SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dem Parti

İLKHABER-Gazetesi - Dem Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dem Parti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Selahattin Demirtaş serbest kalabilir mi? AİHM kararı sonrası başvuru yapıldı Haber

Selahattin Demirtaş serbest kalabilir mi? AİHM kararı sonrası başvuru yapıldı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin ikinci ihlal kararına Adalet Bakanlığı’nın yaptığı itirazı reddetti. Böylece AİHM’in Demirtaş hakkındaki hak ihlali ve tahliye kararı kesinleşti. Bu gelişmenin ardından Demirtaş’ın avukatları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne tahliye başvurusunda bulundu. Avukat Mahsuni Karaman, kararın bağlayıcı olduğunu vurgulayarak, “Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı. Demirtaş 9 yıldır tutuklu Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli kararında, Demirtaş’ın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesine aykırı olduğu belirtilmişti. Türkiye’nin 8 Ekim’e kadar karara itiraz etmemesi halinde Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerekiyordu. Ancak Adalet Bakanlığı 7 Ekim’de itiraz etmişti. AİHM’in bu itirazı reddetmesiyle karar bağlayıcı ve kesin hale geldi. Avukatlardan açıklama: “Derhal tahliye edilmeli” Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bugün ikinci kez Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurduk. Mahkeme, AİHM kararını esas alarak Selahattin Demirtaş ve diğer tutuklu siyasetçileri derhal tahliye edebilir. Aksi bir karar çıkarsa, Anayasa Mahkemesi’nin sürece müdahil olması gerekir.” Karaman ayrıca, tutukluluğun artık “kötü muamele boyutuna ulaştığını” belirterek Anayasa Mahkemesi’nden tedbir talebinde bulunabileceklerini söyledi. Demirtaş: “Kardeşlik hukuku her şeyden kıymetlidir” Kararın ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Selahattin Demirtaş, şu ifadeleri paylaştı: “AİHM kararı önemlidir ve hukuken bağlayıcıdır. Ancak sadece bizim için değil, 86 milyon yurttaşımız için ‘kardeşlik hukuku’ her şeyden kıymetlidir. Eşit, özgür ve adil bir şekilde bir arada yaşamamızı sağlayacak her adım barışa hizmet edecektir.” Siyasi tepkiler ve süreç nasıl işleyecek? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis’te yaptığı açıklamada, “Sayın Demirtaş hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır.” ifadelerini kullandı. DEM Parti ise yaptığı yazılı açıklamada, “AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli kesinleşen kararı gözetilerek, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ vakit geçirilmeden serbest bırakılmalıdır” çağrısında bulundu. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin başvuruyu kısa sürede değerlendirerek tahliye ya da esastan inceleme kararı vermesi bekleniyor.

AİHM, Türkiye’nin itirazını reddetti: Demirtaş hakkında verilen tahliye kararı kesinleşti Haber

AİHM, Türkiye’nin itirazını reddetti: Demirtaş hakkında verilen tahliye kararı kesinleşti

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında daha önce verdiği hak ihlali ve derhal tahliye kararını kesinleştirdi. Türkiye'nin kararın yeniden incelenmesi yönündeki talebi, AİHM tarafından reddedildi. TÜRKİYE'NİN "BÜYÜK DAİRE" TALEBİ KABUL GÖRMEDİ Adalet Bakanlığı, AİHM'in Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin verdiği ikinci ihlal kararına, geçtiğimiz ay sürenin dolmasına bir gün kala itiraz etmişti. Bakanlık, dosyanın AİHM Büyük Daire’de yeniden ele alınmasını talep etmişti. AİHM'in bugünkü ret kararıyla birlikte, Demirtaş hakkındaki hak ihlali ve tahliye hükmü kesin hüküm statüsü kazandı. DEM PARTİ: VAKİT GEÇİRİLMEDEN SERBEST BIRAKILMALIDIR Gelişmenin ardından DEM Parti'den konuya ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada, AİHM'in 8 Temmuz 2025 tarihli kararında, Demirtaş'ın Kobani Davasındaki tutukluluğunun "siyasi saiklerle" devam ettirildiğinin belirtildiği ve tahliyesinin istendiği hatırlatıldı. İktidarın 8 Ekim'deki itirazının bugün reddedilmesiyle kararın kesinleştiği vurgulanan açıklamada, "Başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere arkadaşlarımızla ilgili bugüne kadar verilmiş çok sayıda AİHM kararı da dikkate alınarak... vakit geçirilmeden serbest bırakılmalıdır" ifadelerine yer verildi.

DEM Parti’den 27 Ekim PM Bildirisi: PKK’nin silah bırakma kararı demokrasi için dönüm noktasıdır Haber

DEM Parti’den 27 Ekim PM Bildirisi: PKK’nin silah bırakma kararı demokrasi için dönüm noktasıdır

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 27 Ekim'de gerçekleştirdiği Parti Meclisi (PM) toplantısının sonuç bildirgesini yayımladı. Bildirgede, PKK’nin 26 Ekim 2025 tarihinde Türkiye sınırları içindeki tüm silahlı güçlerini geri çekme kararının "demokrasi, hukuk ve toplumsal barış süreci açısından önemli bir dönüm noktası" olduğu vurgulandı. Bu gelişmenin samimiyetle desteklenmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, "Barış yalnızca silahların susmasıyla değil, eşit yurttaşlık ve demokratik hakların tanınmasıyla kalıcı hale gelir” ifadelerine yer verildi. Parti, sürecin akamete uğramaması için “üzerimize düşen her sorumluluğu almaya kararlıyız" denildi. BİLDİRİNİN TAMAMINDA ORTAK VURGU: EŞİTLİK, DEMOKRASİ, BARIŞ DEM Parti tarafından yayımlanan bildirgenin tamamı şöyle: "1. Bir yılı aşkın süredir ülkenin temel gündemi olan Barış ve Demokratik Toplum Süreci değerlendirilmiş, sürecin ana hedefine ulaşması için partimize düşen görev ve sorumluluklar yeniden ele alınmıştır. Bilindiği üzere, 12. Kongresi ile kendini fesheden PKK, 26 Ekim 2025 tarihinde Türkiye sınırları içindeki tüm silahlı güçlerini geri çekme kararı aldığını duyurdu. Bu gelişme, demokrasi, hukuk ve toplumsal barış süreci bakımından da önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmeli; gerekli hukuki ve siyasi adımlar bir an önce hayata geçirilmelidir. Halklarımızın yıllardır süren acıların, kayıpların ve yıkımların artık son bulması yönündeki iradesi nettir. Şiddetin değil siyasetin, savaşın değil demokratik çözümün öne çıkması için bu adımın samimiyetle desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü barış yalnızca silahların susmasıyla değil, eşit yurttaşlık ve demokratik hakların tanınmasıyla kalıcı hale gelir. Eş Genel Başkanlarımız 27 Ekim’de yaptıkları açıklamada hem genel sürece hem de Kürt hareketinin attığı son adıma, yani silahlı güçlerin geri çekilmesi kararına yönelik partimizin görüşlerini aktarmıştır. Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin akamete uğramaması, bu topraklarda barışın ve eşitliğin kök salması için üzerimize düşen her sorumluluğu dün olduğu gibi bugün de alma kararlılığındayız. Barışın ve demokratik toplumun inşası bu topraklarda yaşayan herkes için bir arada eşit ve özgür yaşamın önünü açacaktır. Bu ülkenin geleceğini silahların gölgesi değil halkın ortak iradesi belirleyecektir. 2. Türkiye bir kez daha iktidardan yöneltilen hukuk dışı uygulamalarla, adaletsizlikle ve baskıyla karşı karşıyadır. Son günlerde CHP’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, sadece bir partiye değil; tüm demokratik muhalefete, halkın iradesine yapılmış açık bir saldırıdır. İktidar, yargı eliyle muhalefete yönelik yürüttüğü operasyonlarda bu kez “casusluk” suçlamalarına başvurmuştur. Medya organlarına da kayyım atanmasına yol açan gelişmelerle karşı karşıya kalınmıştır. TELE1’e ve gazeteci Merdan Yanardağ’a yöneltilen suçlamaların mesnetsiz olduğu ve medyayı baskılamak amacı taşıdığı aşikârdır. Basına dönük baskıları ve kayyım uygulamalarını en sert biçimde kınıyoruz. Demokrasi güçleri bu uygulamalar karşısında susmayacaktır. Dayanışmamızı etik değerlere ve demokrasiye olan inancımızla ve mücadele kararlılığımızla büyüteceğiz. 3. 2026 yılı bütçesinin görüşülüp karara bağlanacağı bütçe süreci başlamıştır. Bütçelerin siyasi iktidarlar açısından en önemli siyaset belgesi olduğu bilinmektedir. Çünkü bütçe tasarımları siyasi iktidarların tercihlerini en açık haliyle gösterir. Ülkelerin gelir kaynaklarının ve bu kaynakların dağıtımının hangi esaslarla yapıldığı; adil, şeffaf ve eşitlikçi olunup olunmadığı bütçelere bakılarak görülebilir. 2026 bütçe tasarımında AKP iktidarının siyasi tercihi açık bir biçimde görülmektedir. Yoksuldan toplayıp zengine dağıtan bu bütçeyi kabul etmiyoruz. İçinde emekçilerin, kadınların ve gençlerin geleceğini güvenceye alabilecek hiçbir özellik bulunmayan bir bütçe taslağıyla karşı karşıyayız. Bu bütçe, savaşı, silah harcamalarını, sermayeyi öncelemekte; yoğun emek sömürüsüne ve güvencesizliğe dayanmakta; erkek egemenliğini, inanç istismarını ve dini siyasete alet eden anlayışları besleyen harcamaları ilk sıraya almakta; doğa kıyımına yol açabilecek talan siyasetine hizmet etmektedir. Bu bütçede emek yoktur, barış yoktur, eşitlik yoktur. Bu bütçe, sermaye için “var”lar; emekçiler için “yok”lar bütçesidir. Parti Meclisimiz, kasım ve aralık aylarında “EKMEK-BARIŞ” başlığıyla halkçı ve eşitlikçi bir bütçe talebi için mücadeleyi büyütme kararlılığındadır. Asgari ücret, emekliler, derinleşen yoksulluk ve barış gündemleriyle bir eylem programını hayata geçirmeye; bu gündemlerle beş koldan Ankara yürüyüşü gerçekleştirmeye; tüm demokrasi ve emek güçleriyle birlikte iktidarın önerdiği 2026 bütçesine karşı halkın talepleriyle meydanlarda olmaya karar vermiştir. Barışın ekonomisini ve halkın bütçesini isteyen tüm kesimleri; yoksullaşan bir ülke ve yoksunlaşan bir toplum yaratan bu sermaye sistemine karşı birleşik ve güçlü bir muhalefet yaratmaya, mücadeleyi büyütmeye ve iş birliğine çağırıyoruz. 4. “11. Yargı Paketi” adıyla kamuoyunda çeşitli bilgilerle tartıştırılan düzenlemeler adaletin değil; kontrolün, inkarın, baskının aracıdır. Ayrımcılığı kanunlaştırma girişimidir. Dönemin ihtiyacı, eşitliğe aykırı ve antidemokratik yasaların değiştirilmesidir. Hukuk sisteminde ceza ağırlaştırma yoluyla daha kısıtlayıcı değişiklikler yapılması değil, bütünlüklü ve özgürlükçü yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Toplumun adalet ve demokrasi ihtiyacı çok temel bir talep olarak ortada dururken, yargı paketinde bu talepleri karşılayacak tek bir madde olmadığı görülmektedir. Tersine bu paket taslağı, antidemokratik uygulamaları daha da derinleştirecek ve nefret suçlarının önünü açacak bir yaklaşımın hazırlığıdır. Kültürü, dili, inancı, cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi ne olursa olsun her yurttaş eşit hakları ve onurlu bir yaşamı hak etmektedir. Buna saygı duyulması demokratik bir toplumun ön koşuludur. DEM Parti olarak, tüm farklılıklarımızla bir arada yaşama inancımıza saldırı olarak gördüğümüz bu yargı paketine karşı; toplumun eşitlik, özgürlük, adalet ve barış mücadelesini daha da yükseltmek üzere alanlarda olmaya ve mücadele ortaklığımızı büyütmeye kararlıyız. Biz umutsuz değiliz. Çünkü halkın örgütlü gücü her türlü baskıdan büyüktür. Çünkü bu ülkenin onurlu insanları eşitlik, özgürlük ve barış için yılmadan mücadele etmektedir."

Erdoğan–DEM Parti görüşmesi ertelendi Haber

Erdoğan–DEM Parti görüşmesi ertelendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti arasında Salı günü yapılması planlanan kritik görüşme Perşembe gününe ertelendi. Bu, Erdoğan ile heyet arasında "Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında gerçekleşecek üçüncü doğrudan temas olacak. HEYETTE YİNE BULDAN VE SANCAR VAR 30 Ekim Perşembe günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılması beklenen kabulde, DEM Parti heyetinde TBMM Başkanvekili ve Van Milletvekili Pervin Buldan ile Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar yer alacak. Görüşmenin ana gündem maddesinin, PKK'nın silah bırakma ve çekilme sürecinin ele alındığı "Terörsüz Türkiye" süreci olması bekleniyor. 13 YIL ARADAN SONRA İLK TEMAS NİSAN AYINDAYDI Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İmralı Heyeti arasındaki ilk temas, 13 yıllık bir aranın ardından 10 Nisan 2025 tarihinde gerçekleşmişti. Beştepe'deki bu ilk görüşmede heyette Pervin Buldan ve o dönem hayatta olan TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder yer almıştı. İKİNCİ GÖRÜŞME TEMMUZ'DA GERÇEKLEŞMİŞTİ Taraflar arasındaki ikinci görüşme ise 7 Temmuz 2025'te yine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılmıştı. Bu görüşmede heyette Pervin Buldan ve Mithat Sancar bulunurken, toplantıya AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ile MİT Başkanı İbrahim Kalın da katılmıştı. Yaklaşık bir saat süren bu ikinci görüşmenin ardından Perşembe günü yapılacak üçüncü toplantı, sürecin geldiği aşama açısından kritik önem taşıyor.

DEM Parti İmralı heyetinden Abdullah Öcalan ziyareti sonrası açıklama Haber

DEM Parti İmralı heyetinden Abdullah Öcalan ziyareti sonrası açıklama

DEM Parti İmralı Heyeti, dün İmralı Cezaevi'nde Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği 3,5 saatlik görüşmenin içeriğine dair yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Öcalan'ın güncel siyasi duruma ve çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerine yer verildi. ÇÖZÜM ÖNERİSİ: "DEMOKRATİK MÜZAKERE" Açıklamaya göre Öcalan, Türkiye'nin yaşadığı sorunların çözümü için "müzakereci demokrasi" modelini işaret etti. Öcalan'ın, "Uygarlığın üç yüzyıl yıkıcı çatışmalardan ve dünya savaşlarındaki korkunç kayıplardan sonra geliştirdiği önemli çözüm modellerinden biri müzakereci demokrasidir. Bunun özünü oluşturan yöntem ve mekanizmalar, Türkiye’nin içeride ve dışarıda yaşadığı pek çok sorunun çözümü için esas alınmalıdır" dediği aktarıldı. "SÜRECİN DEVAMI SİYASİ VE HUKUKİ GEREKLİLİKLERE BAĞLI" Öcalan'ın, bir yıl önce başlayan "Barış ve Demokratik Toplum Süreci" sayesinde ülkede çatışmasızlığın hakim olduğunu belirttiği ifade edildi. Sürecin ilerlemesi için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan'ın, "Gelinen aşamada hukuksal gerekliliklerin doğru ve bütüncül bir bakış açısıyla tespit edilerek hayata geçirilmesi son derece önemlidir" sözleriyle hukuki altyapının önemini vurguladığı kaydedildi. YENİ YÜZYIL İÇİN BARIŞ VE DEMOKRASİ VURGUSU Açıklamanın sonunda Öcalan'ın, Cumhuriyetin yeni yüzyılına dair bir temennide bulunduğu belirtildi. Öcalan'ın, "Cumhuriyetin yeni yüzyılının barış ve demokrasi hukuku üzerine kurulması gerektiğini" ifade ettiği kamuoyuyla paylaşıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.