#Dr. Haluk Uygur

İLKHABER-Gazetesi - Dr. Haluk Uygur haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dr. Haluk Uygur haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dr. Uygur: 10 Kasımlar sadece yas değil, Atatürk'ü anlama günüdür Haber

Dr. Uygur: 10 Kasımlar sadece yas değil, Atatürk'ü anlama günüdür

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı Haluk Uygur, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 87. yıl dönümünde, Atatürk’ün vizyonunu anlamanın önemine dikkat çekti. Uygur, Atatürk’ün sadece bir lider değil, aynı zamanda derin bir tarih ve kültür bilincine sahip olduğunu vurguladı. “Atatürk, bir arkeolojik kazının ne kadar pahalı bir şey olduğunu bilerek, cebinden 3000 lirayı Afet İnan’a vermek suretiyle, 1935 yılında Hititler’in başkenti Hattuşaş ve prens mezarlarının bulunduğu kent Alacahöyük’ün kazılmasını sağladı” diyen Dr. Uygur, “Büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün amacı, yaratmaya çalıştığı yeni ulusun, 4000 yıllık geçmiş ile bağını kurarak sağlam temeller oluşturmaktı” ifadelerini kullandı. Söz konusu kazının amacının, Anadolu’nun tarihini oluşturacak bilgilerin bilimsel olarak toplanıp, ülkeyi işgal etmeye çalışanların tezlerine bilimle karşılık verebilmek olduğuna işaret eden Dr. Uygur, “Emperyal güçler, Ege ve Akdeniz’in bir kısmında bulunan Helenistik kalıntıları gösterip, Anadolu’nun sahipleri olarak kendilerini göstermeye çalışıyorlardı. Atatürk ise geniş tarih bilgisiyle, Anadolu’nun tümünde Helenlerden 1500 yıl önce Hatti ardından Hitit uygarlığı olduğunu biliyor ve emperyal tezlere karşılık verebilmek için Hattuşaş’ın kazılmasını ve Hitit Alfabesinin okunmasını istiyordu” dedi. Uygur, Atatürk’ün Hitit tabletlerindeki sırları da bildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Okunmamış binlerce Hitit tabletinde yatan sırların, kendisinin Nutuk’ta söylediği gibi, Anadolu’nun tarihin ilk çağlarından beri çeşitli etnografik toplumları bir araya getiren bir halk olduğunu açığa çıkaracağını biliyordu. Bunun için kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkentinin amblemini Hitit Güneşi yaptı, kurulmasına vesile olduğu önemli bankalardan birinin adını da ETİBANK koydu. Bu yüzden Ankara’nın amblemini değiştirip başka bir şey yapmak, ülkeyi bütünleştiren bir tezi yok etmek anlamına gelirdi. Ve bunu bir beka sorunu olarak gördü.” Uygur, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu anlamda biz Altınoran olarak, 10 Kasımları bir yas günü değil, Atatürk’ü anlamak için bir fırsat olarak görüyoruz. Onun izlerindeki bilim ve sanatın ışığını arayarak onu anlamaya çalışırız.”

Lösemili çocuklardan sanatla direnç öyküsü Haber

Lösemili çocuklardan sanatla direnç öyküsü

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği, LÖSEV iş birliğiyle yürüttüğü “Çiçeklerin Şarkısı” adlı sosyal sorumluluk projesiyle lösemiyle mücadele eden çocukları sanatın birleştirici gücüyle buluşturdu. 6 Kasım 2025 Perşembe günü saat 19.00’da Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu ve Fuaye Alanı’nda gerçekleştirilecek sergi ve müzik dinletisiyle, gençlerin umut dolu yolculuğu sanatseverlerle paylaşılacak. Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Yaşar Ateşoğlu, projenin amacına ilişkin yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Sanatın iyileştirici gücüne inanıyoruz. Bu özel projede 8–16 yaş arasındaki lösemiyle mücadele eden gençlerle bir araya geldik. Onlara yalnızca fotoğraf çekmeyi değil, dünyaya farklı bir gözle bakmayı, ışığın, umudun ve paylaşmanın anlamını öğretmeye çalıştık. Garden Koala’nın renkli çiçek seralarında objektifleriyle hayata dokundular. Rüya Eylül Ritim Atölyesi’nde ise duygularını müziğe dönüştürdüler.” Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı ve projenin sanat yönetmeni Dr. Haluk Uygur da sanatın yalnızca estetik bir ifade biçimi olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu: “İlk bakışta, fotoğraf alanında lösemiyle mücadele eden gençlerimizi eğitmek gibi bir hedefimiz olduğu düşünülebilir. Ancak asıl amacımız, sanat aracılığıyla yaşamın zorluklarıyla baş etme gücünü gençlerin dünyasına kazandırmaktı. Biz sanatın sadece duvarlara asılan bir obje değil, insan zihnindeki yaratım gücü olduğuna inanıyoruz. Her insan bu güce az ya da çok sahip. Bu bilinçle hareket ettik.” Uygur, projenin adını taşıyan etkinliğe tüm sanatseverleri davet ederek, “Sanatın gücü lösemiyi de yenebilir. 6 Kasım akşamı, gençlerimizin çektiği fotoğraflar ve besteledikleri ritimlerle umut dolu bir sergide buluşacağız. Her fotoğraf bir hikâyenin, her çiçek kartı bir kalp atışının yankısı olacak. Sanat iyileştirir” ifadelerini kullandı.

Dr. Haluk Uygur’un ‘Türk fotoğrafına etkisi’ Arnavutluk’ta sunuldu Haber

Dr. Haluk Uygur’un ‘Türk fotoğrafına etkisi’ Arnavutluk’ta sunuldu

Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mutluhan Taş ile doktora öğrencisi Berrak Kılıç, Arnavutluk’ta düzenlenen uluslararası bir kongrede, Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı, fotoğraf sanatının Türkiye’deki gelişimine öncülük eden isimlerden Dr. Haluk Uygur’un Türk fotoğrafı ve Adana’nın estetik kimliğinin oluşumu üzerindeki etkilerini konu alan bir bildiri sundu. Sanat yaşamı boyunca hem fotoğraf sanatının teorik temellerine katkıda bulunan hem de Adana’yı ulusal ve uluslararası sanat platformlarında görünür kılan Dr. Uygur’un, kentin kültürel dönüşümüne ve estetik bilincine yön veren çalışmaları bildiride kapsamlı biçimde ele alındı. Bildirinin makale olarak da yayımlanacağı ve kentlerin gelişiminde sanatın rolüne örnek olarak gösterileceği belirtildi. Dr. Haluk Uygur, konuya ilişkin ilkhaber-gazetesi.com’a yaptığı değerlendirmesinde, kendisi ve fotoğraf sanatçısı arkadaşlarının Adana’yı dünyaya tanıtarak hem kente hem de kendilerine önemli bir katkı sağladıklarını söyledi. Uygur, “Bu çalışma, Adana’yı dünyaya taşıyarak bizi de dünyalı yapma çabamızda önemli bir adım” dedi. “Uluslararası unvanlar yerine kent odaklı sanat” Çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Mutluhan Taş ve Berrak Kılıç’a teşekkür eden Uygur, sanat anlayışındaki değişimi şu sözlerle anlattı: “Fotoğrafa başladığım ilk yıllarda çok sayıda ulusal ve uluslararası ödül aldım. Fransa, İsviçre, Romanya, Yunanistan, İran ve KKTC’de sergiler açtım. Ancak zamanla fark ettim ki bunların bana ya da kentime kalıcı bir katkısı olmuyor. Sergiler sona erdiğinde kimse hatırlamıyor. Paris’teki sergi salonundan çıktığımda kimsenin beni tanımadığını anladım.” Uygur, bu farkındalık sonrası sanat anlayışında bir dönüm noktası yaşadığını belirterek, Uluslararası Fotoğraf Sanatçıları Federasyonu’nun verdiği unvanları da terk ettiğini ifade etti. Dr. Uygur, “Artık herkes kendi kentinin fotoğrafçısı olmalı. Sanat, sadece duvarda asılı bir nesne değil, toplumda ortak bir düşünme alanı ve ilerleme yaratmanın aracı olmalı” diye konuştu. “Sanat Adana için, Adana’dan dünyaya” Dr. Uygur, bu düşünceyle birlikte Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği çatısı altında çalışmalarını Adana ve bölgesine odakladıklarını, bu sayede kentin sanatsal kimliğine önemli katkılar sunduklarını dile getirdi. Uygur, şunları kaydetti: “Kentimiz bizi daha çok tanıdı, önümüzü açtı. Ortaya çıkan projeler kitaplara ve kalıcı eserlere dönüştü. ‘Sanat Adana için, Adana’dan dünyaya’ sloganı artık kentimizin şiarı haline geldi. Amacımız, kentimizi evrene taşıyabildiğimiz kadar taşımak. Bu zor bir yol ama bir o kadar da kalıcı.”

Altınoran ve LÖSEV’den lösemiye karşı güçlü iş birliği Haber

Altınoran ve LÖSEV’den lösemiye karşı güçlü iş birliği

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı Dr. Haluk Uygur, Altınoran’ın, LÖSEV ile el ele vererek, geçen yıllarda lösemi hastalığını yenmek için direnen gençler ile ortak bir fotoğraf projesi gerçekleştirdiğini anımsattı. "Ben Bir Kahramanım” isimli projede, LÖSEV'den Aslı Nil Büyüknisan, Yiğit Kaymak, Hüseyin Akalan, Latife Nur Bilir, Mustafa Can Giriş, Serkut Sevgili, Sezer Özdemir, Şeyhmus Kayan ve Aysima Yaşar’ın yer aldığını ifade eden Uygur, “Bu projede gençler, Adana'da sanat ve bilim alanında önemli işler yapan kahramanların yaşam öyküleriyle kendi yaşam mücadelesini eşleştirmiş ve bu eşleşmeyi fotoğraflarla anlatmışlardı. Projenin kitabı hazırlandı, sergiler açıldı. Sergideki tüm fotoğraflar da satıldı. Ve buradan elde edilen gelir ise lösemili çocukların tedavisi için LÖSEV'e aktarıldı” dedi. Uygur, “Bu yıl ise aynı çalışmayı, bu kez lösemiyi yenmeye çalışan bir grup çocukla bir önceki projeden daha genç isimlerin katılımıyla gerçekleştirdik. Bu kez fotoğraf dışında müzik ve yapay zekâ da devreye girdi. Bu konuda sürprizlerimiz var. Altınoran ve LÖSEV olarak yarından itibaren bu konuda bilgilendirme yapacağız” ifadelerini kullandı. Sosyal sorumluluk projeleri sürüyor Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Yaşar Ateşoğlu da sosyal sorumluluk projelerine devam ettiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Ben Bir Kahramanım projesinde yer alan lösemiyle mücadele eden gençler, ellerindeki imkânları doğru kullanarak lösemi gibi bir hastalığın üstesinden geldikleri gibi, basit cep telefonlarıyla bile mucizeler yaratabileceklerini gösterdiler. Ali Haydar Bozkurt, Çetin Yiğenoğlu, İsmail Timuçin, Mesut ve Eda Dikel, Serhan Kelleözü, Yeşim Mendi, Yıldız Kaçar ve İlknur Solmaz'ın fotoğraflarını çeken bu gençlerimizin eserleri de sergide büyük ilgi gördü. Fotoğraf yanı sıra müzik ve yapay zekanın da yer aldığı yeni projemizin de büyük ilgi göreceğine inanıyoruz.”

Haluk Uygur’dan Burhan Felek Ödülü alan Orhan Apaydın’a övgü Haber

Haluk Uygur’dan Burhan Felek Ödülü alan Orhan Apaydın’a övgü

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü bu yıl deneyimli gazeteci Orhan Apaydın’a layık görüldü. Ödülün ardından, Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı Dr. Haluk Uygur, Apaydın’a verilen bu onurun hem Adana hem de Türk basını açısından büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. Uygur, ilkhaber-gazetesicom’a yaptığı açıklamada, Burhan Felek’in Türk gazeteciliğinde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Burhan Felek; araştıran, gazeteciliği ülke sevgisiyle yapan, habere tarafsız ama insanlığa taraf olan, entelektüel bir isimdi. Genç gazetecilere ilham veren, gazeteciliğin etik değerlerini tüm Türkiye’ye yaymak için çabalayan Cumhuriyetimizin önemli bir insanıydı” dedi. Orhan Apaydın’ın da bu değerleri yaşatan bir gazeteci olduğunu vurgulayan Uygur, “Apaydın, Burhan Felek - Abdi İpekçi ekolünün Adana’daki temsilcisi. Haberde tarafsız, ancak kent sorunları ve ülke çıkarları söz konusu olduğunda tavrını net biçimde ortaya koyan bir kent büyüğümüz. İnsanların kişisel sorunlarına da duyarlılıkla yaklaşan, çözüm arayan bir hümanisttir” ifadelerini kullandı. Apaydın’ın Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği’nin onur üyesi olduğunu da hatırlatan Uygur, “Rahmetli Etem Çalışkan’dan sonra, derneğimizden ikinci kez bir isim Burhan Felek onuruna layık görüldü. Bu, bizler için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı” diye konuştu. Haluk Uygur, şunları kaydetti: “Orhan Apaydın, Altınoran’ın ‘Adana’ya Güç Verenler’ listesinde yer alan bir kent kahramanıdır. Kendisini kutluyor, ışıklı yolunun tüm ülkemizi aydınlatmaya devam edeceğine inanıyoruz.” Orhan Apaydın’ın geniş foto-biyografisine www.adanayagucverenler.com adresinden ulaşılabiliyor.

‘Benim Güzel Türkiyem’ sergisiyle Türkiye rekoru Adana’dan geliyor Haber

‘Benim Güzel Türkiyem’ sergisiyle Türkiye rekoru Adana’dan geliyor

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı, fotoğraf sanatçısı Dr. Haluk Uygur, 40 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı “Benim Güzel Türkiyem” adlı koleksiyonunu sanatseverlerle buluşturuyor. Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi olma özelliğini taşıyan bu özel etkinlik, Adana Medline Hastanesi salonlarında kapılarını açıyor. Dr. Uygur’un sanat yaşamı boyunca ürettiği ve bir ömürlük emeğini yansıtan eserlerinden bir bölümü olan 250 büyük boy fotoğrafları, Medline Hastanesi’nin koridorlarında kalıcı olarak yer alacak. Serginin süresi için herhangi bir bitiş tarihi belirlenmezken, hastane varlığını sürdürdükçe fotoğraflar da izleyiciyle buluşmaya devam edecek. Bu yönüyle “Benim Güzel Türkiyem”, Türkiye’de bugüne dek düzenlenen en uzun süreli fotoğraf sergisi olma unvanını taşıyacak. Kapsamı bakımından da dikkat çeken sergide, 250 eserin bir araya gelmesiyle Türkiye’deki en büyük fotoğraf koleksiyonlarından biri izlenime sunuluyor olacak. Serginin resmi açılışı bugün saat 16.00’da gerçekleşecek. Etkinlikte, piyanist Dilan Dereli ve keman sanatçısı Irmak Acar, Türk Beşleri’nin eserlerinden oluşan özel bir resital ile sanatseverlere unutulmaz anlar yaşatacak. Sergi, Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği’nin kardeş kuruluşu Muse/Art Collective destekleriyle organize ediliyor. Klasik müziği farklı şehirlerde düzenlediği oda konserleriyle geniş kitlelere ulaştıran Muse/Art Collective, etkinliğe sanatsal bir derinlik kazandıracak. Dr. Haluk Uygur, bu özel sergiye ilişkin duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Hekimliğin bana kazandırdığı insan hikâyeleri kadar, fotoğraf da ruhumun biriktirdiği güzellikleri taşıyor. ‘Benim Güzel Türkiyem’ koleksiyonum, ülkemin bana yansıyan ışığını gösterdiğim ve Türkiye’ye bir borcumu ödediğim 40 yıllık bir çalışmanın ürünü. Bu sergiyi açarken sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda bir teşekkür armağanı olarak sunuyorum. Enlerin, ilklerin ve teklerin oluşturduğu hayallerimize doğru birlikte yola çıkmak için tüm dostlarımı, akrabalarımı, hastalarımı, öğrencilerimi ve sanatseverleri bu açılışa davet ediyorum.” Sanatla bilimi bir araya getiren bu anlamlı etkinlik, hem içeriği hem de süresiyle Türkiye sanat tarihinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.

Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi Adana’da açılıyor Haber

Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi Adana’da açılıyor

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı ve fotoğraf sanatçısı Dr. Haluk Uygur’un sanat yaşamı boyunca ürettiği eserlerin bir ölümünden oluşan 250 büyük boy fotoğraf koleksiyonu, 45 yıllık hekimlik yaşamını geçirdiği hastanelerden olan Adana Medline Hastanesi salonlarında sergilenecek. Serginin en dikkat çekici özelliği ise süre sınırının olmaması. Hastane varlığını sürdürdükçe fotoğraflar da kalıcı olarak hastanenin koridorlarında yer alacak. Sergi, bu yönüyle “Türkiye’nin en uzun süreli fotoğraf sergisi” unvanını almaya aday olacak. Sergi aynı zamanda eser sayısıyla da öne çıkıyor. 250 eserin yer aldığı koleksiyon, Türkiye’de bugüne dek açılmış en kapsamlı fotoğraf sergilerinden biri olarak değerlendiriliyor. Serginin açılışı, 27 Eylül 2025 Cumartesi günü saat 16.00’da yapılacak. Etkinlikte müzisyenler Dilan Dereli ve Irmak Acar, “Türk Beşleri” temalı bir resital sunacak. Dr. Haluk Uygur, sergiyle ilgili duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Hekimliğin bana kazandırdığı insan hikâyeleri kadar, fotoğraf da ruhumun biriktirdiği güzellikleri taşıyor. ‘Benim Güzel Türkiyem’ koleksiyonum, ülkemin bana yansıyan ışığını gösterdiğim ve Türkiye’ye bir borcumu ödediğim 40 yıllık bir çalışmanın ürünü. Bu sergiyi açarken sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda bir teşekkür armağanı sunuyorum. Enlerin, ilklerin ve teklerin oluşturduğu hayallerimize doğru birlikte yola çıkmak için tüm dostlarımı, akrabalarımı, hastalarımı, öğrencilerimi ve sanatseverleri bu açılışa davet ediyorum.”

Adana’dan Serik’e Tülay Aktaş’ın minyatürlerle anlatılan Anadolu hikayesi Haber

Adana’dan Serik’e Tülay Aktaş’ın minyatürlerle anlatılan Anadolu hikayesi

Antalya’nın Serik ilçesinde yakında ziyarete açılacak olan Etnografya Müzesi, Eğitimci ve Sanatçı Tülay Aktaş’ın minyatür eserleriyle Anadolu’nun kültürel mirasını ziyaretçilerine sunuyor. Müze, yaklaşık 4 bin metrekarelik alan üzerine kurularak Anadolu halkının yaşam biçimini detaylı şekilde yansıtacak şekilde tasarlandı. Müzedeki yöresel kıyafetlerle giydirilmiş balmumu heykeller, köy hayatını ve geleneksel yaşamı gözler önüne seriyor. Ziyaretçiler, bu müzede Anadolu’nun kültürel zenginliğini birebir deneyimleme fırsatı bulacak. Tülay Aktaş, Türkiye’de bir ilk olarak minyatür heykellerle Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunu anlatan bir panorama da hazırlamıştı. Daha sonra Adana Sinema Müzesi için Yılmaz Güney, Abidin Dino, Orhan Kemal ve Muzaffer İzgü gibi isimlerin heykellerini gerçek giysilerle tasarlamıştı. Bu eserler yalnızca heykel değil, etnografik araştırmalarla desteklenen multidisipliner çalışmalardan oluşmuştu. Serik Etnografya Müzesi de terkedilmiş bir cezaevi binasının restore edilmesiyle hazırlandı. Müze, Aktaş’ın hazırladığı Anadolu halk yaşamını anlatan minyatür eserlerle donatıldı. Müzenin bahçesinde Yörük kültürünü yansıtan kıl çadır, dinlenme alanları ve kültürel atölyeler bulunuyor. Ayrıca burada müzik, resim ve drama çalışmaları da gerçekleştirilebilecek. Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onursal Başkanı Dr. Haluk Uygur, Tülay Aktaş’ın çalışmalarına dikkat çekerek, “Antalya Kaleiçi’nde gördüğüm minyatür heykellerinden ilham aldım ve Yeşiloba Şehitlik ile Milli Mücadele Müzesi’nde kullanmak istedim. O günden buyana Tülay Aktaş ile sıkı dostuz. Tülay hanım, sanatını sadece estetik bir boyuta taşımıyor, aynı zamanda Anadolu’nun tarihini ve kültürünü yaşayan bir şekilde sunuyor. Serik Etnografya Müzesi de bunun en güzel örneği” dedi. Müze, kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak Serik Belediyesi, müzeyi sadece bir sergi alanı olarak değil, aynı zamanda kültür ve sanat merkezi olarak planladı. Etnografya Müzesi, geçmişi yaşatmanın yanı sıra eğitim, kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yaparak ilçenin sosyal ve kültürel yaşamına katkı sunmayı hedefliyor. Ziyaretçiler, bu müzede Anadolu’nun gelenek ve göreneklerini, efsanelerini ve günlük yaşamını yakından tanıma fırsatı bulacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.