#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

İLKHABER-Gazetesi - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hatay Valisi Mustafa Masatlı,İskenderun-Topboğazı otoyolu inşaatını inceledi Haber

Hatay Valisi Mustafa Masatlı,İskenderun-Topboğazı otoyolu inşaatını inceledi

Hatay Valisi Mustafa Masatlı, yapımı devam eden İskenderun-Topboğazı Otoyolu'nda incelemede bulundu.Otoyol projesi kapsamında Belen ilçesinde inşası süren 8 bin 500 metre uzunluğunda ve 17 metre genişliğindeki tüneli inceleyen Masatlı, yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı. Masatlı, incelemelerinin ardından gazetecilere, kentte 6 Şubat 2023'teki depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde başlatılan iyileştirme operasyonlarının devam ettiğini söyledi. İskenderun-Topboğazı Otoyol projesinin önemini anlatan Masatlı, "Bu proje yalnızca Hatay'a değil, ülkemizin kalkınma vizyonuna da hizmet edecektir. Geçilmesi güç olan Amanos Dağları tünellerle aşılmakta, Amik Ovası'na hızlı, güvenli ve konforlu bir ulaşım altyapısı da tesis etmektedir." diye konuştu. Vali Masatlı, projenin tamamlanmasıyla Kırıkhan ve Hassa ilçeleri ile Kahramanmaraş ve Gaziantep illerine hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım sağlanacağını ifade etti. Projede çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini bildiren Masatlı, şunları paylaştı: "Toplam 19,2 kilometre uzunluğundaki otoyol kesiminde de 2 tünel ve 1 adet viyadük yer almaktadır. Geldiğimiz noktada T-1 olarak adlandırdığımız birinci tünelde çalışmalar neredeyse tamamlanmıştır. Tünelin bitiş noktasında çok şükür ki ışığı gördük. T-2 olarak adlandırdığımız bölümde de 24 saat esaslı çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir. Yine proje kapsamında bulunan viyadük imalatında da yüzde 75 seviyesine gelmiş durumdayız. İlkbahar aylarında inşallah kolaylıkla viyadüğün üstünde her şeyin tamamlandığını göreceğiz. Bugün attığımız her adım, açtığımız her tünel, inşa ettiğimiz her yol, bu kadim şehrin yarınlarına uzanan güçlü bir köprüdür. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, devlet, millet el ele vererek yürüttüğümüz bu büyük ihya hamlesiyle Hatay'ımız sadece ayağa kalkmıyor, onu Türkiye Yüzyılı'nın parlayan şehirlerinden biri haline getiriyoruz."

Recep Tayyip Erdoğan: “Türkiye’nin güçlü olmaktan başka seçeneği yok” Haber

Recep Tayyip Erdoğan: “Türkiye’nin güçlü olmaktan başka seçeneği yok”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin hem kendi çıkarlarını savunabilmesi hem de kardeşlerine yardım eli uzatabilmesi için güçlü olmak dışında seçeneği yoktur." Dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'nda 16. Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Haksız da olsa güçlüyü koruyan, haklı da olsa mazlumu ezen mevcut düzen, on yıllar boyunca istikrarsızlık üretti, kriz üretti, adaletsizlik üretti." dedi. Erdoğan, Suriye ile ilgili, "13,5 yıl boyunca katliam devam ederken vicdan sahibi ülkeler dışında demokrasi ve insan hakları havarisi kesilenlerin hiçbirinin sesi çıkmadı. İsrail'in Suriye'ye yönelik mütecaviz eylemleri halihazırda bu ülkenin kalıcı güvenlik ve istikrarının önündeki en büyük engeldir. Suriye'ye dönenlerin sayısı 580 bini buldu. Muhacirlerin gönüllü, güvenli, onurlu geri dönüşleri, huzur ortamı kalıcı hale geldikçe şüphesiz hızlanacaktır." şeklinde konuştu. Erdoğan, "Suriye'yi oluşturan tüm kesimlerin yarınlarına güvenle bakabilmesi ancak ortak tarih ve ortak gelecek tasavvuruyla mümkündür. Ayak direnmesi halinde krize dönüşme riski barındıran 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması için gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Her zaman söylüyorum, biz bin yıldır buradayız, beraberiz, komşuyuz inşallah kıyamete kadar da burada olacağız, birlikte yaşayacağız." dedi. Erdoğan, Gazze'deki durumla ilgili, "Şu anda pek çok anne, eş, çocuk, annelerini babalarını eşlerini arıyor ya da onların akıbetlerine ilişkin haber almayı bekliyor. Resmin bütününe baktığımızda uluslararası kurumların çoğu bugün kendisini gassalın eline bırakmış meyyit misali cansız, hareketsiz ve işlevsiz vaziyettedir. Hiroşima'ya atılandan 14 kat fazla bombayla Gazze'yi yerle bir ettiler. Nasıl işleyen, adaletsizliği engelleyen bir uluslararası sistemden bahsedebiliriz." ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Çeşitli kısıtlamalara karşın insani yardım sevkiyatı peyderpey ilerliyor. 103 bin tonu aşan insani yardımla burada da farkımızı ortaya koyuyoruz." diye konuştu.Erdoğan, "İçinde bulunduğumuz asrı Türkiye Yüzyılı yapmak için incelikle örülmüş çok boyutlu bir politikayı adım adım hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin hem kendi çıkarlarını savunabilmesi hem de kardeşlerine yardım eli uzatabilmesi için güçlü olmak dışında seçeneği yoktur." dedi. Erdoğan, "Azerbaycan ve Ermenistan barış anlaşması imzalamaya yakınlar. Azerbaycan'la diyalog halinde biz de Ermenistan'la normalleşme süreçlerimizi ilerletiyoruz." şeklinde konuştu.Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ'nün yurt dışındaki uzantılarıyla mücadeleyi aynı kararlılıkla devam ettirmeliyiz. Türkiye düşmanlarının maşasına dönüşen bu ihanet şebekesinin ülkemiz ve demokrasimiz açısından tekrar bir tehdit oluşturmasına izin veremeyiz." dedi.Erdoğan, Karadeniz'deki saldırılarla ilgili, "Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye faydası olmaz. Her iki tarafa da ikazımızı net bir şekilde iletiyoruz." ifadelerini kullandı.

Gazeteci Fatih Altaylı hakkında gerekçeli karar açıklandı Haber

Gazeteci Fatih Altaylı hakkında gerekçeli karar açıklandı

Kendisine ait Youtube kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik söylediği sözler nedeniyle tutuklanan ve 4 yıl 2 ay hapisle cezalandırılmasına hükmedilen Fatih Altaylı hakkında gerekçeli karar açıklandı. Gerekçeli kararda Altaylı'nın sözlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın suikaste kurban gidebileceği veyahut öldürüleceği yönünde tehdit içerdiği ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceği belirtildi. Gazeteci Fatih Altaylı hakkında kendisine ait Youtube hesabında 20 Haziran günü yaptığı yayınında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözleri nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. Altaylı, soruşturma kapsamında tutuklanırken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Temmuz ayında iddianame düzenlenmişti. Hazırlanan iddianamede Altaylı'nın 'Cumhurbaşkanını tehdit' suçundan 5 yıldan az hapis cezası olmamak şartıyla cezalandırılması istenmişti. 26 Kasım günü görülen karar duruşmasında Fatih Altaylı ‘cumhurbaşkanını tehdit' suçundan 4 yıl 2 ay hapisle cezalandırılarak adli kontrol hükümleri yetersiz kalacağından tutukluluk halinin devamına karar verilmişti. "CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN SUİKASTE KURBAN GİDEBİLECEĞİ YÖNÜNDE TEHDİT İÇERİYOR" İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan gerekçeli kararda, "Bak bu milletin yakın geçmişinden de söz etmiyorum uzak geçmişine bak abi bu millet padişahını boğmuş bir millettir hoşuna gitmediği zaman istemediği zaman padişahını yuhlamış bir millettir az uz değildir öldürülen suikaste kurban giden Osmanlı padişahı suikast demeyelim de komploya kurban giden veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen şimdi o yüzden öyle baktığın zaman bu halk her şeyden vazgeçebilir ya da vazgeçmiş gibi görünür ama seçme hakkının elinden alınmasından hoşlanmaz o yüzdendir ki burada hakiki bir diktatörlük kurma hayali olanlar asla kuramazlar tam kurduklarını zannederken bir de bakarlar ki kuramamışlar ve tam aksine bu onların da lehine de olmaz" şeklindeki cümlelerinin katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın suikaste kurban gidebileceği veyahut öldürüleceği yönünde tehdit içerdiği belirtildi. "SANIĞIN SÖYLEMLERİ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ" Sanık Altaylı'nın videoyu Youtube isimli uygulama üzerinden herkese açık bir şekilde paylaştığı ve paylaştığı kanalın abonesinin bir milyonun üzerinde olduğu ve söz konusu video içeriğinin yüzbinlerce izlendiği de gerekçeli kararda belirtildi. Sanığın söylemlerinin nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet oluşturmaya yönelik olan ifadeler kapsamında kaldığı düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceği gerekçeli kararda aktarıldı. "İFADELER BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA KALMADI" Gerekçeli kararda ifadelerin şiddete teşvik edici nitelikte olduğu ve basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kalmadığının anlaşıldığına yer verildi. Ceza, gerekçeli kararda anlatıldı Gerekçeli kararda sanığın "Cumhurbaşkanına yönelik tehdit" suçundan 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eylemiyle Cumhurbaşkanı'na karşı diğer fiili saldırıda bulunduğu anlaşıldığından arttırım yapılarak 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eyleminin Türk Ceza Kanunu 310/2-son cümle uyarınca 5 yıldan az olamayacağından sanığın 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisi dikkate alınarak indirim yapılarak 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına oy birliğiyle karar verildiği kaydedildi. Öte yandan gerekçeli kararda sanığın gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezasından mahsubuna da hükmedildi. "KAÇMA ŞÜPHESİNİN BULUNMASI NEDENİYLE TUTUKLULUK DEVAM" Fatih Altaylı'nın almış olduğu ceza süresi, verilen ceza miktarı nazara alındığında kaçma şüphesinin bulunması nedeniyle adli kontrolhükümlerinin yetersiz kalacağı ve tutuklama tedbirinin ölçülü olacağı kanaatiyle sanığın tutukluluğun devamı kararı verildiği gerekçeli kararda kaydedildi.

Recep Tayyip Erdoğan: “Türk Dünyası vizyon belgesi gelecek yüzyılın rehberi olacak” Haber

Recep Tayyip Erdoğan: “Türk Dünyası vizyon belgesi gelecek yüzyılın rehberi olacak”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türk Dünyası Vizyon Belgesi Türk halklarının birikimini, tecrübesini aynı ufukta buluşturan belge, gelecek yüzyılın inşasında önemli rehber niteliğindedir." dedi.Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kongre merkezinde "AK Parti Türk Dünyası Vizyon Belgesi Tanıtım Programı"nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Boraltan faciası, CHP'nin Türkiye'nin tarihine geçmiş kara lekesidir. Facia, milletimizin, Azerbaycan Türklerinin gönül dünyasında derin yaralar açmıştır. Tek parti zihniyetinin temsilcisi olan ve günümüzde de yerini koruyan CHP, Türk dünyasına halen şaşı bakmayı, yanlış pencereden bakmayı sürdürmektedir. (Özgür Özel'e) Alevi canlarımızla ilgili partimize yönelik iftiraları bühtandan öte apaçık provokasyondur. 86 milyonun kardeşliğini kundaklama teşebbüsüdür." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Türk Dünyası Vizyon Belgesi) Türk halklarının birikimini, tecrübesini aynı ufukta buluşturan belge, gelecek yüzyılın inşasında önemli rehber niteliğindedir. Vizyon belgemizi 6 lehçede, ortak alfabeyle hazırladık. Belgemiz AK Parti'nin Türk dünyasında birlik, beraberliği pekiştirme iradesinin somut göstergesidir. Enerji koridorları, lojistik hatlar ve dijital altyapının birbirini tamamlayan unsurlar haline gelmesi Türk dünyasını küresel ekonomik güce dönüştürecektir. Türk devletleriyle dış ticaretimizi orta vadede 60 milyar dolara, uzun vadede 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vizyon belgesini hayata geçirebilmek gayesiyle bir düşünce ve araştırma merkezini kurmayı planlıyoruz. Türk dünyasına hayırlı olmasını diliyorum." dedi.

Kabine toplantısı ne zaman yapılacak? Hangi konular masada olacak? Haber

Kabine toplantısı ne zaman yapılacak? Hangi konular masada olacak?

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi yarın Erdoğan başkanlığında bir araya geliyor. Toplantıda Rusya-Ukrayna savaşı, Karadeniz seyir güvenliği, Terörsüz Türkiye süreci ve Ekonomideki son gelişmeler konuşulacak. ERDOĞAN’DAN RUSYA-GÖRÜŞMESİ BİLGİLENDİRMESİ Kabine toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkmenistan’da Rusya Devlet Başkanı Putin ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin bilgi vermesi bekleniyor. Toplantıda, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için yürütülen diplomatik çabalar masaya yatırılacak. KARADENİZ’DE SEYİR GÜVENLİĞİ Toplantının gündeminde Karadeniz’de ticaret gemilerine yönelik tehditler ve seyir güvenliğinin sağlanması için alınacak tedbirler de yer alıyor. Kabine üyeleri, bölgedeki güncel durum ve önlemler konusunda bilgilendirilecek. SDG’NİN SURİYE ORDUSUNA ENTEGRASYONU Terör örgütü SDG’ye tanınan süre ve 10 Mart mutabakatının uygulamaya geçirilmesi toplantıda ele alınacak. Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlarının Şam ziyaretlerine ilişkin bilgiler Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından paylaşılacak ve sahadaki son durum değerlendirilecek. TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ Kabine toplantısında Terörsüz Türkiye Süreci de masaya yatırılacak. AK Parti’nin Meclis’e sunacağı rapor ve silah bırakma sürecine ilişkin sahadan gelen istihbari bilgiler gözden geçirilecek. EKONOMİDE SON DURUM Ekonomi gündeminde enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele için alınan tedbirler ile diğer ekonomik gelişmeler ele alınacak. Kabinenin alacağı kararlar, hem iç güvenlik hem de ekonomik politikalar açısından belirleyici olacak.

Sahte E-İmza operasyonunda 123 sanık hakkında iddianame kabul edildi Haber

Sahte E-İmza operasyonunda 123 sanık hakkında iddianame kabul edildi

Bazı kamu görevlilerine ait e-imzaları taklit ederek, sahte belge düzenleyen suç örgütüne yönelik soruşturmada 123 sanık hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.Yasa dışı yollarla üretilen e-imzalar ile birçok kişinin sürücü belgesi sınavlarında değişiklik yapıldığı ve mesleki eğitim sertifikası oluşturulduğu tespiti üzerine sahte e-imza düzenleyenlere yönelik üçüncü dalga soruşturmada, aralarında örgütün elebaşı olduğu ileri sürülen Ziya Kadiroğlu ile 18 örgüt üyesinin de olduğu 123 sanık hakkındaki iddianame, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca birleştirme talebiyle Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklar hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "suç örgütüne üye olma", "resmi belgede sahtecilik", "Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanuna Muhalefet", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak" ve "Elektronik İmza Kanunu'na Muhalefet" suçlarından 4 yıldan 136 yıla kadar hapis talep edilen iddianamenin incelemesini tamamladı.İddianameyi kabul eden Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin, tensip zaptını hazırlamasının ardından duruşmanın günü ve saati belli olacak. Sahte e-imza soruşturmalarının geçmişi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 7 Ocak'ta kamu kurumlarındaki yöneticilerin e-imzasını kopyalayarak ve çeşitli belgelerden sahte e-imza üreterek, sistemlere yetkisiz erişim sağlayıp, sürücü belgesi, sahte üniversite ve lise diplomaları düzenlenmesine ilişkin soruşturma başlatmıştı. Soruşturma neticesinde sanıkların, aralarında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, Başkan Yardımcısı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Eğitim ve Öğretim Başkanının yanı sıra 14 üniversitenin Öğrenci İşleri Daire Başkanı veya personelinin e-imzalarını kopyaladıkları tespit edilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 134 sanık hakkında "Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanuna Muhalefet", "resmi belgede sahtecilik", "bilişim sistemine girme" ve "verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme" suçlarından iddianame düzenlenerek, 6 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti. Ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ikinci dalga soruşturma kapsamında 30 Temmuz'da aynı suçlardan 65 kişi hakkında da iddianame hazırlayıp Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesine göndermişti.Mahkeme, aynı suçtan 65 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin, mevcut dava dosyasıyla birleştirilmesine karar vermiş böylece davada sanık sayısı 199'a yükselmişti. Öte yandan Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesince görülen davanın 10 Ekim'deki duruşmasında, sanıklar Ziya Kadiroğlu, Mıhyedin Yakışır, Yalçın Maraşlı, Gökay Celal Gülen ve Taner Dağhan, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.Sanıkların serbest bırakılmasına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmiş, itirazı yerinde gören nöbetçi ağır ceza mahkemesi, sanıkların tutuklanmasına hükmetmişti. DDK inceleme başlatmıştı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 16 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kamu hizmetlerinin sunulmasında güvenin korunması, her türlü suistimale ve hukuksuzluğa karşı etkili şekilde mücadele adına sahte e-imza iddialarıyla ilgili inceleme başlatmıştı.DDK, söz konusu elektronik imza sürecinin ve ilgili kamu kurumlarının bilgi sistemlerinin güvenliğinin sağlanmasına yönelik alınan tedbirlerle yapılan işlemler hakkında kapsamlı inceleme ve araştırma yapıyor.

İletişim Başkanı Duran: 5 ayda 450 dezenformasyon tespit edildi Haber

İletişim Başkanı Duran: 5 ayda 450 dezenformasyon tespit edildi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, "6 Şubattan itibaren sadece beş aylık süreçte 450’ye yakın dezenformasyonu tespit ve ifşa ettik. Bu süreçte kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için paydaşlarımız ve medya kuruluşlarımızla çok yakın çalıştık" dedi. İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Afet Haberciliği Paneline katıldı. İletişim Başkanlığında düzenlenen panelde konuşan Burhanettin Duran, afet gazeteciliğinde dikkat edilmesi gereken hususlara dair bilgilendirmelerde bulundu. Gelişen teknoloji ile dezenformasyonun daha fazla ortaya çıktığını söyleyen Duran, vatandaşları da medya okuryazarlığı konusunda bilinçlenmeye davet etti. "Bu panel afet haberciliği konusunda önemli çıktılar ortaya koyacak" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı, İletişimin Yüzyılı vizyonu doğrultusunda Türkiye’nin iletişim ekosistemini tahkim etmek için çalıştıklarını söyleyen Duran, "İnsanı ve adaleti merkezine alan, toplumun lehine olan ve standartları yüksek bir medya sistemi vazgeçilmezimizdir. Bu kapsamda hazırladığımız yayınlar ve eğitim videolarıyla, düzenlediğimiz çeşitli seminer, toplantı ve etkinliklerle iletişimin hem pratiğine hem de teoriğine katkı sunmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte yeni iş birliği zeminleri de hazırlıyoruz. Bugünkü panelimizin de bu anlamda kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. Bu panel afet haberciliği konusunda önemli çıktılar ortaya koyacak" diye konuştu. "Bilgiye ulaşmanın artık kolay olduğu ama gerçek bilgi ile sahte bilgiyi yoğun bir şekilde ayırt etmenin zorlaştığı bir döneme de girdik" Afet haberciliğinin salt bir gazetecilik pratiği olmadığını söyleyen Duran, "Malumlarınız, afet zamanlarında insanlarımız bilgi edinme talebi içerisindedir ve bu da çok doğal bir durumdur. Ve bu durumun, yüksek yoğunluklu bilgi trafiğine, bir başka ifadeyle enformasyon çağının gereklerini oluşturduğunu görüyoruz. Hızın öncelendiği fakat teyit mekanizmalarının kimi zaman göz ardı edilebildiği bu bilgi trafiği, bazen telafi edilemeyecek sonuçlarda ortaya çıkartıyor. Nitekim gelişen teknolojiye bağlı olarak hızın egemen olduğu bir iletişim ortamının tecrübe edildiği ortadadır. Birçok sosyal medya mecrasıyla ve teknolojide ortaya çıkan yeniliklerle beraber dünyamızın siyaseti, ekonomisi, iletişimi baştan şekilleniyor. Bunun çok önemli bir realite olduğunun farkındayız. Hatta öyle ki büyük güçler arasındaki teknoloji rekabeti ile birleşen bu iletişim alanı giderek riskleri ile aynı zamanda hegemonya arayışları ile kendisini ortaya koyuyor. Burada ülkelerin ulusal menfaatlerinin, devletlerin güvenliklerini koruyabilmek için kendi otonom stratejik iletişimlerini oluşturmak zorunda kaldıklarını da biliyoruz. Bilgiye ulaşmanın artık kolay olduğu ama gerçek bilgi ile sahte bilgiyi yoğun bir şekilde ayırt etmenin zorlaştığı bir döneme de girdik. Özellikle yapay zekanın etkisiyle bu gerçekten önemli bir husus haline geldi. Dezenformasyon, yalan ve yanıltıcı haberler ve kurgusal içerikler o kadar hızlı yayılıyor ki bazen farklı afetler farklı yerlerde gösterilerek çok önemli algılar üretilebiliyor. Böyle bir ahvalde stratejik ve bütünlüklü bir kriz iletişimine sahip olmak gerçekten zaruri görünüyor. Burada bizim için en büyük görev, kurumsallaşmış medyaya ve profesyonel gazetecilere hep birlikte katkılarımızı verebilmektir" ifadelerine yer verdi. "Habercilerin, arama kurtarma çalışmalarını engellemeyecek, onları kolaylaştıracak bir pozisyonda olması gerekir" Afet durumlarında ve afet bölgesinde gazetecinin dikkat etmesi gereken unsurlara değinen Duran, "Habercilerin öncelikle kendi güvenliğini daha sonra afetzedelerin güvenliğini ve arama kurtarma çalışmalarını engellemeyecek, onları kolaylaştıracak bir pozisyonda olması gerekir. İnsani değerlerle yaptığımız birçok çalışma var. Ben afet gazeteciliği yapan basın mensuplarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Çünkü zor bir ortamda faaliyet yürütüyorlar ve bunun temelinde eğer insana verilen değer olmasa bu fedakarlık ortaya çıkmaz. Gazetecilerin üzerlerine düşen görevler olduğu gibi toplumumuzun da bu konuda bilinçlenmesi önem arz ediyor. Medya okuryazarlığı özellikle afet anlarında çok daha kritik bir unsur olarak önümüze çıkıyor" ifadelerine yer verdi. "6 Şubattan itibaren sadece beş aylık süreçte 450’ye yakın dezenformasyonu tespit ve ifşa ettik" Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sel, afet, orman yangını, deprem gibi olağanüstü durumlar yaşandığını ifade eden Burhanettin Duran şöyle devam etti: "Bunların kuşkusuz en büyüğü, Asrın Felaketi olarak nitelediğimiz 6 Şubat depremleriydi. 11 şehrimizde 14 milyon insanımız doğrudan etkilendi. Ülkemizin tamamını yasa boğan, 53 binin üzerinde canımızı yitirdik. Bu afetin ilk günden itibaren yaralarımızı hep birlikte milli ruh ve dayanışma içerisinde sarmaya gayret ettik. Ben bu vesileyle bu afet sırasında vefat eden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. İşte böylesi bir afette, 6 Şubat depremlerinde, yalan-yanlış-eksik bilginin hızla yayıldığına şahit olduk; bilgi kirliliğine ve yoğun dezenformasyona maruz kaldık. Başkanlık olarak dezenformasyonları hızlı biçimde tespit ederek vatandaşlarımıza doğru bilginin ulaştırılmasını sağlamak için mücadele ettik. Bu minvalde 6 Şubattan itibaren sadece beş aylık süreçte 450’ye yakın dezenformasyonu tespit ve ifşa ettik. Bu süreçte kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için paydaşlarımız ve medya kuruluşlarımızla çok yakın çalıştık; gazetecilerin sahada işlerini yapabilmesi için mobil basın merkezleri oluşturduk. Gazetecilerin deprem bölgesine ulaşabilmesi için gerekli koordinasyonu sağladık. Uluslararası medya kuruluşlarını doğru, hızlı ve şeffaf şekilde bilgilendirerek uluslararası toplumu bilgilendirdik. Yine resmi kurum ve yetkililerin yaptığı bilgilendirme ve çağrıların hızlı ve doğru biçimde yayılmasına yardımcı olduk." Panelde konuşan AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan ise afet durumlarında iletişimin önemine vurgu yaptı. Afetlerle ilgili haberlerde en ufak bir aksama veya yanlış aksettirmenin yeni felaketlere yeni afetlere yol açtığını söyleyen Pehlivan afet bölgelerinde kaynağı sağlıklı ve doğru haber yapan gazetecilere teşekkür etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.