#Alzheimer

İLKHABER-Gazetesi - Alzheimer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Alzheimer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana’da 93 yaşındaki Alzheimer hastası 4 gündür kayıp: Aile gözyaşları içinde yardım bekliyor Haber

Adana’da 93 yaşındaki Alzheimer hastası 4 gündür kayıp: Aile gözyaşları içinde yardım bekliyor

Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşayan 93 yaşındaki Alzheimer hastası Ali Ateş, 17 Kasım Pazartesi sabahı “bakkala gidiyorum” diyerek evden ayrıldıktan sonra kayıplara karıştı. Aradan geçen 4 güne rağmen yaşlı adamdan hiçbir iz bulunamadı. Ateş’in eşi ve çocukları, gözyaşları içinde yardım çağrısında bulunuyor. Olay, Meydan Mahallesi’nde meydana geldi. 6 çocuk, 15 torun sahibi olan 93 yaşındaki Ali Ateş, sabah saatlerinde evden çıkar çıkmaz kayboldu. Eşi Şadiye Ateş, eşinin dönmemesi üzerine durumu çocuklarına bildirdi. Aile, hemen mahalle ve çevresinde arama yapmaya başladı ancak sonuç alamadı. Bunun üzerine polis ekiplerine ihbarda bulunuldu. Emniyet birimleri mahalledeki güvenlik kameralarını incelemeye alırken, ailenin arama çalışmaları da genişletildi. Ancak 4 gün boyunca yapılan çalışmalara rağmen yaşlı adamdan herhangi bir ize ulaşılamadı. “Bütün Adana’yı gezdiler, haber yok” Eşi Şadiye Ateş, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada gözyaşları içinde eşinin bulunmasını istedi. Ateş, “Sabah kalktıktan sonra bakkala gidiyorum diyerek çıktı. ‘Ali gitme, geri dönemezsin’ dedim ama dinlemedi. Oğlum aradı, baktılar, bütün Adana’yı gezdiler ama haber yok.” dedi. “Daha önce de kaybolmuştu ama bu kez çok uzun sürdü” Şadiye Ateş, eşinin daha önce dört kez kaybolduğunu ancak hepsinde birkaç saat içinde bulunduğunu belirterek, “Bu sefer bulamadık. Çok soğuk, üzeri inceydi. Cebinde parası yoktu, aklı gelip gidiyordu. Hayatından endişe ediyoruz. Hepimiz perişan olduk.” diye konuştu. Ateş ailesi, görenlerin ivedi şekilde polise ya da kendilerine haber vermesini istedi.

Alzheimer hastalığına karşı farkındalık ve önlemler önem kazanıyor Haber

Alzheimer hastalığına karşı farkındalık ve önlemler önem kazanıyor

Alzheimer, özellikle 65 yaş üstü bireylerde görülen, hafıza kaybı, düşünme ve günlük yaşam becerilerinde bozulma ile kendini gösteren kronik bir beyin hastalığı olarak biliniyor. Erken dönemde yapılan müdahalelerin bu hastalığın seyrini yavaşlatabileceği vurgulanıyor. Uzmanlar, hastalığın önlenmesinde yaşam tarzı değişikliklerinin büyük rol oynadığını ifade ediyor. Düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme, sosyal ilişkilerin sürdürülmesi ve zihinsel egzersizlerin Alzheimer riskini azaltabileceği belirtiliyor. Ayrıca hipertansiyon, diyabet ve obezite gibi kronik hastalıkların kontrol altına alınmasının da bu aşamada önemli olduğuna değiniliyor. Tedavi konusunda Alzheimer için kesin bir çare bulunmasa da hastalığın ilerlemesini yavaşlatan ve belirtileri hafifleten ilaçlar bulunuyor. Ayrıca erken tanı ile birlikte bireylere ve ailelerine sunulan destek programları ise hastanın yaşam kalitesini artırıyor. Sağlık Bakanlığı ve Alzheimer Derneği yetkilileri, toplumda farkındalığın artırılması ve erken tanının teşvik edilmesi için de çeşitli kampanyalar düzenliyor. Uzmanlar, “Hastalığın ilk belirtilerinde vakit kaybetmeden doktora başvurmak hem hasta hem de aile için kritik öneme sahiptir” uyarısında bulunuyor. İlk belirtiler, hafıza bozuklukları Prof. Dr. Murat Sümer de Alzheimer hastalığında ilk belirtilerin hafıza bozuklukları ile ortaya çıktığına dikkati çekti. Erken tanı ve uygun yaklaşımların, hastalığın seyrini yavaşlatmada ve yaşam kalitesini artırmada kritik rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Sümer, “Bu nedenle belirtilerin doğru tanınması, hastalıkla mücadelede atılacak en önemli adımlardan biridir. Unutkanlıklarla başlayan, içe kapanma, sıkıntı, sinirlilik gibi duygu durum değişiklikleriyle devam eden hastalıkta, ayrıca görme veya işitme sorunları, hastanın çevreyle iletişimini bozması da görülebiliyor. Bu belirtilerde vakit kaybedilmeden nöroloji uzmanına başvurulmalı. Her ne kadar hastalığın kesin tedavisi olmasa da erken dönemde uygulanan ilaç, davranış ve fizik tedaviler hastalık seyrini olumlu etkileyebiliyor” dedi. Prof. Dr. Sümer, ayrıca hastanın sosyal olarak aktif tutulması, resim, müzik, el işi gibi etkinliklere katılımının sağlanmasının süreci olumlu etkilediğini, güvenlik için Alzheimer bileziği, konum belirleyici cihazlar veya kimlik bilgilerinin taşındığı kolyeler kullanılması gerektiğini kaydetti.

İleri yaşta Alzheimer tehdidinde erken tanı ve bilinçlenme hayati önem taşıyor Haber

İleri yaşta Alzheimer tehdidinde erken tanı ve bilinçlenme hayati önem taşıyor

Beyin hücrelerinin hasar görmesi ve zamanla işlevlerini yitirmesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalık olan Alzheimer sürecinde, hafıza kaybı, konuşma ve düşünme yetilerinin bozulması, günlük yaşamı sürdürme becerilerindeki ciddi kayıplar, hastalığın belirtileri arasında yer alıyor. Hastalık, genellikle yaşla birlikte artan bir risk taşıyor ve ileri yaştaki bireylerde en yaygın demans (bunama) nedeni olarak kabul ediliyor. Hafıza sorunlarının, Alzheimer’ın en erken belirtilerinden biri olduğunu ifade eden uzmanlar, "Ancak zamanla hastalar günlük işleri yerine getirmekte zorlanıyor, konuşma güçlüğü yaşıyor ve kişiliklerinde değişiklikler görülüyor. Genetik faktörlerin yanı sıra yaş, kalp sağlığı, eğitim düzeyi ve sosyal izolasyon da Alzheimer gelişiminde etkili oluyor" dedi. Alzheimer hastalığının kesin bir tedavisi olmasa da, erken tanı sayesinde hastalığın ilerleyişini yavaşlatan tedavi yöntemleri olduğuna dikkati çeken uzmanlar, düzenli doktor kontrolleri ve bilişsel testlerin, Alzheimer’ın erken evrelerinde tanı konulmasını kolaylaştırdığını ifade etti. Günümüzde Alzheimer hastalığının nedenleri ve tedavi yöntemleri üzerine birçok bilimsel çalışma yürütüldüğü, araştırmacıların, özellikle beyin hücreleri arasındaki protein birikintilerinin (beta amiloid plakları ve tau yumakları) hastalığa katkıda bulunduğunu tespit ettiği bildirildi. Alzheimer hastalığına dair farkındalığı artırmak ve erken müdahale konusunda toplumu bilinçlendirmenin de büyük önem taşıdığı vurgulandı. Nöroloji Uzmanı Dr. Ömer Eray Yalap, sadece bireyi değil, aynı zamanda ailesini ve bakım verenleri de derinden etkileyen bir hastalık olan Alzheimer ile ilgili şunları kaydetti: “Alzheimer hastalığının yalnızca yüzde 5’i kalıtsal nedenlidir. Kalıtsal Alzheimer hastalığı daha genç yaşlarda ortaya çıkabilmektedir. Hastalık 65 yaş altında nadir görülmekle birlikte, 65 yaş üstü kişilerin yüzde 5-10’unda görülüyor. 85 yaş üstü kişilerde bu oran yüzde 35’e kadar çıkmaktadır. Düşük eğitim düzeyi, düşük sosyoekonomik düzey, stres ve depresyon, düzensiz tansiyon-kolesterol ve şeker, sigara kullanımı, yalnız yaşama, görme ve işitme azlığı, tekrarlayan kafa travmaları Alzheimer hastalığının diğer risk faktörleridir. Birinci derece akrabalarında Alzheimer hastalığı bulunan kişilerde hastalığa yakalanma riski iki kat daha fazladır.  Yüksek eğitim düzeyi, fiziksel ve zihinsel olarak aktif bir yaşam sürme, Akdeniz usulü diyet gibi faktörlerin hastalıktan koruyucu olduğu bilinmektedir."

Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı: Alzheimer'da erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir Haber

Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı: Alzheimer'da erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir

VM Medical Park Samsun Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı, Dünya Alzheimer Farkındalık Ayı dolayısıyla Alzheimer hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Beynin işlevlerini etkileyen ve ilerleyici bir nörodejeneratif hastalık olan Alzheimer’ın, hafıza kaybı ve zihinsel becerilerde azalma gibi belirtilerle gösterdiğini söyleyen Sandıkçı, “Erken teşhis, hasta tedavisi ve yaşam kalitesini artırmada kritik bir öneme sahiptir” dedi. Alzheimer hastalığının genellikle hafıza kaybı ve zihinsel becerilerde azalma ile kendini gösterdiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı, “Demansın en yaygın türlerinden biri olan bu hastalık, 65 yaş ve üzeri bireylerde daha sık görülmekle birlikte, daha genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Alzheimerda erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir” diye ifade etti. “Günlük yaşamda zorluklar yaşanır” Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı, “Bunun yanı sıra günlük işleri, örneğin alışveriş, yemek yapma, kişisel bakım gibi rutinleri yerine getirmekte zorlanma, zaman ve yer farkındalığının kaybı, kişileri tanımada güçlük de görülebilir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise kişilik değişiklikleri, ajitasyon, halüsinasyonlar ve özellikle akşamları artan ruh hali dalgalanmaları ortaya çıkabilir. Ayrıca, planlama, karar verme ve bir işi sürdürme gibi becerilerde zorluklar yaşanır” dedi. “Beyinde ‘beta amiloid plakları’ ve ‘tau düğümleri’ adı verilen protein birikimleri hastalığın gelişiminde kritik bir rol oynar” Alzheimer hastalığının kesin nedeninin henüz bilinmediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı hastalık hakkında şunları söyledi: “Örneğin, hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, zihinsel ve fiziksel aktivite eksikliği önemli risk faktörlerindendir. Beyinde ‘beta amiloid plakları’ ve ‘tau düğümleri’ adı verilen protein birikimleri hastalığın gelişiminde kritik bir rol oynar.” “Erken teşhis, hastaların yaşam kalitesini artırmada büyük önem taşır” Alzheimer hastalığının şu an için kesin bir tedavisinin bulunmadığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı, “Ancak klinik araştırmalar umut vadetmekte, mevcut ilaçlar ve terapiler semptomları hafifletmekte ve hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmaktadır. Erken teşhis, hastaların yaşam kalitesini artırmada büyük önem taşır. Hastaların yakınlarının da eğitim ve destek almaları önemlidir çünkü Alzheimer ilerleyici bir hastalıktır ve ileri aşamalarda 24 saat bakım gerektirebilir. Hastalığın zorlu sürecinde bilinçli bir yaklaşım ve uygun bakım, düzenli ilaç kullanımıyla birlikte hastaların yaşam kalitesini yükseltmeye yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.

Yapılan araştırmaya göre: D vitamini eksikliği, bunama riskini artırıyor Haber

Yapılan araştırmaya göre: D vitamini eksikliği, bunama riskini artırıyor

The American Journal of Clinical Nutrion’da yayınlanan araştırmada; 14 yıl boyunca takip edilen kişilerde, D vitamini eksikliğinden kaynaklı demans riskinin yükselerek yüzde 19-25’lere çıktığı tespit edildi. Araştırma hem Alzheimer hem de damarların tıkanmasına bağlı oluşan demans için geçerli olurken uzun süre D vitamini eksikliğinin de bunlara sebep olabileceğini gösteriyor. Kişilerin demansa karşı korunması için erken yaştan itibaren önlem almaları gerektiğini belirten Çakmak Erdem Hastanesi’nde Nöroloji Uzmanı Dr. Nazan Eryiğit, gençlere ve yetişkinlere çeşitli önerilerde bulundu. “Yorgunluk, sürekli uyuma isteği, uyumaya rağmen vücutta ağrılar D vitamin eksikliğinden olabilir” Demans riskinin yaşla giderek arttığına değinen Uzm. Dr. Nazan Eryiğit, “D vitaminini hep kalsiyum ve kemik gibi bilsek de özellikle gençlerin unutkanlığının en önemli sebeplerinden biridir. Bu yüzden D vitamini destekli gitmeliyiz. Nörolojiyi en çok ilgilendiren konulardan biri unutkanlıktır. Yorgunluk, sürekli uyuma isteği, uyumaya rağmen vücutta ağrılar ve dinlenememe, dinlenmeden kalkma gibi durumlar D vitamin eksikliği belirtisidir. Türkiye, D vitamini açısından çok iyi bir ülke. Sürekli güneşimiz var fakat güneşlenmiyoruz. Güneşlenirken güneş kremi sürüyoruz. D vitamininin en önemli kaynağı direkt olarak güneşe temas etmektir. Koruyucusuz ve direk ten teması olmalı” açıklaması yaptı. Uzm. Dr. Nazan Eryiğit, “Ayrıca özellikle yağlı balıkları yemeliyiz. Belki de omega 3 takviyesi almalıyız ki onlarda D vitamini yoğun miktarda var. Düzenli beslenme de önemlidir. Akdeniz diyeti yapın, yeşillikleri kullanın. Çünkü demans sadece D vitamini eksikliğinden kaynaklanmaz. B12, folik asit yani üçünün birlikte alınmış olması lazım” dedi. “Bilinçsiz kullanılan D vitamini tehlikelidir” “D vitamininde yağda eriyen bir vitamin, zehirlenmesi var” diyen Uzm. Dr. Eryiğit, “O yüzden bilinçsiz şekilde kullanılması çok tehlikelidir. Doktoruna ölçüm yaptırmadan kesinlikle D vitamin takviyesine başlamasınlar. ‘Yeterli yere geldi’ demeden de vitamin takviyesi kesilmemelidir. Tedaviye ise kanda serum düzeyine bakarak karar veriyoruz” uyarısında bulundu. “Arada cam olmasın, direk maruziyet istiyoruz” Demanstan korunmak için kişilere tavsiyelerde bulunan Uzm. Dr. Eryiğit şunları söyledi: “Hem zihinsel hem de bedensel egzersiz çok önemlidir. Özellikle multivitaminlerin içerisinde yer alan D vitamini son derece düşük doz ve asla yeterli olmuyor. Hasta, ‘nasıl olsa ben bir kompleks vitamin alıyorum’ deyip doktora gitmiyor. ‘Ben zaten içiyorum’ deyip ölçtürmüyor. Hâlbuki aldığı şey günlük tüketime bile yetmiyor. Unutkanlık çok önemli bir şikâyettir. Genç yaş ya da yaşlı, hiç fark etmez varsa unutkanlığınız mutlaka nöroloji uzmanına başvurun. Lütfen güneşe biraz maruz kalın. Sadece elinizden yüzünüzden değil, kollarınızdan, bacaklarınızdan da D vitamini alın. Her gün en az 45 güneşte kalın. Ama arada cam olmasın, direk maruziyet istiyoruz.”

“Hipertansiyon ve yüksek kolesterol Alzheimer riskini üç kat artırıyor”” Haber

“Hipertansiyon ve yüksek kolesterol Alzheimer riskini üç kat artırıyor””

(İLKHABER)- Liv Hospital Samsun Nöroloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Abdurrahman Akbaş, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Günümüzde toplumdaki yaş ortalamasının artması sonucunda nüfus artışına paralel olarak nörolojik hastalıkların da giderek yaygınlaştığına dikkat çeken Uzm. Dr. Akbaş, “Toplum sağlığını tehdit eden yaygın hastalıklar için önlemler almak ve kişileri bu hastalıklara karşı bilgilendirmek önemlidir. Yaşla birlikte artan hastalıkların başında Alzheimer hastalığı gelmektedir. Alzheimer’ın erken tanınması ve erken tedavi olanaklarına erişimin artması gerekmektedir” diye konuştu. “Yeni şeyler öğrenilmeli” Hastalığın oluşumuna ve belirtilerine değinen Uzm. Dr. Akbaş, “Alzheimer beyin hücrelerinde azalma, hücreler arası bağlantıların bozulması ve bazı zararlı metabolik atıkların birikmesi sonucunda oluşur. En erken belirti hafıza ile ilgili olan unutkanlık, kişilik ve davranış değişiklikleri, öğrenme ve plan yapmada zorluk, yön bulmada güçlük, şüphecilik, uyku, yeme ve tuvalet alışkanlıklarında değişim, geç evrede yürüme güçlüğü, yutma güçlüğü ve kilo kaybıdır. Yaş ve genetik yatkınlık en büyük risk faktörleridir. Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara, alkol, şeker, yetersiz fiziksel aktivite hastalığın oluşumunu üç kat artırır. Risk faktörlerinin tedavi edilmesi, sebze ve meyve, balık tüketimini artırma, yağlı yiyeceklerden kaçınmak, yeni şeyler öğrenmeyi artırmak gerekir” diye konuştu. “Psikolojik destek önemli” Psikolojik desteğin önemini vurgulayan Uzm. Dr. Akbaş, “Hasta yakınlarını bilinçlendirme ve erken görüntüleme yöntemleri, hastalıkla mücadelede önemlidir. Çoğu durumda hastalar kadar yakınları da hastalıkların getirdikleri zorluklarla yıpranır, bu yüzden onlara psikolojik destek gerekir. Halen ülkemizde Alzheimer hastaları ve yakınlarının yaşam stillerini artıracak donanımlı daha fazla merkeze ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.