Cunda Haberleri - Son Dakika Cunda Haber Güncel Gelişmeler

Cunda'da nereye gidelim? Ege’nin saklı cenneti yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor

Ege’nin en gözde turizm destinasyonlarından biri olan Cunda Adası, yaz aylarında yoğun ilgi görüyor. Tarihi taş evleri, berrak denizi, sakin koyları ve zeytinlikleriyle adeta bir açık hava müzesi olan Cunda, gezginlere eşsiz deneyimler vadediyor. Taksiyarhis Kilisesi, Ayışığı Koyu ve Rahmi M. Koç Müzesi gibi önemli noktalar ziyaretçilerin uğrak yerleri arasında bulunuyor. Taksiyarhis Kilisesi ve Müzesi Adanın en önemli simgelerinden biri olan Taksiyarhis Kilisesi, günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Yel Değirmenleri Cunda Adası’nın simgelerinden biri de tarihi yel değirmenleridir. Adanın yüksek noktalarında yer alan bu yel değirmenleri, geçmişte ada halkının tahıl öğütme ihtiyacını karşılamış ve bugünse Cunda’nın en çok fotoğraflanan yapıları arasında yer alıyor. Özellikle gün batımında yel değirmenlerinin silueti, ziyaretçilere eşsiz manzaralar sunuyor. Ayışığı Koyu Cunda’nın en popüler plajlarından olan Ayışığı Koyu, berrak denizi ve sakin ortamıyla deniz severlerin favorisi. Özellikle yaz aylarında serinlemek için ideal. Rahmi M. Koç Müzesi Teknoloji ve sanayi tarihine ilgi duyanlar için mutlaka görülmesi gereken bu müzede, nostaljik araçlar ve endüstri objeleri sergileniyor. Cunda Sokakları ve Taş Evler Dar sokakları ve taş evleriyle Cunda, adeta bir zaman yolculuğu yaptırıyor. Fotoğraf tutkunları için mükemmel kareler sunuyor. Cunda Adası’nın en büyüleyici özelliklerinden biri, tarih kokan dar ara sokakları ve bu sokakları süsleyen geleneksel taş evleridir. Adanın her köşesinde karşılaşabileceğiniz bu taş evler, yüzyıllardır ayakta duran sağlam yapıları ve özgün mimarileriyle ziyaretçilere adeta zamanda yolculuk yapma hissi yaşatıyor. Taş duvarları, ahşap kapı ve pencereleriyle Ege’nin geleneksel yaşam tarzını yansıtan bu evler, fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler sunuyor.

Ege’nin incisi Cunda Adası’nda hafta sonu turizm yoğunluğu

Kuzey Ege’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Cunda Adası, hafta sonu boyunca adeta nefes almadı. Sabahın erken saatlerinden itibaren Ayvalık merkezinden ve çevre illerden gelen ziyaretçiler, ada sokaklarını doldurdu. Restoranlar, balıkçı lokantaları, kafeler ve dondurmacılar yoğunluktan payını alırken, sahil boyunca sıra beklemeden masa bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. Plajlarda şezlonglar sabah saatlerinde dolarken, otoparklarda araç kuyruğu oluştu. Adanın meşhur taş sokakları, gün boyu fotoğraf çeken turistlerle doldu. “İstanbul’un kalabalığından kaçıp huzura geldik” İstanbul’dan gelen Elif Kara ise şehrin gürültüsünden kaçmak için Cunda’yı tercih ettiklerini ifade ederek, “İstanbul’da hafta sonu bile trafik ve yoğunluk bitmiyor. Burada farklı bir yoğunluk var ama insanı yormuyor. Sokaklarında yürümek, deniz kenarında oturmak bile terapi gibi” diye konuştu. Esnaf hareketlilikten memnun Cunda’nın tarihi taş evleri, dar sokakları ve sahil boyu yürüyüş yolları turistlerle dolup taşarken, esnaf hareketlilikten oldukça memnun kaldı. İşletme sahipleri, “Yaz boyunca yoğunluk sürüyor ancak hafta sonları bu yoğunluk katlanıyor. Günlük cirolar sezon ortalamasının üzerine çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Cunda Adası Tarihi Taş Kahve’de 30 kiloluk tokmakla dövülen kahve turistlerin ilgisini çekiyor

Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Adası’nda yaklaşık 200 yıldır hizmet veren tarihi Taş Kahve, 150 yıllık dibek taşıyla geleneksel yöntemlerle hazırlanan kahvesiyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Her gün 30 kiloluk tokmakla binlerce kez dövülen kahve, hem yerli hem yabancı turistlerin uğrak noktası haline geldi. Girit’ten gelen taş, üç kuşaktır süren gelenek Taş Kahve’nin hikayesi, bugünkü işletmeci Hüseyin Barış’ın dedesinin 100 yıl önceki göçüyle başlıyor. Mübadele döneminde Girit’ten Cunda’ya gelen aile, yanlarında 150 yıllık dibek taşını da getiriyor. O günden bu yana aynı taşla kahve dövülmeye devam ediyor. Taş Kahve’nin adı da buradan geliyor. Kahveyi tokmakla dövüyor, spor gibi görüyor Kahvenin hazırlanmasında en büyük emeği veren isim ise Ferit Toprak. 8 yıl önce turist olarak geldiği Cunda’da Taş Kahve’nin atmosferine hayran kalan Toprak, zamanla geleneksel kahve dövücülüğünün ustası oldu. Toprak, kahve dövme yöntemini 2000 kez yapabilene yemek ısmarlıyor. Her sabah 30 kiloluk tokmağı eline alan Toprak, kahve çekirdeklerini döverek toz haline getiriyor. Her 300 tokmak darbesinde kahveyi eleyerek sürece devam ediyor. Günde yaklaşık 10 kilogram kahve bu şekilde üretiliyor. Dibek kahvesinin lezzetinin sırrı Ferit Toprak, dibek kahvesi konusunda da sık yapılan bir yanlışa dikkat çekiyor: “Dibek kahvesi bir kahve türü değil, bir öğütme yöntemidir. Kahve çekirdeklerinin dövülerek toz haline getirilmesiyle elde edilir.”

#Cunda

Cunda'da nereye gidelim? Ege’nin saklı cenneti yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor

Ege’nin incisi Cunda Adası’nda hafta sonu turizm yoğunluğu

Cunda Adası Tarihi Taş Kahve’de 30 kiloluk tokmakla dövülen kahve turistlerin ilgisini çekiyor