Prof. Dr. Özekici; “Suyun yarısı yolda kayboluyor”
Çukurova’da kapalı sulama sitemine geçişin önemine dikkat çeken Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Özekici; “Suyun yüzde 77’sini tarımda kullanıyoruz. Bir açık kanal sisteminde kabul edilen iletim randımanı yüzde 80’dir. Yani suyun yüzde 20’sinin buharlaşmasına izin verilir. Bizde ise yaptığımız ölçümlerde yüzde 50 çıktı. Hem buharlaşma kayıplarından hem de kanallardaki çatlaklardan, sızıntılardan kayıplar yüzde elli olmakta. Biz tüm bunları ölçtük.” Dedi.
İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Basınçlı sulama siteminin önemine değine Prof. Dr. Özekici, “Atmosferde suyun miktarı değişmiyor. Suyun döngüsünde sıklığında ve şiddetinde değişiklik var. Sıkıntı o. Şu an mevcut suyun yüzde 77’sini tarımda kullanıyoruz. Eğer bir basınçlı sulama sistemine sahipseniz; örneğin bir damla sulama gibi ise randımanınız hala sadece yüzde 50’dir. Bir açık kanal sisteminde kabul edilen iletim randımanı yüzde 80’dir. Yani suyun yüzde 20’sinin buharlaşmasına izin verilir. Bizde ise yaptığımız ölçümlerde yüzde 50 çıktı. İnsanlarımız suyun yüzde 12’sini evde tüketiyor ama yüzde 50’sini yolda kaybediyorsunuz.
Siz basınçlı su sistemine geçtiğinizde zaten bunun iki katını kurtarmış oluyorsunuz. Kapalı ve basınçlı su geldiğinde çiftçiler zaten yüzey yani salma sulama siteminden otomatik olarak modern sisteme geçmiş oluyorlar. Eğer basınçlı sulama sitemine geçtiğinizde sadece sudan tasarruf etmeyeceksiniz. Aynı zamanda gübreden de tasarruf edersiniz.” Diye konuştu.
Adana'nın tümünün kapalı, basınçlı sulama sistemine dönüştürmek için 1 milyar dolar gerektiğini ve projenin de hazır olduğunu belirten Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Özekici, şu açıklamalara yer verdi;
“Bizim suyumuz çalınıyor. Nasıl çalınıyor? Çok basit. Kanallarımıza bakın hepsi eskimiş ve çürümüş. Açık kanal sisteminde kabul edilen kayıplar yüzde yirmidir. Buharlaşmadan öte. Yani yüz milim suyun iyi bakıldığında seksen biriminin hedeflenen noktaya varacağını var sayarsınız. Bizde ne çıkıyor? Adana Sol Sahilde yüzde elli, sağ sahil yani Seyhan Irmağı’nın Tarsus Ovası'na doğru yüzde kırk beş.
Yani suyun zaten ortalama olarak yüzde ellisi yolda kayboluyor. Neden? Hem buharlaşma kayıplarından hem de kanallardaki çatlaklardan, sızıntılardan kayıplar yüzde elli olmakta. Biz tüm bunları ölçtük.
Çözüm basit. Basınçlı sulama sitemi. Yani hani böyle yeni bir teknoloji değil. Gelişmiş ülkeler bunu 60-70 yıldır yapıyor. Peki biz niye yapamıyoruz! Tarım Bakanı'na gittik. Ondan sonra Devlet Su İşlerine zaten Devlet Su İşleri'nin kalbi ve haklı bir Hiç tartışmasız. O zaman kaynak yok.
Bakın biz bu sene ne yaşadık? Sulama birlikleri yani aslında Devlet Su İşleri üzülerek ve istemeyerek de olsa dedi ki Eylül ayından sonra su yok, ekmeyin dedi. İkinci ürün soyaya bile su sağlayacağımız şüpheli denildi. Hani buğdayı ikinci gün soğan ekiyoruz ya mesela yıllarca ben ektim. Haziran ayının başladı. Türkiye en fazla petrolden sonra para ödediği ürünle yağlı tohumlarda soya fasulyesi.
Olağanüstü bir durum olmazsa yani çok kar yağmazsa, size bahsettiğim havzalara ve bu depolarda depolanmazsa, Çatalan barajı ve üstündeki Seyhan Barajı ile Yedigöller Barajındaki su miktarı çok az. Belki bize bu sene şu denilebilir. Mısır ekmeyeceksiniz. Ne diyecekler biliyor musunuz? Sanki burası Trakya'ymış gibi ayçiçeği ekin Bir ülke düşünün ki en önemli yarış atına en önemli yarış atı tarımda Adana değil mi? Bu bölge değil mi? Yarış atına deniliyor ki ben sana yem veremem.
Suyumuzu korumak ve daha iyi kullanmak için ne yapmamız lazım? Projelere kaynağın aktarılması lazım. Adana için proje yapıldı. Projenin ilk ayağında 5 milyar liraya yani küçücük bir parayla Tarsus Ovası'na doğru barajdan bir tünel açılacak. Altı buçuk metre çapında, beş buçuk veya beş kilometre uzunluğunda bir tane bir tünel açılacak. O tünelde ovaya bağlanacak.
Adana’nın Tamamını Basınçlı Sistem Yapmak İçin 1 Milyar Dolar Yeterli
Adana'nın tümünü kapalı, basınçlı sulama sistemine dönüştürmek için gereken para 1 milyar dolar. Projesi çıktı. Galatasaray'a yapılan stadyumun değeri de 1 milyar dolardır. Birinin taraftarı çok. Biz çiftçilerin ise taraftarı az. Çünkü tüketicilerin çoğu nasıl üretildiğini bilmez. Ama hala ortada para yok. Soru şu olacak. Sofraya ekmeği koyacak mısın? Hayır mı? Yoksa başka ülkelere mi bağımlı olacağım? Ya da kendi öz üretimimi mi arttıracağım. Bu nedenle devletin, yeni yapılan projelerde olduğu gibi kapalı, basınçlı sulama sistemlerine kaynak ayırarak hızla harekete geçmesi gerekiyor.”
Ahencan Tayakısı: Tarımsal Üretim Tehlike Altında
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı da tarımsal üretimin tehlike altında olduğuna dikkat çekerek şu açıklamalara yer verdi; “Günümüzde yaşanan iklim krizi ve buna dayalı olarak su kıtlığı; insanlık ve tarımsal üretim açısından üzerinde ciddi olarak durulması ve acil planlamaların yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Su, yaşamın idame ettirilmesi için en önemli ihtiyaçlardan biri olduğu gibi tüm canlıların temel maddesidir.
Su krizi, tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir konudur. Önlemler alınmaz ise; dünya genelinde artan nüfus, buna karşı sabit kalan ve hatta giderek azalan su kaynakları, ufukta ciddi bir su krizi yaşanacağının göstergesidir.
Giderek azalan su kaynaklarından dolayı Türkiye’nin tarımsal üretimi de tehlike altındadır. Dünyanın en verimli üçüncü ovası olan Çukurova; Seyhan, Ceyhan ve Berdan ırmakları arasında, Toros Dağları ile Akdeniz’e kadar uzanan 450 bin hektarlık bir alanı kapsamaktadır.
Yetiştirilen tarımsal ürünlerde gerek erken hasat gerekse yüksek verimlilik açısında önemli olan bu ovada su sıkıntısı giderek artmaktadır. Seyhan Barajından ovaya sulama kanallarıyla suyu taşıma sistemi, sulama kanallarından tarlalara sulama kanaletleriyle suyu taşıma sistemi sırasında gerek buharlaşma gerekse kanal ve kanaletlerdeki kırıklar, çatlaklar, çiftçilerin genellikle yapmakta oldukları salma sulamalar nedeniyle kayıplar oluşmaktadır. Tarım Bakanlığı verilerine göre su verimliliği %51. Yani barajdan bırakılan suyun yarısını tarlaya götürürken veya salma sulamalar sırasında tarlada kaybediyoruz.
Yeraltı su kaynakları da kontrolsüz kullanılmakta olduğu için yeraltı su kaynaklarında da sıkıntılar yaşanmaktadır. Bölgelere göre 80 metreden 600 metreye kadar derinliklerde kuyular çakılmakta ve bu kuyulardan çekilen sularla sulamalar yapılmaktadır. Bu kuyuların büyük çoğunluğu kaçak olduğundan yakın gelecekte yeraltı sularımız da tükeneceği öngörülmektedir.
Tarımsal sulamadaki kriz riskini azaltmak ve etkilerini yönetmek için alınabilecek başlıca önlemleri şu şekilde özetleyebiliriz: Modern Sulama Sistemlerine Geçiş: Damla sulama, yüzey altı damla sulama gibi daha etkin ve verimli sulama sistemlerinin (basınçlı sulama) yaygınlaştırılması gereklidir.
Burada üretim alanlarına, ekim dikim yapılacak arazilere basınçlı boru ile kapalı devre su taşıma işleminin devlet tarafından acilen projelendirilip hayata geçirilmesi gereklidir. Daha sonrasında modern sulama teknikleri (damla sulama, yağmurlama sulama, yeraltı sızdırma sulama vs.) için çiftçilerin eğitiminin ve kurulum aşamasındaki yüksek maliyet için de bakanlık tarafından hibe politikalarının hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
Su Kayıp ve Kaçaklarının Azaltılması: Sulama ağlarında su kayıp ve kaçaklarının izlenmesi, belirlenmesi ve giderilmesi. Geri Dönüşümlü Su Kullanımı: Kirli suların arıtılarak tekrar kullanıma sunulması (özellikle endüstri ve sulama sektörlerinde).
Yeni Su Kaynakları Geliştirme: Yeni ve ek potansiyel su kaynaklarının bulunması, yağmur suyu toplama sistemlerinin yaygınlaştırılması. Yer Altı Suyu Yönetimi: Yeraltı suyunun yenilenmesi ve yüzey sularıyla bağlantılı kullanımların denetim altında tutulması gereklidir.
Bunların dışında;Daha az su isteyen, kuraklığa dayanıklı tarımsal ürün ve ürün çeşitlerin tercih edilmesi. Toprak nemini ve organik maddeyi korumak için malçlama (toprağın üzerini örtme) uygulamalarının yapılması. Toprak işlemesiz ya da azaltılmış toprak işleme tekniklerinin yaygınlaştırılması.
Ayrıca; Doğal çevrenin, ormanlık ve yeşil alanların korunması ve artırılması (betonlaşmanın engellenmesi), Bireysel ve sektörel düzeyde su israfının kesinlikle önlenmesi ve su kaynaklarının gerektiği kadar kullanılması konusunda bilinçlendirme, Hayvancılık sektöründe de kurak iklime ve kuraklığa dayanıklı hayvan ırk ve çeşitlerinin kullanımı gereklidir.”