#Büyük Taarruz

İLKHABER-Gazetesi - Büyük Taarruz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Büyük Taarruz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhuriyetin 10. Yılında doğdu, Büyük Taarruz’un Yıl Dönümünde sonsuzluğa uğurlandı Haber

Cumhuriyetin 10. Yılında doğdu, Büyük Taarruz’un Yıl Dönümünde sonsuzluğa uğurlandı

Cumhuriyetin 10. yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933’te Adana’da dünyaya gelen, Türkiye’nin en üretken mizah ve çocuk edebiyatı yazarlarından Muzaffer İzgü, 8 yıl önce Büyük Taarruz’un başladığı 26 Ağustos’ta hayata veda etti. Türk edebiyatının “gülmece ustası” olarak anılan İzgü, öğretmenlikten yazarlığa uzanan yolculuğunda 150'den fazla kitap, 200’e yakın radyo oyunu ve sayısız öyküye imza attı. Çocuk edebiyatına kazandırdığı eserlerle milyonlarca çocuğu kitaplarla tanıştırdı; mizahi roman ve öyküleriyle de toplumsal yapıyı hicvederek eleştirel bir gözle aktardı. Cumhuriyet aşığı bir ailenin çocuğu Muzaffer İzgü’nün dünyaya gelişi de hayatı gibi sıra dışıydı. Annesi, doğum sancıları başladığında Adana Büyük Saat’te başlayan Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamalarına katılmıştı. Kalabalıktan çıkamayınca, hastaneye bando takımının arkasına takılarak yürüdü. Önlerinde 10. Yıl Marşı çalınırken, arkasında İzgü dünyaya geldi. Yazar, bu anıyı yıllar sonra “Ben bando mızıka ile doğdum” sözleriyle aktardı. Adı ise Kurtuluş Savaşı zaferine atıfla “Muzaffer” kondu. İzgü’nün ölüm tarihi de tesadüfi değildi. 26 Ağustos 2017’de, Büyük Taarruz’un 95. yıl dönümünde, İzmir’de 83 yaşında hayata gözlerini yumdu. Öğretmenlikten yazarlığa uzanan yol Diyarbakır İlköğretmen Okulu’nu bitiren İzgü, uzun yıllar Türkçe öğretmenliği yaptı. Çocukların hayal dünyasını ve dilini sınıfta tanıma fırsatı buldu; bu gözlemler yazarlık serüveninin temelini oluşturdu. 1959’da Aydın’da Hüraydın Gazetesi’nde yazmaya başlayan İzgü, 1964’te Demokrat İzmir’de devam etti. Öyküleri Akbaba dergisinde yayımlandı, Milliyet ve Akşam gazeteleri için röportajlar yaptı. Yıllar içinde Türkiye’nin en çok okunan mizah ve çocuk kitapları yazarlarından biri oldu. Eserleriyle nesiller yetiştirdi İzgü, çocuklar için kaleme aldığı “Uçtu Uçtu Ali Uçtu”, “Anneannem”, “Bülbül Düdük” ve “Lüplüp” gibi eserlerle çocukların edebiyat sevgisi kazanmasına öncülük etti. Yetişkinler için yazdığı “Gecekondu”, “İlyas Efendi” ve “Halo Dayı” romanlarında ise Türkiye’nin toplumsal yapısını, kentleşme sorunlarını ve sıradan insanların yaşamını mizahi bir dille aktardı. En çok bilinen eseri “Zıkkımın Kökü”, 1992’de Memduh Ün tarafından sinemaya uyarlandı. 1978’de “Donumdaki Para” ile Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü, ayrıca Nasrettin Hoca Gülmece Yarışması Birincilik Ödülü’nü kazandı. Adana aşkı Memleketi Adana’da Altın Koza Film Festivali başta olmak üzere birçok etkinliğe davet edilen İzgü için Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği üyeleri de “Adana’ya Güç Verenler” projesi kapsamında özel çalışmalar yaptı. Derneğin Onursal Başkanı Dr. Haluk Uygur, “Muzaffer İzgü, Adana aşığı bir isimdi” sözleriyle İzgü’yü andı. Ancak İzgü’nün memleketinde, bugüne kadar ne bir caddeye ne de bir kültür merkezine adı verildi. Dr. Uygur, bu duruma dikkat çekerek şu çağrıyı yaptı: “Adana’ya çok amaçlı, geniş sahneli bir opera salonu yapılmalı ve bu esere Muzaffer İzgü’nün adı verilmeli. Çünkü hayal etmediğiniz hiçbir şey gerçekleşmez; o da hep bunu söylerdi.” Dr. Uygur, Muzaffer İzgü’nün yaşamı ve görüşlerine dair ayrıntılı bilgilere, Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği’nin hazırladığı www.adanayagucverenler.com adresinden ulaşılabileceğini kaydetti.

Büyük Taarruz’un kadın kahramanları: Kara Fatma'dan Halide Edip Adıvar'a Haber

Büyük Taarruz’un kadın kahramanları: Kara Fatma'dan Halide Edip Adıvar'a

Türk kadını, Kurtuluş Savaşı sırasında cephede ve cephe gerisinde sergilediği büyük cesaret ve fedakarlıklarla tarihimize altın harflerle kazındı. Milli Mücadele’nin her aşamasında kritik görevler üstlenen kadın kahramanlar, vatanın bağımsızlığı için verdikleri amansız mücadeleyle ön plana çıktı. Bu kahramanlar, sadece savaş alanında değil, aynı zamanda lojistik destek, hasta bakım ve moral desteği gibi çeşitli alanlarda da önemli roller üstlenerek, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin temel taşlarını oluşturdular. İşte Büyük Taarruz'da adından söz ettiren Türk kadınları... üçük Nezahet: Türk Jan Dark’ı Küçük Nezahet, genç yaşta cephede yer alarak milli mücadelede simge haline geldi. Babası Hafız Halit Bey’in komutasındaki 70. Alay ile birlikte savaşan Nezahet, askerlik kıyafetiyle ve cesur tavırlarıyla dikkat çekti. Gediz Harekatı sırasında askerlerin moralini bozanlara karşı sergilediği duruş, ona onbaşı rütbesini kazandırdı. Kara Fatma: Büyük Direnişin Simgesi Kara Fatma, milli mücadelenin efsane isimlerinden biridir. Erzurumlu Fatma Seher Hanım, eşinin şehit olmasının ardından Kuvay-i Milliye birliklerini komuta etmeye başladı. İzmir’in işgali sırasında gösterdiği direnişle tanınan Kara Fatma, Mustafa Kemal Atatürk tarafından "Kara" lakabı ve üsteğmen rütbesi ile onurlandırıldı. Milli Mücadele döneminde asker eşiyle cepheden cepheye koşarak askerlere yemek pişiren ve yaralarını saran "Kara Fatma" lakaplı Fatma Seher'in cesareti ve fedakarlığı, Türk kadınının ulusal kurtuluş mücadelesine olan katkısını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Savaşın sona ermesinin ardından İstanbul'a yerleşen Fatma Seher, devlet tarafından kendisine bağlanan maaşı tek bir kuruşuna bile dokunmadan Kızılay'a bağışlamıştır. Fatma Seher, 2 Temmuz 1955'te İstanbul Darülaceze'de vefat etmiştir. Gördesli Makbule ve Diğer Kahramanlar Gördesli Makbule, Yunan işgaline karşı mücadele eden önemli isimlerden biridir. Eşi Halil Efe ile birlikte savaşa katılmış ve şehit düşmüştür. Diğer önemli kadın kahramanlar arasında, Sakarya ve Büyük Taarruz’da mücadele eden Pembe Hatun, Adana ve çevresinde Fransız ve Ermenilere karşı savaşan Hatice Hanım, ve İzmir’in işgali sırasında cepheye koşan Saime Hanım yer almaktadır. Halide Edip Adıvar: Cephede ve Medyada Anadolu Ajansı’nın kurucusu Halide Edip Adıvar, Kurtuluş Savaşı sırasında cephede çavuş olarak görev yaptı. Sakarya Savaşı’nda cephe komutanı İsmet İnönü’nün karargahında bulunmuş ve bu süreçte onbaşı rütbesiyle ödüllendirilmiştir. Büyük Taarruz’a da katılan Halide Edip, milli mücadelenin önemli isimlerinden biridir.

TSK, Büyük Taarruz’un 102. yıl dönümünde anma videosu paylaştı Haber

TSK, Büyük Taarruz’un 102. yıl dönümünde anma videosu paylaştı

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Milli Savunma Bakanlığı Görsel Yapım ve Foto Film Merkezince, Büyük Taarruz'un 102. yıl dönümü dolayısıyla hazırlanan videoyu paylaştı. TSK'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, 953 yıl önce Malazgirt'te Anadolu'nun kapılarını açan Türk milletinin, 102 yıl önce de Anadolu'yu işgale kalkışanlara karşı taarruza geçtiği hatırlatıldı. Büyük Taarruz’un anma videosu yayınlandı Paylaşımda, "Büyük Taarruz'un yıl dönümünde Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Milli Mücadelemizin tüm kahramanlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz." ifadesi kullanıldı. Video içeriğinde tarihi detaylar ve kahramanlık Videoda, Kurtuluş Savaşı'na ilişkin görüntülerin eşliğinde, şu ifadelere yer verildi: "Türk Kurtuluş Savaşı, Türk milleti ve onun kahraman ordusunun, 'Ya İstiklal ya ölüm' parolasıyla maddi ve manevi tüm varlığıyla yapmış olduğu emsalsiz bir savaştır. 1921'de Sakarya Meydan Muharebesiyle Türk ordusu, Yunan ordusuna karşı büyük bir başarı kazandı. Vatanın kurtarılması için Anadolu'daki Yunan kuvvetlerinin kesin imhası gerekiyordu. Bunun için Türk ordusunun savunma düzeninden süratle taarruz durumuna getirilmesi maksadıyla, 1922 Ağustos ayına kadar hazırlıklar tamamlandı. 26 Ağustos 1922 saat 03.30'da Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, muharebe idari yeri ve aynı zamanda ordu gözetleme yeri olan Kocatepe'ye çıktılar. 26 Ağustos saat 05.30'da, sabahın ilk ışıklarıyla beraber Türk ordusu, 200 topla 15 dakikalık bir tanzim atışına müteakip, 1,5 saat düşman mevzilerine yoğun bir topçu ateşiyle, Türk Kurtuluş Savaşı'nın kaderini belirleyecek olan Büyük Taarruz'u başlattı. Yapılan isabetli atışlar, en şiddetli olarak Kalecik Sivrisi, Tınaztepe, Belentepe hattında toplanmıştı. Düşman, neye uğradığını şaşırmıştı. Tam bir baskın sağlandı. Bu zaman esnasında piyadeler, düşman mevzilerine yaklaştı ve Türk ordusu bütün cephede hücuma kalktı. Düşman tahkimatı üzerinde açılan geçit ve gediklerden istifadeyle Türk birlikleri, Yunan ordusunun savunma hattını ve düzenini kırmayı başardı. Bu suretle, muharebenin ilk günü, Yunanların en güçlü mevzileri ele geçirildi."

Bağımsızlık destanının yazıldığı gün: 30 Ağustos Haber

Bağımsızlık destanının yazıldığı gün: 30 Ağustos

ADANA (İLKHABER) - Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktalarından biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 101. yıl dönümü kutlamaları başladı. 1. Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılan Osmanlı Devleti'nin 1918 yılında Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalamasının ardından, Anadolu, İtilaf güçleri tarafından işgale uğradı. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve son olarak da Ege Bölgesi'ni ele geçirmek üzere İzmir'i işgal eden Yunanlara karşı, gazi Mustafa Kemal önderliğinde bir istiklal mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı başladı. 19 Mayıs 1919 tarihinde 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak tarihe geçti. Batı Anadolu içlerine kadar ilerleyen düşman ordusu, Türk ordusuna son bir darbe vurarak Ankara’yı ele geçirmek istiyordu. Mustafa Kemal, 5 Ağustos 1921’de TBMM tarafından Başkomutanlığa getirildi. Başkomutan Mustafa Kemal’in önderliğinde Tekâlif-i Milliye emirleri ile halktan aldığı yardımla güçlenen ordu, savaşa hazır hâle geldi. Sakarya Meydan Muharebesi, 23 Ağustos 1921’de düşman taarruzu ile başladı. Amaçları Türk Ordusunu sol kanadından yıpratıp güneyden kuşatarak yok etmekti. Muharebenin bir bölümünde düşman kuvvetleri Ankara’ya 70 kilometre kadar yaklaşmayı başardı. Muharebeler hâkim tepelerin bir süre karşılıklı el değiştirmesiyle sürdü. Mustafa Kemal, 26 Ağustos’ta dünya harp tarihine giren tarihî “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” emriyle savaşın gidişatını değiştirdi ve Türk ordusu, düşman kuvvetleri karşısında üstünlük sağlamaya başladı. Sonunda düşman kuvvetleri geri çekilme gücünü bile zor buldu. Sakarya Meydan Muharebesi yaklaşık 110 kilometre cephe genişliği ve 25 kilometre cephe derinliğine sahip çok büyük bir alanda cereyan etti. Sakarya Meydan Muharebesi, 22 gün 22 gece sürerek dünyanın en uzun süreli meydan muharebesi oldu. Muharebe, 10 Eylül 1921’de başlayan Türk Ordusunun genel karşı taarruzu sonucu düşman kuvvetlerinin 13 Eylül 1921’de tamamen Sakarya’nın batısına atılması neticesinde Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlandı. Savaş sonunda, TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’nın teklifi ile 19 Eylül 1921 tarihinde 153 sayılı kanunla “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesini verdi. Dünyanın gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlandırdığı Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünyanın gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. İlk kutlama ‘’Başkumandan Zaferi’’ olarak gerçekleşti Büyük Zafer'in ilk kutlaması Dumlupınar'ın Çal Köyü'nde, 1924 yılında gerçekleşti. Bu törene Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk de katıldı. 1922 yılında kazanılan zafer için iki yıl beklenmesinin sebebi ise Türkiye'nin 1923 yılında uluslararası hareketliliğinin oldukça fazla olmasıydı. 1924 yılında yapılan bu törende Mustafa Kemal Atatürk, eşi Latife Hanım ile ''Meçhul Asker Abidesi'’nin temelini attı ve mâllî ruhun önemini vurguladı. Bu önemli gün, 1926 yılından sonra ''Başkumandan Zaferi'' yerine ''Zafer Bayramı'' olarak kutlanmaya başlandı. 1 Nisan 1926'da ‘’Zafer Bayramı Kanunu’’ kabul edildi. Bu tarihten sonra her yıl hava, deniz ve kara kuvvetleri 30 Ağustos'u coşkuyla kutladı. Dönemin Savunma Bakanı Recep Peker, yayınladığı genelge ile 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı detaylandırdı ve neler yapılacağını detaylı bir şekilde belirtti. Ülke savunmasında hava kuvvetlerinin büyük öneme sahip olması, 30 Ağustos’un ''Tayyare Bayramı'' olarak anılmasını da sağladı. 1960’lardan sonra kutlamalar Zafer Bayramı, özellikle 1960'dan sonra daha detaylı ve kapsamlı bir şekilde kutlandı. Aynı zamanda Türkiye'de askeri okullarının mezuniyet törenleri, bu önemli günde gerçekleşti. Diğer bir yandan astsubay ve subayların rütbe değişiklikleri de bu günde gerçekleştirildi. Günümüzde de bu önemli gün coşkuyla kutlanmaya devam ediyor. Şanlı Zafer'in 101. yıl dönümü Şanlı Zafer'in bu yıl 101. yıl dönümü de kutlanmaya başlandı. Ülke genelindeki kutlamalar, resmi kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin programlarıyla ülke genelinde renkli görüntülere sahne oluyor. Kutlamalar kapsamında Türk savaş gemileri, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Gazimağusa ve Girne kentlerindeki limanlara ziyaret gerçekleştirecek.  Milli Savunma Bakanlığınca (MSB) 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla birçok ilde ve KKTC'de bando konserleri verilecek. İzmir'de 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında TCG Sancaktar, TCG Büyükada ve TCG Umut gemileri ziyarete açılacak. Cumhuriyetin 100. yılına özel hazırlanan marş seslendirilecek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilecek 30 Ağustos Zafer Bayramı programında, Cumhuriyetin 100. yılına özel hazırlanan marş ilk defa seslendirilecek., 30 Ağustos Zaferi'ni anmak amacıyla hazırlanan özel içerikler de TRT'nin ekran ve radyolarında izleyici ve dinleyiciyle buluşacak, Yurt genelinde yarın resmi kutlama programları gerçekleştirilecek.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.