TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#besin

İLKHABER-Gazetesi - besin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, besin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaz mevsimi meyve ve sebzeleri nelerdir? İşte vitamin deposu yaz besinleri Haber

Yaz mevsimi meyve ve sebzeleri nelerdir? İşte vitamin deposu yaz besinleri

Yaz ayları, taze ve lezzetli meyve ve sebzelerin mevsimidir. Bu dönemde sofralarımız renklenir ve sağlığımıza birçok fayda sağlayan besinlerle dolup taşar. Yaz meyveleri, yaz aylarında tazeliğini ve lezzetini en üst seviyeye çıkaran çeşitli meyvelerdir. İşte yaz meyveleri ve özellikleri: Karpuz: Yazın en popüler meyvelerinden biri olan karpuz, serinletici ve ferahlatıcı bir lezzete sahiptir. Bol miktarda su içeriği ile yaz aylarında vücudu nemlendirir ve serinletir. Çilek: Renkli ve lezzetli çilekler, yaz mevsiminde oldukça popülerdir. Yüksek C vitamini içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendirir ve antioksidan özelliklere sahiptir. Kavun: Tatlı ve sulu bir yapıya sahip olan kavun, yazın ferahlatıcı bir meyve tercihidir. Yüksek su içeriği ile vücuda hidrasyon sağlar. Şeftali: Yaz aylarının başlangıcında yetişen şeftali, tatlı ve sulu bir meyvedir. Aynı zamanda lif açısından zengin olup sindirime yardımcı olur. Üzüm: Yaz meyveleri arasında bulunan üzüm, tatlı ve ekşi çeşitleriyle tüketilebilir. Yüksek antioksidan içeriği ile sağlık için faydalıdır. İncir: Tatlı ve yumuşak bir yapıya sahip olan incir, yaz aylarında tüketilen besleyici bir meyvedir. Lif içeriği ile sindirim sistemini destekler. Kayısı: Parlak turuncu rengi ve tatlı tadıyla bilinen kayısı, yaz meyveleri arasında önemli bir yere sahiptir. Yüksek A vitamini içeriği ile göz sağlığını destekler. Kiraz: Yaz aylarının vazgeçilmez meyvelerinden olan kiraz, tatlı ve ekşi çeşitleriyle tüketilir. Yüksek antioksidan içeriğiyle sağlık için faydalıdır. Armut: Yaz meyveleri arasında bulunan armut, tatlı ve sulu bir yapıya sahiptir. Lif içeriği ile sindirim sistemini düzenler. Yeşil Erik: Ekşi ve taze tadıyla bilinen yeşil erik, yaz aylarında ferahlatıcı bir seçenektir. C vitamini içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendirir. Yaz sebzeleri de yaz aylarında yetişen ve sağlıklı beslenme için önemli olan çeşitli sebzelerdir. İşte yaz sebzeleri ve özellikleri: Bakla: Yaz sebzelerinden biri olan bakla, protein, lif ve vitamin bakımından zengindir. Sindirim sistemini destekler ve tokluk hissi sağlar. Bamya: Yazın yetişen bamya, lif bakımından zengin olup kan şekerini dengeleyici etkiye sahiptir. Aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir. Bezelye: Tatlı ve taze bezelye, yaz sebzeleri arasında bulunur. Yüksek lif içeriği ile sindirim sağlığını destekler ve tokluk hissi verir. Dolmalık Biber: Yazın bolca tüketilen dolmalık biber, C vitamini ve lif açısından zengindir. Antioksidan içeriği ile hücreleri korur. Domates: Yaz sebzelerinin başında gelen domates, yüksek likopen içeriği ile kalp sağlığını destekler ve kansere karşı koruyucu etkiye sahiptir. Enginar: Yaz aylarında yetişen enginar, sindirimi kolaylaştırır ve karaciğeri destekler. Aynı zamanda detoks etkisi sağlar. Kabak: Hafif ve besleyici olan kabak, yaz sebzeleri arasında bulunur. Yüksek lif içeriği ile sindirim sistemini düzenler. Mısır: Yazın taze olarak tüketilen mısır, lif ve B vitaminleri açısından zengindir. Enerji verir ve tokluk hissi sağlar. Patates: Çeşitli yemeklerde kullanılan patates, yaz sebzelerinden biridir. Potasyum bakımından zengin olup kas fonksiyonlarını destekler. Patlıcan: Yaz aylarında bolca tüketilen patlıcan, lif ve antioksidan bakımından zengindir. Kalp sağlığını destekler ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Salatalık: Yazın ferahlatıcı ve su içeriği yüksek olan salatalık, vücudu nemlendirir ve serinletir. Aynı zamanda cilt sağlığını destekler. Semiz Otu: Yaz sebzelerinden olan semiz otu, vitamin ve mineral bakımından zengindir. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve enerji verir. Taze Fasulye: Yaz aylarında taze olarak tüketilen fasulye, protein ve lif içeriği ile besleyicidir. Sindirim sistemini düzenler ve tokluk hissi verir. Yaz aylarında mevsimine uygun olarak taze ve çeşitli meyve ve sebzeler tüketmek, sağlıklı bir yaşam için önemlidir. Bu meyve ve sebzeler, vücudu gerekli besin öğeleri ile besler, hidrasyon sağlar ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Hastalıklardan korumaya yardımcı olan besinler Haber

Hastalıklardan korumaya yardımcı olan besinler

Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak ve hastalıklara karşı kendimizi koruyabilmek adında tüketebileceğimiz ürünlerle alakalı Diyetisyen Batuhan Silvan, önemli bilgiler verdi. Silvan, bu ürünlerin başında turunçgillerin geldiğini söyledi. Diyetisyen Silvan, çoğu insanın soğuk algınlığına yakalandıktan sonra doğrudan C vitaminine yöneldiğini, bunun nedeninin de bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olması olduğunu vurguladı. C vitamininin enfeksiyonlarla savaşmanın anahtarı olan beyaz kan hücrelerinin üretimini arttırdığına dikkat çeken Silvan, turunçgillerin çoğunun C vitamini bakımından yüksek olduğunu aktardı. “BROKOLİYİ YEMENİN EN FAYDALI YOLLARINDAN BİRİ ONU OLABİLDİĞİNCE AZ PİŞİRMEKTİR” Turunçgil dışında bir diğer bağışıklık güçlendiren besin maddesinin brokoli olduğunu kaydeden Silvan, brokolinin vitamin ve minerallerle güçlendirilmiş; A, C ve E vitaminlerinin yanı sıra lif ve diğer birçok antioksidan ile dolu, tabağınıza koyabileceğiniz en sağlıklı sebzelerden biri olduğunu bildirdi. Diyetisyen Silvan, “Brokoliyi yemenin en faydalı yollarından biri onu olabildiğince az pişirmektir. Brokoli çiğ ya da çiğe en yakın haldeyken vücuda çok daha faydalıdır. Buharda pişirme ya da çok az haşlama olarak da tüketilebilir” dedi. “UZUN ZAMANDIR TIBBİ AMAÇLAR İÇİN KULLANILAN SARIMSAK İLK UYGARLIKLARDAN BERİ, ENFEKSİYONLARLA MÜCADELEDE DE KULLANILIR” Bir diğer faydalı ürünün sarımsak olduğunu söyleyen Silvan, “Sarımsak yemeğe lezzet katan ürünlerden biridir. Uzun zamandır tıbbi amaçlar için kullanılan sarımsak ilk uygarlıklardan beri, enfeksiyonlarla mücadelede de kullanılır. Sarımsağın bağışıklık güçlendirici özellikleriyse içerisinde bulunan allisin gibi yüksek kükürt içeren bileşiklerinden gelir” şeklinde konuştu. Silvan, diğer bağışıklığa faydalı besinlerin başında da; zencefil, ıspanak, yoğurt, badem ve zerdeçalın geldiğini aktardı. Zencefilin birçok kişinin hastalandıktan sonra başvurduğu başka bir besin olduğunu vurgulayan Silvan, zencefil ve bahsettiği diğer ürünler hakkında da şu bilgileri verdi: “Zencefil, boğaz ağrısını ve iltihaplı hastalıkları azaltmaya yardımcı olan ve mide bulantısını da azaltmada etkili olan bir maddedir. Bunun dışında ıspanak da C vitamini açısından zengin olmasının yanı sıra aynı zamanda bağışıklık sistemimizin enfeksiyonla mücadele yeteneğini artırabilen çok sayıda antioksidan ve beta-karoten ile dolu bir besindir. Fakat brokolide olduğu gibi ıspanağın da az pişirilerek tüketilmesi önerilir. Bir diğer faydalı ürünlerden olan; bize özgü yapılan yoğurt içerisinde probiyotik bulundurur, probiyotikler hastalıklarla savaşmaya yardımcı olmak için bağışıklık sisteminize yardımcı olabilecek maddelerden bir tanesidir. Aromalı ve şekerli yoğurtlara kıyasla sade yoğurtlar çok daha fazla fayda sağlamaktadır. Sade yoğurt yemeyi tercih etmeyenler bunun yerine sade yoğurdu sağlıklı meyveler ve balla tatlandırabilir.”

Su deposu besinlerin şimdi tam zamanı Haber

Su deposu besinlerin şimdi tam zamanı

ADANA (İLKHABER) - Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, yaz aylarında sıvı tüketiminin mümkün olduğunca artırmanın genel vücut sağlığını korumada önemli bir rol oynadığını söyledi. Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, yaz aylarının en sıcak ve nemli günlerinin yaşandığını belirterek, “Böyle havalarda metabolizmamız terleme nedeniyle normalden daha fazla su ve beraberinde değerli mineral kaybediyor. Bu nedenle özellikle yaz aylarında sıvı tüketimini mümkün olduğunca artırmak genel vücut sağlığını korumada önemli bir rol oynuyor” dedi. Sıcak havalarda sağlık açısından ilk yapılması gereken şeylerden birinin de günlük su tüketiminin artırılması olduğunu söyleyen Diyetisyen Özbay, “Ancak bazı bireyler susamadan su içmekte zorlanabiliyor. Bu gibi durumlarda suyun yanı sıra yüksek su içeriğine sahip besinleri tüketerek de vücudunuza gereken sıvı takviyesini yapabilirsiniz” şeklinde konuştu. Diyetisyen Duygu Özbay, su deposu olan 8 besini sıralayarak, şu bilgileri verdi: Karpuz Su ve lif içeriği yüksek bir meyve olan karpuz hem lezzeti hem de serinletmesi nedeniyle yaz aylarının en tercih edilen meyvelerinden birisi. Yüzde 90’dan fazlası sudan oluşan karpuz, içerdiği yüksek vitamin ve mineraller ile kabızlıktan cildi gençleştirmeye, saçların beslemesinden kilo vermeye dek pek çok fayda sağlıyor. Ancak içerdiği yüksek şeker oranı nedeniyle 2 dilimden fazla tüketilmemesi gerekiyor. Kavun Hoş kokusu ve tadıyla bilinen kavun, içerisinde bol miktarda su ile çekirdek barındıran ve sağlık açısından birçok faydası bulunan bir meyve. Ayrıca, A, B, C, E, D, K vitaminleri ve sodyum, potasyum, magnezyum, demir, bakır ve alfa-beta karotenleri açısından da zengin olan kavun bu sayede kemik sağlığını koruyor, kan basıncının düzenlenmesine katkı sağlıyor, sindirim sistemini düzenliyor. Şeftali Bol sulu ve tatlı bir meyve olan şeftali, yaz mevsiminin gözde meyveleri arasında yer alıyor. Ancak şeftalinin lezzetli olmasının yanı sıra sağlığa da birçok faydası bulunuyor. İçerdiği bol su ile metabolizmanın sıvı ihtiyacını karşılamasına yardımcı olan şeftali bunun yanı sıra vitaminleri sayesinde sindirimi destekliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve yüksek potasyum seviyesi ile de vücudun sağlıklı bir denge oluşmasını sağlayarak, yüksek tansiyondan korunmaya destek veriyor. Kivi Özellikle su ve C vitamini yönünden oldukça zengin olan kivinin sağlık için birçok yararı bulunuyor. Adeta bir C vitamini deposu olan kivi, solunum sorunlarında iyileşme sağlayarak astımı hafifletmeye yardım ediyor. İçeriğindeki karotenoidler, antioksidanlar ile göz hastalıklarının önlenmesine ve görmenin iyileşmesine fayda sağlarken barındırdığı A vitamini ile de korneanın korunmasında görev alıyor. Domates Tek başına veya yemeklerde bolca tüketilen domates, içerdiği yüksek su miktarı ile iyi bir hidrasyon kaynağı olarak vücudun su dengesini korumaya yardım ediyor. Domates ayrıca, barındırdığı C vitamini ve likopen yardımıyla cilt sağlığını destekliyor, yaşlanma belirtilerini azaltıyor. Ayrıca yine likopen sayesinde özellikle prostat, akciğer ve mide kanserine karşı koruyucu bir etki gösteriyor. Salatalık Neredeyse tüm diyetlerin ve detoks sularının vazgeçilmezlerinden olan salatalık içerisinde yüzde 95’ten fazla su barındırıyor. Bu anlamda susuzluğu gidermede önemli bir rol oynayan salatalık, idrar söktürücü etkisi ile ödem atılmasına yardım ediyor. Bunun yanı sıra salatalık günlük ihtiyaç duyulan K, B ve C vitaminlerini de sağlıyor. Marul Salataların vaz geçilmez malzemelerinde olan marul, yüksek miktarda A, K ve C vitamini içeriyor. Aynı zamanda bol sulu içeriği ile hem kalorisi düşük hem de besleyici bir sebze olan marul, lipoksigenaz ve karagenan enzimleri sayesinde anti-inflamatuar bir özellik göstererek vücutta iltihabı kontrol altına almada rol oynuyor. Yeşil yapraklı sebzeler tip 2 diyabet riskini azalttığından, düşük glisemik indeksli marul da diyabet dostu olarak tanımlanıyor. Taze kırmızı biber C vitamini denince akla ilk olarak turunçgiller ailesi gelse de taze kırmızı biber aslında bir portakaldan çok daha fazla C vitamini içeriyor. Bu bakımdan enfeksiyon hastalıkları ve kansere karşı korunmadan, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde kadar birçok faydası bulunan taze kırmızı biber aynı zamanda içeriğindeki bol su oranı ile susuzluğun giderilmesinde de etkin rol üstleniyor."

Yazın böcek alerjilerinin görülme riski artar Haber

Yazın böcek alerjilerinin görülme riski artar

(İLKHABER)- Yaz döneminde alerjik çocukların besin ve arı sokmalarına karşı dikkatli olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Nacaroğlu, “Gıda alerjisi olan çocukların tatilde hazır tüketecekleri besinlerin içerikleri aileleri tarafından dikkat edilmelidir. Özellikle açık büfe servis yapan, yiyecek içeriğinin birbiri ile karışmasının mümkün olduğu ortamlarda kazara ciddi problemlerle karşılaşabiliriz. Yazın böcek alerjilerinin görülme riski de artar. Böcek sokmaları arasında reaksiyonu en fazla ve en tehlikeli olanı ise arı alerjileri olarak belirtilmektedir” dedi. Gıda alerjisine karşı çocukların yaz tatilinde dikkatli olmaları hususunda aileleri uyaran Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, “Gıda alerjisi olan çocukların tatil süresince hazır tüketecekleri besinlerin içeriklerine aileleri tarafından dikkat edilmelidir. Özellikle açık büfe servis yapan, yiyecek içeriğinin birbiri ile karışmasının mümkün olduğu ortamlarda kazara bulaşlar nedeniyle ciddi problemler ile karşı karşıya kalabilirler. Gıda alerjisi olan çocuklar, otel ve restoranın mutfağını alerjileri konusunda mutlaka bilgilendirmeleri gerekir. Ayrıca ebeveynlerin muhtemel kazara karşılaşma durumlarında yanlarında adrenalin oto enjektörler bulundurulması hayati önem arz etmektedir” diye konuştu. Arı alerjilerine bağlı anafilaktik şok vakaları görülebilir Yazın böcek alerjilerinin de arttığına dikkati çeken Doç. Dr. Nacaroğlu, şöyle devam etti: “Sıcak havalarla birlikte yaz aylarında böcek alerjilerinin görülme riski artar ve özellikle alerjik çocuklar böcek sokmalarına verdiği tepki normal çocuklardan daha fazla olabilir. Böcek sokmalarında bulgular genelde vücudun açıkta kalan kol, bacak, yüz gibi bölgelerinde ortaya çıkar. Böcek sokmaları arasında reaksiyonu en fazla ve en tehlikeli olanı ise arı alerjileri olarak belirtilmektedir. Arı alerjilerinde; kızarıklık, şişme yapabileceği gibi ani gelişen ve nefes darlığı, şuur kaybı, kusma gibi reaksiyonlara sebep olan anafilaktik şok denilen alerjik şok durumu ortaya çıkabilir. Arı dışında diğer böcek sokmaları arı kadar olmasa da deride abartılı reaksiyonlar ortaya çıkarabilir.” Adrenalin iğneleri hazır tutulmalı Yaz alerjilerinde nasıl bir tedavi uygulanması gerektiğini açıklayan Doç. Dr. Nacaroğlu, ”Tedaviyi planlamadan önce ilk yapılması gereken şikayetlere neden olan alerjenin mutlaka araştırılması olmalıdır. Alerjik hastalıklarda neden olan alerjen çocuklarda cilt testleri veya kanda alerjene özgü alerji ölçümleri yapılarak bulunabilir. Her iki yöntem de çocuklarda tüm yaşlarda güvenle uygulanabilir. Cilt testleri ağrısız olup hemen sonuç verir. Ancak deri hastalığı nedeniyle cilt testi için uygun deri alanı olmayan ve şikayetleri nedeni ile almış olduğu antihistaminik diye adlandırdığımız alerji şurubu tedavisini kesemediğimiz olgularda, alerjiye yönelik testler kan örneklerinden yapılabilir. Belirtilen testler sonucunda alerjen tespit edildikten sonra hem maruziyeti engellemek için gerekli önlemler alınabilir hem de oluşan şikayetler tedavi edilebilir. Yine arı alerjisi olduğu bilinen hastalar yaz döneminde hekimleri tarafından verilmiş hazır adrenalin iğnelerini yanında taşımaları ve reaksiyon anında bu iğneleri hemen uyluğun ön-yan tarafından kaş içine uygulamaları kendileri için hayat kurtarıcı olacaktır. Ayrıca arı alerjisi olan olgular arı alerjen aşı tedavisi olarak arı sokması sonrası gözlenen ağır hayati tehdit edici şikayetlerinden kurtulabilir” dedi.

Çok fazla tüketilen bazı besinlerin keşfi Haber

Çok fazla tüketilen bazı besinlerin keşfi

İBRAHİM BAYSAL-ÖZEL HABER ADANA(İLKHABER)-Sağlıklı beslenmek için sofralarımızdan eksik etmediğimiz besinlerinde bir tarihi olduğunu biliyor musunuz? Bunu merak eden uzmanların araştırmalarına baktığımızda bazı besinlerin tarihçesi şöyle.. 1-Domates Anavatanı Orta ve Güney Amerika’dır. Bugün dünyanın her yerinde yetişmekte olan domates aslında patlıcagillerdendir. Avrupalılar başta zehirli olduğunu düşünerek tüketmemişlerdir. 2-Patates  Patatesin anavatanı Güney Amerika'dır. Dünyada oldukça boldur. Osmanlı topraklarında ise 1850’li yıllarda egzotik bir yiyecek olarak İstanbul’da satılmaya başlanan patates, 1890’ların sonunda popüler olmuştur. 3-Muz Anavatanı Güneydoğu Asya’dır. Dünya üzerinde çok tüketilen bir besindir. En besleyici besinlerden bir tanesidir.  Dünyada en fazla muz üretimi Hindistan ve Çin’de oldukça fazladır. 4.Patlıcan İlk olarak Hindistan’da yetiştirilen Patlıcan oradan yayılmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığının verilerine göre Patlıcan Mısır üzerinden Kuzey Afrika’ya oradan Araplar tarafında İspanya’ya Türkler tarafından da Balkanlar üzerinden Avrupa’ya taşınmıştır. 5-Elma Elmanın anavatanı Anadolu’yu da içine alan Güney Kafkaslardır. Anadolu’ya girişi ise haçlı seferleriyle olmuştur. 6-Avokado Avokado Meksika’da keşfedilerek Amerika’ya yayılmıştır. Avokadonun yetiştiricilik alanlarının sınırlı ve besin değerini yüksek olması fiyatının da yüksek olmasına sebep olmuştur.

Kanser riskini azaltan 10 besin Haber

Kanser riskini azaltan 10 besin

AYDIN GÖKÇEOĞLU – Özel Haber ADANA (İLKHABER) – Günümüzde görülme sıklığı giderek artan kanser hastalığından korunmak için sağlıklı ve dengeli beslenmek büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra kanser riskini azaltan 10 besini şöyle sıralayabiliriz. Doğal besinlere sofralarda sıklıkla yer vererek bağışıklık sistemini güçlendirmek ve vücudun kansere karşı direncini arttırmak mümkün olabiliyor. Kanser vücudumuzun her organını veya dokusunu etkileyebilen çok geniş bir hastalık grubunun ismidir. Günümüzde kanser tanı ve tedavisinde, büyük aşamalar yapılmış olmasına karşın halk sağlığı açısından kronik hastalıklar kapsamında önemli bir sorun niteliği kazanmıştır. Çoğunluğu çevresel ve genetik faktörlere bağlı olarak gelişmekte olan kanserlerin, çevresel faktörler arasında yer alan; tütün kullanımı, alkol tüketimi, fazla kilolu ve/veya obez olma ve enfeksiyonlara maruziyetin engellenmesi yolu ile günümüzde %30-%50 oranında önlenebileceği bilinmektedir. Özellikle ortaya çıkışının önlenebildiği, taramalarla ölümün engellenebildiği ve erken teşhis edildiğinde tedavinin yaşam kalitesine çok şey katabildiği kanser türleri göz önüne alınırsa korunmanın önemi daha da artmaktadır. “1-7 Nisan Kanser Haftası” öncesinde kanser riskini azaltan 10 besini sıraladık. Doğal besinlerin gücünden yararlanın.. 1.     Kara üzüm: Çekirdeği ve kabuğuyla beraber tüketildiğinde içeriğindeki “resveratrol” ile kanser yapıcı bileşikleri bloke edici özelliğe sahiptir. İnsan vücudunda kanser dokularının oluşumunu ve gelişimini engellemektedir. 2.     Sarımsak: Selenyum içeriği yüksek olan sarımsak mide, göğüs, bağırsak, cilt ve prostat kanserlerinde tümörlerin oluşmasını ve ilerlemesini engellemektedir. Zeytinyağı içinde ezilerek veya çiğ şekilde tüketilmesi daha faydalıdır. 3.     Zerdeçal: Karaciğer, akciğer, kolon, mide, meme, yumurtalık, beyin ve lösemi gibi pek çok kanserde tümör hücrelerinin büyümesini engellemektedir. Kanser hücrelerinin yaşamasını sağlayan enzimin aktivitesini azaltır. Safra arttırıcı etkisi nedeniyle safra taşı olan kişilerde kullanılmamalıdır. 4.     Havuç: Betakarotenden zengin olan havuç prostat, ağız, yemek borusu ve mide kanserine karşı koruyucu etkisi vardır. Havuç suyu şeklinde de tüketilebilir. 5.     Yeşil çay: İçeriğindeki kateşinler antioksidan etkiye sahiptir. Özellikle kolon kanseri riskini azaltma konusunda etkilidir. Günde 2 fincan şekersiz yeşil çay içilmesi küçük hücreli akciğer, pankreas, özefagus ve ağız kanserlerinin oluşumunu önlemeye yardımcıdır. 6.     Balık: A,D,K ve B grubu vitaminler açısından zengindir. İyot, selenyum, fosfor, magnezyum ve çinko bakımından da iyi bir kaynaktır. Özellikle somon gibi omega-3 içeriği yüksek olan balıklar kansere karşı koruyucudur. Haftada 2 kez tüketilmesi önerilmektedir. 7.     Kuru baklagiller: Mercimek, nohut, kuru fasulye ve barbunya iyi lif kaynaklarıdır. Özellikle bağırsak kanseri için koruyucudur. Vücuda zarar veren maddelerle savaşırlar ve kan dolaşımına yardımcı olurlar. Haftada 2 kez tüketilebilir. 8.     Soğan: Bol miktarda A, B ve C vitaminleri, fosfor, iyot ve kükürt içerir. Özellikle kolon kanserine yakalanma riskini azaltır. Doğal antibiyotik özelliğiyle bağırsak ve karaciğeri temizlemektedir. 9.     Yoğurt: Yoğurdun içindeki probiyotik bakteriler vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede önemli bir role sahiptir. Özellikle kolon, mide, akciğer ve meme kanserlerine karşı koruyucudur. 10.  Brokoli: Lif, A ve C vitaminleri, folik asit ve kalsiyum gibi beslenme açısından değeri olan birçok fayda sağlamaktadır. Ayrıca brokoli, glukosinolat içermektedir ve vücutta meydana gelen zararlı maddelerin etkisiz hale dönüştürülerek böbreklerden atılmasını sağlamaktadır. İdrar yolları, kolon, akciğer, göğüs ve rahim kanserine karşı koruyucudur. Yemeklerde, salatalarda çiğ veya buharda pişirilerek tüketilebilir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.