#çiftçi

İLKHABER-Gazetesi - çiftçi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çiftçi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TMO raporu: Gübre fiyatları ekimi etkiledi, Adana’da üretici kompoze gübreye yöneldi Haber

TMO raporu: Gübre fiyatları ekimi etkiledi, Adana’da üretici kompoze gübreye yöneldi

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), tarım sektörüne ışık tutan “Fenolojik Değerlendirme – Hububat ve Bakliyatta Yağış, Ekiliş ve Gelişim Analizi (Ekim 2025 Değerlendirmesi)” raporunu kamuoyu ile paylaştı. Türkiye genelindeki yağış rejiminin ve ürün gelişiminin mercek altına alındığı raporda, gübre fiyatlarındaki artışın ekim dönemindeki tercihleri doğrudan etkilediği belirlendi. ADANA ÇİFTÇİSİ ALTERNATİFE YÖNELDİ TMO teknik ekiplerinin saha çalışmalarına dayandırılan verilere göre, Adana'daki üreticiler maliyet baskısı nedeniyle strateji değişikliğine gitti. Bölgede taban gübresi olarak dekara 20–30 kilogram 20-20-0 kompoze gübre uygulandığı kaydedildi. Raporda, Adana'daki ana eğilimin fiyat avantajı sağlaması sebebiyle DAP yerine kompoze gübrelere kaydığı belirtildi. Uzmanlar, bu tercihin sadece maliyetten değil, aynı zamanda bölge toprağının besin dengesi gözetilerek yapıldığını aktardı. DAP KULLANIMI DÜŞTÜ, MUADİL ÜRÜNLER ARTTI Rapor, Türkiye genelinde DAP gübresi tüketiminde belirgin bir düşüş olduğunu belgeledi. Bölgesel veriler şu şekilde sıralandı: Kırşehir: DAP kullanımı yüzde 16 azaldı. Üretici organomineral gübre, 20-20-0 ve çiftlik gübresine döndü. Kırıkkale: Gübresiz ekim yapılmadı ancak yüksek maliyetler nedeniyle besin içeriği daha düşük muadil ürünler tercih edildi. Bu durum sertifikalı tohum kullanımında da hafif düşüşe yol açtı. Karadeniz Bölgesi: DAP fiyatlarındaki artış nedeniyle üreticilerin yaklaşık yüzde 10’u kompoze gübreye geçti. Bölgedeki kullanım dağılımı; yüzde 45 oranında 20-20-0, yüzde 30 oranında 8-20-0 ve yüzde 15 oranında DAP olarak gerçekleşti. YAĞIŞ YETERSİZLİĞİ EKİMİ GECİKTİRDİ Fenolojik değerlendirmede iklim şartlarının etkilerine de yer verildi. Bazı bölgelerde yağışların yetersiz kalması nedeniyle ekiliş takviminde gecikmeler yaşandığı, meteorolojik verilerin sahada yakından takip edildiği vurgulandı.

Barut: 2025 Çiftçi ve tarım açısından felaket yılı Haber

Barut: 2025 Çiftçi ve tarım açısından felaket yılı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Meclis’te yaptığı konuşmada, 2025 yılının Türkiye tarımı ve çiftçileri için adeta felaket yılı olduğunu vurguladı. Barut, zirai don, kuraklık, aşırı sıcaklar ve sellerle geçen yılın ardından pamuk, karpuz, soğan, patates ve zeytinde ciddi kayıplar yaşandığını belirterek, “Çiftçinin başına düşmeyen bir meteor taşı kalmadı” dedi. “2025 Çiftçi ve tarım açısından felaket yılı oldu” Yeni Yol Partisi'nin önergesi üzerine CHP Grubu adına kürsüye çıkan Ayhan Barut, 2025 yılının çiftçi ve ülke tarımı açısından kötü bir felaket senesine döndüğünü belirterek şunları söyledi: "2025 yılının başında önce zirai donla başlayan, arkasından kuraklıkla devam eden, daha sonra aşırı sıcaklar, sel derken neredeyse çiftçinin başına düşmeyen bir meteor taşı kaldı. Pamuk ekti, pamuktan zarar etti, karpuz tarlada kaldı, soğan, patates tarlada çürüdü. Erkenci mandalina şu anda 2 liralara düştü, soya ve derken zeytinde de aynı felaket yaşanıyor" diye konuştu. “Zeytin üreticisi bu yıl çok sıkıntılı” Hasadı süren zeytinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Barut, şunları söyledi: "Anavatanı Türkiye olan bir üründe, maalesef zeytin ve zeytinyağı üretenler çok sıkıntılı. Zeytin diktiklerine bin pişmanlar. Zeytin ve zeytin ağacı kutsal bilinir, bilgeliğin, bereketin ve barışın simgesidir. Geçtiğimiz yılda Tarım Bakanlığı zeytinle ilgili rekolteyi 3 milyon 750 bin ton açıklarken bu sene tıpkı buğdayda ve mısırda olduğu gibi, ofise açıklattırıyorlar ya, şu anda da Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyine bu sene 2 milyon 450 bin ton rekolte açıklatıyor. Yani 'Yüzde 35 bu sene rekoltede eksilme olacak' diyor. Zeytinde bir var yılı, bir de yok yılı var. Şu anda yok yılını yaşadığımız bu dönemde açıklatılan rakamla ilgili ayak oyunu hissediyoruz. Neden? Türkiye'den yıllık 50 bin ton zeytinyağı ihraç edildiği gözetildiğinde yüksek açıklanan rekolte tahminlerinin üreticinin ürünlerinin fiyatını düşürmek için oynanan bir senaryo olduğunu düşünüyoruz." “Zeytinyağı üreticilerini korumak ekonomiyi ve gıda egemenliğini korumaktır” Ayhan Barut, "Zeytinyağında maliyet litre başına 200 lirayı buluyor. Geçen sene 40 liralarda giden zeytin fiyatı da bu sene maliyetinin maliyetinin altında gidiyor. Girdiler ise her yıl yüzde 50 ve üzerinde artış gösteriyor. İşçilik, mazot, gübre, ilaç, hepsi yüzde 50'nin üzerinde artarken ürün fiyatı maalesef yerinde sayıyor ve yanı başımızdaki savaşta olan Suriye'den dahi şu anda zeytinyağı ithalatı yapıyoruz. Ayrıca, zeytin ağaçlarını, zeytinlikleri bekleyen bir tehlike daha var. Sanayileşme adı altında ya da binalaşma adı altında bu alanların hepsi teker teker kesiliyor ya da yok ediliyor. Bitkisel üretimde planlama şart. ancak maalesef bu yıl planlı bir üretimden çıkartıldı zeytin, temel desteklere kaldı iş. O da dekara 244 lira ve 2026 yılı için verilecek. Zeytini, zeytinyağı üretimini ve üreticilerimizi korumak aynı zamanda tüketiciyi, gıda egemenliğimizi ve ülke ekonomisini de yaşatmaktır. Yol yakınken yaraları saralım, zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin feryadına son verelim” ifadelerini kullandı.

Gürer: Vatandaşın borcu 10 ayda 1,5 trilyon lira arttı Haber

Gürer: Vatandaşın borcu 10 ayda 1,5 trilyon lira arttı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine dayanarak yaptığı açıklamada, hem tarım sektörünün hem de vatandaşların bankalara olan borçlarının hızla arttığını söyledi. Gürer, “Borçlar katlanıyor, üretici ve vatandaş borç sarmalında boğuluyor. Borç dert yaratıyor. Çiftçi arazisini, traktörünü, hayvanını kaybederken vatandaş da yaşam mutluluğunu ve sağlığını kaybediyor” dedi. “Tarım borcu 1 trilyon TL’yi aştı, çiftçi icralık durumda” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım sektörünün bankalara olan borcu 2025 yılının ocak ayında 899 milyar 745 milyon TL iken, eylül ayında 1 trilyon 110 milyar TL’ye yükseldiğini belirterek, “Veriler çiftçinin üretimden kazandığını değil, borçlanarak ayakta kalmaya çalıştığını gösteriyor. Artan girdi maliyetleri, düşük taban fiyatlar ve borç baskısı altında üretici üretmeden başka çaresi olmadığı için işini sürdürüyor ancak ziraidon ve kuraklık etkisi dışında bazı ürünlerde ki üretim düşmesi çiftçinin içinde bulunduğu durumu da gösteriyor. UYAP verilerine göre, yalnız 2025 Kasım ayı itibariyle Türkiye genelinde 63 traktör icradan satışa çıkarıldı. Ayrıca 5 bin 826 tarla ve 32 tarım makinesi de sulh hukuk ve icra daireleri tarafından satış listesine alındı. Yılbaşından beri her ay arazi, traktör ve de bazı illerde hayvanlar icra yoluyla satışa çıkıyor. İllerde yediemin depolarında traktör sayısı artıyor. Üretici emeği ile kazandığı traktörünü, tarlasını icra ile kaybediyor. Bu tablo, tarımda sürdürülebilirliği sorunlu kılıyor. Çiftçi üretimi sürdürmesi için traktör, arazi icraların durmasını sağlayacak kanun teklifini TBMM başkanlığına vermiştik. Bir an önce bu kanun teklifimiz mecliste görülmesi sağlamalıdır” diye ifade etti. “İcra dosyaları 2025’te 2 milyon artarak rekor seviyeye ulaştı” Gürer, “Bu da yaklaşık 1 trilyon 527 milyar TL’lik bir artış anlamına geliyor. Yine aynı dönemde icra takibine alınan kredi tutarı da 116 milyar TL’den 219 milyar TL’ye çıkarak yüzde 89 oranında artış gösterdi. Vatandaş geçen yılın tamamında 908 milyar lira faiz ödemişti. Bu yıl daha dokuzuncu ayda bu rakam geçildi. Bu durum, ekonomik yükün dar ve sabit gelirli vatandaşın sırtına yıkıldığını ortaya koyuyor. İcra dairelerine 2025 yılında gelen dosya sayısı 9 milyon 46 bin 439’a ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde bu sayı 7 milyon 940 bin 934 idi. Böylece yeni gelen icra dosyalarında yaklaşık 1 milyon 100 binlik artış yaşandı. Toplamda derdest dosya sayısı ise 22 milyon 952 binden 24 milyon 920 bine yükselerek neredeyse 2 milyonluk bir artış gösterdi” diye konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek şu değerlendirmede bulundu: “İktidar, üreticinin sorunlarını görmezden geliyor. Tarıma verilen destekler yetersiz, girdi fiyatları yüksek, alım fiyatları düşük. Üretici borçla yaşamaya mahkûm ediliyor. Aynı şekilde vatandaş da faiz ve borç sarmalında eziliyor. Bu düzen sürdürülebilir değildir. Tarımda borç yükünü hafifletmek, üreticinin yeniden nefes almasını sağlamak için faizlerin silinmesi, borçların yapılandırılması ve girdi desteklerinin artırılması gerekiyor. Vatandaşın da gelir düzeyini yükseltecek adımlar atılmadan bu borç sarmalından çıkış mümkün değildir. Emekli maaşları açlık sınırı altında iken asgari ücret geçim için yetersiz bir gelir olarak devam ederken borçlanmanın arkası kesilmeyecek. Ödeme güçlüğü icrayı kapıya dayıyor. Emekli maaşı mutlaka asgari ücrete çıkarılmalı, asgari ücret ise çalışanların geçinebileceği bir ücret seviyesine bir an önce çıkarılmalıdır .50 milyona yakın yurttaş ciddi geçim sıkıntısı yaşamaktadır. İşçisi, emeklisi, memur emeklisi de yoksullaşmaya devam etmektedir.”

Gürer: Çiftçi ekonomik kriz ve borç yükü altında Haber

Gürer: Çiftçi ekonomik kriz ve borç yükü altında

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2026 yılı bütçe sunumunu eleştirerek, bütçenin halkın ve üreticinin ihtiyaçlarını göz ardı ettiğini ifade ederek, “Bu bütçe faiz bütçesidir; halk yok, çiftçi yok, emekli yok, işçi yok” dedi. “Çiftçiye verilmesi gereken desteğin dörtte biri bile ayrılmadı” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım Kanunu’na göre çiftçiye millî gelirin yüzde 1’i oranında destek verilmesi gerekiyor. Bu tutar 2026 için 722 milyar lira olmalı. Ancak Cumhurbaşkanlığı yıllık programında yer alan doğrudan destek yalnızca 168 milyar lira. Yani verilmesi gerekenin dörtte biri bile verilmemiş olacak. İktidar Tarım Kanunu’nu yine yok sayıyor. Tarım sektörünün banka borcu 1 trilyon 117 milyar liraya çıktı. Eylül ayına göre Ekim ayında borç 15 milyar 700 milyon lira arttı. Bu borcun 874 milyar lirası kamu bankalarına, 235 milyar lirası özel bankalara. Üretici borcunu çeviremiyor, icra kapıda” şeklinde konuştu. Zamanında ödenemediği için takibe alınan tarım kredilerindeki artışa da dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, “2024 yılında 3 milyar 600 milyon lira olan takipli borç, Eylül ayında 10 milyar liraya yükseldi. Bu tablo, tarımdaki durumun açık göstergesidir” dedi. “Halk borç içinde, icra dosyaları rekor kırıyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yalnızca tarımın değil, tüm toplum kesimlerinin borç batağında olduğuna belirterek şunları söyledi: “İcra dairelerine gelen yeni dosya sayısı 10 aylık dönemde yüzde 13,2 arttı. 8 milyon 714 bin yeni dosya işleme alındı. 31 Ekim itibarıyla icra dairelerinde 24 milyon 830 bin dosya bulunuyor. Halk borç içinde. Fabrikalar konkordato ilan ediyor, binlerce tarım arazisi icra yoluyla el değiştiriyor, yüzlerce traktör haczediliyor. Sendikaların verilerine göre açlık sınırı 28 bin 412 lira, yoksulluk sınırı ise 92 bin 547 lira. Buna rağmen iktidar, vergi adaletini sağlamıyor; yük yine dar gelirli, asgari ücretli, emekli ve çiftçinin sırtında.” Gürer, “Kuraklıktan zarar gören, ürününden para kazanamayan çiftçiye iktidar şu ana kadar hiçbir destek sağlamadı. Çiftçi üretim yapmak istiyor ama gübre, ilaç, tohum alacak gücü yok. 50 kiloluk yem torbası 800 liraya çıkmış durumda. Tarımın sürdürülebilmesi için acilen destek şart” dedi. “TARSİM yeniden yapılandırılmalı, Ziraat Bankası gerçek bir çiftçi bankasına dönüştürülmelidir” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin borç yükünü hafifletmek için kapsamlı bir destek planı çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Kuraklıktan etkilenen üreticilerin borçları en az üç yıl ertelenmeli, faizleri silinmeli, ek kredi imkânı sağlanmalıdır. TARSİM yeniden yapılandırılmalı, Ziraat Bankası gerçek bir çiftçi bankasına dönüştürülmelidir. Çiftçiye destek üretim döneminde verilmelidir; bir yıl sonra değil.”

Gürer: Üretici ürününü değerinde satamıyor, tüketici raftakini alamıyor Haber

Gürer: Üretici ürününü değerinde satamıyor, tüketici raftakini alamıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Eskişehir Tepebaşı’nda Yeşil Sakarya Üreticiler Birliği Başkanı Süleyman Buluşan ile bir araya gelerek üreticilerin yaşadığı sorunları dinledi. Görüşmede, sebze üreticilerinin artan girdi maliyetleri, plansız üretim, pazarlama zorlukları ve hal yasasındaki sıkıntılar masaya yatırıldı. Gürer, “Üretildiği yerde sebzeden üretici kazanamıyor, rafta fiyatlar sürekli artıyor. Bu durum hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur ediyor. Artan girdi maliyetleri üreticiyi kazanç sağlayamaz hâle getirdi” dedi. Gürer, “Artan girdi maliyetleri üreticiyi zora sokuyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bahçe bitkilerinde sorunlar yaşıyoruz, sebzede de tablo farklı değil. Özellikle sebze üretildiği yerde üretici para kazanmıyor ama rafta fiyatlar sürekli artıyor. Bu durum hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur ediyor. Cebinde para kalmayan vatandaş rafta ürün görse de alamıyor, çünkü fiyatlar artarken gelir yerinde sayıyor. Üretici ise artan girdi maliyetleri nedeniyle kazanç sağlayamaz hale geldi” ifadelerini kullandı. Buluşan, “Planlı üretim ve pazar sistemi olmadan sorun çözülemez” Yeşil Sakarya Üreticiler Birliği Başkanı Süleyman Buluşan, üreticilerin yaşadığı temel sorunlara değinerek şunları söyledi: “Gerçekten üretici kazanamıyor, tüketici pahalı yiyor. Ama bizim için en büyük tehlike artık üretemez hale gelmemiz. Eğer üretim durursa bu ülke aç kalır. Her geçen yıl bir önceki yılı arar olduk. Girdi fiyatları enflasyonun çok üzerinde artıyor. İlaç, tohum, gübre, işçilik gibi temel kalemlerdeki zamlar üretimi zorluyor. Özellikle soğan ve diğer sebzeler büyük işçilik isteyen ürünler. Artık üretici dayanamıyor. Planlı üretim ve planlı pazar sistemine geçmediğimiz sürece ne üretici para kazanabilir ne de halk ucuz ürün yiyebilir. Üretici kazanmazsa halk da pahalı yemeye devam eder. Eski 552 sayılı yasada üretici birliklerine bazı istisnalar tanınıyordu. Ancak yeni kanunla bu haklarımız ortadan kalktı. Böylece üreticiyle tüketicinin doğrudan buluşmasının önü kesildi. Hallerdeki aracılık sistemi yıllardır değişmedi. Hal kanunu değişmediği sürece biz üretici birlikleri olarak üreticimize tam anlamıyla hizmet veremiyoruz.” Buluşan, “Hal sistemine dahil olmadan üreticiyi korumak zor” Birlik Başkanı Buluşan, “Geçtiğimiz haftalarda hallerde karnabahar 80-100 lira civarındaydı, ancak üreticiye ödenen fiyat 30-40 liraydı. Şimdi fiyat 40-50 liraya düştü ama üretici 10 liraya bile satamıyor. Oysa maliyet 10 liranın üzerinde. Bu tablo, üreticinin nasıl zarar ettiğini açıkça gösteriyor. Belediyemizin destekleriyle soğuk hava deposu kurduk ve ürünlerimizi burada muhafaza ederek pazarlamaya çalışıyoruz. Ancak İstanbul gibi büyükşehirlerde üretici birliklerinin hal sistemi içinde yer alması şart. Bunun için Bayrampaşa Hali’nde üretici birliği olarak bir çalışma başlatmak istiyoruz” diye ifade etti.

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı Tunceli temaslarını tamamladı Haber

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı Tunceli temaslarını tamamladı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Tunceli programı kapsamında ilk olarak Pertek’e bağlı Tozkoparan köyünde coğrafi işaretli Tunceli dağ sarımsağının ekimine katıldı. Tunceli Valisi ve Belediye Başkan Vekili Şefik Aygöl ile beraberindeki heyet ve vatandaşlarla birlikte sarımsak tohumu eken Bakan Yumaklı ardından Pertek’ten botla Çemişgezek’e geçerek Keban Barajı’nda faaliyet gösteren Mersin balığı yetiştiricilerini ziyaret etti. Üreticilerle görüşen Yumaklı, sektörün durumu ve potansiyeline ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Yumaklı, "Su ürünleri üretimi gıda arz güvenliğinin her alanında olduğu gibi önemli bir başlığımızdır. Türkiye son dönemlerde hem iç sularda hem de kıyı kesimlerinde, denizlerde ciddi bir üreticilik ve avcılık gelişimi sağlamış durumda. Son 23 yıllık dönemde 1 milyon tonluk bir üretim gerçekleştirilmiş oldu. Biz yetiştiricilik bakımından Avrupa’da 2’nci, dünyada da 17’nci sıradayız. Her geçen gün zerine koyarak devam eden bir sektör bu. Özellikle iç sularımızda Türk Somonu olarak nitelendirdiğimiz ürünün yetiştirilmesi, daha sonra bunun farklı ürünler haline getirilerek dünya piyasalarına sunulması konusunda büyük bir başarı sağlanmış durumda. 2024 yılı sonu itibariyle 2 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşılmış durumda. Daha çok potansiyel var. Bunların hepsinin kategorize edilerek, her bir ürünün üzerinde ayrı ayrı durularak gelişmesinin sağlanması son derece kıymetli" şeklinde konuştu.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden çiftçilere mazot desteği başladı Haber

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden çiftçilere mazot desteği başladı

Tarımsal üretimi desteklemek ve çiftçilerin artan yakıt giderlerini azaltmak amacıyla Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan mazot desteği programı, 2025 yılı için yeniden başladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in öncülüğünde yürütülen proje kapsamında, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı 46 bin 423 çiftçiye toplam 5 milyon 116 bin 875 litre mazot dağıtılacak. Çiftçilere 31 Aralık’a Kadar Dağıtılacak Dağıtım süreci 27 Ekim itibarıyla başladı. T.C. kimlik numarasının son hanesine göre belirlenen takvime göre, Sonu 8 ile biten çiftçiler 27 Ekim’de, 6 ile bitenler 31 Ekim’de, 4 ile bitenler 3 Kasım’da, 2 ile bitenler 7 Kasım’da, 0 ile bitenler ise 11 Kasım’dan itibaren mazotlarını alabilecek. Dağıtımlar 31 Aralık 2025 tarihine kadar devam edecek. 3 Yılda 18 Milyon Litre Mazot Dağıtıldı Büyükşehir Belediyesi’nin 2022 yılında başlattığı destekle birlikte, toplamda 18 milyon 392 bin litre mazot çiftçilere ulaştırılmış olacak. Bu miktarın ekonomik karşılığı 1 milyar TL’nin üzerinde. Sürdürülebilir Tarım ve Kırsal Kalkınma Daire Başkanı Kenan Seçkin, bu yılki ihaleyi Opet Sunpet ortaklığının kazandığını belirterek, çiftçilerin anlaşmalı akaryakıt istasyonlarından çiftçi kartlarıyla mazotlarını alabileceklerini söyledi. “Mazot desteğiyle üretim iki katına çıktı” Altınyurt Mahallesi’nde çiftçilik yapan Salih Bozgeyik, destek sayesinde ekim sezonuna rahat başladıklarını ifade ederek, “Mazot desteğinin işime katkısı çok fazla. Ekim zamanı giderler çok fazla oluyor. Fatma Hanım’ın desteği sayesinde ekinimizi rahatça ekebiliyoruz. Telefonumuza mesaj geliyor, belirlenen tarihte mazotu alıyoruz” dedi. Bir diğer çiftçi Mustafa Özcan ise desteğin zamanlamasına dikkat çekerek, “Tam dar zamanda geldi bu destek. Bir bayram havası oldu. Kendi imkanlarımla tarlayı yılda 4 kez sürebiliyordum, şimdi 8 kez sürebiliyorum. Verimimiz artıyor, üretim kolaylaşıyor” diye konuştu. Proje Tarımsal Kalkınmaya Katkı Sağlıyor Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin “Sürdürülebilir Tarım Vizyonu” doğrultusunda yürütülen destek programı, tarımsal üretimi teşvik ederken, çiftçilerin girdi maliyetlerini azaltıyor. Proje ile birlikte ÇKS’ye kayıtlı üretici sayısında yüzde 30, işlenebilir tarım arazisi miktarında ise yüzde 5 artış yaşandı.

Özkan: Zirai kredilerdeki değişiklik, tarımsal üretimde daralma riski yaratıyor Haber

Özkan: Zirai kredilerdeki değişiklik, tarımsal üretimde daralma riski yaratıyor

Adana Seyhan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Özkan, Resmi Gazete’de yayımlanan hazine destekli zirai kredilerle ilgili açıklamada bulundu. Özkan, faiz desteklerinin yaklaşık %50 düşürülmesi ve kredi limitlerinin sabit kalmasının çiftçiyi zor durumda bırakacağını vurgulayarak, “Çiftçiler don, aşırı sıcak ve kuraklıkla mücadele ediyor; bu düzenleme üretimde daralma ve borç çevirememe riskini beraberinde getiriyor” dedi. “Çiftçiler, don, aşırı sıcak ve kuraklıkla mücadele ediyor” Adana Seyhan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Özkan, “Kısa süre önce Resmi Gazetede yayımlanan hazine destekli zirai kredilerde 2024 yılından beri değişmeyen kredi limitleri aynı kalmış ve faiz destekleri yaklaşık % 50 oranında düşürülmüştür. Son bir yıl içerisinde zirai don aşırı sıcaklık ve kuraklıkla boğuşan çiftçilerimiz artan üretim maliyetleri nedeniyle çok sıkıntılar yaşamaktadır” diye ifade etti. “Faiz desteklerinin düşürülmesi üreticiyi olumsuz etkileyecek” Faiz desteklerinin düşürülmesinin üreticiyi olumsuz etkileyeceğini belirten Yaşar Özkan şunları söyledi: “Finansa ulaşmanın kolaylaştırılması gerekmektedir. Düşürülen faiz destekleri üreticilerimizi olumsuz etkileyecektir. Yapılan bu düzenleme tarımsal üretimin finansmanında daralma ve güven sorununuda beraberinde getirecektir. Kredi hacminin artığı fakat limitlerin sabit kaldığı bu düzenleme çiftçinin bir sonraki yıl aynı miktar parayla üretimini devam ettirmek zorunda bırakacak ve borcunu çeviremeyeceği anlamına gelir. Konu ile alakalı olarak TBMM’de konuşan tarım komisyonu 2. Başkanı Sayın Muharrem Varlı’ya ve yine tarım komisyonu üyesi, Sayın Abdullah Doğru’ya çiftçiler adına teşekkür eder desteklerinin devamını beklemekteyiz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.