşı mide bulantısı ve kusma şikayetlerinin başladığı notta açıklandı. Ailenin sabah saatlerinde hastaneye başvurduğu ve ilk tedavilerinin ardından otele döndükleri, 13 Kasım 2025 Perşembe günü sabaha karşı saat 03.00 sıralarında otele çağrılan ambulans ile hastanelere kaldırıldıkları belirtildi. Olay Yeri İnceleme ekibinden alınan bilgiye göre ailenin kaldığı otelde ilaçlama yapıldığı ve odanın havalandırma sisteminin olmadığı ifade edildi. 15 Kasım 2025 Cumartesi günü aynı otelden yabancı uyruklu 2 kişinin daha benzer şikayetlerle hastanede tedavi gördükleri bilgisine de notta yer verildi. Otel ilaçlaması yapılırken kullanılan kimyasal maddeler ve kutuları, vefat eden Böcek ailesinden alınan kan örnekleri, otelden alınan havlu, maske, tulum, ayakkabı, çarşaf, yastık kılıfı, sürüntü örnekleri, odada bulunan ölü böcekler, olay yerinde uygulanan bantlar gibi nesnelerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği bilgi notunda kaydedildi. Raporda Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğünce yapılan incelemede ailenin yediği gıdalardan alınan örneklerin Türk Gıda Kodeksine uygun olduğunun tespitine yer verildi. Otelden alınan havlu, maske ve alınan sürüntü örneklerinde böcekler için kullanılan fosfin gazı tespit edildiğine bilgi notunda yer verildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince anne, baba ve iki çocuğun ölüm sebebi hakkında Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulundan görüş alınması gerektiği şeklinde kanaat belirten raporun 24 Kasım günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği kaydedildi. En geç 28 Kasım günü Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından ölüm sebeplerini belirten mütalaanın düzenlenmesinin planlandığı da öğrenildi.

Almanya’da 2024’te 308 kadın öldürüldü, mağdur sayısı 187 bini aştı Haber

Almanya’da 2024’te 308 kadın öldürüldü, mağdur sayısı 187 bini aştı

Berlin’de düzenlenen ortak basın toplantısında Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, Aile Bakanı Karin Prien ve Federal Kriminal Dairesi (BKA) Başkanı Holger Münch, 2024 yılı aile içi şiddet verilerini açıkladı. Federal Kriminal Dairesi’nin raporuna göre Almanya’da 2024 yılında 266 bin kişi aile içi şiddet kapsamında mağdur edildi. Bu mağdurların 187 bin 128’i kadın ve kız çocuğu oldu. Böylece aile içi şiddet mağduru kadın sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3.8 artarak 180 bin 715’ten 187 bin 128’e yükseldi. 308 kadın ve kız çocuğu öldürüldü Rapora göre 2024 yılında Almanya’da çoğu kendi evlerinde olmak üzere 308 kadın ve 18 yaşından küçük kız çocuğu öldürüldü. Bu cinayetlerin 191’i, kadınların eşi, eski eşi veya diğer aile yakınları tarafından işlendi. Cinsel saldırı vakalarında artış Aile içi şiddet raporunda cinsel suçlara dair dikkat çeken veriler de yer aldı. 2024 yılında cinsel saldırı kapsamında mağdur olan kadın sayısı yüzde 2.1 artarak 53 bin 451’e yükseldi. Cinsel saldırıya maruz kalanların yaklaşık yarısının 18 yaş altında olduğu belirtildi. Dijital şiddet ve insan ticareti vakaları da kayıtlara geçti Raporda yer alan diğer veriler şöyle: 18 bin 224 kadın, sosyal medya üzerinden tehdit, taciz ve ısrarlı takip gibi dijital şiddetin mağduru oldu. 593 kadın, cinsel amaçlı insan ticareti kapsamında mağdur edildi.

Oğlunu, torunlarını ve gelinini kaybeden acılı baba: "Suçlular her kimse cezalarını çeksinler ve güneş yüzü de görmesinler" Haber

Oğlunu, torunlarını ve gelinini kaybeden acılı baba: "Suçlular her kimse cezalarını çeksinler ve güneş yüzü de görmesinler"

İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde yaşanan zehirlenme olayının ardından yaklaşık 1 haftalık yaşam savaşını kaybeden baba Servet Böcek memleketi Afyonkarahisar'da gözyaşları arasında toprağa verilirken, oğlunu, torunları ve gelinini kaybeden baba Yılmaz Böcek, "Madem ki bu kimyasal bu kadar güçlüydü, bunun neden panzehiri yok? Suçlular her kimse cezalarını çeksinler ve güneş yüzü de görmesinler" dedi. Olay, 12 Kasım günü gece saatlerinde İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan bir otelde meydana geldi. İddiaya göre, tatil için Almanya'dan İstanbul'a gelen Servet ve Çiğdem Böcek çifti ile çocukları 6 yaşındaki Kadir ve 3 yaşındaki Masal, gece saatlerinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Olayda anne Çiğdem Böcek ve 2 çocuğu hayatını kaybederken, baba Servet Böcek ise entübe edildi. Baba Servet Böcek de önceki gece yaklaşık 1 hafta süren yaşam mücadelesini kaybederek hayatını kaybetti. Servet Böcek'in cenazesi, İstanbul'dan dün akşam saatlerinde memleketi olan Afyonkarahisar'a getirildi. Böcek, ilçedeki Müslümana Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından eşinin ve çocuklarının yanında toprağa verildi. Cenaze töreni sonrası gazetecilere olayla ilgili açıklamalarda bulunan Servet Böcek'in babası Yılmaz Böcek, olayın bir an önce aydınlatılmasını ve sorumluların hesap vermesi isteyerek şunları söyledi: "Benim çocuğum kendi imkanları ile taksi ile hastaneye gidiyor, onların kayıtları da çıktı. Ama o şekilde gelen bir hastayı bunlar nasıl hiç müşahede altına almadan geri gönderiyorlar? Bu işler bir serumla mı yani insan hayatı bu kadar mı ucuz? Olmamalı, çok yazık. Bu ülkeye, bu insanlara yazık. Artık birilerinin bunlara son vermesi gerekiyor. Mademki bu kimyasal bu kadar güçlüydü, bunun neden panzehiri yok? Madem bu kimyasal maddeye ruhsat veriyorsunuz, her çıkan kimyasal maddenin bir panzehiri bulunur. Yetkililer kendileri söyledi zaten ‘bize gelselerdi bile bu vücuda giren toksinin panzehiri yok' diye, o zaman olmayan bir maddeye siz nasıl müsaade ettiniz. 2 gün medyanın desteği ile bu olay sürecek sonra hayat devam edecek, gerçekler bu. Ama ben bu olayın peşini bırakmam, adalet neyse sonuna kadar mücadele edeceğim. Suçlular her kimse cezalarını çeksinler ve güneş yüzü de görmesinler. Bunun takipçisi de olacağım."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.