TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Atatürk

İLKHABER-Gazetesi - Atatürk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Atatürk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

"İlk milli kongre" olan Erzurum Kongresi'nde bağımsızlık savaşının temel kararları verildi Haber

"İlk milli kongre" olan Erzurum Kongresi'nde bağımsızlık savaşının temel kararları verildi

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, 105 yıl önce 23 Temmuz 1919'da "Vatan bir bütündür parçalanamaz" şuuruyla emperyalist güçlerin Osmanlı topraklarını paylaşmaya çalıştığı dönemde Erzurum'da toplanarak, Cumhuriyet'e geçişteki önemli adımların atılmasını sağladı. Düşman işgalindeki vatan toprağını kurtarmak için özgürlüğe giden zorlu süreci yürüten Atatürk ve arkadaşları, kongreyle bağımsızlığın yolunu açtı. Doğu vilayetlerinden Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Diyarbakır ve Elazığ'a yönelik Ermeni tehlikesi ve kurulmak istenen Ermenistan'a tepki ile Trabzon, Rize, Gümüşhane, Ordu, Giresun'da Rum Pontus iddialarına karşı tedbir için toplanan Erzurum Kongresi, bölgesel bir kongre olmasına rağmen bütün yurdu ilgilendiren nitelik taşıyor. "Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz" Türk milletinin var olma mücadelesindeki ilk refleksini ve kararlılığını gösterdiği tarihi kongrede alınan "Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz" kararı ile Milli Mücadele yolunda büyük bir aşama kaydedildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin, millet hakimiyetine dayalı devlet olacağı vurgulanan Erzurum Kongresi, hiçbir baskı ve yönlendirme olmadan, milletin hür iradesiyle aldığı milli bir kararın hayata geçirilmesiyle Türk milletinin var olduğunun ve var olmaya devam edeceğinin en önemli göstergesi. Tarihi kongrede alınan kararlar Yoğun çalışma sonrası 14 gün süren ve bugünlere de ışık tutan 23 Temmuz Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar şöyle: - Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. - Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir. - Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. - Kongre toplanmamışsa bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır. - Kuvayımilliye'yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır. - Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez. - Manda ve himaye kabul edilemez. - Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır. Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sinever Esin Derinsu Dayı, AA muhabirine, Erzurum Kongresi'nin milli mücadele tarihinde önemli bir yerinin olduğunu söyledi. Dayı, Erzurum'daki kongrenin Sivas Kongresi'nin ön hazırlığı olduğunu belirterek, "Kısmen genişletilmiştir, Heyet-i Temsiliye'nin sayısı arttırılmıştır. Çünkü Türkiye'nin diğer tarafından da temsilcileri alınmıştır. Erzurum Kongresi'nde yakın tarihimiz, genel Türk tarihi için ve Türk Milli Mücadelesi için çok önemli ve her zaman geçerli olan kararlar alınmıştır." dedi. "Bağımsızlık savaşının kararlarının alındığı bir kongre" Kongrenin önemine değinen Dayı, şöyle konuştu: "Erzurum Kongresi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi 'Tarih bunu ender ve büyük bir kongre olarak kaydedecektir. Çünkü vatanın bütünlüğünü, milletin istiklalini sağlayacak, askeri ve siyasi olarak mücadelesini yapacak kararlar alındı.' Dolayısıyla Erzurum Kongresi ilk milli kongre olma özelliğini taşıması açısından da önemli. Cumhuriyetin temelleri Erzurum'da atılmıştır. Hatta buradaki Mondros Mütarekesi'nin şartlarının uygulanmasıyla görevlendirilmiş olan İngiliz Yarbay Rawlinson, Erzurum Kongresi öncesi 9 Temmuz'da Mustafa Kemal Paşa'yı ziyarete geliyor. Kongrenin toplanmaması için tehditte bulunuyor. Mustafa Kemal Paşa ona 'kongre kararı verilmiştir, toplanacaktır' deyip, makamından kovuyor. Bu İngilizleri neden çok tedirgin ediyor? Çünkü Rawlinson'un değerlendirmesi, 'Erzurum'daki hareket Cumhuriyete doğru gidiyor.' diyor. Çünkü milli bir hareket, milli temellere dayanıyor. Bağımsızlık savaşının kararlarının alındığı bir kongre." Dayı, Kazım Karabekir Paşa'nın kongre öncesi gerçekleştirdiği toplantıda, millet hakimiyetine dayanan bir devlet kurulması gerektiğini işaret eden kaynakların olduğunu belirtti. "Erzurum Kongresi'nin en temel özelliği ilk milli kongre olması" Atatürk'ü, milli mücadelenin teşkilatlanmasını sağlayan 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa'nın desteklediğini ifade eden Dayı, şunları kaydetti: "Erzurum Kongresi'nin en temel özelliği ilk milli kongre olması. Vatanın bütünlüğünün ve milletin istiklalinin kayıtsız şartsız gerekli olduğunu ve yapılan mücadelenin de bu amaca yönelik olduğunu, başarıya ulaşıncaya kadar da bu kararların uygulanacağını görüyoruz. Cumhuriyetin temelleri Erzurum'da atılmıştır, Kongre toplanmadan önce görüşülecek konular ve alınacak kararların tespiti yapılmıştır. Bir de gözden kaçan ve pek bilinmeyen bir konu, aslında Erzurum'daki bu kongre, Erivan'da Ermenilerin yaptığı kongreye ve onların aldıkları kararlara tokat gibi bir cevaptır."

Türk Sporunda Büyük Önder Atatürk'ün Mirası: Gazi Koşusu'nun Tarihi Haber

Türk Sporunda Büyük Önder Atatürk'ün Mirası: Gazi Koşusu'nun Tarihi

Türk Atçılığının En Büyük Klasiği: Gazi Koşusu Türk sporunda büyük önder Atatürk'ün adına düzenlenen yarışmalar ve futbol maçları, hiç kuşkusuz çok ayrı bir anlam ifade eder. Bu yarışmaların arasında en eskisi, 1927 yılından beri yapılagelmekte olan Gazi Koşusu'dur ve hepimizin bildiği gibi Gazi Koşusu bugün de Türk atçılığının en büyük ve en önemli yarışı niteliğini korumaktadır. Büyük Atatürk'ün izniyle yapılmaya başlanan Gazi Koşusu, onun ölümünden sonra da hiç aksamadan bugünlere dek sürdürülmüştür. Hiç kuşkusuz Atatürk’ün Hipodroma gelerek at yarışlarını izlemesi, ülkemizde yarışçılığın gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Ünlü İtalyan mimar Viotti Violli tarafından yapılan modern Ankara Hipodromu da, Atatürk’ün emir ve direktifleriyle inşa edilmiştir. Türkiye’de atçılığı ve yarışçılığı teşvik amacıyla kurulan Yarış Islah Encümeni de yine Atatürk’ün büyük desteğini görmüştür. Ulu önder bu encümenin ricası üzerine adına 1926 yılında bir Gazi Koşusu yapılmasına sevinerek izin vermiştir. Böylece Türk yarışçılık dünyasının en önemli klasik koşusu olan Gazi Koşusu, 1927 yılından bu yana Türk yarışçılığına renk katmaya başlamıştır. İngiltere yarışçılık aleminde Derby ne ise, bugün Türk yarışçılığında da Gazi Koşusu odur ve bu önemli koşu 1927 yılından bu yana aralıksız gerçekleştirilmektedir. Gazi Koşusu'nun Anlam ve Önemi Yarış dünyamızın en büyük klasiği olan Gazi Koşusu’nun armağanı, Atatürk’ün at üzerindeki gümüş heykelidir. Ünlü heykeltıraş Şadi Çalık‘ın eseri olan bu heykel 1970 yılından beri Gazi Koşusu galiplerine verilmektedir. Atatürk son olarak 18 Ekim 1936 günü Ankara’da at yarışlarını izlemiştir. Hipodromu dolduran büyük halk kalabalığı, gelişlerinde olduğu gibi gidişlerinde de Ata’ya karşı içten gelen büyük sevgi gösterilerinde bulunmuştur. Ankara’nın modern bir başkent haline getirilmek istendiği günlerde Mustafa Kemal burada at yarışlarının da yapılması gerektiğine inanır. İlk yarış, ahşap bir tribünü olan, derme çatma bir pistte koşulur ve mücadeleyi İstanbul’dan gelen Neriman kazanır. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde, 1923 yılını izleyen ilk on yılın bir başka önemi vardır. Devrimlerin kısa aralıklarla birbirini izlediği o yıllar, aynı zamanda günlük yaşamımızı renklendiren pek çok ilk’in yaşandığı yıllardır. At yarışları, Cumhuriyet’in ilk yıllarında gerek yurt savunmasında gerek ulaşımda atın büyük önem taşıdığı yıllarda da büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki, Kurtuluş Savaşı’nın ardından işgal kuvvetleri işe yarar atların büyük birçoğunu alıp götürdüklerinden, at yetiştiriciliği büyük bir darbe yemiştir. Bu nedenle, devlet eliyle yurttaki at ırkını bir an önce ıslah etmek, at sayısını çoğaltmak ve atçılığın yayılmasını sağlamak gerekmektedir. İlk Yarışlar ve Ankara Hipodromu Cumhuriyet ile birlikte, eski haraların yenilenmesine girişilmiştir. Bu arada pek çok yerde yeni aygır depoları açılırken, özellikle Irak, Suriye gibi güney komşularımızdan gerçekten çok kaliteli, çok güzel safkan Arap damızlıklar satın alınarak bu yetiştiricilik merkezlerine dağıtılmıştır. Atçılarımız safkan İngiliz atıyla ancak 1922’de karşılaşırlar. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, gerçek yarış atı olan safkan İngiliz atlarının sayısı, yok denecek kadar azdır. Safkan İngiliz atı olmadan da yarışçılık ne kadar yapılabilir ki… Atatürk’ün yol göstermesiyle Başvekâlet’e bağlı olarak Yüksek Yarış ve Islah Encümeni adıyla bir komisyon kurulmuştur. O dönemde Başvekil, İsmet (İnönü) Paşa’dır. Encümenin amacı, adından da anlaşıldığı gibi, yurttaki at ırkını geliştirmektir. Bu encümen, her yıl tekrarlanabilecek bir koşu programı hazırlamıştır. Bu kadarla da kalınmamış, 1927’de, koşturulmak üzere Avrupa’dan birkaç safkan İngiliz yarış atı da getirilmiştir. Ankara’nın modern bir başkent haline getirilmesi için yoğun çalışmaların sürdürüldüğü yıllarda, Atatürk modern bir başkentte at yarışlarının da yapılması gerektiğine inanmaktadır. Atçılıkla o günlerin önde gelen devlet adamlarının, askerlerinin, eşraftan kimselerin yakından ilgilenmesini istemekte, genç atçılara örnek olması için, başta kendisi olmak üzere, yakınlarına yarış atları aldırmakta, onların at koşturmalarını teşvik etmektedir. Gazi Koşusu'nun Bugünü ve Geleceği 30 Haziran 2024 Pazar günü Gazi Koşusu'nun 98'incisi koşulacaktır. Bu önemli koşu, Atatürk’ün camiamıza bıraktığı çok değerli bir mirastır. Gazi Koşusu, yıllar boyu Türk atçılığının gelişimine katkı sağlamış ve büyük bir prestij kazanmıştır. Atatürk'ün bıraktığı bu değerli miras, Türk atçılığına ve spor dünyasına ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Gazi Koşusu’nu Gazi Koşusu yapan ruh budur: Atatürk'ün ileri görüşlülüğü, atçılığa verdiği değer ve genç Cumhuriyet’in atçılık konusundaki kararlılığı, bu büyük yarışı bugünlere taşımıştır. Atatürk'ün adına düzenlenen bu yarış, sadece bir spor etkinliği değil, aynı zamanda ulusal bir gurur ve mirastır. 98 yıldır aralıksız olarak devam eden bu büyük yarış, gelecekte de Türk atçılığının en önemli etkinliği olmaya devam edecektir.

Fikir Sanat Dükkânı’nda Atatürk hayranı Gaston Mizrahi imza günü düzenlendi Haber

Fikir Sanat Dükkânı’nda Atatürk hayranı Gaston Mizrahi imza günü düzenlendi

Çektiği Adana ve Çukurova fotoğraflarıyla kent ve yöre tarihinin görsel kaydının oluşmasında büyük emeği geçen Atatürk hayranı Gaston Mizrahi ile ilgili hazırlanan kitap için Tuzhan İş Merkezi'ndeki Fikir Sanat Dükkânı’nda imza günü düzenlendi. Çukurova'nın başkenti Adana fotoğraflarıyla kent tarihinin görsel kaydının oluşmasında büyük emeği geçen Atatürk hayranı Gaston Mizrahi ile ilgili Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Haluk Uygur, Ahmet Nadir İşisağ, Ahmet Karataş ve Soner Sevgili'nin uzun süren çalışması, "Adana Fotoğraf tarihinde Öncü Bir isim; Gaston Mizrahi" adıyla kitaplaştırıldı. Selanik'te 1887 yılında dünyaya gelen, 1963 yılında yaşama veda eden Adana'nın fotoğraf ustası Gaston Mizrahi, kentin farklı yerlerinde çektiği fotoğraflarla adını günümüze kadar taşıdı. Adana’da fotoğrafçılığının yanı sıra önemli bir optikçi olarak da tarihi kayıtlara geçtiği belirtilen Gaston Mizrahi, Yağ Cami yakınındaki mağazası Foto Rekor’un işletmeciliğini yaptığı dönemlerde hem Adana hem de Çukurova yöresinin fotoğraflarını çekti, bununla kalmayıp eserlerini kartpostal baskısı yaparak gelecek kuşaklara aktarmayı sağladı. Dr. Haluk Uygur, Ahmet Nadir İşisağ, Ahmet Karataş ve Soner Sevgili'nin emekleriyle Gaston Mizrahi adına hazırladığı kitap,  Tuzhan İş Merkezi'ndeki Fikir Sanat Dükkânı’nda düzenlenen etkinlikte, imzalandı. Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Haluk Uygur, Adana'ya 'Sanat arkeolojisi' denilebilecek bir çalışmayı kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, "Bu çalışmada, ülkemize ve kentimize ait yüzlerce belge ve fotoğrafı bir araya getirdik. Dünya fotoğraf tarihine de ışık tutacak olan bu çalışma, Adana fotoğraf tarihini, kentte yürüyen ticaret ilişkileriyle anlatıyor. 500 sayfadan oluşan kitap, Altınoran'dan edinilebilir" dedi. Dr. Haluk Uygur: Tarih, sadece tarihçiler tarafından yazılmaz Dr. Haluk Uygur, 19. Yüzyıl'dan itibaren fotoğraf sanatçılarının da tarih yazma görevini üstlendiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Tarih, sadece tarihçiler tarafından yazılmaz. Fotoğraf sanatçıları da bu konuda önemli bir işlevi yerine getiriyor. Üstelik anlatıya görüntü de ekleyerek bunu daha güvenilir biçimde yaptılar. Hakkında yazdığımız kitabı imzaya açtığımız Gaston Mızrahi de, Adana ve Çukurova'da çektiği fotoğraflarla 20. Yüzyıl'ın ilk yarısına ait Adana tarihini bizlere aktardı. Koleksiyonumuzdaki yer alan 1000 adet fotoğrafın içinde çok az bilinen bir kaç Adanalı portresi de bulunuyor. Bunlar, Kızılay hemşiresi olduğunu düşündüğümüz bir hanımefendinin portresi, takım elbise ve kravatlarıyla poz veren kunduracılar, ayı ve maymun oynatarak geçimini kazanan çingeneler ile afili Adana delikanlılarından oluşuyor. Ve bu eserler, 50 yıllık bir sürenin değişimini bize gösteriyor.”

19 Mayıs 1919: Milli Mücadelenin başlangıcı ve anlamı Haber

19 Mayıs 1919: Milli Mücadelenin başlangıcı ve anlamı

19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a ayak basması, milli mücadelenin başlangıcını simgeler ve bu tarih her yıl "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanır. 19 Mayıs'ta Ne Oldu? 19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarih, Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a ayak basarak milli mücadelenin fitilini ateşlediği gündür. Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasının ardından, ülke işgal altındayken Atatürk, kurtuluş çareleri arayan Türk milletine liderlik etmek için harekete geçti. Atatürk'ün Samsun Yolculuğu 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan Bandırma Vapuru ile yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk, yanında 18 askerle birlikte 19 Mayıs'ta Samsun'a ulaştı. Bu yolculuk, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilir. Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı tarih, daha sonra 20 Haziran 1938'de çıkarılan bir kanunla milli bayram olarak kabul edildi ve "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaya başlandı. 19 Mayıs'ın Anlam ve Önemi 19 Mayıs, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin başlangıcını simgeler. Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıkarak milli mücadelenin fiili başlangıcını yaptı ve bu tarih, Türk milletinin kurtuluş sürecinin başlangıcı olarak kabul edildi. Atatürk, bu önemli günü Türk gençliğine armağan etti ve "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir" diyerek gençlere seslendi. Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı ve Kurtuluş Savaşı'nın Başlangıcı Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, milli mücadele sürecinin ilk adımıydı. Samsun'da Rum ve Türk halkı arasındaki çatışmaları sonlandırmak ve bölgede huzuru sağlamak amacıyla Osmanlı Hükümeti tarafından görevlendirilen Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun'a gönderildi. Görevi sırasında Türk direniş örgütlerinin kurulmasında etkin rol oynadı ve bu süreçte halkın güvenliğini sağlamak, silahları toplamak gibi önemli görevler üstlendi. Gazi Günü'nden Milli Bayrama Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, Cumhuriyet'in ilanından sonra 1938'e kadar "Gazi Günü" adıyla Samsun'da yerel olarak kutlandı. Ancak, 20 Haziran 1938'de çıkarılan bir kanunla bu tarih, milli bayram olarak kabul edildi ve 19 Mayıs "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaya başlandı. Atatürk'ü Anma ve Gençlik Bayramı Her yıl 19 Mayıs'ta Türkiye'nin dört bir yanında coşkuyla kutlanan bu bayram, Atatürk'ün gençliğe verdiği önemi ve gençlerin ülkenin geleceğindeki rolünü vurgular. Atatürk'ün sözleri, bu bayramın anlam ve önemini en güzel şekilde ifade eder: "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." 19 Mayıs 1919, sadece Türk milletinin değil, aynı zamanda dünya tarihinin de önemli günlerinden biridir. Bu gün, bir milletin bağımsızlık ve özgürlük aşkıyla verdiği mücadelenin başlangıcı olarak, her yıl büyük bir coşku ve gururla anılmaya devam etmektedir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanıyor Haber

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanıyor

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM'nin 104. açılış yıl dönümü kutlanıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla öğretmen ve öğrencilerle Anıtkabir'i ziyaret etti. Bakan Tekin başkanlığındaki bakanlık bürokratları, öğretmen temsilcileri ve öğrencilerden oluşan heyet, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesine geldi. Tekin'in mozoleye çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçen Tekin, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: "Aziz Atatürk, ebedi istirahatgahınız Anıtkabir'de huzurlarınızda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 104. kuruluş yıl dönümü ve istiklalimiz için verdiğiniz büyük mücadelenin nişanesi olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı büyük bir coşku ve şükranla kutlamanın onurunu yaşıyoruz. 'Hâkimiyet, bila kaydü şart milletindir.' ilkesiyle şekillenen bağımsızlık mücadelemizin yarını, evlatlarımızın omuzlarında yükselmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu şanlı mirası, bilimle, kültürle, sanatla ve en önemlisi manevi değerlerle bezenmiş bir şekilde evlatlarımıza aktarmak bizim için şeref borcudur. Çünkü biliyoruz ki 'dehay-i millimizin inkişaf-ı ancak böyle bir kültür ile temin olunabilir.' Sizden aldığımız ilham ve aziz milletimizden aldığımız kuvvetle, bu cennet vatanı daha da ileriye taşıma kararlılığındayız. Ruhunuz şad olsun."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.