#Doğu Akdeniz

İLKHABER-Gazetesi - Doğu Akdeniz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doğu Akdeniz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaralı Akdeniz foku ‘Çiftlik’ için örnek dayanışma Haber

Yaralı Akdeniz foku ‘Çiftlik’ için örnek dayanışma

Ağustos ayı sonunda Datça’da kıyıya çıkan ve yerel gönüllüler tarafından “Çiftlik” adı verilen yetişkin Akdeniz foku, Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG), Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) Jandarma ve Datçalı veteriner hekimlerin koordineli çalışmasıyla koruma altına alındı. Temmuz ayından bu yana SAD-AFAG ekipleri tarafından izlenen fokun, Datça kıyılarından doğuya doğru ilerlediği aktarıldı. Kaş kıyılarına ulaştığında ise yüzeysel bir yarası tespit edilen “Çiftlik” için bu kez SAD-AFAG temsilcileri, Kaş’taki veteriner hekimler ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) devreye girdi. Yaraya yönelik antibiyotik uygulaması ve merhemlerle tedavi gerçekleştirildi. “Türkiye, Akdeniz fokunun en kritik yaşam alanlarından biri” SAD-AFAG Koordinatörü Cem Orkun Kıraç, dünyada yalnızca 800–900 birey civarında Akdeniz foku kaldığını belirterek, “Türkiye kıyıları, Akdeniz fokunun üreme yaptığı nadir coğrafyalardan biri konumunda. SAD-AFAG ve ODTÜ-DBE verilerine göre ülkemizde yaklaşık 120 yetişkin birey yaşıyor. Tür, bugün dünyada sadece iki ana bölgede düzenli olarak üreme popülasyonu gösteriyor. Bunlar Doğu Akdeniz’de Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs, Atlantik tarafında ise Batı Sahra kıyıları ve Portekiz’in Madeira Adaları” dedi. Kıraç, SAD-AFAG olarak 1987 yılından buyana kıyı habitatlarıyla birlikte koruma çalışmaları yürüttükleri Akdeniz fokunun Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından küresel ölçekte “tehlike altında” sınıfında değerlendirildiğini anımsatarak şöyle devam etti: “Akdeniz foku, milyonlarca yıldır denizlerimizde varlığını sürdürüyor. Onu korumanın yolu ise yaşam alanlarını korumaktan geçiyor. Akdeniz fokunun habitatını barındıran tüm ülkeler, taraf oldukları uluslararası sözleşmeler gereği bu benzersiz türü korumakla yükümlüdür.” Kıraç, Akdeniz foklarına asıl tehdidin insan kaynaklı faaliyetler olduğunun altını çizdi. Kıraç, “Kıyıların yapılaşma nedeniyle doğallığını yitirmesi, fokların mağaralarda tekneler ve dalışlarla rahatsız edilmesi, ağlara takılarak boğulma, hastalıklar, kasıtlı öldürme vakaları, yoğun deniz trafiği, deniz-kıyı kirliliği ve aşırı balıkçılıkla balık stoklarının azalması gibi olumsuzluklar türün geleceğini tehlikeye atan başlıca faktörler” ifadelerini kullandı. Son 30 yıldır özellikle kıyılardaki betonlaşmadan kaynaklanan habitat kaybı ve mağara içlerinde rahatsız edilmenin, Akdeniz foku için en kritik tehditler haline geldiğini söyleyen Kıraç, şunları kaydetti: “Onu tanıdıkça daha çok sevecek, sevdikçe de koruyacağız. Aksi halde Akdeniz, en nadir canlısını sonsuza dek kaybedebilir.”

Kadim kent Antakya'dan Halep'e uzanan Roma yolu Haber

Kadim kent Antakya'dan Halep'e uzanan Roma yolu

Milattan sonraki ilk yüzyıllarda inşa edilen bu anıtsal güzergâh, sadece kadim kent Antakya ve Halep’i fiziksel olarak birbirine bağlamakla kalmadı, aynı zamanda imparatorluğun ticaret, askeri strateji ve kültürel etkileşim ağı içinde hayati bir atardamar rolü üstlendi. Dönemin en önemli ticaret yollarından biri olarak kabul edilen Roma Yolu, Doğu Akdeniz'i Mezopotamya'ya bağlayarak medeniyetlerin kesişme ve buluşma noktası oldu. Tarihe köprü kuran mühendislik başarısı Roma İmparatorluğu'nun meşhur "tüm yollar Roma'ya çıkar" anlayışının somut örneklerinden biri olan bu yol, günümüzde dahi bazı kısımlarının sağlamlığını korumasıyla dikkat çekiyor. Uzmanlar, Roma mühendislerinin yol yapımında kullandığı çok katmanlı, dayanıklı tekniklerin bu kalıcılığın anahtarı olduğunu belirtiyor. Yüksek hassasiyetle döşenen taşlar ve gelişmiş drenaj sistemleri sayesinde yol, binlerce yılın zorlu koşullarına direnç göstererek hem bir mühendislik başarısı hem de eşsiz bir tarihsel miras değeri taşıyor. Tarihçiler, Roma yollarının sadece askeri sevkiyat ve ticari kervanlar için değil, aynı zamanda farklı kültürlerin, dillerin ve fikirlerin akışını sağlayan birer kültürel koridor görevi gördüğünü vurguluyor. Antakya-Halep hattı da bu kültürel ve sosyal etkileşimi güçlendirerek bölgenin gelişimine yön veren temel altyapılardan biriydi. Günümüzde, küresel bir kültürel miras olarak kabul edilen Antakya-Halep Roma Yolu, "yol medeniyettir" felsefesiyle inşa edilmiş ve insanlığa bırakılan kalıcı eserlerin en somut örneklerinden biri olma özelliğini sürdürüyor. Üzerinden geçen binlerce yıla rağmen ayakta kalan bu kadim yapı, geçmişle günümüz arasında somut bir köprü kurmaya devam ediyor.

Barut: Zirai don felaketinden etkilenen çiftçinin yaraları hâlâ sarılmadı Haber

Barut: Zirai don felaketinden etkilenen çiftçinin yaraları hâlâ sarılmadı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, zirai don felaketinin üzerinden aylar geçmesine karşın zararların karşılanmasına yönelik verilecek desteklerin yetersizliğine ve ödemelerin Kasım ayına sarkıtılmasına tepki gösterdi. Şubat ayında Doğu Akdeniz'de, Nisan ayında ise yurdun her yanında yaşanan zirai don felaketinin, tarımsal üretime ve çiftçilere tarihte görülmemiş şekilde zarar verdiğini hatırlatan Barut, "Ekili ve dikili tarım alanları bitti, sadece bu yıl değil çiftçinin gelecek yılları ve emeği heba oldu. Maddi zararın tahmini boyutu 200 milyar liranın üstünde. Aradan geçen bunca zamanda çiftçinin yaralarını sarmayıp zararını karşılamayanlar, şimdi zirai don mağduru çiftçilere 46,5 milyar liralık ödeme yapılacağını müjdeliyor. Onu da Kasım ayında yapacaklarını söylüyorlar. Kapsamlı ve yeterli destek verilip çare olunmasını istiyoruz" dedi. “Doğu Akdeniz’deki zirai donun hasarları hâlâ giderilmedi” Türkiye'de Şubat-Nisan dönemlerinde yaşanan zirai don olayına ilişkin kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nda hala bir sonuç alınamadığını anımsatan Barut, "Doğu Akdeniz'de yaşanan zirai don felaketinin üzerinden 6 ay, Nisan ayında Türkiye'nin dört bir yanında meydana gelen afetin üzerinden 4 aydan fazla zaman geçti. Hala yaralar sarılmadığı, üreticinin feryadı duyulmmadığı ve etkin adımlar atılıp tarıma ve çiftçiye destek verilmediği gibi şimdi aklımızla alay eder gibi göstermelik destek açıklamalarıyla, onu da Kasım ayına erteleyerek sorunu çözmek yerine daha da büyütüyorlar" şeklinde konuştu. “Çiftçinin kanayan yaraları sarılmalı” Ayhan Barut, zirai don zararlarının karşılanması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Artan maliyetler, kuraklık, aşırı sıcak, zirai don ve dolu gibi felaketlerin yanı sıra ürünü para etmediği için mağdur olan çiftçiler borç batağına saplandı. Ülkemizin gıda egemenliği tehlikeye düşmüş, açlık ve kıtlık riski büyümüştür. Bir an önce çiftçinin kanayan yaraları sarılmalı, tarımsal üretime yeterli destek verilmelidir. Şimdi zirai don felaketi için TARSİM yaptıran 50 bin kişinin 23 milyar lira, sigorta yaptırmayan 420 bin çiftçinin de 23,5 milyar lira alacağını açıkladılar. Bu bile gösteriyor ki TARSİM uygulaması işlevsel değil, teşvik edici değil. Bu sistemin yeniden ele alınıp düzenlenmesi şart. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) poliçeleri uygun hale getirilmeli, raporlar karmaşadan uzak olmalı, çiftçi lehine kolaylaştırılmalı, yüksek bedelli prim sisteminden vazgeçilmelidir. TARSİM yaptıranların ödemesi hemen gerçekleştirilmelidir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçlarıyla ilgili 3 yıl süreli faizsiz erteleme dışında limitler yükseltilerek sübvansiyonlu olarak çiftçinin finansmanla ilgili sorunu çözülmelidir. Sulama ve elektrik bedelleriyle ilgili acilen düzenleme yapılmalı, tohumdan fidana, gübreden zirai ilaca, mazottan fideye tüm maliyet kalemlerinde çiftçiye ayni ve nakdi yardımlar sağlanmalı, çiftçinin ihtiyacı giderilmelidir. Özellikle TARSİM ile ilgili düzenlemeler ele alınırken sıcaktan dona kadar doğal afetlerle mücadele önlemlerinde çiftçinin önü açılmalı, teknolojiden yararlandırılmalı, üreticilere önce rol üstlenilerek destek verilmelidir."

PANSA Gıda, iftar programında yeni ürünü donuk katmeri ilk kez tanıttı Haber

PANSA Gıda, iftar programında yeni ürünü donuk katmeri ilk kez tanıttı

PANSA Gıda, un sektörünün devlerini geleneksel iftar sofrasında bir araya getirdi. Doğu Akdeniz’in en büyük yufka üreticisi olan firma, bu özel akşamda sektörün önde gelen isimlerini ağırlarken, yeni ürünü donuk katmeri de ilk kez tanıttı. 2015 yılında kurulan PANSA Gıda, sektördeki hızlı büyümesiyle dikkat çekerken, aynı zamanda geleneksel tatları modernle buluşturma misyonunu da sürdürüyor. İftar programına katılan sektör temsilcileri, PANSA Gıda’nın ihracat başarılarını ve yenilikçi ürünlerini yakından inceledi. Genel Müdür Umut Güzel, firmanın gelişim sürecini ve yakında satışa sunulacak Pannie markalı donuk katmer ürünlerini tanıtarak, geleneksel lezzetleri pratik bir şekilde sofralarla buluşturmayı hedeflediklerini ifade etti. Pansa Gıda Genel Müdürü Umut Güzel, ihracat başarılarını açıkladı PANSA Gıda Genel Müdürü Umut Güzel, “Yaklaşık 10 yıllık faaliyet sürecimizde yurt içinde önemli başarılara imza attık. Bugün 13 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ürünlerimiz Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya, Ortadoğu’dan komşu ülkelere kadar birçok pazarda tüketiciyle buluşuyor. Başarımızın sırrı; doğru un ve malzeme tercihi, güçlü AR-GE çalışmalarımız, özel pişirme tekniklerimiz ve raf ömrü uzun, doğal ürünler üretmemizdir. Pannie markamızla ürettiğimiz donuk katmerleri çok yakında market raflarında göreceğiz. Buzluktan çıkarıp 15 dakikada fırında hazırlanan bu ürün, geleneksel bir lezzeti zahmetsiz ve pratik bir şekilde sofralara getiriyor. Gelenekseli modernle buluşturuyor, lezzeti katmerliyoruz” şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.