#Avrupa Birliği

İLKHABER-Gazetesi - Avrupa Birliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Avrupa Birliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Şimşek'e Batman Üniversitesince fahri doktora ünvanı verildi Haber

Bakan Şimşek'e Batman Üniversitesince fahri doktora ünvanı verildi

Bakan Şimşek, Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Küresel Meydan Okumalar ve Türkiye" konulu konferansta yaptığı konuşmada, fahri doktora ünvanının baba ocağındaki üniversiteden gelmiş olmasının kendisi için çok değerli olduğunu söyledi. Küresel ekonomide karşı karşıya oldukları en önemli sorunların başında ticarette korumacılığın geldiğini kaydeden Şimşek, 2008-2009 yıllarında dünyanın büyük bir finansal kriz yaşadığını, o kriz sonrası ticarette korumacılığın başladığını, 2025'te bunun zirveyi bulduğunu anlattı. Şimşek, bu sürecin ticaret ve küresel ekonomi politikalarında belirsizlikleri derinleştirdiğine dikkati çekerek hegemon güç ile yükselen güç arasında giderek sertleşen bir jeostratejik rekabet yaşandığını ifade etti. "TÜRKİYE'Yİ BİR MERKEZE, BİR ÜSSE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ" Çin'in küresel imalat sanayisinde başat bir güç merkezine dönüştüğünü vurgulayan Şimşek ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın bu alanda zemin kaybettiğini belirtti. Şimşek, şöyle devam etti: "Türkiye küresel ticaret savaşlarında göreceli olarak daha dayanıklı bir pozisyona sahip. Ticaretimizin yüzde 62'si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu Avrupa Birliği ve genelde yakın coğrafyaya gidiyor. Dostane ilişkilerimizin olduğu veya bize yakın olan komşu ülkelere olan ihracatımızı da eklersek, ihracatımızın yüzde 80-85'i dost, yakın ve kural bazlı serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere gidiyor." Bu dönemde Hükümet olarak yakın coğrafyayla bağlantısallığı artırıp yeni yollar inşa ettiklerini anlatan Bakan Şimşek, "Mesela Çin'den İngiltere'ye kadar Orta Koridor'un en önemli geçiş güzergahlarından birisi Anadolu'dur. Biz bunu inşa ediyoruz. Körfez'den bütün o bölgeyi Türkiye'ye bağlayacak yeni bir kalkınma yolu Irak'tan geçiyor. 1200 kilometrelik demir yolu ve otoyol projesinde Sayın Cumhurbaşkanımız liderlik yaptı ve şu anda o konuda ilerleme var. Asya'dan bir ürünün çıkıp Avrupa'ya gelmesi Ümit Burnu üzerinden olursa 45 gün alıyor. Süveyş Kanalı'ndan giderse 35 gün. İnşa ettiğimiz Orta Koridor'u kullanırsanız 18 günde, Kalkınma Yolu'nu kullanırsanız 25 günde yani çok daha rekabetçi çok daha avantajlı." dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bu sayede Türkiye'yi bir merkeze, bir üsse dönüştürdüklerini ifade ederek "Yeni serbest ticaret anlaşmalarını yapıyoruz. Mesela Körfez ülkeleriyle müzakereler epey ilerledi. Mevcut ticaret anlaşmalarımızın kapsamını, kamu alımlarını, hizmetleri ve tarımı da içerecek şekilde genişletmeye çalışıyoruz. Mesela Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesinden kastımız da bu. Avrupa Birliği ile ticaret hacmimiz yıllık 230 milyar dolar ve Gümrük Birliği güncellenirse belki önümüzdeki 10 yılda 400 milyar dolara çıkmış olacak." diye konuştu. Türkiye'nin toplam borcunun düşük olduğunu, bunun büyük fırsat sunduğunu belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ortaya çıkacak fırsatları değerlendirmemiz için bir yapısal dönüşümden geçmemiz lazım. Bu yapısal dönüşüm için kaynağa ihtiyaç var. Borcun düşük olması kaynak anlamında Türkiye'nin elini güçlendiriyor. Türkiye'nin hane halkının borcunun milli gelire oranı yüzde 10 yani bütün vatandaşlarımızın borcunun milli gelire oranı yüzde 10. Bu şu anlama geliyor; enflasyonu düşürdükçe finansal koşullar daha elverişli hale gelecek, faizler düşecek. Böylece bundan 10 yıl önce olduğu gibi daha çok kişi erken aşamada konut ve araba sahibi olabilecek. Çünkü daha uzun vadeli, daha uygun koşullarda finansmana erişecek. Borç düşük olduğu için bu süreç Türkiye'nin büyümesinin önünü açacak. Dünyanın bir diğer sorunu da yaşlanan nüfus, çalışma çağındaki nüfus azalıyor. Türkiye bu anlamda hala bir fırsat penceresine sahip. Önümüzdeki 8-10 yıl içerisinde Türkiye'nin çalışma çağındaki nüfusu artmaya devam ediyor." Türkiye'nin turizmde ve sağlıkta büyük bir başarı sağladığını, yenilenebilir enerjiye önem verdiklerini vurgulayan Mehmet Şimşek, memleketin güneşini, rüzgarını, suyunu, jeotermal kaynaklarını enerjiye dönüştürdüklerini, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azalttıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 23 yılda 10 bin 661 sulama projesine 90 milyar dolar aktarıldığını kaydeden Şimşek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye'nin jeostratejik önemi sadece coğrafi konumundan gelmiyor. Türkiye'nin tarihi birikiminden geliyor ama bir o kadar da tabii ki takdir etmemiz lazım Cumhurbaşkanımızın duruşundan geliyor. Batı'yla makul ilişkiler, Suriye'de istikrarın sağlanmasına yönelik çabalar. Suriye'de biz bütün kesimleri kucaklayan demokratik, bir üniter yani birliğini korumuş bir istikrarlı bir komşu istiyoruz. Gazze'de ateşkesin devamı son derece önemli. İnsanlığın hakikaten utanç duyduğu bir soykırım, bir katliam yaşandı. Dolayısıyla bu ateşkesin devamı bölge açısından çok değerli. Azerbaycan-Ermenistan arasında bir barış süreci var. Türkiye çok güçlü bir liderin hakim olduğu, yakın coğrafyamızda barış ve huzuru temin etmeye yönelik muazzam çaba içerisinde bir ülke. Bu herkes tarafından takdir ediliyor." "HUZUR VE İSTİKRAR OLDUĞU ZAMAN REFAH ARTIŞI OLUR" Terörsüz Türkiye sürecine değinen Şimşek, terörle mücadeleye Türkiye'nin 2 trilyon dolar kaynak harcadığını belirtti. Bakan Şimşek, "Düşünün, 2 trilyon doları ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine harcasak önümüzdeki 50 yılda Türkiye'yi kim tutar, bu bölgeyi kim tutar? Yakın coğrafyamız bu çatışmalardan çok çekti. Artık bu bölgede özellikle Türkiye'nin örnek teşkil ederek önemli bir sorunu barış ve kardeşlik içerisinde çözmesi ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bütün bölge için umut, bölgesel entegrasyon anlamına geliyor. Bölgenin bir bütün olarak kalkınması ve gelişmesi demek. Çünkü bölgede topraklar bereketli, insanlar çalışkan. Huzur ve istikrar olduğu zaman refah artışı olur." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin yeni büyüme motorlarının Doğu ve Güneydoğu olacağını söyleyen Bakan Şimşek, "Altyapıya yatırım yaptık. Havaalanları yaptık. Türkiye'de en avantajlı yatırım teşviklerini özel sektöre bu bölgelerde verdik ama maalesef terörün yarattığı belirsizlik nedeniyle bu bölgeye özel sektör yatırımı sınırlı kaldı. Devlet elinden geleni yaptı, yapmaya devam etti. Özel sektör yatırımları şimdi filizlenmeye başladı. Bölgemizde nüfus genç. Beşeri sermaye varsa, teşvik varsa, altyapı varsa geriye finansal sermaye, özel sektör girişimciliği kalıyor. Şu anda 2-3 organize sanayi bölgesi inşa ediyoruz. Yoğun da talep var ve ben inanıyorum ki Batman Türkiye'nin önemli üretim üstlerinden biri haline geldi. Terörsüz Türkiye ile birlikte kişi başına gelir artışında GAP ve DAP bölgesi, Türkiye ortalamasının iki katına çıkacak. Nasıl ki biz Avrupa ile arayı kapatıyorsak Doğu ve Güneydoğu'da Türkiye'nin gelişmiş bölgeleri ile parayı kapatacak." dedi. "PROGRAMIN HEDEFİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR YÜKSEK BÜYÜMEYİ VE DAHA ADİL GELİR DAĞILIMINI SAĞLAMAK" Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde uyguladıkları Makroekonomik İstikrar ve Reform Programı'na değinen Şimşek, programın birinci yıl önceliğinin hayat pahalılığıyla mücadele, ikinci önceliğinin bütçe dengelerinin iyileştirilmesi, üçüncüsünün de dış dengede sürdürülebilirlik olduğunu anlattı. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, şöyle devam etti: "Yapısal dönüşümde önceliğimiz; sanayide dönüşüm, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve üretken altyapı. Bu programın hedefi sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve daha adil gelir dağılımını sağlamak. Enflasyon düşünce gelir dağılımı iyileşecek. Yüksek enflasyon gelir dağılımını bozuyor. Şimdi bu programın üç evresi vardı. İki evresini geride bıraktık. Üçüncü evreye girdik. Üçüncü evrede; enflasyon önümüzdeki iki yılda tek haneye inecek. Bütçe açığı milli gelire oran olarak kalıcı bir şekilde yüzde 3'ün altına düşecek. Cari açık kalıcı bir şekilde yüzde 1'in altına düşecek." Rekabet gücünün, verimliliğin artırılıp dünyadaki fırsatlardan maksimum düzeyde yararlanılacağını belirten Bakan Mehmet Şimşek, "İlk iki evreyi başarıyla geride bıraktık. Enflasyonla mücadelede; para politikası ve maliye politikası sıkı, gelirler politikası destekleyici, kamunun belirlediği fiyatları hedef enflasyona göre belirliyoruz, konut ve gıda arzını artıracak adımlar atıyoruz. Şimdi küresel koşullar da daha elverişli hale geldi. Doların zayıf olması bizim ülkemizin lehine çünkü biz ham maddeyi dolarla alıyoruz. Nihai malları ağırlıklı olarak avro cinsinden Avrupa'ya satıyoruz. Dolayısıyla avronun dolara karşı değer kazanması bizim lehimize. Petrol fiyatları düşüyor. O da bizim lehimize çünkü biz büyük ithalatçıyız. Risk iştahı yani gelişmekte olan ülkelere sermaye akışı yükseliyor. Bakın enflasyon 2022'de yüzde 85'le zirveyi bulmuş, yüzde 64'le yılı kapatmıştı. 2023'te programın ilk dönemi enflasyon aynı düzeyde kaldı, geçen sene yüzde 44'e düştü, şimdi yüzde 31'e, hedefimiz gelecek sene yüzde 20'nin altına, bir sonraki senede tek haneye düşürmek." diye konuştu. Bütçede disiplini yakaladıklarını anlatan Şimşek, "Deprem nedeniyle şimdiye kadar 90 milyar dolar para harcadık, bu da bütçe açığımızı artırdı ama tedbir aldık. Şimdi bütçe açığını da düşürüyoruz ve gerçekten kamuda tasarruf sağlıyoruz. Kamuda taşıt kullanımı, binalar, yani bunların kiralanması, satın alması, haberleşme giderleri, seyahat giderleri, enerji giderleri, kırtasiye giderleri, demirbaşlar, bunların hepsi tasarruf tedbirleri kapsamındadır. Bu Cumhurbaşkanımızın bu tasarruf tedbirleri öncesinde bu kalemlerin bütçe içindeki payı yüzde 4.6'ydı, şimdi yüzde 3'e düştü. Üçte bir oranında tasarruf sağladık demek. Muazzam bir tasarruf çabası." ifadelerini kullandı. "İŞSİZLİK 30 AYDIR TEK HANEDE" "Reformlar yapacağız. Şeffaflığı, hesap verilebilirliği, rekabeti artırmak için kamu ihale reformu gibi birçok reform gündemimizde. Yine dış dengede sürdürülebilirlik bizim için önemli." diyen Şimşek, şunları kaydetti: "Eskiden yüksek cari açık veriyorduk. Milli gelir 100 ise yaklaşık 4 lira açık veriyorduk. Şimdi bu açık yüzde 1-1,5 civarına kadar düştü. Aslında tasarruf amaçlı alınan altını, ithal ettiğimiz altını dışarıda bırakırsak, cari açık önemli ölçüde sorun olmaktan, bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Dış finansman ihtiyacımız milli gelire oran olarak düşüyor. İşsizlik 30 aydır tek hanede. Devletin bilançosunda 2,5 yılda 269 milyar dolarlık iyileştirme yaptık. Bunun 143 milyar doları koşullu yükümlülüklerin azalmasından geliyor; 126 milyar doları da swaplar hariç net rezerv artışından geliyor. Yani rezerv artışı, artı KKM'deki çıkış topladığınız zaman neredeyse 265-270 milyar dolara denk geliyor. Bu nedenle Türkiye'nin risk primi düştü. Yani Türkiye'nin dışarıdan daha ucuza kaynak bulabiliyor. Bize benzer ülkelerde risk primindeki düşüş 55 baz puan, Türkiye'de neredeyse bunun 9-10 katı yani 491 baz puan. Risk priminin düşmesi demek küresel finansa erişim daha ucuza demektir. Kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu artırdı. İki kademe, üç kademe artırdılar." Türkiye'nin kalkınma sürecine değinmek istediğini dile getiren Şimşek, "Cari dolar kuruyla 2002 yılında dünyanın en büyük 21. ekonomisiydik, şu anda 16. büyük ekonomiyiz. Satın alma gücü paritesiyle Türkiye dünyanın en büyük 16. ekonomisiyken 11. en büyük ekonomi haline geldi. Dünyada sadece 8 ülke bütün komşularının toplamından daha büyük ekonomiye sahip. Türkiye'de bunlardan biri. İhracattaki payımız da aynı şekilde arttı. Türkiye büyük bir imalat sanayi üstü. Dünyanın imalat sanayinde en büyük 14. ekonomisi. Organize sanayi bölge sayısı 192'den 371'e çıkarken bu bölgelerdeki fabrika sayısı 11 binden 68 bine çıktı." dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, "Sadece sanayide değil, hizmetlerde de dünyada ilk 20'deyiz. Eğitim, sağlık, finans, turizm bir hizmettir. Dünya turist sıralamasında 20. sıradan 4. sıraya çıktık. Dünyanın en büyük turizm destinasyonlarında ilk 5'e girdik. Sağlık turizminde büyük potansiyelimiz var. Uluslararası akredite olmuş 50 hastanemiz var, dünya sağlık turizminde en büyük ülkelerinden birisiyiz. İnşaat sektöründe dünyada Çin'den sonra büyükler liginde ikinci sıradayız. Önümüzdeki 10 yılda eğer bölgemizde savaş değil, barış hakim olursa ve bölge yeniden inşa edilecekse bizim bölgemizde önümüzdeki 10 yılda 1 trilyon dolarlık yeniden inşaat fırsatı olacak." diye konuştu. Bütçenin önemli bir kısmını eğitime harcadıklarını anlatan Şimşek, eğitim, sağlık ve altyapı alanında yapılan yatırımları aktardı. Rektör Prof. Dr. İdris Demir de programda konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Bakan Şimşek'e, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Demir, Üniversite Senatosunca verilen fahri doktora belgesini takdim etti, cübbesini giydirdi. Programa; Batman Valisi Ekrem Canalp, AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Zekeriya Kaya, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ekrem Doğan, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Bakan Şimşek, daha sonra Batı Raman Kampüsü'nde yapımı tamamlanan Batman Üniversitesi Camisi'nin açılış törenine katıldı. İl Müftüsü Ahmet Durmuş'un yaptığı duanın ardından Şimşek ve beraberindekiler, açılış kurdelesini kesti, camiyi gezdi.

Avrupa Birliği, yurt dışından gelen küçük paketlere gümrük vergisi getirdi Haber

Avrupa Birliği, yurt dışından gelen küçük paketlere gümrük vergisi getirdi

Avrupa Birliği (AB), dış ülkelerden gelen 150 euro altı tüm küçük paketlere 2026 yılı itibarıyla 3 euro gümrük vergisi getirme kararı aldı. AB Komisyonu verilerine göre, 2024 yılında 150 euro altındaki 2 milyar paketin yüzde 91’i Çin’den geldi. Uzmanlara göre karar, Çin’in düşük maliyetli e-ticaret modeline ciddi bir darbe etkisi oluşturacak. Yeni düzenlemeyi değerlendiren Asset Worldwide Express Genel Müdürü Onur Tekin, verginin Türkiye’yi doğrudan öne çıkaran bir fırsat penceresi araladığını söyledi. "ÇİN’İN İŞ MODELİNİ VURUYOR" 3 euroluk sabit verginin Çin’deki 1 ile 5 euro arasındaki fiyata dayalı iş modelini zora sokacağını belirten Tekin, "Bu karar Çin’i yavaşlatırken Türkiye’ye adeta torpil gibi bir avantaj sağladı. Türkiye hız ve tedarik avantajıyla öne çıkacak" ifadelerini kullandı. Tekin, AB’nin yeni vergi adımının Türkiye’yi üç stratejik alanda güçlendirdiğine dikkat çekti. Çin’den AB’ye sevkiyatın 7-20 gün sürdüğünü, Türkiye’den ise kara yoluyla 2-4 gün, hava yoluyla ise 24-48 saatte teslimat yapılabildiğini hatırlatan Tekin, "Avrupalı tüketici artık ucuz ama geç gelen ürünü istemiyor. Hız, fiyat kadar kritik hale geldi" diye konuştu. Algı farkının da Türkiye lehine döndüğünü vurgulayan Tekin, "AB tüketicisinin gözünde Çin menşeli ürünler kalite ve güvenlik şüphesi oluştururken, Türkiye menşeli ürünler ’yakın tedarikçi’ ve daha güvenilir kaynak olarak görülüyor. AB’nin bu kararı sadece ekonomik değil, stratejik. Tedariki uzak Asya’dan değil, yakın ülkelerden toplamak istiyorlar. Türkiye bu denklemde doğal aday" değerlendirmesinde bulundu. "UCUZA OYNAYAN KAYBEDER, HIZA OYNAYAN KAZANIR" Türk firmalarına kritik uyarılarda bulunan Onur Tekin, şirketlerin ucuzluk yarışına değil, hız yarışına girmesi gerektiğinin altını çizdi. Tekin, "Ucuza oynayan şirket kaybeder. Kazanan; hızlı, şeffaf, AB’ye yakın çalışan firmalar olacak" dedi. Tekin, Türk şirketlerine yakın-depo yatırımı, IOSS ve ETGB süreçlerinin otomasyonu ve lojistik veri analizinin dijitalleştirilmesi gibi somut adımlar atmaları yönünde tavsiyede bulundu. Tekin sözlerini, "Avrupa, bu kararla Türkiye’ye net bir avantaj sundu. Şirketler doğru adımları atarsa önümüzdeki iki yıl altın dönem olabilir" diyerek tamamladı.

Rusya, müzakerelerin sessiz yürütülmesini istiyor Haber

Rusya, müzakerelerin sessiz yürütülmesini istiyor

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, başkent Moskova’da gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile dün yaptığı görüşmenin içeriğiyle ilgili ayrıntı vermek istemeyen Peskov, şöyle konuştu: "Bu durumda müzakerelerin sessiz yürütülmesinden yanayız. Megafon diplomasisini tercih etmiyoruz. Amerikalıların da bu ilkeye bağlı kaldığını görüyoruz. Müzakereler ne kadar sessiz yürütülürse, o kadar verimli olacak. Bu ilkeye bağlı kalacağız. Amerikan meslektaşlarımızın da bu ilkeye bağlı kalacağını umuyoruz. Hepimiz, barışçıl çözüme ulaşmak için gerektiği kadar görüşmeye hazırız." Başkan Trump’ın Ukrayna krizine barışçıl çözüm bulma konusunda gösterdiği siyasi iradesini büyük takdirle karşıladıklarını dile getiren Peskov, Trump yönetimine bu konudaki girişimlerinden dolayı minnettar olduklarını söyledi. Peskov, "Dünkü görüşmede Putin'in Amerikan planını reddettiğini söylemek doğru olur mu?" sorusunu, "Bu doğru olmaz. Dün ilk kez doğrudan istişareler yapıldı. Bazı şeyler kabul edildi, bazıları ise kabul edilemez olarak nitelendirildi. Bu, normal bir çalışma ve uzlaşma arayış sürecidir." diye yanıtladı. Putin ile Trump arasında telefon görüşmesinin yapılması ihtimalini değerlendiren Peskov, bunun gerektiğinde hızlı şekilde organize edilebileceğini ancak bunun için uzmanlar düzeyindeki istişarelerde sonuçların elde edilmesi gerektiğini vurguladı. "Avrupa, gazı daha pahalıya tedarik etmek zorunda kalacak" Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya'dan doğal gaz alımını 2027'de sona erdirme yönündeki kararını da değerlendiren Peskov, bu durumda Avrupa’nın doğal gazı daha pahalıya tedarik etmek zorunda kalacağını söyledi. Sözcü Peskov, "Bu, kaçınılmaz olarak Avrupa ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yaratacak ve Avrupa’nın rekabet gücünü azaltacak. Bu durum, Avrupa ekonomisinin öncü olma potansiyelini düşürecek." değerlendirmesinde bulundu.

Adana şalgamı, Avrupa sahnesine çıkıyor: Coğrafi İşaret Tescili yolda Haber

Adana şalgamı, Avrupa sahnesine çıkıyor: Coğrafi İşaret Tescili yolda

Türkiye’nin gastronomi haritasında özel bir yere sahip olan Adana şalgamı, yöresel lezzetleri sevenlerin gözdesi olmaya devam ediyor. Fermente bir içecek olan şalgam, sadece kendine özgü tadıyla değil, sağlık açısından sağladığı faydalarla da ön plana çıkıyor. Adana şalgamı, kırmızı pancar, havuç ve tuzlu suyun özel bir mayalama süreci ile hazırlanıyor. Uzun yıllardır Adana’da üretilen bu içecek, özellikle kebap ve diğer etli yemeklerin yanında sofraların vazgeçilmezi olarak biliniyor. Doğal fermantasyon süreci sayesinde probiyotik açısından zengin olan şalgam, sindirim sistemine de katkı sağlıyor. Adana’da üretim yapan yerel işletmeler, şalgam üretiminde geleneksel tariflere sadık kalarak kaliteyi ön planda tutuyor. Bölgedeki üreticiler, “Şalgamımızın tadı ve kalitesi, kullandığımız doğal malzemeler ve sabırlı fermantasyon sürecinden geliyor” ifadelerini kullanıyor. Ayrıca, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından tescillenen Adana şalgamının dünya pazarında hak ettiği yeri alması da hedefleniyor. Turistler ve yöre halkı arasında popülerliği giderek artan Adana şalgamı, özellikle yaz aylarında serinletici ve ferahlatıcı bir içecek olarak tercih ediliyor. Uzmanlar, düzenli ve ölçülü tüketildiğinde bağışıklık sistemine destek olduğunu ve vitamin açısından zengin olduğunu vurguluyor. Adana'nın tescilli ürünleri arasında yer alan bu lezzet, Avrupa Birliği’nde de coğrafi işaret tesciline kavuşuyor. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından yapılan açıklamada, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından başvurunun uygun bulunduğu ve üç aylık ilan sürecinin tamamlanmasının ardından Adana şalgamının AB’de tescillenmesinin beklendiği duyuruldu. TÜRKPATENT ayrıca, “Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mehmet Fatih Kacır himayelerinde, Yerel Kalkınma Hamlesi vizyonuyla coğrafi işaretlerimizin dünyada korunması ve markalaşması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerine de yer verdi. Öte yandan, Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ve ŞALGAMDER Başkanı Selahiddin Nas’ın konuyla ilgili olarak yarın Adana Ticaret Odası’nda bir basın toplantısı düzenleyeceği bildirildi.

Adana sanayisine AB'den yeşil ışık: 170 bin Euro'luk köprü kuruluyor Haber

Adana sanayisine AB'den yeşil ışık: 170 bin Euro'luk köprü kuruluyor

Avrupa Birliği’nin karbon emisyonlarının azaltılması hedefleri doğrultusunda Türkiye'deki sanayi kuruluşları önemli bir iş birliğine imza attı. Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) liderliğinde yürütülecek olan ve Adana Sanayi Odası'nın (ADASO) kritik bir ortak olarak yer aldığı "Doğudan Batıya Sürdürülebilirlik Köprüsü" projesinin protokolü Ankara'da imzalandı. ADANA SANAYİ ODASI PROJENİN KİLİT ORTAĞI Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi’nde imzalanan sözleşme ile Adana sanayisinin yeşil dönüşümüne doğrudan katkı sağlayacak süreç resmen başladı. Romanya TSO'nun da paydaş olduğu projenin bütçesi yaklaşık 170 bin Euro (168 bin 618 Euro) olarak açıklandı. KOBİ'LER 'SINIRDA KARBON'A HAZIRLANACAK Proje, özellikle Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamındaki sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin uyum kapasitelerini artırmayı hedefliyor. Bu kapsamda Adana ve Samsun'daki 20 KOBİ'nin karbon emisyon ölçümleri yapılacak, analizler çıkartılacak ve eylem planları hazırlanacak. Adana sanayicisini yakından ilgilendiren proje takvimi de netleşti. 15 Ocak 2026 tarihinde başlayacak olan çalışmalar 15 ay boyunca devam edecek. Süreç boyunca Türkiye ve Romanya arasında sürdürülebilirlik odaklı bir iş birliği ağı kurulacak, çalıştaylar düzenlenecek ve sürdürülebilirlik danışmanları yetiştirilecek. İmza töreninde konuşan Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Murzioğlu, "Samsun, Adana ve Romanya arasındaki bu iş birliği ağı, sadece bir protokol değil; Türk ve Avrupa iş dünyası arasında köprü kuran, sürdürülebilirlik vizyonunu pratiğe geçiren bir misyondur" ifadelerini kullandı.

Gaziantep lahmacunu AB'den coğrafi işaret tescili aldı Haber

Gaziantep lahmacunu AB'den coğrafi işaret tescili aldı

Valilikten yapılan açıklamada, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi tarafından 29 Ekim 2025'te yapılan toplantıda alınan karar gereği, Gaziantep lahmacununun Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) girişimleriyle AB'den coğrafi işaret tescili aldığı belirtildi. Gaziantep baklavası, Araban sarımsağı, menengiç kahvesi ve fıstık ezmesinin önceki yıllarda AB tarafından tescillendiğinin hatırlatıldığı açıklamada, Gaziantep lahmacunuyla birlikte kentteki tescilli ürün sayısının 5'e yükseldiği ifade edildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vali Kemal Çeber, gastronomi kenti olmanın verdiği gururu taşıdıklarını ifade etti. Çeber, "Gaziantep'in yemek kültürü, 500'den fazla yemek çeşidiyle zaten dillere destandır. Ben, önümüzdeki dönemde kentin her konuda olduğu gibi yemek çeşitliliği ve coğrafi işaretli ürünleriyle de adından daha fazla söz ettireceğine inanıyorum. AB tescil sürecinde emeği geçen tüm kurumlarımıza teşekkür ediyorum." dedi. GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, kararı büyük sevinçle karşıladıklarını belirtti. Tescilin kültürel bir mirasın dünyaya tanıtımı anlamına geldiğini vurgulayan Akıncı, "Antep lahmacunu yalnızca Gazianteplilerin değil, ülkemizin de gurur kaynağıdır. Bu tescil, kökeni, üretim yöntemi ve kültürel bağlarıyla bir bütün olarak Gaziantep'e ait olduğunu tüm dünyaya tescil ettirmiştir. Her bir ustamızın emeği, her bir fırının kokusu artık Avrupa’da da Gaziantep adıyla anılacaktır." ifadesini kullandı. Esnaf memnun Kasap Oktay Yanç, yaklaşık 50 yıldır lahmacun içi hazırladığını belirterek, "Lahmacun öncelikle zırhla yapılır. Kıyma, sarımsak, domates, salça, biber ve maydanoz ile baharatlar zırhtan geçirilerek hazırlanır. Gaziantep'in yemeğidir. Tescillendi, çok memnun olduk. İnşallah ülkemiz için hayırlı olur." diye konuştu. Fırın ustası Yunus Emre Yanç da tescilden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Lahmacunu hazırladıktan sonra odun ateşinde pişiriyoruz. Bu lezzeti tatmaları için Türkiye ve dünyanın dört bir yanından müşterilerimizi Gaziantep'e bekliyoruz." şeklinde konuştu.

Türk kahvesi Avrupa Birliği'nde tescilleniyor Haber

Türk kahvesi Avrupa Birliği'nde tescilleniyor

Kültürel mirasımızın en önemli simgelerinden biri olan Türk Kahvesi, Avrupa Birliği (AB) nezdinde tarihi bir başarıya imza attı. Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde bugün yayımlanan duyuruyla "Türk Kahvesi" AB’de “Geleneksel Ürün Adı” (Traditional Specialities Guaranteed) olarak ilan edildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından yapılan başvuru sonucunda elde edilen bu başarı, 3 aylık itiraz sürecinin tamamlanmasının ardından kesinleşecek. Türk Kahvesi, bu sürecin sonunda Türkiye’nin AB’de tescil edilen ilk "Geleneksel Ürün Adı" unvanını alacak. HİSARCIKLIOĞLU: "DOSTLUĞUN VE SOHBETİN SİMGESİ" Konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, tescilin önemine vurgu yaptı. Hisarcıklıoğlu "Kültürümüzün en köklü sembollerinden biri olan Türk Kahvesi, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde de yer alıyor. 500 yılı aşkın geçmişiyle, sadece bir içecek değil; misafirperverliğimizin, sohbetin ve dostluğun simgesi" dedi. TOBB olarak yerel değerleri korumak için çalıştıklarını belirten Hisarcıklıoğlu "TOBB olarak yerel ve geleneksel değerlerimizi korumak, dünya çapında tanıtmak ve tescil ettirmek için çalışmaya devam ediyoruz. Türk Kahvesi’nin eşsiz kokusu ve lezzeti Avrupa’da da tescilleniyor" ifadelerini kullandı. AB'DEN TESCİL ALAN ÜRÜN SAYISI 40'A ÇIKTI Avrupa Birliği'nden gelen tek sevindirici haber Türk Kahvesi ile sınırlı kalmadı. Hatay Kaytaz Böreği ve Antep Lahmacunu / Gaziantep Lahmacunu da Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili almayı başardı. Bu son eklemelerle birlikte Türkiye'nin AB tarafından tescillenen coğrafi işaretli ürün sayısı 40'a yükseldi. TÜRKİYE'NİN AB TESCİLLİ ÜRÜNLERİ AB nezdinde koruma altına alınan 40 ürünün tam listesi şu şekilde: "Gaziantep baklavası, Aydın inciri, Malatya kayısısı, Aydın kestanesi, Milas zeytinyağı, Bayramiç beyazı, Taşköprü sarımsağı, Giresun tombul fındığı, Antakya künefesi, Suruç narı, Çağlayancerit cevizi, Gemlik zeytini, Edremit zeytinyağı, Milas yağlı zeytini, Ayaş domatesi, Maraş tarhanası, Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini, Ezine peyniri, Safranbolu safranı, Aydın memecik zeytinyağı, Araban sarımsağı, Osmaniye yer fıstığı, Bingöl balı, Bursa şeftalisi, Hüyük çileği, Bursa siyah inciri, Söke pamuğu, Manisa mesir macunu, Gaziantep menengiç kahvesi, Silifke yoğurdu, Aydın memecik zeytini, Erzincan tulum peyniri, Aydın çam fıstığı, Afyon pastırması, Afyon sucuğu, Gaziantep fıstık ezmesi, Mut zeytinyağı, Kırkağaç kavunu, Hatay kaytaz böreği, Gaziantep lahmacunu." Öte yandan, Avrupa Birliği'ne başvurusu yapılmış ve süreci devam eden 42 coğrafi işaret ile 2 geleneksel ürün adıyla ilgili çalışmaların da sürdüğü bildirildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.