#Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı

İLKHABER-Gazetesi - Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

“Yolyemezler” çetesine büyük darbe: 22 tutuklama Haber

“Yolyemezler” çetesine büyük darbe: 22 tutuklama

İstanbul merkezli 4 ilde 'Yolyemezler' çetesine yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 22 şüpheli tutuklandı.Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, örgütlü bir biçimde birbirleriyle bağlantılı hareket ederek, suç görüşmeleri yaptıkları, bahis sitelerine entegre halde panel sistemi kurdukları, dış finans evi olarak tabir edilen evlerde yasa dışı bahis yaptıkları ve aralarında yapılan finansal işlemlerin analizi sonucunda 1,5 milyar liralık işlem hacmine sahip oldukları tespit edilen 'Yolyemezler' çetesine yönelik soruşturma başlatılmıştı. Yürütülen soruşturmada, şüphelilerin, 3'üncü şahıslar adına açılan banka hesapları üzerinden yasa dışı bahisten elde edilen paraları aktardığı ve haksız kazanç sağladıkları belirlenmişti. 4 ilde operasyon yapılmıştı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Şube Müdürlüğü’nce gerçekleştirilen operasyonda, şüphelilerin yasa dışı bahis kapsamında para transferlerinin tespiti, bu hususta suç içerikli görüşmeleri ve hesap hareketleri, ayrıca şüphelilerin suçta kullandıkları değerlendirilen dijital materyaller ele geçirilmişti. İstanbul merkezli Antalya, Bayburt ve Samsun’da düzenlenen operasyonda 45 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin adreslerinde arama yapıldığı öğrenilmişti. Aramalarda 33 adet telefon, 30 adet sim kart, 1 adet SSD, 3 adet hard disk, 1 adet hafıza kartı ele geçirilmişti. 22 şüpheli tutuklandı Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler, Bakırköy Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada, savcılıkta ifade işlemleri tamamlanan şüpheliler, nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarıldı. Şüphelilerden 5’inin cezaevinde olduğu öğrenilirken, 22 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi. 1 suça sürüklenen çocuk ile 19 şahıs, adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a TV programında "hakaret" iddiasına ilişkin iddianame Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a TV programında "hakaret" iddiasına ilişkin iddianame

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanıklar Mehmet Tezkan, İbrahim Kahveci ve Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş hakkında "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya hapis cezası istendi. Bir televizyon programında söyledikleri sözler nedeniyle Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Mehmet Tezkan ve İbrahim Kahveci hakkında "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan müşteki, Toktaş, Tezkan ve İbrahim Kahveci ise sanık olarak yer aldı.İddianamede sanıkların 23 Eylül 2024'te "Seda Selek ile Neden Sonuç" programına yorumcu olarak katıldıkları belirtilerek, Kahveci'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik konuşması aktarıldı. Tezkan'ın bunu destekler nitelikte sözler söylediğinin anlaşılması üzerine soruşturma başlatıldığı, Halk TV'de yayınlanan programa dair yayının RTÜK'ten talep edilerek incelendiğinde sanıkların belirtilen sözleri söylediğinin anlaşıldığı iddianamede belirtildi. Kanalın sorumlu müdürü olması nedeniyle cezai sorumluluğu bulunduğu ifade edilen Suat Toktaş, iddianamede yer alan ifadesinde, soruşturmaya konu programda diğer sanıkların katılımcı olarak bulunduğunu kaydetti. Sanıkların söz söyleme gücüne sahip iki gazeteci olduklarını, programın tamamına bakıldığında İsrail'in eleştirisi söz konusu olduğunu iddia eden Toktaş, programın kısa bir bölümünde adı geçse de programın ana öznesinin Cumhurbaşkanı olmadığını, sözlerin eleştiri sınırında hakaret unsuru taşımayan ifadeler olduğunu öne sürdü. Sanık Mehmet Tezkan ise programın sohbeti içerisinde konunun Orta Doğu'ya geldiği için İsrail örneğini verdiğini, Hitler ile Netanyahu karşılaştırması söz konusu olunca da "İkisi aynıdır" dediğini, söz konusu program içerisinde sarf ettiği sözlerin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını, "cumhurbaşkanına hakaret" kastı içermediğini ve üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini savundu. Sanık İbrahim Kahveci ise programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduklarını, programın içerisinde sarf ettiği sözlerin hakaret içermediğini, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını öne sürdü. İddianamede bahse konu sözleri sarf etmeleri nedeniyle sanık Suat Toktaş'ın da kanalın sorumlu müdürü olarak bu programı yayınlamasının "cumhurbaşkanına hakaret" eylemi kapsamında olduğu, sanıkların cumhurbaşkanının şeref, onur ve saygınlığını rencide etmek suretiyle "cumhurbaşkanına hakaret" suçunu işlediklerinin anlaşıldığı kaydedildi. Hazırlanan iddianamede sanıklar Mehmet Tezkan, İbrahim Kahveci ve Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş hakkında "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya hapis cezası istendi.Değerlendirilmek üzere Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame kabul edildi.

İlk eşi gibi ikinci eşi de iple asılı bulundu: Sanığa 18 yıla kadar hapis istemi Haber

İlk eşi gibi ikinci eşi de iple asılı bulundu: Sanığa 18 yıla kadar hapis istemi

Bakırköy’de geçtiğimiz yıl bir ipe asılı halde ölü bulunan Vesile Bingöl’ün ölümüne ilişkin yürütülen davada, eşi İsmet Bingöl'ün yargılanmasına devam edildi. Daha önceki eşini de benzer şekilde kaybeden tutuksuz sanık İsmet Bingöl hakkında cumhuriyet savcısı, “eşe karşı eziyet” ve “intihara yönlendirme” suçlarından toplamda 7 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talep etti. Vesile Bingöl'ün şüpheli ölümünde eşine 18 yıla kadar hapis istemi Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık İsmet Bingöl SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya maktul Vesile Bingöl’ün ailesi de katıldı. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı İsmet Bingöl’ün eşi Vesile’ye sık sık şiddet uyguladığını ve intihar ettiği günde de vücudunda darp izi bulunduğunun tespit edildiğini belirtti. Mütalaada, sanık İsmet’in, Vesile'yi takip ettiğine, telefon kullanmasını ve evden çıkmasını engellediğine, eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğine yönelik tanık beyanları olduğu da kaydedildi. Sanık İsmet Bingöl’ün maktul Vesile’ye yönelik onur kırıcı eylemlerde bulunmak, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamak, evden çıkmasına ve telefon kullanmasına izin vermemek, takip etmek gibi davranışlarıyla sistematik şekilde ruhsal ve bedensel acı çekmesine neden olduğu da mütalaada aktarıldı. İsmet Bingöl’ün bu nedenle ‘eşe karşı eziyet’ suçundan 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Bingöl’ün maktul eşinin intihar kararını kuvvetlendirmesi nedeniyle ‘intihara yönlendirme’ suçundan ise 4 yıldan 10 yıla kadar hapsi istendi. Duruşma sanığın mütalaaya karşı savunma yapması için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 24 Temmuz 2023 günü Bakırköy’de kolluk birimlerine intihar ihbarının ulaştığı ve polislerin olay yerine gittiği aktarıldı. Hayatını kaybeden Vesile Bingöl’ün ölü bir şekilde ambulansa bindirildiği de iddianamede kaydedildi. İddianamede ifadesine yer verilen ve ablası Vesile Bingöl ile aynı apartmanda oturan Şaban A. "İsmet Bingöl olay günü sabah saatlerinde ‘Şaban koş koş’ diye bağırdı. Kardeşim yerde yatar haldeydi. Televizyonun sesi fazlaca yüksekti. İsmet Bingöl tamamen giyinikti ev haliyle değildi. İsmet Bingöl ilk eşini öldürmekten cezaevine girdi. Vesile’ye zaman zaman şiddet uygulardı" dedi. İddianamede, İsmet Bingöl’ün ilk eşinin ölümü ile yargılama süreci de aktarıldı. İddianamede "İsmet Bingöl’ün tıpkı bu olayda olduğu gibi sabah uyandığında vefat eden ilk eşi ile tartıştığını ve tıpkı bu olayda olduğu gibi eşinin başka odaya geçerek intihar ettiğini söylediği, yine tıpkı bu olayda olduğu gibi eşini görünce sinir krizi geçirdiğini ve yakınlarına seslendiğini, tıpkı bu olayda olduğu gibi vefat edenin intihar etmesi için somut bir neden bulunamadığı ve İsmet Bingöl hakkında beraat kararı verildiği" ifadelerine yer verildi. Öte yandan evde yapılan incelemelerde Vesile Bingöl’ün kendini astığı ipin düğümünün gevşek olduğu ve asılma durumunda düğümlerin sıkı hale gelmesi gerektiği belirtildi. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda ise Vesile Bingöl’ün asılma dışında ölüm gerçekleştiğine dair tıbbi bir delil bulunmadığı kaydedildi. İddianamede Vesile Bingöl’ün kendini asmadığı ancak eşi tarafından olaya intihar süsü verdiği iddiasının oluştuğu belirtilerek "Ancak nihayetinde bilimsel ve aksi sabit olmayan Adli Tıp Kurumu raporu ile bilirkişi raporunda ‘vefat edenin ası şeklinde intiharı’ olarak ortaya konulduğu" belirtildi. Cumhuriyet savcısı, İsmet Bingöl’ün ilk eşinden sonra ikinci eşini de öldürdüğüne dair somut bir delile ulaşılamadığını ve ikinci eşi olan Vesile Bingöl’ün de intihar ettiğinin kabulünün gerektiğini açıkladı. Sanık İsmet Bingöl hakkında bu nedenle ‘kasten öldürme’ suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. İddianamede İsmet Bingöl’ün eşi Vesile Bingöl’e yönelik gurur kırıcı eylemlerde bulunduğu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, uyuşturucu kullanmasının etkisi ile Vesile Bingöl’ün hayatını temelinden sarstığı ve evden dışarı çıkmasına izin vermediği kaydedildi. Cumhuriyet savcısı İsmet Bingöl’ün ilk eşinin de intihar ettiğinin iddia edildiğini belirterek, amacının ilk eşinde olduğu gibi Vesile Bingöl’ü intihar etmeye sürüklemek olduğunu açıkladı. Savcı, Vesile Bingöl’ün hiçbir sebep yokken aldatma ithamlarına maruz bırakıldığını da belirterek " İsmet Bingöl’ün eşinin vefat etmesini istediği ve bu ruh haline sürüklediği, eziyet içeren sistematik eylemleri ile aynı zamanda intihara yönlendirdiği" ifadelerine yer verdi. İsmet Bingöl hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan dava açılmazken ‘intihara yönlendirme’ suçundan 4 yıldan 10 yıla kadar, ‘eşe karşı eziyet’ suçundan ise 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul'da bebek ölümlerine yol açan skandal: 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı Haber

İstanbul'da bebek ölümlerine yol açan skandal: 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı

İstanbul'da sağlık sistemini hedef alan çarpıcı bir skandalın detayları gün yüzüne çıktı. Bebek acil hastalarının, anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilmesi ve bu süreçte yaşanan ihmaller sonucunda ölümlerine sebep olduğu iddia edilen 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, sağlık hizmetlerinde güvenin sarsılmasına neden oldu. İddianamede, şüphelilerin aralarındaki telefon görüşmelerine dayanan tape kayıtları ile birlikte, toplamda 197 suç eylemi belgelendi. 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarının da dahil olduğu bu karmaşık yapının, sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları ve sorumsuzlukları gözler önüne serdiği belirtildi. Bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede, 197 suç eylemine ilişkin tape kayıtları yer aldı. İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, 197 suç eylemine ilişkin tape kayıtları yer aldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, suça konu 197 eylem sıralandı. Bu eylemlere ilişkin, şüphelilerin telefon konuşmalarını içeren tape kayıtları ve bunlarla ilgili değerlendirmeler de iddianameye girdi. Bir şüpheli ve hastane çalışanının konuşması şu şekilde yer aldı: "A.K: Denetim geldi mi sana da diyecektim. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde. A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Bu normal değil. Ben on beş yıldır çalışıyorum. Hayatımda böyle bir denetime girmedim. Cezalık bir şey değil. Ceza kesmek istediğinde gelir iki tane şeye bakar cezasını keser, parasını alır, çıkar gider. A.K: Doğukan sence sadece Fırat Hoca'nın işletmelerine mi yapıldı? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Sanmıyorum. Fırat Hoca bu kadar önemli bir insan değil. İstanbul'da bu kadar koordineli bir iş yapmazlar." Bebek bir hastanın durumuyla ilgili örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in konuşmalarıysa iddianamede şu şekilde yer buldu: "Şüpheli İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek ben diyalizi yandan takmak zorunda kaldım. İlk çalıştı sonra çalışmayı durdurdu. Şüpheli Fırat Sarı: Durdu ha. Şüpheli İlker Gönen: Ölecek zaten çocuk. Beş buçukta damar yolu gitmiş, Serenay damar yolu için gelmiş. Satılmış niye geliyorsun diye kızmış." İddianamede, hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen'in konuşmaları da yer aldı. Konuşmalar şöyle: "Şüpheli Çağla Durmuş: Hocam Karakoç ex. Şu anda şey, kalp tepe atılması seksen, satürasyonu otuz ama o seksen de adrenalinle yani. Şüpheli İlker Gönen: Adrenalinle, tamam yapacak bir şey yok. Şüpheli Çağla Durmuş: Aynen öyle ölüm morlukları falan da oluştu. Şüpheli İlker Gönen: Tamam. Şüpheli Çağla Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe... Makinada birazdan ex kabul ederiz yani. Şüpheli İlker Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de... Şüpheli İlker Gönen: Aspirasyondan mı öldü yani? Şüpheli Çağla Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş. Şüpheli İlker Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyo, tamam rengi kötüydü ama. Şüpheli Çağla Durmuş: Onun bir o süreci kaybetmişiz yani biz, dönebilme sürecini. Şüpheli İlker Gönen: Uff tamam, yapacak bir şey yok yani. Şüpheli İlker Gönen: Hah yani neyse Dursun abiyi gönderme. Aile gelene kadar tamam mı? Şüpheli Çağla Durmuş: Hı hı tamam. Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim. Şüpheli İlker Gönen: Tamam." Bebeğin babasının şüpheli ölüm şikayeti üzerine ise şüpheliler arasında şu konuşma geçti: Şüpheli İlker Gönen: O tedaviler IV görünsün ha. Oral görülmesin. Şüpheli Çağla Durmuş: Tamam tamam. Şüpheli İlker Gönen: Şöyle, Fırat abiyi aradım meşgul. Şöyle diyeceksin, böyle böyle kötüleşti, işte ondan sonra entübe ettik, solunumuna baktık kalbi düştü. Müdahalesini yaptık ıvır zıvır. Dursun abiyle ağzın bir olsun yani. İddianamede, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden bebekle ilgili üç şüphelinin konuşmaları da yer aldı: Şüpheli Bahar Kanık: Hocam kalbi, Halime'nin kalbi yokmuş, cpr yapalım mı? Şüpheli Fırat Sarı: Cpr bir iki tane dokunun, dönerse döndü. Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar. Şüpheli Bahar Kanık: Valla siz gelinceye kadar... Kusura bakmayın. Şüpheli Fırat Sarı: Ölmesin ha. Bahar Kanık: Sarıkaya'nın da valla fişini çekecem gelmezseniz. Şüpheli Fırat Sarı: Nasıl?Haha dedemin fişi. Şüpheli Bahar Kanık: Haha çekicem fişi haha. Şüpheli Fırat Sarı: Ölen mi oldu Ecem? Şüpheli Ecem Koç: Başımız sağ olsun hocam Halime. Şüpheli Fırat Sarı: Öldü mü gerçekten? Şüpheli Ecem Koç: Öldü hocam, cpr'ını yaptık, adrenalini yaptık. Cpr'la da adrenalinle de dönmedi. Adrenalin kalbi geldi bir kendi kendine gitti. Zaten cpr'a da yanıt vermedi. Şüpheli Fırat Sarı: Tamam. Yarım saat, kırk dakikaya oradayım geliyorum. Şüpheli Ecem Koç: Ha geliyorsunuz, tamam hocam biz şu an ellemiyoruz makinaya bağlı. Şüpheli Fırat Sarı: Ellemeyin, bilgi de vermeyin, orada dursun. Şüpheli Ecem Koç: Aynen aynen açık duruyor her şey monitörde açık... Hiçbir şey yapmıyoruz. İddianamede, bebek bir hastaya müdahale edilmediğiyle ilgili konuşmalar ise şöyle sıralandı: Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Kanka hasta kötüydü de bir tane bebek ölüyordu diyecektim. Gizlice girip iki dakika cpr yap çocuğa diyecektim de... Şüpheli Hüseyin Günerhan: Nerede? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Güneyde. Şüpheli Hüseyin Güneyhan: Güneyden bize ne? Bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edek... Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hoca demiş ki kayarsa tüpünü çek demiş, yaşamaz bu demiş. İddianamede, bir kişinin çalıştığı hastaneyi CİMER'e şikayet etmesiyle ilgili şüpheliyle arasında geçen konuşmalar da yer aldı: O.Ö: Şey gitmiş tabi bizim avukat .... Halil anlaşma olmamış. Tabii ben de şimdi mahkeme sürecine de giriyoruz SABİM'e, CİMER'e dayiyim, döşiyim diyorum. Şüpheli Hüseyin Günerhan: Daya döşe kanka. O.Ö: Nasıl bir şey yazayım? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka şey yaz, usulsüz hasta alımlarını yaz 112'den. O.Ö: Nasıl oluyor? Şüpheli Hüseyin Günerhan: 112 ayağı olmadan hasta kabul ediyorlar de, protokolsüz hasta kabul ediyorlar diye yaz ondan sonra. O.Ö: Mert olayı mı? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı Mert olayı kanka. O.Ö: İsmini bile veririm de senin arkadaşın olduğuna dua etsin o. Şüpheli Hüseyin Günerhan: İsmini de ver, benim umurumda değil o. Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka bunu yaz, ondan sonra erişkindeki dosya mosyaları yazabilirsin usulsüz diye. O.Ö: Hasta çarşafları mı? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı hasta basamaklarını şişiriyorlar, usulsüzlükler, çarşafları şişiriyorlar dersin. Eks bekletiyorlar, yatışını uzatıyorlar hastaların diyebilirsin. O.Ö: Aynen aynen bunları yazayım. İddianamede, hastanede tedavi gören 6 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iki şüphelinin konuşmasına şu şekilde yer verildi: Şüpheli Tuğçe Toptemel: Besledikten sonra bebek kötüleşti. Ben başına gittim sonra Gizem geldi, sonra bebek kusmaya başladı, acaba aspire mi etmiş olabilir, bir akciğerine falan baksa mıydınız hani aspire etmiş olabilir mi? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani aspire etmiş olabilir de bu çocuk büyük çocuk prematüre değil ki. Şüpheli Tuğçe Toptemel: Bayağı bir kustu. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Prematüre değil ki hemen ölsün çocuk yani orada bir yarım saatlik can çekişmesi lazım o çocuğun, yani ben bunun açıklamasını yapamam, çocuk ölü anladın mı yani çocuk ölmüş ve bu çocuk rahat 2-3 saat önce ölmüş, çocuk kaskatı buz kesmiş. Şüpgeli Tuğçe Toptemel: Neyden ölü? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani bu çocuk böyle anlık bir şey değil, bu çocuğa cpr bile yapılmaz, bu çocuk kim bilir ne zaman öldü, ya bir anomalisi yok, kalp anomalisi yok bir şeyi yok, genetik bir hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim? Şüpheli Tuğçe Toptemel: Desetüre hiç olmadı biz bakımındaydık hiç olmadı, kameraları izle istersen hiç olmadı çünkü gözüme bir de büyük bebek ya bir de siyahi, siyah bir bebek olduğu için gözüm hep ondaydı, acaba morarırsa görmeyiz diye. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Ya Tuğçe birazcık morarsa anlaşılmaz da çocuğun dudakları mosmor. Yani ben bunu daha nasıl hocaya ne diyeceğim, hoca gönderdi dün çocuğu, ailesine ne diyecem, aile zaten yabancı ortalığı ayağa kaldıracak, ortalığı yıkacaklar hastaneyi zaten büyük çocuk, almam bile yasak onu oraya." İddianamede, şüpheli Fırat Sarı'yla ilgili soruşturma olduğuna dair ise şu konuşmalar yer aldı: Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam şimdi bu denetim Sağlık Bakanlığı falan fasa fiso, benim korktuğum şey bu değil, Fırat hocayı örgütlü suç işlemekten yargılayacaklar, adamlar dava açmış, ben Fırat hocanın kaç tane emniyet müdürlüğünden dosyasını topladım. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Ne örgütü ya, ne örgütü ya? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam, adamlar sen yalandan sahte yani tedavi yapıyorsun, doktor koymuyor dosyalarda oynama yapıyor, hocam bizim telefonlarımız bile dinleniyor olabilir, bunları kimseye hoca söylettirmiyor bana. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Telefon dinlenebilir, doğrudur. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam dinleniyor, biz Whatsapp'tan konuşuyoruz Fırat hocayla hep, anladın. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Valla doğrudur, Whatsapp'tan konuşmak lazım, dinlenir doğrudur e yazdığın zaten."

Bağcılar'da anne cinayeti zanlısının yargılanması devam ediyor Haber

Bağcılar'da anne cinayeti zanlısının yargılanması devam ediyor

Bağcılar’da 25 Eylül 2022’de annesi Havva Sayan’ı (58) öldürdükten sonra kafasını keserek sokağa atan tutuklu sanık Ali Sayan’ın (27) yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ali Sayan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu. Duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, eksik hususların giderilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Duruşmada savunma yapan sanık Ali Sayan, “Bir diyeceğim yoktur. Tutukluluk hususunda takdir mahkemenindir” dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın cezai ehliyetine ilişkin dosyanın Adli Tıp Kurumu’ndan dönüşünün beklenilmesine karar verdi. Heyet, sanık Ali Sayan’ın tutukluluk halinin de devamına hükmederek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, annesi Havva Sayan’ı öldürdüğü suçlamasıyla yargılanan sanık Ali Sayan’dan olay sonrası alınan kan ve idrar örneğinde Adli Tıp Kurumu raporuna göre madde bulunduğunun tespit edildiği aktarılmıştı. İddianamede maktul Havva Sayan’ın vücudunda Adli Tıp Kurumu raporuna göre 13 kesici ve delici alet yaralaması tespit edildiği, bunlardan 8’inin öldürücü nitelikte olduğu belirtilmişti. Ali Sayan’ın ‘canavarca hisle veya eziyet çektirerek üstsoydan akrabayı kasten öldürme’ ve ‘genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.