#Cuma Hutbesi Konusu

İLKHABER-Gazetesi - Cuma Hutbesi Konusu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cuma Hutbesi Konusu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diyanet 7 Kasım 2025 Cuma hutbesi yayımlandı: Bu haftanın konusu “Vefa İmandandır” – İşte hutbenin tam metni Haber

Diyanet 7 Kasım 2025 Cuma hutbesi yayımlandı: Bu haftanın konusu “Vefa İmandandır” – İşte hutbenin tam metni

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 7 Kasım Cuma hutbesinde, Müslümanların hayatında vefanın önemi anlatıldı. Hutbede, “İnsanı Allah’ın rızasına ulaştıran, dünyada huzura kavuşturan hasletlerden biri vefadır. Vefa, sevginin, saygının, sadakatin ve fedakârlığın göstergesidir.” ifadelerine yer verildi. 7 KASIM CUMA HUTBESİ VEFA İMANDANDIRMuhterem Müslümanlar! İnsanı Allah’ın rızasına ulaştıran, dünyada mutluluğa kavuşturan hasletlerden biri de vefadır. Vefa; sevginin, saygının, sadakatin ve fedakârlığın göstergesidir. Kişinin sözünde durması, iyiliğe iyilikle karşılık vermesidir. Düştüğünde elinden tutup kaldıranları, sevindiğinde mutlu olanları, üzüldüğünde gözyaşını silenleri unutmamasıdır. Vefa; menfaatin değil muhabbetin, nefretin değil affın, zulmün değil adaletin yanında olmak, kardeşlik ahlakını ve hukukunu kuşanmaktır. Değerli Müminler! Vefanın en yücesi; elest bezminde Yüce Rabbimize verdiğimiz sözümüze sadık kalmak, bir ömür boyu O’na kul olmaktır. “…Kim Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir”[1] müjdesine nail olmak için Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine itaat etmek, nimeti şükürle, imtihanı sabırla karşılamaktır. İmanla gönlümüzü, ilimle aklımızı, zikirle kalbimizi, tövbe ile ruhumuzu, Kur’an’la hayatımızı huzura erdirmektir. Kıymetli Müslümanlar! Cenâb-ı Hakk’a gösterilen vefadan sonra en kıymetli vefa, Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.s)’e gösterilendir. “Andolsun, size içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O, size çok düşkündür. Müminlere karşı şefkat ve merhamet doludur”[2] ayetinde buyrulduğu üzere, biz ümmetine çok düşkün olan Allah Resûlü (s.a.s)’e iman etmek, onu ve ehl-i beytini çok sevmek vefamızın gereğidir. Onun sünnetine tabi olmak, hak ve hakikat mücadelesine sahip çıkmak, mübarek ismi anıldığında salavât-ı şerife getirmek Peygamberimiz (s.a.s)’e olan vefa borcumuzdur. Aziz Müslümanlar! Vefa; aynı zamanda ailemize sadakat, büyüklerimize hürmet, çocuklarımıza şefkat göstermektir. Vefa bazen; kan vererek, organ bağışlayarak bir kardeşimizin derdine derman, yakınlarına umut olmaktır. Bazen de bir fidanı toprakla buluşturmaktır. Bunun yanında, İslam’dan neşet eden medeniyetimize ve kültürümüze sımsıkı sarılmak, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak bir vefadır. Cennet yurdumuzu bize vatan kılan aziz şehitlerimizi, ahirete göç eden kahraman gazilerimizi ve bütün geçmişlerimizi hayırla yâd etmek ecdadımıza bir vefa borcudur. Kıymetli Müminler! Vefa duygusunun azaldığı, kadirbilmezliğin yaygınlaştığı yalan dünyada vefaya sahip çıkmak; “Ahde güzel bir şekilde vefa göstermek imandandır”[3] hadis-i şerifinde işaret edildiği üzere imanımızın bir gereğidir. Bugün bir vefa muhasebesi yapalım. Yüce Rabbimizin bize verdiği sayısız nimetlere karşı vefa borcumuzu eda edebildik mi? Anne ve babamızın, eş ve çocuklarımızın, akraba ve komşularımızın gönüllerine dokunan iyi bir insan olabildik mi? İçinde yaşadığımız topluma bir vefa borcu olarak yetim ve öksüzlerin başını okşayabildik mi? Bir hastanın, bir çaresizin derdine merhem olabildik mi, bir muhtacın yardımına koşabildik mi? Bir yaşlının yalnızlığına çare olabildik mi, engelli bir kardeşimizin hayatını kolaylaştırabildik mi? Evet, kıymetli kardeşlerim! Bir insan olarak sorduğumuz bu sorulara müspet cevaplar verebilmek temennisiyle hutbemizi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu mealdeki hadis-i şerifiyle bitirmek istiyorum: “Emanete riayet edenin imanı olgunlaşmıştır, ahde vefa gösterenin ise dini kemâle ermiştir.”[4] [1] Fetih, 48/10. [2] Tevbe, 9/128. [3] Hâkim, Müstedrek, I, 20. (1/16). [4] İbn Hanbel, III, 134.

Diyanet’ten 17 Ekim 2025 Cuma hutbesi: “Müslümanın hayatına yön veren rehber: Sünnet-i Seniyye” Haber

Diyanet’ten 17 Ekim 2025 Cuma hutbesi: “Müslümanın hayatına yön veren rehber: Sünnet-i Seniyye”

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 17 Ekim 2025 tarihli Cuma hutbesinin konusu “Müslümanın Hayatına Yön Veren Rehber: Sünnet-i Seniyye” olarak belirlendi. Hutbede, Kur’an-ı Kerim’in ilahi bir rehber olduğu, sünnetin ise bu rehberin hayata yansımış hali olduğuna dikkat çekildi. Müslümanların, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) sünnetini yaşatmakla Allah’ın sevgisine nail olacakları vurgulandı. MÜSLÜMANIN HAYATINA YÖN VEREN REHBER: SÜNNET-İ SENİYYE Muhterem Müslümanlar Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim; Rabbimizi bizlere tanıtan, yaratılışın hikmetini, hayatın gayesini öğreten ilahi mesajdır. Hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayırt eden bir kılavuzdur. Kalplere şifa, gönüllere rahmet, ruhlara sekinettir. Sünnet-i seniyye ise; Kur’an’ın hayata yansımış, imanın pratiğe dönüşmüş, İslam’ın vücut bulmuş halidir. Hutbemize başlarken okuduğumuz ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Resûlüm! De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir.”[1] Aziz Müminler! Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde, “Kim benim sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur, kim de beni severse cennette benimle birlikte olur”[2] buyurmaktadır. Sünnet üzere yaşamak; Cenâb-ı Hakk’ı herkesten ve her şeyden çok sevmek, O’nun emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmaktır. Kur’an-ı Kerim’i gönlümüze ve hayatımıza nakşetmek, İslam ahlakını kuşanmaktır. Sünnet üzere yaşamak, ailede sevgi ve muhabbeti hâkim kılmaktır. Ticarette helal-haram hassasiyetini gözetmek, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamaktır. Sünnet üzere yaşamak; hayatı birbirimize yaşanılır kılmak, elimizle ve dilimizle kimseye zarar vermemektir. Sünnet üzere yaşamak; ümmet bilinciyle hareket etmek, birbirimizi Allah için sevmek, bir binanın tuğlaları gibi kenetlenmek, sevincimizi ve hüznümüzü paylaşmaktır. Sünnet üzere yaşamak, iki günü birbirine denk olmadan bir ömür sürmektir. Kıymetli Müslümanlar! Dün olduğu gibi bugün de insanlık, Allah Resûlü (s.a.s)’in çağlar üstü mesajlarına muhtaçtır. Onun sünneti; her yüreğe dokunan, her insana hitap eden, her topluma yol gösteren güzellikler barındırmaktadır. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir: “İçinizden Allah’ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.”[3] Değerli Müminler! Bize düşen; Allah’ın emirlerini, Resûlullah (s.a.s)’in sünnetini, her şeyden daha önemli ve daha değerli görmektir. Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakını hayatımızın her alanına aktarmanın gayretinde olmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sevgisini çocuklarımız ve gençlerimizin gönlüne nakış nakış işlemeye daha fazla özen göstermektir. Şu hususu unutmayalım ki, Allah Resûlü (s.a.s)’in sünnetini dikkate almadan Kur’an-ı Kerim’i anlamak, İslam’ı yaşamaya çalışmak, Allah’ın rızasına ve sevgisine nail olmak mümkün değildir. Hutbemizi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in Veda Hutbesindeki şu uyarılarıyla bitirmek istiyorum: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”[4] [1] Âl-i İmrân, 3/31. [2] Tirmizî, İlim, 16. [3] Ahzâb, 33/21. [4] Müslim, Hac, 147; Muvatta’ , Kader, 3.

29 Ağustos 2025 Cuma Hutbesi Konusu: Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.s) Haber

29 Ağustos 2025 Cuma Hutbesi Konusu: Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.s)

29 Ağustos 2025 Cuma hutbesinin konusu, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından duyuruldu. Türkiye genelindeki camilerde cemaatle işlenecek bu haftaki hutbede, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’in barış, merhamet ve toplumsal değerlere katkısı ele alındı. Rebîülevvel ayının on ikinci gecesinde kutlanacak Mevlid-i Nebi’nin 1500’üncü yıldönümü vesilesiyle hazırlanan hutbede, Müslümanların hem bireysel hem de toplumsal yaşamlarında Peygamber Efendimiz’in öğretilerine dikkat çekildi. 29 AĞUSTOS CUMA HUTBESİ TAM METNİ ÂLEMLERE RAHMET HZ. MUHAMMED (S.A.S) Muhterem Müslümanlar! Müjdeler olsun hepimize! Bir kez daha kavuştuk Mevlid-i Nebi’nin manevi iklimine! Önümüzdeki Çarşamba akşamı, Rebîülevvel ayının on ikinci gecesi. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in doğumunun 1500’üncü yıldönümü. Bizleri, Allah Resûlü (s.a.s)’e ümmet kılan Yüce Rabbimize hamd ve sena; Peygamber Efendimize, ehl-i beytine ve ashabına salat ve selam olsun. Mevlid Gecemiz şimdiden mübarek olsun. Duygularımı şairin şu mısralarıyla dile getirmek istiyorum: Gel, Ey Muhammed, bahardır.Dudaklar ardında saklıAminlerimiz vardır!..Hacdan döner gibi gel;Miraç’tan iner gibi gel;Bekliyoruz yıllardır! Aziz Müminler! İnsanlık, merhameti Peygamberimiz (s.a.s) ile tanımıştır. Rahmet Peygamberi (s.a.s), zulmün ve karanlığın hâkim olduğu bir çağa güneş gibi doğmuştur. Cenâb-ı Hakk’ın, وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ينَ۟ “Resûlüm! Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” buyruğu gereğince; kin, nefret ve husumetin yerine sevgi, şefkat ve merhameti yerleştirmiştir. Kendisiyle konuşurken titreyen birine, “Endişelenme! Ben de senin gibi kuru et yiyen bir kadının oğluyum.” buyurarak mütevazı olmayı insanlara öğretmiştir. Aile, Peygamberimiz (s.a.s) ile huzur bulmuştur. O, Yüce Rabbimizin emri gereğince aileyi; sevgi ve merhamet, ülfet ve muhabbet, güven ve sadakat üzerine inşa etmiştir. Ailesinin hiçbir ferdine kaba davranmamış, kötü söz söylememiş, onları asla incitmemiştir. “Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” buyurarak; dışlanan, hor görülen, insani ve sosyal haklarından mahrum bırakılan kadına hak ettiği değeri vermiştir. Kıymetli Müslümanlar! Çocuklar, Peygamberimiz (s.a.s) ile sevgiyi tatmıştır. Allah Resûlü (s.a.s); utanç vesilesi sayılan, diri diri toprağa gömülen kız çocuklarını koruyup gözeteni, terbiye edip yetiştireni cennetle müjdelemiştir. Gençler, Peygamberimiz (s.a.s) ile değer kazanmıştır. Allah Resûlü (s.a.s) gençlere daima güvenmiştir. Onların fikirlerine değer vermiş, onlara özgüven ve şahsiyet kazandırmış, mizaç ve yeteneklerine uygun sorumluluklar yüklemiştir. Değerli Müminler! Yaşlılar, Peygamberimiz (s.a.s) ile hürmet görmüştür. Resûl-i Ekrem (s.a.s), “Kim bir yaşlıya yaşından dolayı hürmet ederse, Allah da ona, yaşlılığında hürmet edecek birisini gönderir.” buyurarak yaşlılara ilgi göstermeyi, onlarla alakadar olmayı öğütlemiştir. Yetimin ve mazlumun yüzü Peygamberimiz (s.a.s) ile gülmüştür. Allah Resûlü (s.a.s), “İşaret parmağıyla orta parmağını bir arada göstererek, ben ve yetime kol kanat geren kimse cennette böyle yan yana olacağız.” buyurarak yetimi koruyan, onun haklarını gözeten müminin cennette kendisine en yakın kişi olacağını müjdelemiştir. Muhterem Müslümanlar! Aziz milletimiz, Peygamberimiz (s.a.s)’e olan sevgisini; onun ve ehl-i beytinin güzel isimlerini çocuklarına vererek, askerine Mehmetçik diyerek, ordusunu Peygamber ocağı görerek, malını ve canını onun yolunda feda ederek ortaya koymuştur. Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte Allah Resûlü (s.a.s), “Sizden biriniz, beni anne ve babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe tam anlamıyla iman etmiş olmaz.” buyurmaktadır. Evet, şanlı ecdadımız Allah Resûlü (s.a.s)’i canından aziz bilmiştir. Onun getirdiği rahmet mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak, dünyada huzur ve barışı sağlamak için cepheden cepheye koşmuştur, koşmaya da devam etmektedir. Bunun en son örneklerinden biri de yarın kutlayacağımız 30 Ağustos Zaferi’dir. Yüce Rabbim; Peygamber aşkıyla yanıp tutuşan, vatan ve mukaddesat uğruna canını feda eden aziz şehitlerimize ve ahirete irtihal eden kahraman gazilerimize rahmet eylesin. Bugün bize düşen ise, Allah Resûlü (s.a.s)’in muhabbetiyle kalplerimizi birbirine kenetlemektir. Onun bizlere sunduğu rahmet esintileriyle yüreklerimizi buluşturmaktır. Onun birlik ve beraberlik çağrılarıyla kardeş olmaktır. Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısıyla bitiriyorum: “Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize sırtınızı dönmeyin. Birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.