TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#çevre kirliliği

İLKHABER-Gazetesi - çevre kirliliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çevre kirliliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Portakal Çiçeği Karnavalı’nın 'Sürdürülebilirlik Adası' farkındalık yaratıyor Haber

Portakal Çiçeği Karnavalı’nın 'Sürdürülebilirlik Adası' farkındalık yaratıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali'ne dahil edilen 12. Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı'ndaki ‘Sürdürülebilirlik Adası’, çevre kirliliği ve iklim kriziyle mücadelede farkındalık yaratıyor. Adana'nın Nisan ayını renklendiren Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı, yerli ve yabancı konukların yoğun ilgisiyle sürüyor. Kültür, sanat ve sportif etkinliklerin yer aldığı Portakal Çiçeği Karnavalı, bu yıl ilklere de imza atıyor. Karnavalın bu yılki ilklerinden biri de "Sürdürülebilirlik Adası" oldu. Atatürk Parkı Karnaval Alanı’nda yer alan Sürdürülebilirlik Adası, karnavalın dünyada ilk defa sürdürülebilirlik vizyonunu ortaya koyan etkinlik olarak öne çıktı. Alanında uzman kişilerle farklı yaş gruplarına hitap eden atölye çalışmalarında, çocuklar, gençler ve yetişkinlere çevre ve iklim kriziyle mücadele kapsamında bilgiler aktarılıyor. Yaklaşık 3 yıldır üzerinde çalışılan etkinlik, Atatürk Parkı’ndaki 5 dönümlük alanda pilot çalışma olarak yürütülüyor. Karnavalın İklim Eylemi ve Sürdürülebilirlik Danışmanı Prof. Dr. Canan Madran liderliğinde yürütülen pilot çalışma, 5 ana başlıktan oluşuyor. Yalnızca doğa dostu malzemelerle üretilmiş ürünlerin yer aldığı, tek kullanımlık ıslak mendiller yerine, geri dönüşümlü rulo peçete ve kolonyanın kullanıldığı atık yönetimi ilk sırada yer alıyor. Prof. Dr. Madran, sürdürülebilirlik vizyonu kapsamda Atatürk Parkı’ndaki stantlarda plastik şişede su satılmadığını, atıkların kaynağında ayrıştırıldığını, enerji verimliliği yapıldığını, bazı alanlarda yenilenebilir enerji kullanıldığını, su ayak izini düşürmek ve su tasarrufu için çeşitli etkinlikler yapıldığını söyledi. Prof. Dr. Canan Madran, aynı zamanda stantlarda yüzde 50 kadın çalışan kotası önerildiğini, sağlıklı yaşam/spor uygulamaları gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirildiğini kaydetti.

Adana'da seçim öncesi aday afişleri çevre kirliliğine neden oluyor Haber

Adana'da seçim öncesi aday afişleri çevre kirliliğine neden oluyor

Yaklaşan 31 Mart Mahalli İdareler seçimi öncesi, siyasi partilerin ve adayların seçim çalışmaları devam ediyor. Seçim kampanyalarının en önemli unsurlarından biri olan afişler oluyor. Adaylar tanıtım ve vaatlerini afiş yardımıyla halka aktarmaya çalışıyor. Adayların afiş ve pankartları şehrin dört bir yanını kapladı. Bu nedenle şehrin birçok noktasında afiş kirliliği oluştu. Afişlerin oluşturduğu görüntü kirliliği ile ilgili olarak rahatsızlığını dile getiren Beytullah Gökoğlu, "Seçim afişleriyle etrafı kirletiyorlar. Bunun yerine sosyal medyada, televizyonda veya kendi sayfalarında propaganda yapsalar daha iyi olur. Seçim bittikten sonra da astıkları afişleri toplamıyorlar. Etrafı afişlerle doldurup çevre kirliliği yapıyorlar. İpler, tahta parçaları her tarafa dağılıyor. Seçimden sonra bunlar ortalıkta kalacak. Afişleri nasıl güzel yerlere asıyorlarsa, aynı şekilde toplayıp etrafı temiz kullansalar daha iyi olur" diye konuştu. Emre Yılmaz isimli vatandaş ise asılan afişlerin kazalara sebebiyet verebileceğini belirterek, "Her yerde bir afiş görüntü kirliliği oluşturuyor. Bu kirli görüntü, insanların ışıkları da görmesini etkiliyor. Afişler araçların üstüne düşebilir ve kazaya neden olabilir. Özellikle yaya geçidinde, afişlerin arabanın üstüne düşmesi çok tehlikeli. Allah korusun, bir yayaya çarpabilir. Bu afişler, insana her türlü kazayı yaptırabilir" dedi.

Ekmeğini denizin dibinden çıkartıyor Video Galeri

Ekmeğini denizin dibinden çıkartıyor

Antalya Muratpaşa'da yaşayan 4 çocuk babası Erhan Uludağ, turizm sektöründe şoför olarak çalışırken araya pandeminin girmesiyle işsiz kaldı. İş aramasına rağmen bulamayan Uludağ, bir gün denize girmek için geldiği Konyaaltı Sahili'nde yüzerken suyun dibinde metalleri fark etti. Demirleri geri dönüşüme satabileceği fikriyle her gün sahile gelip denizin dibine palet ve gözlüğüyle tüpsüz dalan Uludağ, günde ortalama 250-300 kilo metal çıkarmaya başladı. Kış aylarında otobüs ve kamyon şoförlüğü yapan Uludağ, yaz aylarındaki 2 aylık tatilini de denizden metal toplamakla geçirmeye başladı. Bu yıl 15 gündür denize dalan ve 3,5 tona yakın demir çıkartan azimli adam, kilosunu 7 liradan satıp aile bütçesine büyük katkı sağladı. “Tatilimi yapıyorum, aile bütçeme ve çevreye katkı sağlıyorum” Geçen yıl 3 ay, bu yıl ise işi gereği tatilinin 2 ay olduğunu belirten Erhan Uludağ, bu süre içerisinde denize gelerek hem tatil yaptığını hem aile bütçesine hem de çevreye katkı sağladığını anlattı. Günde ortalama 250-300 kilo metal çıkarttığını belirten Uludağ, “Yaklaşık 15 gündür dalış yapıyorum, topladığım malzemeler 3,5 tona yaklaştı. Sezon sonuna 20 tonu bulur. Kilosunu 7 lira civarında satıyorum. 2 ay dalış yaptıktan sonra ise şoförlük yapıyorum. Hem tatil yapıyorum, hem buradaki sahilimizi temizliyorum hem de aile bütçeme katkı sağlıyorum” dedi. Uludağ, su altında çıkartamayacağı ağırlıkta metaller olduğunu da ifade ederek, yerlerini bildiğini ve yardım edilmesi durumunda o metallerin de çıkartılabileceğini söyledi. “Şaşıranlar oluyor” Denize giren tatilcilerin çıkardığı metalleri görünce çok şaşırdığını da sözlerine ekleyen Uludağ, “Metalin yanı sıra bazı eşyalar ve para da buluyorum. Bu nasıl denizden çıkıyor diye insanlar çok şaşırıyor. Tebrik ve teşekkür edenler oluyor” diye konuştu. “Saygı duyuyorum” Sahilde tatil yapan Çetin Sağlam ise Konyaaltı Sahili'nden bu tarz metallerin çıktığını görmek üzücü bir şey olduğunu vurguladı. Denizden böyle metallerin çıktığını görünce şaşırdığını ifade eden Sağlam, “Böyle metallerin çıkabileceğini hiç tahmin etmiyordum. Şaşırttı beni. Erhan Bey'in yaptığına çok saygı duyuyorum hem de böyle metalleri çıkarttığı için teşekkür ediyorum” dedi.

Gıda endüstrisi atıklarından biyoplastik ürettiler Haber

Gıda endüstrisi atıklarından biyoplastik ürettiler

MERSİN (İLKHABER) –  MEÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Duygu Bilgen’in, “Petrol Türevli Plastiklere Alternatif Biyoplastiklerin Geliştirilmesi ve Biyoplastik Granül Ham Madde Üretimi” isimli projesi TÜBİTAK’tan destek aldı. Bu çerçevede, Mersin Teknopark’ta bir akademisyen girişimi olarak Eylül 2022’de Biomar Mühendislik Şirketini kuran akademisyenler, ekolojik ürün geliştirme ve üretimine başladı. Gıda fabrikalarının atıklarını kullanarak biyoplastik granül ham maddesi üretmeyi başaran akademisyenler, çevre dostu bu ham maddenin sanayide kullanımı için seri üretime geçmeyi planlıyor. “Doğada bozulabilen, çevre dostu plastik kullanımına geçiş söz konusu” Prof. Dr. Duygu Bilgen yaptığı açıklamada, ana projelerinin, petrol türevli plastiklerin yerine biyoplastik granül ham madde üretimi, yan projelerinin de ekolojik oyun hamuru üretimi olduğunu söyledi. Doğa dostu ürünlerin üretimi üzerine çalıştıklarını belirten Bilgen, “Dünyada ve Türkiye’de çevre dostu ürünlere ilgi giderek artıyor. Bu tarz ürünler hem üretimi hem kullanımı açısından son derece önemli. Biz de iki tane ekolojik ürün üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bir tanesi biyoplastik granül ham madde. Direkt sanayiye yönelik bir malzememiz. Endüstriyel atıklar kullanarak biyoplastik granül ham maddesini üretiyoruz. Amaç burada hem atıklar geri dönüşüme kazandırılsın, atıklardan yararlı ham madde elde edelim hem de petrol türevi plastikler biliyoruz ki, hem doğal kaynaklarımızı kullanıyor hem de atmosfere ciddi anlamda karbon salınımı yapıyor. Bu karbon salınımı da günümüzdeki en büyük çevre problemlerinden biri olan iklim değişikliğini tetikliyor. Bu yüzden tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de biyoplastik kullanımına, yani doğada bozulabilen, çevre dostu plastik kullanımına geçiş söz konusu. Biz de bu amaçla biyoplastik üzerine çalışmalar yaptık” dedi. Biyoplastiğin sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen bir malzeme olduğunu vurgulayan Bilgen, “Bitkilerden ya da mikroorganizma kaynaklı; genellikle selüloz türevli, nişasta türevli ya da polilaktikasit türevli olabilir ve doğada bozunabilen bir malzemedir. Bildiğimiz petrol türevli plastikler ise bazen yüzyıllarca bozunmadan doğada kalabiliyor. Klasik plastikleri kullandığımız zaman hem doğal kaynaklarımızı kullanıyoruz hem de bozunmayan bir kaynakla ciddi bir atıkla karşılaşmak durumunda kalıyoruz. Biz bu amaçla biyoplastik granül üretimini gerçekleştirmeye başladık” diye konuştu. “Gıda endüstrisi atıklarını kullanıyoruz” Biyoplastiğin, normal şartlarda patates, mısır ya da selüloz gibi malzemeler kullanılarak elde edildiğini, Avrupa ve Amerika’da dekarlarca alanda mısır, patates yetiştirilip biyoplastik üretimi gerçekleştirildiğini kaydeden Bilgen, ancak günümüzde nüfus artışıyla birlikte gıdayı başka bir amaçla kullanmanın doğru olmadığını söyledi. Bilgen, “Biz, ’gıda kullanmak yerine gıda fabrikası atıklarını kullanabilir miyiz’ diye düşündük ve buradan yola çıktık. Gıda endüstrisi atıklarını kullanıyoruz. Gıda fabrikası atıklarını kullanarak biyoplastik granüllerini elde ediyoruz. Biyoplastik granüllerimizi, sanayicimiz, plastik üretimindeki mevcut sistemini değiştirmeden ham madde olarak kullanabiliyor. Tek kullanımlık malzemelerde son derece önemli, çünkü kullan at malzemeleri zaten direkt biz doğaya veriyoruz. Biyoplastik malzemeler hem doğada bozunabilir hem de kompostlanabilir özelliğe sahip; yani plastik kaşık, çatal, tabak gibi tek kullanımlık malzemeleri kullandıktan sonra arka bahçemize gömüp direkt doğaya geri dönüşünü sağlayabiliyoruz” ifadelerini kullandı. “Tamamen gıda saflığında ekolojik oyun hamuru ürettik” Ekolojik oyun hamurunun da biyoplastik gibi kompostlanabilir özelliğe sahip olduğunu dile getiren Bilgen, hamurun hiçbir şekilde kimyasal içermediğini vurguladı. Bilgen, “Oyun hamurumuz, tamamen gıda saflığında malzemelerden üretiliyor. Oyun hamurlarının en büyük sorunu çok kısa sürede kurumasıdır. Laboratuvarda geliştirdiğimiz özel bir formülle oyun hamurlarımız kolay kolay kurumuyor. Kuruduğu zaman elimizde yoğurduğumuzda vücut ısısıyla tekrar hamurlaşabiliyor ve tekrar kullanılabiliyor. Zaten ekolojik olmasının özelliklerinden biri de uzun ömürlü olmasıdır. Hemen atılan şey zaten direkt doğaya zarar verir. İçeriğinde hiçbir kimyasal madde bulunmuyor” şeklinde konuştu. Şirketlerinin temel kavramının ’plastiksiz yaşam’ olduğunun altını çizen Bilgen, “Dolayısıyla biz sıfır atık ve plastiksiz yaşam üzerine ürünler oluşturuyoruz. Oyun hamurumuzda da ne ambalajında ne içeriğinde hatta etiketinde bile hiçbir şekilde plastik kullanmıyoruz, tamamen doğal ürünlerle yapılmış. Aynı zamanda doğal olduğunu, ekolojik olduğunu kanıtlayacak bir takım analizler ve sertifikaların da yapılması gerekiyor. Bunları da gerçekleştirdik. Yani çocuğunuza hiç düşünmeden rahatlıkla verebileceğiniz bir oyuncak olmakla birlikte, kullanım sonunda doğaya gittiği zaman çevreyi de korumuş olacaksınız, çünkü kompostlanabilir bir özellikte. Doğaya karıştığı zaman ekolojik dengeyi bozmayacak bir ürün oluşturduk” dedi.

Samsun'da su ve toprağı kirletmesinin önlenmesi için atık ilaçlar toplanacak Haber

Samsun'da su ve toprağı kirletmesinin önlenmesi için atık ilaçlar toplanacak

SAMSUN (AA) - Samsun'da "Atık İlaçlar Toplanıyor" kampanyası ile son kullanma tarihi geçmiş ilaçların toplanarak suyu ve toprağı kirletmesinin önlenmesi hedefleniyor.İl Sağlık Müdürlüğünce atık ilaçların çevreyi kirletmemesi amacıyla kampanya başlatıldı.Samsun'daki bir alışveriş merkezinde "Doğayı Sizinle Birlikte Koruyoruz" temasıyla düzenlenen etkinlikle kampanyanın tanıtımı yapıldı.Vali Yardımcısı Şevket Cinbir, burada yaptığı açıklamada, son kullanma tarihi geçmiş ilaçların sıradan bir atık olarak görülmemesi gerektiğini işaret etti.Tarihi geçmiş ilaçların tıbbi atık olduğunu vurgulayan Cinbir, "Özellikle miadı dolmuş ilaçları ne yazık ki vatandaşlarımız gelişigüzel çöp kutularına atıyor. Bu da çevre kirliliğine neden oluyor. Sıradan bir çevre kirliliği değil bu, hem toprağın hem de suyun tıbbi atık ile kirlenmesine neden oluyor. Dolayısıyla bu atıkları diğer atıklardan ayrıştırarak imha etmek gerekiyor. Vatandaşların bu ilaçları gelişigüzel çevreye atmamaları için kampanyaya destek vermelerini istiyoruz. Çevreyi ihmallerimiz ve yanlışlarımızla daha fazla kirletmeyelim. Daha temiz bir çevreyi hep birlikte oluşturabiliriz ve koruyabiliriz." ifadesini kullandı.- Alışveriş merkezi ve aile sağlığı merkezlerine ilaç atık kutuları konulacakİl Sağlık Müdürü Muhammet Ali Oruç ise ilaçların insan sağlığının korunması ve hastalıkların tedavisi için vazgeçilmez konuma sahip olduğunu söyledi.Bu ilaçların tatlı su kaynakları ya da toprağa karıştıklarında insan sağlığı için risk haline gelmeye başladığına dikkati çeken Oruç, "Vatandaşlarımız son kullanma tarihi geçmiş ya da kullanmadıkları ilaç atıklarını lavabo giderlerine ya da doğrudan çöpe atarak imha etme yöntemini tercih ediyor. Bu da ilaç atıklarının doğrudan tatlı su kaynaklarımıza ve toprağa karışarak çevreye zarar vermesine neden oluyor. Bu tablo gün geçtikçe çevre ve insan sağlığını tehdit eden boyutta küresel risk haline geliyor. Yayılımı engellenemeyen bu atıklar da içme suyumuz, suyla üretimi yapılan tükettiğimiz bitkiler, bu suyu ve toprağı kullanan hayvansal ürünler, et, süt gibi her noktada kendine yer buluyor." dedi.Sadece suda artan antibiyotik kalıntılarının bile dünya çapında antimikrobiyal direnç sorununu ortaya çıkardığını, bunun da meme ve prostat kanseri gibi kanser risklerinde artışı tetiklediğini anlatan Oruç şöyle devam etti:"Geleneksel atık su arıtma tesisleri, ilaç atığı olan farmasötikleri atık sudan tamamen çıkarmak için tasarlanmadığından maalesef bu atıkları tamamen ortadan kaldıramıyor. Geçtiğimiz aylarda Amerika'da yapılan, PNAS'ta (bilimsel seri yayın) yayımlanan ve 104 ülkedeki 258 nehirde yapılan araştırma, her dört nehirden birinde çevre ve insan sağlığını tehdit eden boyutlarda ilaç kirliliği yaşandığını ortaya koydu. Toplumumuzun sağlıklı geleceği için bu durumla mücadele etmeli, elimizden ne geliyorsa kişi ya da kurum olarak yapmalıyız. Bizim hatalarımızla ortaya çıkan bu kirlilik döngüsüne 'dur' demeliyiz."Atık ilaçlardan kaynaklı çevre kirliliğine karşı adım attıklarını beliren Oruç, "Kampanya çerçevesinde iki gün boyunca Canik ve Atakum'daki iki alışveriş merkezimizde vatandaşlarımızın evlerinde bulunan son kullanma tarihi geçmiş ilaçları toplayıp doğaya zarar vermeden bertaraf edilmelerini sağlayacağız. Ayrıca İlkadım, Atakum, Canik ilçelerimizde Aile Sağlığı Merkezlerimizin bulunduğu alanlara ilaç atık kutuları yerleştireceğiz. Vatandaşlarımız atık ilaç toplama kutularına evlerinde bulunan atık ilaçlarını getirip atabilir." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.