TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#CHP Adana

İLKHABER-Gazetesi - CHP Adana haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, CHP Adana haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut: Gençlerin hayallerini gerçekleştirebildiği bir ülke kuracağız Haber

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut: Gençlerin hayallerini gerçekleştirebildiği bir ülke kuracağız

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yazılı bir mesaj yayımladı. Bulut, “Gençlerin terk etmeyi düşünmeyeceği, zihinlerinde valizlerini hazırlamadığı bir ülkeyi, umutlu bir geleceği yeniden kuracağız” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında 19 Mayıs’ın, bağımsızlık ve özgürlük için, emperyalizme ve işbirlikçilerine boyun eğmeyen mazlum bir halkın yeniden ayağa kalkışı olduğunu kaydetti. 16 Mayıs’ta Bandırma Vapuru’yla İstanbul’dan Cumhuriyet düşüyle yola çıkan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basarak milli mücadelenin kıvılcımını çaktığını kaydeden Bulut, bir ulusun makus talihini de değiştirdiğini söyledi. “CUMHURİYET MEŞALESİNİ İLELEBET YAKACAĞIZ” Bulut, şöyle devam etti: “Kurtuluş Savaşı’nda, ulusumuz genci yaşlısıyla, kadını erkeğiyle mazlum milletlere örnek olan bir mücadele vermiştir. Bu destansı mücadele Cumhuriyetle taçlandırılmıştır.  Ancak, 105 yıl sonra geldiğimiz noktada Cumhuriyetin karşısındaki en büyük tehdit, milletten aldığı milli egemenliği Saray’ın duvarlarına hapseden tek adam yönetimidir. Bizler, Atatürk’ün açtığı çağdaşlaşma yolundan ilerleyenlerin partisi CHP olarak söz veriyoruz: Cumhuriyet meşalesini ilelebet yakacak, hepimizin özlemini duyduğu huzurlu ve ortak bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz. Atatürk, “Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir” demiştir ve 19 Mayıs’ı gençlere armağan etmiştir. “GENÇLERİN HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLDİĞİ BİR ÜLKE KURACAĞIZ” Gençlerin terk etmeyi düşünmeyeceği, zihinlerinde valizlerini hazırlamadığı bir ülkeyi, hayallerini gerçekleştirdiği umutlu bir geleceği yeniden kuracağız. 19 Mayıs’ın 105. yılında bize düşen en büyük görev, Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik ve çağdaş Türkiye yolunda yorulmadan yürümek, Cumhuriyeti demokrasiyle büyütmektir. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor; ilke ve devrimlerine, demokrasiye, tam bağımsızlığa olan sarsılmaz inancımızla Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ü ve şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.”

CHP'li Barut: 19 Mayıs ruhuyla aydınlık yarınlara yürüyoruz Haber

CHP'li Barut: 19 Mayıs ruhuyla aydınlık yarınlara yürüyoruz

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'nin Önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını andı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı coşkuyla kutladıklarını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti gibi Ulu Önder Atatürk'ün bütün ölümsüz eserlerinin sonsuza dek yaşayacağını vurgulayan Barut, "Bir çift mavi gözün ışığında yürüyor, O'nun ilke ve devrimlerine sonuna dek sahip çıkıyoruz. Bugün ülkemizde demokrasi ve özgürlükler açısından çok ciddi sorunlar yaşansa da, ekonomik kriz ocaklarımızı söndürse de, bilinsin ki 19 Mayıs ruhuyla aydınlık yarınlara yürüyoruz. Yarınlar çok daha güzel olacak. Bayramımız kutlu olsun" dedi. BARUT: KADERİMİZ DEĞİŞTİ 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla açıklama yapan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "19 Mayıs 1919 tarihinde Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışıyla başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı ile ülkemizin ve halkımızın kaderi tümüyle değişmiştir. Yokluk ve yoksunluk bilmeden, bütün imkansızlıklara rağmen 19 Mayıs 1919'da başlayan süreç tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti ile taçlanmıştır" dedi. BARUT: ÖLÜMSÜZ EMANETLERİ SAHİPSİZ DEĞİL 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlamanın gururu onurunu yaşadıklarını bildiren Ayhan Barut, şunları kaydetti: "Yedi düvelin işgaline uğrayan ülkemizde bağımsızlık aşkıyla kanıyla canıyla, dişiyle ve tırnağıyla destan yazan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi, yiğit gazilerimizi ve kadın erkek tüm kahramanlarımızı minnet, rahmet ve özlemle anıyoruz. Büyük Önderimiz Atatürk ve ölümsüz kahramanlarımız, yaktıkları bu sönmez meşaleyle ezilen milletlere umut olmuş, tarihin akışını değiştirmişlerdir. Dost, düşman tekrar duysun, onların ölümsüz emanetlerine sonsuza dek sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetimiz. Bu duygularla 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyoruz. Yaşasın 19 Mayıs!"

CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu: Gençler! Cumhuriyet size emanettir Haber

CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu: Gençler! Cumhuriyet size emanettir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak gençleri selamladı ve Cumhuriyet'in gençlere emanet olduğunu belirtti. Tanburoğlu, gençlere hitaben, "Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanettir. Bu değerli emaneti yaşatmak, korumak ve gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak en başta gelen görev ve sorumluluğunuz olmalıdır. Bütün gençler bu bilinçle hareket etmelidir" ifadelerini kullandı. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenecek fener alayı etkinliğine ve Gripin Müzik Grubu'nun konserine davet etti. Yürüyüşün 19 Mayıs Pazar günü saat 19:19'da Adana Büyükşehir Belediyesi Taş Bina önünde başlayacağını belirten Tanburoğlu, bu organizasyonun gerçekleştirilmesine katkı sağlayanlara teşekkür etti. Tanburoğlu açıklamasına şu şekilde devam etti: "Bugün, Mustafa Kemal'in Samsun’a çıkarak başlattığı milli mücadele hareketinin 105. yıldönümünü kutluyoruz. Türk gençleri, Türk İstiklali ve Türk Cumhuriyeti'nin yılmaz bekçisidir. Binlerce şehit vererek, sıkıntı ve yokluk içinde büyük özveriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanettir. Bu değerli emaneti yaşatmak ve korumak, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak, en başta gelen görev ve sorumluluğunuz olmalıdır. Her 19 Mayıs'ta, Samsun’dan, elden ele Ankara'ya koşturulan bayrağımız rengini, milli mücadele dönemi Kurtuluş Savaşı’nda şehit olan kahramanlarımızın asil kanından almıştır. Sevgili gençler, sizler Atatürk’ün eserlerinin temel taşısınız. Unutmayınız ki "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır." Bu duygu ve düşüncelerle, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyor, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.”

CHP'li Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin: Fahiş fiyatlar sorunu yanlış teşhis ediliyor Haber

CHP'li Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin: Fahiş fiyatlar sorunu yanlış teşhis ediliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, gıda fiyatlarının artışını doğru yerde aramayan iktidarın soruna yanlış teşhislerle gittiği için tedavinin de yanlış bölgeden başladığını vurguladı. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi ve Grup Sözcüsü Dr. Şevkin, komisyonda kabul edilip meclise sunulması beklenen, “Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 9 ayrı kanunda değişiklik öngören torba yasa teklifinin fahiş fiyat ve yüksek enflasyona çare olamayacağını dile getiren Dr. Şevkin, “Gıda enflasyonunun arkasında; tarım ve ticaret politikası, yanlış faiz ve ithalat politikası, hatalı teşvikler ve eksik desteklemeler, bir türlü kapsamlı kanun düzenlemesi yapılıp meclise getirilmeyen Hal ve Perakende Ticaret Yasaları var“dedi. “Stokçuluk ve fahiş fiyatçılara kesilen cezanın yetersiz, ürün maliyeti artışlarının nedeninin pazar tezgahlarındaki yüksek kira bedelleri olduğunu” varsayan kanun teklifinin sorunun merkezine değil çeperlerine odaklandığını belirten Dr. Şevkin, “Kanun teklifi; zincir marketleri, tarladan rafa kadar ulaşan zincirdeki sorumluları ve AKP’nin kendi hatalarını görmezden geliyor” diye konuştu. DR. ŞEVKİN: KORKUNÇ RAKAM! Ticaret Bakanlığı, İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 2023 yılından 2024 Mart ayına kadar otomotiv, emlak, haksız fiyat, fiyat etiketi kapsamında kestiği ceza toplamının 848 milyon 240 bin TL olduğunu ifade eden Dr. Şevkin, “Son 20 yılda 102 milyar dolar tarım/hayvancılık ihracatı yapıldı. 150 milyar dolarlık da ithalat yapıldı. 20 yıllık tarım/hayvancılık ithalatının Türk lirası cinsinden faturası 885 milyar TL oldu. Korkunç bir rakam!” ifadelerini kullandı. DR. ŞEVKİN: ÇİFTÇİNİN ALACAĞI 538 MİLYAR LİRA NEREYE GİTTİ? Tarım Kanunu’nun 21. maddesinin; “Tarımsal destekleme için bütçeden ayrılan kaynağın 1 yılda ülke çapında üretilen milli gelirin yüzde 1’inden az olamayacağına” hükmettiğini dile getiren Dr. Şevkin, “17 yılda çiftçinin kanunen devletten alması gereken ama ödenmeyen tarımsal destekleme tutarı 538 milyar TL’ye yükseldi. AKP ne yaptı? Bu paraları çiftçiye vermek yerine bir takım çetelere, faiz lobilerine, geçilmeyen köprüye, bir avuç yandaşa, saraya, lüks uçaklara, lüks araçlara saçtı” diye konuştu. Fahiş fiyatın bu noktalara gelmesinin bir sonuç olduğunu, önlem almayan AKP iktidarının ekonomi, tarım ve ticaret politikasının fahiş fiyatın asıl nedeni olduğunu dile getiren Dr. Şevkin, “Etiketler bir sonuç, AKP’nin fiyata etkisi fahiştir. Soruna ceza artırmakla, firmalara sopa göstermekle çare olunsaydı, soğan deposu baskınlarında, 3 harfli marketlere milyarlık cezalar kesildiğinde sorun giderilmiş olurdu” ifadelerini kullandı. Galerici ve emlakçılara cezaları artırılan 2022’deki kanunla da çözüm bulunamadığını vurgulayan Dr. Şevkin, şunları söyledi: “O zamanki kanun çare olsaydı ev ve araba fiyatları bugün düşerdi; deprem sonrası gerekli piyasa önlemleri alınsaydı göç edilen şehirlerdeki kira fiyatları bu kadar fırlamazdı. Çare, Aralık 2022’deki asgari ücret zammından sonra, zincir market yöneticilerinin Bakanlığa çağırılıp “işçiye zam yaptık diye fiyatları artırmayın” uyarısıyla olsaydı, oradan AKP’ye büyük başarı hikâyesi çıkardı. Çare, “gözümüz üstünüzde” demekle olsaydı, deprem bölgesindeki yapı malzemesi fiyatlarına fahiş zam koyanlar, korkularından bir sabah vakti fiyatları indirirdi; AKP de yasal düzenlemesini 10 ay boyunca geciktirmezdi. Çare “depremzedenin yanındayız” demekle gelseydi, kamu yararına çalışması gereken Kızılay deprem haftası çadır satarak fiyatları yükselttiğinde, açıkça stokçuluk ve fahiş fiyata ortam hazırladığında AKP seyirci kalmaz, gerekeni yapardı. Demek ki sorun daha yapısal! Sorun tarıma bakışta, sorun ithalatta, AKP’nin dindiremediği maliyetlerde, sorun yanlış faiz ve ekonomi politikasında, katlanan yakıt ve enerji fiyatlarında, sorun yanlış destek ve teşvik sisteminde!  Etiket sadece bir sonuçtur; AKP, depo basarak başlanan yola etiket kovalayarak devam etti. Sonra emlakçı ve galericilere, haksız rekabetçilere cezalar katlandı ama enflasyon canavarının büyüklüğünü bir türlü algılayamadılar. DR. ŞEVKİN: 200 BİN KAMYON KONTAK KAPATTI! Türkiye yüksek gıda enflasyonunda dünyada en üst sıralardaysa; işler daraldığı için her 10 kamyondan 4’ü atıl bekliyorsa, 200 bin kamyon kontak kapattıysa; Türkiye’de tekstil ve konfeksiyonda son 1 yılda 200 bin işçi azalmış, 2.700 işyeri kapanmışsa; koronavirüs salgınının başından bu yana birçok gıda ürününde fiyatlar en az 5’e katlanmışsa; oluşan fahiş etiketlerin sorumlusu AKP’nin tarım, enerji ve ticaret politikasıdır, hatalı faiz ve kur politikasıdır, göstermelik denetimleridir, eksik ve yanlış desteklemeleridir. Çiftçiyi üretimden, nakliyeciyi taşımaktan, esnafı bir sattığını bir daha yerine koymaktan uzaklaştıran bu düzen, AKP elinde daha fazla tekelleşmeye sürüklenmektedir. AKP, tüketiciyi ve küçük esnafı, belli zincir marketlerin, belli aracıların fiyat oluşumunu belirlediği bir kısırdöngüye terk etmiştir. Fahiş fiyatın sebebi, bu piyasa düzensizliğini yaratan AKP’dir; etiket bir sonuçtur.” DR. ŞEVKİN: KANUNDA FAHİŞ FİYAT TANIMLANMIYOR Kanunda tam olarak ne olduğu tanımlanmayan fahiş fiyatın haftada 2 kez zam gelen sektörler için beklenen bir sonuç olduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, şu ifadelere yer verdi: “Etiketlerdeki fırlama mağaza mağaza koşarak yakalanamaz. Hal Yasası’nı, Perakende Ticaret Yasası’nı, kapsamlı AVM düzenlemesini meclise getirmeden, lisanslı depoculuğu geliştirmeden, il ve ilçe bazlı teşvik modelini oturtmadan, doğru tarım politikasını yerleştirmeden, ithalat bağımlılığını azaltmadan bu etiketler asla inmez. AVM’lerin haftada 1 gün kapalı olmasını sağlayacak düzenlemeyi getirmeden, zincir marketlerin satamayacağı ürünleri açıkça Kanun kapsamına almadan, aynı mahalle içinde açılabilecek zincir market sayısını sınırlamadan, alışveriş merkezlerinin şehirdeki konumunu tartışmadan perakende ticaret düzenlemesi yavan kalacaktır. Tarımda, ticarette, sanayide göreve gelen her bakan, meclise geldiğinde ilk iş olarak Hal Yasası’ndan, Perakende Ticaret Yasası’ndan, AVM düzenlemelerinden ve zincir marketlere ilişkin yasalardan söz etti ama ne yazık ki; hiçbiri kapsamlı bir adım atmadı.”

CHP'li Çağkan İnan: İçmimarlık, kentlerin kimliği ve ruh halidir Haber

CHP'li Çağkan İnan: İçmimarlık, kentlerin kimliği ve ruh halidir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çukurova Belediye Meclis Üyesi, İçmimar Çağkan İnan, Dünya İçmimarlık Haftası dolayısıyla yaptığı konuşmada, içmimarlığın kentlerin kimliği ve güvenliği için ne kadar önemli olduğunu vurguladı. İnan, içmimarlık bilincinin gelişmesi ve meslek haklarının korunması için çağrıda bulundu. "İÇMİMARLIK SADECE ESTETİK DEĞİL" İnan, jeoloji, jeofizik, inşaat ve mimarlık gibi disiplinlerin sağlıklı yapıların oluşması için önemli olduğunu ancak içmimarlık disiplininin de son derece önem taşıyan bir meslek grubu haline geldiğini söyledi. Özellikle deprem gibi doğal afetlerde ve kentlerin gelişiminde içmimarlığın rolü hayati önem taşıdığını kaydeden İnan, "İç mimari artık daha yaşanabilir ve estetik yapılar için anahtardır" dedi. "İÇMİMARLIK YAŞAM BİÇİMİ VE İHTİYAÇTIR" İnsanların iç mekanların tasarımı ve işlevselliği konusunda bilinçlenmesi gerektiğini savunan İnan, bu konuda meslek haklarının korunmasının ve içmimarlık bilincinin geliştirilmesinin önemli olduğunu belirtti. İnan, "Ülkemizdeki içmimarlık bilincinin gelişmesi kentlerin birer kimlik kazanması açısından bakıldığında büyük önem taşımaktadır. Meslek haklarımızın kazanılmasıyla birlikte insanlarımızın içmimarlığın lüks değil bir yaşam biçimi, bir ihtiyaç olduğunun bilinciyle hareket etmesi gerekiyor" diye konuştu. PİLOT CADDE UYGULAMASI İnan, Çukurova'da pilot cadde uygulaması ile içmimarlığın önemini gösterebilecek bir çalışmaya imza atılabileceğini de söyledi. Bu uygulama ile içmimarların kentlerin estetiğine ve işlevselliğine nasıl katkıda bulunabileceklerini göstermek mümkün olacak. İçmimarlar Odası Adana Şube Başkanlığı'nı 2 dönem başarıyla yürüten Çağkan İnan, içmimarlık faaliyetinin bireysel sonuç doğuran mesleki hizmetlerden olmayıp kamu güvenliği ile de yakından ilgili bir görev olduğunu kaydetti. İnan, içmimarların mühendislik disiplinleri arasında ana damar olduğunu ve yapı güvenliği, yaşam alanları ve kent estetiği için vazgeçilmez unsurlar olduğunu vurguladı. YEREL VE MERKEZİ YÖNETİMLERLE İŞBİRLİĞİ İnan, yerel ve merkezi yönetimlerin içmimarlarla işbirliği yapmasının doğru kentsel ve bölgesel planlama için önemli olduğunu söyledi. İçmimarların sokak iyileştirmeleri, dış cephe görselleri ve kent estetiği gibi konularda da dünya çapında çalışmalara imza attığını hatırlatan İnan, bu konuda yapılacak çalışmalara içmimarlar olarak tam destek vereceklerini belirtti.

Sümer: Adana'da Kız Meslek Liselerine, yönetmeliğe aykırı erkek müdür atandı Haber

Sümer: Adana'da Kız Meslek Liselerine, yönetmeliğe aykırı erkek müdür atandı

CHP Adana Milletvekili ve TBMM Kit Komisyonu Üyesi Orhan Sümer, “Adana’da Kız Meslek Liselerine yönetmeliğe aykırı olarak Erkek Müdür atanması” hususunu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. KIZ MESLEK LİSESİNE YÖNETMELİĞE AYKIRI ERKEK MÜDÜR ATANDI Orhan Sümer, “Millî Eğitim Bakanlığı 2024 yeniden yönetici görevlendirme süresinde yine bir usulsüzlüğe imza atmıştır. Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği'nde açıkça belirtilmesine rağmen "Bünyesinde tamamen kız öğrenci bulunan okullara kadın adaylar arasından müdür görevlendirilir." denmesine rağmen görevlendirme yapılırken kadın önceliğine dikkat etmemiştir. Bünyesinde kız öğrenci yurdu da bulunan kız meslek liselerinde erkek müdürleri görevlendirmiştir. Adana'da üç tane okulda Kız Meslek Lisesi olmasına rağmen Karşıyaka Orhan Çobanoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde, Havuzlubahçe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde, Seyhan Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde erkek müdürler, kadın müdürlerin yerine göreve getirilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı başta Adana ve birçok ilde görülen bu usulsüz atamaları acilen değiştirmeli, mevzuata göre uygulama yapmalıdır.” dedi Orhan Sümer, “Türkiye tüm araştırmalara göre eğitim sıralamalarında Avrupa ülkelerinin çok gerisinde kalıyor. Çocuklarımız dört işlem yaparken bile zorlanıyor. 22 senedir en çok değişiklik yapılan Bakanlık Milli Eğitim olurken, eğitim artık yaz boz tahtası haline gelmiş durumda. Saray iktidarı gençlerimizin durumunu görmesine rağmen eğitim kurumlarının kalitesini arttırmayı değil yandaşlarını torpilli makamlara yerleştirmenin derdinde. Hayatında bir gün bile öğretmenlik yapmayanların okul müdürü olduğunu AKP İktidarı ile görmüştük. Milli eğitimi gerçekten milli değerler çerçevesinde yeniden yapılandırmak zorundayız” dedi Orhan Sümer, “Eğitim politikaları baştan sona yanlış ilerliyor. Bir ara kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz diyenler artık ipin ucunu kaçırmış durumdalar. Bugün milyonlarca çocuk okula aç gidip beslenmesini yapamıyorsa bu çocukların eğitiminin sağlıklı olması zaten beklenemez. Saray İktidarı eğitimin her aşamasında yer alan insan faktörü olmadan politika yaratmaya çalışıyor. Yabancı uyruklu kişiler gerekli entegrasyon sağlanmadan okullara yerleştiriliyor. Okullarda düzen bozuluyor diye defalarca dile getirdik. Yabancı uyruklu bir öğrencinin Okul Müdürünü öldürmesi işlerin vahametini bir kez daha ortaya koymuştur. Son olarak atanmayan öğretmen kalmayacak deniyordu. Yine yüz binlerce öğretmeni sistemin dışında bırakacak bir rakam açıklandı. İktidarın tüm politikalarında görüldüğü gibi eğitim politikası da baştan aşağıya çöküş yaşamaktadır.” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bulut: Toplantı ve organizasyon giderleri Mart ayında uçtu Haber

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bulut: Toplantı ve organizasyon giderleri Mart ayında uçtu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, bu yılın ilk üç ayında toplantı ve organizasyon giderleri ile tanıtma ve ağırlama giderlerinin rekor kırdığını belirterek, Hazine’nin kasasından çıkan paranın 1 milyar 488 milyon 750 bin lira olduğunu söyledi. Bulut, “Özellikle yerel seçimlerin yapıldığı mart ayından giderler rekor kırdı. Ayın sonunu getiremeyen vatandaşa kemer sıktıran, emekliye sabır telkin eden Saray yönetimi har vurup harman savuruyor” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, bu yılın ilk üç ayında toplantı ve organizasyon giderleri ile tanıtma ve ağırlama giderlerine Hazine’nin kasasından çıkan paraları inceledi. Toplantı ve organizasyon giderleri adı altında yılın ilk üç ayında toplamda 687 milyon 555 bin lira harcandığını kaydeden Bulut, şöyle devam etti: “Ocak ayında 3 milyon 188 bin, şubat ayında 47 milyon 403 bin olan toplantı ve organizasyon gideri yerel seçimlerin yapıldığı mart ayında uçuşa geçti. Mart ayında toplantı ve organizasyon gideri için harcanan para 636 milyon 964 bin lira oldu. 2023 yılında toplantı ve organizasyon giderleri için Hazine’nin kasasından çıkan para toplamda 1 milyar 61 milyon liraydı.” BULUT: TEMSİL, TANITMA VE AĞIRLAMA UÇUŞA GEÇTİ Ocak ayında 15 milyon 881 bin, şubat ayında 81 milyon 108 bin lira olan temsil, tanıtma ve ağırlama giderlerinin de mart ayında 704 milyon 206 bin liraya yükseldiğini kaydeden Bulut, yılın ilk üç ayında Hazine’den çıkan paranın 801 milyon 195 bin lira olduğunu bildirdi. Geçtiğimiz yıl boyunca temsil, tanıtma ve ağırlama giderlerine 1 milyar 797 milyon lira harcanmıştı. BULUT: YAKLAŞIK 1.5 MİLYAR HARCANDI Toplantı ve organizasyon giderleri ile tanıtma ve ağırlama gideri için yılın ilk üç ayında Hazine’nin kasasından çıkan paranın 1 milyar 488 milyon 750 bin lira olduğunu söyleyen Bulut, “Özellikle yerel seçimlerin yapıldığı mart ayında söz konusu kalemler rekor kırdı. Kamuda tasarruf sözleri sadece kuru hamasetten ibaret. Milletin vergileri açılış görünümlü mitinglerde, temel atma törenlerinde, parti toplantılarında çarçur edilmiş” dedi.

CHP Milletvekili Ayhan Barut: Gıda egemenliği olmayan toplumlar bağımlı hale gelir Haber

CHP Milletvekili Ayhan Barut: Gıda egemenliği olmayan toplumlar bağımlı hale gelir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Meclis'te ülke tarımının ve çiftçinin sürekli artan sorunlarına dikkat çekip çözüm önerilerini paylaştı. En az ulusal egemenlik kadar önemli gıda egemenliğine yönelik tehlikeye işaret eden Barut, "Gıda egemenliği olmayan toplumlar bağımlı hale gelir. En büyük beka sorunu tarımdaki gıda güvenliğidir. Ülke tarımını üretmeyelim, ithal edelim diyenler batırdı. Güvenli gıdaya erişim için tarımın ve çiftçinin sorunlarına çare bulalım" dedi. BARUT: "BEKA SORUNUDUR" Uluslararası sözleşmelerin görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu'nda çiftçilerin sorunlarıyla bitkisel ve hayvansal üretimde yaşanan problemlere değinen Ayhan Barut, "Ulusal egemenlik, ülkemiz, halkımız, yarınlarımız ve bizler için hayati bir önem taşır. En az bu kadar önemli bir husus daha var ki, o da güvenli gıdaya erişim yani bir başka ifadeyle gıda egemenliğidir. Son günlerde sürekli gündeme getirilen bir beka sorunu da, aslında en büyük beka sorunu da tarımdaki gıda güvenliğidir. Çünkü gıda güvenliği olmadan bir ülkenin, bir ulusun ayakta kalma şansı yoktur. Tarım ve dolayısıyla da gıda olmadan sağlıklı bir yaşamdan da söz etmek mümkün değildir" diye konuştu. BARUT: "KARABASAN GİBİ ÇÖKTÜNÜZ" Emektar çiftçilerin binbir zorluk içinde yaşama tutunmaya çalıştığını ifade eden Ayhan Barut, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Bu topraklarda 101 yıl önce genç Cumhuriyetimizi kuranlar, tarım devrimine başarıyla imza attılar ancak son dönemde tarım kapkaranlık bir dönemi yaşıyor. Ülkemize, tarımımıza ve çiftçimize Adeta karabasan gibi çöktünüz. Bu yıl tarımdaki bütçeden desteklemelerin tutarı 91,5 milyar lira oldu. AKP döneminde 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'na göre destekler, 'Gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'inden az olamaz' deniliyor. Buna göre zorunlu destekleme tutarının 412 milyar lira olması gerekiyordu ancak buna iktidar uymuyor. Kanuna uymayarak suç işlemeye devam ediyorlar. desteklemeler hem yetersiz hem de anlamsız kalıyor. Desteklemeler yeterli seviyeye çıkarılmalı ve çiftçiye de peşin olarak ödenmelidir." BARUT: BUĞDAY İÇİN 15 LİRA İSTEDİ Çukurova Bölgesi'nde buğday hasadının sürdüğünü anımsatarak Toprak Mahsulleri Ofisi ve AKP iktidarını göreve çağıran Barut, şöyle devam etti: "Türkiye'de şu anda turfanda olarak bölgenin, ülkenin en erken hasadı Çukurova'da buğday hasadı olarak başladı. Hasat zamanı aslında üreticilerin bayram günüdür ama döneminizde maalesef yirmi iki yıldır üreticilerimizin, hasat yapan üreticilerimizin kara günü oldu. Şu anda da hasat yapan üreticiler kara kara düşünüyorlar çünkü binbir emekle üretmiş oldukları buğdaylarını kaça satacaklarını bilmiyorlar. Zirai ilaçtan tohuma, gübreden mazota, elektriğe, her şeye yüzde 100'ün üzerinde zam geldi. Tarımdaki enflasyon ise yüzde 75'i geçti ama buğday için geçen yıl Toprak Mahsulleri Ofisi kiloda 8,25 lira fiyat açıklamıştı, şimdi bu maliyetlerin artışının akabinde amasız fakatsız, lakinsiz en az buğdayın 1 kilogramının fiyatının 15 lira olarak açıklanması gerekiyor. Bir somun ekmeğin bile 10 lira olduğu bir dönemde şu anda buğdayın serbest piyasadaki, borsadaki fiyatı 9 lira. Çiftçi zarar etmeyecek şekilde aradaki farkı, Toprak Mahsulleri Ofisi marifetiyle üreticiye vermeniz gerekiyor. Üreticimizin zarar etmeden farkının karşılanması hem Toprak Mahsulleri Ofisinin hem de iktidarın görevidir. Toprak Mahsulleri Ofisi halen sessizliğini koruyor, alımla ilgili bir açıklaması ve neyi ne kadar alacağıyla ilgili bir bildirisi yok. Bizler de istiyoruz ki tarım ve çiftçilerimiz hep desteklensin, ulusal, sürdürülebilir, planlı, öngörülü tarım politikalarıyla gıda güvenliği ve egemenliği sağlansın. Eğer bu olursa hem üreticimiz kazanır hem tüketicimiz korunmuş olur." BARUT: "BORÇ 300 KAT ARTTI" Türkiye'deki sürekli katlanarak artan çiftçi borçlarına vurgu yapan Ayhan Barut, şunları söyledi: "Bu ülkede çiftçilerimizin piyasalara, bankalara, finans şirketlerine ve kamuya yaklaşık 700 milyarın üzerinde borcu var. AKP iktidarı 2002 yılında iş başına geldiğinde çiftçimizin borcu 2,5 milyar lira civarındaydı, neredeyse bu borç yirmi iki yılda 300 kat civarında artmış. AKP'nin aynı zamanda tarımdaki yanlış politikaları nedeniyle de ÇKS kayıtlarına göre döneminizde 800 bin çiftçi tarımdan uzaklaşmış ve kopartılmış. Vahim olan bir şey daha var, iktidarın bu politikaları sonunda köylerde şu anda tarım ve hayvancılıkla uğraşacak bir genç kalmadı. Çiftçiliği sürdürecek, babadan oğula geçen bir meslek olmaktan artık döneminizde çıktı. Bu da sizin rekorunuzdur." BARUT: "SİZİ GİDİ İTHALAT SEVİCİLERİ SİZİ" AKP iktidarının tarımda bile isteye yanlış politikalar uyguladığını aktaran Barut, şöyle konuştu: "Bakın, 'Üretmeyelim, paramız var ki ithal ediyoruz' anlayışıyla sürdürülen bu politikalarla AKP iktidarı tarımda egemenlik yerine bağımlılığı bile isteye seçiyor. Türkiye geçen yıl tarım, gıda ve içecek sektöründe yaklaşık 20 milyar dolarlık bir ithalat gerçekleştirdi. Geçen sene tamı tamına 10 milyon ton civarında buğday ithalatı yapıldı. Bunların arkasından yine aynı süreçte 1 milyar 678 milyon dolarla soya fasulyesine, 1 milyar 300 milyon dolarla ayçiçek yağına para ödendi. Yine, yılda ortalama 1 milyon ton pamuk ithalatına ise 2 milyar dolar para ödeniyor. Tüm AKP iktidarı döneminde, yirmi iki yıllık dönemde 85 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirdiniz, 25 milyar dolar parayı kendi üreticilerimizin değil yurt dışındaki üreticilerin cebine gönderdiniz. Size biz boşuna 'Yatacak yeriniz yok' demiyoruz. Sizi gidi ithalat sevicileri sizi. Gerçekler acıdır. Yanlışa dur denilmezse bu kara tablo çok daha büyüyecek ve kötüleşecek." BARUT: "MUTFAKTA ET DEĞİL DERT KAYNIYOR" Bitkisel üretim alanında olduğu gibi, hayvansal üretimde de ciddi sorunlar bulunduğunu bildiren Ayhan Barut, şöyle dedi: "Mutfaklarda et yerine dert kaynar durumda. Yüksek enflasyon, fahiş zamlar halkın gelir ve maaşını eritti, paramız pula döndü. Vatandaşlarımız artık kiloyla değil, gramla et almak için uzun kuyruklarda bekliyor. Daha üç ay önce 400 ila 450 liraya satılan kıymanın fiyatı şu anda 650 lirayı geçti, kuşbaşı ve pirzoladan da bahsetmiyoruz bile. Yoksul, uygun fiyatlarla sofrasına koyduğu ciğerinden paçasına, sakatatına kadar hiçbir şeyi alamaz oldu ve bunların fiyatları da aldı başını gitti. Önümüzde bir Kurban Bayramı var; Diyanet, vekâleten kurban kesim bedeli için küçükbaş hayvanlar için 11.750 liralık bir fiyat açıkladı. Şimdi buradan söylüyorum; 17 bin lira asgari ücret alan vatandaşlarımız ile 10 bin lira emekli maaşı alan, sefalet içerisinde olan, bu ücrete mahkûm edilen emeklilerin kurban kesmesi hayalin ötesine geçti. Geçtim kurban kesmesini, halkımızın sofrasına et koyması bile artık mucize sayılır. Bu zalimlik dönemi elbette bitecek çünkü yerel seçimde yaptıklarınızın hesabını soran halkımız, hiç endişeniz olmasın, yakın bir tarihte genel seçimde de sizden bunun hesabını misliyle soracak." BARUT: EGEMENLİK VURGUSU Hayvansal üretimde artan maliyetlerin yarattığı sıkıntıları aktarıp üreticilerin taleplerini aktaran Barut, sözlerini şöyle tamamladı: "Et ve süt fiyatlarıyla ilgili evrensel olarak kabul gören bir kural var: Üretici 1 litre sütle en az 1,5 kilogram yem alabilmelidir. Eğer bunu gerçekleştiriyorsa bu üretici para kazanıyor ya da bu faaliyetini sürdürebilir demektir. Ancak AKP döneminde ve şu anda 1 litre sütle ancak 700 ya da 800 gram yem alabilmektedir, bu durumda da hayvancılığın sürdürülmesi imkânsızdır. Temelde kırmızı et üretimini doğrudan etkileyen faktörlerin başında süt ve yem paritesi gelmektedir. Türkiye'de bugün, şu anda 14 lira olan sütün maliyeti aslında 17 liralara dayanmıştır. Sattığı süt ve etle hayvanını besleyemeyen çiftçimiz doğrudan hayvanlarını kesime gönderiyor, yerine yenisini koyamıyor. Meralar, otlaklar yok edilirken de yemden samana maliyetler katlanarak artıyor. Bu duruma sebep olan AKP iktidarı, tıpkı bitkisel üretimde olduğu gibi hayvansal üretimde de bilindik taktiklerini uyguluyor. Aynı taktikleri uygulayarak farklı sonuç elde etmeye çalışıyor; bunun da mümkün olmadığını görüyoruz. Bugün krizdeki tarım ve hayvancılığın kurtuluşu için, elbette ki üretici ve besicinin refahı için, halkımızın da güvenli gıda gereksinimi için üretimin ve üreticinin desteklenmesi, tüketicinin de korunması gerekiyor. Üretmeyen toplumlar bağımlı hâle gelir, egemenlikleri tehlikeye girer."

CHP'li Ayhan Barut: Asgari ücretli, emekli, memur nasıl et yiyecek? Haber

CHP'li Ayhan Barut: Asgari ücretli, emekli, memur nasıl et yiyecek?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, en düşük emekli aylığının 10 bin, asgari ücretin 17 bin lira olduğu Türkiye'de vekaletle kurban kesim bedelinin 11 bin 750 lira olarak açıklanmasıyla acı gerçeğin tekrar ortaya çıktığını söyledi. Halkın açlık, yoksulluk ve sefaletle yüz yüze bırakıldığını anlatan Barut, "Ülkemizde milyonlarca insan et yiyemiyor. Bu şartlarda asgari ücretli, 10 bin lira maaş alan emekli nasıl kurban kesip et yiyecek. Yurttaşın yine bayramını zehir ettiler. Bu kara düzen son bulsun" dedi. BARUT: "ÜRETEN DE TÜKETEN DE MAĞDUR" CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın yaptığı, 'Bu yıl vekaletle kurban kesim bedeli yurt içinde 11 bin 750 Lira, yurt dışında ise 4 bin 750 Lira olarak belirlenmiştir'  açıklamasına tepki gösterdi. Yemden samana üreticilerin bütün girdilerinde fahiş artış olduğunu, buna karşın et ve süt fiyatlarının binbir emekle üreten besicilerin aleyhine geliştiğini aktaran Barut, "Bu acı gerçeğe rağmen halkımız ise fiyatı 600 liraya dayanan kıymanın, kuşbaşının tadını unuttu. Tavuk eti bile halkın sofrasına uğramaz oldu. Üretenin de tüketenin de mağdur olduğu bu düzeni AKP iktidarı yarattı" diye konuştu. BARUT:  "BU KARA DÜZEN DEĞİŞMELİ" Sürdürülebilir bir üretim, vatandaşın tüketebildiği bir sistem için üreticilerin ve tüketicilerin feryadına kulak verilmesini isteyen Ayhan Barut, şunları kaydetti: "Ülkemizde ürettiğinden kazanamayan besicilerimiz ineklerini kesime göndermeye devam ediyor, yurttaşlarımız ise et ve süt alamaz halde. Bu kirli düzen ancak üretenin kazandığı, tüketenin rahatça alabildiği bir sistem kurulursa düzelir. Bunun yolu da üreticinin daha çok üretmesi ve kazanması için desteklenmesinden, tüketicinin de gelirinin artmasından geçer. Ama AKP iktidarı buna yanaşmıyor. Diyanet İşleri Başkanı yurtiçinde 2024 yılı vekaleten kurban kesim bedelini 11 bin 750 lira olarak açıklıyor ancak 10 bin lira maaş alan emeklimiz nasıl kurban kesip evine et götürecek? 17 bin lira alan asgari ücretli nasıl kurban kesecek? Ülkemizde çok uzun zamandır yaşanan ekonomik krizin faturasını toplumun tüm kesimleriyle beraber hayvancılık sektöründeki üreticilerimiz de ödüyor. Mazot, saman, yonca, yem, silaj, ot, bakım, elektrik, su ve tüm masraflar fahiş oranda artarken besicilerin derdini kimse görmüyor. Maaşları ve gelirleri fahiş zamlarla, yüksek enflasyonla çalınan halkımız da kara kara düşünüyor.  Yurttaşın yine bayramını zehir ettiler. Sebep belli, yaşananlar ortada. Bu kara düzeni değiştirmek zorundayız"

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.