TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#chp

İLKHABER-Gazetesi - chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, chp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP Niğde Milletvekili Gürer: Et ve Süt Kurumu zammı geri alınsın! Haber

CHP Niğde Milletvekili Gürer: Et ve Süt Kurumu zammı geri alınsın!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Et ve Süt Kurumu’nun et fiyatlarına yaptığı yüzde 25 zamma karşılık süt üreticisine yapılan yüzde 8,5’lik artışın dengesizliğine dikkat çekti. Zamların geri alınması istedi. Gürer, dar gelirli vatandaşların et alabilmek için sabahın erken saatlerinde sıraya girerek kuyruklar oluşturduğu Et ve Süt Kurumu et ürünlerine yaptığı %25 zam ile dar gelirlinin et alabilmesini de zorlaştırdığını belirtti. Ve kuyrukları ortadan kaldırmak için mi zam yapıyorsunuz” dedi. Et ve Süt kurumu Genel Müdürünün 2022 yılında, “Kuyrukları kaldırmak için zam yaptık” sözlerini hatırlatan Gürer, “Et ve Süt Kurumu'nun satış fiyatı üzerinden emekli ve dar gelirli insanlar sabah erken saatlerde kurumun önünde kuyruğa giriyorlardı; böylece evlerine yarım veya bir kilo et alabiliyorlardı. Ancak bu et fiyatlarına yüzde 25 zam geldi. 2022 yılında dönemin genel müdürü, kuyrukları kaldırmak için fiyatları artırdıklarını belirtmişti. Et ve Süt Kurumu, asli görevi piyasayı dengelemek ve sübvansiyon yapmak olan bir kamu kuruluşudur, ancak Sayıştay raporlarına göre, öngörülebilir ve planlı projeleri olmadığı için piyasanın gerisinde ürün satıyor ve talebi karşılayamıyor. Talebin karşılanmaması, sınırlı ürünün piyasaya verilmesi ve daha uygun fiyatlarla sunulması talebi artırıyor. Et fiyatları, yılbaşından bu yana sadece kesimhanelerde dana eti için kilogram başına 101 TL, koyun eti için ise 117 TL'yi aşmış durumda. Bu durumun önüne geçilemiyor. İthalat da çözüm olmuyor, çünkü piyasa verileri açısından ve kontrol açısından doğru şekilde denetlenemiyor. Bu durum, et fiyatlarının artmasına neden oluyor. Ayrıca, sürekli yem fiyatlarının artması ve ahır giderlerinin yükselmesi, hayvan varlığı üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Erken kesime gönderilen hayvanlarla azalan hayvan varlığı, kesime gidecek hayvan varlığını da sorunlu hale getiriyor. Hayvan varlığının azalması, et ve süt fiyatlarının artmasına da neden oluyor. Ulusal Süt Konseyi'nin (ki iktidar kontrolünde) 1 Mayıs'tan itibaren süt fiyatlarına yüzde 8,5 zam yapmasıyla karşılaştırıldığında, Et ve Süt Kurumu'nun yüzde 25 fiyat artışı yapması yanlıştır ve bu zam geri alınmalıdır. Emekli ve dar gelirli insanlar için bu süreç sübvansiyon altına alınmalıdır; böylece emeklilerin ve dar gelirli insanların ete erişimi engellenmemelidir. Süreç doğru yönetilmezse, Et ve Süt Kurumu'nun sorunları artar. Veriler göstermektedir ki Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) süt üretiminde bir azalma olduğu işaret etmektedir. Süt üretiminin düşmesi, süt ve sütten mamül ürünlerin fiyatlarının artmasına yol açacaktır. Doğru desteklemeler ve planlamalarla, bu sürecin üstesinden gelmek mümkündür. Zamlarla emekli ve dar gelirli insanların et ve süt ürünlerine erişiminin engellenmesinden başka bir şey yapılmamaktadır. Bu durumun bir an önce doğru planlama ile aşılması gerekmektedir; bu da doğru hayvan varlıklarının belirlenmesini ve sürecin doğru yönetilmesini gerektirir, böylece dar gelirli, sabit gelirli ve emekli insanlar et ve süt ürünlerine erişebilir.” dedi. SÜT ÜRETİCİSİNE %8,5, ET VE SÜT KURUMU'NA %25 ZAM! CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ulusal Süt Konseyi 1 Mayıs'tan geçerli olmak üzere çiğ süt tavsiye fiyatına %8,5 zam yaptı. Yem fiyatı ise daha süt zammı uygulanmadan, 50 kiloluk süt yeminde 25 TL artış olarak uygulamaya geçti. Et ve Süt Kurumu ise mağazalarında satılan ve genellikle emekli ve dar gelirli vatandaşların erken saatlerde kuyruğa girerek almak durumunda kaldıkları et ürünlerine %25 zam yaptı. Kurumun görevi piyasaya uymak değil, piyasayı regüle etmek iken, et fiyatındaki artış kurum fiyatlarına da yansıdı” dedi. SAYIŞTAY DA UYARDI Et ve Süt Kurumu’nun benimsediği kırmızı et piyasa politikalarındaki yanlışın Sayıştay Denetim Raporu'nda da saptandığını belirten Gürer, 2020 yılında 18 milyon adet olan büyükbaş hayvan varlığının, yoğun kesim neticesinde 2022 yılı sonunda 16,8 milyon adete indiğini söyledi. Farklı kaynaklar ise bu rakamların altında hayvan varlığına işaret ediyor. İktidarın yılın ilk iki ayında 89.605 baş hayvan ithalat edip, ithalata hayvan için 129 milyon 567 bin 236 dolar ödemesine rağmen, piyasada dengelerin oturmadığı görülmektedir. Bu arada Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, şubat ayında toplanan inek sütü miktarı, bir önceki aya göre %2 azalarak 897 bin 379 tona düşerken, şubat ayında içme sütü üretimi ,2 azalarak 133 bin 505 tona geriledi. Süt ineklerinin kesilmesi ile seyreden iktidar, artan nüfus ve turizm etkisi ile tüketimde gelecek aylarda arz dengesi et ve süt ile et ve sütten mamül ürünlerde sorunların derinleşmesine neden olabileceği görülmektedir” dedi." GÜRER: ZAMLAR SORUNU ÇÖZMÜYOR, SORUNLARI DERİNLEŞTİRİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2024 yılının ilk dört ayında kesimhanelerde fiyat artışı, danada kilogram başına 101 TL bulurken, kuzuda artış 117 TL olarak gerçekleşti. Kesim ücreti dana için 364 TL, kuzuda ise 415 TL, Borsa’da ise Dana et (but) 395 TL, Süt kuzusu 476 TL olarak belirlendi. Kasaplarda farklı fiyatlar görülüyor. Et fiyatları bazı marketlerde dana kıyma 470 lira, dana pirzola 840 lira, ceza kuzu kol 610 lira, kuzu kuşbaşı 790 lira olarak işlem görüyor. Pirzula yerine göre 900-1200 aralığında satılıyor. Bu bağlamda dar gelirli ve emekliler için et alabilecekleri piyasaya göre daha uygun gördükleri Et ve Süt Kurumu mağazaları oluyor, bu nedenle gün doğarken kurumun kapısında kuyruk oluşuyorlar. Bu bağlamda kurumun fiyat artışı, emekliyi ete erişimden mahrum bırakacak” dedi. Ömer Fethi Gürer, “Zam öncesi 229 liradan satılan kıyma fiyatına %21 oranında zam yapılarak 279 liraya, 259 liradan satılan kuşbaşı fiyatına da %23 oranında artış yapılarak 319 liraya, sığır bifteğin fiyatı 325 liradan 405 liraya, pirzolanın fiyatı 380 liradan 450 liraya ve bonfilenin fiyatı da 540 liradan 600 liraya, tavuk kanat 110 liradan 138 liraya, tavuk but 67 liradan 74 liraya, tavuk göğüs 68 liradan 85 liraya ve tavuk pirzola 90 liradan 113 liraya çıkarıldı. Bu fiyatlar dar gelirli ve emekliler için bütçelerinde yeni bir gider artışı yaratacak. Piyasaya yaklaşan fiyatlar tüketicileri zor durumda bırakıyor. Bu zamlar durdurulmalıdır. Et fiyatlarındaki artışlar gibi sütten mamül ürünlerdeki fiyat artışları ve kanatlı hayvanlardaki fiyat artışları yanında, TÜİK verilerine göre bir önceki ay 203 bin 64 ton olan tavuk eti üretimi şubat ayında %0,7 oranında azalarak 201 bin 680 tona gerilerken, bir önceki ay 1 milyar 838 milyon 422 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi şubat ayında %5,7 oranında azalarak 1 milyar 733 milyon 464 bin adet olduğu açıklanması da dikkat çekicidir” diye konuştu.

Emniyet verilerini paylaşan 'Bombacı Mülayim' adliyede Haber

Emniyet verilerini paylaşan 'Bombacı Mülayim' adliyede

Bitlis Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu ve polis olan eşine ait bilgilerin sosyal medyada paylaşılmasıyla başlayan soruşturma, önemli bir gelişme kaydetti. Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda, paylaşımların 'BombacıMülayim01' adlı hesaptan yapıldığı tespit edildi ve bu hesabın sahibi olarak Trabzon'da görevli polis V.K. belirlendi. Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla harekete geçen güvenlik güçleri, Trabzon'da bulunan V.K.'yı gözaltına aldı. V.K.'nın sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği paylaşımların, Terörle Mücadele Kanunu'nun 6’ncı maddesi (terörle mücadele eden personeli hedef göstermek) ve Türk Ceza Kanunu'nun 136’ncı maddesi (kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkasına vermek, yaymak ve ele geçirmek) kapsamında suç teşkil ettiği belirtildi. Gözaltına alınan V.K., Bitlis'e getirilerek savcılık talimatıyla Bitlis Adliyesi'ne sevk edildi. Sosyal medya üzerinden yapılan bu tehlikeli eylem, güvenlik birimlerinin hızlı ve etkili müdahalesiyle önlenmiş oldu. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, kamuoyu gelişmeleri yakından takip etmekte. POLİS V.K.'NIN DİJİTAL MATERYALLERİNDE GİZLİ BELGELER BULUNDU: İKİ POLİS DAHA GÖZALTINA ALINDI Bitlis'te yaşanan önemli gelişmelerin ardından, polis V.K.'nın üzerinde ve ikametinde yapılan aramalarda el konulan dijital materyallerin incelenmesi sonucunda çarpıcı bulgular ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde, kişiye özel, gizli ve çok gizli ibareli yaklaşık 3 bin evrakın V.K. tarafından arşivlendiği belirlendi. Ayrıca V.K.'nın hukuki yardım adı altında menfaat temin ettiği ve kendisine para aktarımında bulunan birçok mağdurun olduğu tespit edildi. V.K.'nın yanı sıra, Bitlis'te asılsız bilgi aktardıkları belirlenen polis memurları S.B. ve O.Z. çarşamba günü gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan V.K., S.B. ve O.Z. sağlık kontrolünden geçirildikten sonra geniş güvenlik önlemleri altında bugün Bitlis Adliyesi'ne getirildi. CHP MİLLETVEKİLİ MURAT BAKAN'DAN V.K. İÇİN SERT TEPKİ: "POLİS HAKLARI SAVUNUCUSU BİR POLİSE BU ZULMÜ YAPARSANIZ HESABINI SORARIM" CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, polis V.K.'nın yaşadığı duruma ilişkin sert bir tepki gösterdi. V.K.'nın kendisine gelen bir mesajı paylaşarak olaya dikkat çeken Bakan, Bitlis İl Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya seslenerek şu ifadeleri kullandı: "Polis hakları savunucusu bir polis memuruna bu zulmün yapılmasına izin verirsen senden de bunun hesabını sorarım." Bakan'ın bu sözleriyle, polis V.K.'nın yaşadığı durumun polis haklarına yönelik bir ihlal olduğunu ve bu duruma sessiz kalınmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladığı görülüyor. Bakan'ın açıklamasıyla birlikte, V.K.'nın yaşadığı olayın kamuoyunda daha geniş bir şekilde tartışılması ve gerekli adımların atılması bekleniyor.

CHP Genel Başkanı: Avrupa Birliği Üyeliği Türkiye'nin temel hedefidir Haber

CHP Genel Başkanı: Avrupa Birliği Üyeliği Türkiye'nin temel hedefidir

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Fransa'da, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İlkbahar Oturumu kapsamında Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu'nda konuştu. Özgür Özel, konuşmasına, “75 yıl önce Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerinin temsilcilerinin bir araya gelmesiyle oluşan Strasbourg'daki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde ilk kez bulunuyor olmaktan, bugün Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu'nda sizlere hitap ediyor olmaktan büyük gurur duyuyorum” sözleri ile başladı. Özel, “Ülkemiz bu çatı altında 18 üye ile temsil edilmektedir. Partimizin Avrupa Konseyi'ne ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne bakışı, bu konseyin ilk toplantısında kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinden sapmamıştır. Ülkemizin kurucu partisi olarak demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi için mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Avrupa Konseyi'nin temel amacı olan insan hakları ile temel hak ve özgürlüklerin korunması gelişmelerini ilke edinmiş olan bir partiyiz. Kasım ayında CHP Genel Başkanı olarak seçildiğimde partimizin Avrupa ve dünyadaki kardeş partilerle, yoldaşlarımızla daha sıkı ilişkiler ve dayanışma içinde olması gerektiğinin altını çizmiştik. Yerel seçimler nedeniyle zamanımız dar da olsa Almanya'da SPD kongresine, Madrid'de Sosyalist Enternasyonal zirvesine, Bükreş'te Avrupa Sosyalist Partisi liderler zirvesine katıldım. Partimizde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde görev yapmış çok değerli yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, Avrupa kurumlarını çok iyi bilen isimler var. Bundan sonra da bu temaslarımızı sıklaştırarak sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. “Ülkemizin birinci partisi haline geldik” Özel, “CHP olarak geçtiğimiz yıl 100'üncü kuruluş yılımızı kutladık. Avrupa'nın en köklü sosyal demokrat partilerinden biri olarak 2 hafta önce yerel seçimlerde oy oranımızı yüzde 38'e çıkarıp 17 milyon 300 bin vatandaşımızın desteğini alarak partimizi ülkemizin birinci partisi haline getirdik. 14'ü büyükşehir olmak üzere Türkiye'nin 35 ilinde birinci parti olarak belediye başkanlıklarını kazandık. Şu anda iktidarda olan partiden 11 il daha fazla kazanmış durumdayız. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Bursa, Muğla olmak üzere hepinizin bildiği Türkiye'nin hem sanayi açısından, hem ekonomi açısından hem de sizlerin en çok ziyaret ettiği 10 ilden 9'unu CHP'li belediyelerin yönetmekte olduğunu, bugün ülke nüfusunun yüzde 65'inin CHP'li belediyelerden hizmet almakta olduğunu, yönettiğimiz belediyelerin ülke ekonomisinin yüzde 80'inini temsil ediyor olduğunu not etmek isterim” diye konuştu. Sosyal demokrat bir parti olduklarını, bu sebeple toplumun tüm kesimlerinden aldıkları bu desteğin sorumluluklarını arttırdığını belirten Özel, “Bu sorumluluğumuzun bilinciyle sosyal demokrat değerlerden ve halkımızın ihtiyacı olan adaletli yönetimden asla taviz vermeyeceğiz. Belirtmek isterim ki bizim öncüsü olduğumuz yeni siyasetin kadrolarında kadınlara ve gençlere çok daha fazla yer var. Partimizin yönetiminde yüzde 50 kadın var ve yönetim kademelerimizin yaş ortalaması 43'tür. Artık daha fazla kadın ve genç belediye başkanımız var. Katılımcı, bilime inanan, kolektif çalışma, halkımızın beklentilerini anlayarak ortak akılla karar alma anlayışı bize başarıyı getirdi. Bu anlayışımızı kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi'nin temel değerlerini yaşatma iradesinden de farklı değildir” dedi. “Avrupa'daki Türk seçmenlerin daha adil bir Avrupa'yı hedefleyen partilere yöneleceğine inanıyorum” Özel şunları kaydetti: “Kadınların şiddetten korunduğu, eşitlik ve toplumun bir parçası olduğu toplum düzeni için İstanbul Sözleşmesi'nden tarafız. Demokrasinin ve insan haklarının herkes için güvence altında olması için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden tarafız. Emeğin, emeklinin, gençlerin, ekonomik ve sosyal hakların güvence altına alınması için Avrupa Sosyal Şartı'ndan tarafız. Bizim tarafımız belli. Bizim kurucu kadrolarımızın gösterdiği rotadan, demokrasiden ve çağdaşlıktan tarafız. Avrupa'nın bütün ülkelerinden ilerici, sosyal demokrat, sosyalist ve çevreci yoldaşlarımızla birlikte 31 Mart günü Türkiye'de partimizin gerçekleştirdiği seçim başarısını tüm Avrupa'ya yaymak bizlerin dayanışmasından ortak mücadelesinden geçmektedir. Bu çerçevede Haziran ayı içinde Avrupa Parlamentosu seçimlerini çok önemli görüyoruz. CHP Genel Başkanı olarak bu seçimlerde ilerici, sosyal demokrat, sol siyasi partilere destek vermeye, katkı sunmaya hazır olduğumuzu buradan ifade etmek isterim. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türk seçmenlerin daha adil bir Avrupa'yı hedefleyen partilere yöneleceğine inanıyorum. Bunu bir davet olarak ifade ediyorum. Balkan coğrafyasından komşumuz ve Avrupa'nın en genç ülkesi olan Kosova'nın bu topraklarda Avrupa Konseyi üyeliğinin onaylanmış olmasından da büyük bir memnuniyet duyduğumun altını çizmek isterim." “Türkiye'nin AB üyeliği konusunda AB'deki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır” Türkiye'nin 1959'da çıktığı Avrupa Birliği yolculuğunun 65'inci yılında olmasına rağmen halen tam üye statüsünü alamadığını ifade eden Özel, “Bu süreçte her iki tarafın eksik ve hataları nedeniyle ülkemizin tam üyelik hedefi gerçekleşememiştir. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda Avrupa Birliği'ndeki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır. AB tam üyeliği, parti olarak bizim de halkımızın da temel hedefidir. Bu, kurucumuzun bize gösterdiği rotadır. Biz Avrupa'nın bir parçasıyız. Türkiye'nin birinci partisi olarak ülkemizin AB üyeliği için katkı sunmaya, diplomatik girişimlerde bulunmaya, Avrupalı dostlarımızı ikna etme konusunda öncülük yapmaya hazırız. Değerli yoldaşlarım, dünyamız bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Artık karşılaştığımız sorunlar sınırlarımızı aşan, çözümü hep birlikte çalışmamız gereken küresel meselelerdir. Birbirine derinden bağlı olan bu sorunlar silsilesi halkımızın ekonomik, sosyal şartlarını ve demokrasilerimizi tehdit etmektedir. Kurulu ekonomik düzenden hak ettiğini alamayan, kendini geride bırakılmış hisseden, gelir adaletsizliği yaşayan kitleleri radikal söylemlerle kendine çeken aşırı sağ ideoloji kıta Avrupa'sının pek çok bölgesinde güçlenmektedir. Yükselen aşırı sağ akımlar ve otoriter rejimler tarihin sayfaları arasına gömdüğümüz zararlı ideolojileri tekrar gün yüzüne çıkarma potansiyeline sahiptir. İşte biz Türkiye'de bu çoklu krize, ortak sorunlara çare üretecek yeni siyasetin önemli ve güçlü adımlarını attık. Bu nedenle demokratik siyaseti güçlendirmeli, yükselen otoriterliğe karşı partilerimiz arasındaki dayanışmayı artırmalıyız. Demokrasiye inanlar, yeni bir ekonomik düzeni kurma iradesi taşıyanlar olarak daha fazla güç birliği yapmalıyız” diye konuştu. “Gelir eşitsizliği sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır” Özel şöyle devam etti: “Neoliberal ekonomik düzenin yerine geçecek yeni bir düzen ile katılımcı, demokratik, eşit temsile dayalı bir yönetim anlayışı ortak ihtiyacımızdır. Ne küresel ne ulusal alanda gelir adaleti sağlanamadığı gibi aksine her krizle gelir dağılımı daha bozulmuştur. Hemen her yerde en üst yüzde 1'lik grubun geliri artmıştır. Maalesef gelir eşitsizliği sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Bu durum hem ulusal hem küresel ölçekte gerilimini besleyen bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu konuda bizlere daha çok görev düşmektedir. Ancak bu şekilde işçilerin, çiftçilerin, dar gelirlilerin, güvencesiz bırakılan kesimlerin sorunlarına çözüm üretebiliriz." “Gazze'de kalıcı ateşkes sağlanmadan ülkeler arasında yükselen gerilim dinmeyecek” Son birkaç yılın, savaş ve çatışmanın hâlâ insanlık için en önemli risklerden biri olduğunu gösterdiğini vurgulayan Özel, “7 Ekim 2023'te Hamas'ın gerçekleştirdiği saldırı sonrasında İsrail'in Gazze'de yürüttüğü operasyonlarda şu an itibariyle 33 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bunun önemli bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Gazze'de bu insani dram sürerken hafta sonu İsrail ve İran arasında tırmanan gerilimi endişe ile takip ettik. Geçtiğimiz Kasım ayında uluslararası bir barış çağrısında bulunmuştum. Almanya'da kardeş partimiz SPD kongresinde, Genel Başkan Yardımcılığına seçildiğim Sosyalist Enternasyonal'in Madrid zirvesinde, Bükreş'teki Avrupa Sosyalist Partisi liderler zirvesinde bu konuda bizlere büyük bir sorumluluk düştüğünü vurgulamıştım. Bu gerilimin sadece Orta Doğu coğrafyasında değil, Avrupa ve dünyada büyük kaygıları tetiklediğinin bilincindeyim” şeklinde konuştu. Özel, “Orta Doğu'da tansiyon bu denli yükselmişken partimize düşen görev, bu gerilimi düşürecek her türlü çabanın öncüsü olmaktır. Bu konuda kardeş partilerimizle dayanışma içinde her türlü girişime hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Çünkü bilinmelidir ki Gazze'de kalıcı ateşkes sağlanmadan ülkeler arasında yükselen gerilim dinmeyecek, bu tehdit tüm Avrupa'da, tüm dünyada hissedilmeye devam edecektir. Sorunun kalıcı çözümü için Birleşmiş Milletlerin 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması erişilecek iki devletli oluşuma ihtiyaç olduğunu vurgulamak isterim. Doğrudan sivilleri hedef alan saldırıların devamına göz yumulması ve bazı ülkelerin tutumları insan hakları gibi temel değerlerin zeminini yok ettiğini bir kez daha üzülerek vurgulamak durumundayım. Biz ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' sözünden hareketle daima barışın sözcüsü, haklının ve mazlumun savunucusu olmaya devam edeceğiz” dedi. “Azerbaycan ile konsey arasında her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu da ifade etmek isterim” Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş bir partinin lideri olarak köklü bir geleneğin ve önemli bir misyonun temsilcisi olduğunu belirten Özel, “Bu misyonun hedefi çağdaş bir toplum, gelişmiş ve adaletli bir ekonomik düzen oluşturmaktır. Yönetimde aklı ve bilimi hakim kılmak, saygın, barışçıl, maceracılıktan uzak bir dış politika ile hem ülkemizde hem Avrupa'da hem de dünyaya katkı sağlayacak bir mücadeleyi yürütmek durumundayız. Ülkemizde girdiğimiz son seçimlerden aldığımız güçle Avrupa'daki kardeş partilerimizle yürüteceğimiz sıkı dayanışma ile hedeflerini gerçekleştireceğimiz daha adil ve daha eşit toplumlar oluşturacağımız konusunda umutluyum. Geçtiğimiz dönemde Azerbaycan ile aramızda yaşanan, oylamasına dahil olmadığımız ama doğurduğu sonuçlar açısından da üzüntü duyduğumuz sürecin hızla onarılması gerektiğini düşünüyorum. Konseyin ortak değerlerinin sonuna kadar savunucusuyuz. Ancak Azerbaycan ile yaşanan süreç bugüne kadar verdiği sonuçlar açısından her iki taraf açısından da öğreticidir. Bundan sonra ilişkilerin yeniden tesisi noktasında üzerimize düşecek her türlü katkıyı yapmak üzere bizim için çok önemli bir ülke olan Azerbaycan ile konsey arasında her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu da ifade etmek isterim” diye konuştu. “Hep birlikte inşa edeceğiz” Özel şu ifadeleri kullandı: “Avrupalı demokratlar olarak bütün krizleri üstesinden gelebilecek güçlü iradeye sahibiz. Daha demokratik, daha müreffeh, daha güvenli bir Avrupa, bu ailenin her ferdinin daha insan hakları temelinde daha güçlü bir sosyal devleti mümkün kılmaktadır. İşte bu nedenle dayanışma içinde olmalıyız. Biz hem Türkiye'de hem Avrupa'da söz ettiğim ilkelerin kurucu iradesi olduk. Bundan böyle de bu ilke ve değerleri tüm yurttaşlar için geçerli kılacak bir siyasetin öncüsü olmaya devam edeceğiz. Daha güzel yarınları hep birlikte inşa edeceğimize olan inancımla sizleri selamlıyorum. İyi ki varsınız. Bundan sonra hep birlikte büyük başarıları elde etmeyi düşünüyor, saygılar sunuyorum."

CHP'nin YSK'ya Hatay ile ilgili başvurusundaki 'tam kanunsuzluk' gerekçesi nedir? Haber

CHP'nin YSK'ya Hatay ile ilgili başvurusundaki 'tam kanunsuzluk' gerekçesi nedir?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, dün YSK'ya Hatay ve İskenderun yerel seçimlerine ilişkin yaptığı itiraz başvurusundaki 'tam kanunsuzluk' gerekçesi, seçmenler tarafından merak konusu oldu. Geçmiş dönemlerdeki bazı genel ve yerel seçimlerde de bu gerekçeyle yapılan itirazlardaki 'tam kanunsuzluk' halini, hukukçular yorumladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekillerinden oluşan heyetle birlikte Hatay ve İskenderun seçimlerine ilişkin olarak 'tam kanunsuzluk' gerekçesiyle dün YSK'ya itiraz başvurusu yapmıştı. CHP Lideri Özel, yapılan başvurunun ardından, özetle şu ifadelere yer vermişti: "YSK'ya Hatay Büyükşehir ve Hatay İskenderun ilçesi için ayrı ayrı 'tam kanunsuzluk' iddiasıyla başvurmuş durumdayız. Bu başvuruyu bizzat yapacağımı ve takip edeceğimi söylemiştim. Tam kanunsuzluk başvurumuz herhalde YSK'ya tarihi boyunca yapılmış en kapsamlı tam kanunsuzluk başvurusudur. Eğer 31 Mart 2019 seçimleri iptal edildiyse Hatay seçimleri 8 kez iptal edilebilir. Hakkında kısıtlılık kararı bulunan 108 seçmeni biraz önce YSK'ya verdiğimiz dilekçenin ekinde sunduk. Ayrıca 3 bin 389 ölü seçmen seçimlerde oy kullanmıştır. Reyhanlı ve Kumlu ilçelerinde belediye meclis üyesi olan ve İlçe Seçim Kurulu üyesi olan kişiler kurul üyeliklerinden istifa etmedikleri halde seçimlerde aday olmuşlar. Biz, 300'e yakın seçmenin yurt dışında bulunduklarını o gün ispatlıyoruz. Oy kullanmadıklarının ispatı için çizelgeler açılmalıdır. Kırıkhan'da seçim sürerken çıkan arbedede sandıklar dağılmış, pusulalar saçılmış, bir saat sonra; 'Sıfırdan başlıyoruz' denmiş. O ana kadar oy kullanan seçmenler, kullandıkları oyların sandıkta olduğunu sanıp evlerine gitmişler ama o oylar kullanılamamıştır. Seçim öğlenin 11'inde yeniden başlatılmıştır. Sıfır oy aldığımız sandıklardan maddi hataları düzelttirerek fark 3 bin 900'den 2 bin 569'a inmişken tüm sandıkların bu denetime tabii tutulmasından daha doğal bir talep olamaz. İstanbul Gaziosmanpaşa'da bütün oylar yeniden sayıldı, YSK; 'Sayıma devam edin' kararı verdi. Kütahya, geçersiz oylar tek tek sayıldı. Bu kararlar bu kadar açık ortadayken Hatay'da hiçbir oy yeniden sayılmadı. Hatay'da hiçbir sandık ne ilçe düzeyinde, ne İl Seçim Kurulu'nda sayılmıştır. Şimdi iş, YSK'nın önündedir." Tam kanunsuzluk nedir? CHP Genel Başkanı Özel'in, YSK'ya Hatay ve İskenderun seçimlerine ilişkin yaptığı itiraz başvurusundaki 'tam kanunsuzluk' gerekçesi de seçmenler tarafından merak konusu oldu. Geçmiş dönemlerdeki bazı genel ve yerel seçimlerde de bu gerekçeyle yapılan itirazlardaki 'tam kanunsuzluk' halini, Adana Barosu Avukatlarından Emir Duran Ügü, şöyle yorumladı. "Tam kanunsuzluk, genel olarak "kanun emredici hükümlere aykırılık hali" anlamına geliyor. 'Tam kanunsuzluk' kavramı, ağır ve açık bir biçimde hukuka aykırı olan ve esasen yok hükmünde olması gereken ve iptal edilmesi elzem olan hukuka aykırılıkları anlatmak için kullanılıyor. Siyasi partiler, seçim sonuçlarına ilişkin 'kanun emredici hükümlere aykırılık hali' yani tam kanunsuzluk iddiasıyla Yüksek Seçim Kuruluna seçimlerin iptal edilmesi için başvuru yapabilir. YSK, başvuruyu kabul ederse seçim yenileme kararı verilir, başvuru reddedilirse seçim sonucu kesinlik kazanmış olur.  Yüksek Seçim Kurulunca yerel ve genel seçimlerde, siyasi partilere tanınan olağanüstü itiraz hakkını, 298 sayılı Kanun'un 130. Maddesinin 2. fıkrası düzenliyor. Seçim sonucuna etki eden olay ve durumlar sebebiyle olağanüstü itiraz; Siyasi partilerin il başkanları, genel merkezleri veya bağımsız aday tarafından tutanağın (mazbatanın) düzenlenmesinden sonraki 7 gün içinde seçimin sonucuna etki eden olaylar ve durumlar sebebiyle yapılan itirazlar, seçimin sonucu hakkında kesin karar verme yetkisine sahip olan kurullarca, seçimin neticesine etkili görüldüğü takdirde, alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması veya kurullara derece derece ve müddeti içinde başvurulmamış olması, bu itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmez.” Mansur Yavaş da 2014 yılında YSK’ya başvuru yapmıştı 2014 yerel seçimlerinde dönemin CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Mansur Yavaş da Ankara'da seçimlerin iptali için 'tam kanunsuzluk' gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu'na olağanüstü başvuru yapmıştı. Ancak YSK, 'tam kanunsuzluk' koşullarının oluşmadığını belirterek bu talebi reddetmişti.

CHP'li Gürer'den süt zammına tepki: Çiğ süte zam değil, yem fiyatlarına düşüş istiyoruz! Haber

CHP'li Gürer'den süt zammına tepki: Çiğ süte zam değil, yem fiyatlarına düşüş istiyoruz!

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ulusal Süt Konseyi (USK)'nin çiğ süt tavsiye fiyatını 1 Mayıs'tan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 8,5 artışla litre başına 13,5 TL'den 14,65 TL'ye yükseltmesinden önce süt yemine zam geldiğini ve daha süt ineği besleyenlerin cebine yeni fiyatla süt parası girmeden önce çıktığını söyledi. Gürer, Çiğ süt için açıklanan litrede yüzde 8,5 fiyat artışının peynir ve raftaki sütten mamul ürüne yansıması ile rafta artışın daha yüksek fiyatlara erişeceğini ve etten sonra süt mamüllerinin de emeklinin ve dar gelirlinin sofrasına veda edeceğini belirtti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde süt ineği sayısının 5 milyon 500 bine gerilediğini belirterek, “İnekler geçtiğimiz yıllarda girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle kesime gitti. Kırsalda küçük aile tipi işletmelerde sorunlar katlandı. Çoklu hayvan varlığı olan çiftlikler, kısmen önlemler alarak ayakta kalmaya çalışıyor. Hayvancılığın en önemli gider kalemi yem oluşturuyor. Kaba yem ve sanayi yemindeki fiyat artışı, hayvancılık yapanları işlerinden soğuttu. Çiftçilik yapmayanlar, yonca, arpa, saman gibi kendi üretmedikleri giderlere dayanmaları zorlaştı. Bu nedenle hayvancılığı sürdürmek iyice zorlaştı. Hayvancılıkta tüketilen yemin yarısı ithal geliyor. USK daha çiğ süt fiyatında artışa gitmeden geçen hafta 19 proteinli 50 kg süt yeminin bazı süt kooperatiflerindeki geliş fiyatı 552 liradan 547 liraya çıktı. Kooperatifler üyelerine 567 liradan süt yemi veriyor. Farklı kooperatiflerde veya bayilerde daha yüksek fiyatlarla satış yapanlar da bulunuyor. Bir inek günlük sabah 5 kg, akşam 5 kg süt yemi tüketir. Saman, yonca, arpa, mısır, küspe gibi ürünler de hayvanlara yem olarak veriliyor. Yonca tonu bazı bölgelerde 8 bin liraya kadar ulaşmış durumda, bir hayvan en az günlük 2 kilo yonca tüketiyor. Hasat döneminde samanı ve yoncayı stoklayarak, fiyatlar artışından büyük işletmesi olan besici, artışların etkisinden korunmaya çalışıyor. Pancar küspesi de tonu 1400 TL. Bölgede çiğ süt sağan üreticisi için stoklama olanağı olmadığı için hemen çiğ sütü satmak zorunda; küçük üretici stoklama şansı olmadığı için ürünü hemen aracıya veya kooperatife veriyor. Aracı ya da kooperatif fabrikaya taşıyor. Bazı süt fabrikaları aynı zamanda süt yemi de satıyor. Süte daha artış gelmeden yem fiyatı artırılıyor. Üreticiler, 'Çiğ süte zam istemiyoruz. Yem fiyatını düşürün, yoksa litresi 16 liradan alım olsa dahi giderlerimize yetişemiyoruz' diyorlar. Çiğ süt fiyatı artmadan yeme gelen zamla bu kez USB tavsiye fiyatı 1 Mayısta olacağı için, artış olmadan besiciden gelen artış geri alınmış oldu," dedi. CHP'li vekil Ömer Fethi Gürer, halen rafta satılan bir litre sütün fiyatının 30 liradan başlayarak sunulduğunu belirtti. Açık evlerde süt satan satıcılarda da benzer fiyatlar görülüyor. Bu arada, süte zam gelecek diye süt fabrikalarından stoklu marketler ürün aldığı ve yeterli stok nedeniyle yeni talebin düşük geldiği için, süt işlenen bazı fabrikaların süt toplamada nazlı davrandığını da üreticiler anlatıyor. Küçük aile tipi işletmelerde hayvan varlığı her geçen gün azalıyor. Yeme sürekli zam geliyor. Çiğ süt tavsiye fiyatı maliyetin altında kalıyor. Bu süreç sürdürülebilir değil. Çiğ sütteki yüzde 8.5 artış, peynir ve işlenmiş süt ürünlerinde daha fazla fiyat artışı olarak yansımasıyla tüketiciyi mağdur ediyor. Çiğ süt fiyatının yem fiyatı artışına bağlı olarak yükselirken, çözüm yem fiyatlarını düşürmek hatta sübvanse ederek üreticiyi desteklemekten geçiyor. Artan ahır gideri ve düzenli yükselen yem fiyatları, çiğ süt fiyat artışının besici için yarar sağlamayacağını gösteriyor." dedi.

Adana Büyükşehir Belediyesi Meclisi yeni dönemine başladı Haber

Adana Büyükşehir Belediyesi Meclisi yeni dönemine başladı

Geçtiğimiz dönem, Cumhur İttifakı’nın elinde bulunan meclis çoğunluğu, yeni dönemde CHP sıralarına geçti. CHP 45 meclis üyesi ile birinci parti olurken,  Cumhur İttifakı 27 sandalye kazanabildi. Son zamanlarda büyük bir çıkış yakalayan Yeniden Refah ise 3 meclis üyesi ile temsil ederken, büyükşehirde bağımsızları ise, 1 kişi temsil ediyor. Karalar Başkanlık Yaptı İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre;  Oturuma Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar başkanlık yaptı. Meclis Salonu’nda gerçekleşen oturumda Başkan Karalar,  “Seçilen tüm belediye başkanlarımızı ve meclis üyelerimizi tebrik ediyor, meclis toplantılarımızda alınacak kararların Adana'mıza hayırlı olmasını diliyorum. Yeni bir dönem başladı. Demokrasi budur. Bu ülkenin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’e minnet borçluyuz hepimiz”  temennisinde bulundu. Meclis Başkanvekilleri Ve Meclis Katipleri Seçildi Ardından meclisin en genç iki üyesi geçici olarak meclis katipliğine getirildi. Meclis katip üyeliği ve meclis başkan vekilleri seçimleri yapıldı. Kapalı oy verme işlemi ile seçimler yapıldı. Katip üyeliğe Aladağ Belediye Meclis Üyesi Ahmet Gök ve Çukurova Belediye Meclis Üyesi Nazlı Pınar Ünlü seçildi. Meclis başkanvekilliği seçimlerinde ise birinci başkanvekiliğine Seyhan Belediye Meclis Üyesi Göktürk Boyvadaoğlu, ikinci meclis başkanvekiliğine ise Mustafa Bayar seçildi. Encümen İhtisas komisyon seçimlerinin ise 16 Nisan Salı günü yapılması kararlaştırıldı. Demirdağ: El Birliğiyle Çalışacağız Gündem dışı söz alan grup başkan vekilleri de birer konuşma yaptı. İlk olarak konuşan MHP Grup Başkan Vekili Cemal Demirdağ, seçimlerin hayırlı olmasını temenni ederek, yeni seçilen meclis üyeleri ve belediye başkanlarını tebrik etti. Demirdağ, “5 yıllık geçmiş dönemde iyi bir meclis toplantısı yaptık. Şehrimizle ilgili iyi kararlar aldığımızı düşünüyoruz. Meclis aritmetiği değişse de yine kentimiz için en iyi hizmet alması için el birliğiyle çalışacağız” diye konuştu. Avcı: Adana’mızın Yararına Olacak Her Konuda Güçlü Hükümet Desteğimizi Vereceğiz AK Parti Grup Başkan Vekili Abdullah Avcı, 31 Mart yerel seçimlerinde halkımızı belediye başkanlarını seçtiğini dile getirerek, “Tüm belediye başkanlarını ve meclis üyelerini kutluyorum. Adana’mızın her karış toprağına hizmet ve eser götürme arzusu içerisinde ki adaylar arasında halkımız iradesini ortaya koyarak, bazı yerlerde yeni isimlerle, bazı yerlerde önceki isimlerle yola devam kararı verdi. Milletimizin sandıkta tecelli ettiği iradesine saygı duyuyoruz. Geçmiş dönemde güzel bir dönem geçirdik. Ak Parti Grup Başkan Vekili olarak görevlendirildim bugün. Elbette Adana’mızın yararına olacak her konuda güçlü hükümet desteğimizle birlikte en büyük desteği bizler vereceğiz” dedi. Geçer: Bundan Sonra Hizmet Zamanı CHP Grup Başkan Vekili Güngör Geçer’de, yeni bir dönemin başladığını ve milletin takdiriyle arkadaşlarının burada görevlendirildiğini dile getirerek, “Bu andan itibaren artık biz sahada söyleyeceğimiz her şeyi söyledik. Bundan sonra hizmet zamanı. İnşallah bundan sonra güzel çalışmalar içinde oluruz” ifadelerini kullandı. Denetim Daporu Salı Gününe Kaldı Meclisin ilk günü okunması gereken denetim raporunun ise, 16 Nisan Salı günü okunması kararlaştırıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, denetim raporunun bu gün okunması gerektiğini ancak okunmadığı için meclisin takdiriyle Salı gününe bu raporun okunmasını ertelediğini söyledi. Geçen Dönem Çok Mücadele Ettik, Çok Uğraştık Köpekten kaçan kişinin arabanın altında kalma videosunun kendisine izletildiğini aktaran Karalar, “Yeni seçilen katibimiz olan Nazlı Hanım bana bir video gösterdi. Köpekten kaçıp arabanın çarptığı bir genç evladımızın videosu izledim. Bu çok üzücü bir şey geçen dönem çok mücadele ettik, çok uğraştık. İlçe belediyelerinin kısırlaştırma açması noktasında konuştuk ama bunu pratiğe döndüremedik. Benim başkanlardan istirhamım şu; özellikle, Ceyhan, Sarıçam, Yüreğir, Çukurova ve Seyhan Çok hızlı bu işe başlamalı. Bunu da bizden başka kimse çözemez” dedi. Çok Acil Kısırlaştırma Yapmamız Gerekli 30 bine yakın kısırlaştırma yapılması gerektiğini anlatan Karalar, “Çok acil kısırlaştırma yapmamız gerekli. Neredeyse 15 bine yakın kısırlaştırma yapıyoruz ama yeterli değil. 30 bine yakın kısırlaştırma yapmamız gerekli. 3 sene sonra bu çoğalmanın önüne geçmek için bu önemli. Bu evladımız bizim evladımızda olabilirdi. Zaten hepsi bizim evladımız bu işe biran evvel başlamamız lazım. Bu nedenle önümüzdeki hafta büyük ilçelerimizin başkanlarıyla hemen bir toplantı yapalım ve biz üzerimize düşeni yapalım. Ne kadar erken yaparsak bizi o kadar kurtarır. Biraz daha yapmazsa bizi 30 bin değil de, 40 bin kısırlaştırma yapmamız gerekecek. Bu çok önemli bir sorun” şeklinde konuştu. Büyükşehir Meclisi Salı Günü saat 14.00’da yeniden toplanarak encümen üyesi seçimlerini gerçekleştirecek.

Antalya teleferik kazasında 5 kişi tutuklandı, 8 kişiye adli kontrol kararı verildi Haber

Antalya teleferik kazasında 5 kişi tutuklandı, 8 kişiye adli kontrol kararı verildi

Antalya'da 1 kişinin hayatını kaybettiği ve 10 kişinin yaralandığı teleferik kazasına ilişkin başlatılan soruşturmada gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 14 kişiden 5'i tutuklanırken, 8'i hakkında adli kontrol kararı verildi, 1 kişi de serbest bırakıldı. Bugün emniyetteki işlemlerinin ardından sabah saatlerinde adliyeye sevk edilen şüpheliler, tutuklama talebiyle mahkemeye çıkartıldı. Mahkemeden karar saat 22.00 sıralarında çıktı. Şüphelilerden eski ANET Genel Müdürü ve şimdiki Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz ile Ahmet Buğra Samsunlu, Okan Erol, Serdar Tezcan ve Serkan Yellice "taksirle ölüme sebep olma" suçundan tutuklandı. Kararın açıklanmasının ardından çok sayıda CHP'li Antalya Adliyesi önüne gelerek beklemeye başladı. "Başkanımız dahil 5 kişi tutuklandı" Antalya Adliyesi önünde açıklamada bulunan CHP İl Başkanı Naim Kamacı, “Elim kazada 1 vatandaşımız hayatını kaybetti, 6 vatandaşımız yaralandı. 23 saat içerisinde kurtarma çalışmaları tamamlandı. Daha sonra kimsenin burnu kanamadı. Bugün arkadaşlarımız ifade vermek için adliyeye çağrıldı. Aralarında Kepez Belediye Başkanımız Mesut Kocagöz de dahil olmak üzere 6 kişi tutuklanma talebi ile hakimliğe gönderildi. Başkanımız dahil 5 kişi tutuklandı. Tutuklama için tek bir neden var; neden ağır bakım hizmetleri 2 ayda değil de 20 günde tamamlandı. Başka bir nedeni yok” dedi. Konuşmaların ardından adliye otoparkının çıkışında beklemeye başlayan partililer, tutukluların cezaevine götürülmesine izin vermeyeceklerini söylediler. Grup, bir sure slogan attıktan sonra CHP İl Başkanı Kamacı’nın "İl başkanlığında toplanalım" sözleri üzerine adliye önünden ayrıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.