#düşüş

İLKHABER-Gazetesi - düşüş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, düşüş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enflasyondaki düşüş yılın ikinci yarısı daha net hissedilecektir" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enflasyondaki düşüş yılın ikinci yarısı daha net hissedilecektir"

Yerel seçimlere ilişkin de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mottomuz Yeniden İstanbul. Yeniden İstanbul'u inşa ve ihya etmeye mecburuz. Onun için çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz ve yeniden İstanbul'u inşa ve ihya ederek yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Ortak Paylaşım Forumu’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİSK'e üye işverenlere kayıtlı işyerlerinde yaklaşık 2 milyon kişinin çalıştığını söyleyerek “Konfederasyonumuzun temsil ettiği çalışanlar ve işletmeler ülkemizin milli gelirine 200 milyar dolar, ihracatına 100 milyar dolar katkı sunuyor. Sizlerin şahsında TİSK üyelerinin her birini yatırım yaparak, istihdam sağlayarak, üreterek, ihraç ederek Türkiye'nin kalkınma mücadelesine destek olan işverenlerimizin tamamını canı gönülden tebrik ediyorum. Bölgemizde yaşanan sıcak çatışmalara, krizlere ve küresel ekonomideki artan belirsizliğe rağmen ihracatta kırdığımız bu tarihi rekoru çok kıymetli görüyoruz. Sizlerin de desteği ile Türkiye yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedefine emin adımlarla ilerliyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonumuzun asgari ücret müzakerelerinde de son derece yapıcı bir tavır sergiledi. Görüşmeler çalışmalarımızın ve işverenlerimizin ihtiyaçları çerçevesinde ülkemizin şartları dikkate alınarak rasyonel bir çerçevede yürütüldü. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenen 2024 yılı asgari ücretinin çalışanlarımızla birlikte tüm işverenlerimize de hayırlı olmasını diliyorum" dedi. “Türkiye ekonomisi büyüdükçe ortaya çıkacak katma değerden 85 milyonun tamamı istifade edecektir” 2022 yılında hem işverenin yükünü hafifletmek hem de işçinin gelirini artırmak amacıyla asgari ücretten gelir ve damga vergilerini kaldırıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet olarak sigortalı başına verilen prim desteğini 500 liradan 700 liraya çıkartarak biz de elimizi taşın altına koyduğumuzu gösterdik. Türkiye ekonomisi büyüdükçe ortaya çıkacak katma değerden işçisi, işvereni, emeklisi, memuru, çiftçisi, esnafıyla 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Türkiye'nin hem küresel riskleri başarıyla yönetecek hem de hedefleri doğrultusunda ilerleyecek kapasiteye sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. İnşallah işçi-işveren ve kamu olarak hep beraber omuz omuza verecek ülkemizi güçlendirme mücadelemizi mutlaka zafere ulaştıracağız. Bizim ilk ve öncelikli kriterimiz, Türkiye'ye ve mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz aziz milletimize hizmettir. Türkiye için çalışan, Türkiye için hayal kuran, Türk ekonomisinin büyümesi, gelişmesi, küresel ölçekte hak ettiği seviyelere ulaşması için taş üstüne taş koyan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Bu ülkeden kazandığını kendisi ile birlikte bu milletin refahı, huzuru, esenliği için sarf eden her bir yatırımcımıza destek olmak asli görevimizdir. Bu görevi hep layıkıyla yerine getirdik” ifadelerini kullandı. “Ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz” 21 yılı geri bırakan iktidarlarının hiçbir döneminde sermaye ayrımcılığı, sermaye düşmanlığı yapmadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat dönemindeki sermayeyi renklere bölen anlayış başta olmak üzere ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Korkular ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir fayda sağlamadığını yine o dönemde beraberce tecrübe ettik. Biz milletimizin bünyesindeki hiçbir farklılığı ayrışma veya kamplaşma vesilesi olarak görmüyoruz. Tam tersine bu hakikatleri ülkemizin sosyal ve beşeri zenginliğinin nişaneleri olarak kabul ediyoruz. Türkiye'nin hangi kökenden, inançtan ve siyasi görüşten olursa olsun tüm vatandaşlarının katkısına ihtiyaç duyduğunu asla unutmuyoruz. Ancak son dönemde milli bekamızın teminatı olan kardeşliğimize yönelik saldırıların özellikle yoğunlaştırıldığına şahit oluyoruz. Çok açık ve net söylüyorum bu saldırıların en önemli sebepleri Türkiye'nin kendi hak ve menfaatlerini korumak hususundaki kararlılığı ile Filistin davasındaki dik ve tavizsiz duruşudur. Çoğu çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze mezaliminde ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana çok net tavır almış, hakkı ve hakikati korkusuzca savunmaktan çekinmemiştir. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada giderek artan tepkilerin gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun da payı vardır" diye konuştu. "Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon hep beraber Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz" Milli İstihbarat Teşkilatı'nın yurt içinde ve sınırların ötesinde Türkiye düşmanlarına ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, silahlı kuvvetlerin ve emniyet birimlerinin şer güçlerin maşalığını yapan terör örgütlerine adeta nefes aldırmadığını söyledi. Tam bağımsız Türkiye ülküsünün sadece bir söylem olmaktan çıkıp adım adım gerçeğe dönüştüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eski Türkiye'ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması gayet tabiidir. Artık kullanım ömrü bitmiş küf kokan eski tartışmaları yeniden piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir. Vatandaşlarımızı köken, inanç, hayat tarzı, kıyafet üzerinden ayrıştırmak isteyenlerin amacı en büyük gücümüz olan milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir. İç kalemizi çökertme teşebbüslerine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Milletimizin arasına nifak duvarları örülmesine seyirci kalmayacağız. Ne ülkemize, ne milletimize, ne demokrasimize, ne ekonomimize faydası olan 28 Şubat döneminden çok iyi hatırladığımız bu zehirli, bu toksit ve son derece tehlikeli tartışmaları süratle geride bırakmamız gerekiyor. Her kim sırf siyasi çıkarları uğruna bu zehirli tartışmalara odun taşıyor, kutuplaşmayı körüklüyor, toplumun sinir uçları ile pervasızca oynuyorsa biliniz ki milletimizin iyiliğini kesinlikle istemiyor demektir. Yürüttüğümüz mücadelenin zorluğu ve bölgemizin durumu ortada iken bizim bu tür yapay tartışmalara, sahte ve sanal gündemlere harcayacak inanın tek bir saniyemiz dahi olamaz. Şayet Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceksek bunu işçisi, işvereni, emeklisi, esnafı, genci, yaşlısı, kadını, erkeği, Türkü, Kürdü, Arabı, Sünnisi, Lazı ve Alevisi ile hep birlikte yapacağız Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon hep beraber Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz. Son 21 yılda başardıklarımız, gelecekte yapabileceklerimizin sadece birer başlangıcıdır. Çok daha büyük başarılar ülkemizi bekliyor. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Allah'ın izniyle gerisi çok rahat gelecektir. Forumumuzun da mottosunu teşkil eden birlikte mümkün Türkiye anlayışını ne kadar kökleştirebilirsek hedeflerimize o derece hızlı varırız" diye konuştu. "Rezervlerimiz güçlendi. Ani kur hareketleri azaldı, finansman şartları iyileşti" Teknolojide yaşanan değişimin diğer alanlar gibi çalışma hayatını ve işverenleri de yakından ilgilendirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilhassa dijitalleşme ve yeşil dönüşümü bir araya getiren ikiz dönüşüm çalışma hayatı başta olmak üzere iş gücünü sosyal paydaşları, ülkelerin küresel rekabetini ve dünya ekosistemini etkiliyor. TİSK'in riyasetinde oluşturulan ortak paylaşım forumu değişim sürecini ön alıcı ve kolektif bir anlayışla yürütmeye dönük anlamlı bir çabadır. Bu yıl 5'incisi düzenlenen ve artık geleneksel hale gelen ortak paylaşım forumunun temasının Cumhuriyetin 100. Yılında Çalışma Hayatı olarak belirlenmesi de son derece isabetli olmuştur. Geride bıraktığımız 2023 senesi için de cumhuriyetimizin 100. Yılını şanına, anlamına, önemine yakışır şekilde hep birlikte kutladık. Ayrıca gelecek döneme ilişkin yol haritalarımızı belirledik. Cumhuriyetimizin ikinci asrında inşallah Türkiye Yüzyılı hedefimize ulaşarak taçlandıracağız. Kısa, orta ve uzun vadeli planlarla hedefimize adım adım yürüyoruz. Ekonomide önümüzdeki 5 yıla ait yol haritamızı 12. Kalkınma Planı Orta Vadeli Program ve 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ile şekillendirdik. Bunun yanında 12. Kalkınma Planı'nda ilk kez ülkemizin 2053 vizyonunu da detaylandırdık. Hem Orta Vadeli Program'ın hem de 12. Kalkınma Planı'nın hazırlık safhasında iş dünyamızla çok yakın istişarelerde bulunduk. İnşallah uygulama aşamasında da yine sizlerle istişare ve diyalog içinde olmayı sürdüreceğiz. Ekonomi yönetimini emanet ettiğimiz arkadaşlarımıza gereken desteği hep verdik, veriyoruz. Bugün de kendilerine ve politikalarına güvenimiz tamdır. Ekonomide alınan kararların tüm jeopolitik risklere ve belirsizliklere rağmen meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz. Son 6 aylık dönemde uluslararası sermaye girişi hızlandı. Rezervlerimiz güçlendi. Ani kur hareketleri azaldı, finansman şartları iyileşti. Merkez Bankamızın toplam rezervi tarihinin en yüksek seviyesine çıkarak toplamda 145,5 milyar doları buldu" dedi. "Enflasyondaki ivme kaybının etkileri yılın özellikle ikinci yarısında daha net hissedilecektir" İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enflasyon meselesinin çözümü için yoğun gayret sarf ediyoruz. 2023 enflasyonumuz yüzde 64,8 olarak gerçekleşti. Hem çekirdek ve hem manşet enflasyonun son aylardaki düşüş eğilimi Orta Vadeli Programımızla uyumludur. Enflasyondaki ivme kaybının etkileri yılın özellikle ikinci yarısında daha net hissedilecektir. Önümüzdeki yılın bu bakımından herkesi şaşırtan olumlu gelişmelere sahne olacağını düşünüyorum. Geçtiğimiz yıl milli gelirimizin yüzde 5,4'ü düzeyinde gerçekleşen cari açığı bu yıl yüzde 4'e, önümüzdeki yıl yüzde 3'lü ve yüzde 2'li seviyelere kadar geriletmekte kararlıyız. Gümrük Birliğini güncelleyerek Avrupa ile ticari ilişkilerimizi çevre ve teknoloji alanındaki standartlarımızı yükselterek geliştireceğiz. Mali disiplinden taviz vermeyecek, dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm, yapısal reformlar gibi alanları inşallah daha da güçlendireceğiz. Merkez Bankamızın izlediği politikalar ile birlikte finansman maliyetlerinin azaldığını görüyoruz. İş dünyamıza yardımcı olmak için yatırımı ve ihracatı destekleyici daha düşük maliyetli finans imkanları oluşturmanın gayretindeyiz. Özellikle yatırım taahhütlü avans kredileri bu imkanlardan sadece biridir. Hem Eximbank kredilerini hem de genel bankacılık sisteminde ihracata verilen destekleri artırmaya gayret ediyoruz. Reeskont kredilerinin maliyet oranlarını ortalamanın oldukça altında tutuyoruz. Şu gerçeğin hepimiz farkındayız her küresel kriz Türkiye'nin önüne büyüme ve rekabet liginde üst sıralara çıkma konusunda yeni fırsatlar getirmektedir. Siyasi belirsizliklerin azalması, öngörülebilirliğin artması, güven ve istikrar ortamının derinleşmesi, hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Ülkemizin risk priminin düşmesi ve reel sektörün uzun vadeli finansmana erişim yollarının çeşitlenmesi bu doğrultuda ümit verici gelişmelerdir. Tabi bu fotoğraf içinde bizi en çok sevindiren husus ekim ayı verilerine göre istihdamın bir önceki yılın aynı dönemine göre 812 bin artışla 32 milyona ulaşmasıdır" ifadelerini kullandı. "Mottomuz yeniden İstanbul, yeniden İstanbul'u inşa ve ihya etmeye mecburuz" Türkiye’nin son 21 yılının Cumhuriyet döneminin altın yılları olarak tarihe geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ulaştırmadan turizme, savunma sanayinden teknolojiye, çevre ve şehircilikten terörle mücadeleye, sağlıktan uluslararası yatırımlara kadar aklınıza gelebilecek her alanda çok büyük dönüşümlere imza attık. Şehirlerimizin çehresini tamamen değiştirdik. Ülkemizi nice yılların getirdiği ihmallerin, eksiklerin utancından kurtardık. Hatırlayın; çöp, çukur, çamur. İstanbul buydu. Ama bunlardan İstanbulumuzu kurtararak, burada yaptığımız uluslararası bir toplantıda o zaman dediler ki; dünyada İstanbul temiz şehir noktasında bir veya iki numaradır. Bunlar durup dururken olmadı. Süratle çöpten, çukurdan, çamurdan İstanbulumuzu kurtardık. Ne yazık ki şu an da tabii İstanbul artık o günlerine herhalde yeniden dönmek istiyor. Onun için artık bizim mottomuz, ‘Yeniden İstanbul’. Buna mecburuz. Yeniden İstanbul’u inşa ve ihya etmeye mecburuz. Onun için tabii çok çalışacağız. Çok gayret edeceğiz ve yeniden İstanbul’u inşa ve ihya ederek yolumuza devam edeceğiz. Sadece 21 yılda milletimizin asırlık eksiklerini tamamladık. Hayal edilen nice eserleri ve projeleri gerçeğe dönüştürdük. Elbette bu tarihi dönüşümden çalışma hayatımızda nasibini aldı. Burada saymaya kalksak saatler sürecek nice düzenlemeyi, nice reformları sizlerle işbirliği içinde hamdolsun hayata geçirdik. Emekçilerimizin ücret ve çalışma şartlarını iyileştirirken işverenlerimizin hak ve hukukunu da korumaya özen gösterdik. Birileri gibi tamamen ideolojik sebeplerle işveren karşıtlığı yapmadık. Birileri gibi istihdam sağlayan yatırımcılarımıza düşmanlıkta yapmadık. Hep adaletten ve hakkaniyetten yana olduk. Hayata taalluk eden her konu gibi çalışma hayatı da zamanla yenilenmesi, güncel ihtiyaçlar çerçevesinde roferme edilmesi gereken bir alandır. Hukuk politikaları kurulumuz bünyesinde çalışma hayatımıza ilişkin mevzuat dağınıklığının giderilmesine yönelik bir çalışma yapıyoruz. Bireysel iş kanunlarına ve bireysel iş hukukuna ilişkin diğer kanunlarda yer alan düzenlemeleri tek bir temel iş kanunuyla bütüncül bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak Türk İş Kanunu ile etkinliği ve verimliliği artırabileceğimize inanıyoruz. Hazırlıklarımızı tekemmül ettikten sonra inşallah bu meseleyi Meclisimizin ve kamuoyumuzun takdirine sunacağız" dedi.

Mehmet Şimşek, '' Enflasyonda düşüş devam edecek'' Haber

Mehmet Şimşek, '' Enflasyonda düşüş devam edecek''

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Enflasyon yüksek olduğu için Merkez Bankasının uhdesinde olan parasal sıkılaşma bir süre sıkı kalacak. Daha sonra enflasyon düşüşündeki başarıyla birlikte Türkiye, küresel normlara uygun gerekli adımları atacak. Bizim patikamız bu” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin Ankara’da bir otelde düzenlediği ‘2023 Yılı Değerlendirmesi ve 2024 Yılı Beklentileri’ konulu toplantısına katıldı. Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren Bakan Şimşek, 2023'te küresel ekonomide büyüme ve küresel ticaretin yavaş seyrettiğini, enflasyonun düştüğünü ve emtia fiyatlarının bir miktar gerilediğini belirtti. 2024 yılına ilişkin küresel beklentilere de değinen Şimşek, "Büyüme zayıf seyredecek. Enflasyonda düşüş devam edecek. Sıkı finansal şartlardan, sıkı para politikasından daha gevşek bir para politikasına doğru 2024’te evrileceğiz" diye konuştu. OVP'ye sahip çıkarak zorlu küresel şartları Türkiye için fırsata dönüştürmenin peşinde olduklarını söyleyen Şimşek, Fiyat istikrarını destekleyerek mali disiplini sürdürdüklerini belirtti. Şimşek, sürdürülebilir cari açık ve rezervin, programın hedefleri arasında yer aldığını aktardı. Sürdürülebilir büyümenin nihai amaçları olduğunu bildiren Şimşek, programın özünün fiyat istikrarını sağlamak olduğunu anlattı. Fiyat istikrarının önemine işaret eden Bakan Şimşek, yatırım iklimini iyileştirmek, önünü görebilmek, kaynakları verimli alanlara kanalize etmek, Türkiye'nin risk primini düşürmek ve daha adil gelir dağılımı için fiyat istikrarına ihtiyaç duyduklarını belirtti. Fiyat istikrarını da Enflasyonu düşürerek sağlayacaklarını belirten Şimşek, “Talebi yönetmek için para politikasında bir sıkılaşma gerekiyordu. Bunu yaptık, yapıyoruz. Destekleyici maliye ve gelir politikaları önemli hususlardır. Maliye politikası deprem hariç dezenflasyonu destekleyici oldu. 2023 bütçe sonuçları yakında açıklanacak. Deprem hariç bütçe disiplinini önemli ölçüde sağlanmaya yönelik attığımız adımlar başarılı olmuştur. 2024’te de aynı perspektif olacak" değerlendirmesinde bulundu. Toplumun bütün kesimlerince programın desteklenmesi gerektiğine dikkati çeken Şimşek, programın ancak o şekilde başarılı olabileceğini söyledi. Şimşek, enflasyona yönelik olarak ise "Enflasyon yüksek olduğu için Merkez Bankasının uhdesinde olan parasal sıkılaşma bir süre sıkı kalacak. Daha sonra enflasyon düşüşündeki başarıyla birlikte Türkiye, küresel normlara uygun gerekli adımları atacak. Bizim patikamız bu" şeklinde konuştu. “Dezenflasyon programının ortaya konulmasıyla kredi notunda artış bekliyoruz” Yıllık enflasyondaki hızlı düşüşlerle birlikte, enflasyon beklentilerinde de hedefe doğru yaklaşma görüleceğine inandıklarını ifade eden Şimşek, "Dezenflasyon programı, Türkiye'de makro finansal istikrarı sağlamamızda yardımcı oldu. Yani programın ortaya konulmasıyla birlikte öngörülebilirlik nispeten arttı. Kredi notunda artış bekliyoruz. Görünümde artışlar başladı. Uzun vadeli finansmana erişim başladı. Sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerini atmaya başladık" ifadesini kullandı. Kamu harcamalarını rasyonelleştirmeye yönelik çabaların devam edeceğini aktaran Şimşek, kamunun kaynaklarının üretken alanlara aktarılacağını ifade etti. Mali disiplinin ve bütçe açığının önemine de işaret eden Şimşek, "Vergi reformuyla daha adil bir vergi sistem arzuluyoruz. Kayıt dışılığın azaltılması ve kayıt dışıyla mücadele, 2024 ve sonrasında çok önemli eksenlerimizden birisi olacak" dedi. Şimşek, yapısal dönüşüme kaynak ayrılması gerektiğini belirterek, "Ben sizin yerinizde olsam Ulaştırma ve Altyapı Bakanımızdan bir talepte bulunurdum. Bütün sanayi üslerini limanlara bağlayın. Neyle, demir yoluyla. Çünkü daha rekabetçi olacaksın. Bunun için kaynak lazım. Bakanımız da zaten bunu planlıyor, biz de kendisine 70 milyar dolarlık bir alan oluşturacağız. Demir yollarına yatırım önemli. Biz demir yoluyla eğer OSB'lerden malı fabrikaya yükleyebilirsek, sonra onu limandan tekrar gemiye yükleyebilirsek daha rekabetçi olacağız" diye konuştu.

Bakan Bolat: “İkinci el araç fiyatlarında yüzde 10-15 oranında düşüşler var” Haber

Bakan Bolat: “İkinci el araç fiyatlarında yüzde 10-15 oranında düşüşler var”

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) 29. Dönem 11. Olağan Meclis Toplantısı’na katıldı. ATO Başkanı Gürsel Baran’ın ATO’nun çalışmaları hakkında bilgi verdiği toplantıda ayrıca ATO yönetim kurulu ve meclis üyeleri de yer aldı. Bakan Bolat, burada yaptığı konuşmada Ankara’nın 2022’de 12 milyar doların üzerinde ihracat yaptığını belirterek, “Bu yıl da 8.2 milyar dolar ihracat yaptı. Türkiye’nin ihracatında 4. sırada. Ankara’yı tebrik ediyoruz. ATO ailesini de gönülden kutluyoruz. Bu başarıda işçimizden mühendisimize, sanayicimizden girişimcimize, çiftçimizden emekçilerimize, memurumuzdan esnafımıza varıncaya kadar tüm vatandaşlarımızın katkısı var. Allah hepsinden razı olsun” dedi. “Dünyada saygın bir dış politika ve bunu uygulayan 21 yıllık yönetimin katkıları da bu başarıda büyük rol oynamıştır” 20 yıldan bu yana siyasi istikrar, güven ortamı ve güçlü ve güvenilir siyasi yönetim olduğunu belirten Bakan Bolat, “Dünyada saygın bir dış politika ve bunu uygulayan 21 yıllık yönetimin katkıları bu başarıda büyük rol oynamıştır. Dünyada da bu anlamda büyük bir saygınlık görmekteyiz Türkiye olarak” diye konuştu. “Eskiden sadece memur şehri olarak bilinen Ankara, artık hizmet ticareti, bunun yanında imalat sanayii, makine sanayii alanlarında da büyük bir aşama sağladı” Mal ihracatının yanı sıra hizmet ihracatının da önemli olduğunu ifade eden Bakan Bolat, “Ankara bu noktada da önde gidiyor. Sağlık turizminde Türkiye’nin en iyi vilayetlerinin başında geliyor. Diğer hizmetler sektöründe de Ankara'mız büyük atılım yaptı. Savunma sanayiinde ülkemizin kalesi mertebesinde Ankara. Eskiden sadece memur şehri olarak bilinen Ankara, artık hizmet ticareti, bunun yanında imalat sanayii, makine sanayii alanlarında da büyük bir aşama sağladı. Bu da Türkiye'mizin 20 yılda geçirdiği büyük dönüşüme Ankara’nın çok iyi bir şekilde uyum sağladığını ve bu fırsatlardan istifade ettiğini göstermektedir” dedi. “Orta Vadeli Plan’a göre toplamda 365 milyar dolar döviz geliri kazanacağız inşallah” Bakan Bolat, Türkiye’nin hizmet ihracatında 2022’de 90 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, “2002’de 14 buçuk milyar dolardı. Turizmde hava, kara, demiryolu taşımacılığı, sağlık turizmi, eğitim hizmetleri, bilişim ve yazılım ihracatı ile bunları başaracağız. Orta Vadeli Plan’a göre bu yıl 255 milyar dolar mal ihracatı ve yaklaşık 110 milyar dolar da hizmet ihracatı ile toplamda 365 milyar dolar döviz geliri kazanıyoruz inşallah” ifadelerini kullandı. “Bütün gücümüzle enflasyonla mücadelenin yanında deprem bölgelerinin icrası ve inşası en önemli hedeflerimiz” Esas hedeflerinin enflasyonla mücadele olduğunu aktaran Bakan Bolat, “Önümüzdeki yılın ortalarından itibaren enflasyonun artık hızlı bir şekilde inişe geçmesini sağlamak, gelecek yılı yüzde 33 civarında tamamlamak, bunun yanında yatırım, üretim, istihdam ve ihracat hedeflerimizin gelişmesinden asla vazgeçmedik. Deprem bölgelerinin ayağa kaldırılması, kalıcı konutların tamamlanması ve oradaki ekonomik faaliyetlerin yeniden hızlandırılması, oraların eskisinden çok daha güzel, yaşanabilir, ideal şehirler bakımından ayağa kaldırılması hedefimizden asla vazgeçmedik. Bütün gücümüzle enflasyonla mücadelenin yanında deprem bölgelerinin icrası ve inşası en önemli hedeflerimiz” dedi. “7 gün 24 saat ihracat konusunda sıkıntılarınızı bize ilettiğinizde anında çözüm için yanınızdayız” Bakan Bolat, ihracat için Ticaret Bakanlığı olarak Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına uygun bir şekilde tüccarların ihracat pazarlarını arttırmaları için destek verdiklerini ifade ederek, “Sevindirici bir gelişme olarak da önümüzdeki yıl, bakanlığımızın bütçesi de ihracat desteklerimiz de iki katından fazla bir şekilde artırılıyor. Bu da güzel bir gelişme olacak. Biz bakanlık olarak sizlerin yanındayız. 7 gün 24 saat ihracat konusunda sıkıntılarınızı bize ilettiğinizde anında çözüm için yanınızdayız. Ankara'mız 2022 yılında 222 milyon lira ihracat desteklerinden faydalanmış. Bu yıl ilk 8 ayda 356 milyon lira Ankaralı firmalara ihracat desteği verdik. Finansman konusunda ihracatı geliştirme şirketimiz aynı Kredi Garanti Fonu gibi sizlere ihracat kredisi için kefalet veriyor. Bunun yanında da Eximbank kaynakları yüzde 40 artırıldı. Temmuz ayında 70 milyar liralık kredi finansmanı ortaya çıktı. Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Merkez Bankamız ihracat için finansman noktasında azami desteği sağlıyor” ifadelerini kullandı. “Sektörlerdeki çürük elmaları ayıklama gayreti içindeyiz” Bakan Bolat, fahiş fiyatlara ilişkin de şunları söyledi: “Koronavirüs süreci ile maskede yaşanan fırsatçılık ile başlayan bazı ürünlerde haksız ticari uygulamalar, fahiş fiyat uygulamaları karşısında da hükümet olarak, bakanlık olarak biz yetkilerimizi kullanarak bütün gücümüzle gayret ediyoruz. Bu noktada fahiş fiyat uygulaması ve haksız ticaret uygulamalarına karşı gereğini yapıyoruz. Denetlemeler ve gerekli muayedeleri kararlılıkla uyguluyoruz. Otomotiv piyasasında haziran ayında göreve geldikten sonra aldığımız tedbirler ile çip krizi ile başlayan süreçteki sıkıntılar çok büyük ölçüde sona erdi. ATO’daki arkadaşlarımızdan da bu konuda büyük destek aldık. Diğer sektörlerde de, emlak piyasasında da sizlerle iş birliği yapıyoruz. Sektördeki çürük elmaları ayıklama gayreti içindeyiz. Bu konuda kanunların, yönetmeliklerin bizlere verdiği yetkileri en hızlı ve titiz bir şekilde kullanıyoruz ve bundan çekinmeyeceğiz. Amacımız ticaret düzgün ve dürüst şekilde yapılsın. Alıcının da, tüketicinin de, satıcının da kazanacağı makul fiyatlarda ve istikrarlı şekilde iç piyasa ortamını sağlamak.” “Otomotiv piyasasında ikinci elde piyasa fiyatlarında yüzde 10-15 düşüşler var” Bakan Bolat, ikinci el otomotiv piyasasına ilişkin, “İnternetin gelişmesiyle birlikte ilan sitelerinin yaygınlaşması, bazı kişilerin bu ilan sitelerinde fiyat şişirme manipülasyonları maalesef birçok sektörde can yakıyor. Bu ilanlara ilişkin yönetmelikler çıkardık ve sahte ilanlara ilişkin ağır cezai muayedeleri uygulayacağımız yönetmelik değişiklikleri yaptık, bunların neticesini görmeye başladık. Otomotiv piyasasında ikinci elde piyasa fiyatlarında yüzde 10-15 düşüşler var. Birinci elde artık stoklar ortaya çıkartılmak zorunda kalındı, ‘araç yok’ kelimesi artık gündemden büyük ölçekte düştü. Birinci elde de sıfır otomotivde kolay kolay zam yapılamayan bir süreci yaşıyoruz. Gıda ve marketlerle ilgili de yoğun denetimlerimizi yapıyoruz. O konuda da çalışmalarımız devam ediyor. Denetimlerimiz artıyor ve artacak. Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığımız olarak Gıda Fiyat Komitesi çalışmalarına devam ediyor” dedi. ATO Başkanı Baran ise yaptığı konuşmada, uzun zamanda Türkiye’nin ekonomisinde gündemde olmayan enflasyonun tekrar ortaya çıktığını ve ekonominin en önemli sorunu haline geldiğini hatırlatarak, “Reel sektör olarak enflasyonla mücadeleyi önemsiyor ve destekliyoruz. Enflasyon canavarı varlığını sürdürürken büyüyen ve kalkınan ülke örneği yok. Enflasyon her şeyi önünde sürükleyen bir sel misali ekonomilerde tahribat oluşturuyor” dedi. Baran, büyümenin ivmesinin devamının istikrar ve refah açısından önemli olduğunu belirterek, “Bu nedenle büyümenin sürdürülebilir ve kalıcı olmasını sağlamak zorundayız. Bunun için daha çok yatırıma ihtiyacımız var. Yatırım ve üretimi geliştirmek ve sürdürmek için de finansal kaynak ihtiyacımız devam ediyor” diye konuştu. Türkiye’nin coğrafi konum avantajı, dinamik ve esnek üretim yapısıyla küresel ekonominin üreticisi ve tedarikçi olma yönünde güçlü bir aday olarak ön planda yer aldığını aktaran Baran, şunları söyledi: “Bunu sağlayabilmek için de reel sektörün sorunlarını çözmek gerekiyor. İş dünyamızın son dönemde yaşadığı sorunların en başında finansmana erişim geliyor. Finansman ihtiyacı ve enflasyon işletmelerin önünü görmesine engel oluyor. KOBİ kredilerinde yaşanan daralma, sektörleri olumsuz etkiliyor. Büyüme hedefine ulaşmak, istihdamı korumak ve ihracatı geliştirmek için mevcut üretim kapasitesini korumak zorundayız. Yaptığımız toplantılarda Hazine ve Maliye Bakanımız 6 aylık bir süre sonunda krediye erişim sorununun yaşanmayacağını söylemişti. Biz bu sürece bir an önce varmak zorundayız.” “Enflasyon canavarından kurtulmadan ülkemizde hiçbir kesimin rahat nefes alması mümkün değil” Baran, üyelerin yüksek enflasyon nedeniyle yaşadığı zorlu dönemin de finansman ihtiyacını artırdığını söyleyerek, “Yüksek enflasyon nedeniyle oluşan fiktif karlar işletmelerimizin vergi yükünü artırırken, sermayelerinin erimesine yol açıyor. Bu süreçte 'enflasyon muhasebesi' uygulanması talebini bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Enflasyonla mücadele bugün sadece Türkiye’nin değil, gelişmiş ülkelerin de en önemli konusu. Bu konuda hükümetimizin attığı adımları destekliyoruz. Enflasyon canavarından kurtulmadan ülkemizde hiçbir kesimin rahat nefes alması mümkün değil” değerlendirmesini yaptı. Baran, tüm sektörlerin istihdam edilecek personel konusunda sıkıntı yaşadığına vurgu yaparak, “Bu konuyu Milli Eğitim Bakanımız başta olmak üzere diğer bakanlarımızı da ziyaretlerimizde dile getirdik. Depocudan muhasebeciye, pazarlamacıdan sıvacıya kadar her alanda meslekli çalışana ihtiyacımız var. Gençlerimizin çoğu üniversite eğitim imkanına kavuştuğu için haliyle masa başı işlerde istihdam edilmek istiyor. Bu durum da istihdam piyasası ile iş piyasası arasında bir dengesizlik oluşturuyor” diye konuştu.

2023 DGS kontenjanlarında rekor düşüş Haber

2023 DGS kontenjanlarında rekor düşüş

2 yıllık önlisans eğitimlerini 4 yıllık lisans eğitimine tamamlamak isteyen adayların katıldığı Dikey Geçiş Sınavı (DGS) tamamlandı. DGS tercih kılavuzunda toplam 112.505 kontenjanın 90.351’e gerilediği görüldü. DGS için 464.241 kişinin sınava başvurduğunu belirten Öğrenci Dekanı Serhat Butur, “Bir önceki yıl sınava başvuran sayısının 289.208 olduğunu düşünüldüğünde artan fark 175.073 oldu fakat adaylar kontenjan kılavuzunun açıklanması ile hayal kırıklığına uğradı. Her yıl toplam kontenjandan 3 ila 4 bin arasında azalan bir fark oluşurken, 2023 DGS kılavuzunda 22 bin üzerinde rekor bir kontenjan düşüşü yaşandı” dedi. DGS tercih kılavuzu yayınlandı. Kılavuza göre toplam 112.505 kontenjan sayısının 90.351’e gerilediği görüldü. DGS için 464.241 kişinin sınava başvurduğunu söyleyen Öğrenci Dekanı Serhat Butur, “Bir önceki yıl sınava başvuran sayısının 289.208 olduğunu düşünüldüğünde artan fark 175.073 oldu. Önlisans mezunları için bu yıl lisansın öneminin arttığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. “Kontenjanı en çok azalan açıköğretim fakülteleri” Kontenjan kılavuzunun açıklanması ile adayların hayal kırıklığına uğradığını belirten Beykent Üniversitesi Öğrenci Dekanı Serhat Butur, “Her yıl toplam kontenjandan 3 ila 4 bin arasında azalan bir fark oluşurken, 2023 DGS kılavuzunda 22 bin üzerinde rekor bir kontenjan düşüşü yaşandı. Bu yıl açıklanan kontenjan kılavuzunu incelediğimizde 67.000 kontenjanın Açıköğretim Fakültelerinde olduğu, 6.054 kontenjanın devlet üniversitelerinde ve 4.535 kontenjanın vakıf üniversiteleri örgün eğitimlerine ayrıldığını görüyoruz. Kontenjanı en çok azalan 19.200 kontenjan ile açıköğretim fakülteleri oldu” dedi. “Talepler arttı, kontenjanlar azaldı” Butur konuşmasını şöyle sürdürdü: “2017 yılında 1.050 olan Hukuk Fakültesi kontenjanı, 2022-DGS Kılavuzunda 504 iken bu yıl 278 kontenjana düşürüldü. Mühendislik alanında ise en dikkat çeken bölüm İnşaat Mühendisliği oldu. 2019 yılında 1011 olan kontenjan 2022 DGS kılavuzunda 447 olurken, bu yıl 269’a düşürüldü. Diğer bölümlerde de ortalama aynı sonuçlara ulaştığımız kontenjanlarda taleplerin arttığı fakat kontenjanların azaldığını görüyoruz. Her yıl kontenjanlardaki bu azalma, gelecek yıllarda DGS sınavını ve dolayısıyla önlisanstan lisansa geçişler kalkacak mı sorusunu haklı olarak akla getiriyor.”

Eğirdir Gölü'nün su seviyesi geçen yıla göre 13 santimetre düştü Haber

Eğirdir Gölü'nün su seviyesi geçen yıla göre 13 santimetre düştü

ISPARTA (AA) - Isparta'daki Eğirdir Gölü'nde su seviyesi geçen yıl aralıkta yapılan ölçümlere göre 13 santimetre daha düşük seyrediyor."Yedi renkli göl" olarak bilinen, küresel ısınmaya bağlı olarak son yıllarda yaşanan kuraklık ve bunun yanında kirlilik problemleri yaşayan Eğirdir Gölü'nün su seviyesindeki düşüş devam ediyor.Eğirdir ve Kovada Gölü Çevre Koruma Birliğince 40 gün önce 914,82 metre olarak ölçülen su seviyesinin, bugün yapılan ölçümlerde 914,80 santimetre olduğu görüldü.Eğirdir Gölü'nden tarımsal sulamaların yanı sıra kent merkezine de içme suyu ihtiyacı için su alımı yapılıyor.TÜBİTAK ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Eğirdir Gölü'nü koruma özel hükümlerine göre, gölün şu an ölçülen seviyesinden 6 santimetre daha düşmesi halinde gölden hiçbir şekilde su kullanımı yapılamayacak.Birliğin Müdürü Süleyman Can, AA Muhabirine, Eğirdir Gölü özel hüküm genel hükümler bölümü C maddesine göre, gölün 914,74 santimetreye düşmesi halinde hiçbir şekilde su kullanımı olamayacağını bildirdi.Bugün yapılan ölçümlerde Eğirdir Gölü su seviyesinin 914,80 metre olarak ölçüldüğünü belirten Can, şöyle devam etti:"Bu seviye kuraklığın kritik noktasına 6 santimetre kaldığı anlamına geliyor. 19 Ekim 2022'de 914,82 santimetre olarak ölçülmüştür. 40 günde 2 santimetre daha düşüş meydana gelmiş durumda. Birliğin geçen yıl 4 Aralık'ta yaptığı ölçüme göre Eğirdir Gölü 13 santimetre daha düşük seviyede seyrediyor."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.