TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#deprem sonrası

İLKHABER-Gazetesi - deprem sonrası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, deprem sonrası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kahramanmaraş'ta depremlerin ardından balıkçılık sektörü yeniden iyileşmeye başlıyor Haber

Kahramanmaraş'ta depremlerin ardından balıkçılık sektörü yeniden iyileşmeye başlıyor

Denize kıyısı olmayan Kahramanmaraş, Türkiye'de balık üretiminde ilk sıralarda yer alıyor. Özellikle tatlı su balığı üretiminin yarısından fazlasını ihraç eden kentte, balık üretimi deprem sonrası da hız kazandı. Yakında yüzde 100 seviyelerine ulaşması planlanan balık üretimi şu anda yüzde 70 seviyelerinde. Azerbaycan Mahallesi inşat alanında kalan eski balık pazarı yıkıldı. Yeni balık pazarında vatandaşlara satış yapan esnaf ise satışlardan memnun. Balık fiyatlarının önceki yıllara oranla aynı seviyelerde olduğunu söyleyen balıkçı esnafı İbrahim Sarı, “Asrın felaketinin üzerinden bir yıl geçti ve biz de balıkçılar olarak toparlanma sürecindeyiz. Eski yıkılan balık pazarı inşaat sahası içerisine girdiği için yeni yerine taşındık. Fiyatlarımız önceki yıllara nazaran yüksek değil hemen hemen aynı. Levrek ve çupra 200 ila 250 lira arasında, somon 170 lira, alabalık 150 lira, hamsi 120 lira, istavrit 120 lira, gümüş, 200 lira civarında” dedi. Balık üretiminin 6 bin ton civarında olduğunu ifade eden Sarı, “Kahramanmaraş balık üretiminde ihracat ve üretimde Türkiye’de ilk sırada yer alıyor. Birçok tesisimiz deprem sonrası çalışmaya başladı ve yakında yüzde 100 kapasite ile çalışmaya başlanacak. Şu anda yüzde 70’lerde üretim var. Önceki yıllarda 7 bin 500 ton olan üretim kapasitemiz deprem sonrası 6 bin tona kadar geriledi. Bu yıl 6 bin ton civarında balık üretimi yaptık ve bunun yaklaşık yüzde 50’si dış piyasa, yaklaşık olarak 3 bin tonu iç piyasa olmak üzere balıklarımızı hasat yapıyoruz. Vatandaşlarımızı balık yemeye davet ediyoruz, balık yiyin sağlıklı kalın” ifadelerine yer verdi.

Depremden sonra hayatı Mersin’de değişti Haber

Depremden sonra hayatı Mersin’de değişti

MERSİN(İLKHABER)- Aslen Kahramanmaraşlı olan ve bir erkek bir kız ikiz çocukları bulunan Gülay Tatar’ın yürüme engeli de bulunuyor. 7 yaşlarındaki ikizlerinden kızı Ece’nin Cerebral Palsy (CP) rahatsızlığı olduğunu ve konuşamadığını ifade eden Tatar, atölyeden sağladığı geliri aynı zamanda kızının tedavi masrafları için harcıyor. Kahramanmaraş’ta anneannesi ile birlikte yaşayan kızları Ece’ye, Gülay Tatar ve eşi Mersin’den destek veriyor. 6 Şubat depreminin hemen ardından Kahramanmaraş’tan çıkan Gülay Tatar, ilk olarak Kayseri’ye, ardından Ankara’ya ve son olarak da Mersin’e gelerek buraya yerleşti. Mersin’e yerleştikten sonra, Kahramanmaraş’ta depremden önce evinin bir odasında yaptığı mum yapımını atölye açıp sürdürmek isteyen Tatar, Yenişehir Cumhuriyet Mahallesi’nde bir mum atölyesinin sahibi oldu. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığının özellikle girişimci kadınlara verdiği desteği ve kadınlara uygulanan pozitif ayrımcılığı duyan Tatar, destek için büyükşehir belediyesine başvuruda bulundu ve hızlı bir şekilde üretici kadın stantları ile tanışma fırsatı buldu. "Tüm zorluklara rağmen başarmak isteyen herkesin bir yerden başlayabilir" Üretici kadın stantları ile tanınırlığının arttığını, kadınlarla birlikte daha iyi işler ürettiklerini ve durumdan duyduğu memnuniyeti aktaran Tatar, tüm zorluklara rağmen, başarmak isteyen herkesin bir yerden başlayabileceğini ifade etti. Tatar, “Biz Kahramanmaraş’tan depremden sonra çıktık. Her yer yıkılmıştı ve biz Kahramanmaraş’ı terk ettik. ‘Tekrar Kahramanmaraş’a döneceğiz’ diye çıkmıştık aslında, ama 3 ay otellerde kaldık. İlk önce Kayseri’ye gittik, sonra Ankara’ya geçtik, en son Mersin’e geldik. Eşimin işinden dolayı da Mersin’e yerleştik” dedi. Kahramanmaraş’ta yaşarken evinin küçük bir odasını atölyeye çevirdiğini ve orada çalışmalar yaptığını anımsatan Tatar, bazı internet siteleri ile anlaşmalı şekilde ürünler sattığını söyledi. Mersin’e yerleştikten sonra, artı bir kazanca daha çok ihtiyaç duyduklarını aktaran Tatar, “Atölyemizi tuttuk. İlk zamanlar çok satışımız olmadı. Tam vazgeçme aşamasındayken, Vahap Bey’in kadın girişimcilere olan desteğinden bahsettiler” diye konuştu. Belediye yetkilileriyle, kadın girişimcilere destek konusunda telefonda yaptığı görüşme konusunda bir geri dönüş beklemediğini kaydeden Tatar, “Çünkü ben Kahramanmaraş’tayken de böyle görüşmeler yapmıştım ve bir sonuç alamamıştım. Fakat burada, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığından beni aradılar ve destek konusunda yardımcı olabileceklerini söylediler. Atölyeye geldiler. Burayı ve yaptığımız işleri gördüler. Sonrasında bir anda bir oluşumun içerisinde buldum kendimi” ifadelerini kullandı. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde ilk kez katıldığı standın bir AVM olduğunu ve burada çok güzel satışlar yaptığını belirten Tatar, “O ilk stantta çok güzel satışlar ve geri dönüşler aldık. Sonrasında da stantlar devam etti. Orada çok güzel üreticilerle tanıştım. Yani ben bir yerde kendimi çalışıyor gibi hissediyorum şu anda. Bir yerde çalıştığınızda aylık yatacak garantisini biliyorsunuz ya, kendi işinizde öyle değil. Kendimi sanki bir yerde çalışıyormuş, garanti bir param gelecekmiş gibi hissediyorum. Çünkü gerçekten bu olanak bize sağlanıyor” dedi. “Şu anda çok büyük, çok güzel bir ailenin içindeyim” Kahramanmaraş’tan Mersin’e geldikten sonra başlarda çok yalnız hissettiğini ifade eden Tatar, “O yalnızlık hissi çok kötüydü. Burada tanıdığım kimse yoktu çünkü. Büyükşehir belediyesi bu konuda da beni hiç yalnız bırakmadı. Sonrasında da kadın stantlarında tanıştığım herkes benden telefon numarası, adres istediler ve sürekli yanımdalar. O yalnızlık hissinden kurtuldum. Meral Hanım ile tanıştığımızda ‘Kendinizi yalnız hissetmeyin, biz varız’ demişti. Bunu söylem olarak belki birçok insan söylüyordu, ama dokunaklı ve gözlerinizin içine bakarak söylenmesi çok ayrı. O sıcaklığı ben, belediye ekibinden gelen herkeste de hissettim. Yalnızlığımdan kurtuldum, kendimi güvende hissettim. Bu çok önemli bence. Şu anda çok büyük, çok güzel bir ailenin içindeyim” şeklinde konuştu. Hem engelli bir birey hem de engelli bir bireyin annesi olduğunu vurgulayan Tatar, “Ben üretmeye devam edeceğim. Bence herkesin de üretmeye devam etmesi gerekiyor. Çünkü bir köşede beklemekle olmuyor, olmamalı da. Herkes her şeyi yaşıyor. Deprem oldu, kıyametler koptu, çok acıydı, çok fazla kayıp verdik ama hayat devam ediyor. Yeni bir güne başladık ve devam etmek zorundayız” dedi.

Avrupa Birliği, Kahramanmaraş AFAD'a 500 barınma ünitesi gönderdi Haber

Avrupa Birliği, Kahramanmaraş AFAD'a 500 barınma ünitesi gönderdi

KAHRAMANMARAŞ (AA) - İZZET MAZI /TUNAHAN AKGÜN - Avrupa Birliği (AB) bünyesinde RescEU (AB Sivil Koruma Mekanizması) tarafından Kahramanmaraş AFAD'a 500 acil durum barınma ünitesi gönderildi.Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Avşar Yerleşkesine getirilen acil durum ünitelerinin kurulumları İsveç Sivil Acil Durumlar Dairesi koordinesinde jandarma ekiplerince yapılıyor.Kış koşullarına ve uzun süreli kullanıma uygun, elektrik veya jeneratör sistemine uyumlu olan, beş kişilik bir ailenin barınabileceği üniteler, üzerine montajlanan güneş panelleriyle kendi elektriğini de üretebiliyor.Kurulum çalışmalarını incelemek üzere kente gelen AB Dönem Başkanı İsveç'in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström, AA muhabirine, bölgede yaşanan trajedinin İsveç halkını derinden etkilediğini söyledi.İsveç hükümetinin derhal eyleme geçtiğini ve yardım yapılmasına karar verildiğini anlatan Herrström, öncelikle Kızılhaç, daha sonra da İsveç Sivil Acil Durumlar Dairesi aracılığıyla Türkiye ve Suriye'deki deprem mağdurları için 25,4 milyon avro tutarında yardım yapıldığını ifade etti.Herrström, bölgede birden çok projenin hayata geçirildiğini ve Sivil Acil Durumlar Dairesi, UNICEF, Save the Children ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği aracılığıyla yardım faaliyetlerine devam edildiğini belirterek bunun Türk halkıyla dayanışmanın işaretleri olduğunu vurguladı.İsveç ve AB'nin birlikte yürüttüğü proje kapsamında bağışlanan ünitelerde beş kişilik bir ailenin rahat bir şekilde barınabileceğine işaret eden Herrström, "Her bir ünitede beş kişi bir arada yaşayabilir, çadırda yaşamaktan çok daha kalitelidir. Isıtmanız var, hava şartlarından da korunmaktasınız. Burada yaşayan insanların bir arada olabileceği sosyal alanlar da oluşturulmuş durumda. Bence buradaki ana fikir de çadırlardan daha uzun süre dayanabilen, daha iyi koruma sağlayan barınaklara geçebilmek." diye konuştu.Depremin hemen ardından İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve AB Komisyonunun, daha fazla kaynağı seferber etmek, Türkiye ve Suriye halkına verilen desteğin daha iyi koordine edilmesini sağlamak için 20 Mart'ta gerçekleşecek bir bağış konferansı düzenleme konusunda anlaştığını aktaran Herrström, "Bu konferans bir hafta içinde düzenlenecek. Bu, İsveç ve Türkiye'nin başlattığı bir girişimdi çünkü burada acil insani faaliyetlere girişilmesine ihtiyaç var. Orta ve uzun vadede de burada olmamız gerekiyor çünkü bu tasavvur edilemez bir yıkım. Tabii ki yeniden inşanın takip edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda da Türkiye halkıyla dayanışma içinde, onlara yardım etmeliyiz." ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.