#Ege İhracatçı Birlikleri

İLKHABER-Gazetesi - Ege İhracatçı Birlikleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ege İhracatçı Birlikleri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Malatya'da 'sarı altın' kâbusu: Zirai don kayısı üretimini vurdu, rekolte yüzde 95 düştü Haber

Malatya'da 'sarı altın' kâbusu: Zirai don kayısı üretimini vurdu, rekolte yüzde 95 düştü

Dünyanın kuru kayısı üretim üssü olan Malatya'da, Nisan ayında yaşanan zirai don felaketi nedeniyle yıllık 90 bin ton olan rekoltenin bu yıl 5 bin tonun altına düşmesi ve tarihin en büyük üretim krizinin yaşanması bekleniyor. Peki, bu rekor düşüş ihracatı nasıl etkileyecek? Sektör temsilcileri üreticiler için hangi acil destek çağrısını yaptı? İşte kayısıda yaşanan büyük krizin tüm boyutları... Dünyanın kuru kayısı ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Malatya, tarihinin en zor üretim sezonuyla karşı karşıya. 2025 yılı Nisan ayında yaşanan zirai don ve soğuk hava dalgası, kayısı ağaçlarını çiçekte yakalayarak büyük bir zarara yol açtı. Malatya’da her yıl ortalama 90-100 bin ton seviyesinde gerçekleşen kuru kayısı üretiminin bu yıl 5 bin tonu bile bulamayacağı öngörülüyor. İklim koşullarındaki aşırılıklar tarım sektörünü derinden etkiliyor. Türkiye, 2025 yılına iklim krizinin etkilerini tüm şiddetiyle hissederek girdi. “DON VE SICAKLIK EKSTREMİ ÇİFTÇİYE NEFES ALDIRMIYOR” Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, yaşanan süreci şöyle özetledi: “40 yılı aşkın süredir kuru meyve ihracatındayım. 36 ili etkileyen ve bu kadar geniş çapta ürün kaybına yol açan bir doğa olayını ilk kez görüyorum. Nisan’da eksi 17 dereceye kadar düşen sıcaklıklar, kayısıdan fındığa, üzümden kiraza kadar pek çok üründe tarihi rekolte kayıplarına neden oldu. Temmuz ayında ise 45 dereceyi bulan sıcaklıklarla ikinci darbe geldi.” Işık, kuru kayısı üretiminin yok denecek kadar az olduğu bu sezonda, üreticinin bahçesini ayakta tutabilmesi için acilen finansal desteğe ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Işık, “Üreticilerimiz yüzde 50-60 faiz oranlarıyla kredi alarak bu bahçelere bakamaz. İşletmelerin ise işçilerini koruyabilmesi, sabit giderlerini karşılayabilmesi için desteklenmesi şart. Hükümetimizin bu konuda acil aksiyon alması gerekiyor” şeklinde konuştu. İHRACATTA YAKLAŞIK 35 BİN TONLUK STOK KÖPRÜ GÖREVİ GÖRECEK 2024/25 sezonundan devreden yaklaşık 35 bin ton kuru kayısı stoku, yeni sezonda ihracat çarklarının dönmesi için sektörün en büyük dayanağı olacak. 2024/25 sezonunda Türkiye, kuru kayısı ihracatını 74.774 ton olarak tamamlayarak 377,4 milyon dolar gelir elde etti. Önceki sezona göre ihracat miktarında yüzde 12 artış görülürken, döviz getirisi yüzde 5 geriledi. 2023/24 sezonunda ise 66.178 ton kuru kayısı karşılığında 398 milyon dolar gelir sağlanmıştı. EN ÇOK KURU KAYISI İHRAÇ EDİLEN ÜLKELER Türkiye, 2024/25 sezonunda 115 ülkeye kuru kayısı ihraç etti. İhracatın en yüksek gerçekleştiği ilk üç ülke 67,5 milyon dolarla ABD, 30,4 milyon dolarla Fransa ve 25,6 milyon dolarla Almanya şeklinde sıralandı. A vitamini, potasyum, lif ve antioksidan açısından zengin olan kuru kayısı, sindirim sistemini düzenleyici ve bağışıklık sistemini güçlendirici özellikleriyle küresel pazarda sağlıklı atıştırmalıklar kategorisinde önemli bir yer tutmaya devam ediyor.

Çin'den Türk ihracatçısına çağrı: 2,6 trilyon dolarlık pazara gelin, sizi alıcılarla buluşturalım Haber

Çin'den Türk ihracatçısına çağrı: 2,6 trilyon dolarlık pazara gelin, sizi alıcılarla buluşturalım

Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi olan, 2024 yılında 2,6 trilyon dolarlık ithalat yapan Çin, dünyadan daha fazla ithalat yapmak, yenilikçi ürünlerin Çinli tüketicilerin ilk kez göreceği zemini sağlamak amacıyla 2018 yılında düzenlemeye başladığı Çin İthalat Fuarı’na Türkiye’den daha fazla katılımcı bekliyor. 5-10 Kasım 2025 tarihlerinde Şanghay’da düzenlenecek olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı Türkiye Tanıtım Toplantısı Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu 2019 yılından bu yana başarıyla gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri’nde yapıldı. Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE)’nın, dünyanın dört bir yanından firmalara ürün ve hizmetlerini sergilemeleri için benzersiz bir imkân sunduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2025 yılında da Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu üstlenmekten dolayı büyük heyecan duyduklarını, fuarın sunacağı fırsatları sabırsızlıkla beklediklerini vurguladı. “Bu fuara katılım, sadece ürünlerimizi tanıtmamıza değil, aynı zamanda Çin ile dostluk ve iş birliği bağlarımızı güçlendirmemize de olanak tanıyor” diyen Eskinazi, “Çin pazarına büyük önem veriyoruz ve üyelerimize bu pazarın taşıdığı fırsatları en iyi şekilde anlatmak için tüm gayretimizi gösteriyoruz. Geçmiş yıllarda katılımcılarımızdan aldığımız geri bildirimlerde, görüştükleri ziyaretçilerin çoğunun karar verici konumda olduklarını ve verimli iş birlikleri ile fuardan ayrıldıklarını memnuniyetle öğrendik. Türkiye, zengin ve çeşitli ürünleriyle her zaman küresel tarım pazarının önemli aktörlerinden biri olmuştur” dedi. ÇİN’İN ARTAN SAĞLIKLI GIDA TALEBİNE CEVAP VERECEĞİZ Türkiye’nin, Çin’in “Orta Koridor” stratejisinde önemli bir geçiş ülkesi olarak öne çıktığını ifade eden Eskinazi sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle demiryolu, elektrikli araçlar ve teknoloji alanında ciddi planlamalar yapılmaktadır. Altyapıdan enerjiye, otomotivden dijital sektöre kadar uzanan kapsamlı bir ortaklık profili oluşmaktadır. Ülkemiz – özellikle Ege Bölgesi – verimli toprakları sayesinde dünyanın en kaliteli tarım ürünlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ege Bölgesi, Akdeniz iklimi ile meyve, sebze ve kuru meyve üretimi ve ihracatında öne çıkmaktadır. Zeytinimiz, incirimiz, üzümümüz ve deniz ürünlerimiz, yalnızca Türk mutfağının temel unsurları değil, aynı zamanda uluslararası pazarlarda yoğun talep gören ürünlerdir. Son yıllarda dünyada organik ürünlere olan talep önemli ölçüde artmış, Türkiye de bu trende büyük bir istek ve kararlılıkla yanıt vermiştir. 2002 yılında 57.000 hektar olan organik tarım alanımız, bugün 500.000 hektarın üzerine çıkmıştır. Bu dikkat çekici artış, sürdürülebilir tarıma olan bağlılığımızın ve sağlık odaklı tüketici ihtiyaçlarını karşılama konusundaki yetkinliğimizin bir göstergesidir. Çin’in artan sağlıklı ve kaliteli gıda talebine, üstün kaliteli organik tarım ürünlerimizle yanıt vermeyi hedefliyoruz. Geçtiğimiz yılki fuarda Türk zeytinyağı, kuru incir, kuru üzüm, kuru kayısı ve şaraplarımıza gösterilen yoğun ilgiden büyük memnuniyet duyduk. Bu yıl özellikle kozmetik sektöründe faaliyet gösteren firmaların katılımını bekliyoruz. Ayrıca lojistik firmalarından da talep aldık. Türk firmalarının yoğun katılımıyla bu yıl Çin’de güçlü ve etkili bir görünürlük sergilemeyi arzuluyoruz. Kasım ayında Şanghay’da düzenlenecek bu büyük buluşmaya tüm firmalarımızı içtenlikle davet ediyoruz.” GUOQİNG; “ÇİN, 1,4 MİLYARLIK NÜFUSUYLA DÜNYANIN EN BÜYÜK PAZARI” Toplantıda konuşan Çin Uluslararası İthalat Fuarı Bürosu Genel Müdür Yardımcısı Li Guoqing, Türkiye’nin 2018 yılından bu yana çok iyi partnerleri olduğunun altını çizdi. Çin İthalat Fuarı’nın devasa Çin pazarına sırtını dayadığını belirten Guoqing, “Çin 1,4 milyarlık nüfusuyla dünyanın en büyük pazarı. 500 milyonluk orta gelir düzeyine sahip. Bu fuarın arkasında Çin Hükümeti’nin desteği var. CIIE, yeni ürün ve teknolojilerin tanıtıldığı, çıkış noktası oldu. Bugüne kadar 3 binden fazla yeni ürünü Çinli tüketiciler CIIE sayesinde tanıdı. Çin’de Akdeniz Ton Balığı bu fuar sayesinde öğrenildi. Bugüne kadar Çin İthalat Fuarı’nda 5 milyar dolarlık kontrat imzalandı. 180’den fazla ülke bugüne kadar katılım gösterdi. CIIE, 280 bin metrekareye ulaştı” diye konuştu. “GÖRÜŞMEK İSTEDİĞİNİZ ÇİNLİ FİRMALARLA SİZLERİ CIIE’DE BULUŞTURURUZ” Çin İthalat Fuarı’nın Çin medyasıyla iyi ilişkiler kurduğunu vurgulayan Guoqing, Çin medyası sayesinde Türk gıda ürünlerinin Çin’de tanıtımını yapabilecekleri müjdesini verdi. Guoqing, Çin Devlet Televizyonu CCTV’nin Çin dışındaki 200’den fazla temsilciliğinin CIIE’ye destek verdiğini paylaştı. Gouqing, “Türkiye’ye has güzellikleri tüm dünyaya tanıtabiliriz. Zeytinyağı, kırmızı şarap, baklava, gülsuyu Türkiye’den görmek istediğimiz ürünlerin başında geliyor. Türk firmaları görüşmek istedikleri Çinli firmaları iletmeleri halinde iletişime geçerek fuara davet edip görüşmenizi sağlayabiliriz” dedi. TİCARET MÜŞAVİRİ DOU AİDONG; “ÇİN DEVLET BAŞKANI Xİ JİNPİNG CIIE’YE ÖZEL İLGİ GÖSTERİYOR” Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in özel ilgisi olduğunu paylaşan Çin’in Ankara Ticaret Müşaviri Dou Aidong, 7 yıldır başarılı bir şekilde düzenlenen CIIE’nin ürün tanıtımına büyük katkı sağladığı gibi, yatırımcılarla satın almacıları başarıyla buluşturduğunu vurguladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin yakın zamanda hayata geçirdiği ilave gümrük vergilerinin dünya ticaretine büyük darbe vurduğunu savunan Aidong, “Çin böylesi bir harekette bulunmadı. Bir Kuşak Bir Yol Projesi sayesinde Türkiye – Çin ilişkileri iyiye gitti. Çin, Türkiye’nin ikinci, Asya’nın birinci ticari partneri oldu. Türkiye’den 215 firma bugüne kadar CIIE’ye katıldı. Türkiye’den daha fazla firmanın bu sene katılmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı. HOU QİAN; “TÜRKİYE’DE 31 ŞUBEYLE FAALİYET GÖSTERİYORUZ” Çin ICBC Türkiye Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hou Qian, dünyanın en büyük ticari bankalarından biri olduklarını dünya çapında 49 ülke ve bölgede ofisleri olduğunu, 13 milyondan fazla kurumsal müşteriye ve 766 milyon bireysel müşteriye geniş bir yelpazede finansal ürünler ve yüksek kaliteli finansal hizmetler sunduklarını, ICBC Turkey’in, 2015 yılında kurulduğunu ve Türkiye'de açılan ilk Çin bankası olduklarını Türkiye’de 31 şubeyle faaliyette bulunduklarını anlattı. Türkiye'deki en geniş hizmet ağına sahip Çin sermayeli şirket olduklarının dillendiren Qian, “ICBC Turkey, kurulduğu günden bu yana "Kuşak ve Yol" ve "Orta Koridor" girişimleri kapsamında Çin ve Türkiye arasındaki derinlemesine iş birliğine hizmet etmeye kendini adamıştır. Limanlar, elektrik, madencilik, yeni enerji ve diğer alanlar dahil olmak üzere stratejik açıdan önemli bir dizi altyapı projesine aktif olarak katılmış ve desteklemiş, Türkiye'nin Doğu-Batı ticaret merkezindeki kilit konumunu güçlendirmeye yardımcı olmuştur. CIIE’de müşterilerimizin iş ortağı bulmaları ve finansman konularında destek sağlıyoruz. ICBC olarak alıcı ve satıcıları buluşturan bir platformumuz var. Alıcı ve satıcıları bir araya getiriyoruz. Kazan – kazan temelinde sonuçlar elde ediyoruz” dedi. IŞIK; “CIIE BİZE ÇİN’LE TİCARET YAPMA KÜLTÜRÜ KAZANDIRDI” Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kendi firması Işık Tarım A.Ş.’nin Çin İthalat Fuarı’na bu yıl 5. Kez katılacağını, her gittiklerinde memnun kaldıklarını, CIIE sayesinde Çin ile ticaret yapma kültürünü kazandıklarını dile getirerek, tüm ihracatçıları CIIE’ye katılmaya davet etti. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın Tanıtım Toplantısına; EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ve ihracatçı firma temsilcileri katılım gösterdi.

Ege İhracatçı Birlikleri'nin tarım ürünleri ihracatı yüzde 3,2 artışla 7,5 milyar dolara ulaştı Haber

Ege İhracatçı Birlikleri'nin tarım ürünleri ihracatı yüzde 3,2 artışla 7,5 milyar dolara ulaştı

Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatında öncü konumda bulunan Ege İhracatçı Birlikleri, 15 Ekim 2024 tarihi itibarıyla son bir yıl içinde gerçekleştirdiği ihracatı yüzde 3,2 artışla 7 milyar 532 milyon dolara yükseltti. Bu, Ege İhracatçı Birlikleri’nin tarihindeki ilk 7,5 milyar doları aşma başarısını temsil ediyor. Tarım sektörü, Türkiye’nin toplam yıllık ihracatının yüzde 15,7’sini oluştururken, Ege İhracatçı Birlikleri’nin 18 milyar 245 milyon dolarlık ihracatının yüzde 41’i tarım ürünlerinden geldi. EİB bünyesindeki 7 tarım birliğinden 5’i ihracatını artırmayı başarırken, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, ihracat kısıtlamaları nedeniyle gerileme yaşadı.   Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü liderliğini sürdürdü Ege Bölgesi’nden yapılan tarım ürünleri ihracatında son 1 yılda ihracatını yüzde 4’lük artışla 1 milyar 591 milyon dolardan 1 milyar 658 milyon dolara çıkaran Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, EİB bünyesinde tarım ürünleri ihracatındaki liderliğini sürdürdü. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ihracatını 1 milyar 69 milyon dolara çıkardı Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği geçtiğimiz 1 yılda ihracatını yüzde 17’lik artışla 912 milyon dolardan 1 milyar 69 milyon dolara çıkarırken, hem tarihinde ilk kez 1 milyar doları geçme mutluluğu yaşadı, hem de EİB bünyesinde ihracat artış rekortmeni olmayı başardı. İhracatını yüzde 3’lük artışla 1 milyar 322 milyon dolardan 1 milyar 356 milyon dolara taşıyan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Ege Bölgesi’nde bitkisel ürün ihracatındaki liderliğini korurken tarım sektörleri arasında ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırdı.   Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ihracatını yüzde 6,5 artırarak 1 milyar 59 milyon dolara ilerletirken, EİB çatısı altında 1 milyar doları geçen tarım birlikleri arasında yerini aldı. Türkiye’deki tüm tütün ve tütün mamulleri ihracatçılarını çatısı altında buluşturan Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nin yıllık ihracatı yatay bir seyir izledi ve 903 milyon dolar şeklinde kayıtlara geçti. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği 847 milyon dolarlık ihracatı hanesine yazdırırken, son 1 yıllık dönemde dökme ve varilli zeytinyağı ihracatındaki kısıtlamalar nedeniyle zorlu bir yıl geçiren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin ihracatı 730 milyon dolardan 602 milyon dolara geriledi. 2024/25 sezonuna girerken ihracatta kısıtlamalardan kurtulan EZZİB yüksek bir rekoltenin beklendiği 2024/25 sezonunda ihracattaki kayıplarını kapatmayı ve ihracatta başarılı bir sürece girmeyi bekliyor. “2025 yılında hedefimiz tarım ürünleri ihracatında 8 milyar doları geçmek olacak”   Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Tarım sektöründe ihracatı üreticilerimizin ve ürünlerimizin sigortası olarak gören bir anlayışla hareket etmemiz gerektiğini sürekli dillendiriyoruz. Bu kısıtlamalar olmasaydı zengin ürün yelpazesiyle ülkemizin en verimli topraklarına ev sahipliği yapan Ege Bölgesi’nin tarım ürünleri ihracat tutarı 8 milyar doların üzerinde gerçekleşirdi. 2025 yılında hedefimiz tarım ürünleri ihracatında 8 milyar doları geçmek olacak. Milli katılım organizasyonu yapacağımız gıda fuarları tarım sektöründeki URGE ve TURQUALITY projelerimiz bu hedefe bizleri ulaştıracak” şeklinde konuştu.   Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan tarım ürünleri ihracatında bitkisel ürünlerin payının 5 milyar 21 milyon dolara ulaştığını paylaşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Bölgesi’nde kurulma çalışmaları hızla devam eden 5 tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesiyle 2028 yılı sonunda tarım ürünleri ihracatında 10 milyar dolara ulaşacaklarının altını çizdi.  

Uçak: Mandalina ihracatı 2024'te 600 milyon dolara ulaşacak Haber

Uçak: Mandalina ihracatı 2024'te 600 milyon dolara ulaşacak

Sonbaharın habercisi olarak bilinen satsuma mandalinada, Ticaret Bakanlığı'nın belirlediği kesim ve ihracat tarihleriyle bu yılki sezonu başladı. 14 Ekim 2024 tarihinde kesimi yapılacak mandalinaların, 18 Ekim 2024 tarihinde ihracata sunulması planlanıyor. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’nin mandalina üretimindeki gücüne ve vatandaşların kış mevsiminde sağlıklı kalmaları için günde 2-3 adet mandalina tüketmelerini önerdi. 2023 yılında mandalina ihracatı 576 milyon dolara ulaşarak, yaş meyve sebze ihracatında en çok tercih edilen ürün oldu. Türkiye, 47 ülkeye satsuma mandalina ihraç etti. “Vatandaşlarımızın kış mevsimlerinde sağlıklı ve dinç kalmaları için günlük 2-3 adet mandalina tüketmeye davet ediyoruz” Türkiye’nin yıllık 1,9 milyon ton mandalina üretimiyle dünyada ilk üç ülke arasında yer aldığı bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, satsuma mandalinanın en çok sevlien mandalina türü olduğuna değinerek şunları söyledi:“Türkiye’nin mandalinası hem iç piyasaya hem de ihracata yetecek seviyede. Tüm vatandaşlarımızı sonbahar ve kış mevsimlerinde sağlıklı ve dinç kalmaları için günlük 2-3 adet mandalina tüketmeye davet ediyoruz.”  “2023 yılında Türkiye’nin yaş meyve sebze ürünleri ihracatında mandalina 576 milyon dolarlık tutarla en çok ihraç edilen ürün oldu”  Uçak, “2023 yılında Türkiye’nin yaş meyve sebze ürünleri ihracatında mandalina 576 milyon dolarlık tutarla en çok ihraç edilen ürün oldu. 2023 yılındaki 1 milyar 112 milyon dolarlık narenciye ihracatından mandalina ihracatı yüzde 52 pay aldı. İnce kabuğu, aromasıyla en çok sevilen mandalina türü olan satsuma mandalinanın ihracatı 2023 yılında 134 milyon dolar olmuştu. 2024 yılının 9 aylık döneminde Türkiye’nin tüm türler toplamında mandalina ihracatı yüzde 3’lük artışla 228 milyon dolardan 235 milyon dolara yükseldi. 2024 yılı sonunda mandalina ihracatında 600 milyon dolara, satsuma mandalinada da 150 milyon dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz” diye ifade etti.    Uçak; “İzmir Valiliği ve İzmir Tarım İl Müdürlüğü’nün Seferihisar, Menderes ve Selçuk’taki mandalina üreticilerine sağladığı 24 bin akdeniz meyve sineği tuzağı bu yıl Akdeniz meyve sineğinin büyük ölçüde azalmasına katkı sağladı. Diğer zararlılarla mücadelede de başarılı bir sezon oldu. Mandalina kalitesi ihracat için uygun. Üreticinin emeğinin karşılığını aldığı bir sezon olması için ihracatçılarımız çaba gösterecekler. Üreticilerimiz ve ihracatçılarımız için verimli bir sezon olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

Ege İhracatçıları enflasyonla mücadeleye hazır Haber

Ege İhracatçıları enflasyonla mücadeleye hazır

Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) ve Ege İhracatçı Birlikleri'nin düzenlediği toplantıda, enflasyonla mücadele ve Türkiye’nin dış ticaretindeki önemli gelişmeler masaya yatırdılar. Toplantıda konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ihracatçılar olarak enflasyonu yenmek için üzerlerine düşen görevi yerine getirmeye kararlı olduklarını ifade etti. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ise Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi gerektiğine dikkat çekti. Zorlu, “İzmir, 2017 yılından beri aralıksız olarak, ithalattan çok ihracat gerçekleştirerek  ülkenin dış ticaretinde önemli bir aktör olmaya devam ediyor” ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu,  “Dış ticaret istatistiklerinde İzmir’e baktığımızda, 2023 yılında 12,9 milyar dolar ithalat, 172 milyar dolar ihracat yapıldığını görüyoruz. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 132,8. 2024 yılı ilk 8 ayında 8,4 milyar dolar ithalat, 11,2 milyar dolar ihracat gerçekleşmiş. İhracatın ithalatı karşılama oranının yaklaşık yüzde 133 olduğunu görüyoruz. İzmir, 2017 yılından beri aralıksız olarak, ithalattan çok ihracat gerçekleştirerek, ülkenin dış ticaretinde önemli bir aktör olmaya devam ediyor. 2023 yılında İzmir’in ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında AB ülkeleri öne çıkıyor. Almanya, ABD, İspanya, Birleşik Krallık, İtalya, Rusya, Fransa, Belçika, Polonya’ya ihracatın yüzde 52,1’i gerçekleştiriliyor” şeklinde konuştu.  Zorlu, “Türkiye’nin her koşulda küresel rekabet koşullarına ayak uydurması ve ticaret savaşlarında yerini alması gerekiyor”  Türkiye ile AB arasında 28 yıla dayanan bir gümrük birliği olduğunu hatırlatan Zorlu, şunları söyledi: ”Asimetrik yapısı, kapsamının sınırlı olması, danışma mekanizması ve anlaşmazlıkların halli bakımından yetersiz kalması gibi nedenlerle güncellenmeyi gerektiriyor. Gümrük birliğinin asimetrik yapısının en önemli yansıması serbest ticaret anlaşmalarında (STA) ortaya çıkıyor. AB’nin STA yaptığı ülkelerle Türkiye STA imzalayamadığı sürece rekabet edebilirliğimiz zorlaşıyor. Türkiye’nin 23 STA’sı karşısında, AB’nin 78 adet STA’sı bulunuyor. AB’nin, Kanada, Vietnam, Güney Afrika, Japonya, Kazakistan, Mısır gibi ülkelerle STA’sı veya ekonomik işbirliği anlaşmaları bulunurken, Türkiye’nin olmadığını görüyoruz. Böyle bir tabloda gümrük birliğinin beklentilerimizi karşılaması giderek zorlaşıyor. Hal böyle iken, sınırda karbon mekanizması AB’nin yeni ticaret politikası olarak karşımıza çıkmış durumda. Bu mekanizmaya uyum sağlayamazsak gümrük birliğinin avantajlarından da yararlanamaz hale geleceğiz. Bu bağlamda Türkiye-BRICS ilişkilerinin gündeme gelmiş olması doğal olarak dikkatleri çekiyor. AB’nin yakın ticaret ortağı Türkiye ile daha fazla yakınlaşmasını, gümrük birliğinin güncellenmesinin önündeki siyasi engelleri kaldırmasını bekleyebiliriz. Türkiye’nin her koşulda küresel rekabet koşullarına ayak uydurması ve ticaret savaşlarında yerini alması gerekiyor.” Akdurak, “Fahri konsoloslarımızla burada her ülke ile ilgili fikir alışverişi yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz”  ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Yuvarlak Masası Başkanı Rebii Akdurak, “Önümüzdeki aylarda bu tip toplantıları en az ayda bir kez yapacağız. Bunun yanında da özellikle diplomatlarla, İzmir’deki başkonsolos ve konsoloslarla ardından fahri konsoloslarımızla burada her ülke ile ilgili fikir alışverişi yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Katılımlarınızdan mutlu oluruz “ şeklinde konuştu.  Eskinazi, “Kurallara göre AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkeler bizimle de serbest ticaret anlaşması imzalamalıydı” Türkiye’nin AB yolculuğundan kısaca bahseden Jak Eskinazi, “Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki gümrük birliği 1995 yılında yürürlüğe girdi. O zamanlar AB ülkeleriyle toplam ticaretimiz 30 milyar dolar civarındaydı. Bugün 210 milyar dolara çıkardık. Bu başarılı bir netice gibi görünüyor ama aslında potansiyelimiz bunun çok üzerinde. Kotaları aşmamız gerekiyor. Zeytinyağımızı satamıyoruz, tavuğumuzu satamıyoruz. Gümrük birliğini yaparken onlara bir avantaj vermişiz ve hala bunu kullanıyorlar. Şu anda AB’nin pek çok ülkeyle serbest ticaret anlaşması var. Kurallara göre AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkeler bizimle de serbest ticaret anlaşması imzalamalıydı. Ama bunu yapmıyorlar. Çünkü zaten avantajı ellerine almışlar. Bize avantaj vermek istemiyorlar. Türkiye bu işlerden çok fazla zarar görüyor. Türkiye ve AB arasındaki ticaretin daha adil ve sürdürülebilir bir zemine oturtulabilmesi için gümrük birliğinin kapsamının genişletilerek tarım ürünlerinin, hizmetlerin ve kamu alımlarının dahil edilmesi, serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili beklentimizin karşılanması gerekiyor” diye ifade etti. Eskinazi, “Çandarlı limanı hem onlar için hem de bizim için önemli bir aktarma limanı haline gelebilir” Limanlar konusunda da değerlendirmelerde bulunan Jak Eskinazi, şunları söyledi: “Alsancak limanında geçmiş yıllarda bir özelleştirme süreci yaşadık. Biz de EİB olarak o konsorsiyumun içindeydik. Ama gerçekleştirilemedi. Şu anda Alsancak limanının değeri, o günkü özelleştirme değerinin üçte biri kadar. Alsancak limanı çalışıyor ama Aliağa limanları olmasa İzmir’in ihracatı olmazdı diyebilirim. O kadar önemli. Eskiden Alsancak limanı bir numaralı liman iken, ihracatımızın yüzde 60’ını Alsancak limanı, yüzde 40’ını diğer limanlar yaparken, şimdi tam tersi duruma geldi. Aliağa limanları ihracatımızın yüzde 70-75’ini, Alsancak limanı ancak yüzde 25’ini yapabiliyor. Bir de bizim Çandarlı limanımız var. Epey miktar yatırım yapılmış bir liman. Maalesef son kısmı için birkaç kez ihaleye çıkıldı ancak ihaleye girecek firma bulamadık. Bence çok iyi çalışılsa, bir özelleştirme kapsamında Çandarlı bitirilebilir ve Ege’ye çok büyük bir kazanç sağlayabilir. Çinliler, çok büyük ümitlerle Pire limanını aldı ancak liman şehrin içinde kaldı ve büyüyemiyor. O yüzden yeni liman arıyorlar. Çandarlı limanı hem onlar için hem de bizim için önemli bir aktarma limanı haline gelebilir. Ayrıca Aliağa-Bergama aksında yeni OSB’ler, serbest bölgeler kuruluyor. Buraya kurulacak tesislerin ihracatlarını yakın bir limandan yapmaları maliyetlerini çok düşürecektir. Tüm ihracatımızın yüzde 92’si deniz yoluyla oluyor. Çok büyük bir rakam. Bunun için bu limanları genişletip büyütmemiz lazım.”

Türkiye, kuru incir ihracatında dünya liderliğini sürdürdü Haber

Türkiye, kuru incir ihracatında dünya liderliğini sürdürdü

Türkiye, kuru incir ihracatında dünya liderliğini 2023/24 sezonunda da sürdürdü. Sezon sonunda elde edilen 292 milyon dolarlık ihracat geliri, bir önceki sezona kıyasla yüzde 12'lik bir artış gösterdi. Kuru incir ihracat miktarı düşmesine rağmen, ihraç fiyatındaki yüzde 29'luk artış, döviz getirisine olumlu yansıdı. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı Mehmet Ali Işık, bu başarının üreticiler, tüccarlar ve ihracatçılar arasında sağlanan iş birliği sayesinde gerçekleştiğini vurguladı. Kuru incirde aflatoksin ve okratoksinden dolayı sorun yaşamamak için sektör olarak çiftçiden rafa doğru bir sistem kurmak için çalıştıklarını anlatan Işık şunları söyledi: “En büyük ihraç pazarımız Avrupa Birliği’nde kontrol sıklığının artmaması için uzun yıllardır üreticilere kerevet ve ilek torbası dağıttık. 2023/24 sezonunda üreticilerden ürünü alan ihracatçı firmalarımızın kontrollerini yapabilmeleri için bütçe dahilinde UV lambalar satın alarak dağıtımını gerçekleştirdik. Üreticilerimize ayrıca ilek torbası dağıtımımızı sürdürdük. Kuru İncir Sektör Kurulumuzda sektörün tüm tarafları toplam kaliteyi artırmak adına çalışıyoruz.”  Türkiye’nin ihracat pazarlarını çeşitlendirmek için Ticaret Bakanlığı’nın son yıllarda ortaya koyduğu uzak pazarlar stratejisi kuru incir ihracatında başarılı bir şekilde hayata geçti. Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kuru incir ihracatında son 10 yıllık süreçte Amerika kıtasının payının yüzde 17’den yüzde 28’e yükseldiğini, aynı dönemde kuru incir ihracatımızda Uzakdoğu ülkelerinin payınında yüzde 12’den yüzde 15’e ilerlediğini, bu başarıda TURQUALITY ve URGE projeleri, fuarlar ve sektörel ticaret heyeti organizasyonlarının payının büyük olduğunu dile getirdi.     “2023/24 sezonunda kuru incir ihraç ettiğimiz ülke sayısı 107 oldu” Mehmet Ali Işık, “ABD’ye 2022/23 sezonunda ihracatımız 43 milyon dolardı. ABD’ye ihracatta yüzde 38’lik artış hızı yakaladık. İkinci sırada 33 milyon dolarla Fransa, üçüncü sırada 32 milyon dolarla Almanya yer aldı. Kanada’ya 14,6 milyon dolarlık, İtalya’ya 13,6 milyon dolarlık, Japonya’ya 13,2 milyon dolarlık kuru incir ihracatı gerçekleştirdik. 2023/24 sezonunda kuru incir ihraç ettiğimiz ülke sayısı 107 oldu” diye ifade etti.  

Türkiye, GDO'suz pamuk üretiminde dünyada öne çıkıyor Haber

Türkiye, GDO'suz pamuk üretiminde dünyada öne çıkıyor

Bereketli topraklar diyarı Ege Bölgesi’nden sınırları aşan Söke pamuğu, Avrupa Birliği'nde tescillenen ilk pamuk ürünü olarak tarihe geçti. Türkiye, 7 Ekim Dünya Pamuk Günü’nde Söke Pamuğunun başarısını kutluyor. Dünya Pamuk Günü 7-8 Ekim 2014 tarihlerinde Better Cotton Saha Gezisi etkinliği ile geniş katılımlı olarak Söke’de gerçekleşiyor. Çiftçiler ve sektör temsilcilerinin katıldığı iki günlük saha gezisi sırasında, Türkiye'de pamuk üretimi, çırçırlama, pamuk tedarik zinciri faaliyetleri ve Better Cotton Standard System uygulaması yerinde görülecek. “Söke Pamuğumuza aldığımız bu tescil daha fazla katma değer yaratacaktır” Dünya pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 84'ünün Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ilk on ülke tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, “Türkiye, 2023/24 sezonunda dünya pamuk üretiminde 7’inci sırada yer alıyor. AB pazarındaki payımız özellikle organik ve sürdürülebilir üretim projeleriyle daha da artıyor. Türkiye'nin pamuk ambarı ve kaliteli pamuk üretimi ile tanınan Söke Ovamızda iyi pamuk uygulamaları ile üretim yapılıyor. Coğrafi işaret tescili, ürünün uluslararası pazar değerini artırır ve tescilli ürün premium kalite/birinci sınıftır. Söke pamuğundan elde edilen ipliklerin inceliği ve dayanıklılığı, kendine özgü özellikleri, lif uzunluğu, yumuşaklığı, yüksek kalitesi ve üretim süreçleri ile “Beyaz Altın” olarak da anılan Söke pamuğumuz, Avrupa Birliği’nde tescillenen 27. coğrafi işaretimiz oldu. Söke Ticaret Borsası başta olmak üzere pamuğa gönül veren tüm üreticilerimizi ve emeği olan herkesi tebrik ediyoruz. Söke Pamuğumuza aldığımız bu tescil daha fazla katma değer yaratacaktır” şeklinde konuştu.   “Türk pamuk üretimine dünyada önemli bir statü sağladı”  Türkiye’nin GDO’suz pamuk üreten nadir ülkelerden biri olduğunun altını çizen Başkan Eskinazi, “Bölgemizde organik pamuk üretimi, better cotton, rejeneratif pamuk gibi sürdürülebilir pamuk üretimi yoğun bir şekilde yapılıyor. Organik pamuk üretiminde Hindistan’dan sonra dünyanın ikinci en fazla üretim yapan ülkesi konumundayız. Önemli bir nokta da Türkiye’de üretilen pamuğun tamamının GDO’suz pamuk olması. “GMO FREE Turkish Cotton” ibaresi ile tescili alınan markamız, tüm sektörün kullanımına hazır hale geldi. “GMO FREE Turkish Cotton” Türk tekstil sektörüne ayrıcalıklı bir marka yaratarak Türk pamuk üretimine dünyada önemli bir statü sağladı. Sürdürülebilir pamuk üretimi ile ilgili projelerimizi ve dijital tarım projelerimizi sürdürüyoruz. "Better Cotton Initiative" gibi küresel girişimlerle işbirliği yapılarak Türk pamuğunun sürdürülebilirliğini ön plana çıkarıyoruz” dedi.

Türkiye'nin elma ve elma suyu ihracatı yüzde 27 artış gösterdi Haber

Türkiye'nin elma ve elma suyu ihracatı yüzde 27 artış gösterdi

Türkiye, dünya genelinde yıllık yaklaşık 5 milyon tonluk üretimiyle elma ve elma suyunda 3.sırada yer alıyor. Ocak-Ağustos döneminde bu ürünlerin ihracatında dikkat çekici bir artış yaşandı; toplam ihracat yüzde 27 artışla 321 milyon dolara ulaştı. Sonbahar mevsiminde narenciye ürünlerinin yanında yer alan elmanın hasat dönemi geldi. Türkiye, 5 milyon tonluk elma rekoltesini toplarken, ihracat için de başarılı pazarlama stratejileri yürütüyor. “Ağustos döneminde toplam ihracatımız yüzde 27’lik artışla 321 milyon dolara yükseldi” Rekolte ve kalite açısından güzel bir sezona girdikleri bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “2024 yılı Ocak-Ağustos döneminde Türkiye geneli elma suyu ihracatımız yüzde 33’lük artışla 181 milyon dolara çıkarken, Türkiye geneli taze elma ihracatı yüzde 21 artışla 140 milyon dolara ilerledi. Elma ve elma suyunda Ocak – Ağustos döneminde toplam ihracatımız yüzde 27’lik artışla 321 milyon dolara yükseldi. Hindistan 53 milyon dolarla en çok elma ihraç ettiğimiz ülkeler sıralamasında ilk sırada yer aldı. Irak 38 milyon dolarlık elma ihracatıyla ikinci sırada yer alırken, Rusya’ya 18 milyon dolarlık elma ihraç ettik” şeklinde konuştu. “Elma suyu ihracatında 2024 yılı sonunda 500 milyon dolar, 2025 yılında 550 milyon dolar ihracat hedefimiz var”   Uçak, “Elma ihraç ettiğimiz ülke sayısı 70 olarak kayıtlara geçti. Elma suyu ihracatında Amerika Birleşik Devletleri 96 milyon dolarlık taleple zirvenin sahibi olurken, Türkiye’den en çok elma suyu ithal eden ikinci ülke 16 milyon dolarla Hollanda oldu. Zirvenin üçüncü basamağına 7 milyon dolarlık taleple İtalya adını yazdırdı. Elma ve elma suyu ihracatında 2024 yılı sonunda 500 milyon dolar, 2025 yılında 550 milyon dolar ihracat hedefimiz var” dedi.    

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına yönelik bilgi alışverişi İtalya’da başladı Haber

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına yönelik bilgi alışverişi İtalya’da başladı

Avrupa Birliği’nin karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik en önemli uygulama araçlarından olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)’na uyum sağlamak amacıyla ENSİA koordinatörlüğü, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği ve İtalyan CO.SVI.G. Scrl (Consortium for the Development of Geothermal Areas) ortaklığında başlatılan “INTER-CLUSTER COLLABORATION FOR CARBON MANAGEMENT (Karbon Yönetimi için Kümelerarası İş birliği)” başlıklı AB projesinin ilk çalışma ziyareti 2-7 Eylül 2024 tarihleri arasında İtalya’nın Floransa kentine düzenlendi. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, başta gelen ticaret ortaklarından olan Avrupa Birliğince hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına hazırlık amacıyla yürütülen AB projesi kapsamında Floransa’da gerçekleştirilen çalışma ziyaretinde İtalya’nın karbon yönetimi ve azaltımı konularında yaptığı çalışmalar hakkında bilgi alındı. Toplamda 18 firma ve kurum temsilcisinin yer aldığı çalışma ziyaretine projenin İtalyan ortağı CO.SVI.G. ev sahipliği yaptı. Ziyaret hakkında bilgi veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, ziyaretin ilk gününde İtalya’nın enerji politikaları ile İtalya ve Avrupa düzeyinde karbonsuzlaşma ve yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi sürecinde hedefler, sonuçlar ve karşılaşılabilecek zorluklara yönelik bilgi alışverişi yapıldığını söyledi.  Toscana Bölgesinin başlıca jeotermal enerji alanı Larderello bölgesine ziyaret Ziyaretin ilerleyen günlerinde, CO.SVI.G.’in merkezinin yer aldığı ve İtalya’nın Toscana Bölgesinin başlıca yenilenebilir enerji kaynaklarından jeotermal enerji alanı olan Larderello bölgesine ziyaret gerçekleştirildiğini ifade eden Başkan Ertan, bölgede jeotermal enerjinin tarihsel süreçte gelişimi, son teknolojik gelişmelerin yanı sıra CO.SVI.G. ve paydaşlarından jeotermal enerjinin bölgede tüketilen elektriğin üretimindeki payı ve önemine dair bilgiler edinildiğini belirtti. Programda ayrıca, İtalya’nın Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na yönelik bir seminer düzenlendiğini belirten Ertan, seminerin sonunda düzenlenen soru-cevap oturumu ile SKDM’ye yönelik somut uygulamalar hakkında katılımcılara bilgi verildiğini söyledi. “Temiz enerji ve karbonsuzlaşma konularında çalışmalarımız devam edecek” Ertan “Programın son gününde CO.SVI.G. Genel Direktörü Loredana Torsello moderatörlüğünde bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantı ile katılımcılar karbonsuzlaşma, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi ve enerji verimliliği konularında bilgi alışverişinde bulunma ve uygulama örneklerini paylaşma fırsatı buldu. Proje kapsamında bir sonraki çalışma ziyaretinin Kasım ayında Almanya’nın Hamburg kentine düzenlenmesi planlanıyor. Sektörümüz için büyük önem arz eden temiz enerji ve karbonsuzlaşma konularında çalışmalarımız devam edecek.” dedi. Demir çelik sektörü Metal Expo Fuarında bir araya gelecek Bu yıl 11-14 Eylül 2024 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen demir ve çelik sektörünü ulusal ve uluslararası ölçekte bir araya getiren Metal Expo Fuarı’na da katılım gösterdikleri bilgisini de paylaşan Başkan Ertan, fuara başta demir çelik sektöründen olmak üzere, kalıp, makine ve imalat sanayisini temsilen çok sayıda firmanın yer aldığını söyledi. Fuar hakkında bilgi veren Başkan Yalçın Ertan, fuarın demir çelik sektörünün önemli buluşma noktalarından biri olduğunu belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.