#C Vitamini

İLKHABER-Gazetesi - C Vitamini haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, C Vitamini haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tarımsal miras koruma altında: Mersin Kan Portakalı tescillendi Haber

Tarımsal miras koruma altında: Mersin Kan Portakalı tescillendi

Mersin’in simge tarım ürünlerinden biri olan Mersin kan portakalı, Mersinden Kadın Kooperatifi’nin başvurusu ve öncülüğünde coğrafi işaret tesciline kavuştu. Kooperatifin 2022 yılında yaptığı başvuru, 2024 yılında sonuçlanarak tescil alırken, ürünle ilgili denetim ve izleme süreçleri de başarıyla tamamlandı. Bu süreçlerin bundan sonraki yıllarda düzenli olarak devam ettirilmesi planlanıyor. Mersin kan portakalı; yüksek C vitamini içeriği, güçlü antioksidan yapısı ve bağışıklık sistemini destekleyici özellikleriyle dikkat çekmesinin yanı sıra, ekim alanlarının giderek daralması nedeniyle nesli tehdit altında olan önemli bir tarımsal miras olarak öne çıkıyor. Coğrafi işaret tescili ise yalnızca ekonomik katkı sağlamakla kalmayıp, ürünün biyolojik ve kültürel değerinin korunması açısından da büyük önem taşıyor. Tescil süreci ortak çalışmayla yürütüldü Tescil çalışmaları; Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Mersin Ziraat Odası iş birliğiyle yürütüldü. Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve ekibi de sürece bilimsel katkı ve rehberlik sundu. Coğrafi işaretin resmi başvuru ve hak sahibi ise Mersinden Kadın Kooperatifi oldu. “Bu değeri koruma altına aldık” Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, tescil sürecine ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mersin kan portakalı, bu kentin topraklarında yetişen çok özel, besin değeri yüksek ve korunması gereken bir tarımsal mirastır. 2022 yılında başladığımız coğrafi işaret sürecini; yerel yönetimlerimiz, tarım teşkilatımız, ziraat odamız ve YÜCİTA’nın bilimsel rehberliğiyle birlikte yürüttük. 2024 yılında tescilimizi alarak bu değeri resmen koruma altına aldık.” Seçer, hedeflerinin Mersin kan portakalının ekim alanlarını artırmak, üretimi korumak, çiftçileri bilinçlendirmek ve ürünün neslini güvence altına almak olduğunu belirtti. Aynı zamanda ürün için Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili çalışmalarının başlatıldığını da ifade etti. Kooperatifler için örnek bir başarı Tarım ve Orman Bakanlığı, coğrafi işaret tescili alan kooperatif ve birlikler arasından beş kooperatifi pilot uygulama için belirledi. Bu kooperatiflerden birinin Mersinden Kadın Kooperatifi olması, kent adına önemli bir başarı olarak değerlendirildi. Mersinden Kadın Kooperatifi, bu süreçle birlikte yalnızca Mersin kan portakalını korumayı değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki kooperatiflere coğrafi işaret alanında örnek olmayı; yerel değerlerin kooperatifler eliyle markalaşmasına öncülük etmeyi amaçlıyor. Yerli Malı Haftası’na özel vurgu: Kendi değerimize sahip çıkıyoruz” Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, Mersin kan portakalının tescillenmesinin, 12–18 Aralık Yerli Malı Haftası ile güçlü bir anlam bağı taşıdığını vurguladı. Yerel ürünlerin korunması, üreticinin desteklenmesi ve kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi açısından coğrafi işaretin kritik bir araç olduğuna dikkat çeken Seçer, Mersin kan portakalının tescilinin bu hafta ile birlikte daha da anlam kazandığını belirtti. Seçer, “Hedefimiz, Mersin kan portakalını Avrupa’da da tescilli bir marka haline getirmek; üreticimizi güçlendirmek, kentimizin markalaşmasına katkı sağlamak ve ülkemizin tarımsal mirasına sahip çıkmaktır. Yerli Malı Haftası, bu değerleri hatırlamak ve desteklemek için önemli bir fırsattır” ifadelerine yer verdi

Hurmanın Mucizesine İnanamayacaksınız! İşte Limon ve Hurmanın Muhteşem Faydaları Haber

Hurmanın Mucizesine İnanamayacaksınız! İşte Limon ve Hurmanın Muhteşem Faydaları

Kansızlık için en etkili yöntemlerden biri: Hurmanın üzerine limon sıkın, vücudu demire doyuruyor! Doğal bir enerji deposu olan hurmanın limon ile birleşiminde saklı sağlık sırlarını keşfedin.  Hurmanın mucizesine inanamayacaksınız! İşte limon ve hurmanın faydaları... Kansızlık için en etkili yöntemlerden biri olan hurma ve limon ikilisi, sağlığınızı olumlu yönde etkileyebilir. Doğal atıştırmalıklardan biri olan hurma, tam bir enerji deposu olarak bilinir. Üzerine limon sıkıldığında ise vücudun demir emilimini artırarak kansızlığa karşı güçlü bir koruma sağlar. Uzmanlar, hurmanın içerdiği yüksek demir miktarının limonun C vitamini ile birleştiğinde daha etkili hale geldiğini belirtiyor. Bu ikili, vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamanın yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirir ve genel sağlığı destekler. Düzenli olarak hurma tüketmek, yorgunluk ve halsizlikle mücadelede yardımcı olurken, limonun eklenmesiyle bu faydalar daha da artar. Antioksidan özelliğiyle de bilinen hurma, cilt sağlığından sindirim sistemine kadar birçok alanda fayda sağlar. Lif yönünden zengin olan hurmayı limonla tükettiğiniz zaman bağırsaklarınızı desteklemiş olursunuz. Her gün hurma ve limon yerseniz, kolay kolay kabız olmazsınız. Hurmanın içerisinde yer alan potasyum, kalsiyum ve magnezyum kemikleri güçlendiriyor. Limon ile karışınca ise kemik erimesine engel oluyor.

Prof. Dr. Gülcan Güntaş: C vitamini eksikliği ve skorbüt hastalığı hakkında bilgi verdi Haber

Prof. Dr. Gülcan Güntaş: C vitamini eksikliği ve skorbüt hastalığı hakkında bilgi verdi

Hastalığın yaraların geç kapanması, diş kaybı, diş eti kanaması, cilt problemleri, anemi ve eklemlerde şişlik gibi bulgularla seyrettiğini ve C vitamini eksikliğinin temel olarak kötü beslenmeden kaynaklandığını, narenciye, kivi ve mango gibi meyveler ile biber ve brokoli gibi sebzelerin C vitamini açısından oldukça zengin olduğunu ifade etti. C vitamini diyetle alınması gereken bir vitamin “Askorbik asit” olarak da bilinen C vitamininin, vücutta depo edilmeyen, suda çözünen ve ısyıya dayanıksız bir vitamin olduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “İnsan vücudunda sentezlenemediği için muhakkak diyetle alınması gereken bir vitamindir. C vitamini, vücudumuzdaki kan damarları, kıkırdak ve kaslar ile kemiklerde bulunan, doku bakımı ve onarımında rol alan kolajen proteininin sentezi için gereklidir. Dolayısıyla C vitamini yaraları iyileştirmeye, dişleri, cildi ve kıkırdağı onarmaya ve korumaya yardımcı olur” dedi. Bağışıklık sisteminde önemli bir rolü bulunuyor Barsaklardan demir emilimini arttıran vitamin C’nin, bağışıklık sistemindeki rolü ile de vücut direncinin artmasına katkıda bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Güçlü antioksidan özelliği nedeniyle vücudumuzun temel yapıtaşları olan DNA, proteinler ve lipidler gibi hücresel moleküllerin oksidatif hasardan korunmasında çok önemli bir katkısı olduğu düşünülmektedir. Her ne kadar oksidatif hasarın kalp damar hastalıkları ve kanser gibi çeşitli kronik hastalıkların hem başlangıcı hem de ilerlemesiyle ilişkili olduğuna inanılsa da C vitamininin klinik uygulamasının uygunluğu konusunda nihai bir sonuca varılmamıştır” diye konuştu. Biber ve brokoli C vitamininden zengin Diğer birçok vitaminin aksine çeşitli gıdalardaki C vitamini içeriğinin genel olarak nispeten yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Narenciye, kivi ve mango gibi meyveler ile biber ve brokoli gibi sebzeler C vitamini açısından oldukça zengindirler. Dolayısıyla genel olarak belirgin C vitamini eksikliği nadir görülse de yetersiz beslenme, kötü beslenme alışkanlıkları, kronik hastalıklar, bağırsak bozuklukları veya kimyasal bağımlılıkları olan kişilerde yüksek sıklıkta görülebilir” uyarısında bulundu. Aşırı yetersizliği skorbüt hastalığına yol açabilir C vitamininin aşırı derecede yetersizliğine bağlı olarak skorbüt hastalığı geliştiğini kaydeden Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Bu hastalık yaraların geç kapanması, diş kaybı, diş eti kanaması, cilt problemleri, anemi ve eklemlerde şişlik gibi bulgularla seyreder. Skorbüt hastalığı belirtileri tipik olarak acil damar yoluyla tedaviyi gerektiren derin bir C vitamini eksikliğini yansıtır. Şiddetli ve uzun süreli C vitamini eksikliğinin diğer daha az spesifik semptomları arasında ise halsizlik ve yorgunluk veya uyuşukluk ve moral bozukluğu yer alır. Vitamin C eksikliği bağışıklık sisteminde zayıflamaya yol açabileceği için enfeksiyonlara yatkınlığı da arttırabilir” dedi. Kötü beslenmeye dikkat C vitamini eksikliğinin temel olarak kötü beslenmeden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Eğer diyette yeterince vitamin C yoksa veya çeşitli kronik hastalıklara bağlı olarak vücut C vitaminini doğru şekilde emmiyorsa ya da hamilelik ve sigara içenlerde olduğu gibi artan ihtiyaç nedeniyle vitamin eksikliği yaşanmaması için dışardan C vitamini takviyesi almak gerekir” uyarısında bulundu. Günlük 200 miligram C vitamini alınmalı Günlük C vitamini ihtiyacının meyve ve sebzelerden karşılanabileceğini belirten Prof. Dr. Gülcan Güntaş, “Kadınlar ve erkekler için önerilen miktarı sırasıyla 75 ve 90 mg/gün, hamile ve emziren kadınlar (19 yaş ve üzeri) için tavsiye edilen miktar ise sırasıyla 85 ve 120 mg/gün olarak belirlenmiştir. Ancak yapılan çalışmalar ışığında, bu vitaminin potansiyel sağlık yararlarını en üst düzeye çıkarmak için yetişkin nüfusun çoğunluğu için optimum C vitamini alımının günde 200 mg olduğu sonucuna varılmıştır. Eğer tavsiye edilen beş porsiyon meyve ve sebze tüketiliyorsa, takviyeye ihtiyaç duymadan günlük 200 mg C vitamini alımı sağlanabilir” dedi. Böbrek taşı oluşumuna yatkın olanlar takviyeden kaçınmalı C vitamininin genellikle toksik olmadığını ve yüksek dozlarda bile iyi tolere edildiğini ifade eden Prof. Dr. Gülcan Güntaş, böbrek taşı oluşumuna yatkın olanların C vitamini takviyesinde kaçınmalarını tavsiye ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Mevcut tolere edilebilir üst alım seviyesi 2000 yılında 2 g/gün olarak belirlenmesine rağmen, yakın zamanda Avrupa Gıda ve Güvenlik İdaresi toksisite kanıtı olmaması nedeniyle C vitamini için üst alım seviyesini tamamen kaldırmıştır. Bazı bireylerde daha yüksek dozlarda geçici mide barsak rahatsızlıkların ortaya çıktığı bilinmektedir. Günde birkaç gramlık bir alımın böbrek taşı riskini artırdığından şüphelenilmiştir ancak bu şüphe doğrulanmamıştır. Bununla birlikte böbrek taşı oluşumuna yatkın olanların C vitamini takviyelerinden kaçınmaları önerilmektedir.

Soğuk havalarda kalbinizi korumanın 5 yolu Haber

Soğuk havalarda kalbinizi korumanın 5 yolu

Soğuk havalar kalp sağlığını olumsuz etkilediğinden kalp hastalığı olanların kış aylarında gerekli tedbirleri almalarının çok önemli olduğunu anlatan Medline Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Akpınar, muhtemel riskleri anlattı. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Akpınar, kalbi korumanın 5 yolunu şu şekilde sıraladı: 1-Grip ve zatürreye karşı tedbirinizi alın İnsan metabolizması bir bütün halinde çalışıyor ve hastalıklar birbirini tetikleyebiliyor. Kış aylarında ise grip ve zatürre gibi hastalıkların görülme sıklığı arttığından bu hastalıklar kalp hastaları için üzücü sonuçlara zemin hazırlayabiliyor. Bu nedenle kardiyovasküler hastalıkları olanların grip ve zatürre aşılarını zamanında yaptırmaları riskin azaltılması açısından büyük önem kazanıyor. 2-İlaçlarınızı almayı aksatmayın Kış aylarında hava şartları nedeni ile fiziksel aktivitenin azalması ve bunun yanında istenmeyen kilo alımı kan basıncında yükselmeye neden olabiliyor. Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, halsizlik, nefes darlığı, burun kanaması, kalp ritminde düzensizlik gibi işaretler hipertansiyon belirtileri arasında yer alıyor. Bu nedenle hipertansiyon problemi olan bireylerin özellikle kış aylarında kan basıncını düzenli olarak ölçmeyi alışkanlık haline getirmeleri ve doktorlarının verdiği ilaçları aksatmadan kullanmaları gerekiyor. 3-Sıkı giyinin Soğuk havalarda dışarı çıkarken tek bir kalın kıyafet yerine birkaç kat giyinmek gerekiyor. Çünkü bu şekilde giyinmek vücut ısısının daha iyi korunmasını sağlıyor. Ayrıca göğsün ön bölgesine soğuk havanın doğrudan gelmesini engellemek için ceketin önünü kapalı tutmak da faydalı oluyor. Bunların yanı sıra baş bölgesi vücut ısısının hızlıca kaybedildiği bölgelerden biri olduğundan sokağa çıkarken şapka takmak ve ağızdan değil burundan nefes almak da soğuktan korunmada etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor. 4-Düzenli egzersiz yapın Soğuk havalardan korunayım derken egzersiz yapmayı tamamen bırakmayın. Dışarda yapılacak egzersizlerin yerine evde yapılabilecekleri tercih edin. Örneğin yürüyüş bandında her gün 30 ila 45 dakika arası düzenli olarak tempolu şekilde yürüyün. Bunun yanı sıra güneşli ve ılık havalarda saat 11 ila 14 saatleri arasında, uygun şekilde giyinmek şartı ile dışarıya çıkın ve yine hafif tempolu yürüyüşler gerçekleştirin. Bu şekilde kış aylarında artan depresyon riski nedeniyle yükseliş gösteren stres hormonlarının kalp krizi ve hipertansiyon gibi kalp hastalıklarını tetiklemesinin de önüne geçmiş olursunuz. 5-Taze sebze ve meyve tüketin Kalp sağlığının korunması ve desteklenmesi için dengeli ve çeşitliliği olan bir beslenme şekli gerekiyor. Bu sebeple özellikle taze kış sebze ve meyvelerine sofranızda bol miktarda yer verin, haftada 2 gün fırında veya buğulama yöntemi ile pişirilmiş balık tüketmeye özen gösterin. Yemeklerinizde doymuş ve trans yağ kullanmayın, şekerden uzak durun. Ayrıca yemeklerinize tuz atmaktan da kaçının. Grip ve soğuk algınlığından korunmak için C vitamini açısından zengin, turunçgiller ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek besinler tüketin ve bol miktarda su için.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.