#Ayhan Barut

İLKHABER-Gazetesi - Ayhan Barut haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayhan Barut haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Barut: Açlık ve yoksulluk canavarı büyüyor Haber

Barut: Açlık ve yoksulluk canavarı büyüyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, TBMM’de yaptığı konuşmada Türkiye’deki açlık ve yoksulluk sınırlarını gündeme taşıdı. Barut, “Asgari değil insanca yaşam istiyoruz. Asgari ücretin en az 39 bin liraya çıkarılmasını istiyor musunuz?” diyerek iktidara çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, Türkiye’de yoksulluğun göreli ölçütlerle hesaplandığını ve TÜRK-İş’in rakamlarının resmi veri olmadığını ifade etti. “ASGARİ ÜCRET EN AZ 39 BİN LİRA OLMALI” CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "Asgari ücretin 22 bin, emekli maaşının 16 bin lira olduğu memleketimizde açlık sınırı 29, yoksulluk sınırı ise 93 bin lira seviyesinde. Bu durum ülkemizde, maalesef, açlık, yoksulluk ve sefalet düzeni yaratmıştır. Enflasyon canavarı, yüksek faizler ve fahiş zamlar bu çileyi büyütmektedir. Asgari değil insanca yaşam istiyoruz. Asgari ücretin en az 39 bin liraya çıkarılmasını istiyor musunuz? Bu konuda adım atmayı düşünüyor musunuz? En düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkarmak için iktidarın bir planlaması var mı?" şeklinde konuştu. Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan yerine soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklamasında şunları söyledi: "Diğer taraftan, açlık, yoksulluk sınırıyla ilgili Ayhan Barut bazı ifadelerde bulundu. Türkiye, 2015'ti zannediyorum en son mutlak yoksulluğu ölçtüğü tarih, geldiği nokta itibarıyla bir defa resmi olarak artık mutlak yoksulluğu ölçmüyor, göreli yoksulluğu ölçüyor. Medyan gelire göre yüzde 40'ın altı, 50'nin altı, 60'ın, 70'in altı gibi. Gelişmiş ülkeler de böyle yapıyorlar, mutlak yoksulluğu ölçmüyorlar artık, göreli yoksulluğu ölçüyorlar. Türkiye'de açlık ve yoksulluk sınırı dediğiniz TÜRK-İş’in yaptığı hesaplamalar. Yoksulluk olarak hesapladığı, geçen ay gördüm televizyonlardan 97 bin diyor. Yani neredeyse 2.500 dolara yakın bir geliri olanı yoksul olarak tarif ediyor. Siz 5 bin dolar da dersiniz, açık artırmaya da çıkabilirsiniz, tüm toplumu da yoksul ilan edebilirsiniz. Ama bir uluslararası ölçüte, istatistiğe dayalı bir yaklaşım değil bu; sendikal olarak hazırlanmış, muhtemelen sendikal taleplerine baz teşkil etmek üzere yapılan çalışmalar."

Ayhan Barut, TBMM’de Çukurova Çiftliği’nin ve Ceyhan Nehri’nin sorunlarını gündeme taşıdı Haber

Ayhan Barut, TBMM’de Çukurova Çiftliği’nin ve Ceyhan Nehri’nin sorunlarını gündeme taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, TBMM’de yaptığı konuşmada Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği’nin mali kriz nedeniyle zor durumda olduğunu ve Ceyhan Nehri’nin aşırı kirlilik nedeniyle tarımda dahi kullanılamaz hâle geldiğini belirterek, her iki sorunun acilen çözülmesi çağrısında bulundu. Barut, Bakan Yumaklı ve Bakan Kurum’a seslenerek, çiftliğe mali destek sağlanması ve nehrin kirlenmeye karşı korunması gerektiğini vurguladı. “UYGULAMA ÇİFTLİĞİMİZİN YAŞATILMASI İÇİN ACİL MALİ DESTEK GEREKİYOR” TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde söz alan Barut, Bakan Yumaklı ve Bakan Kurum’a seslendi. İlk olarak Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği’nin zor günler geçirdiğini aktaran Barut, “Bilimsel çalışmalar, uygulamalar ve AR-GE açısından kritik öneme sahip, öğrencilerin uygulamalı eğitim gördüğü ve bilimsel projelerin yürütüldüğü bu merkezimiz maalesef 30 milyon lirayı aşan borç yükü altında; altyapı eksikliği, gelir gider dengesizliği nedeniyle çok zor durumdadır. Özellikle burada 4/D kadrosunda çalışan 56 işçinin aylık 10 milyon lira gideri de karşılanamıyor. Türkiye'de bu statüde çalışan yalnızca 2 üniversite var; Çukurova ve Aydın Üniversitesi kalmış. Bu işçilerin giderlerinin genel bütçeye aktarılması, acilen uygulama çiftliğimize mali destek sağlanması, burasının yaşatılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. “CEYHAN NEHRİ CAN ÇEKİŞİYOR” Ayhan Barut, “Öte yandan Çukurova’mızı besleyen iki ırmaktan birisi olan Kahramanmaraş Elbistan’dan doğup Çukurova’nın bereketli topraklarıyla buluşan Ceyhan nehri çevresel ve sanayi atıklarının dökülmesi sebebiyle tarımda dahi kullanılamayacak şekilde kirletilmiştir. Çukurova'nın verimli topraklarını sulayan ve birçok canlıyı barındıran Ceyhan Nehri, aşırı kirlilik nedeniyle can çekişiyor. Bu soruna da acil çözüm bulunmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Barut: Çiftçi üreterek batıyor, tarım desteklenmeli Haber

Barut: Çiftçi üreterek batıyor, tarım desteklenmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Meclis kürsüsüne pamuk, soğan, domates ve mandalina gibi tarımsal ürünlerle birlikte, çiftçi ve köylünün simgesi olan kasketiyle çıktı. Çiftçinin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Barut, üreticilerin haklarını savunma kararlılığını vurgulayarak, “Çiftçimizin yüzünü güldüreceğiz. Meclis’te gösterdiğimiz kararlılıkla mücadeleyi büyüteceğiz, bu zulmü bitireceğiz. Atama bekleyen gençlerimizin de hakkını mutlaka alacağız” dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı bütçe görüşmelerinde Meclis Genel Kurul'da konuşan Ayhan Barut, ilk olarak Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'a Allah'tan rahmet ve herkese başağlığı dileklerini iletti. Tarımın, tüm dünyanın önem verdiği ve dünyada stratejik öneme sahip bir sektör olduğunu vurgulayan Barut, "Tarım aynı zamanda korunmaya ve desteklenmeye de muhtaç bir sektördür. Tarım, tüm sektörlerin anası konumundadır. Tarım sektörü, ülkemiz hariç tüm ülkelerde korunup kollanırken, maalesef ülkemizde serbest piyasanın acımasız rekabetine terk edilmiştir. 2025 yılında gayrisafi hasılanın üçüncü çeyreğinde inşaattan finansa, iletişimden hizmet sektörüne kadar tüm sektörler yüzde 2,1 ile 13,7 arasında büyümüştür; buna hiçbir itirazımız yok ancak tek küçülen sektör var, yüzde eksi 12,7'yle tarım sektörü. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 'Tarım sektörü eksi 12,7 negatif büyüdü' dedi. Ya, buradan soruyorum: 'Negatif büyüme' ne demek? Aklımızla alay mı ediyorsunuz, dalga mı geçiyorsunuz?" diye konuştu. “TARIMA AYRILAN DESTEK FAİZE KIYASLA ÇOK AZ” Ayhan Barut, "Avrupa Birliğinin bütçesinin yüzde 33'ü tarıma destek olarak ayrılırken ülkemizde 77,3 trilyonluk gayrisafi millî hasılanın kanuna göre yüzde 1'i olan 773 milyar destek verilmesi gerekirken maalesef 168 milyar destek öngörülüyor. Bu, 19 trilyonluk bütçenin yüzde 1'i ancak, hatta değil bile, millî gelirin de binde 2'si. Oysa tarıma ayrılan desteğin tam 16,5 katı olan 2 trilyon 742 milyar para faize ayrılıyor. Bu çiftçilerimize Allah'tan reva mıdır? Ülkemizin gıda güvenliğini tehlikeye soktuğunuzun farkında değil misiniz? Ellerinin nasırıyla, alınlarının teriyle 45 derece sıcaklıkta üretim yapan çiftçimiz bunu hak ediyor mu? Çiftçilerimizin tek suçu üretmek mi? Üreterek ve çalışarak batıyor” şeklinde konuştu. “PAMUK, SOĞAN, DOMATES, MANDALİNA DEĞERİNDE SATILMALI” Üretici ve köylü kasketiyle çıktığı kürsüde beraberinde getirdiği pamuk, domates, mandalina ve soğanı gösteren Barut, "Buraya manav açmaya gelmedik. Bu yıl çiftçi ne ektiyse zarar etti. Örneğin, şu pamuk: Kilosu 30 liraya mal oldu, 40 liraya satılması gerekirken 25 liraya satıldı. Yine, şu soğan: 8-10 liraya mal oldu, 4 liraya satıldı, sonradan da tarlada çürüdü. Domates, aynı şekilde çürüdü. Şu erkenci mandalinanın 8 lira, 10 lira olması gerekirken 1 liraya, 2 liraya şu anda da alıcısı yok. Değerli arkadaşlar, aynısı karpuz için, patates için de geçerli. Bu gördüğünüz şapka var ya, bu gördüğünüz şapka çiftçimizin sembolüdür, simgesidir” diye ifade etti. “GENÇLERİMİZE ATAMA MÜJDESİ VERİN, TARIMA DESTEK OLUN” Barut, kuraklık sorununa değinerek yetkililere seslenerek şunları söyledi: "Ülkemiz 112 milyar metreküp su kaynağına sahip, kişi başına 1.300 metreküp su düşmektedir; Su fakiri bir ülkeyiz. Buna çözüm bulmamız gerekiyor. Bu suyun da yüzde 75'i tarımda kullanıldığına göre, vahşi sulama, salma sulama yöntemiyle kullanıldığı için o zaman kapalı basınçlı sulama sistemine geçmemiz gerekiyor. İktidarın acilen tüm ülkede kapalı basınçlı sulama sistemine geçmesi gerekirken DSİ'ye ayrılan kaynak yeterli mi? Vallahi yeterli değil. Dolayısıyla DSİ ya da diğer kurumların kaynaklarını artırıp, su problemini bir daha yaşamak istemiyorsak kapalı basınçlı sulama sistemine geçmemiz gerekiyor. Meslektaşlarımız, ziraat, gıda mühendislerimiz, veteriner hekim, su ürünleri, teknisyenler, teknikerler, günlerdir burada konuşma yapacağımızı biliyor, mesajlarımızı, maillerimizi doldurdular; 10 binlerce insan atama bekliyor. Sizlerden bu gençler hayırlı bir haber, bir müjde duymak istiyor. Bu gençlerin sesini duyun, bunlara bir imkân sağlayın. Bunlar vatana, millete fayda sağlasın, aynı zamanda da tarıma, gıdaya hizmet etsin. Mutlaka bu gençlerin atamasını gerçekleştirin. Bu bütçe teklifine de bu şekliyle hayır diyoruz".

Barut:Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği borç ve altyapı sorunlarıyla mücadele ediyor Haber

Barut:Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği borç ve altyapı sorunlarıyla mücadele ediyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği’nin yaşadığı mali sıkıntılara dikkat çekti. Uygulamalı eğitim, bilimsel üretim, araştırma ve geliştirme açısından kritik öneme sahip olan çiftliğin zor zamanlar geçirdiğini vurgulayan Barut, yaşatılması için tüm ilgilileri seferber olmaya çağırdı. Barut, Türkiye ve dünyada birçok alanda örnek gösterilen çiftliğin borç yükünden kurtarılması gerektiğini belirterek, “Uygulamalı eğitimin, araştırma projelerinin ve Ar-Ge faaliyetlerinin kesintiye uğramaması için 30 milyon lira acil mali destek sağlanması büyük önem taşımaktadır” dedi. “ÇİFTLİKTEKİ MALİ SORUNLAR BİLİMSEL ÇALIŞMALARI TEHDİT EDİYOR” Ayhan Barut, “Bu merkezimizin bilimsel çalışmalar, uygulamalı eğitim ve Ar-Ge açısından kritik öneme sahip olup olduğu herkesin bilgisi dahilindedir. Son yıllarda dünya çapındaki birçok endekste Türkiye birinciliği elde etmiştir. Burada üretimi artırmak ve çeşitlendirmek için yapılan çalışmalara karşın borç yükü, altyapı eksikliği ve gelir-gider dengesizliği uygulama çiftliğini tıkanma noktasına getirmiştir” şeklinde konuştu. “ÇİFTLİKTE EĞİTİM VE AR-GE FAALİYETLERİ SÜRDÜRÜLEMEZ HALE GELDİ” Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği’nde yaşanan özellikle mali sorunların sürdürülebilirliği zora soktuğunu aktaran Ayhan Barut, herkesi göreve çağırarak şunları kaydetti: “Uygulama çiftliğinin çok geçmişten gelen borç yükü, eski altyapı ve ciddi bir gelir–gider dengesizliği sorunları var. Yönetimlerin çabasıyla borçlar bir süre kapatılmaya çalışılmış, döngünün sağlanması için büyük gayret gösterilmiştir ama sorun devam etmektedir. Çiftlikte özellikle büyükbaş işletmesinde yaşanan üçgün hastalığı nedeniyle ana gelir kaynağı zayıflamış; kuraklık, don, yangın ve hırsızlıkların yol açtığı zararlar ile TARSİM veya diğer afet desteklerinden yararlanılamaması nedeniyle mali durum kritik seviyeye inmiştir. En büyük sorunlardan birisi de, 4/D kadrosundaki 56 işçinin aylık yaklaşık 10 milyon TL’lik giderinin uygulama çiftliği tarafından karşılanması artık imkânsız hale gelmesidir. Bu yük eğitim ve Ar-Ge faaliyetlerini durdurma noktasına getirmiştir. Türkiye’de bu statüde işçi yalnızca Çukurova ve Aydın Üniversitelerinin Ziraat Fakültelerinde kalmıştır. Sağlık fakültelerindeki işçilerin genel bütçeye alınması gündemdeyken, gıda gibi stratejik bir alanda görev yapan bu çalışanların da uygun statüye aktarılması mağduriyetin giderilmesi açısından hayati önemdedir. Aynı statüde çalışan sağlık sektörü işçilerinin tüm giderleri Maliye tarafından karşılanırken, tarım sektöründeki işçilerin hariç tutulması hem iş barışını olumsuz etkilemekte hem de fakülte yönetimlerini sürdürülemez bir mali yük altında bırakmaktadır. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği’nin mevcut toplam borcunun 30 milyon liraya ulaştığı gözetildiğinde, bilimsel ve uygulamalı eğitimin, araştırma projelerinin ve Ar-Ge faaliyetlerinin kesintiye uğramaması için acil mali destek sağlanması gerekmektedir. Herkesi bu konuda sorumlulukla ve acilen harekete geçmeye çağırıyoruz.”

Ayhan Barut, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndaki üst düzey atamaları Melis’e taşıdı Haber

Ayhan Barut, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndaki üst düzey atamaları Melis’e taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Tarım ve Orman Bakanlığı’nda paralel kadrolaşma iddialarını soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Bakan İbrahim Yumaklı’nın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesini TBMM Başkanlığı’na sunan Barut, “Bakanlık üst düzey yönetici atamalarında paralel kadrolaşmayı andıran, ‘Tarım Akademi’ adıyla yapıldığı ileri sürülen bu atamalar kamu vicdanını yaralıyor” dedi. Ayhan Barut, “Bu yapı, geçmişte ‘Genç Ufuk Derneği’ olarak faaliyet göstermiş, daha sonra isim değiştirerek ‘Tarım Akademi’ adını almış ve Bakanlık içerisindeki bazı bürokratların bu dernek veya çevresiyle bağlantılı olduğu ileri sürülmüştür. Son iki yıl içinde yapılan daire başkanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür ve benzeri üst düzey atamalarda aynı çevreye mensup kişilerin dikkat çekici biçimde ön plana çıkması, kamu kurumlarında ‘paralel kadrolaşma’ olarak tanımlanan bir olgunun Tarım ve Orman Bakanlığı içinde kurumsallaşmakta olduğu yönünde kaygı yaratmaktadır” diye konuştu. CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut’un Bakan Yumaklı’ya seslendiği önergede şu sorulara yanıt istendi; "Tarım Akademi” veya geçmişteki adıyla “Genç Ufuk Derneği” yapılanması ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde görev yapan herhangi bir bürokrat arasında üyelik, temsil, danışmanlık veya koordinasyon ilişkisi bulunmakta mıdır? 2023–2025 yılları arasında yapılan daire başkanı, genel müdür yardımcısı ve genel müdür atamalarından kaçı bu yapıyla bağlantılı kişilerden oluşmaktadır? "Tarım Akademi” yapılanmasıyla ilişkili kişilerin, Bakanlık içerisindeki atama süreçlerinde referans olarak kullanıldığı veya karar mekanizmasına dâhil edildiği yönündeki iddialar Bakanlığınızca araştırılmış mıdır? Bu yapının, Bakanlık bünyesinde yürütülen ihale, izin veya proje değerlendirme süreçlerinde belirli firmalara avantaj sağladığına ilişkin herhangi bir tespit bulunmakta mıdır? Varsa, bu tespitler hangi kurum veya denetim birimi tarafından yapılmıştır? “Tarım Akademi” yapısına ait olduğu öne sürülen liste, görsel veya belge niteliğindeki içeriklerin kamu erişiminden kaldırıldığı, sosyal medya ve haber arşivlerinden sistematik biçimde silindiği iddiaları doğru mudur? Bu erişim engellemeleri hangi gerekçeyle ve kimin talimatıyla gerçekleştirilmiştir? Tarım ve Orman Bakanlığı içerisinde “Tarım Akademi” çevresinin etkisiyle oluşturulmuş fiilî bir paralel kadrolaşma ağı bulunmakta mıdır? Bu iddiaları araştırmak üzere herhangi bir müfettiş görevlendirilmiş midir? Görevlendirildiyse, bu incelemelerin sonuçları kamuoyu ile paylaşılacak mıdır? Kamu görevlerinde tarafsızlık ve eşitlik esasına aykırı biçimde belirli grup veya dernek üyelerinin öncelikli olarak terfi ettirildiği veya kritik pozisyonlara atandığı tespit edilmiş midir? Bu durum 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun hangi hükmüyle bağdaşmaktadır?” Bakanlığınız, gelecekte bu tür örgütlü yapılanmaların kamu kurumlarında etkili olmasını önlemek amacıyla yapısal, etik ve hukuki düzeyde ne tür tedbirler planlamaktadır?”

Barut: Emekli ve işçiler açlık sınırının altında yaşıyor Haber

Barut: Emekli ve işçiler açlık sınırının altında yaşıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, TBMM Genel Kurulu’nda Türkiye’de derinleşen ekonomik krize dikkat çekerek, asgari ücretin değil, insanca yaşamın sağlanması gerektiğini vurguladı. Barut, açlık ve yoksulluk sınırına işaret ederek asgari ücretin en az 60 bin lira olması gerektiğini belirtti ve yetkilileri harekete geçmeye çağırdı. “Asgari ücret ve emekli maaşı açlık sınırının altında yaşıyor” TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Ayhan Barut, "Asgari ücretin 22 bin, emekli maaşının 16 bin lira olduğu memleketimizde açlık sınırı 29, yoksulluk sınırı ise 93 bin liradır. Emeklisinden işçisine, çiftçisinden memuruna herkes zorda. Kış geliyor. Isınmadan eğitime, barınma, beslenme, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçların maliyeti de arttı. İnsanca yaşam için gelir düzeyinin de bu gerçeklikle uyumlu olması gerek" diye ifade etti. “Asgari ücret en az 60 bin lira olmalı” Barut, "Temel gereksinimler gözetilse dahi Türkiye’de asgari ücretin en az 60 bin lira olması gerektiği çok açık. Bu tutar bir ailenin sağlıklı, güvenli ve onurlu bir yaşam sürebilmesi için gereken asgari şarttır. Asgari ücretin bu seviyeye çıkarılması yalnızca çalışanların değil, toplumsal refahın artması anlamına gelir. Asgari değil insanca yaşam, ayrıcalık değil herkesin temel hakkıdır" diye konuştu.

Barut: Tarımda acı tablo, yürek yakıyor Haber

Barut: Tarımda acı tablo, yürek yakıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, komisyondaki Tarım ve Orman Bakanlığı bütçe görüşmelerinde tarımsal üretim, çiftçinin yaşadığı sorunlar ve tarım politikalarındaki eksiklikleri gündeme taşıdı. Barut, elindeki pamuk ve mazotu örnek göstererek, “Eskiden 1 kilo pamukla 2,5 litre mazot alınırken, şimdi 2,5 kilo pamuk 1 litre mazot alınamıyor. Bu durumu siz yarattınız” dedi. “Gıda egemenliği riske giriyor” Ayhan Barut, "Ulusal gıda egemenliğimiz gerçeğinden hareketle bütçe teklifi sadece hesap kitaptan ibaret değildir. Bu bütçe konusu çok önemlidir. Çünkü ülke tarımını ve çiftçisini, halkın ekmeğini, gıdasını, kırsalın umudunu, milyonlarca yurttaşın bugününü ve geleceğini ilgilendirmektedir. Çünkü tarım bir ülkenin bağımsızlığının, güvenliğinin, halk sağlığının, aynı zamanda da üretim gücünün ve sosyal huzurunun da en temel unsurudur. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki bu bütçe teklifi, tarımsal üretimdeki gerilemeyi durdurmayı, çiftçimizin artan maliyetlerini ve bu maliyetler karşısında ezilmesini engellemeye yetmiyor. Gıda fiyatlarını istikrara kavuşturacak, kırsal kalkınmayı sağlayacak, yeterli bir bütçe değil. Sonda söyleyeceğimizi de başta söyleyelim. Bu bütçeye biz 'Hayır' diyoruz. Bu yıl gerçekten çiftçinin başına gelmeyen kalmadı. Tabir yerindeyse gökten bir meteor taşı düşmediği kaldı. Bu yıl başta şubat ayında bölgemizde yaşanan aşırı don, daha sonra 10-12 Nisanda tüm ülkede yaşanan aşırı don, arkasından 9-10 Ağustosta yine 58,5 dereceyi gösteren aşırı sıcaktan dolayı meyve yanıklıkları, derken kuraklık maalesef tarımda ve üreticilere büyük zararlara neden olmuştur. Bu vesileyle ülke gıda egemenliği riske girerken aynı zamanda iktidarın uygulamış olduğu tarımsal ekonomi politikalarıyla çiftçinin ürünleri değerinde satılmamıştır. Bölgemizde limon ağaçları kesilmiştir. Bu sene pamuk, soğan, patates, karpuz, biber, hiçbiri para etmemiştir. Ayrıca erkenci mandalina şu anda 2 liraya, 1 liraya düşmüştür. Pamuk bölgemizin, ülkemizin bir dönem simgesiydi, beyaz altın. Şu elimde gördüğünüz pamuk eskiden Ak Parti iktidarlarından önce 1 kilo pamuk sattığımızda, elimdeki mazot 1 litre, bu mazot çiftçinin en temel girdilerinin başında geliyor, fiyatı 60 lirayı buldu. Eskiden 1 kilo pamuğa 2,5 litre civarında mazot alınırken bugün 2 kilo pamuk satacak ki 1 litre, belki de 2,5 kilo pamuk satacak çünkü 28 liralardan 25 liralara kadar düştü. Bu nedenle 2,5 kilo pamuğa 1 litre mazot alabiliyor” diye ifade etti. “Tarımda net dış ticaret açığı 49 milyar dolara ulaştı” Ayhan Barut, "Komisyonda gün boyu 'ülkemiz tarımda net bir şekilde ihracatçı' diyenlere anlatıyorum. Tarımsal ham madde bazında söylüyorum, gıda ürünleriyle ilgili değil, 2003 yılında ülkede 2,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirilirken karşılığında da 2,3 milyar dolar ithalat yapıldı. Bu iktidar 2023'e geldiğimizde 8,7 milyar dolar ihracata karşılık 13,3 milyar dolar ithalat yaptı. İktidar sayesinde 2003 ile 2025 yılları arasında toplamda 47 ile 49 milyar arasında tarımda net bir şekilde dış ticaret açığı bulunmaktadır. Tarım desteklenirse yapılır, tarım korunmaya muhtaç bir sektör. Tarım tüm dünyada korunurken, desteklenirken acaba bizim ülkemizde destekleniyor mu? 2006 yılında çıkarılan bir Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesine göre milli gelirin 'Yüzde 1'inden aşağı olamaz' diye kesin hüküm var ancak hiçbir zaman yüzde 1'i verilmedi. Bu yılki gayrisafi millî hasılanın 77,3 trilyon olduğunu düşündüğünüzde bunun da yüzde 1'i 773 milyar destekleme olması gerekirken 168 milyar veriliyor. Şu anda bütçenin bile 0,9'una inmiş durumda” şeklinde konuştu. “Tarımın sürdürülebilirliği için teknik personel atamaları önemli” Kamuya ziraat ve gıda mühendisleriyle veteriner hekim, tekniker ve teknisyen atamalarına dikkat çeken Barut şunları söyledi: "Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği yalnızca bizle değil, çiftçiyle değil, aynı zamanda sahada çalışan teknik personelle mümkündür. Bu nedenle, ziraat mühendisinden gıda mühendisine, veteriner hekimden orman mühendislerine kadar çok sayıda meslektaşımız atama beklemektedir. Ziraat mühendisleri açısından söylemem gerekirse, ülkede 46 tane ziraat fakültesi var, her yıl 6 bin ziraat mühendisi mezunu veriyor. 2024 yılının KPSS sınavlarına 36 bin kişinin girdiğini düşündüğünüzde, yaklaşık 2 bin civarında alım yüzde 6'ya gelmektedir; bu da çok önemli rakam. Sizden gençlerin ricası, bir an önce atamaları gerçekleştirmeniz."

Barut: Hurma ve greyfurt üreticileri göz ardı edilemez, üretici bazlı destek şart Haber

Barut: Hurma ve greyfurt üreticileri göz ardı edilemez, üretici bazlı destek şart

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, zirai don felaketinin ardından Kozanlı hurma üreticileri ve bölgede greyfurt üreten çiftçilerin desteklemelerden kapsam dışı bırakılmasına Meclis’te tepki gösterdi. Hasat vakti ithalat kararına ve destekte kapsam dışı bırakmaya tepki göstererek yanlıştan dönülmesini talep eden Barut, çiftçilerin yaralarının sarılması için kapsamlı destek verilmesini istedi. “Tarımsal kayıp 150 milyar lirayı aştı” TBMM Genel Kurulu'nda söz alan Ayhan Barut, "Kuraklık, zirai don ve aşırı sıcak mağduru çiftçilerin sesini duyun. Doğu Akdeniz'de ve ülkemizin dört bir yanında Şubat sonu, sonra da Nisan aylarında yaşanan zirai don felaketinin ardından hala yaralar sarılmadı. Çiftçi ve tarımsal üretim kaybı maddi olarak 150 milyar lirayı aştı ama pansuman niteliğindeki destekler dertlere derman olmuyor" diye ifade etti. “Üretici bazlı bir destekleme modeli hayata geçirilsin” Kozan'daki Trabzon hurması üretenlerin ve tüm bölgedeki greyfurt üreticilerinin 'Çare' arayışına ortak olan Barut, "Kozan ilçemizde yaklaşık 10 bin dönüm alanda yetiştirilen Trabzon hurması da don felaketinden etkilendi. Ama kapsam dışı bırakılarak desteklemelerde hurma üreticilerimiz yok sayıldı. Aynı senaryoyu greyfurt üreticileri için de yaptılar. Üstüne Azerbaycan'dan hasat vakti ithalat yapılıyor. Tek suçu üretmek olan çiftçilerimize kötülük etmeyin. Ürün değil, üretici bazlı bir destekleme modeli hayata geçirilsin, hurma ve greyfurt üreticilerinin de sesi duyulsun" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.