TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dr. Müzeyyen Şevkin

İLKHABER-Gazetesi - Dr. Müzeyyen Şevkin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dr. Müzeyyen Şevkin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP Milletvekili Şevkin: Maden Kanunu’nu 22 yılda 22 kez değiştirdiler Haber

CHP Milletvekili Şevkin: Maden Kanunu’nu 22 yılda 22 kez değiştirdiler

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, 2002 yılından bu yana Maden Kanunu’ndanm 21 kez değişikliğe gidildiğini, mecliste 22. Kanun teklifinin de görüşüldüğüne dikkat çekti. Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin geneli üzerine, partisi adına konuşan Dr. Şevkin, yeni kanun teklifiyle Akkuyu Nükleer AŞ’nin sahibi Rosatom’a geniş yetkiler sunulacağını, enerji ve madenlerdeki yeni rezerv alanlarının Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) adeta peşkeş çekileceğini savundu. Türkiye’nin çeşitli kaynaklardan 3-4 sente mal edebileceğini ancak Rosatom’a 12.5 sentten alım garantisi verildiğini söyleyen Dr. Şevkin, aradaki farkın vatandaşın cebinden çıktığını söyledi. Maden Kanunu’nda 21 kez değişikliğe gidildiğini anlatan Dr. Şevkin, 2001 yılından bu yana 19 altın madeni açıldığını, 4 altın madeninin daha açılacağını dile getirdi. ŞEVKİN: “TÜRKİYE’YE ENERJİ TEHDİDİ VAR” Elektrik üretiminde hidrolik kaynaklardan çok fosil yakıtlar, ithal doğal gaz ve ithal kömür ve petrol kullanılarak Türkiye’nin dışa bağımlılığının arttığını belirten Dr. Şevkin, “Orman alanları, tarım alanları, zeytinlikler, turizm alanları yoğun bir tahribat altındadır. Yerli, yenilenebilir, çevreyle uyumlu enerji kaynakları ülkemizde yeterince değerlendirilmemektedir. Türkiye, enerji ithal ettiği ve zaman zaman gerilim yaşadığı bazı ülkelerin enerji tehdidine boyun eğmektedir” diye konuştu. ŞEVKİN: “KATLİAMA DAVETİYE ÇIKARILDI” 60 kilometre boyunca Munzur Dağları’nda altın madenciliği yapıldığını, yüzde 80'i Amerikalı ve Kanadalı, yüzde 20'si de Türk şirkete ait maden işletmesinin vahşi madenciliğin en önemli örneklerinden biri olduğunu kaydeden Dr. Şevkin, “Fırat Nehri ve Sabırlı Deresi'nin fay zonu üzerinde bulunan bu maden yatağı 2 kez ÇED'le genişletme raporu alarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından âdeta katliama davetiye çıkarılmıştır” diye konuştu. Bir ton altın çıkarmak için siyanür ve asit kullanıldığını, 5 milyon ton da hafriyat yapıldığını ifade eden Dr. Şevkin, “Ne yazık ki doğamızı, ormanlarımızı, sulak alanlarımızı ve tarım topraklarımızı gerçekten yok eden bu vahşi madencilikten vazgeçmek gerekiyor” dedi. Dr. Şevkin, “Yüzde 80'i yurt dışına giden; bize sadece pasası, pisliği ve ölümü kalan altın madenciliği ne yazık ki madencilik faaliyetleri içerisinde en kötüsüdür ve bir an önce buna son verilmelidir” ifadelerini kullandı. AKP iktidarının Türkiye madenciliğini bile isteye delik deşik ettiğini; kapitülasyonlara, sömürge madenciliğine kucak açtığını söyleyen Dr. Şevkin, “Daha kaç madenci ölmeli, daha nasıl büyük bir çevre katliamı olmalı? Suyumuz daha ne kadar zehirlenecek? Her seferinde uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ülkemizi diğer ülkelerden para dilenir hale getirdiniz, vatandaşı da yek ekmeğe muhtaç ettiniz; İşte, eseriniz budur. Bayramda sizler Monako'da ıstakoz yerken, 9 madencimizin evlatları babalarının cenazesini bekliyordu” diye konuştu. Birleşik Arap Emirlikleri'yle 2023'te yapılan sözleşmeyle bağlantılı olduğunu vurguladı. 16 maddelik enerji torbasının tamamen geri çekilmesi gerektiğini dile getiren Dr. Şevkin, Dışişleri Komisyonu’nda görüşülmesi beklenen ve yeni kapitülasyonlara yol açacağı öngörülen, belirsizlikler ve tavizler içerdiği konusunda eleştirilen bu yasanın ısrarla meclise sunulmasını eleştiren Dr. Şevkin, “Bu kanun teklifi İliç'te maden faciası meydana gelmesi nedeniyle tam 3 kez ertelenmiş, kamuoyunun yatıştığı hissedildikten sonra yeniden ısıtılarak ve hiçbir maddesinde değişiklik yapılmadan önümüze getirilmiştir” dedi. Madencilikte maliyet kalemlerinin ve bürokratik işlemlerin azaltılması ve araştırma süresinin uzunluğu bahane edilerek Uluslararası Raporlama Sistemi’ni (UMREK Kodu) ortadan kaldıran bir düzenleme getirildiğine işaret eden Dr. Şevkin, iktidara seslenerek, “Madencilik konusunda sanki çok iyi bir karneniz varmış gibi davranıyorsunuz. Soma'da, Manisa'da, Bartın'da ve İliç faciasında bu kadar insan hayatını kaybederken, siz niye bu uluslararası standartları kaldırıyorsunuz?” sorularını yöneltti. ŞEVKİN: “MADENLER HARAÇ MEZAT SATILACAK” Dr. Şevkin, “Yapılan bu düzenlemeyle kamusal nitelikteki maden kaynaklarının ülke yararına aranıp ortaya çıkarılması gerekirken ruhsat alan kişi ve şirketleri koruma altına alacak ve ruhsat alan kişilerin uzun süre arama, araştırma yapmaksızın ruhsatlar üzerinde hak sahibi olmalarının önü açılacaktır. Maden Tetkik Arama Müdürlüğü, buluculuk hakkını uluslararası normlara göre aramak yerine kendisi arayıp ortaya koyacağını ifade ediyor. Aslında burada yapılmak istenen, Maden Tetkik Arama’nın elinde bulunan ruhsatların Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devredilerek haraç mezat madenlerin satılmasıdır. Biz buna "hayır" diyoruz ve bu maddeler derhâl kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı. Yapılmak istenen düzenlemeyle Devlet Su İşleri’ne baraj ve göl alanlarında, suni göl ve tabii göllerin üzerinde imar planı yapılmaksızın birden çok tesis kurma yetkisi tanındığını ancak belediyelerin bu haktan yararlanamadığını ifade eden Dr. Şevkin, “İktidar CHP’li belediyeleri engellemek için yasaya belediyeleri dahil etmemiştir. İmar planı yapılmalı, köy tüzel kişiliklerine, il özel idarelerine ve belediyelere de muhakkak bu hak verilmelidir” diye konuştu. ŞEVKİN: “BAE’YE PEŞKEŞ ÇEKİLECEK” Yasa değişikliği teklifinin 13'üncü maddesiyle yapılamayan enerji yatırımlarına ilişkin üretim lisansı, ön lisans ve lisans başvurularının iptalinin kolaylaştırıldığını, bu durumda yapılmamış ve yapılmayacak olan yatırımların tahsis edilmiş bağlantı kapasitelerinin boşa çıkacağını dile getiren Dr. Şevkin, “İşin Türkçesi; ön lisans ve lisansı almamış şirketler boşa çıkacak ve bunlar büyük bir ihtimalle Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) peşkeş çekilecek” dedi. Söz konusu kanun teklifinin Türkiye’nin ekonomik koşulları nedeniyle hazırlandığını, ülkenin 5 sente muhtaç edildiğini kaydeden Dr. Şevkin, “Bu kanun teklifi; iktidarın yabancı ülkelerde girmiş olduğu para arayışı nedeniyle Birleşik Arap Emirlikleri'ne coğrafyamızda rant kapıları açmanın altyapısıdır” diye konuştu. 14'üncü maddede Akkuyu Nükleer santralinde işletmecinin taşıması gereken son derece tehlikeli ve riskli atık olan nükleer atıkların 3. şahıslar tarafından nakledilmesinin teklif edildiğini oysa Rosatom firmasına ülkenin yeterince taviz verdiğini, örneğin Rosatom’a elektriği 12,5 sentten alım garantisi verildiğini ifade eden Dr. Şevkin, “Oysa Türkiye bugün bu elektriği diğer kaynaklardan 3 ya da 4 sente mal edebiliyor. Aradaki fark vatandaşın cebinden çıkıyor” dedi. ŞEVKİN: “MADEN FACİALARINDA, DEPREMLERDE SORUMLU YOK, TELEFERİK KAZASINDA BELEDİYE BAŞKANIMIZ TUTUKLANDI” AKP iktidarları döneminde Maden Kanunu'nda tam 21 kez değişiklik yapıldığını, 22. düzenlemenin görüşüldüğünü vurgulayan Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Daha kaç insanın ölmesi gerekiyor? Daha kaç madenin çökmesi gerekiyor? Daha ne kadar insan kaybedeceğiz de acaba bu düzenlemeleri sağlıklı bir şekilde yapacağız? Aslında bunları bilmediğinizden değil bilerek yapıyorsunuz. Afşin-Elbistan Termik Santrali'nde 50 milyon ton toprak altında kalan 9 işçi 13 yıldır çıkarılamadı; yine, İliç'te, Çöpler altın madeninde 13 Şubatta maalesef 9 işçimiz toprak altında kaldı. Soma'da, Amasra'da madencilerimiz öldü. Son büyük depremlerde 53 bin insanımızı kaybettiğimiz ve ne yazık ki bir tek sorumlunun bulunmadığı bir süreci yaşıyoruz. Gelin görün ki; Antalya'daki teleferik kazasında Kepez Belediye Başkanımız hemen, apar topar tutuklandı. Peki, bu bir siyasi yaklaşım değil midir? Ulusal çıkarlarımıza uygun, toplumsal faydayı önceleyen, sürdürülebilir, dışa bağımlılığı en aza indirgeyen, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum düzeyde yararlanılan kararlı ve gerçekçi bir politikaya ihtiyaç vardır.”

Dr. Şevkin: Ülkemiz afetler konusunda hazırlıksız Haber

Dr. Şevkin: Ülkemiz afetler konusunda hazırlıksız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin, yerleşim alanlarının yanlış seçimi, plansız ve çarpık kentleşme, sağlıksız denetim, kalitesiz malzeme kullanımı ve kötü yapı stoku nedeniyle doğa ve insan kaynaklı afetler sonucu büyük yıkım, can ve mal kaybı ve yıllarca süren travma yaşadığını vurguladı. Dr. Şevkin, bu durumun ülkemizin afetler konusuna hiç de hazırlıklı olmadığını gösterdiğini vurguladı. Hafta başında üyesi olduğu Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nin Ankara’da düzenlediği 76. Jeoloji Kurultayı’na katıldıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geçen Dr. Şevkin, meclis genel kurulunda kurultaya ve afetlere vurgu yaptı. KURULTAYA VURGU YAPTI Jeoloji Mühendisleri Odası’nın bu hafta önemli bir etkinlik gerçekleştirdiğini, her yıl farklı bir konu seçen ve bu yıl 76.sı düzenlenen Jeoloji Kurultayı’nın ana temasının “Afete Dirençli Kentler” olduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Ülkemiz, yerleşim alanlarının yanlış seçimi, plansız ve çarpık kentleşme, sağlıksız denetim, kalitesiz malzeme kullanımı ve kötü yapı stoku nedeniyle doğa ve insan kaynaklı afetler sonucu büyük yıkım, can ve mal kaybı ve yıllarca süren travma yaşıyor. Bu da ülkemizin afetler konusuna hiç de hazırlıklı olmadığını gösteriyor. Kurultay boyunca, 400’ün üzerinde oturum, onlarca belgesel gösterimi ve serginin ülkemizde son yıllarda sıklıkla yaşadığımız “afetlerin” üstesinden gelmek için ışık tutmasını ve ilgililerin bu bilimsel çalışmalardan yararlanmasının önemini vurgulamak istiyorum. Jeoloji Mühendisleri Odamız ve hocalarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Şevkin: Kamu mühendisleri çaresiz, hak ettikleri hakları alamıyor! Haber

Şevkin: Kamu mühendisleri çaresiz, hak ettikleri hakları alamıyor!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye'nin önemli projelerini yürüten kamu mühendislerinin haklarının verilmemesine ilişkin TBMM Genel Kurulu'nda konuştu. Dr. Şevkin, kamu mühendislerinin meclise sunulan kanun tekliflerinde destek bulamadıklarını belirterek, bu durumun kamu mühendislerini çaresiz bıraktığını ifade etti. GELİR EŞİTSİZLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ Kamuda 25 yıldır görev yapan mühendislerin yoksulluk sınırında maaş aldığını vurgulayan Dr. Şevkin, ek ders, döner sermaye, teşvik ödemesi, taban ödeme, vekâlet ücreti gibi maaşları dışında ek ödemelerinin olmadığını belirtti. Bu durumun gelir eşitsizliğine ve büyük bir adaletsizliğe neden olduğunu dile getiren Şevkin, kamuda çalışan tüm mühendislere "teknik sorumluluk tazminatı" adı altında yeni bir ödeme kalemi oluşturulması gerektiğini söyledi. CHP'li Milletvekili, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Kamuda çalışan tüm mühendislerin ek ödemelerinin artırılması, mühendislik meslek kanununun çıkarılarak meslek gelişiminin teşvik edilmesi, tüm gelirlerinin emekliliğe katkı sağlaması ve emekli mühendisler için ilave ödeneğin verilmesi gibi bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Ülkenin en önemli projelerini yürüten, kontrol eden, hak ediş düzenleyen kamu mühendislerinin hakları teslim edilmelidir."

Şevkin: 2024, Emekliler için adalet yılı olmalı! Haber

Şevkin: 2024, Emekliler için adalet yılı olmalı!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 2024 yılının emekliler için adalet yılı olması gerektiğini vurguladı. Şevkin, emeklilerin yaşam koşullarının düzeltilmesi ve hak ettikleri değeri almaları için çağrıda bulundu. Dr. Şevkin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "2024 yılı emeklinin yılı olacak" diyenlerin aslında emeklileri yaşarken ölüme mahkum ettiğini belirtti. Emekli, memur, işçi ve asgari ücretlinin kaderinin unutulduğunu ve onların sorunlarına çözüm bulunmadığını kaydeden Şevkin, bu durumun acilen düzeltilmesi gerektiğini söyledi. "2024 emeklinin yılı olacak" ifadesinin gerçek anlamının emeklilerin yaşam standartlarını yükseltmek olduğunu belirten CHP Milletvekili, bu konuda somut adımlar atılması gerektiğini dile getirdi. Ayrıca, "En düşük emekli aylığı 10 bin lira ama onu da Hükûmet eline yüzüne bulaştırdı, hâlâ 7 bin 500 lira ödeme yapılıyor" diyerek emeklilerin yaşadığı maddi sıkıntılara dikkat çekti. Dr. Şevkin, emeklilerin en az 17 bin 500 lira maaş alması gerektiğini belirterek, "En kötü kiraların 20 bin liraya yükseldiği bu süreçte 10 bin lira maaş olmaz, olamaz. Türkiye bu utançtan kurtulmalı, emekliler insanca yaşayacak ücret almalıdır" şeklinde konuştu. Ayrıca, daha önce polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerine verilen 3600 ek gösterge düzenlemesinin birinci kademeye gelen tüm memurları kapsaması gerektiğini vurgulayan Şevkin, adaletin herkes için sağlanması gerektiğini ifade etti.

CHP'li Dr. Şevkin'den Öneri: Adana'ya İstiklal Madalyası verilmeli Haber

CHP'li Dr. Şevkin'den Öneri: Adana'ya İstiklal Madalyası verilmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı ‘Kurtuluş Savaşı’na ilham olan Adana’ya ‘İstiklal Madalyası’ verilmesi gerektiğini söyledi. Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. Yıldönümüne ulaşmanın gururunu yaşadıklarını kaydeden CHP’li Dr. Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gerekçeleriyle birlikte (TBMM) yeni bir kanun teklifi sundu. 27. dönemde meclise sunduğu kanun teklifini 28. Dönemde de yineleyen Dr. Şevkin, Kurtuluş Savaşı ve Türk Devrimi'nin akışı içerisinde, Adana’nın Atatürk'le bağlantılı birçok gelişme yaşadığını kaydetti. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile biten acılı günlerinde, Adana'da bulunduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, “Mustafa Kemal Atatürk, Suriye'den çekilen Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olarak, mütarekenin ilk günlerini buradan izlemiştir. Türk ulusunu egemenliğe ve bağımsızlığa kavuşturma plânını burada tasarlamıştır. Bunu kendisi, Büyük Zaferden sonra 15 Mart 1923 günü Adana'ya ilk geldiğinde "Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur" diyerek açıklamıştır. Bu açıdan, Atatürk'ün zaferlerle dolu askeri ve siyasi hayatında, Adana'nın özel bir yeri vardır” diye konuştu. “ULUSAL BAĞIMSIZLIK DÜŞÜNCESİ ADANA’DA OLUŞTU” Adana'nın gururu, ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesinin Atatürk'ün kafasında oluşturduğu bir şehir olmasından kaynaklandığının altını çizen Dr. Şevkin, “Bu gurur ve aynı zamanda mutluluğa eklenen diğer bir gelişme de, büyük zaferden sonra Mustafa Kemal'i ilk bağrına basan şehrin Adana olmasıdır. Atatürk, İstiklâl Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasından ölümüne kadar, Çukurova'ya yedi defa gelmiştir Bu gezilerinde Adana'da kalan sıcak anıları Çukurovalılar ılık yüreklerinde taşımışlardır” ifadelerini kullandı. Atatürk’ün yurt köşelerini gezerken, görüp geçen bir insan değil, karanlığın ötesindekileri gören, göremediklerini sezen bir yaradılışta olduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, kanun teklifinin gerekçelerinde şu ifadelere yer verdi: “İzlenimlerinin tümünü ya o esnada verdiği direktiflerle ya da Ankara'ya döndüğü zaman değerlendirmekteydi. Tarım, ekonomi ve sosyal nitelikteki sonuçları açısından da Atatürk'ün Çukurova seyahatleri, büyük değer taşımaktadır. Atatürk burada yaptığı konuşmalarında gericiliğin, bağnazlığın, bozgunculuğun yıkıcılığına değinmiş, milletimizin uygarlık ve çağdaşlık amacına yönelmesine, tekniğin değerini öğrenmesine ışık tutmuştur. Sanatın ve sanatkârın önemine, bol üretimin gereğine, kültürün değerine, hemen her seyahatinde parmak basan Atatürk, dile, tarihe dair ilginç konuşmalar yapmıştır. Mustafa Kemal'in 1923 Mart'ında Adana'ya yaptığı ziyaret, zengin anılarla doludur. O, Büyük Zafer'den sonra ilk ziyaretini Adana'ya yapmıştı, ölümüne neden olan son hastalığını hiçe sayarak, 1938 yılı Mayıs'ında yaptığı ziyaret ise Hatay'ı kurtarmak amacına yöneliktir. Büyük Zafer'den sonra onu ilk gören Adana, hastalığı sırasında son ziyaret ettiği yer de yine Adana, olmuştur. Unutulmaz kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen İstiklal savaşımız tarihe “mazlum milletlerin emperyalizme karşı ilk başkaldırışı ve emperyalizme karşı indirilen ilk büyük darbe” olarak geçmiştir. Bu büyük ve onurlu mücadele kuşkusuz Anadolu’nun her bir köşesinde sayısız kahraman da yaratmıştır. NEDEN İSTİKLAL MADALYASI? İstiklal Savaşı’nda Adana başta olmak üzere Türkiye savunması için canlarını hiçe sayan, halkı vatan savunması için örgütleyen Sinan Tekelioğlu, Tufan Bey, Kozanoğlu Doğan Bey, Rahime Hatun, Kibarların Mehmet, Gizzik Duran, Sıçramaz Hüseyin Hoca, İbo Osman, Şeyh Cemil Nardalı, Deli Hacı Ağa, Köşker Duran, Ahmet Remzi Yüregir gibi Adana tarihinde önemli yer etmiş birçok kahraman da mevcuttur. Adana'nın gururu, ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesinin Atatürk'ün kafasında oluşturduğu bir şehir olmasındandır. Bu kanun teklifi ile İstiklal Mücadelesi’nde kahramanlık örneği sergilemiş, vatan savunmasının önemiyle hareket etmiş ve sayısız başarılara imza atmış Adana’mıza ‘İstiklal Madalyası’ verilmesi amaçlanmıştır.” CHP’li Dr. Şevkin, İstiklal Savaşı (Kurtuluş Savaşı) esnasında ülke savunması için gözünü budaktan sakınmayan kahramanların barındığı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Mücadelesi’nin ilham kaynağı olan Adana’ya ‘İstiklal Madalyası’ verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Şevkin: “Stajyer ve çırakların sigortası, emekliliklerine yansımalıdır” Haber

Şevkin: “Stajyer ve çırakların sigortası, emekliliklerine yansımalıdır”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, çırak ve stajyerlerin çalışma sürelerinin emekliliklerine yansıtılması gerektiğini vurguladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda söz alan CHP’li Dr. Şevkin, Çıraklık veya öğrencilik sırasındaki staj ya da kursiyer çalışmalarından kaynaklanan sigortalılık başlangıçları ve prim gün sayılarının emeklilik hesabında dikkate alınmaması nedeniyle milyonlarca insanın mağdur edildiğini vurguladı.  Dr. Şevkin, sosyal güvenlik mevzuatına göre, 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu’nda belirtilen aday çırak, çıraklar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ve hastalık sigortasının, meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümlerinin uygulandığını hatırlattı. MAĞDURİYETİ GİDERİN ÇAĞRISI CHP’li Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi: “Çıraklık veya öğrencilik sırasında staj ya da kursiyer çalışmalarından kaynaklanan sigortalılık başlangıçları ve prim gün sayıları emeklilik hesabında dikkate alınmıyor. Bu nedenle milyonlarca insan mağdur ediliyor. İlk işe giriş tarihi SGK başlangıcı olarak kabul edilmelidir, çocukluk veya öğrenciliklerinde çırak ve stajyer olarak çalışan, şimdilerde çoluk çocuğa karışmış yetişkinlerin emekliliğe hak kazanmış olmaları gerekirdi. Yaşanılan bu mağduriyet bir an önce giderilmelidir.”

Şevkin: “Türkiye’nin kadın hakları karnesi zayıf” Haber

Şevkin: “Türkiye’nin kadın hakları karnesi zayıf”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 89. Yıldönümünde Türkiye’nin karnesinin zayıf olduğunu vurguladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü nedeniyle gündem dışı söz alan CHP’li Dr. Şevkin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 5 Aralık 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıdığını, aradan geçen 89 yılda hiçbir kadının Cumhurbaşkanı, hiçbir kadının TBMM Başkanı olarak görev yapmadığını belirtti. Dr. Şevkin, Bugüne kadar hiç bir kadının Cumhurbaşkanı yardımcısı olamadığını, sadece bir kadının Başbakanlık, 26 kadının bakanlık yaptığını, bugünkü bakanlar arasında sadece bir kadının görev alabildiğini dile getirdi. ÇARPICI BİLGİLER VERDİ 1935 yılından bu yana toplam 716 kadın milletvekiline karşılık 10 bin 875 erkek milletvekili olduğunu ifade eden Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Cumhuriyet tarihi boyunca sadece 8 kadın vali atanmış. 922 ilçemiz var ve bu ilçelerin 101’inde kadın kaymakam görev yapıyor. Kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının üzerinden geçen 89 yılda 32 bin erkek belediye başkanına karşılık sadece 150 kadın belediye başkanlığı yapmış. 2019’daki son yerel seçimlerde sadece 41 kadın belediye başkanımız seçilmiş. 30 büyükşehir, 51 il, 922 ilçe ve 386 belde belediyemiz var ama sadece 41 belediyede kadın belediye başkanı var. Bu karneyi önümüze koyduğumuz zaman düşünmemiz gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’nin karnesi zayıf. Türkiye’ye hiçbir şey vermemiş, yerinde yönetimi engellemiş Bütünşehir Yasası’nın bir kötülüğü de belde belediyelerin kapanması nedeniyle zaten yetersiz olan kadın belediye başkanı sayısının azalmasıdır. Günümüzde Türkiye’de 50 bin 285 mahalle muhtarından sadece bin 120’si kadınlardan oluşuyor. Türkiye nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor ama ne yazık ki; bugüne kadar hiç kadın milletvekili, hiç kadın belediye başkanı görmemiş iller var. “KADINLAR SEÇİLİRSE NE OLUR?” Kimse hamaset yapmasın. Göz boyamasın. Kadın milletvekili, kadın vali, kadın kaymakam, kadın belediye başkanı, kadın muhtar, kadın rektör, kadın dekan sayısı artarsa ne olur biliyor musunuz? Küçük yaşta evliliklerin önü kapanır. Türkiye’de çocuk gelin sayısı azalır. Köy okulları açılır. Kız çocuklarımız yurtlarda ölmez. Kadınların kendine olan güveni artar. Kadınlar, kızlar sokaklarda korkmadan, özgürce dolaşır. Türkiye’de son 20 yılda yüzde 1700 seviyesine çıkan kadına yönelik şiddet azalır. Kamunun kaynakları doğru kullanılır. Hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk azalır. Hem daha temiz bir toplum oluşur hem de temiz bir çevremiz olur. Nüfusun da seçmenin de yarısını oluşturan kadınlar siyasette de yüzde 50 oranında temsil edilene kadar mücadelemiz sürecek. “Cinsiyet eşitliği" kavramının öncelikle aile içerisinden başlayarak tüm eğitim kurumlarında ve tüm alanlarda mutlaka öncelenmesi gerekiyor. Kadınlara "çiçek", "böcek", "başımızın tacı" gibi samimiyetsiz söylemler yerine samimi ve gerçek anlamda eşit temsiliyet ve eşit hak tanınması çok önem taşımaktadır. Bizler kadın milletvekilleri olarak elbette bunun takipçisi olacağız ve Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün de işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine çıkacağız. Müsaadenizle beyler, sıra bizde artık!”

Şevkin: “Cumhurbaşkanı; Adana metrosuna, tramvay projesine izin vermiyor” Haber

Şevkin: “Cumhurbaşkanı; Adana metrosuna, tramvay projesine izin vermiyor”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Adanalıların borç yükünden kurtulmasına, konforlu yaşam alanlarına kavuşmasına izin verilmediğini vurguladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kürsüye çıkan CHP’li Dr. Şevkin, Adana Hafif Raylı Sistem Projesi 2. Etabı ile Tramvay Projesi’nin Cumhurbaşkanı’nın masasında bekletildiğini kaydetti. Dr. Şevkin, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nın kapatılma girişimlerinden de derhal vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti. “2. ETAP METROYA DÖRDÜNCÜ KEZ BAŞVURU YAPILDI SONUÇ YOK” Adana'da zamanın Belediye Başkanı tarafından yapılan Hafif Raylı Sistemin birinci etabının ne hastaneye, ne postaneye ne de üniversiteye gittiğini kaydeden Dr. Şevkin, “Sürekli zarar eden bir projeyle karşı karşıyayız ve ısrarla burası Ulaştırma Bakanlığı’na devredilmiyor. Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanımız Sayın Zeydan Karalar ve ekibi ikinci etap metro projesini hazırladı. 2026'dan başlayıp 2055 yılına kadar işletilmesi planlanıyor ve gelir elde edecek raylı sistemin bütünü düşünüldüğünde zarar yerine kâr edecek. Çünkü ikinci etap tamamlanırsa hastaneler bölgesine gidecek, üniversitelere gidecek, stadyuma gidecek, Adanalı derin bir nefes alacak ve borç yükünden kurtulacak. Ama gelin görün ki projesi hazır, kredisi bulunmuş bu sisteme dördüncü kez başvuru yapılmış olmasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanının masasında bekliyor” diye konuştu. “TRAMVAYI YATIRIM PROGRAMINA ALMIYORLAR” Adana Büyükşehir Belediyesi’nin tüm senaryoları ile teknik altyapısı ile hazır hale getirdiği Tramvay Projesi’nin de Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’na alınmadığına dikkat çeken Dr. Şevkin, “Tramvay Projesi de fonu da hazır. Üç yıl sonra bitmesi planlanan bu projeye de maalesef Cumhurbaşkanından onay çıkmıyor. Bu konjonktürde, baktığınız zaman, tramvay projesi Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, özel sektör ve belediyelere fon sağlayan IFS'den 60 milyon euroluk fon da bulunmuş olmasına rağmen imzalanmaması sadece, Adanalıya eziyettir, belediye başkanlarına ya da Cumhuriyet Halk Partililere değil, Adanalı vatandaşlara eziyettir. İnsanları bu konfordan mahrum etmeyin; bu kini ve düşmanlığı bırakın, Adana Büyükşehir Belediyesi de bu memleketin bir belediyesidir” dedi. “ŞAKİRPAŞA HAVALİMANI KAPATILAMAZ” Adana Şakirpaşa Havalimanı’nın kapatılma girişimlerine de sert tepki gösteren CHP’li Dr. Şevkin, şunları söyledi: “64 yıldır hiçbir havai koşuldan etkilenmeyen ya da hiçbir kazaya maruz kalmayan, deprem sırasında da stratejik öneme sahip ve tüm lojistik ulaşımın sağlandığı bir havalimanıdır. Havalimanındaki yüzlerce taksiciden tutun, etrafındaki pek çok esnaf buradan geçimini sağlamaktadır. Adana Havalimanı şehrin içerisinde beş dakika mesafede bir havalimanıdır, kapatılmasına asla ve asla, bir Adanalı olarak müsaade etmeyeceğiz. Hem çevre illerimize hem de Adanamıza lojistik desteği çok büyük olan Adana Şakirpaşa Havalimanı'nı kapatma sevdanızdan derhâl vazgeçin.” “HANGİ BÜYÜMEDEN BAHSEDİYORSUNUZ?” Konuşmasında 8 yıl önce öldürülen Tahir Elçi’yi saygıyla anan, Türkiye’nin faili meçhul cinayetler ülkesi olduğunu kaydeden Dr. Şevkin, 7 yıl önce Aladağ’daki yurt yangınında hayatını kaybeden kız çocuklarını da unutmadı. Dr. Şevkin, aradan geçen 7 yıla rağmen yurtlarda öğrencilerin ölmeye devam ettiğini, köy okullarının kapatıldığını, kız çocuklarının okula erişemediğini dile getirdi. Yurt asansörlerinin öğrencilerin ölümüne neden olduğunu, öğrencilere bir öğün yemeğin çık görüldüğünü kaydeden Dr. Şevkin, “Uçan Türkiye! Amerika, Almanya bizi kıskanıyor ama çocuklara ne yazık ki bir öğün yemeği veremez durumdayız. Hangi büyümeden bahsediyorsunuz?” diye sordu. Türkiye’nin tam bir ekonomik buhrana sürüklendiğini dile getiren Dr. Şevkin, halkın önceliklerinden uzak AKP’nin hiçbir sivil toplum örgütüne, vatandaşa sormadan torba yasalarla ülkeyi yönetme sevdasına düştüğünü, yandaş müteahhit ve holdinglerin daha çok zengin edildiğini söyledi. MAĞDUR KADIN İÇİN BEYAN YERİNE KANIT ARANMASINA SERT TEPKİ! 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde Cumhurbaşkanınca yayınlanan genelgede şiddet gören, tecavüze uğrayan kadının ya da mağdurun yargılama esnasında beyanının değil kanıtının esas alınacağının yer almasına de sert tepki gösteren Dr. Şevkin, Her gün bir kadın öldürülüyor veya şüpheli şekilde ölü bulunuyor. Allah aşkına, nereye kadar bu cins kırımı devam edecek?” sorusunu yöneltti. Bir takım çevrelere şirin görünme sevdasındaki hükümetin üretimi yok saydığını, Çukurova Bölgesi’ndeki narenciye üreticisinin kaderine terk edildiğini, ürünlerin çürüdüğünü, ağaçların kesildiğini vurgulayan Dr. Şevkin, “Tüm bunlar yaşanırken iktidar 3 kuruş para bulabilmek için ülke ülke gezmeye devam ediyor” dedi. SORUNLAR YUMAĞI… Dr. Şevkin, konuşmasında ayrıca 1 Ocak-24 Kasım tarihleri arasında icra dairelerine gelen dosya sayısının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 61,3 oranında arttığını, 12 milyon 301 bin kişinin hacizlerle karşı karşıya olduğunu söyledi. Hükümetin tüm bu konulara gözlerini, kulaklarını kapadığını dile getiren Dr. Şevkin, “Türkiye'de ruhsatsız silahtan tutun, uyuşturucu kaçakçılığından tutun, kadın cinayetinden tutun, çocuk taciz, tecavüzlerine varan dek bir dizi sorunlar yumağı var ve sanki iktidar ve ortağı muhalefetteymiş gibi yakınan da bir zümre var ne yazık ki. Sanki bu ülkede biz ülkeyi yönetiyoruz da sizler muhalefetteymişsiniz gibi bir tavır sergiliyorsunuz ama merak etmeyin, tüm bu sorunlar görmezden gelinmeyecek, elbette halkımız bunun hesabını sizden soracaktır” ifadelerini kullandı.

Narenciye üreticisinin feryadı mecliste Haber

Narenciye üreticisinin feryadı mecliste

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr Müzeyyen Şevkin, Çukurovalı narenciye üreticisinin feryadını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıdı. Dr. Müzeyyen Şevkin, meclis genel kurulunun yanı sıra Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı iki ayrı konuşmada narenciye üreticisinin para etmeyen ürünler nedeniyle ağaçlarını kestiğini vurguladı. “REKOLTE YÜKSEK SATIŞ YOK!” Türkiye narenciye üretiminin neredeyse yüzde 70'ini Çukurovalı çiftçinin sağladığını ve ne yazık ki çiftçinin şu anda kan ağladığını kaydeden Dr. Şevkin, “İhracattaki azalma, işçilikteki artış, girdi maliyetlerinin fahiş yükselişi, işçi bulamama sorunları nedeniyle ürünler maalesef dalında kaldı” dedi. Limon ve mandalinanın 1 liraya alıcı bulamadığını söyleyen Dr. Şevkin, “Çiftçi 7 milyon ton gibi rekor bir rekolte beklerken maalesef ürününü satamıyor. Geçen yıl 902 milyon dolar olarak gerçekleşen ihracat rakamlarını bu yıl maalesef yakalamak mümkün değil” diye konuştu. “ÇİFTÇİYE SAHİP ÇIKIN” Konuşmasında hükümete ve Tarım ve Orman Bakanı’na seslenen Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Birkaç kuruş bulmak için kapı kapı dolaşacağınıza Sayın Tarım Bakanına buradan seslenmek istiyorum: Öncelikle Adanalı çiftçiye, Çukurovalı çiftçiye sahip çıkın; bırakın Sudanlı, Ukraynalı, Latin Amerikalı çiftçilere sahip çıkmayı, önce kendi çiftçinize sahip çıkın.” “ÖLÜ BALIK TAKLİDİ YAPIYORLAR” Meclis Genel Kurulu’nun yanı sıra TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da konuyu dile getiren Dr. Şevkin, “Ben Adanalıyım, Adana'da narenciye üreticisi şu anda ağaçlarını söküyor. Sayın Tarım Bakanı kulağının üstüne yatıp ölü balık taklidi yaparken, 80 maddelik sanki çok aciliyeti varmış gibi torba kanun getirilmesini kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.