#BioNTech

İLKHABER-Gazetesi - BioNTech haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, BioNTech haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BioNTech, CureVac'ı yaklaşık 1,25 milyar dolara satın alacak Haber

BioNTech, CureVac'ı yaklaşık 1,25 milyar dolara satın alacak

BioNTech’ten yapılan açıklamada, şirketin mRNA tabanlı kanser tedavileri üzerindeki çalışmalarını artırmak için yaklaşık 1,25 milyar dolar değerinde BioNTech hissesi karşılığında CureVac'ı satın almayı kabul ettiği belirtildi. BioNTech'in ABD'de listelenen her bir CureVac hissesi için 5,46 dolar teklif ettiği aktarılan açıklamada, bunun da Alman şirketin hisselerinin 3 aylık ortalama fiyatının (3,53 dolar) yüzde 55 üzerine denk geldiği ifade edildi. Açıklamada, söz konusu satın almanın BioNTech’in araştırma amaçlı mRNA tabanlı kanser immünoterapisinin AR-GE, üretim ve ticarileştirilmesini güçlendirmeyi amaçladığı belirtildi. Bu arada, Alman biyoteknoloji endüstrisinde bir dönüm noktasına işaret eden anlaşma, yıllardır Kovid-19 aşılarının geliştirilmesinde ve yeni kanser tedavilerinin araştırılmasında doğrudan rekabet halinde olan iki şirketi bir araya getirecek. BioNTech’in söz konusu satın alması onaylanırsa, CureVac tamamen Mainz merkezli şirkete dahil olacak ve şirket adı ortadan kalkacak. Kanser tıbbının geleceğine yatırım Açıklamada görüşlerine yer verilen BioNTech Üst Yöneticisi (CEO) ve Kurucu Ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, “Bu satın alma işlemi bizim için kanser tıbbının geleceğine yapılan bir başka yatırımı temsil ediyor.” ifadesini kullandı. Birbirini tamamlayan beceri ve teknolojileri bir araya getirmek istediklerini aktaran Şahin, “Amacımız yenilikçi ve dönüştürücü kanser tedavilerinin geliştirilmesini ilerletmek ve önümüzdeki yıllarda çeşitli kanser türleri için yeni tedavi standartları oluşturmaktır." değerlendirmesinde bulundu. CureVac Üst Yöneticisi (CEO) Alexander Zehnder ise "20 yılı aşkın bir süredir her iki şirket de benzer hedefler peşinde koştu ve çoğu zaman zorluklara farklı bakış açılarından yaklaştı. Bu işlemle (satın alma), mRNA alanındaki tamamlayıcı bilimsel uzmanlığı, tescilli teknolojileri ve üretim yeteneklerini tek bir çatı altında birleştirmeyi amaçlıyoruz." ifadelerini kullandı. Haziran'da iki büyük anlaşma Bazı bilim insanları tarafından, Kovid-19 salgınından beri, mRNA teknolojisi ciddi hastalıklarla mücadelede umut verici yeni bir yaklaşım olarak görülüyor. 2020 yılında BioNTech, ABD'li Pfizer şirketi ile bu teknolojiyi kullanarak çok kısa bir süre içerisinde Kovid-19'a karşı en çok satılan aşıyı geliştirmişti. Kovid-19’un başladığı 2020 baharında CureVac, salgına karşı eşit derecede umut verici bir aşı geliştiricisi olarak görülüyordu. O dönemde, Donald Trump'ın görevdeki ilk döneminde ABD hükümetinin, salgının kontrolü için mRNA teknolojisine erişimi güvence altına almak amacıyla şirketi devralmayı bile araştırdığı iddia edilmişti. Ancak Mayıs 2020'de Alman hükümeti devreye girdi ve CureVac'ın yüzde 23 hissesini 300 milyon avro karşılığında satın aldı. Mali desteğe rağmen CureVac piyasaya hiçbir zaman bir Kovid-19 aşısı süremedi. Öte yandan, CureVac'ın satın alınması, BioNTech için birkaç hafta içinde gerçekleşen ikinci büyük anlaşma olması dikkati çekti. 2 Haziran’da BioNTech ve ABD'li ilaç şirketi Bristol Myers Squibb'ın (BMS), BioNTech'in araştırma aşamasındaki kanser ilacının ortak geliştirilmesi ve ticarileştirilmesine yönelik 11,1 milyar dolara kadar ödeme öngören işbirliği anlaşması imzaladıkları bildirildi.

Pandemi sonrasında kalp krizi görülme sıklığı yüzde 50 arttı , Aşılar artışta etkili mi oldu? Haber

Pandemi sonrasında kalp krizi görülme sıklığı yüzde 50 arttı , Aşılar artışta etkili mi oldu?

Memorial Kayseri Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Karabacak, pandeminin ardından artış gösteren kalp krizlerine ilişkin konuştu. Pandemiden sonra kalp krizi görülme sıklığının dünyada arttığını kaydeden Karabacak, "Pandemi geride kaldı ancak Kovid-19 aşısı ile ilgili soru işaretleri, çelişkiler, etkinlik ve güvenmeye dair sorunlar devam ediyor. Pandemiden sonra kalp krizi görülme sıklığı tüm dünyada arttı. Bunun sebebi olarak korona virüsün kendisi de korona virüs aşısı da suçlanıyor. Bir tarafta aşı karşıtları, bir diğer tarafta sıkı aşı taraftarları 2’ye bölünmüş durumda. Bilimsel literatür tarandığında görülecek ki pandemi sonrası kalp krizi görülme sıklığı tüm dünyada yüzde 50 arttı.  Kalp krizinin görülme yaşı da aşağılara çekildi. Artık daha genç yaşta kalp krizi görülmeye başlandı. Pandeminden sonra 25-44 yaş aralığında kalp krizi görülme sıklığı arttı. Aşılarla ilgili yapılan araştırmalarda MRNA aşılarıyla ilgili daha fazla soru işareti var. Pfizer, BioNTech ve Moderna aşılarının kalp kası iltihaplanması ve kalp krizine sebep olabileceğine dair birtakım kanıtlar ortaya çıktı. Aşıların etkinlik ve güvenilirliğine dair gerçekten henüz net bir veri yok. Aşılara bağlı kalp krizi bildirildi. Hatta ABD’de aşı yapıldıktan saatler sonra gelişen kalp krizi vakaları da bildirilmiş.  Yine Kovid-19 aşısı sonrası kalp kası iltihaplanması görülme sıklığı artmış. İsrail’de yapılan bir araştırmaya göre aşı yapılmayan bireylerde Kovid-19 enfeksiyonu sonrası miyokardit ve perikardit görülme sıklığında anlamlı bir artış yokken aşılama sonrasında kalp kası iltihaplanması anlamına gelen miyokardit görülme sıklığı artıyor. Yine Hindistan’da yapılan bir araştırmaya göre koroner trombüse bağlı kalp krizi geçiren hastaların yüzde 42’sine son 3 ay içerisinde korona virüs aşısı yapılmış. Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre oxford astrazeneca aşısından sonra kalp krizi ve akciğer embolisi görülme sıklığı artmış. Pfizer, BioNTech ve Moderna aşıları sonrası gelişen pıhtılaşma bozuklukları sebebiyle hastaneye yatış ve ölüm kaydedilmiş. Yine Kovid-19 aşıları sonrası tromboembolizm çok sık görülmüştür" ifadelerini kullandı. "Salgın geride kaldı ama Kovid-19 aşılarının etkinliği ve güvenilirliği hakkında çelişkiler, tartışmalar devam ediyor" Dr. Ahmet Karabacak, "Pandemi sonrası kalp krizi görülme sıklığının artmasına yol açan birçok sebep var. Bunlardan bazıları hastanelerde kapasite artışı sebebiyle koruyucu ve girişimsel kardiyoloji hizmetlerinin aksaması, salgının yayılımını önlemek için yapılan ‘evde kal’ çağrılarının sonucu hareketsiz yaşamın benimsenmesi, maske kullanımına bağlı kronik hipoksi, artmış duygusal stres, yeni tip korona virüs enfeksiyonuna bağlı damar iltihaplanması ve Kovid-19 aşılarının yan etkileri, bunlar sayılabilir. Salgın döneminde kalp krizi tanısıyla hastaneye başvurular çok azaldı. Bunun sebebinin hastanede bulaş kaygısının olduğunu düşünüyoruz. Bu durum salgın döneminde kalp hastalarının kalp krizini evde geçirdiği ve etkin tedavi alamadığı şeklinde yorumlanabilir. Salgın geride kaldı ama Kovid-19 aşılarının etkinliği ve güvenilirliği hakkında çelişkiler, tartışmalar devam ediyor. Her ne kadar maliyeti yüksek olsa da aşılama öncesi herkesin antikor düzeyine bakılıp, antikoru negatif olanlara aşı yapılsaydı şimdi aşının koruyuculuğuyla ilgi daha net konuşabilirdik" şeklinde konuştu. "Korona virüs aşısı olan hastaların kan cıvıltıcı ilaçları kullanmamalarını öneriyorum" Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Karabacak, korona virüs geçiren ve aşı yaptıran bireylerin kan cıvıltıcı ilaçlar yerine kalp sağlığı tarama muayenesinden geçmesi gerektiğini kaydederek, "Daha öncesinde korona virüs enfeksiyonu geçiren veya korona virüs aşısı olan bireylerin kalp sağlığı tarama muayenesinden geçmesini öneriyoruz. Korona virüs enfeksiyonu ya da korona virüs aşısı sonrası kan cıvıltıcı ilaçları kalp krizi riskini azalttığını gösteren kesin bir kanıt yok. Bununla tam tersi mide kanama riskini artırabiliriz. O yüzden ben korona virüs geçiren ya da korona virüs aşısı olan hastaların kan cıvıltıcı ilaçları kullanmamalarını öneriyorum. Bunun yerine kalp sağlığı tarama muayenelerinden geçmelerini öneriyorum. Enfeksiyonun kendisi de aşının kendisi de kalp krizi riskini artırabiliyor. Biz de yaptığımız tarama muayenelerinden sonra hastanın takibi ve tedavisini düzenliyoruz" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.