#Eğitim Sistemi

İLKHABER-Gazetesi - Eğitim Sistemi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eğitim Sistemi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Liseler kısalıyor mu? 2+2 modeli geliyor mu? Haber

Liseler kısalıyor mu? 2+2 modeli geliyor mu?

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminde revizyon çalışmalarının tamamlandığını açıkladı. Liselerde 4 yıllık mecburi eğitim 2+2 veya 3+1 modellerine mi dönüşecek? Kabine kararları bekleniyor. Liseler kısalacak mı? Zorunlu eğitimde son durum Lise eğitim süresi tartışmaları yeniden gündemde! Milyonlarca öğrenci ve veliyi ilgilendiren 4+4+4 zorunlu eğitim sistemi için Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, 12 yıllık zorunlu eğitimin kısaltılması yönünde kamuoyunda güçlü bir talep oluştuğunu belirterek, revizyon raporunun Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’na sunulmak üzere hazır olduğunu söyledi. Liseler 2 yıl mı olacak? Bakan Tekin, liselerdeki 4 yıllık zorunlu eğitimin 2 yıl zorunlu, 2 yıl isteğe bağlı (2+2 modeli) veya 3 yıl zorunlu, 1 yıl isteğe bağlı (3+1 modeli) alternatiflerine dönüştürülmesi üzerinde çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Eğitim süresindeki değişikliklerin, Kabine kararları ve parlamento onayıyla yürürlüğe gireceği belirtildi. Kabine toplantısı kararları bekleniyor Gözler artık Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’ndan çıkacak kararlara çevrildi. Bakan Tekin, revizyonun kabul edilmesi durumunda önümüzdeki eğitim-öğretim yılının takviminin buna göre düzenleneceğini ifade etti. Türkiye’de eğitim sisteminde yapılacak bu değişiklik, liselerde zorunlu eğitim süresinin kısalması yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Bu hafta kabine toplantısı var mı? 13 Ekim Pazartesi kabine toplantısı gündeminde neler olacak? Haber

Bu hafta kabine toplantısı var mı? 13 Ekim Pazartesi kabine toplantısı gündeminde neler olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de yapılan Kabine Toplantısı, bu hafta da en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Milyonlarca vatandaş, “Kabine Toplantısı ne zaman, saat kaçta yapılacak?”, “Bu hafta Kabine Toplantısı var mı?”, “4+4+4 eğitim sistemi değişiyor mu?” sorularına yanıt arıyor. Kabine toplantısı ne zaman yapılacak? Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı genellikle iki haftada bir gerçekleştiriliyor. Son toplantı 29 Eylül 2025 Pazartesi günü yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 Ekim Pazartesi günü yoğun yurt dışı programı nedeniyle bu hafta Kabine Toplantısı yapılmayacak.Yeni toplantının tarihi önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanacak. Kabine toplantısı gündeminde hangi konular var? Bir sonraki Kabine Toplantısı’nda Türkiye’nin ekonomik gelişmeleri, iç ve dış politika, terörle mücadele ve eğitimde reform konularının masaya yatırılması bekleniyor.Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 12 yıllık zorunlu eğitim süresiyle ilgili hazırlanan raporun tamamlandığını ve bu raporun Kabine Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacağını açıkladı. Eğitimde 4+4+4 sistemi değişiyor mu? Milli Eğitim Bakanı Tekin’in açıklamalarına göre mevcut 4+4+4 eğitim sisteminde revizyon planlanıyor. Yeni sistemin detayları Kabine Toplantısı’nda istişare edilecek.Bu nedenle veliler ve öğrenciler, “Zorunlu eğitim kaç yıl olacak?”, “Yeni sistem ne zaman yürürlüğe girecek?” sorularının yanıtlarını Kabine kararlarında arıyor. Kabine toplantısı kararları ne zaman açıklanacak? Toplantının yapılacağı tarih netleştiğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları Beştepe’den canlı olarak paylaşılacak.Ekonomik düzenlemeler, kamu personeli atamaları, güvenlik politikaları ve eğitim reformu gibi başlıklar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları arasında yer alacak.

Bakan Tekin: "Terör örgütünün eğitimi faaliyetleriyle devleti ele geçirme çabası açıkça aşikar" Haber

Bakan Tekin: "Terör örgütünün eğitimi faaliyetleriyle devleti ele geçirme çabası açıkça aşikar"

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "17-25 Aralık olduğunda odak aslında meselenin okullar ve eğitim sistemi ya da dershaneler olmadığı meselenin bir grup terör örgütü mensubunun ülkeyi ele geçirmeye çalıştığı aşikar olunca biraz bizim üzerimizden toplumun tamamının içerisine dahil olduğu bir hal aldı mücadele. Dolayısıyla biz böyle bir dönemde birlikte mücadele ettik" dedi.Gaziantep'e gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ilçe milli eğitim müdürleri ile buluşma programında konuştu. "Terör örgütünün eğitimi faaliyetleriyle devleti ele geçirme çabası açıkça aşikar" Bakan Tekin, "Bakan olmadan önce 2013 yılında başlayan ve gerçekten çok zor şartlardaki benim müsteşarlığa başladığım dönem Gezi olaylarının başladığı günlerdi. 2013 yılı Mayıs ayının son haftası. Hemen akabinde Türkiye'yi 17-25'e götürecek süreci yaşadık ama bu sürecin asıl başlangıç noktası kamuoyunda dershane kanunu olarak bilinen 2014 yılı ilkbaharında Mart-Nisan aylarında yasalaşan kanunun hazırlık süreciydi ki o da hatırlayın 2013 yılı kasım ayında, kasım ayının başında gündeme geldi ve bizim gezi olaylarıyla başlayan o zor hikayemiz, zor yolculuğumuz 2013 yılı kasım ayının başında dershaneler üzerinden bambaşka bir boyut aldı. 17-25 Aralık olduğunda odak aslında meselenin okullar ve eğitim sistemi ya da dershaneler olmadığı meselenin bir grup terör örgütü mensubunun ülkeyi ele geçirmeye çalıştığı aşikar olunca biraz bizim üzerimizden toplumun tamamının içerisine dahil olduğu bir hal aldı mücadele. Dolayısıyla biz böyle bir dönemde birlikte mücadele ettik. 15 Temmuz'u hatırlayın. 15 Temmuz'dan sonraki ilk OHAL kararnamesinde biz zaten 15 Temmuz'a kadar tespitini yaptığımız FETÖ okullarının FETÖ kurumlarının kapatılmasını bir gecede resmi gazetede hemen yayınladık. Bütün bu zor mücadeleyi biz burada hala muhtemelen o gün bizimle en azından öğretmen olarak çalışan arkadaşlarımızla beraber yürüdük. O yüzden ben yol arkadaşlarım demeyi tercih ediyorum. Şunun da farkındayım. Eğitim içinde bulunduğumuz alan hiç kolay olmayacak. Dün de değildi. Bugün de kolay değil. Yarın da kolay olmayacak. Çünkü herkesin rahatlıkla fikir yürüttüğü düşüncesini ifade ettiği ve çok farklı fikirlerin olabildiği bir alandayız. Bir evde anne baba dahi çocukların eğitimi konusunda farklı görüş ayrılıkları içerisine düşebiliyor. Dolayısıyla 85 milyondan fazla 86 milyon vatandaşımızın hepsinin eğitim ve öğretimle ilgili çok farklı düşünceler olacak ve işin ilginç yanı herkes kendi düşüncesini mutlak doğru olarak ifade edecek. Hal böyle olunca da ortada 86 milyon tane doğru olduğunu düşüneceğimiz uygulama ya da politika önerisi olacak ve yaptığımız hiçbir iş bir başkası tarafından belki tasvip edilmeyecek, belki istediğimiz şekilde değerlendirilmeyecek. O yüzden zor bir mücadelenin içerisindeyiz. Bu toplantıyı yapma sebebimiz de şu; bu zorlu yolculukta bu kadar zor bir yolda giderken kendi aramızda bir birlikteliği temin etmek, kendi aramızda ne yapmaya çalıştığımızın istişaresini yapabilmek, nasıl bir yol yürüdüğümüzü önce sizlerle paylaşmak istiyoruz. Hatırlarsanız bakanlık görevine başladığım 2023 haziran ayından itibaren bu minvalde sürekli sahadayız. Rutin olarak aylık il müdürleri toplantımızı yapıyoruz. Bununla yetinmiyoruz. Ziyaretlerimizde il eğitim yönetimi ile ilgili il müdür yardımcıları, ilçe müdürleri ve şube müdürü arkadaşlarımızı toplayıp il eğitim değerlendirme toplantısı yapıyoruz. Ucu açık bir biçimde. Bu da yetersiz, tamamlayıcı bir unsur olarak başladığımız günden itibari mütemadiyen rutin aralıklarla öğretmenler odası toplantıları yapıyoruz. Tüm bunları yaparken muradımız şu. Bir kere sahada neyin problem olarak algılandığını ve arkadaşlarımızın neler istediklerini tespit edebilmek. 2'ncisi de tespit ettiğimiz bu eksiklikler, öneriler, düşünceler doğrultusunda attığımız adımların bir harmoni biçiminde yürümesi için herkesin aynı duyarlılıkta sahip çıkması için yapacağımız şeyleri paylaşıyoruz" dedi. "Çoklu yabancı dil pilot uygulamasını başlattık" Bakan Tekin, "Sabahleyin katıldığımız okuldaki programda niye çoklu yabancı dil pilot uygulamasını başlattık. Neyden rahatsızız. Neden böyle bir uygulamayı hayata geçirdik. Arkadaşlarımızı anlatıyoruz. Şunu görüyoruz. Arkadaşlarımız bizim bu konuları anlatmamıza ihtiyaç duyuyorlar. Kendilerine bunu paylaşmamızdan mutlu oluyorlar. Öyle olunca da mümkün olduğunca bu sayıyı artırmak bu toplantıların sayısını artırmak muhatap olduğumuz herkesi sürecin içerisine dahil etmek istedik. Bugüne kadar hiç yapmadığımız bir şeyi yaptık. Hiç örneği de yok. İlçe müdürü arkadaşlarımızın da fikirlerini alalım. Onlarla da yaptıklarımızı paylaşalım diye bu toplantıları organize ettik. Bugün burada yaklaşık Türkiye'nin değişik illerinden gelen yaklaşık 200 civarında öğretmen arkadaşımız var. Bu 200 öğretmen arkadaşımız da öğretmen kökenli ilçe müdürü arkadaşımız, öğretmen deyince ilçe müdürü arkadaşımız da biraz önce söylediğim çerçevede ne yapıyoruz, ne yapmak istiyoruz, bunu paylaşalım istedik. Çünkü yapmak istediğimiz şeyi anlatırsak ancak etkili olur. Değerlendirme toplantılarına katıldığımızda illerde yaptığımız toplantılarda eksikliğini gördüğümüz hususlarda bir tanesi buydu. 2023 yılı haziran ayında başladığımızda bir puzzle'ın parçaları gibi birbirini tamamlayan bir dizi uygulamayı hayata geçireceğimizi taahhüt ettik. Biz öyle başkaları gibi afaki projeler sunmuyoruz. Yapmayacağımız ve yapamayacağımız şeyleri önermiyoruz" ifadelerine yer verdi. "Taahhüt edilen şeylerin tamamına yakınını hayata geçirmiş durumdayız" Geçmiş dönemdeki eğitim sistemindeki zorluklara değinen Bakan Tekin, "2001 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bir proje başlatıyor. Projesinde diyor ki herkes cumhuriyetin yüzüncü yılına mektup yazsın. PTT de bunu koordine ediyor. PTT'nin koordinesinde o gün yazılan mektuplar cumhuriyetin yüzüncü yılında ilgili kamu otoritelerine teslim edildi. Yani 2023 yılı ekim ayında Milli Eğitim Bakanı olarak ben o pozisyonda olduğum için mektuplar bana geldi. 2001 yılında sayın cumhurbaşkanımızın başbakan olmadan önceki dönemde Türkiye'deki eğitim öğretim sistemini ortaya koyan mektuplar var. Eğitim öğretiminin fiziki altyapısı, içler acısı. Üçüncü dünya ülkesi görünümündeyiz. Bunları anlattığıma gerek yok. Sizler zaten biliyorsunuz. Eğitimde teknolojik altyapı derseniz zaten yok öyle bir şey. Öğretmenlerimiz inşallah cumhuriyetin 100. yılında okullarımızda bir tane bilgisayar olur. Tek bir tane bilgisayar olur diye mektuplar yazıyor. Demokrasi ve insan hakları açısından baktığımızda programımız müfredatımız tamamen ötekileştirici, ayrıştırıcı bir program. İnsanların kılık kıyafetinden dolayı eğitim öğretim hakkından mahrum bırakıldığı bir Türkiye ve bu ortamda Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kuruyor Cumhurbaşkanımız. Partiyi kurarken de bir dizi politika öneriyor. Bülent Ecevit'in başlattığı mektupları da öğretmen arkadaşlarımızın, idarecilerimizin keşke cumhuriyetimizin yüzüncü yılında şöyle bir Türkiye olsa dediği o eksiklikleri giderecek bir dizi politika adımına öneriyor. Diyor ki, ‘biz iktidara gelirsek bunları yapacağız' 3 Kasım 2002 seçimlerinde de seçim beyannamesinde aynen bunları söylüyor. Sınıf başına düşen öğrenci sayısının azaltılmasından okullarımızın teknolojik altyapıya kavuşturulmasına kadar öğretmen ihtiyacının giderilmesinden müfredatın demokratikleşmesine kadar Türkçenin ana dil becerilerinin çocuklarımız tarafından içselleştirilmesinden milli ve manevi değerlerimizin çocuklarımıza kazandırılmasına kadar bir dizi öneri. Taahhüt edilen şeylerin tamamına yakınını hayata geçirmiş durumdayız. Bunu tamamlayıcı bazı şeyleri de biz 2023'ten itibaren hayata geçirmeye çalışıyoruz. Anlatmaya çalıştığım şey şu. Yapılan hiçbir şey, atılan hiçbir adım birbirinden bağımsız birbirinden kopuk şeyler değil" şeklinde konuştu. "Yaptığımız her iş attığımız her adım bir bütünün anlamlı bir parçasıdır" Bakan Tekin, "2023'ten itibaren bizim hayata geçirmeye çalıştığımız şeyler de bu anlamda birbirini tamamlayan şeyler. Sizden isteğim şu. Bu yaz da yaptık aynı şeyi. Sizlere genelgeler gönderiyoruz. Yaz aylarında eğitim öğretim yılına hazırlık anlamında. Sizden isteğim genelgede bu yazılan madde acaba niçin yazılmıştır. Yani bakanlık ne yapmaya çalışıyor? Ya da bir yönetmelik değişikliği gündeme geliyor. Ben bu eksikliği gördüğüm için bunu ifade ediyorum. İllere gittiğimizde arkadaşlarımıza soruyorum. İlçe müdürlerinin de bulunduğu toplantılarda. Diyorum ki ya biz mesela bu yaz mesleki ve teknik eğitimle ilgili nasıl bir düzenleme yaptık. Arkadaşlar sağ olsunlar ya da hayat boyu öğrenmeyle ilgili. Sağ olsunlar çok güzel anlatıyorlar. Madde madde işte şunu yazmışsınız, bunu yazmışsınız. Peki bundan niye yazmış olabiliriz. Ya bu neyin devamıdır? Ne olmuş? Bunu görebiliyor musunuz? diye sorduğumda o bağlantıyı kaçırıyorlar. Bir alışkanlığımız var. Sizden isteğim şu. Birinci yapacağımız şey arkadaşlar yaptığımız her iş attığımız her adım bir bütünün anlamlı bir parçasıdır. Lütfen size gelen metinleri size gelen düzenlemeleri bu çerçevede değerlendirin" diye konuştu.

Hazar: Gençlerimizin geleceği için adalet şart Haber

Hazar: Gençlerimizin geleceği için adalet şart

Eğitim-İş Adana 1 Nolu Şube Başkanı Hatice Hazar, gençlerin ve ailelerinin büyük fedakarlıklarla eğitim gördüğünü belirterek, sahte diplomalarla kamusal haklara erişenlerin adalet önünde hesap vermesi gerektiğini söyledi. “Gençlerimizin geleceği için adalet sağlanmalı” Eğitim-İş Adana 1Nolu Şube Başkanı Hatice Hazar, “Ülkemizde gençlerimiz, ailelerinin büyük fedakarlıklarıyla, bin bir zorluk içinde okutuluyor. Kimi ailesinin tarlasını satıyor, kimi yıllarca borç içinde çırpınıyor. Anne babalar kendi hayatlarından vazgeçiyor, çocukları okusun diye. Ancak ne yazık ki, tüm bu emeklerin sonunda birçok gencimiz “diplomalı işsizler” kervanına katılıyor. Her gün ekranlarda, atama bekleyen öğretmenlerin hayallerinin nasıl yarım kaldığını izliyoruz. Bu manzara hepimizin içini acıtıyor. Ama bir yanda da oturduğu yerden diplomasına kavuşanlar var. Bu kişiler hesap vermelidir” şeklinde konuştu. “Gençlerimizin geleceği tehlikede” Hatice Hazar gençlerin geleceğinin tehlikede olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu yalnızca bir yargı süreci değil; bu ülkenin gençlerinin, ailelerinin, emeğinin, inancının ve toplumsal vicdanın sınavıdır. Eğitim sistemi bugün ciddi bir güven kaybıyla karşı karşıyadır. Biz Eğitim-İş olarak bu süreci dikkatle takip ediyoruz. Herkesi bu büyük adaletsizliğe karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz.”

Gürer: Eğitimde çözüm için sendikaların ve uzmanların görüşleri dinlenmeli Haber

Gürer: Eğitimde çözüm için sendikaların ve uzmanların görüşleri dinlenmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi"nin eğitim sistemindeki mevcut sorunları derinleştirdiğini ve öğretmenlerin haklarını savunmak yerine daha fazla yıpratıldığını belirtti. Gürer, bu teklifin, öğretmenlerin motivasyonunu düşürecek yeni cezalar getirdiğine dikkat çekerek, eğitimde çözüm üretmek yerine öğretmenler arasındaki ayrıştırmayı artırdığını vurguladı. “Öğretmenlerin haklarını savunmak ve mesleklerinin itibarını artırmak yerine, bu teklifle öğretmenler daha da yıpratılmaktadır” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi, eğitim sisteminde yaşanan sorunları daha da derinleştiriyor. Öğretmenlerin haklarını savunmak ve mesleklerinin itibarını artırmak yerine, bu teklifle öğretmenler daha da yıpratılmaktadır. Üstelik, farklı görüşlere sahip tüm öğretmen sendikaları bu teklifi kabul etmedi. Ne öğretmenlerin ne de eğitimcilerin desteğini alabilen bir teklifi Meclis'e sunarak dayatmak, eğitimin daha da geriye gitmesine neden olacaktır.  Bu teklif, öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirmek bir yana, yeni cezalar getirilmesi üzerine kurulmuş. Eğitim sisteminde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine, öğretmenlerin üzerindeki baskıyı artıracak düzenlemeler teklif ediliyor. Kanunda öğretmenlere yönelik cezai yaptırımların artırılması dikkat çekiyor. Öğretmenler zaten çeşitli sorunlarla boğuşurken, bu yeni teklif onların motivasyonunu daha da düşürecek” şeklinde konuşmuş. “Mesleğin itibarını zedelediği gibi, öğretmenlerin motivasyonunu da olumsuz etkiliyor” Gürer, öğretmenler arasındaki ayrıştırmanın giderek büyük sorunlara yer açtığını belirterek şunları söyledi: “Ücretli öğretmenler, vekil öğretmenler, PIKTES öğretmenleri ve usta öğreticiler gibi çeşitli unvanlarla öğretmenler arasında adaletsizlik büyüyor. Bu adaletsizlik, mesleğin itibarını zedelediği gibi, öğretmenlerin motivasyonunu da olumsuz etkiliyor. Oysa kanun teklifi, tüm öğretmenlerin kadrolu olmasını sağlayacak düzenlemeler içermeliydi. Ancak bu teklifte böyle bir adım yer almıyor. Öğretmenlerin mevcut sorunlarına çözüm getirilmediği sürece, eğitim sistemi daha da sorunlu hale gelecektir.” “Mutsuz öğretmenler, sağlıklı bir eğitim ortamı oluşturamaz” Ömer Fethi Gürer, “Eğitim sistemi, geleceğimizin en temel yapı taşıdır. Eğitim reformları sürekli olarak değiştiriliyor, Anayasa Mahkemesi'nden dönen yasalar yeniden Meclis'e getiriliyor ve çözümsüz bir döngü içinde sistem daha da çıkmaza sürükleniyor. Bu durum, öğrencilerden öğretmenlere kadar tüm eğitim sistemini verimsizleştiriyor. Mutsuz öğretmenler, sağlıklı bir eğitim ortamı oluşturamaz ve bu da öğrencilerin geleceğini olumsuz etkiler” dedi. “Bu yaklaşım, eğitimin geleceğini ve ülkenin kalkınmasını engelleyecektir” Gürer, “Öğretmenlerin bağımsız bir şekilde mesleklerini icra etmeleri yerine, siyasi görüşlerin etkisi altında kalmalarını isteniyor. Ancak bu yaklaşım, eğitimin geleceğini ve ülkenin kalkınmasını engelleyecektir. Eğitimde çözüm üretmek istiyorsanız, öğretmen sendikalarını, muhalefeti ve bu konuda bilgi birikimine sahip olan uzmanları dinlemek zorundasınız. Ancak bu teklifle, öğretmenlerin daha da mutsuz olacağı bir sistem inşa ediliyor” diye ifade etti.

Sümer: Eğitim sisteminin, genç nesillerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde reforme edilmesi gerekiyor Haber

Sümer: Eğitim sisteminin, genç nesillerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde reforme edilmesi gerekiyor

CHP Adana Milletvekili ve TBMM Kit Komisyonu Üyesi Orhan Sümer, yeni eğitim-öğretim yılıyla birlikte Adana’da yaşanan eğitim sorunlarını ve şikayetleri Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Eğitim sisteminin, öğrencilerin ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine uygun bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Sümer, “Eğitim sisteminin, genç nesillerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde reforme edilmesi, Türkiye’nin hem sosyal hem de ekonomik kalkınmasında büyük rol oynayacaktır” dedi. “Eğitim sisteminin, öğrencilerin ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine uygun hazırlanmalı” Orhan Sümer müfredat değişikliğine değinerek şunları söyledi: “Türkiye’deki eğitim müfredatı, sık sık değişen yapısıyla da eleştirilmekte ve bu durum öğrenci ve öğretmenler için ciddi bir belirsizlik yaratmaktadır. Müfredatın içeriği, genellikle teorik bilgiler üzerine kurulmakta ve uygulamaya dayalı öğrenme fırsatları yeterince sunulmamaktadır. Bu da öğrencilerin eğitimde aldıkları bilgileri hayata geçirmelerini zorlaştırmaktadır. Eğitim sisteminin, öğrencilerin ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine uygun, daha güncel ve dinamik bir müfredatla revize edilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki Adana’mızda her sene olduğu gibi yine sorunlu bir eğitim yılına başladık.” “Köy okullarında servis iptali öğrencileri, velileri ve taşımacılık işi yapan esnaflarımızı mağdur ediyor” Sümer, “Köy okulları kapandıktan sonra taşımalı eğitime geçilmişti. Şimdi bazı okulların 30 kilometre sınırını aştığı için servislerin iptal edildiği iddiaları var. Bu durum hem öğrencileri hem velileri hem de taşımacılık işi yapan esnaflarımızı mağdur ediyor” diye ifade etti. “Adana’da okullarda güvenlik ve temizlik zafiyeti söz konusu” Orhan Sümer Türkiye’de bulunan okullardaki altyapı eksikliklerine değinerek şunları söyledi: “Türkiye’de eğitime ayrılan bütçe, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukça yetersiz kalmaktadır. Okulların altyapı eksiklikleri, donanım yetersizlikleri ve eğitim materyallerine erişim konusunda yaşanan sorunlar, eğitimin kalitesini doğrudan etkilemektedir. Adana’da bazı okullarda güvenlik görevlilerin çalışma günlerinin azaltıldığı, artık okullarda sadece iki gün güvenlik olacağı iddiaları var. Bu durum özellikle mülteci nüfusunun yoğun olduğu kentimizde ailelerin güvenlik endişelerinin artmasına neden oluyor. Yine okullarda temizlik personellerinin işine son verildi, okullarda temizlik işlerinin haftada bire düştüğü ve hijyen sorununun çözülmediği söyleniyor.” Orhan Sümer, “Eğitimdeki eşitsizlik, öğretmen açığı, sınav odaklı sistem ve yetersiz müfredat gibi temel sorunlar, acilen çözülmesi gereken konular arasında yer almaktadır. Eğitim sisteminin, genç nesillerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde reforme edilmesi, Türkiye’nin hem sosyal hem de ekonomik kalkınmasında büyük rol oynayacaktır. dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.