#Antalya

İLKHABER-Gazetesi - Antalya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Antalya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Antalya’da dehşet: 45 yaşındaki kadın banyoda bıçaklanarak öldürüldü Haber

Antalya’da dehşet: 45 yaşındaki kadın banyoda bıçaklanarak öldürüldü

Antalya'da 45 yaşındaki Nida Nazlıer'in banyoda boğazından ve yüzünden bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık hakkında "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Muratpaşa ilçesi Zerdalilik Mahallesi Cebesoy Caddesi üzerinde bulunan dört katlı apartmanın birinci katında 31 Temmuz 2025 akşamı meydana gelen olayda, 45 yaşındaki Nida Nazlıer yatak odasında defalarca bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Cinayetin ardından bölgedeki çok sayıda güvenlik kamerasını inceleyen Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay saatinde apartmandan çıkan bir kişiyi tespit etti. Yapılan çalışma sonucunda yabancı uyruklu olduğu belirlenen, üzerinden kimlik çıkmayan şahıs başı ve eli kanlı halde bir berber dükkanına girdi, ardından kaçmaya çalıştığı sırada yakalandı. Kimliği belirlenemeyen şahsın parmak izi alınarak Aref Elhussein (28) olduğu tespit edildi. Emniyette ifadesi alınan Aref Elhussein'in, Nida Nazlıer'le ücret karşılığı ilişkiye girdiklerini, ilişki sırasında taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını ve Nazlıer'in kendisini aynaya ittiğini iddia ettiği öğrenildi. Aref Elhussein'in, camın kırılmasıyla yaşanan boğuşma sırasında ölümün meydana geldiğini öne sürdüğü öğrenildi. Cinayetin ardından, 31 Temmuz 2025 tarihinde evinde banyoda boğazı ve yüzünden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunan 45 yaşındaki Nida Nazlıer'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu. İddianamede, tutuklu sanık Aref Elhussein'in "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından cezalandırılması talep edildi. Otopsi raporunda çok sayıda kesici alet yarası Maktule yapılan ölü muayene ve otopsi işlemlerinde, çene altından boyun bölgesine uzanan, damar yaralanmalarını içeren kesik vasıflı yaralar tespit edildi. Boyun, yüz, göğüs, sırt, kulak, el ve ayak bölgelerinde farklı boyutlarda çok sayıda kesici alet yarası bulunduğu, sırt bölgesinde 9,5 ila 12 santimetre arasında değişen 14 ayrı kesik olduğu kaydedildi. Otopsi bulgularında, boyun bölgesinde hayati damarları etkileyen kesici alet yaralanmaları ve yoğun kan kaybına işaret eden bulgulara yer verildi. Evde kan izleri, kırık cam parçaları bulundu Olay yeri inceleme ekiplerince yapılan çalışmalarda, apartman girişi ile maktulün evine çıkan merdivenlerde kan izlerine rastlandığı, daire kapısında herhangi bir zorlama izinin bulunmadığı ifade edildi. Maktulün cansız bedeninin yatak odasında bulunduğu, odanın farklı noktalarında kan lekeleri olduğu, gardırop üzerinde kırılmış cam parçaları bulunduğu, yatak yanında ayak izi tespit edildiği belirtildi. Komodin üzerinde ise içerisinde meni bulunan kullanılmış bir prezervatif kabının bulunduğu iddianameye yansıdı. Kamera kayıtları sanığın kaçışını ortaya koydu İddianamede yer alan güvenlik kamerası incelemelerine göre, olay sonrası başını giysiyle kapatan bir kişinin elinde poşetle binadan ayrıldığı, bir süre apartman kapısı önünde beklediği, ardından taksiye binerek Kepez ilçesi Ömer Buyrukçu Caddesi'ne gittiği belirlendi. Ziynet eşyaları başka bir adreste ele geçirildi Kolluk kuvvetlerinin çalışmaları sırasında, A.L. isimli kişinin, şüphelinin kendisine bir çanta bıraktığını beyan ettiği aktarıldı. Çanta içerisinde bulunan ziynet eşyalarının maktule ait olduğunun, maktulün yakınları tarafından teşhis edildiği belirtildi. Çanta içinde ayrıca şüpheliye ait pasaport, kimlik, cep telefonu ve çeşitli ziynet eşyalarının bulunduğu kaydedildi. Savunmadaki cinsel saldırı iddiası raporlarla örtüşmedi Aref Elhussein'in savunmasında, maktulle Telegram üzerinden tanıştığını, 100 Dolar karşılığı cinsel ilişki için eve gittiğini, olay sırasında zorla cinsel saldırıya uğradığını öne sürdüğü aktarıldı. Ancak Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliği kararı doğrultusunda yapılan iç beden muayenesinde, cinsel saldırı iddiasını doğrulayacak herhangi bir bulguya rastlanmadığı, anal muayenede travmatik iz tespit edilmediği belirtildi. İddianamede, şüphelinin bu yöndeki beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varıldığı ifade edildi. Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Kimlik Tespit Büro Amirliği tarafından hazırlanan raporda, olay yerinde tespit edilen ayak izinin şüphelinin sağ ayağıyla uyumlu olduğuna işaret edildi. "Canavarca hisle" işlendiği değerlendirmesi Tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde, iddianamede şüphelinin maktulü yağma amacıyla darp etmeye başladığı, saldırının oda içerisinde kırılan cam parçalarıyla da maktulü baş ve boyun başta olmak üzere vücudunun muhtelif yerlerinden çok sayıda kesici alet darbesiyle gerçekleştirildiği, yaraların sayısı ve niteliği dikkate alındığında eylemin "canavarca hisle" işlendiği kanaatine varıldığı kaydedildi. Ayrıca, sanığın; maktulün ölmesinin ardından da üzerinde bulunan ziynet eşyalarını ve cep telefonunu alarak olay yerinden ayrılması nedeniyle konutta silahla yağma suçlarını işlediği kaydedildi. Cumhuriyet savcısı, sanık Aref Elhussein'in "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından cezalandırılmasını talep etti. İddianamede ayrıca, sanığın gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürenin cezadan mahsup edilmesi, bazı delillerin dosyada saklanması, bazı eşyaların ise sahiplerine iade edilmesi istendi.Hazırlanan iddianame, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilecek.

Akran zorbalığı faciası: 12 yaşındaki öğrenci mermer zemine çarptı Haber

Akran zorbalığı faciası: 12 yaşındaki öğrenci mermer zemine çarptı

Antalya'nın Kepez ilçesindeki bir ortaokulda 7. sınıf öğrencisi akran zorbalığı sonucu yere düşerek boynunu mermere çarpıp yaralandı. Polise şikayetçi olan anne, oğlunun yaşadığı olayın kendisine okul yönetimi tarafından geç haber verildiğini ileri sürerek, "Benim oğluma bir zarar geliyorsa önce bana haber verilmeli. Okul idaresinin sorumsuzluğu ve ihmalkarlığı yüzünden benim oğlum bir ders boyunca okulda tutuluyor. Bu mağduriyetin duyulmasını istiyorum" dedi. Olay, geçtiğimiz gün öğle saatlerinde Kepez ilçesi Yükseliş Mahallesi'nde bulunan bir ortaokulda meydana geldi. İddiaya göre, 7. sınıf öğrencisi 12 yaşındaki Y. E. K, teneffüs sonrası sınıfa girmek üzereyken farklı bir sınıfta öğrenim gören kız öğrenci tarafından itilerek yere düştü. Y. E. K, boyun bölgesini mermer zemine çarparak yaralandı. Anne ve oğlu, yaşanan olayın ardından darp raporu aldı ve polis merkezine giderek karşı taraftan şikâyetçi oldu. Güvenlik kameralarının incelendiğini aktaran Filiz, görüntülerin oğlunun anlattıklarını doğruladığını ifade etti. Anne Çiğdem Filiz, oğlunun yaralandığını okul yönetiminden eve gönderildiğinde öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Filiz, olayla ilgili yaptığı açıklamada, "Son teneffüste oğlum bir kız öğrenci tarafından okulda önce saçı çekilmiş sonra tokat atarak sataşmış. Oğlum oturduğu yerde hiçbir lafı, sözü, sataşması olmadığı, suçu olmadığı halde mağdur kalıyor. Ve sonrasında öğrenci okula giriş esnasında ittirilerek oğlumun düşmesine ve mermerin köşesine boynu gelerek yara almasına ve bir kırık oluşmasına neden olunuyor. Ve bu konu hakkında okul idaresinin sorumsuzluğundan mağduruz. Kesinlikle ihmal olduğunu düşünüyorum. Benim oğluma bir zarar geliyorsa önce bana haber verilmeli. Okul idaresinin sorumsuzluğu ve ihmalkarlığı yüzünden benim oğlum bir ders boyunca okulda tutuluyor. Okul dağıldıktan sonrasında benim oğlum ağlayarak o acıyı çekerken eve gönderildikten sonra aranıyorum" dedi. Anne Filiz, oğlunun daha önce de okulda akran zorbalığına maruz kaldığını ve bu durumun yargıya taşındığını ileri sürerek, "Daha önce de darp raporlarımız ve delillerimizle şikâyetçi olduk ancak herhangi bir sonuç alamadık" diye konuştu. Filiz, benzer olayların tekrar yaşanmaması için okul idaresi ve eğitimcilerin akran zorbalığı konusunda daha etkin önlem ve eğitim alması gerektiğini belirtti.

Alanya’da kan donduran olay: Yeğenini vurdu, ofiste de dehşet saçtı! Haber

Alanya’da kan donduran olay: Yeğenini vurdu, ofiste de dehşet saçtı!

Antalya'nın Alanya ilçesinde evde yeğenini vurduktan sonra emlak ofisine giden şüpheli, ofisteki yeğeni Deniz Ş.'ye ateş açtıktan sonra kapıda oturan eniştesini bacağından vurdu. Olay yerinden uzaklaşan şüpheli, cami avlusunda hayatına son vermek istedi. Olayda 3 kişi yaralanırken, emlak ofisinde vurulan yeğen Deniz Ş. hastanede hayatını kaybetti. Olay, saat 10.30 sıralarında Alanya ilçesi Saray Mahallesi Yunus Emre Caddesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgilere İlhan S. (58) isimli şahıs henüz belirlenemeyen nedenle M.Ş. (36) isimli yeğeninin oturduğu eve gitti. Evde yeğenini tabancayla vurduktan sonra Yunus Emre Caddesi'nde bulunan yine yeğenine ait emlak ofisine gitti. Yanında getirdiği tabancayla ofisin içinde bulunan yeğeni Deniz Ş.'ye (39) ateş eden İlhan S. olay yerinden ayrılırken, kapıda duran eniştesi Ş.Ş.'yi (65) ise bacağından vurdu. 20 metre ilerde Çelikler Süleymaniye Cami avlusuna giden İlhan S. banka oturduktan sonra aynı silahla hayatına son vermek istedi. Göğsünden ağır yaralanan şüpheli hastaneye kaldırıldı. Ayrıca evde ve ofiste vurulan kişiler çevre hastanelere kaldırılırken, yaralıların durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Öte yandan emlak ofisinin içinde vurulan Deniz Ş. hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve ambulans ekipleri sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri cami ve emlak ofisine güvenlik şeridi ile çevirirken, geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Olay öncesi İlhan S.'nin sosyal medya hesabından yaptığı, "İhanet, ahlaksızlık, hırsızlık ve namussuzlukları için, Narkoman sapık yaşamları için, yanlarında çalışan gencecik insanları kokaine alıştırıp kullandıkları için, aşağılık kişiliklerini gizleyerek hak yiyerek şeytani roller yaptıkları için, şeytani algılar yaptıkları için, hayatta hiçbir insanı ve manevi değere sahip olmadıkları için, insanlığa, akrabalığa, iyiliğe, yardım etmeye, güvenmeye olan inancımızı yok ettikleri için çoktan bedel ödemeleri gerekiyordu. Rabbim affetsin artık dayanmak mümkün olmadı. Kötülük ve kalleşlik yeryüzünden silinmeli ve ihanet asla cezasız kalmamalı. Tüm sevdiklerim dostlarım hakkınızı helal edin. Cezaevi ölüm olurdu" paylaşım dikkat çekti.

 Müge Anlı canlı yayında duyurdu: Sami Kırkuşu olayında şok karar Haber

 Müge Anlı canlı yayında duyurdu: Sami Kırkuşu olayında şok karar

Antalya Muratpaşa’da 30 metrelik falezlerin alt kısmında yürüyüş yapan vatandaşlar, kayalık alanda hareketsiz bir kişiyi fark ederek durumu polise bildirdi. Olay yerine sevk edilen polis, sağlık ve itfaiye ekipleri, dik yamaçta güçlükle yapılan çalışmaların ardından 44 yaşındaki dört çocuk babası Sami Kırkuşu’nun cansız bedenine ulaştı. Ölüm “şüpheli” olarak kayıtlara geçti. Soruşturma kapsamında, Kırkuşu’nun yıllar önce ilişki yaşadığı ve yeniden görüşmeye başladığı şüpheli sevgilisi Sibel Yılmaz ile yakınları gözaltına alındı. Müge Anlı’nın canlı yayınına bağlanan taksi şoförü, olay gecesi Yılmaz’ın panik halinde taksisine bindiğini ve “Sevgilim falezlerden atladı” dediğini anlattı. Olayla ilgili yapılan incelemelerde Yılmaz’ın ifadelerindeki çelişkiler dikkat çekerken, operasyon sabahın erken saatlerinde gerçekleştirildi. Polis, Sibel Yılmaz, kızı Seyhan, kız kardeşi ve eniştesini gözaltına aldı. Müge Anlı yayını sırasında Yılmaz’ın son evlendiği eşinin de ani bir kalp krizinden ölmüş olduğu, ancak bunun da şüpheli bulunduğu bilgisi aktarıldı. Bugün mahkemeden çıkan karara göre, Sibel Yılmaz’a adli kontrol uygulanırken, diğer şüpheliler serbest bırakıldı. Müge Anlı, yayınında mahkeme kararını canlı olarak aktararak, olayın soruşturma sürecindeki son durumu izleyicilerle paylaştı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor ve Kırkuşu’nun ölümüyle ilgili tüm detaylar titizlikle incelenmeye devam ediyor.

Müge Anlı canlı yayında: Sami Kırkuş cinayetinde şok gelişme, 4 kişi gözaltına alındı! Haber

Müge Anlı canlı yayında: Sami Kırkuş cinayetinde şok gelişme, 4 kişi gözaltına alındı!

Müge Anlı ile Tatlı Sert programında Sami Kırkuş ile ilgili son dakika gelişmeleri canlı yayında aktarıldı. Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde yaşanan olay, şehirde büyük yankı uyandırdı. Müge Anlı’ya ulaşan tanık, olayın seyrini değiştirecek önemli ifadeler verdi. Tanık, olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı: “Beni uygulamadan çağırdı, Sibel Hanım’ı ben götürdüm.“Çok stresliydi, sevgilim falezlerden gözümün önünde atladı. Ben ayrılmak istediğimi söyledim, bu yüzden atladı. Ardından kızını arayıp ona da anlattı” dedi. Ben de karakola götürmek istedim ama eve geçmek istediğini söyledi.” Bu açıklamalar, olayın arka planında farklı detaylar olabileceğini gösteriyor. Soruşturma kapsamında Sami Kırkuş ile ilgili gizli bir tanığın ifadesi ciddiye alındı. Bunun üzerine dört şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Sibel Yılmaz, kızı, kız kardeşi Seyhan ve eniştesi bulunuyor. Polis ekipleri olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlattı. Ne olmuştu? Antalya’da Muratpaşa ilçesindeki Falez Parkı’nda başladı. Balık tutmaya giden bir kişi, kayalıkların arasında hareketsiz yatan bir erkek cesedi fark ederek durumu polise bildirdi. İlk incelemede hayatını kaybettiği belirlenen kişinin kimliği Sami Kırkuş olarak tespit edildi. Ekipler, cesedi kayalıklardan çıkarırken yaklaşık iki saatlik bir çalışma yürüttü. Ceset, yapılan çalışmaların ardından Antalya Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Adli Tıp raporuna göre Sami Kırkuş’un yaklaşık beş metre yükseklikten düşerek hayatını kaybettiği ve vücudunda kırıklar olduğu belirlendi. Müge Anlı, canlı yayında olayla ilgili son bilgileri ve tanık ifadelerini aktarmaya devam ediyor. Antalya’daki hareketli dakikalar, izleyiciler tarafından dikkatle takip ediliyor ve soruşturmanın seyrine dair yeni gelişmeler merakla bekleniyor.

Antalya neden sallanıyor? Uzmandan bölge için ezber bozan deprem yorumu Haber

Antalya neden sallanıyor? Uzmandan bölge için ezber bozan deprem yorumu

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve AFAD Deprem Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Antalya’da son günlerde meydana gelen depremlere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Konyaaltı merkezli 4,3 ve Serik merkezli 4,9 büyüklüğündeki sarsıntıların birbirini tetikleyen nitelikte olduğunu belirten Sözbilir, “Antalya özelinde büyük ölçekli bir deprem üretecek diri fay gözlenmiyor.” açıklamasında bulundu. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Antalya bölgesinin Türkiye genelinde deprem tehlikesi düşük olan bölgeler arasında yer aldığını hatırlattı. Son depremlerin konumlarının birbirine oldukça yakın olduğunu belirten Sözbilir: “Aslında birbirini tetikleyen iki deprem olarak değerlendirebiliriz. Ancak büyüklük açısından problem oluşturacak nitelikte değiller.” dedi. “Bölgedeki faylar büyük deprem üretme potansiyeline sahip değil” Antalya çevresinde diri fay olarak sınıflandırılan ve büyük ölçekli yıkıcı deprem oluşturma kapasitesi taşıyan bir fay belirlenmediğini vurgulayan Sözbilir: “Bu bölgedeki fayların büyüklüğü çok yüksek ölçekte bir problem yaratmıyor. Daha çok deniz içinde, Antalya’nın güneyinde benzer büyüklükte depremler zaman zaman hissediliyor.” ifadelerini kullandı. AFAD ve ilgili kurumlar bölgeyi yakından izliyor Depremlerin ardından yer hareketlerinin AFAD başta olmak üzere tüm kurumlar tarafından hassasiyetle takip edildiğini kaydeden Prof. Dr. Sözbilir, vatandaşlara sakin kalma çağrısı yaptı. “Panik yapmayın” Sözbilir, vatandaşlara şu mesajı verdi: “Halkımızın panik yapmasını gerektirecek bir durum yok. Antalya özelinde henüz büyük ölçekli bir deprem üretecek diri fay gözlenmiyor.”

Antalya’da Vedat Kurt’a işkence davasında mahkeme kararını açıkladı Haber

Antalya’da Vedat Kurt’a işkence davasında mahkeme kararını açıkladı

Antalya'da 23 yaşındaki Vedat Kurt'a çalıştığı iş yerinde üç gün boyunca işkence yapıldığı iddiasıyla yargılanan 4 sanığın davasında karar açıklandı. Mahkeme, yağma suçundan beraat kararı verirken, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan her bir sanığa 6 yıl 12 ay ceza verdi. Vedat Kurt, yaşadığı Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden çalışmak için 2020 yılında Antalya'nın Kepez ilçesindeki sanayi sitesine geldi. Yaklaşık 10 ay aynı iş yerinde çalışan Kurt, iddiaya göre maaşını eksik almaya başladı. Maaşını talep ettiğinde olumsuz yanıt alan Kurt, birikmiş alacağı 70 bin liraya karşılık iş yerindeki masada bulunan patronuna ait 15 bin lirayı alarak İstanbul'a gitti. Kendisine ulaşamayan iş yeri sahiplerinin ailesine ulaşması üzerine Kurt'un ağabeyleri, aldığı parayı geri götürmesini istedi. Kurt, Antalya'ya dönerek aldığı 15 bin lirayı iş yeri sahiplerine teslim etti. İddiasına göre iş yerinde A.T., O.T., S.T. ve A.A. tarafından depoya kilitlenerek sandalyeye bağlanan genç, 3 gün boyunca işkenceye maruz kaldı. Dişleri kırılan, vücudunda kesikler oluşan Kurt'un elleri ve kolları bağlandı, hamam böceği yedirildi. Şüpheliler, yaptıkları işkenceyi cep telefonuyla da kaydetti. Daha sonra iş yerinden kaçan Kurt, şüphelilerin cep telefonundaki işkence görüntülerine ulaşarak, şikayetçi oldu. Bilirkişi raporu: Fotoğraf ve video kayıtları bulundu Açılan davada Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, sanıklardan S.T.'ye ait olduğu belirlenen cep telefonu ve kopya disklerde yapılan incelemede "DCIM/RESTORED" klasöründe 19 fotoğraf ve bir video bulunduğu, görüntülerin 13-14 Ekim 2020 tarihli olduğu, konum bilgilerinin de Kurt'un çalıştığını söylediği iş yeriyle örtüştüğü belirtildi. Raporda ayrıca video kaydının transkriptinde Kurt'a "Hırsızlık yaptım, uyuşturucu içtim" gibi sözlerin söylettirildiği ve videodaki seslerin sanığın WhatsApp yazışmalarındaki seslerle benzer olduğu ifade edildi. Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına başka hükümden tutuklu sanık S.T., SEGBİS üzerinden katılırken diğer sanıklar A.T., O.T. ve A.A.'nın müdafileri salonda hazır bulundu. Savcı, bir önceki celsede sunduğu mütalaayı tekrar etti. Duruşmada söz verilen katılan Vedat Kurt, "Karakolda alınan ifadelerin ve fezlekelerin kontrol edilerek adaletli bir karar verilmesini talep ediyorum. Ayrıca celse arasında dilekçe sundum. İçeriğini tekrar ediyorum. Şikâyetçiyim" dedi. "Fotoğraflarını ben çekmiş olabilirim" Sanık S.T., savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek, "Ben mütalaayı kabul etmiyorum. Her ne kadar suçu kabul ettiğime ve katılanı A. ile birlikte darp ettiğimize yönelik dilekçe yazmışsam da doğru değildir. Bu olay nedeniyle tutuklanınca O.T. ve A.T.'nin yönlendirmesiyle daha önceden yazılmış dilekçeyi imzaladım. Kendileri o zaman ‘Sen suçu üstüne al, bizim işimiz gücümüz var, sana bakarız' demişlerdi. Ben suçlamaları da kabul etmiyorum. Ben Vedat Kurt'a yönelik herhangi bir suç işlemedim. Ancak benim bulunduğum ortamda diğer 3 sanık onu darp etti. Vedat Kurt'un fotoğraflarını ben çekmiş olabilirim. O kısmı tam olarak hatırlamıyorum" dedi. Sanık avukatları, müvekkillerinin suçlamalarla ilgisi olmadığını savunarak benzer beyanlarda bulundu. Sanık A.T.'nin müdafii, "Katılanın yağmaya ilişkin zararı bulunmamaktadır. Sadece telefonun gasp edildiğini beyan etmektedir. Tanık J.'nin beyanlarından da anlaşılacağı üzere olaya ilişkin telefon da gasp edilmemiştir. Telefon katılandadır, tamir için J.'ye vermiştir" derken, Sanık O.T.'nin müdafii, "İlk olay tarihinde katılan olaylardan sonra 5-6 ay yine aynı iş yerinde çalışmış. Sonra 1 yıl ortadan kaybolmuş ve sonrasında şikayetçi olmuştur. Madem olay oldu iş yerine tekrar delil elde etmek için döndüyse neden şikayetçi olmak için iş yerinden tekrar ayrıldıktan sonra 1 yıl beklemiştir" ifadelerini kullandı. Sanık A.A.'nın müdafii ise, "Müvekkil suç istinadına iştirak etmemiştir. Katılanın aşamalarda pek çok defa şikayet başvurusu ve ifadesi alınmış olup hiçbir aşamada kendisi müvekkilden şikayetçi olmamıştır. Beraat talep ediyoruz" dedi. Sanık avukatlarının son sözlerinin ardından mahkeme, sanıklar hakkında yağma suçundan beraat kararı verirken, TCK'nın 109. maddesi kapsamında sanıklar A.T., O.T., S.T. ve A.A.'nın ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan ayrı ayrı 6 yıl 12 ay ceza ile cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme, verilen hapis cezalarının infazı sırasında sanıkların gözaltında ve tutuklu kaldıkları sürelerin toplam cezadan düşülmesine, kararın istinaf yoluna açık olduğunu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmetti. "İstinafa taşıyacağız" Duruşma sonrası açıklama yapan Vedat Kurt, "Kararda şahıslar yağma suçundan beraat ettiler. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 6 yıl gibi bir ceza aldılar. Ayrıyeten bir tanesi silahla beni tehdit ettiği için artı olarak 3 yıl 1 ayda oradan ceza verildi. Yalnız yağma suçunun köreltilmesi ve ortadan kaldırılması, beraat verilmesi gerçekten bu hukuka aykırı bir şey. Bu süreci biz zaten istinafa taşıyacağız, inşallah umarım adalet yerini bulur. Ben kimseden fazla bir şey istemiyorum. Hakkı neyse onun yapılmasını hakka hukuka aykırı olmadan adaletli bir karar verilmesini talep ediyorum" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.