#Ekolojik Denge

İLKHABER-Gazetesi - Ekolojik Denge haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekolojik Denge haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Geyik Böceği nedir, neden korunuyor? Öldürmek neden yasak? Öldürmenin cezası ne kadar? Haber

Geyik Böceği nedir, neden korunuyor? Öldürmek neden yasak? Öldürmenin cezası ne kadar?

Geyik böceği (Lucanus cervus), Türkiye’de nesli tükenme tehlikesi altında olan ve “kırmızı liste”de yer alan nadir böcek türlerinden biridir. Özellikle Hatay Amanos Dağları gibi doğal ormanlık alanlarda yaşamını sürdüren geyik böceği, iri boynuzları ve etkileyici görünümüyle dikkat çekiyor. Boyutları parmak büyüklüğüne kadar ulaşabiliyor. Geyik Böceği Nedir? Doğada toprağın sağlığını koruyan “orman çiftçisi” olarak da adlandırılan geyik böceği, ölü ağaç parçalarını yiyerek orman ekosisteminin temizlenmesine katkı sağlıyor. Böylece ormanın sağlıklı kalmasına, toprağın verimli olmasına ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardımcı oluyor. Ekolojik denge için hayati önem taşıyan bu böcek, doğada doğal yaşam döngüsünün önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Neden Öldürmek Yasak? Geyik böceği, nesli tükenme tehlikesi nedeniyle koruma altına alınmış türler arasında yer alıyor. Bilerek öldürülmesi, yaşam alanlarının tahrip edilmesi ve ticaretinin yapılması doğaya ve ekosisteme ciddi zararlar veriyor. Bu nedenle, böceğin öldürülmesi yasaklanmış ve doğayı koruma kanunları kapsamında ağır cezalar getirilmiştir. Cezası Ne Kadar? Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün verdiği bilgiye göre, geyik böceğini bilerek öldüren veya ticaretini yapan kişiler 557 bin 212 TL’ye kadar para cezası ile karşı karşıya kalabiliyor. Ayrıca, türün korunması için ciddi denetimler ve farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Geyik Böceği Ne İşe Yarar? Ormanlarda ölü odunları ayrıştırarak toprak verimliliğine katkı sağlar. Ekolojik dengeyi koruyarak biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesinde rol oynar. Orman sağlığının ve doğal yaşamın devamlılığını destekler. Feke ilçesinde yöre halkı tarafından “boynuzlu karınca” olarak adlandırılan geyik böceği, bölge halkının doğaya olan saygısını artırıyor. Böceğe zarar verilmemesi gerektiği vurgulanıyor.

Anız yangınları, Anadolu bozkırlarını tehdit ediyor Haber

Anız yangınları, Anadolu bozkırlarını tehdit ediyor

Diyarbakır ve Mardin’de 15 kişinin hayatını kaybettiği, 70'ten fazla kişinin yaralandığı, yaklaşık 950 küçükbaş hayvanın telef olduğu anız yangını, dikkatleri, yabani tahıl ve baklagiller ile özel endemik bitkilerin bulunduğu, on bin yılı aşkın süredir hayvancılık ve tarımın yapıldığı Anadolu bozkırlarına çekti. Anadolu bozkırlarında meydana gelen her yangının, binlerce yıldır süren bir yaşam ve bu yaşamın üzerine kurulmuş kültürü de tehdit ettiği bildirildi. Anadolu bozkırları, Türkiye'nin iç bölgelerinde geniş bir alana yayılan ve biyolojik çeşitliliği, ekolojik dengeyi ve kültürel mirası bünyesinde barındıran önemli bir ekosistemi oluşturuyor. Bu bozkırlar, özellikle Orta Anadolu'nun kırsal alanlarında yaygın olarak bulunuyor ve birçok canlı türü için hayati bir yaşam alanı sunuyor. Tipik olarak düşük yağış alan bölgelerde yer alan ve bu nedenle kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin egemen olduğu bir ekosistemi oluşturan Anadolu bozkırları, sahip olduğu bitki örtüsüyle toprak erozyonunu önlüyor, su döngüsüne katkıda bulunuyor ve karbon depolama kapasitesi yüksek olan bitkiler içeriyor. Anadolu bozkırları, biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir alanı oluşturuyor. Birçok endemik bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapan bu bozkırlar, özellikle göçmen kuşlar için önemli bir geçiş yolu ve beslenme alanı olarak da kullanılıyor. Bu nedenle, hem yerli hem de göçmen türler için yaşamsal bir habitat sunuyor. Binlerce yıllık tarımsal geçmişi ve geleneksel hayvancılık kültürüyle insanların doğayla uyumlu bir şekilde yaşadıkları örnek bir alanı teşkil eden Anadolu bozkırları, bu nedenle kültürel açıdan da önem taşıyor. Anadolu bozkırlarının, sadece biyolojik çeşitlilik ve ekolojik denge açısından değil, aynı zamanda kültürel mirasın korunması ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından da büyük öneme sahip olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, bilinçsiz tarımsal faaliyetler, avlanma, aşırı otlama, hayvancılık baskısı, yabancı türlerin istilası ve yangın tehditleri altında olan bu benzersiz ekosistemlerin korunması ve sürdürülebilirlik yönetiminin, hem yerel topluluklar hem de ulusal çapta doğa koruma çabaları için kritik bir gereklilik olduğuna işaret ediyor. Diyarbakır ve Mardin'deki anız yangını 15 bin 100 dönüm alanı etkiledi Diyarbakır ve Mardin’de 15 kişinin hayatını kaybettiği, 70'ten fazla kişinin yaralandığı, yaklaşık 950 küçükbaş hayvanın telef olduğu anız yangını ise dikkatleri, yabani tahıl ve baklagillerin, özel endemik bitkilerin bulunduğu, on bin yılı aşkın süredir hayvancılık ve tarımın yapıldığı Anadolu bozkırlarına çekti. Anadolu bozkırlarında meydana gelen her yangının, binlerce yıldır süren bir yaşam ve bu yaşamın üzerine kurulmuş kültürü de tehdit ettiği bildirildi. İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoloğlu'nun açıklamasına göre, Diyarbakır bölgesinde 8 bin 100 dönüm, Mardin bölgesinde ise 7 bin dönüm olmak üzere 15 bin 100 dönüm arazi anız yangınından etkilendi. Anadolu bozkırlarındaki yangınlar, on binlerce yıllık Anadolu kültürünü yok ediyor Doğa Derneği tarafından yapılan açıklamada ise tedbirsizlik sonucu çıkan anız yangınında, bu bölgede yer alan bozkırdaki on binlerce yıllık Anadolu kültürünü yok ettiğini açıkladı. Diyarbakır ve Mardin’de meydana gelen yangınının çıkış nedeninin, sigorta yerine iletken tel sarılmış elektrik direği olduğu öne sürülen Doğa Derneği’nin açıklamasında, "Yangının çıktığı bölge, yabani tahıl ve baklagillerin yaşadığı, bozkıra özel endemik bitkilerin bulunduğu, on bin yılı aşkın süredir hayvancılık ve tarımın yapıldığı bir bölge. Bu yangından sadece binlerce canı ve binlerce dekar tarım alanını kaybetmedik. Her yangında binlerce yıldır süren bir yaşam ve bu yaşamın üzerine kurulmuş kültürü de kaybediyoruz. O zaman şu soruları tekrar soralım; Neden yangınlara hazır değiliz, neden gerekli önlemler alınmıyor, elektrik direklerine neden bakım yapılmadı, neden denetlemeden sorumlu kurum çalışmadı, neden yeterince ve hızlı müdahale edilemedi? Türkiye’nin yaklaşık 32 milyon hektarını oluşturan bu alanlardaki politikaların ve projelerin planlanmasında bozkır ekosistemi ve buradaki canlıların yaşam haklarının gözetilmesi, bozkırın tüm renklerinin yaşatılması gerekiyor. Daha fazla canı ve yaşam kültürümüzü kaybetmek istemiyoruz. Tüm kurumların gelecekte meydana gelecek yangınlara karşı sorumluluklarını, denetimlerini ve gerekli hazırlıklarını yapmasını talep ediyoruz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.