SON DAKİKA
Hava Durumu

#Burdur

İLKHABER-Gazetesi - Burdur haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Burdur haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eski Belediye Başkanı Canan Atasoy, zimmet davasında 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı Haber

Eski Belediye Başkanı Canan Atasoy, zimmet davasında 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı

Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Kızılkaya Belediyesi’nin eski AK Parti'li Belediye Başkanı Canan Atasoy, zimmet davasında 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonucunda AK Parti'den seçilen Atasoy’un görevini devretmesinin ardından MHP’li İlkay Güngör belediye başkanlığına gelmişti. Güngör’ün göreve başlamasıyla birlikte yapılan Sayıştay denetimleri, Kızılkaya Belediyesi’nde usulsüzlükleri ortaya çıkardı ve 2021 yılında Atasoy ve 14 sanık hakkında zimmet davası açıldı. Burdur 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Karar Çıktı Burdur 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında, eski Belediye Başkanı Canan Atasoy 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve tutuklandı. Davada yer alan diğer sanıklara ise farklı hapis cezaları verildi. Gamze K. 2 yıl 7 ay 7 gün, İbrahim C. 8 yıl 4 ay, Lütfi O. 7 yıl 6 ay, İsmail U. 5 yıl 6 ay 20 gün, Mehmet S. 5 yıl 2 ay 15 gün, Naci A. 4 yıl 4 ay 15 gün, Serdar Ö. 2 yıl 13 ay 15 gün, Süleyman G. 3 yıl 9 ay, Ümit Ö. 4 yıl 4 ay 15 gün, Yüksel Ç. 2 yıl 7 ay 7 gün, M.İ. 4 yıl 15 gün, İbrahim Ö. ise 4 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırıldılar. Ayşe B., Ümit D. ve Mustafa G. ise beraat etti. Belediye Mali İşlemleri Üzerine Yargılama Başlatılmıştı Bucak ilçesi Kızılkaya Beldesi’nde 2019 seçimlerinin ardından Sayıştay denetimi talep edilmiş ve yapılan incelemeler neticesinde eski başkan Canan Atasoy ve diğer sanıklar hakkında zimmet suçlamasıyla dava açılmıştı.

Kardeş cinayetinde iddianame kabul edildi! Haber

Kardeş cinayetinde iddianame kabul edildi!

Burdur'un Halıcılar köyünde keçi ağılında tüfekle vurulmuş halde bulunan Cihan K.'nin ölümüne ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. Katil zanlısı kardeş Ahmet K., ağabeyinin kendisine tecavüz etmeye çalıştığını öne sürerek önce korkutmak için ateş edeceğini ancak uyanıp karşı koymasından endişelenerek doğrudan vurduğunu itiraf etti. Olayla ilgili 3 kardeş hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilirken, baba Ahmet K. hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. 22 Şubat'ta Burdur merkeze bağlı Halıcılar köyünde köye yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki dağlık alanda bulunan keçi ağılında Cihan K.(44), kardeşi Ahmet K. (36) tarafından tüfekle vurulmuş halde buldu. Ahmet K., durumu kardeşi Ferhat. K.'ye (27), ardından 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptığı kontrolde Cihan K.'nin hayatını kaybettiğini belirledi. Jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen şüphelilerden baba Ahmet K. (80) ile maktulün kardeşlerinden Ferhat K. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken cinayeti işlediğini itiraf eden kardeş Ahmet K. tutuklanarak Burdur E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.Cinayet ile ilgili sanıklar hakkında hazırlanan iddianame, Burdur 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. "Bana tecavüz etmek istedi, kendime yediremedim" Katil zanlısı Ahmet K.'nin iddianamede yer alan savunmasında, "Olaydan yaklaşık bir hafta önce ağabeyi Cihan K.'nin kendisine tecavüz etmeye kalkıştığını ama bunu engellediğini, olay günü sabah ezanından sonra ağabeyinin tekrar kendisine tecavüz etmeye çalıştığını ama bunu yine engellediğini ancak bu olaya çok sinirlendiğini ve bunu hazmedemediğini, saat 08.30 sıralarında kulübedeki av tüfeklerinden birini alarak ağabeyine iki el ateş ettiğini, aslında niyetinin ağabeyini vurmak değil korkutmak olduğunu ama daha sonra uyanıp kendisine karşı gelir diye endişelenerek aağabeyini vurduğunu, tüfeği ise kulübenin arkasında bulunan saman balyalarının arasına saklayıp kıyafetleri ise kömürlüğe sakladığını boş kartuşları ise sobanın içinde yakıp arta kalan demir parçalarını dere kenarına attığını, daha sonra saat 09.00 gibi ağabeyi Ferhat K.'yi arayarak 'Ağabeyim Cihan K.'yi vurmuşlar' diyerek 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradığını, jandarmanın da ihbar sonrası geldiğini, babası ve diğer kardeşlerinin olayla bir ilgisinin olmadığını, kimsenin ağabeyini vurması için telkinde bulunmadığını, olayı tamamen tecavüz olayına sinirlenmesinden dolayı gerçekleştirdiğini ve bu durumu kimsenin bilmediğini" belirttiği ifadelere yer verildi. Ayrıca tutuklu sanık Ahmet K.'nin cezaevindeyken ziyaretine gelen kardeşleri Doğan K. (34) ve Ferhat K.'ye sol avucunun içine "Başınıza dert almayın. Bir yere koyun ben yerini bileyim, nerede siz onu bilmiyorsunuz, mermi doldurma aparatı amcamda kalmıştı" şeklinde yazı yazdığı ve camdan kardeşlerine bunu gösterdiği esnada görevli infaz koruma memurları tarafından durumun fark edilerek müdahale edildiği konusuyla ilgili olarak Ahmet K., savunmasında bunun nedeninin ailesinin başına herhangi bir olay gelmesini istemediği çünkü ailesinin ağabeyinin gerçekleştirmek istediği cinsel saldırıdan bilgilerinin olmaması ve kendilerini korumaları için köydeki evlerinde bulunan başka bir av tüfeğinin bulunduğu yeri söylemek için olduğunu belirttiğine yer verildi. Şüphelilerden kardeş Ferhat K. ise iddianamedeki savunmasında, "Kardeşleri Cihan ve Ahmet K. ile birlikte hayvanlara bakmak için yayla evinde kaldıklarını, yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için dönüşümlü olarak köye gittiklerini, olay tarihinden bir gün önce ikindi vakitlerinde ekmek ve erzak almak için köye geldiğini, o gün babası Ahmet K.'nin evinde kaldığını, sabah 09.00 gibi kardeşi Ahmet K.'nin Cihan K.'nin telefonla kendisini arayarak 'Cihan'ı vurdular kaçtılar, havuzu temizliyordum 2 el ateş sesi duydum' dediğini, bunu babası Ahmet K.'ye söylediğini ve beraber köy muhtarına haber verdiklerini, muhtarın da durumu jandarmaya bildirdiğini, yayla evinde toplam 3 adet av tüfeği olduğunu ve bu tüfeklerin Cihan K.'ye ait olduğunu, kardeşleri ve babasının Cihan K. ile herhangi bir problem olmadığını, Cihan K.'nin ölümüyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, en son olay gününden 20 gün kadar önce hayvanları otlatırken yaklaşan bir tilkiye cinayette kullanılan tüfek ile ateş ettiğini daha sonra herhangi bir atışta bulunmadığını, olay günü cihan ve Ahmet'in vücuduna veya kıyafetlerine dokunmadığını" söylediği belirtildi. Şüphelilerden diğer kardeş Doğan K. ise iddianamedeki ifadesinde olay günü sabah 06.30 sıralarında işe gitmek için evden ayrıldığını, olay anında kereste fabrikasında çalıştığını, olaydan 09.00 sıralarında Ferhat K.'nin aramasıyla haberinin olduğunu, iş yerinden izin alarak 09.30 sıralarında köye geldiğini ve jandarma ekipleri ile birlikte yayla evine gittiğini, olay yerinde kulübeye girmediğini, ağabeyi Ahmet K.'nin diğer ağabeyi Cihan K.'yi neden vurduğunu bilmediğini, olay günü ve öncesinde herhangi bir şekilde silah kullanmadığını Cihan K. ve Ahmet K.'ye hiçbir şekilde temas etmediğini alınan swaplarda neden atış artığı tespit edildiğini bilmediğini belirttiğine yer verildi. İddianamede maktulün diğer kardeşleri olan ve tutuksuz yargılanan Ferhat K. ile Doğan K.'nin (34) her ne kadar olay günü kulübede olmadıklarını ve olaydan kısa süre önce ikisinin de hiçbir şekilde ateşli silah kullanmadıklarını, ağabeylerinin ölümünü telefonla öğrendiklerini söyleseler de yapılan swap analizinde ellerinde ve kıyafetlerinde ateş artıkları (barut) tespit edildiği, bu yüzden olay anında orada bulundukları suçu Ahmet K. ile müştereken işledikleri iddia edilirken 3 kardeş hakkında da “beden bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kardeşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanmaları istendi. Maktul Cihan K.'nin babası Ahmet K. hakkında ise olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği belirtildi.

30 bin TL için iki kişi öldürüldü: Katil zanlısı'ndan şok itiraflar Haber

30 bin TL için iki kişi öldürüldü: Katil zanlısı'ndan şok itiraflar

Burdur'da yaşanan acı olayın detayları ortaya çıktı. Alacağını tahsil etmek isteyen Metin K., Ramazan Tin ve oğlu Muharrem Tin'i silahla vurarak öldürdü. Katil zanlısı, cinayeti soğukkanlılıkla işlediğini itiraf etti. Burdur'un Gölhisar ilçesi Konak Mahallesi'nde 3 Eylül tarihinde Denizlili olan Ramazan Tin (53) ve oğlu Muharrem Tin (32), aralarında alacak verecek meselesi yüzünden husumet bulunan Metin K. (42) tarafından iş yerlerinin önünde silahlı saldırıya uğramış, Ramazan Tin olay yerinde, oğlu Muharrem Tin ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. İşlediği cinayetin ardından Korkuteli'ne geri kaçmak isterken Tefenni ilçesinde yakalanarak gözaltına alınan ve emniyetteki işlemlerinin ardından kasten adam öldürme suçundan Gölhisar Adliyesi'ne sevk edilen zanlı Metin K. (42), çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan silahlı saldırıda hayatını kaybeden baba ile oğul memleketleri Denizli'nin Serinhisar ilçesine bağlı Ayaz Mahallesi'nde gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Baba ve oğlu öldüren sanık Metin K. hakkında Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede sanık hakkında tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Olayı 30 bin TL alacağı kaldığı için gerçekleştirmiş Metin K., cinayeti araba takası sonrası kalan 30 bin TL borç için işlediğini belirttiği ifadesinde, "Olaydan yaklaşık 6 ay önce eşimin üzerine kayıtlı otomobili satmak için Ramazan Tin ve oğlu Muharrem Tin ile 215 bin liraya anlaştık. İlk başta 160 bin TL ödediler. Kalan 45 bin TL'yi istediğimde bahaneyle ödemeyi geciktirdiler. Zor durumda olduğumu söyleyip, çocuklarımın kuru ekmek yediği fotoğrafı attım. Bunun üzerine 5 bin TL gönderdiler. 10 gün sonra başka ödeme yapılmayınca 'Benim tanıdığım bazı kişiler var. Bunlar sokak çocuklarına sigara aldırarak aracına molotof atar, dükkanını yaktırırlar' şeklinde mesaj attım. Bunun üzerine 5 bin TL daha gönderdiler. Olaydan 15 gün önce Ramazan'a 'Ağabey her şeyden vazgeçtim, zaten kendimi öldüreceğim, neden yalnız gideyim' şeklinde mesaj attım. Bunun üzerine 5 bin TL daha gönderip kalanını ağustos ayında ödeyeceğini söyledi. Ramazan Tin, '30 bin lirayı ağustos ayının sonuna kadar ödemezsem dükkanda vereyim paranı' dedi ama 2 Eylül'e kadar ödemedi. 3 Eylül'de çocuklarımın okul üniforması parasını ayarlayamadığım için eşimle sözlü tartışma yaşadım ve eşime 'Bugün parayı ayarlamaya çalışacağım' dedim. Babamdan borç para istedim, ama o da 'Param yok' dedi. Bunun üzerine yaşadığım maddi sıkıntı sonrası alacağımı istemek için Ramazan Tin'in iş yerine gittim" sözleriyle anlattı. “İlk başta sadece korkutmak istemiştim” Ramazan ve Muharrem Tin'i ilk başta korkutmak için silahla iş yerine gittiğini ancak sonrasında işlerin değiştiğini belirten Metin K., “İş yerinin yakınında aracımı park edip tenhalaşmasını bekledim. İş yeri tenhalaştığında arabadan tüfeği alarak indim. Tüfeği alma sebebim Ramazan ve oğlunu öldürmek değildi. Havaya ateş edip onları korkutabileceğimi düşündüm. İş yerine doğru yürüdüğüm sırada Ramazan ve oğluyla karşı karşıya geldim. Ramazan sağına dönerek elini beline doğru götürdü. Bunu görünce bana zarar verebileceğini düşündüm. Ramazan'ın kafasını hedef alarak ateş ettim. Amacım öldürmek değildi. Kafasının yanından mermilerin geçip o korkuyu yaşamasını istedim ancak mermi Ramazan'ın kafasına isabet etti. O an şoktaydım. Aracın diğer tarafına yönelip Muharrem'e ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Daha sonra arabama binip Korkuteli'ne doğru yola çıktım. Ailem ile helalleşip polise teslim olacaktım" dedi. Olay sonrası eşine mesaj atıp helallik istemiş İfadesinde olay sonrası aracıyla yolda giderken helallik istemek için eşine sesli mesaj attığını söyleyen Metin K.'nin mesajda ise, “Canım ailem, canım karıcığım, anneciğim, babacığım, canım çocuklarım, hepinizden çok çok özür diliyorum. Böyle olmasını istemezdim. Hakkınızı helal edin. Beni affetmeyeceğinizi biliyorum. Son çarem buydu. Beni sıkıntıya soktular, dolandırdılar. Beni dolandırdıkları için durumum kötüleşti. Son çarem buydu. Bunu bana yapanları öldürdüm. Sizden çok özür diliyorum. Belki biraz sonra kendimi öldüreceğim. Lütfen beni affedin” sözlerini sarf ettiği öğrenildi. Metin K.'nin yargılanacağı duruşma önümüzdeki günlerde Burdur Ağır ceza Mahkemesi'nde görülecek.

Salda Kayak Merkezi sezonu açtı: Kar, göl manzarası ve doğayla iç içe huzurlu bir tatil imkanı Haber

Salda Kayak Merkezi sezonu açtı: Kar, göl manzarası ve doğayla iç içe huzurlu bir tatil imkanı

Burdur’un Yeşilova ilçesinde, Salda Gölü manzaralı ve Tınaztepe’nin zirvesinde yer alan Salda Kayak Merkezi, etkili kar yağışıyla birlikte 2025 kış sezonunu açtı. Doğal güzellikleriyle ünlü bu bölge, özellikle kayak ve doğa tutkunları için yeni bir cazibe merkezi haline geldi. Yeşil, beyaz ve mavinin iç içe olduğu bu eşsiz mekanda, Salda Gölü’nün panoramik manzarası eşliğinde kayak keyfi yaşanıyor. Salda Kayak Merkezi Nerededir? Yeşilova ilçe merkezine 17, Burdur’a 77, Antalya’ya 136 ve Denizli’ye 90 kilometre uzaklıkta bulunan Salda Kayak Merkezi, butik tesisleriyle günübirlik tatilcilerin ilgisini çekiyor. Özellikle doğayla iç içe huzurlu bir ortamda vakit geçirmek isteyenler için ideal bir seçenek sunan merkez, Salda Gölü’nü gören 2 bin 79 metre rakımlı Tınaztepe’ye kurulmuş. Yeşilin, beyazın ve mavinin bir arada bulunduğu doğa harikası Yeşilova Kaymakamı Mustafa Turan, son iki yıldır kar yağışının yetersizliği nedeniyle kayak sezonunun açılamadığını ancak bu yılın kar açısından bereketli geçtiğini ifade etti. Turan, kayak merkezinin açıldığını ve kayak severlerin bölgede kayak ve kızak yapabileceğini belirtti. "Kayak merkezimizin belli noktalarından Salda Gölü görünüyor. Yeşilin, beyazın ve mavinin bir arada bulunduğu doğa harikası bir yer burası," diyen Kaymakam Turan, doğa yürüyüşü yapmaya uygun bölgede, kar yağışıyla birlikte pistlerin tekrar kayak için hazır hale geleceğini vurguladı. Merkezde 3 ana kayak pisti ile çocuklar için özel olarak tasarlanmış kayak ve kızak pistleri de bulunuyor. Bunun yanı sıra kafeterya ve restoran hizmetleriyle misafirlerin ihtiyaçları karşılanıyor. Salda Gölü’nün Mars’a Benzerliği İlgi Çekiyor Yeşilova Belediye Başkanı Okan Kurd, Salda Gölü ve çevresinin, Mars yüzeyine benzerliğiyle dikkat çektiğini belirterek, ilçenin Türkiye’nin nadide köşelerinden biri olduğunu vurguladı. "Salda Gölü, kayak merkezi ve tabiat parkı ile ilçemiz, doğadaki geyikleri, oksijen oranı ve diğer doğal zenginlikleriyle oldukça kıymetli bir bölge," diyen Başkan Kurd, Salda Gölü çevresindeki Mars’a benzeyen yapının, bölgenin cazibesini arttırdığını söyledi. Kayak Sezonu Mart’a Kadar Devam Edecek Yeşilova Gençlik ve Spor Müdürü Ramazan Kara, Salda Kayak Merkezi’nin 30 Aralık’tan itibaren açıldığını ve kayak sezonunun Mart ayına kadar devam edeceğini belirtti. Kara, kayak yaparken misafirlere sıcak yemekler, içecekler ve ekmek arası köfte, sucuk gibi lezzetli atıştırmalıklar sunulduğunu da söyledi.

Salda Gölü çevresindeki kızıl geyikler kar yağışıyla yol kenarına indi Video Galeri

Salda Gölü çevresindeki kızıl geyikler kar yağışıyla yol kenarına indi

Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen "Nesli Tehlike Altında Olan Türlerin Tekrar Eski Yaşam Alanlarına Geri Kazandırılması Projesi" kapsamında Burdur’un Salda Gölü çevresinde çalışmalar devam ediyor. Proje kapsamında bölgeye bırakılan kızıl geyikler, yoğun kar yağışı sonrası beyaz örtüyle kaplanan Eşeler Yaylası’nda yol kenarına inerek yiyecek aradı. KIZIL GEYİKLER SALDA GÖLÜ’NDE Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen proje çerçevesinde 5 erkek ve 18 dişi olmak üzere toplam 23 kızıl geyik, Salda Gölü çevresindeki Eşeler Yaylası’na salındı. Projenin amacı, nesli tehlike altında olan kızıl geyiklerin eski yaşam alanlarına yeniden kazandırılması ve popülasyonun artırılması olarak açıklandı. KAR YAĞIŞI SONRASI YOL KENARINDA GÖRÜLDÜLER Çarşamba günü etkili olan yoğun kar yağışı sonrası beyaza bürünen Eşeler Yaylası’nda yiyecek bulmakta zorlanan kızıl geyikler, yol kenarına inerek vatandaşlardan yiyecek aldı. Vatandaşlar, geyiklere meyve vererek karınlarını doyurdu. DKMP Burdur Şube Müdürlüğü tarafından sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, iki kızıl geyiğin yol kenarındaki ağaçların arasından çıkarak bir araca yaklaştığı görüldü. YEMLEME FAALİYETLERİ DEVAM EDİYOR Doğa Koruma ve Milli Parklar Burdur Şube Müdürlüğü ekipleri, yaban hayvanlarının kış şartlarında yiyecek sıkıntısı çekmemesi için düzenli olarak yemleme faaliyetleri gerçekleştiriyor. Ekipler, doğaya yem bırakarak hayvanların zorlu kış koşullarında hayatta kalmalarını sağlıyor.

Burdur’da eski eş cinayeti davasında tahliyeler Haber

Burdur’da eski eş cinayeti davasında tahliyeler

Burdur’da 8 Şubat'ta eski eşi tarafından kaldığı otelde silahla vurulup bıçaklanan Özlem Şımarık'ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşmasında 2 sanık tahliye edilirken 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.Burdur’da 8 Şubat'ta kasten yaralama suçundan kapalı cezaevinde yatarken Açık Ceza İnfaz Kurumu'na geçtiği gün gitmesi gereken süre içinde gitmeyip Çavdır ilçesinde boşandığı eşi Özlem Şımarık'ı (28) kaldığı oteli basarak odasında av tüfeğiyle vurup daha sonra birçok yerinde bıçaklayarak ağır yaralayan Tarık Y. (45), olay yerinden kaçmıştı. Hastaneye kaldırılan 2 çocuk annesi Özlem Şımarık yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Emniyet ekipleri kaçan Tarık Y.'yi olaydan yaklaşık 6 saat sonra Denizli'nin Çameli ilçesinde dağlık alanda bulunan bir gazinoda yaptığı operasyonla yakaladı. Gözaltına alınan Tarık Y. işlemler için Gölhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne getirilirken Tarık Y.'ye yardım ve yataklık yaptığı iddia edilen Meryem S.(30), Erdal A.(40), Kazım Ö.(37), Mehmet Ç.(27), Mustafa S.(31), Şaban A.(26)'da gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sek edilen şüphelilerden katil zanlısı Tarık Y. ve yardım eden Erdal A., Kazım Ö., Mehmet Ç., Mustafa S., Şaban A. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanırken Meryem S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmanın derinleştirilmesinin ardından Tarık Y.'ye yardım ettiği tespit edilen Meryem S. ve azmettirici olmakla suçlanan Adem S.(36), ve Gökay S.(33) 14 Mayıs günü gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi. Sanıklara ağırlaştırılmış müebbet talebi Tutuklu sanıklar hakkında oluşturulan iddianamenin tamamlanmasının ardından davanın ilk duruşması Burdur 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya sanıklar Tarık Y., Erdal A. Kazım Ö., Mehmet Ç., Mustafa S., Şaban A., SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katılırken Meryem S., Adem S., Gökay S. ve taraf avukatları hazır bulundu. İddia makamı tarafından mahkeme heyetine sunulan mütalaada Tarık Y. hakkında “boşandığı eşini tasarlayarak kasten öldürme” suçundan, Gökay S. ile Adem S. hakkında "kadını tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme ve suçluyu kayırma” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken diğer 6 sanık Erdal A., Mehmet Ç., Meryem S., Kazım Ö., Şaban A. ve Mustafa S. hakkında da “kadını tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme, suçluyu kayırma” suçlarından 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmaları ve kaçma şüphelerinin bulunduğundan tutuklu yargılanmalarını, dosyadaki eksik hususların giderilmesi talep edildi. Duruşmada söz verilen sanık Meryem S. savunmasında Tarık Y.’ye yardım etmediğini düşündüğünü belirterek, “Ben oraya Özlem için gitmiştim. Olaydan 2 gün önce Özlem bana Tarık’ın telefon numarasını vererek oyun yapalım dedi. Orada alkol aldığım için telefon şifremi söyleyerek Tarık’a telefonumu verdim. Videoları izleyeceğini düşünmedim. Ben Tarık’ı ve diğer sanıkları tanımıyordum” diyerek tahliyesini talep etti. "Özlem için mücadele ediyoruz" Sanık Adem S. ise, “Beni olay günü Tarık’ın beraber olduğu Deniz arayarak Tarık’ın Özlem’i bıçakladığını söyledi ve Özlem’in yerde kanlar içinde yatarken ki fotoğrafını gönderdi. Ben yakalandı mı peki dediğimde ise hayır yanımda diyerek telefonu Tarık’a verdi. Tarık bana “Beni Kırşehir’e götürür müsün?” dedi bende reddettim. Çivril’e bırak o zaman dedi bende ehliyetimin olmadığını belirterek yine reddettim. Ben ne Tarık’a silah verdim ne de yardım ettim. Yardım etmediğim için de beni bu şekilde suçladı. Sanıklardan Meryem’i tanımıyorum. Silah yılbaşından önce Şaban’ın odasındaydı. Yıl başında mekanda arama yaparlar diye benim arabaya koymuştuk ancak yıl başından sonra Şaban’a geri verdim ve mekanda tutma bu silahı dedim. O zamandan sonra da bir daha görmedim o silahı. Tüfek Şaban’a aittir. Olaydan önce de Tarık ile hiç oturmadık” beyanlarında bulunarak Tarık Y.’nin kendine yönelik beyanlarını kabul etmediğini ve olay günü beraber oturup oturmadıklarını tespit etmek amacıyla telefon HTS kayıtlarının incelenmesini, olay günü iş yerine yalnızda 3 dakika kadar kaldığını ve bu kadar kısa sürede cinayet planı yapılamayacağını belirterek beraatını talep etti. Sanık Erdal A. daha önce savcılık makamında verdiği ifadesini tekrar ettiğini söyleyerek, “Olay öncesinde Tarık’ın Özlem'i öldüreceğinden bilgim yoktu. Olay sonrasında da korktuğum için polise haber veremedim. Tahliyemi talep ediyorum” ifadesinde bulundu. Sanık Gökay S. mahkeme huzurunda verdiği savunmada; “Benim bu olayın ne öncesinden ne de sonrasından haberim yoktur. Akşamları asla dışarı çıkmam, alkol almam. Ben karakolda ifade verirken abim Adem S. benim telefonumdan Şaban A.’yı aramış ondan da haberim yoktu. 7 buçuk aydır suçsuz yere cezaevinde yatıyorum. Ben Tarık Y.’nin 2 cümle iftirasından dolayı 7 buçuk aydır mağdurum. Hiçbir şekilde Özlem’i öldürmesi için bir teklifte bulunmadım. Benim HTS kayıtlarım ile Tarık’ın HTS kayıtlarının karşılaştırılmasını ve Tarık’ın beyanlarının yalan olduğunun ortaya çıkarılmasını ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.Sanıklardan Kazım Ö. ise. “Olay öncesinde biz evde otururken Tarık Y. bir arkadaşımın yanına gideceğim diyerek evden ayrıldı ve taksiyle evden gitti. Daha sonra bir daha Tarık Y.’yi görmedim. Benim kimseyle bir husumetim yok. Ben kaç aydır burada suçsuz yere yatıyorum. Beraatimi talep ediyorum.” ifadesinde bulundu. Sanık Mehmet Ç. iddianamede yer alan suçlamayı kabul etmediğini belirterek, "Tarık Y.’yi çalıştığım mekana gelip gittiği için görsel olarak tanıyorum sadece. Özlemi öldürmesi gerektiği konusunda bir şey söylemedim. Olay günü Şaban’ın soğukta kalmasın diye Mustafa’nın ise otele borcu olduğu için evimde evimde kalmalarına izin vermiştim. Ben evde uyurken Şaban odama gelerek Erdal’ın eve geleceğini söyledi. Bende yer yok diyerek kabul etmedim. Aradan bir süre geçtikten sonra salondan gelen sesleri duyarak salona çıktığımda Tarık Y.’yi kanlı elbiseler içinde gördüm. Noldu diye sorduğumda olayı anlattı. Daha sonra benden temiz pijama isteyerek kanlı kıyafetleri kendisi makineye attı. Sabah Şaban’ı iş yerine bırakma bahanesi ile evden çıkarak Adem S.’ye ait aracı almaya gittim. Arkadaşlarım da evde olduğundan polise haber veremedim. Daha sonra evin önüne gelerek Şaban’ı aradım ve aşağıya inmesini söyledim. O sırada evde bulunan herkes aşağıya indi ve Şaban hariç hepsi arabaya bindi. Tarık Y.’nin bizi Çameli’ye bırak demesi üzerine Şaban’ı işe götürmem gerektiğini söyledim ama Şaban’ı işe yürüyerek giderim demesi üzerine bu sefer araçta benzin yok dedim. Onlarda 500 TL para verip benzin alırız deyince götürmeye mecbur kaldım. Çameli’nde Tarık’a gelen telefon sonrasında Özlem’in öldüğünü öğrendim ve korktum Cinayetle hiçbir ilişkim yoktur. Suçsuzum tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanık Mustafa S. de üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini beyan ederek; “Tarık Y.’yi ilk defa karakolda gördüm. Kendisi ile hiçbir bağlantım yoktur.” ifadesinde bulunarak tahliyesini talep etti.Sanık Şaban A. da üzerine atılan suçlamaları kabul etmeyerek; “Gökay S.’nin telefonundan Adem S.’ beni arayarak Tarık’ın cinayette kullandığı tüfeği üstlenmemi söyleyerek “bir iki ay yatar para cezası ile kurtulursun.” dedi. O silah her zaman barda kasanın yanında duruyordu. Benim orada odam yoktu. Silah Adem S.’ye aitti.” Sözleriyle tahliyesini talep etti. "Bana “Namusunu temizle sen böyle yaşayamazsın” dediler" Eski eşi Özlem Şımarık’ı öldüren Tarık Y.’ de savcılıkta verdiği ifadesinin geçerli olduğunu ve tekrar ifade vermek istemediğini söyleyerek, “Olaydan bir gün önce Adem S. ile görüştüm.7 Şubat’ta da tekrar görüştüm ve bana silahı verdi. O akşam üstü de evde Adem S. ve Gökay S. ile evde görüşmüştüm. Bana 'Namusunu temizle sen böyle yaşayamazsın' dediler. Gökay da bana bıçak verdi. Adem S. bana otelin arka kapısından girmemi söyleyerek olay sonrası beni değil Mehmet’i ara ona ulaşamazsan Erdal’ı ara dedi. Mehmet’te beni Erdal benim evi biliyor ne zaman istersen gel dedi” ifadesinde bulunarak bu esnada söyleyecek başka bir sözünün olmadığını belirtti. Duruşmaya tanık olarak SEGBİS ile bağlanan Özlem Şımarık’ın babası Ramazan Şımarık ise, “Olaya ilişkin tanıklığım yoktur. Sanıklardan yalnızca eski damadım olduğu için Tarık Y.’yi tanıyorum. Olay nedeniyle tüm sanıklardan şikâyetçiyim" dedi. Özlem Şımarık’ın avukatları Tarık Y.’nin yanında sanık Adem S. ve Gökay S.’nin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep ederken Sanıklar Adem S., Gökay S., Erdal A., Kazım Ö. Mehmet Ç., Şaban A. Mustafa S. ve Meryem S.’nin avukatları müvekkillerinin tahliyelerini, mahkeme heyeti aynı kararda değil ise Adli Kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep etti. Sanık Tarık Y.’nin avukatı ise 'mütalaada aleyhimize olan hususları kabul etmiyoruz' diyerek savunmalarını yazılı olarak yapmak istediklerini beyan etti.Duruşmaya verilen ara sonrası duruşmayı ileri bir tarihe erteleyen mahkeme heyeti sanıklardan Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin adli kontrol şartıyla tahliyesine diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.Mahkeme sonrası konuşan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey, "Bugün Şubat ayında öldürülen Özlem Şımarık için buradayız. Özlem 2 çocuk sahibi hatta bir tanesi engelli küçücük bir çocuğa sahip bir anneydi, emekçi bir kadındı. Özlem’i öldüren bu düzene karşı, bu şartlara karşı mücadele etmek için bugün Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak duruşmaya katıldık. Sadece bu insanlar arasında 2 tane tahliye kararı çıktı. Diğerleri konusunda delillerin toplanmasına karar verildi ve duruşma 26 Şubat tarihine ertelendi. Biz dernek olarak o tarihte de Burdur’da olacağız" dedi.

 Burdur'da halk otobüsleri otoparkında korkunç yangın Haber

 Burdur'da halk otobüsleri otoparkında korkunç yangın

Burdur'da gece saatlerinde halk otobüsleri otopark alanında çıkan yangın itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucunda söndürülürken yangında zarar gören 6 otobüsten 5'i tamamen yandı, camları patlayan 1 otobüs ise yanmaktan son anda kurtarıldı. Yangın gece saat 03.18'de Burdur merkez Aydınlıkevler Mahallesi Mahrukatcılar Sitesi Terakki Sokak üzerinde bulunan Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi otopark alanında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre otoparkta park halinde bulunan bir halk otobüsünde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Hızla büyüyen yangın yan yana duran park halindeki diğer otobüslere de sıçradı 112 Acil Çağrı Merkezi'ne yapılan ihbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken polis ekipleri ise çevrede güvenlik önlemi aldı. İtfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınarak söndürülen yangında 5 halk otobüsü tamamen yanarken camları patlayan 1 otobüs ise son anda olay yerinden çekildi. Yangın hızla yayılınca 5 otobüs yandı Olay hakkında konuşan Burdur Belediyesi İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Ballak, “112 komuta merkezine 03.18'de düşen ihbar sonrası ekiplerimiz 03.22'de bölgeye gelerek çalışmalara başladı. 5 otobüste yangın etkiliydi. Çünkü otobüsler birbirine yapışık vaziyette park edilmişti. Toplam 5 araç 15 personel ile yangına müdahale ettik. Yangında 5 otobüs yanarak zarar gördü. Soğutma çalışmalarının ardından yangının çıkış nedeniyle ilgili detaylı incelememizi gerçekleştireceğiz. Tüm mal sahiplerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah tekrarı olmaz ama büyük bir yangındı.” dedi. Yangının ilk başladığı halk otobüsünün şoförü Erkan Gedik ise, “Saat 22.32'de üniversite seferine çıktım. Yolcuları bıraktıktan sonra 23.35 civarında buraya gelerek aracı park ettim. 03.30 sıralarında ise araç sahibi Murat Bey beni arayarak aracın yandığını söyledi. Biz de hemen buraya geldik. Yangının neden çıktığı hakkında hiçbir bilgimiz yok ama ana sigortalarımız kapalıydı. Yapılacak araştırmadan sonra öğreneceğiz biz de.” ifadelerini kullandı. Soğutma çalışmaları sonrasında olay yeri inceleme ekipleri bölgede çalışma yaparken yangının kundaklama sonrası çıktığı şüphesi üzerinde duruluyor.

Burdur’da yolda göçük oluştu, 4 ev zarar gördü, 1 ev mühürlendi Haber

Burdur’da yolda göçük oluştu, 4 ev zarar gördü, 1 ev mühürlendi

Burdur’un Fevzi Çakmak Mahallesi'nde, eski bir dere yatağı üzerinde bulunan asfalt yolda meydana gelen göçük, çevresindeki 4 evin zarar görmesine ve şebeke suyu borusunun patlamasına yol açtı. Evlerde büyük çatlaklar oluşurken, bir ev çökme tehlikesi nedeniyle mühürlendi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı. Fevzi Çakmak Mahallesi 23023 ve 23024 sokakların kesişiminde, asfalt yolun bir anda çökmesi sonucu, yolda büyük bir göçük oluştu. Göçük nedeniyle, yan tarafta bulunan 4 evde büyük çatlaklar meydana gelirken, şebeke suyu borularında yaşanan patlama sonucu, bir evin bodrum katı ve bahçesi sular altında kaldı. Ev sahiplerinin ihbarı üzerine, Burdur Belediyesi ekipleri olay yerine gelerek patlayan su borusunu tamir etti. Ancak, meydana gelen büyük çatlaklar nedeniyle 4 evden biri çökme tehlikesi nedeniyle mühürlendi. "Bir anda mutfaktaki fayanslarım patlamaya başladı'' Zemin kaymasının büyük maddi zarara yol açtığı ev sahiplerinden Ayşegül Karabiber (68), olayın yaşandığı sabahı şöyle anlattı: "Bir anda mutfaktaki fayanslarım patlamaya başladı. Önce bir duvar, sonra diğeri derken üç duvarımda da çatlamalar oldu. O sırada torunum, evin yan tarafındaki yolun çöktüğünü gördü. Hemen belediyeyi aradık. Belediyenin gelmesiyle birlikte, yan bahçemizde suyun fışkırdığını fark ettik. Bir kuyu vardı, o çökmüş ve su ile dolmuştu. Sular, belediye suyu kesene kadar taşmıştı. Sanırım birkaç gündür patlak olan borudan azar azar su sızıyordu. Göçük nedeniyle borulara baskı uygulandı ve olay daha da kötüleşti" dedi. 4 ev zarar gördü Karabiber, kendi evinin yanı sıra komşularının evlerinde de büyük çatlaklar meydana geldiğini ve bir evin mühürlendiğini belirtti: "Komşum geldiğinde, belediye ekipleri evini inceledikten sonra mühürledi. Benim evimde de kaymalar nedeniyle camlar patlayabilir dediler. Evdeki kapılar bile kapanmıyor. Yarın bilirkişi gelip inceleme yapacak ve ne yapılması gerektiğine karar verecek. Bir an önce buraların onarılmasını istiyoruz." Zemin Kayması ve Patlama Nedeniyle İnceleme Başlatıldı Burdur Belediyesi İmar Müdürlüğü'nden alınan bilgilere göre, göçüğün meydana geldiği sokağın eski bir dere yatağı üzerinde bulunması nedeniyle toprağın yumuşak olduğu ve bu yüzden bir zemin kaymasının yaşandığı belirtildi. Zemin kayması, şebeke suyu altyapısına zarar vererek patlamaya yol açtı. Bu patlama, çevredeki evlerde su baskınlarına ve çatlaklara neden oldu. Güvenlik gerekçesiyle bir ev mühürlenirken, AFAD ekipleri de bölgeye gelerek incelemelerde bulunmaya başladı. Olayın nedenine dair araştırma başlatıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.