#Almanya

İLKHABER-Gazetesi - Almanya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Almanya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Almanya’da 2. dünya savaşı bombası korkuttu: 58 kişi evsiz kaldı Haber

Almanya’da 2. dünya savaşı bombası korkuttu: 58 kişi evsiz kaldı

Almanya’nın Hanau kentinde 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bir bombanın imhası sırasında yaşanan hata, ciddi maddi hasara yol açtı. Yanlış türde değerlendirilen bomba, kontrollü patlatma sırasında beklenenden çok daha şiddetli infilak etti. Hanau’da bulunan 250 kilogramlık 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bomba, uzman ekipler tarafından kontrollü şekilde etkisiz hale getirildi. Ancak patlamanın öngörülenin üzerinde olması nedeniyle çevredeki 28 konutta hasar oluştu, 58 kişi evsiz kaldı. Hanau Belediye Başkanı Claus Kaminsky, olaydan etkilenen bazı ailelerin Noel’i evlerinden uzakta geçirmek zorunda kalacağını belirterek, mağdur vatandaşlara hızlı şekilde destek sağlanacağını açıkladı. Kaminsky ayrıca, patlama öncesinde bölgede yaşayan yaklaşık 4 bin 500 kişinin tahliye edildiğini ve olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadığını ifade etti. Olay sonrası yapılan incelemelerde, bombanın türünün yanlış tespit edildiği ortaya çıktı. Yetkililer, mühimmatın sanıldığı gibi standart bir uçak bombası değil, tahribat gücü daha yüksek özel bir bomba türü olduğunu belirledi. İmha çalışmaları kapsamında bombanın bulunduğu noktanın bin metre yarıçapındaki alanın tamamen boşaltıldığı, bölgenin araç ve toplu taşıma trafiğine kapatıldığı ve güvenlik amacıyla 15 nakliye konteynerinden oluşan koruyucu bir duvar inşa edildiği bildirildi. Olayla ilgili teknik incelemenin sürdüğü kaydedildi.

Samet Yılmaz, Almanya'nın ikinci Türk kökenli belediye başkanı oldu Haber

Samet Yılmaz, Almanya'nın ikinci Türk kökenli belediye başkanı oldu

Almanya'nın Schleswig-Holstein eyaletinin başkenti Kiel'de gerçekleştirilen belediye başkanlığı seçimlerinin ikinci turunda sandıktan tarihi bir sonuç çıktı. Yeşiller Partisi'nin adayı olan 44 yaşındaki Dr. Samet Yılmaz, rakibini geride bırakarak kentin yeni belediye başkanı olmaya hak kazandı. İKİNCİ TURDA GERİDEN GELİP KAZANDI Seçim sürecinin 16 Kasım'da yapılan ilk turunda hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamamıştı. İlk turu yüzde 28,7 oy oranıyla önde bitiren bağımsız aday Gerrit Derkowski ile yüzde 24,8 oy alan Samet Yılmaz ikinci tura kalmıştı. Dün yapılan ikinci tur oylamasında ise tablo değişti. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Hür Demokrat Parti (FDP) tarafından desteklenen Derkowski yüzde 45,9 oyda kalırken; etkili bir kampanya yürüten Samet Yılmaz oyların yüzde 54,1'ini alarak zafere ulaştı. Seçimlere katılım oranı ise yüzde 43,5 olarak gerçekleşti. NİSAN 2026'DA GÖREVİ DEVRALACAK Kiel'in ilk "Yeşiller Partili" belediye başkanı olma unvanını kazanan Yılmaz, görevi Nisan 2026'da mevcut Sosyal Demokrat Partili (SPD) Belediye Başkanı Ulf Kämpfer'den resmen devralacak. Yılmaz, Hannover Belediye Başkanı Belit Onay’ın ardından Almanya seçimleri tarihinde büyükşehir belediye başkanlığı koltuğuna oturan ikinci Türk kökenli başkan oldu. SAMET YILMAZ KİMDİR? 1981 yılında Kiel'de doğup büyüyen Kiel Belediye Başkanı seçilen Samet Yılmaz, kariyerine kimya laboratuvarı teknisyeni olarak başladı. Daha sonra akademik hayata yönelen Yılmaz, Kiel Christian Albrechts Üniversitesi'nde siyaset bilimi üzerine doktorasını tamamladı. Yaklaşık 16 yıldır Schleswig-Holstein Eyaleti İçişleri Bakanlığı bünyesinde görev yapan Yılmaz, 2023 yılından bu yana Kiel Yeşiller Partisi'nin eş grup başkanlığını yürütüyordu. Yılmaz, evli ve üç çocuk babası. SEÇİM SÜRECİNDE TARTIŞMALARIN ODAĞINDAYDI Yılmaz'ın seçim kampanyası sürecinde, "Türk Günü" etkinliği üzerinden yürütülen tartışmalar gündeme gelmişti. Der Spiegel dergisi, Yılmaz'ın 8 Haziran 2025'te düzenlenen festivalin organizasyonuna destek verdiğini ve "Bozkurtlar" ile bağlantılı olduğu iddia edilen bir derneğe yardım ettiğini öne sürmüştü. İddialara göre, festival alanındaki söküm işlemlerinin uzatılması için belediye nezdinde girişimde bulunduğu belirtilen Yılmaz, Eyalet İçişleri Bakanlığı Anayasayı Koruma Dairesi'ndeki görevinden alınarak başka bir birime kaydırılmıştı. Hakkındaki aşırı sağcı suçlamaları kesin bir dille reddeden Yılmaz, belediyeyi arama nedeninin kötü hava koşulları sebebiyle söküm işlemlerinin ertelenmesi talebi olduğunu ifade etmişti. GAZZE ÇIKIŞI DİKKAT ÇEKMİŞTİ Yeni başkan Yılmaz, Ekim ayında Gazze'deki insanlık dramına ilişkin yaptığı çıkışla da konuşulmuştu. Almanya İçişleri Bakanlığı'nın, Gazzeli yaralı çocukların tedavi edilmesine yönelik yerel yönetimlere izin vermemesini eleştiren Yılmaz, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yapmıştı: "Kiel'de Gazze'den gelecek çocuklara neden yardım edemeyeceğimizi anlamıyorum ve hayal kırıklığına uğradım. Sorumlulara insani yardım için yolu açın çağrısı yapıyorum."

Berlin Teknik Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Deniz oldu Haber

Berlin Teknik Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Deniz oldu

Berlin Teknik Üniversitesi (TU Berlin), 3 Aralık 2025’te gerçekleştirdiği rektörlük seçiminde yeni dönem için oyunu Prof. Dr. Fatma Deniz’den yana kullandı. Üniversitenin mevcut Rektör Yardımcısı olan Deniz, yapılan oylamada 42 oy alarak ezici bir çoğunlukla rektör seçildi. Rakibi eski Rektör Geraldine Rauch ise 18 oyda kaldı. Prof. Dr. Deniz, dört yıllık görev süresine 1 Nisan 2026’da başlayacak. Akademik vizyonu dikkat çekti Prof. Dr. Fatma Deniz, seçim sonrası yaptığı açıklamada üniversite için hedeflerini şu sözlerle özetledi: “Bilimsel mükemmelliği temsil eden modern bir teknik üniversite yaratmak için güvenilir yapılara, net hesap verebilirliğe ve öğrenmenin doğal olduğu bir kültüre ihtiyacımız var. Öğrencilerin eleştirel düşünmeyi, yeni şeyler denemeyi ve bilgilerini pratiğe dökmeyi öğrendiği bir ortam oluşturmak en büyük önceliğim.” Deniz, yapay zeka, beyin-bilgisayar etkileşimi, dil işleme, açık bilim ve sorumlu yapay zeka alanındaki çalışmalarıyla Almanya’da tanınan bir bilim insanı. Senatonun üçte ikisinden fazla destek aldı Rektörlük seçimi iki turda yapıldı. İlk turda beş aday yarıştı ancak üç aday çekildi. Final turu, Geraldine Rauch ve Prof. Dr. Fatma Deniz arasında gerçekleşti. Senatonun büyük çoğunluğu Deniz’e destek verdi ve üniversitenin geleceğine yön verecek yeni isim belli oldu. Rauch’un geçmişi tartışılmıştı Eski Rektör Geraldine Rauch, 2024 yılında sosyal medya üzerinden beğendiği bir paylaşım nedeniyle “antisemitizm” eleştirilerine maruz kalmıştı. Özür dilese de kamuoyunda istifa çağrıları yükselmişti. Bu tartışmaların ardından yapılan seçimde üniversite yeni bir başlangıç olarak Prof. Dr. Deniz’e yöneldi. Prof. Dr. Fatma Deniz kimdir? Lise öğrenimini Türkiye’nin köklü okullarından Bursa Kız Lisesi’nde tamamladı. Lisans eğitimine Almanya’da devam etti ve Münih Teknik Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimleri eğitimi aldı. Ardından ABD’de UC Berkeley Üniversitesi’nde araştırmalar yürüttü. TU Berlin’e dönerek akademik kariyerine devam etti. Yapay zeka, bilişsel sinirbilim, veri bilimi, dil işleme ve açık bilim alanlarında uluslararası projeler yürüttü. Son olarak Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Rektör Yardımcısı olarak görev yaptı. 3 Aralık 2025’te yapılan seçimle TU Berlin’in yeni rektörü seçildi.

Almanya’da sağlık bulamayan 85 yaşındaki kadın Adana’da ameliyatla yürüdü Haber

Almanya’da sağlık bulamayan 85 yaşındaki kadın Adana’da ameliyatla yürüdü

Almanya'da yaşayan 85 yaşındaki kadın, düşüp belini çatlatarak yürüyemez hale geldi. Orada bir türlü sağlığına kavuşamayan hasta, Adana'ya gelip ameliyat olarak sağlığına kavuştu. 3 gün sonra kendi işlerini görmeye başlayan yaşlı kadın, "Ameliyattan sonra 24 saat içinde ayağa kalktım, bundan doktorumuzun bile henüz haberi yoktu" dedi. 85 yaşındaki Havva Orun, Almanya'da düşerek belini çatlattı. Orun, beli çatladıktan sonra bir daha ayağa kalkamadı. Almanya'da gittiği hastanelerde yaşından dolayı ameliyat edilmeyerek bir türlü sağlığına kavuşamadı. Orun, bunun üzerine memleketi Adana'ya gelerek sağlığına kavuşmak için araştırma yapmaya başladı. Yaşlı kadın, Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen'in tavsiye edilmesi üzerine ona başvurdu. Gerekli tetkiklerden sonra microcerrahi ile çok küçük bir açıklıktan yapılan ameliyattan 6 saat sonra hasta yürüdü, 3 gün sonra kendi işlerini yapar hale geldi. Prof. Dr. Orhan Şen, hastanın ilk geldiğinde ayakta duramadığını, 5 metre yol dahi yürüyemediğini söyledi. Şen, "Bir nevi yatalak durumdaydı, kalkması ve oturması bir oluyordu. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, aynı zamanda çok şiddetli bel ağrıları çekiyordu. Farklı merkezlere başvuruyor ancak 85 yaşında olduğu için ameliyatın riskli olduğu ve masada kalabileceği söylenmiş. Bir başka merkeze daha gidiyor, orada da halk arasında 'vida' olarak bilinen bir ameliyat tekniği öneriliyor. Elbette 85 yaşında olduğu için diğer hastalara kıyasla daha yüksek bir risk vardı. Ancak kardiyoloji, göğüs hastalıkları ve anestezi uzmanı hastayı değerlendirdikten sonra risk oranını belirleyip hastaya durumu anlattım. Yaşı 85 diye cerrahi müdahale yapmazsak acı içinde kıvranarak yatalak hale geliyorlar. Onların da sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürme hakkı var. Tüm bunları olduğu gibi hastamızla paylaştım. Microcerrahi ile çok küçük bir açıklıktan işlemi yaptığım için, halk arasında 'vida' denilen uygulamayı yapmaya gerek kalmadı. Ameliyattan 6 saat sonra hastamızı yürüttük. Ertesi gün taburcu ettik. Evine döndükten 3 gün sonra kendi ihtiyaçlarını karşılar hale geldi" dedi. Şen, meslektaşlarına da seslenerek şöyle devam etti: "Yaşı 85 dahi olsa, kardiyoloji ve anestezi uzmanları bu hastayı ameliyat için uygun görüyorsa, biz hekimler olarak minimal cerrahi girişimle hastaya kaliteli bir yaşam sunmalıyız. Mesleğimizin asıl kutsal yanı budur. Hastamız Almanya'da da birçok doktora gitmiş. Farklı ülkelerden gelen çok sayıda hastamız var. Ülkemizde sağlık standartları ileri seviyede; yeter ki aklımızı ve kalbimizi kullanıp doğru kararlar verelim." "Ameliyattan sonra 24 saatte ayağa kalktım" Almanya'da düşerek belini çatlattığını anlatan Havva Orun, "Orada doktorlara gittim ama ameliyat gibi bir şey söylemediler. Türkiye'ye geldim ve araştırdım. Kız kardeşim de burada ameliyat olmuştu. Onun tavsiyesiyle buraya geldik. Önce Allah'a, sonra doktorumuza güvenin. 'Gözünü kapat, ameliyata gir' derim. Ameliyattan sonra 24 saat içinde ayağa kalktım, bundan doktorumuzun bile henüz haberi yoktu. Bütün hasta kardeşlerime sesleniyorum: Korkmasınlar, gözleri kapalı gelip ameliyata girsinler" diye konuştu.

Almanya: SAFE mekanizması Türkiye ve Birleşik Krallık’a açılmalı Haber

Almanya: SAFE mekanizması Türkiye ve Birleşik Krallık’a açılmalı

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, "Avrupa Güvenlik Eylem Planı (SAFE) mekanizmasının önemli birer NATO müttefiki olarak Türkiye ve Birleşik Krallık için açık olması gerektiğine, onları da kapsaması gerektiğine inanıyorum" dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Berlin’de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Wadephul, geçen ay Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyareti hatırlatarak, "Bence bu, ülkelerimiz arasındaki uyumun ne kadar sıkı olduğunu gösteriyor. İkimiz de sürekli iletişim halindeyiz ve bunun için çok teşekkür ediyorum" dedi. Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok özel bir öneme sahip olduğunun altını çizen Wadephul, Almanya'daki Türk kökenli vatandaşların varlığına dikkat çekti. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona erdirilmesine yönelik adımları hatırlatan Wadephul, Türkiye’nin bu çatışmaların sona ermesine dönük arabuluculuk çabalarını takdir ettiklerini belirtti. Wadephul, "ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin bir çözüm için çaba göstermesini çok memnuniyetle karşılıyoruz. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in harekete geçmesi gerektiği açıktır. Eğer gerçekten uzun vadeli bir çözüm istiyorsa şimdi müzakere masasına oturma zamanıdır. Bu savaşın bir an önce sona ermesi hepimizin ortak hedefidir" dedi. Türkiye'nin Gazze'deki ateşkes çabalarında da belirleyici bir rol üstlendiğini kaydeden Wadephul, "Hamas’ın elindeki rehinelerin bulunması için yapılan aramalara destek vermesi güçlü bir sinyaldi. BM Güvenlik Konseyi'nin kararı ile uluslararası topluma güçlü bir yetki verildi. Burada Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız var" dedi. Wadephul, Gazze'de görev yapacak uluslararası istikrar misyonunun somut olarak nasıl şekillendirileceği konusunda görüşmelerin devam ettiğini de belirtti. "TÜRKİYE, AB ÜYELİK SÜRECİNDE ALMANYA’YI GÜVENİLİR VE DOSTANE ORTAK BULACAKTIR" Basın toplantısında gazetecilerin sorusu üzerine Wadephul, NATO müttefikleri olarak Almanya ve Türkiye'nin somut ortak çıkarları bulunduğunu söyledi. Wadephul, "Bu nedenle Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki işbirliğini güçlendirmenin bizim çıkarımıza olduğu açıktır. Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmek istiyorsa Almanya'da güvenilir ve dostane bir ortak bulacaktır. Türkiye'nin bu yolda ilerlemek istediğini vurgulamak Türkiye'ye düşer. Ancak bu durumda Avrupa Birliği olarak Türkiye'ye yaklaşıp diyalog kanallarını güçlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Gerçekten de AB için ve Türkiye için bunun çok iyi olduğuna inanıyorum. O zaman bu sözleri ciddiye almamız gerekiyor. Avrupa Birliği olarak Türkiye'ye yakınlaşarak her türlü formatı, her türlü görüşme kanalını açarak bu iradeyi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu ciddiye almamız her ikimizin yararına olacaktır. Almanya, bu bağlamda yeni sonuçların edinilmesi için aktif bir rol üstlenmek istemektedir" dedi. Türkiye-Almanya ve her iki ülke toplumlarının yakınlığına vurgu yapan Wadephul, "Şimdi yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi. Daha da yakın işbirliği için çok daha fazla potansiyel var" diye konuştu. "SAFE MEKANİZMASININ TÜRKİYE'Yİ KAPSAMASI GEREKİR" NATO'nun güvenlik ve istikrarı sağlayan ittifak olmaya devam ettiğini kaydeden Wadephul, "Özellikle askeri teçhizatın tedarikini ve organizasyonunu daha verimli hale getirmek, ortaklaşa yapmak ve diğer NATO ortaklarının da erişimini sağlamak üzerine odaklanıyoruz. Önemli NATO ortakları olan Türkiye ve Birleşik Krallık için Avrupa Güvenlik Eylem Programı (SAFE) mekanizmasının açılması gerektiğine inanıyorum ve bu konuda kesin bir görüşe sahibim. Bu konuda yapıcı görüşmeler yürütüyoruz. Türkiye bizim için her zaman çok güvenilir ve istikrarlı bir NATO ortağı olmuştur" dedi. "ÖNCE ABD İLE UKRAYNA ARASINDA İKİLİ OLARAK, ARDINDAN ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA RUSYA İLE DE YÜRÜTÜLECEK" Wadephul, "Cenevre'deki müzakerelerde Avrupa Birliği'ni, Avrupa'yı ve özellikle NATO'yu ilgilendiren tüm konuların tartışılacak konular listesinden öncelikle çıkarılmasının önemli bir ara adım olduğunu düşündük. Bunu, bu konuları tartışmak istemediğimiz için değil, Avrupalılar veya NATO olarak bu tartışmalara katılmamız gerektiğini belirlemek istediğimiz için yaptık. Şu anda müzakereler yürütülüyor. Önce ABD ile Ukrayna arasında ikili olarak ardından önümüzdeki hafta Rusya ile de yürütülecek. Bunu da memnuniyetle karşılıyoruz ve bu bağlamda Türkiye önemli bir arabulucu rolü üstleniyor" dedi.

Fidan: İstanbul müzakerelerine yeniden ev sahipliği yapmaya hazırız Haber

Fidan: İstanbul müzakerelerine yeniden ev sahipliği yapmaya hazırız

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya’nın başkenti Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile bir araya geldi. Hakan Fidan, Wadephul ile düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevapladı. NATO’nun birçok askeri planlamalarının Avrupa’nın güvenliğini içerdiğini kaydeden Bakan Fidan, "Güvenlikle ilgili çalışmalar yapılırken NATO zemininin kullanılıyor olması şuana kadar bizim için temel hareket tarzıydı. Ama son yıllarda özellikle Ukrayna Savaşı'nın ardından Avrupa güvenliği ile ilgili AB içinde yeni arayışın ortaya çıktığını görüyoruz. Bu konuda safe mekanizmasıyla başlatılan süreçler var. Bu, AB'nin kendi dış politika ve güvenlik politikalarıyla uyumlu şekilde gitmekte. Burada esas itibariyle Türkiye, bu yeni tartışmalarda da yer almak istiyor. Burada yapısal sorunlar var tabi. Bu tartışmalar AB üyelerinin kendi arasındaki tartışmalar. Ama Avrupa güvenliği de hepimizi ilgilendiriyor" dedi. "BİZİM BU TÜRDEN PROTOKOL SORUNLARINDAN DOLAYI TARİHİ FIRSATLARI KAÇIRMAYA VEYA TARİHİ TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYA KALMAMIZA GEREK YOK" "Bizim Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği gerçekleşene kadar var olan tüm tartışmaların ve ilişkilerin yapıcı formatta ilerlemesi gerekiyor" diyen Bakan Fidan, "Çünkü ilişkilerimiz, menfaatlerimiz ortada duruyor, tehditler kalkmıyor, fırsatlar bir yere gitmiyor. Bizim bu türden protokol sorunlarından dolayı tarihi fırsatları kaçırmaya veya tarihi tehditlerle karşı karşıya kalmamıza gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde gerçekten pazar olsun diye safe ile işbirliği arayışı yok. Hem NATO’daki rolümüz hem de AB ile yapmaya çalıştığımız güvenlik temelli görüşmelerin çoğunda bizim kendi stratejik güvenlik ihtiyacımızı AB ile birlikte karşılamaya yönelik arayışımız var. burada Türkiye hem güvenlikle ilgili mekanizmalarda hem de AB ile ilgili mekanizmalarda giderek iradesini ortaya koymakta. Burada umarız ki daha iyi çözümler bularak yolumuza devam ederiz" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin konuşan Bakan Fidan, "Üyelik sürecinde kriterlerin olması gerektiği konusunda hem fikir olduğumuzu ifade ettim. Bu oyunun kuralı. Sistemin gerektirdiği husus. Bizim sorunumuz sürecin işlememesi, fasılların açılmaması. Bunlar açıldığı zaman sorun olduğu yerde durur olmadığı yerde ilerlersiniz ama Türkiye’nin AB ile üyelik perspektifinin pratikte hayata geçtiğinin gördüğü durumlarda ışık hızıyla rayına girdiğini de göreceksiniz" dedi. "TÜRKİYE, İSTANBUL MÜZAKERELERİNE TEKRAR EV SAHİPLİĞİ YAPMAYA HAZIRDIR" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Ukrayna savaşının sona erdirilmesine dönük çabalara ve bunda Türkiye’nin rolüne ilişkin bir soruya, "Geçtiğimiz yaz İstanbul müzakereleri tekrar başladı. 3 tur müzakereye ev sahipliği yaptık. Burada özellikle taraflar arasındaki doğrudan görüşmelerin birçok konuda verimli sonuçlar ürettiğini gördük. Şimdi ortaya çıkan Cenevre’deki yeni bir perspektif, onun öncesinde hazırlanan plan ve gittikçe bu planlar evriliyor tabii, tartışılarak taraflar arasında. Bir çerçevenin oluştuğunu görüyoruz. Bunu da açıkçası memnuniyetle karşılıyoruz. Bu momentumun kaybedilmemesi lazım bu müzakere zeminin, bu momentumun şartlar ne kadar zor olursa olsun kaybedilmemesi lazım. Buradan yolumuza devam etmemiz lazım. Türkiye olarak bu konuda İstanbul müzakerelerine tekrar ev sahipliği yapmaya hazırdır. Taraflar arasındaki doğrudan müzakereleri destekliyoruz, bu konuda müzakere masasından kaçmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın da defaatle dediği gibi savaşın kazananı barışın da kaybedeni olmaz" ifadelerini kullandı. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ TÜRKİYE'DE OLUMLU BİR ŞEKİLDE İLERLEMEKTE" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Alman bir gazetecinin Türkiye’nin Terörsüz Türkiye hedefi ve Suriye bağlamındaki gelişmelere ilişkin sorusuna "Terörsüz Türkiye süreci Türkiye'de olumlu bir şekilde ilerlemekte. Gerçekten Türkiye'deki terörün nihai olarak son bulması ve bunun böyle bir süreçte taçlandırılması bizim stratejik hedeflerimizden birisi. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa'nın başta Almanya olmak üzere bu konudaki verdiği olumlu desteği de açıkçası takdirle karşılıyoruz. Burada bazı önemli hususlar var detaylar var onları da değinmek gerekiyor. Bölgede özellikle son 40 yıldır PKK eliyle başlatılan terör hareketinin tek ayağı Türkiye değil. Bu ayağın bulunduğu Irak var, Suriye var, İran var. Almanya'da özellikle birçok PKK mensubu var. İşte Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatının kendi raporuna göre 14 bin civarda PKK mensubu Almanya'da bulunmakta. Şimdi bütün bu aktörlerin aslında PKK terör örgütünün bu dört ülkedeki faaliyetini terörden nasıl daha farklı bir istikamete evirebiliriz aslında özet bu. Avrupa, Türkiye, Suriye, Irak ve İran hep beraber buradaki terörü oluşturan şartların ortadan kalkması lazım ve burada ciddi şekilde terörle de mücadele edilmesi gerekiyordu" dedi. "SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ EGEMENLİĞİ FEVKALADE ÖNEMLİ" Fidan, "Türkiye'deki süreç, Suriye'de yeni açıkçası son bir yıldır ortaya çıkan süreç olumlu şekilde ilerletildiği zaman terörün barışçıl yollardan bitirilmesi için fevkalade önemli bir araç olarak da kullanılacaktır. Suriye'nin toprak bütünlüğü egemenliği fevkalade önemli. Suriye'de yani ileride bölünmeyi ortaya çıkartacak bir arayış yerine aslında bütün insanların kendini eşit hissettiği eşit olduğu kendi kimliğini kültürünü ifade etmekten çekinmediği buna haklarının olduğu aynı zamanda da ülkenin ve toplumun ürettiği bütün refahın tamamına erişebilen ve ülkenin bütün gücünde ortak söz sahibi olabilen bir sisteme ihtiyaç var. Yani daha eski sistemlerin bölgede kullanılma arayışlarının açıkçası akıllıca olacağını da düşünmüyorum. Anayasal eşit vatandaşlık temelinde herkesin kendini o ülkenin eşit bireyi yurt dışı hissettiği kendi kimliğini de ifade edebildiği ve bütün haklardan hürriyetlerden ve refahtan istifade ettiği bir Suriye'nin açıkçası daha modern insanlığın geliştirdiği daha nitelikli en son siyasi yazılım olduğunu düşünüyorum. Bu konuda adım atarlarsa kendileri için de iyi olur" dedi. Fidan, "Burada insanların siyasal ideolojisini değiştirmek gibi bir durumda değiliz ama politik metodolojileri önemli. Burada insanların siyasal hedeflerine ulaşmak için politik şiddeti kullanmaları teröre gitmeleri sorun alanı. Kurtulmaya çalıştığımız şey o sahip oldukları fikirler değil o fikirlerle fikirle mücadele edersiniz başka zeminler ortaya getirirsiniz ama politik şiddeti ve terörü araç edinen yapıların şu anda kurduğumuz mekanizmalarla süreç yoluyla ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İnşallah umuyoruz hep beraber başarılı oluruz çünkü bölgemizin buna ihtiyacı var bölgemiz bunu çoktan hak ediyor" diye konuştu.

Almanya’da aile katliamı: 4 kişiyi öldüren baba intihar etti Haber

Almanya’da aile katliamı: 4 kişiyi öldüren baba intihar etti

Almanya'nın Baden Württemberg eyaletine bağlı Tubingen şehrindeki Reutlingen ilçesinde bir kişi, 4 aile üyesini silahla vurarak öldürdükten sonra intihar etti.Almanya’da aile içi tartışma katliamla son buldu. Tübingen Savcılığı ve Reutlingen Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan ortak basın açıklamasına göre, Baden Württemberg eyaletine bağlı Tubingen şehrindeki Reutlingen ilçesinde bir kişi, 4 aile üyesini silahla vurarak öldürdükten sonra intihar etti. Açıklamada, 63 yaşındaki adamın, ilk olarak ilçenin farklı bölgesinde yaşayan 60 yaşındaki kız kardeşini, daha sonra ise aile işletmesinde çalışan 27 ve 29 yaşlarındaki oğullarını öldürdüğü, son olarak da evine dönerek 57 yaşındaki eşini katlettiği ve ardından intihar ettiği bildirildi. Olayda kullanılan silahın da adam ile eşin cansız bedenlerinin yanında bulunduğu aktarıldı. Polis, katliamın 60 yaşındaki kız kardeşin bakıcısının eve geldikten sonra cesedi fark edip güvenlik güçlerine haber vermesiyle ortaya çıktığını açıkladı. Başlatılan soruşturmada aile fertlerinin aynı silahla vurularak öldürülmüş olduğu ortaya çıktı. "Aile içi cinayet ve ardından gelen intihar soruşturuluyor" Tübingen Savcılığı olayın "aile içi cinayet ve ardından gelen intihar" kapsamında soruşturulduğunu, mevcut deliller ışığında 63 yaşındaki Alman babanın aile katliamının baş şüphelisi olarak kabul edildiğini belirtti. Aile katliamına ilişkin başka şüpheli bulunmadığı belirtilen açıklamada, soruşturmanın devam ettiği bildirildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.