#bilirkişi raporu

İLKHABER-Gazetesi - bilirkişi raporu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, bilirkişi raporu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Halit Yukay'ın ölümünde şok bilirkişi raporu: "Açık denizde böyle bir çarpışmaya literatürde rastlanmadı" Haber

Halit Yukay'ın ölümünde şok bilirkişi raporu: "Açık denizde böyle bir çarpışmaya literatürde rastlanmadı"

Yalova'dan Bozcaada'ya gitmek üzere 4 Ağustos günü saat 15.10'da ‘Graywolf' adlı teknesiyle denize açılan iş adamı Halit Yukay (43), kaybolduktan günler sonra Balıkesir'in Erdek ilçesinin 7 mil açığında, 68 metre derinlikte cansız halde bulunmuştu. Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada hazırlanan iddianamede yer alan bilirkişi raporunda, Yukay'ın kullandığı sürat teknesinin, ‘Arel-7' isimli kuru yük gemisine tam seyir hızıyla, baş tarafından ve doğrudan çarptığı belirtildi. Raporda, açık denizde böyle bir kazaya denizcilik literatüründe "neredeyse hiç rastlanmadığı" vurgulandı. Arama çalışmalarının 19'uncu gününde, denizin dibinde ilk tespit, Yukay'ın sol kolundaki mavi kordonlu saat üzerinden yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı TCG Işın ve ardından TCG Alemdar gemisindeki özel eğitimli dalgıçlar tarafından 3 Eylül'de çıkarılan cenaze, Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderildi ve 6 Eylül'de İstanbul'da toprağa verildi. Soruşturma kapsamında, Halit Yukay'ın teknesine çarptığı değerlendirilen ‘Arel-7' adlı kuru yük gemisinin radar kayıtları, rotası ve gövdesindeki izler incelendi. Sahil Güvenlik ekipleri, geminin baş kısmında belirgin sürtme izleri tespit etti. Çanakkale'de kazadan bir gün önce çekilen fotoğraflarda herhangi bir hasar görünmezken, 5 Ağustos'ta İzmit'te çekilen fotoğrafta geminin baş tarafında çarpma izleri dikkat çekti. Ayrıca kaptan Cemal Tokatlıoğlu (61) ile mürettebatın limana yanaştıkları anda baş tarafa inip gövdeyi kontrol ettiği güvenlik görüntüleri de dosyaya girdi. Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı'nda yapılan incelemede, ‘Arel-7'nin çarpma bölgesinden alınan mikro boya örnekleriyle, Yukay'ın parçalanan teknesinden alınan boya katmanlarının renk ve fiziksel yapı açısından birebir uyumlu olduğu tespit edildi. Bu belirtiler, fiziksel temasın kesin olarak gerçekleştiğini gösterdi. İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, kazanın meydana geldiği 17.09'da ‘Arel-7'nin seyir güzergâhından çıkarak daire çizdiği, bu hareketin Halit Yukay'ın telefonunun sinyal verdiği son saniyelerle birebir örtüştüğü belirtildi. Bu sırada Halit Yukay'ın, ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ ile telefonda konuştuğu ortaya çıktı. Tatlıtuğ ifadesinde, görüşmenin "her şey yolunda" şeklinde sürdüğünü, bir anda "sağanak benzeri bir ses" duyduktan sonra hattın kesildiğini anlattı. Bilirkişi raporunda, ‘Graywolf' adlı teknenin radar reflektörü bulunmadığı, gri borda renginin düşük görünürlük oluşturduğu, Halit Yukay'ın ise kaza anında alt kamarada telefonla görüşme yaptığı için gözcülük görevini yerine getirmediği kaydedildi. Çarpışmanın açık denizde, gündüz görüşünün açık olduğu bir bölgede meydana gelmesi nedeniyle olayın "istisnai" nitelikte olduğu ifade edildi. Raporda, kazanın oluşumunda Halit Yukay'ın asli kusurlu, ‘Arel-7' gemisinin kaptanı Cemal Tokatlıoğlu'nun ise tali kusurlu olduğu belirtildi. Tokatlıoğlu'nun köprü üstünde vardiya tutmasına rağmen gözcülük konusunda ihmali bulunduğu, küçük bir sürat teknesinin yüksek hızla doğrudan çarpmasını öngörmesinin ise teknik olarak mümkün olmadığı ifade edildi. İddianamede, gemi kaptanı Cemal Tokatlıoğlu hakkında "taksirle ölüme neden olma" suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Gemi şirket yetkilisi Arda G. (45) ile mürettebat Ahmet S. (58), Erhan E. (52), İsa A. (52), Metin S. (50), Muhammet F.G. (27), Oğuzhan D. (27), Ramazan D. (56) ve Tahir B. (60) hakkında ise "yardım ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme sonucu ölüme neden olma" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis talep edildi. Erdek 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianame kapsamında 10 sanığın yargılanmasına aralık ayında başlanacak.

Gölü tehdit eden kum ocağına karşı bilirkişiden olumsuz rapor Haber

Gölü tehdit eden kum ocağına karşı bilirkişiden olumsuz rapor

Gediz Havzası’nın en önemli sulak alanlarından biri olan Marmara Gölü, hem bölgedeki tarımsal üretim hem de kuş çeşitliliği açısından büyük bir ekolojik değere sahip. Binlerce kuşa ev sahipliği yapan göl, aynı zamanda çevre köylerde yaşayan vatandaşların geçim kaynaklarını destekleyen bir doğal yaşam alanı konumunda. Ancak gölü besleyen su kaynakları üzerindeki faaliyetlerin, bu ekosistemin geleceğini tehdit ettiği belirtildi. Ekosistemi tehdit eden faaliyetlere karşı çevreci kuruluşların mücadelesinin ise devam ettiği ifade edildi. Salihli, Akhisar ve Turgutlu Çevre Dernekleri ile birlikte Doğa Derneği tarafından Marmara Gölü’nün ana besleme kaynağı olan Gördes Çayı üzerindeki yeni kum-çakıl ocağı projesine verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı da bu mücadele kapsamında dava açıldı. Açılan davada, bilirkişi raporu açıklandı. Raporda, projenin doğa ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi. Bilirkişi heyeti, proje alanının Sarıkız Kaynakları’nın ikinci derece koruma alanı içinde bulunduğunu ve Marmara Gölü’nü besleyen yüzey ve yeraltı su havzasında yer aldığını belirtti. Raporda, planlanan faaliyetlerin yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkileyebileceği, hidrojeolojik baskı ve etkilerin yeterince açıklanmadığı, ocak planlamasına ilişkin bilgilerin tutarsız olduğu ifade edildi. Ayrıca, projenin Zeytincilik Yasası ile çeliştiği, habitat parçalanmasına ve bölgedeki hayvanların barınma, beslenme ve üreme alanlarının azalmasına neden olacağı vurgulandı. Çevre dernekleri ve Doğa Derneği, bilirkişi raporunun ardından kum ocağı faaliyetlerinin durdurulmasını, nehir yatağındaki doğal su akışının yeniden sağlanmasını ve Gördes Barajı’ndan Marmara Gölü’ne su bırakılmasını talep etti. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verdi: “Marmara Gölü, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliği açısından eşsiz bir ekosistemdir. Gölü besleyen suların kesilmesi ve çevresindeki madencilik ve mum ocağı gibi faaliyetler, bu yaşam alanını yok olma noktasına getirmiştir. Bilirkişi raporu, doğanın haklarını savunan bir içeriğe sahiptir. Bu kararın ardından yetkili kurumların gölün yaşaması için acil adımlar atması gerekmektedir.”

Depremde yıkılan Mete Apartmanı davasında müteahhit ve mühendise 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası Haber

Depremde yıkılan Mete Apartmanı davasında müteahhit ve mühendise 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası

Adana'da 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremde 12 kişinin hayatını kaybettiği Mete Apartmanı'nın yıkımıyla ilgili davada, tutuksuz sanıklar müteahhit Muzaffer Mete ve inşaat mühendisi Atilla Tuğran’a 12 yıl 2 ay 20'şer gün hapis cezası verildi. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, adli kontrol tedbiri uygulanan sanıklar Mete ve Tuğran ile bazı müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı, esas hakkında mütalaasını tekrar ederek dosya kapsamında toplanan tüm deliller ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden gelen bilirkişi raporu dikkate alınarak sanıklar müteahhit Muzaffer Mete ile inşaat mühendisi Atilla Tuğran'ın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması ve mevcut hallerinin devamına karar verilmesi yönünde görüş sundu. “Bina deprem yönetmeliğine uygun yapıldı” Sanık Atilla Tuğran, savunmasında suçlamaları reddederek, şöyle konuştu: "Mütalaayı kabul etmiyorum. Önceki celselerde de beyan ettiğim gibi binayı yaparken kurallara uygun bir şekilde hareket ettik. O dönem gerekli olan odalardan izinler eksiksiz alındı. Zemin, temel taşıyıcılar ve donatılar gerekli özellikleri taşımaktadır. 1975 yılında yürürlükte olan deprem yönetmeliğini dikkate aldık. Bilirkişi raporundaki aleyhe olan hususları kabul etmiyorum. Binanın inşaatından 25 yıl gibi bir zaman diliminin geçmesine rağmen bilirkişi raporu malzeme yorgunluğunu dikkate almamıştır. Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden dava dosyasına gelen bilirkişi raporu eksiktir. Beraatimi ve hakkımda uygulanan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep ediyorum." Diğer sanık Muzaffer Mete de suçsuz olduğunu ileri sürerek, bilirkişi raporunu kabul etmediğini belirtti. Müşteki avukatları da bilirkişi raporu dikkate alınarak sanıkların "olası kastla öldürme" suçundan cezalandırılmasını talep etti. Sanıklara 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası Mahkeme heyeti, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 12 yıl 2 ay 20'şer gün hapis cezasına çarptırdığı sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi. Mete Apartmanı’nda yönetmeliğe aykırı imalat iddiası Adana'da depremde yıkılan binalardaki yapım kusurlarıyla ilgili soruşturma kapsamında Mete Apartmanı'nın inşaat mühendisi Atilla Tuğran 16 Şubat 2023'te, müteahhidi Muzaffer Mete ise 17 Şubat 2023'te tutuklanmıştı. Tuğran ve Mete, 26 Temmuz 2023'teki ilk duruşmada "konutu terk etmemek" şeklindeki adli kontrol tedbiriyle tahliye edilmişti. 17 Mart'ta, davanın dosyasına eklenen, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden 7 akademisyenin hazırladığı 56 sayfalık yeni bilirkişi raporunda binanın inşasında yönetmeliğe aykırı imalat yapıldığı belirtilmişti.

Kartalkaya yangın faciasını büyüten ihmaller ve eksiklikler iddianamede sıralandı Haber

Kartalkaya yangın faciasını büyüten ihmaller ve eksiklikler iddianamede sıralandı

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, faciayı büyüten ihmaller ve eksiklikler detaylı şekilde açıklandı. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, 13 kişi hakkında 1998’er yıl, 19 kişi hakkında ise 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede, yangın merdiveninin bulunmaması, alarm sistemlerinin yetersizliği ve gaz tahliyesini engelleyen kapalı yapıların ölümleri artırdığı vurgulandı. Bilirkişi raporuna göre, restoran katındaki LPG bağlantı hortumlarının erimesiyle alevler hızla yayılmış; yoğun ahşap kaplama ve yanıcı dekoratif malzemelerin kullanımı ise yangının boyutunu felakete dönüştürmüştü. Yangın alarm butonu ve siren sistemi erimiş İddianamede, yangının ardından otelde Bolu İl Jandarma Komutanlığı Kriminal Kısım Amirliği ekipleri tarafından yapılan olay yeri inceleme raporuna da yer verildi. Rapora göre, otelin dış çevresinde, dışarıdan görülecek şekilde herhangi bir yangın merdiveninin bulunmadığına değinilerek, her katta yangın panosunun olduğu, bazı panoların içerisinde yangın tüplerinin bulunduğu, oda tavanlarında duman dedektörleri ile kapı arkalarında yangın tahliye planlarının bulunduğu, yine her katın ortasında yangın alarm butonunun olduğu ve aynı buton üzerinde siren sisteminin bulunduğu ancak yangın etkisiyle buton ve sirenlerin eridiği kaydedildi. Yangının hızla yayılması ve ölümlerin artmasındaki detay: Ek yapılar, halı kaplamalar Bilirkişi heyetinin raporunda ise esas hızlanmayı sağlayan ve restoran katında yangın yükünü oluşturan unsurun LPG olduğu, dekorasyonda aşırı ahşap kullanımı ve kaplama amaçlı kullanılan diğer yanıcı maddeler ile petrokimyasal ürünler ve diğer yangın yüklerini oluşturduğu vurgulandı. Yangının hızla yayılmasında ve ölümlerin artmasında en önemli etkenlerden birinin, binada sonradan yapılan tadilatlar ve ek yapılarla, asansör ve merdiven tepe çıkışlarında gaz tahliyesini engelleyen kapalı oda ve koridorlardan oluşan konaklama alanlarının oluşturulması ve bu nedenle gaz tahliyelerinin iptal edilmesi olduğu kaydedildi. Ayrıca yine raporda, döşeme üstünde yatak katları da dahil olmak üzere pek çok alanda halı kaplama kullanıldığı, bu nedenle yanıcı niteliği yüksek bu malzemelerin varlığının, mekanın yangın yükünü artırdığı ve yangının hızlı yayılmasına önemli rol oynadığı belirtildi. Mutfak personeli acil durum eğitimi almamış Izgarada başlayan yanma, yanan yağların zeminde yaklaşık 90-100 santimetre ilerleyerek çöp bidonunu yakması ve alevlerin çöp bidonu bölgesinde bulunan LPG bağlantı hortumlarını eritmesi ile hızlandığı belirtildi. Yine raporda, mutfakta bulunan 4 personelin mutlaka almış olmaları gereken acil durum ve yangın eğitimini almadıkları, belgelerde otel personelinin acil durum eylem planı ve yangın söndürme eğitimli olduklarının farklı kaynaklarda beyan edilmesine karşın, eğitim belgeleri, eğitim tarihleri, eğitmen gibi verilerin otel kayıtlarından tespit edilemediği ifade edildi. Bir otelde can ve mal güvenliği açısından hayati öneme sahip yangın uyarı sisteminin mutfak katında kolaylıkla ulaşılamaz bir alanda (resepsiyon sağ arka tarafta küçük bir oda) konumlandırıldığı bilgisine de yer verildi. Otelin arka bölümüne itfaiyenin müdahale etme imkanının bulunmadığı kaydedildi Binanın yerleşim yeri olarak acil durumlarda itfaiyenin müdahale etmesinin imkanının bulunmadığı, binanın yan taraflarına ve arka taraflarına itfaiyenin erişebilecek durumu bulunmadığı, yan ve arka tarafta itfaiyenin acil durumda geçişi için yan yol ve iç yolun bulunmadığı kaydedildi. Grand Kartal Otel binasında zemin kat dahil kat planında kaçış uzaklıklarının binaların yangından korunması hakkında yönetmelikte belirtilen mesafelerin oldukça üzerinde olduğu ifade edildi. Kaçış kapılarının yangın kapısı niteliğinde olmadığı tespit edildi Taşınabilir söndürme cihazlarının rastgele konumlandırıldıkları, 3 Ekim 2022 tarihinden sonra yangının gerçekleştiği 21 Ocak 2025 tarihine kadar görevli ve sözleşmeli bir İSG uzmanı bulundurulmadığı, kaçış için kullanılabilecek yeterli sayı ve kapasitede kaçış imkanı ve kaçış merdiveni yer almadığı, mevcut tahliye kapılarının tahliye kapısı özelliği taşımadığı, acil çıkışların hiçbirinin acil durumda kullanılabilecek özelliklerinin bulunmadığı, kaçış kapılarının yangın kapısı niteliğinde olmadığı bilgisine de yer verildi.

Minguzzi davasına ilişkin bilirkişi raporuna ulaşıldı Haber

Minguzzi davasına ilişkin bilirkişi raporuna ulaşıldı

Kadıköy'de İtalyan restoran şefinin 15 yaşındaki oğlu Mattia Ahmet Minguzzi'nin bıçaklanarak öldürüldüğü anların görüntülerine ilişkin bilirkişi raporunda, Minguzzi bıçaklanmadan önce tutuklu sanıklar B.B. ve U.B. ile birlikte 2 kişinin daha varlığına ilişkin tespitler yer aldı. Olay anına ilişkin kamera görüntülerinin incelenmesinin ardından hazırlanan bilirkişi raporunda, saat 08.14 sıralarında kamera açısına Minguzzi ile tanıklar U.T. ve D.A.D'nin girdikleri ifade edildi. Raporda, saat 08.15'te suça sürüklenen çocuk B.B. ile üzerinde siyah renk şişme yelek, gri renk kapüşon ve koyu renk pantolon bulunduğu tespit edilen A.D'nin Minguzzi ve arkadaşlarının yanından geçtikleri, B.B'nin daha sonra geri döndüğü, maktul ve arkadaşlarının yanına geldiği, tartıştıkları, daha sonra da ayrıldıkları anlatıldı. Saat 08.17'de B.B'nin kameranın açısına yeniden girdiği, hızlı adımlarla maktul ile arkadaşlarının yanına gittiği, aynı dakikada A.D. ile A.K. olduğu değerlendirilen kişilerin de kamera açısına girdikleri ifade edilen raporda, saat 08.18'de B.B'nin Minguzzi'nin üzerine yürüdüğü, yumruk attığı, vatandaşların araya girmesiyle uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu sırada olay yerinde 18 yaşından küçük U.B'nin yanı sıra A.D. ile A.K. ile bazı tanıkların da bulundukları belirtildi. B.B'nin saat 08.19'da yeniden kamera açısına girdiği, sağ elinde bıçak olduğu, koşarak Mattia Ahmet Minguzzi'nin yanına geldiğine dikkatin çekildiği raporda, U.B, A.D. ile A.K'nin de B.B'yi takip ettiği bilgisi verildi. Raporda, U.B'nin B.B'ye maktul ve arkadaşlarının bulunduğu yeri eliyle işaret yaparak gösterdiği, B.B'nin de koşarak buraya gittiği, saat 08.20'de ise B.B'nin maktul Minguzzi'yi 6 kez bıçakladığı, bu sırada U.B, A.D. ile A.K'nin B.B'yi takip ettikleri belirtildi. Maktulü bıçakladıktan sonra B.B'nin olay yerinden kaçmaya başladığı, tek başına pazar dışına çıktığı, U.B'nin ise bıçaklanması nedeniyle yere düşen Minguzzi'nin yüzüne tekme atmasının ardından kaçtığının altı çizilen raporda, U.B, A.D. ile A.K'nin pazarda bir araya geldikleri ve buradan ayrıldıklarına işaret edildi. Olayın ardından çevrede bulunan vatandaşların Minguzzi'ye yardım etmeye çalıştığı, saat 08.31'de sağlık ekiplerinin olay yerine geldiği, Minguzzi'yi hastaneye kaldırdıkları bilgisinin yer aldığı rapor, İstanbul Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianameden Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 24 Ocak'ta Mattia Ahmet Minguzzi'nin kaykay malzemesi almak için arkadaşlarıyla Kadıköy Hasanpaşa'daki tarihi salı pazarına gittiği, burada dolaştıkları sırada suça sürüklenen çocuklar U.B. (15) ve B.B. (15) ile karşılaştıkları, aralarında geçen konuşmanın ardından B.B'nin Minguzzi'yi ittirdiği aktarılıyor. B.B'nin, dolaşmaya devam eden Minguzzi'nin tekrar karşısına çıkarak yumruk attığı belirtilen iddianamede, şüphelinin elindeki bıçakla Minguzzi'yi vücudunun farklı bölgelerinden yaraladığı anlatılıyor. İddianamede, U.B'nin de yere düşen Minguzzi'ye tekme attığı, çevredeki vatandaşların müdahalesinin ardından U.B. ve B.B'nin kaçtıkları kaydedilerek, olaydan sonra hastanede tedavi altına alınan Minguzzi'nin 17 gün sonra 9 Şubat'ta yaşamını yitirdiği ifade ediliyor. Adli Tıp Kurumundan alınan otopsi raporuna göre vücudunda 3 kesici alet yaralanması, göğsünde delici alet yarası olan Minguzzi'nin ölüm nedeninin kesici aletle saldırıya bağlı iç organ yaralanması olduğu anlatılıyor. İddianamede, U.B'nin Minguzzi'yi tekmelediği, B.B'nin ise tezgahtan aldığı bıçakla birden fazla kez bıçakladığı kaydedilerek, olaydan sonra yakalanıp tutuklanan her iki şüphelinin "çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan 18'er yıldan 24'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Sinan Ateş cinayetine ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasına girdi Haber

Sinan Ateş cinayetine ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasına girdi

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince 22 sanığın "tasarlayarak kasten öldürme", "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs", "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" ve "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçlarından yargılandığı davaya ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasına girdi. Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin raporda, cinayetin gerçekleştiği Kızılırmak Mahallesi 1156. Sokak üzerindeki iş yerinin güvenlik kamerası görüntülerinin, silahlı saldırı anının öncesini ve sonrasını gösterdiği belirtildi. Silahlı saldırı öncesi tetikçi Eray Özyağcı'nın yaklaşık 35 dakika olay yerindeki kaldırımda beklediği, Ateş ve iki arkadaşının geldiği yönün tersine doğru bakıp etrafı gözetlediği aktarılan raporda, saat 13.34'de Ahmet Keçik'in ve Selman Bozkurt birlikte geldikleri sırada Özyağcı'nın ateş ettiği ve Ateş'in yere doğru yüzüstü düştüğü kaydedildi. Özyağcı'nın, Ateş'in solunda bulunan Bozkurt'a da ateş ederek yaraladığı Keçik'in de kendini korumak amacıyla sokaktaki hafif ticari aracın arkasına saklandığı anlatılan raporda, şu değerlendirmelere yer verildi: "Özyağcı'nın Ateş'e defaten ateş ettiği ve Özyağcı dışında Ateş'e ateş eden olmadığı görülmektedir. Özyağcı'nın Bozkurt'a ateş ettiği ve sol tarafından yaraladığı görülmektedir. Özyağcı'nın Keçik'e doğru ateş ettiği görülmektedir. Keçik'in, yerde yatan Ateş'in üzerinden tabanca alarak Özyağcı'nın kaçtığı tarafa doğru ateş ettiği görülmektedir. Bozkurt'un, Ateş'in yattığı yerde eğilir vaziyette Keçik'e bir şey verdiği ancak görüntülerden verilen maddenin tabanca olup olmadığı anlaşılamamıştır." Olay Ateş, Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde 30 Aralık 2022'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmiş, cinayetle ilgili 22 kişi hakkında açılan davada, savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Duruşmaya 30 Eylül'de devam edilecek.

Yapay Zeka Gemini'ye sorduk: Davalarda yapay zeka kullanılarak bilirkişi raporu hazırlanması, dava sonucunu nasıl etkiler? Uygulama hukuk kurallarına uygun olur mu? Haber

Yapay Zeka Gemini'ye sorduk: Davalarda yapay zeka kullanılarak bilirkişi raporu hazırlanması, dava sonucunu nasıl etkiler? Uygulama hukuk kurallarına uygun olur mu?

İstanbul’da bir ev sahibinin, ödenen kira bedelin düşük kalması nedeniyle kiracısına açtığı kira tespit davasında mahkemenin verdiği ara karar, kira tespit davalarında yeni dönemin kapılarını açtı. Ev sahibini temsil eden avukat ve arabulucu Mahmut Tarhan, İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde, sundukları kira sözleşmelerinin incelenmesi, gelen bilirkişi raporları ile belirlenen kira bedeline itirazla birlikte ara karar verildiğini, buna göre; yapay zekâdan da yararlanarak, tarafların rapora itirazlarının ek raporla değerlendirilmesine karar verildiğini açıkladı. Ancak yapay zekâdan da yararlanarak çıkacak olan raporla hakkaniyetli bir karar çıkamayacağı için, buna itiraz ettiklerini açıkladı. Bölge rayiç bedeli 20 bin liranın üzerinde olan Üsküdar merkezde bulunan söz konusu evde aylık 4 bin TL’ye oturan kiracıya açılan kira tespit davasında istenen bilirkişi raporunda, 7 bin 500 lira bedel belirlendiği öğrenildi. Adana Barosu avukatlarından Emir Ügü, kira tespit davasında yapay zekâdan da yararlanarak yeniden bilirkişi raporu hazırlanması kararının ilk kez olduğunu belirterek, sonucu merakla beklediklerini söyledi. Bir alacağın varlığını ve miktarını tespiti için açılan davalarda mahkemelerden bilirkişi raporu istendiğini belirten Emir Ügü, bilirkişilerin de konularında uzman mali müşavir, muhasebeci veya yine hesaplama konusunda uzmanlaşmış avukatlardan oluştuğunu ifade etti. Örneğin bir alacaktan dolayı doğan faiz oranlarının Merkez Bankası ve diğer kamu bankaları ile özel bankaların aylık-yıllık faiz oranlarının hesaplanmasıyla belirlendiğini söyleyen Ügü, rayiç bedeliyle de ilgili olarak gayrimenkul değerlendirme uzmanlarından bilgi alınabildiğini kaydetti. Kira tespiti nasıl oluyor? Ev sahipleri 5 yılı geçen kiracılarına ‘kira tespit’ davası açabiliyor. Bu yolla ev sahibi ‘Kiram piyasa değerinin çok altında kaldı, yeniden belirlensin’ diyor. Yapılan son düzenlemeye göre dava öncesi arabulucuya gidilmesi şart. Burada bir uzlaşma olmazsa dava süreci başlıyor. Bu süreçte mahkemeye sunulan emsal kira sözleşmeleri inceleniyor. Atanan bilirkişi söz konusu eve gidip inceleme yapıyor, güncel kira değerlerini araştırıyor ve hazırlanan raporu ile hakim tarafından yeni kira bedeli belirleniyor.  Kiracının da korunması adına yüzde 10-20 hakkaniyet indirimi uygulanıyor. Yapay Zekâ Gemini’ye sorduk Yapay Zekâ Gemini ise “Davalarda yapay zekâ kullanılarak yeni bir bilirkişi raporu belirlenecek olması dava sonucunu nasıl etkiler? Uygulama hukuk kurallarına uygun olur mu? sorusuna şu yanıtı verdi: “Yapay zekânın hukuk sistemine entegrasyonu, özellikle adli süreçlerde önemli tartışmalara yol açmaktadır. Davalarda yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarının kullanılması, hem hukukçular hem de vatandaşlar tarafından merak edilen ve tartışılan bir konudur. Bu makalede, yapay zekânın bilirkişi raporlarına etkisi, hukuk kurallarıyla uyumu ve potansiyel sonuçları üzerinde durulacaktır. Yapay zekâ destekli bilirkişi raporları nedir? Yapay zekâ destekli bilirkişi raporları, geleneksel bilirkişi raporlarının hazırlanmasında yapay zekâ algoritmalarının kullanılmasıyla oluşturulur. Bu algoritmalar, büyük veri setlerini analiz ederek, karmaşık hesaplamalar yaparak ve desenleri tanıyarak, bilirkişinin karar verme sürecini destekler. Örneğin, bir trafik kazası davasında, yapay zekâ, kazanın simülasyonunu yaparak, hasarın nasıl oluştuğu ve sorumluluğun kimde olduğu konusunda önemli bilgiler sunabilir. Dava sonucunu etkileme potansiyeli Yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarının dava sonuçlarını etkileme potansiyeli oldukça yüksektir. Bu raporlar, daha objektif, tutarlı ve detaylı sonuçlar sunarak, mahkemelerin karar verme süreçlerini kolaylaştırabilir. Özellikle teknik konularda, yapay zekâ, insan hatası riskini azaltarak daha doğru sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Ancak, yapay zekânın tamamen tarafsız olduğu iddiası yanıltıcı olabilir. Algoritmaların eğitiminde kullanılan veriler ve algoritmaların kendileri, belirli bir önyargıyı yansıtabilir. Bu durum, adaletin sağlanması açısından risk oluşturur. Hukuk kurallarıyla uyumluluk Yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarının hukuk kurallarıyla uyumluluğu, henüz tam olarak netleşmemiş bir konudur. Mevcut mevzuat, genellikle geleneksel bilirkişi raporlarına odaklanmıştır. Yapay zekâ tarafından üretilen bilgilerin hukuki delil olarak kabul edilip edilemeyeceği, hangi koşullarda kabul edileceği gibi soruların cevaplanması gerekmektedir. Ayrıca, yapay zekânın hata yapma olasılığı, sorumluluk belirsizliği gibi konular da hukuki açıdan değerlendirilmelidir. Yapay zekânın adli süreçlerde kullanılması, hukuk sisteminde köklü değişimlere yol açabilecek önemli bir gelişmedir. Yapay zekâ destekli bilirkişi raporları, adaletin daha hızlı ve daha doğru bir şekilde sağlanmasına katkıda bulunabilir. Ancak, bu teknolojinin potansiyel riskleri ve hukuki düzenleme eksiklikleri göz ardı edilmemelidir. Yapay zekânın hukuk sistemine entegrasyonu sürecinde, etik, hukuki ve sosyal boyutların birlikte değerlendirilmesi ve kapsamlı düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Özetle; Yapay zekâ, bilirkişi raporlarının daha objektif ve detaylı hale gelmesini sağlayabilir. Yapay zekânın algoritmik önyargıları, adaletin sağlanması açısından risk oluşturur. Mevcut mevzuat, yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarına henüz tam olarak hazır değildir. Yapay zekânın hukuk sistemine entegrasyonu, dikkatli ve kapsamlı bir şekilde yönetilmelidir.

İzmir'de akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin ihmaller bilirkişi raporuna yansıdı Haber

İzmir'de akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin ihmaller bilirkişi raporuna yansıdı

İzmir'ide akıma kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili bilirkişi raporunda, Gdz Elektrik ile İZSU arasındaki koordinasyon eksikliğinin arızanın ortaya çıkmasında etkili olduğu görüşüne yer verildi. Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ile İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma devam ediyor. Şüpheli ifadelerindeki "Kablo yüzeye yakındı", "Koruyucu boru kesilmişti" sözleri ihmallere işaret ediyor İZSU, Gdz Elektrik ve altyapı işlemlerini yürüten firmalardan çalışanların bulunduğu 35 şüpheliden 14'ünün tutuklandığı olayda, bilirkişi heyeti raporu da açıklandı. Bilirkişi incelemesine ilişkin teknik detayların yer aldığı raporda, olay yerini kapsayan Gdz Elektrik'e ait alçak gerilim devrelerinin yalıtım dirençlerinin ölçüldüğü, F ve M besleme devrelerinin birer faz kablosundaki kaçakların yaşanılan olayın açık nedeni olabileceği belirtildi. Kazı çalışması sonucu M besleme devresine ait tek damarlı kablolardan birisinin yağmur tahliye mazgal kapağı altında sıkışmış ve yalıtımının zedelenmiş durumda olduğunun görüldüğü, F besleme devresine ait arızalı faz iletkenine ise olay yerinde rastlanmadığı kaydedildi. Elektrik kablolarının yönetmeliğe göre yüzeyden 60-80 santimetre derinlikte olması gerekirken olay yeri çevresinde 36-45 santimetre aralığına gömülü olduğu, temasın olduğu noktada ise derinliğin mazgal kapağı seviyesine geldiğinin aktarıldığı raporda, şu görüşlere yer verildi: "Mazgal kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olması, İZSU uygulamalarının sonucudur. Bu durumun, kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36-45 santimetre aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden bir diğeri olarak Gediz A.Ş'nin uygulamaları sonucu olduğu kanaatindeyiz. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır." Raporda, ölüm olayının yaşandığı bölgede İZSU'nun çalışması öncesi de sorunlar yaşandığına ilişkin tanık ve şüpheli ifadelerinin bulunduğuna işaret edilerek, "Olaylar zincirinin 4 Ocak 2024'teki İZSU çalışmasından önce başlamış olması 2015 yılında devreye alınan bu kabloların sorunlarının yalnızca İZSU çalışması ile ilgili olmadığına işaret etmektedir. 5-6 yıl önce yaya kaldırımı altındaki onarımı yapılan yanık kablo arızaları da dikkate alındığında bölgenin denize olan yakınlığı, su taşkınlarına müsaitliği gibi yerel koşulların yeterince dikkate alınmadığı, arızaların kök nedenlerinin analiz edilmeyip bir an önce arızayı gidererek işi sonlandırma alışkanlığı gibi olumsuz uygulamaların olayda etken olabileceği değerlendirilmiştir." ifadeleri yer aldı. Raporun sonuç bölümünde ölümlere neden olan faz-toprak arızasının yaşanmasında etkili olan unsurlar ise şöyle sıralandı: "Gdz Elektrik tarafından, 2015 senesinde yapılan altyapı çalışmaları esnasında kabloların, asgari 60-80 santimetre derinliğe gömülmüş olmaması; İZSU ekiplerinin, yağmur suyu tahliye mazgalı ve drenaj borusu ile ilgili işler sırasında elektrik kablolarını yüzeye daha da yakınlaştırmaları, İZSU ekipleri ile Gdz Elektrik arasında altyapı çalışmalarında yeterli koordinasyonun olmaması, birbirlerini denetleyemedikleri gibi hatalı durumları düzeltme konusunda işbirliği yapamamaları olayın yaşanmasında etkili olmuştur." Raporda, ayrıca elektrik tesisatı boyunca meydana gelebilecek yalıtım hataları sonucu can kayıplarının önlenmesi için en önemli koruma önlemi olan RCD (Artık Akım Koruma Cihazı) ve RCM (Artık Akım İzleme Cihazı) sistemlerinin dağıtım şebekelerinde kullanımı için TEDAŞ'ın uygulama yönetmeliğinde düzenleme yapılması gerektiği de belirtildi. Olay ve soruşturma Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Deniz ve Öktemay, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmiş, soruşturma kapsamında gözaltı talimatı verilen 35 şüpheliden 33'ü yakalanmış, 6'sı ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Gözaltındaki 27 şüpheli ise emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmiş, 14'ü tutuklanmıştı. Dosya kapsamında bilirkişi raporuna göre 5 şüphelinin daha olayda ihmalinin olduğu belirlenerek gözaltı talimatı verilmiş, bunlardan 3'ü yakalanırken 1 kişinin kanser tedavisi gördüğü, 1 kişinin ise yurt dışında olduğu belirtilmişti. Yakalanan 3 kişi daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Şüpheliler ifadelerinde "elektrik kablosunun yüzeye yakın olduğunu", "koruyucu borusunun kesildiğini", "elde malzeme olmadığı için borunun değiştirilemediğini" söylemiş, "mazgallarda yapılan işlemler sırasında İZSU gözlemcisinin izinli olduğu" da kayıtlarda yer almıştı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.