SON DAKİKA
Hava Durumu

#ekonomi

İLKHABER-Gazetesi - ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

2035: Gelecek ne getirecek? Üçüncü dünya savaşı çıkacak mı? İşte Atlantic Council anketinin bulguları Haber

2035: Gelecek ne getirecek? Üçüncü dünya savaşı çıkacak mı? İşte Atlantic Council anketinin bulguları

Dünya, önümüzdeki 10 yıl içinde büyük bir değişim sürecine girecek. Küresel güçlerin politikaları, teknolojik gelişmeler ve çevresel değişiklikler, gelecekteki dünya düzenini şekillendirecek. Yapılan araştırmalara göre, bu dönüşümün etkileri, hem ekonomik hem de sosyal yapılar üzerinde derin izler bırakacak. Küresel güvenlik uzmanları, savaş, iklim değişikliği, ekonomik krizler ve teknolojik gelişmeler gibi büyük tehditlerle karşı karşıya kalacağımızı öngörüyor. Peki, bu tehditler kaçınılmaz mı? Gelecekteki dünya nasıl bir yer olacak? Uzmanların görüşlerine göre, 2035 yılına kadar dünya, bugünkünden çok daha farklı bir yapıya bürünecek. Üçüncü Dünya Savaşı: Küresel Güçler Çatışacak mı? Uluslararası ilişkiler uzmanları, 2035 yılına kadar dünya çapında büyük bir savaşın patlak vermesinin olasılığının yüksek olduğunu öngörüyor. Özellikle ABD, Çin ve Rusya gibi küresel güçlerin dahil olacağı bir Üçüncü Dünya Savaşı, nükleer silahlar ve uzayda savaş gibi teknolojik gelişmelerle şekillenecek. Nükleer Silahlar ve Uzayda Savaş: Uzmanların %40,5’i, büyük güçlerin dahil olacağı bir savaşın nükleer silahlar ve uzayda savaş gibi gelişmeleri kapsayacağına inanıyor. 2019 yılında ABD’nin Uzay Kuvvetleri’ni kurması, bu öngörünün doğruluğunu artıran önemli bir işaret olarak kabul ediliyor. Yeni Küresel İttifaklar: Anket katılımcılarının %47,4’ü, Çin'in Rusya, İran ve Kuzey Kore ile yeni bir ittifak kuracağına inanıyor. Bu ittifak, olası bir küresel çatışmanın seyrini daha da karmaşık hale getirebilir. İklim Değişikliği: Geleceğin En Büyük Tehdidi Savaş tehditlerinin yanı sıra, dünyayı tehdit eden en önemli faktörlerden biri de iklim değişikliği. Yapılan anketlere göre, iklim değişikliği, gelecekteki en büyük küresel tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. İklim Değişikliğine Karşı Küresel İşbirliği: Katılımcıların %29,9'u, önümüzdeki 10 yıl içinde iklim değişikliğinin en büyük tehdit olacağına inanıyor. Havanın ısınması, aşırı hava olayları ve doğa felaketleri, dünya çapında daha fazla iş birliğini gerektirecek. Çevresel Tehditler ve Felaketler: Orman yangınları, kasırgalar ve deniz seviyelerinin yükselmesi gibi felaketler, insanların yaşam alanlarını tehdit etmeye devam edecek. Yeni Salgın Riski: 2035’te Yeni Bir Pandemi Olabilir mi? Pandemi, son yıllarda dünyayı etkileyen en büyük küresel krizlerden biriydi. Uzmanlar, bir sonraki salgın riskinin 2035 yılına kadar devam edeceği konusunda uyarıyor. Ancak, pandemilerin küresel tehditler arasında en büyük tehdit olmayacağı öngörülüyor. Salgın Riski ve Hazırlık: Uzmanların %1,7’si, yeni bir küresel salgının dünya için en büyük tehdit olacağını düşünüyor. Ancak çoğunluk, iklim değişikliği ve savaş gibi diğer tehditlerin daha acil ve büyük olacağı görüşünde. Ekonomik Düşüş: Borçlar ve Küresel Krizler Uluslararası stratejistler, dünya genelindeki ekonomik sorunlar ve artan mali borçların, gelecekte büyük bir kriz yaratabileceğine dikkat çekiyor. Doların Gücü Zayıflayabilir: Amerika'nın ekonomik ve diplomatik gücünün, artan borçlar ve siyasi gerilimler nedeniyle zayıflayabileceği öngörülüyor. Bu durum, küresel ekonomik dengeleri bozabilir ve yeni ticaret savaşlarına yol açabilir. Yeni Kriz Senaryoları: Küresel borçların, dünya ekonomisini felç etmesi ve büyük bir ekonomik krize yol açması mümkündür. Ancak bu senaryonun gerçekleşmesi için daha fazla ekonomik dengesizlik ve belirsizlik gerekecek. Yapay Zeka ve Otomasyon: Küresel Değişim Getiriyor Yapay zeka (YZ) ve otomasyon gibi teknolojik gelişmeler, gelecek 10 yılda dünya düzenini şekillendiren önemli faktörler arasında yer alıyor. Stratejistler, YZ'nin hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Olumlu Etkiler: Katılımcıların %58’i, yapay zekanın küresel meselelerde olumlu bir etki yaratacağına inanıyor. Özellikle sağlık, enerji verimliliği ve çevre koruma gibi alanlarda yapay zekanın büyük katkılar sağlayabileceği düşünülüyor. İş Gücü Üzerindeki Etkiler: Ancak YZ ve otomasyonun, iş gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı, işsizlik oranlarını artıracağı ve ekonomik eşitsizliği derinleştireceği endişeleri de mevcut. Küresel Güvenlik ve Demokrasi Krizi: Siyasi Yapılar Zayıflıyor Demokrasi ve özgürlükler, gelecekteki küresel tehditlerin bir parçası olarak görülüyor. Birçok uzman, dünya çapındaki demokratik sistemlerin zayıflamaya devam edeceğini ve demokratik bunalım yaşanacağını öngörüyor. Siyasi Gerilimler: Uluslararası güvenlik ve siyasi gerilimler, dünya çapında daha fazla çatışmaya yol açabilir. Özellikle Orta Doğu’da, İsrail ve Suudi Arabistan’ın ilişkilerindeki normalleşme, bölgesel güvenliği yeniden şekillendirebilir. Diktatörlük ve Otoriter Rejimler: Demokrasilerin gerilemesi ve otoriter rejimlerin güç kazanması, küresel barışı tehdit edebilir. 2035: Gelecek Ne Getirecek? Gelecekteki dünya düzeni, yalnızca savaş ve iklim değişikliği gibi tehditlerle değil, aynı zamanda teknolojik gelişmeler ve ekonomik krizlerle de şekillenecek. Uzmanlar, bu tehditlerin birçoğunun kaçınılmaz olduğunu düşünse de, insanlığın bu tehlikeleri nasıl yöneteceği ve küresel iş birliği sağlama yeteneği, geleceği belirleyecek. Dünya, büyük bir dönüşümün eşiğinde ve bu dönüşüm, sadece devletler ve büyük güçler değil, her birimizi etkileyecek. 2035 yılına kadar, daha sürdürülebilir, adil ve güvenli bir dünya yaratmak mümkün mü? Gelecek, küresel iş birliği ve yeni teknolojilerin doğru kullanımı ile şekillenecek gibi görünüyor.

Dilan Polat ile başlayan güzellik merkezleri furyası şimdi iflasın eşiğinde! Haber

Dilan Polat ile başlayan güzellik merkezleri furyası şimdi iflasın eşiğinde!

Bir zamanlar fenomenlerin ve influencer'ların öncülüğünde popülerleşen güzellik merkezleri sektörü, şu anda ekonomik daralmalar ve sektördeki aşırı rekabet nedeniyle zor bir dönem geçiriyor. Özellikle Dilan Polat gibi ünlü isimlerin öncülüğünde yaygınlaşan "güzellik merkezi açma" trendi, günümüzde eski cazibesini kaybetmiş durumda. Bu durum, yatırımcıların ve girişimcilerin zor bir karar verme sürecine girmesine neden oldu. Ekonomik Zorluklar ve Artan Maliyetler İşletmeleri Etkiliyor Güzellik merkezleri, yüksek kira bedelleri ve artan maliyetlerle baş etmekte zorlanıyor. Ayrıca, pandeminin ardından değişen tüketici alışkanlıkları, daha fazla alternatif hizmetin ortaya çıkması ve sektördeki yoğun rekabet, taleplerin azalmasına neden oldu. Geçmişte hızla çoğalan güzellik merkezi sayısı, şu anda işletmecilerin faaliyetlerini devretme ya da sonlandırma kararları almasına yol açıyor. Kapanmaya yaklaşan birçok güzellik merkezi, emlak sitelerinde "devren kiralık" veya "satılık" ilanları ile dikkat çekiyor. Kafe ve restoranlardan sonra en fazla devren kiralık veya satılık ilanı, güzellik merkezlerinden geliyor. İstanbul, bu durumdan en fazla etkilenen şehirlerin başında geliyor. Yatırımcılar ve Girişimciler İçin Zor Bir Dönem Güzellik sektöründeki bu duraklama, yatırımcılar ve girişimciler için büyük bir belirsizlik yaratıyor. Gelişen bu sektör, hem girişimciler hem de yatırımcılar için büyük bir fırsat sunmuşken, şimdi geri adım atmayı zorunlu hale getiriyor. Yüksek rekabetin ve talebin düşmesinin yanı sıra, ekonomik kriz ve yaşam maliyetlerinin artması da güzellik merkezi işletmelerini zor duruma sokuyor. Kapanma süreci, sektördeki birçok işletmenin yeniden yapılanma sürecine girmesine ya da yeni stratejiler geliştirmelerine neden olacak gibi görünüyor. Geçmişteki Popülerlik, Şu Anki Durgunluk Güzellik merkezleri, özellikle influencer'lar ve ünlü isimler tarafından gerçekleştirilen kampanyalarla popüler hale gelmişti. Ancak bugün, bu merkezlerin çoğu, bir zamanlar vaat edilen yüksek kar beklentilerinin gerisinde kalmış durumda. Yüksek kiralar, düşük müşteri talepleri ve artan operasyonel maliyetler gibi sorunlar, bu sektörün krizle karşılaşmasına yol açtı. Özetle, İstanbul’da ve Türkiye genelinde güzellik merkezlerinin kapanma süreci hızlanıyor. Güzellik merkezi açma trendi, özellikle influencer etkisiyle ivme kazanırken, ekonomik zorluklar ve sektördeki yoğun rekabet, bu işletmeleri zorlu bir döneme sokmuş durumda. Şu anda devren kiralık ya da satılık ilanlarla yer alan güzellik merkezleri, sektördeki geleceğe dair belirsizlikleri artırıyor.

Zeydan Karalar, Türkiye ekonomisinin 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştüğünü açıkladı Haber

Zeydan Karalar, Türkiye ekonomisinin 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştüğünü açıkladı

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Şubat ayı oturumunda, Türkiye ekonomisi ve asgari ücret konusu masaya yatırıldı. AK Parti Grup Başkan Vekili Abdullah Avcı, asgari ücretin arttığını ve vatandaşların enflasyon karşısında mağdur edilmediğini ifade ederken, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, maaş artışlarının gerçek alım gücünü yansıtmadığını ve Türkiye'nin ekonomik durumunun gerilediğini belirtti. Karalar, Türkiye'nin ekonomik sıralamasının 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştüğünü de mecliste açıkladı. Avcı, "Asgari ücret AK Parti ile yükseldi" AK Parti Grup Başkan Vekili Abdullah Avcı, partilerinin iktidara geldiklerinden bu yana her çalışanın maaşının artarak devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “İnsanlar maaşlarını tıkır  tıkır alabiliyor. Enflasyon altında insanlarımız asla ezilmiyor. Her çalışanımızın maaşı AK Parti iktidara geldiğinde arttı. Asgari ücret AK Parti İktidara gelmeden kaç dolardı, şimdi kaç dolar. Reel olarak hepimizin durumu iyi ve önümüzdeki dönemlerde Allah kısmet ederse daha iyi olacak.” Karalar, “Türkiye ekonomik olarak iyi durumda değil” Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise, Türkiye’nin ekonomik anlamda iyi durumda olmadığını ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye ekonomik olarak iyi durumda değil. Evet dolar bazında maaşlar arttı ama 10 sene önce, 20 sene önce 1 dolara yaptığı işi şimdi 10 dolara yapıyor. Dünyada üretilen mal ve hizmet oranı 50 trilyon dolardı, şimdi 70 trilyon dolar oldu. Dolayısıyla o da çok arttı. Sizin dolar bazında insanların maaşlarını arttırıyor olmanız insanların refah seviyesini arttırdığınız anlamına gelmez.” Karalar, "Türkiye ekonomisi 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştü" Karalar, “Şöyle bakacaksınız, kaç dolardı et, şimdi kaç dolar . Altın kaç dolardı şimdi kaç dolar. Böyle bakmak lazım. 2021 yılında 2800 TL idi asgari ücret, şimdi oldu 22 bin lira. Ama 2800 TL’nin işini yerine getirmiyor bu asgari ücret.  Ekonomi anlamında Türkiye dünyanın en büyük 14. Ekonomisiydi. Şimdi 22 sırada. 6 puan gerilemiş durumda” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin sanayi üretimi arttı Haber

Türkiye'nin sanayi üretimi arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, 2024 yılı Aralık ayında sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %7,0 oranında artış gösterdi. Sanayinin alt sektörlerinde yaşanan büyüme ise dikkat çekici. Özellikle elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ile imalat sanayi sektörlerinde güçlü artışlar kaydedildi. Bu veriler, Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesinin artırıldığını ve sanayi sektöründe olumlu bir gelişim trendinin sürdüğünü gösteriyor. Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü endeksi, Aralık ayında yıllık %1,8 artarken, İmalat Sanayi sektörü endeksi %6,8 oranında yükseldi. Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı sektörü ise %11,4 oranında bir artış yaşadı. Aylık Sanayi Üretimi %5,0 Arttı Sanayi üretimi Aralık ayında bir önceki aya göre de büyümeye devam etti. 2024 yılı Aralık ayında sanayi üretimi aylık bazda %5,0 arttı. Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü endeksi, Aralık ayında aylık %2,2 artış gösterdi. İmalat Sanayi sektörü endeksi %5,6 oranında arttı. Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı sektörü ise aylık %0,4'lük bir artış yaşadı. Sanayi Üretim Endeksi Alt Sektörlerindeki Değişim Oranları TÜİK verilerine göre, sanayi üretim endeksi alt sektörlerinde şu değişimler kaydedildi: Madencilik ve Taş Ocakçılığı (B): Yıllık %1,8 artış, Aylık %2,2 artış İmalat (C): Yıllık %6,8 artış, Aylık %5,6 artış Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı (D): Yıllık %11,4 artış, Aylık %0,4 artış Veriler, sanayi üretimindeki genel artışı ve farklı sektörlerdeki olumlu büyüme trendini gözler önüne seriyor. TÜİK tarafından açıklanan sanayi üretim endeksi, Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesinin güçlü olduğunu ve bu büyümenin sürdürülebilir olduğunu gösteriyor.

Gürer: Tarımda plansızlık, üreticiyi de tüketiciyi de mağdur ediyor! Haber

Gürer: Tarımda plansızlık, üreticiyi de tüketiciyi de mağdur ediyor!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, patates ve soğan üreticilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek tarımda plansızlığın yarattığı olumsuz sonuçları vurguladı. Gürer, üreticinin emeğinin karşılığını alamadığını, vatandaşın ise yüksek fiyatlarla ürün almak zorunda kaldığını belirtti. Gürer, "Soğan ve patates, her evin temel gıdası ancak üretici büyük zarar içinde” dedi. “Doğru planlama olsaydı, soğan 20 lira olmazdı!" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Patates ve soğan, evlerin olmazsa olmazı. Ancak patates ve soğan üreticileri ürettiklerinden yeterli fayda sağlayamıyor. Patatesi 3 lira civarında bir fiyatla satamıyorlar. Soğanda ise mevsimsel değişimlerle birlikte depoda ürün erken çillendiği için ıskartaya çıkan ürün çoğalıyor. Tonlarca soğan, çöp haline geldi. Şimdi bu soğanlar 30-40 kuruşa hayvan yemi olarak satılıyor. Doğru bir planlama yapılıp çöp olan soğanların çillenmesi önlenseydi, markette soğan 20 lira yerine daha düşük bir fiyata satılabilir ve yurttaşlar da bu ürüne daha uygun bir fiyatla ulaşabilirdi. Ama tablo ortada: Üretiyoruz, ürettiğimizi değerlendiremiyoruz. Üreticimiz sorun yaşıyor, vatandaş ise pahalıya ürün alıyor” diye ifade etti. “Üretimden pazarlamaya kadar tarımda bütüncül bir planlama yapılmalı” Gürer, küresel iklim değişikliğinin tarımsal üretimdeki etkilerine değinerek şunları söyledi: “Küresel iklim değişikliği ile beraber ürünler erken oluşuyor Ya da erken bozuluyor. Bu durum, depolarda ürünlerin zamanından önce çillenmesine neden oldu. Soğan olarak değer bulma özelliğini yitiren ürünler artık sadece hayvan yemi olarak kullanılabiliyor. Böyle olunca vatandaş markette 20 liraya soğan alırken, tonlarca soğan çöp oluyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil.  Öngörülebilen, planlanan bir üretim modeli gerekiyor. Bu konuda çalışma yaptıklarını söylüyorlar. O zaman tonlarca soğan niye çöp oluyor? Üretimden pazarlamaya kadar tarımda bütüncül bir planlama yapılmalı. Bu sadece üreticiyi değil, vatandaşın cebini de rahatlatır.” "2024'teki israf, 2025’te de devam ediyor!" Gürer,  “Depolanan soğanlar çillenmeye başlayınca üretici, ürünü ayrıştırmak zorunda kaldı. En azından ayrıştırdığı bir bölümünü satabilmiş ama son günlere kadar iyi giden havalar ile depoda soğanlar yeniden yeşillenmeye başlayınca, satılamaz noktaya gelmiş ve hayvan yemi olmuştur. Üretici çiftçi ile konuştum. Niğde yanında Sivas’ta da ekim yaptığını, patates de ektiğini ve patates zararının soğana göre daha fazla olduğunu anlattı. Iskarta hale gelen tonlarca soğanı hayvan yemi olarak satmak zorunda kaldığını belirtti. Bu ıskarta ürünler ile piyasa dengesi de bozuluyor. Türkiye, 2024 yılında çok sayıda üründe yaşanan israfın 2025 yılında depolanan üründe de sürdüğünü gösteriyor” dedi.

Yeniden Refah Partisi, Türkiye’nin ekonomik sorunlarına dikkat çekti Haber

Yeniden Refah Partisi, Türkiye’nin ekonomik sorunlarına dikkat çekti

Yeniden Refah Partisi, Türkiye genelinde 81 ilde eş zamanlı olarak basın açıklamaları düzenledi. Adana İl Başkanlığı’nda yapılan basın toplantısında İl Başkanı Özkut Özdemir, gündemdeki önemli ekonomik konuları ele aldı. Asgari ücret, zam oranları, gençlerin evlilik şartları ve ekonomik kriz üzerine yaptığı dikkat çekici açıklamalarla kamuoyunun dikkatini çeken Özdemir, son dönemde artan maliyetlerin halkı zor durumda bıraktığını belirtti. "Vatandaşın sırtına yüklenen maliyetlerin bir an önce hafifletilmesi gerekiyor " Özkut Özdemir, son bir yıl içinde temel ihtiyaçlardan ulaşıma kadar hemen her alanda yapılan zamların halkı zor durumda bıraktığını belirterek, “Açıklanan asgari ücret daha cebe girmeden açlık sınırının altında kaldı. Pasaport, ehliyet harçları, trafik cezaları, akaryakıt ve köprü geçiş ücretlerine yapılan zamlar, dar gelirli vatandaşlarımızın omuzlarına büyük bir yük bindirdi.  Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne yüzde 453, Avrasya Tüneli’ne yüzde 325 zam yapılmış. Bu oranları asgari ücretliye, emekliye memura yapılan zam ile düşündüğümüzde hükümetin milletimizle adeta dalga geçtiği ortaya çıkıyor. Vatandaşın sırtına yüklenen bu maliyetlerin bir an önce hafifletilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. "Faizsiz Evlilik Kredisi en az 350 bin liraya çıkarılmalı" Özdemir, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde vaat edilen faizsiz evlilik kredisinin şartlarının gençlerin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirterek şunları söyledi: “150 bin lira 2023 yılında belirlenen bir rakamdı. Ancak iki yıl içinde enflasyon nedeniyle alım gücü ciddi şekilde düştü. Bu rakam en az 350 bin liraya çıkarılmalı ve gelir şartları esnetilmelidir.” “Milletimizin dertleriyle dertlenmek, bize düşen en büyük sorumluluktur” Özdemir, “Gençlerimiz işsiz, evsiz ve çaresiz bırakıldı. Sayın Cumhurbaşkanı, gençlerin geç evlenmesinden yakınıyor ancak gençlerin evlenebilmeleri için ekonomik koşulların düzeltilmesi şart. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten asla vazgeçmeyeceğiz. Milletimizin dertleriyle dertlenmek, bize düşen en büyük sorumluluktur. Sadece seçim zamanı değil, geçim zamanı da milletimizin yanında duracağız ve onların sesi olacağız” dedi. "Türkiye’nin gerçekleriyle yüzleşmeye davet ediyoruz" Ekonomik sıkıntıların çözümü için acil adımlar atılması gerektiğini Özkurt Özdemir, “Hükümeti kör, sağır ve dilsiz rolünü terk etmeye, Türkiye’nin gerçekleriyle yüzleşmeye davet ediyoruz. Dar gelirlinin, esnafın, çiftçinin ve gençlerimizin sesine kulak verilmeli” diye ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''2024 ihracatında Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı'' Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''2024 ihracatında Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "2024 Yılı İhracat Rakamlarının Açıklanması Programı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2024 yılı ihracatında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını duyurdu. Erdoğan, 2024 yılında dış ticaret açığının 24 milyar dolar düşürülerek önemli bir başarıya imza atıldığını belirtti. Ayrıca, Türkiye ekonomisinin 2024'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 büyüme kaydettiğini, işsizlik oranının ise son 23 yılın en düşük seviyesine indiğini açıkladı. Erdoğan, 2025 için daha güçlü bir büyüme hedefi belirlediklerini ifade etti. 2024 İhracatında Cumhuriyet Tarihi Rekoru Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının, Cumhuriyet tarihi için en yüksek seviyeye ulaştığını duyurdu. Aralık ayında ihracatın yüzde 2,2 oranında artarak 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirten Erdoğan, 2024 yılı mal ihracatının ise bir önceki yıla göre yüzde 2,5 artışla 262 milyar dolara çıktığını ifade etti. Erdoğan, "2024 yılı itibarıyla Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaşmış bulunuyoruz," dedi. Bu dönemde 19 ayın 12'sinde, o ayın ihracat rekorunun kırıldığına dikkat çekildi. Dış Ticaret Açığı 24 Milyar Dolar Azaldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dış ticaret açığını 24 milyar dolar düşürdüğünü ve 2024 yılı sonunda dış ticaret açığının 82,2 milyar dolara gerilediğini açıkladı. Erdoğan, "2023 yılına göre dış ticaret açığımızda ciddi bir azalma kaydettik," diyerek, bu gelişmenin Türk ekonomisi için büyük bir kazanım olduğunu vurguladı. İhracatın İthalatı Karşılama Oranı Yükseldi Erdoğan, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 76,1’e yükseldiğini, bunun da görevde oldukları 2002 yılından bu yana kaydedilen en yüksek oran olduğunu söyledi. "Göreve geldiğimizde bu oran sadece yüzde 50 civarındaydı," diyen Erdoğan, dış ticaretin güçlenmesinin Türkiye'nin küresel ekonomik arenadaki konumunu pekiştirdiğine dikkat çekti. 2024 Ekonomik Verileri ve Hedefler 2024 yılının üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 2,1 oranında büyüme kaydettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 için yüzde 4 büyüme hedefini de açıkladı. Ayrıca, 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirin 2024’te 15 bin doları aşması, 2025’te ise 17 bin dolar seviyesini geçmesi beklendiği ifade edildi. Erdoğan, işsizlik oranının da son 23 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 8,8’e indiğini belirtti. Türkiye’nin Gazze ve Suriye’ye Yönelik Duruşu Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında dış politikalara da değindi. Suriye ve Gazze’deki durumlara özel vurgu yapan Erdoğan, Türkiye'nin, İsrail ile ticari ilişkileri tamamen durduran tek ülke olduğunu belirtti. Gazze’deki insani duruma da değinen Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası toplumla birlikte Gazze halkı için verdiği mücadeleyi sürdüreceklerini ve adaletin bir an önce sağlanması gerektiğini ifade etti. “İçerde ve dışarda gelen tüm eleştirilere rağmen, tarih Gazze krizinde de haklılığımızı teyit edecektir,” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Adana’da ekonomik sorunları masaya yatırdı Haber

Cumhuriyet Halk Partisi Adana’da ekonomik sorunları masaya yatırdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl binasında 'Ekonomik Sorunların Var Bir Çaresi' başlıklıbasın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Genel Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Prof. Dr. Volkan Demir,  Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Yalova Milletvekili Tahsin Becan, Bolu Milletvekili Türker Ateş, Kocaeli Milletvekilimiz Nail Çiler ve çok sayıda partililer katıldı. Toplantıda CHP’nin asgari ücret, ekonomik sorunlar ve çözüm önerileri üzerine görüşleri paylaşıldı. Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Türkiye’de çalışanların büyük bir kısmının asgari ücretle geçindiğine vurgu yaparak, mevcut ekonomik politikaların çalışanlar ve sanayiciler üzerindeki olumsuz etkilerini dile getirdi. Prof. Dr. Volkan Demir ise Adana’nın tarım ve sanayi açısından önemine değinerek, esnaf ve sanayiciler için destekleyici politikaların gerekliliğini vurguladı. Karatepe, “Çalışanların gelirleri temel ihtiyaçları bile karşılamıyor” CHP Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe Türkiye’de çalışan kesimin büyük bir çoğunluğunun asgari ücretle geçindiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye’nin gündemi Adana’dan farklı değil. Dün başlayan asgari ücret görüşmeleri ay sonuna kadar nereye everileceği Türkiye’de çalışan vatandaşlarımız takip ediyor. Çünkü Türkiye’de çalışanların içerisinde asgari ücretli veya komşu ücret olarak adlandırdığımız ücreti alanların payı çok yüksek. Türkiye’ de asgari ücretin gündem olmaktan çıkmasını sağlayacak politikalar hayata geçireceğiz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak nerede durduğumuzu net bir şekilde ifade ediyoruz.  Bunun 30 binin altında olması kabul edebilir bir durum değil. Gerekçesini de açıklıyoruz, ücretli çalışanların maruz kaldığı enflasyon seviyesi TÜİK’in manşete taşıdığı veriden çok daha yüksek. Çalışanlar kazandıkları ile ancak kiralarını ödeyip karınlarını doyurabiliyorlar.” Karatepe, “Türkiye ekonomisi derin bir yoksulluk ve artan işsizlikle karşı karşıya” Prof. Dr. Yalçın Karatepe, “Ülkede ekonominin yavaşladığını, üretimin azaldığını görüyoruz. Bunun etkilerini nerede görüyoruz diye baktığımızda örneğin imalat sanayisinin artık kredisini ödemekte zorlandığını dair resmi verileri görüyoruz. İmalat sanayisinin takibe düşen kredi oranı geçen seneye göre yüzde 117 oranında artmıştır.   Bir taraftan çalışan insanlar insanca yaşayabilecekleri elde edemezken bir taraftan üretim yapan sanayicilerin kredi borcunu ödeyecek gelir elde edemediğini görüyoruz. Bunun sonucu olarak işsizlik verilerinin yükseldiğini görüyoruz. Bizim geniş tanımlı işsizlik olarak adlandırdığımız verilere göre yüzde 28 dayandığını görüyoruz. Türkiye ekonomisi uygulanan politikaların yarattığı etkilere bağlı olarak derin bir yoksulluk, yavaşlayan çarklar, artan işsizlik gibi sorunlar ile karşı karşıya. Bu durum sürdürebilir bir durum değil. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak iktidara geldiğimizde çalışanların refah içinde yaşadığı, sanayicinin, çiftçinin, esnafın para kazanabildiği, gelirin adil olarak paylaşıldığı, herkesin huzur içinde yaşadığı bir ekonomik modeli uygulayacağız” şeklinde konuştu. Demir, “Esnaf ve sanayiciyi desteklemek ekonomik kalkınmanın anahtarı” CHP Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir Adana’nın hem tarım hem de sanayi alanında önemli bir il olduğuna vurgu yaparak, asgari ücretin artırılmasının yanı sıra esnaf ve sanayicilerin desteklenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Adana’nın Türkiye ekonomisi ile ortaklaştığı sorunlar var ama Türkiye ekonomisinden ayrıştığı sorunlarda var. Adana hem tarım ili hem de sanayi ili. Cumhuriyet Halk Partisi’nin asgari ücrete yaklaşımı 30 bin TL olmasını istiyoruz ama bunun yanında da esnafın, mikro işletmelerinin, kobi işletmelerinin, sanayicinin desteklenmesi gerekiyor. Bu desteğinde asgari ücretin arttırılarak, SGK işçi puanın 5 puan düşürülerek ve yoksulluk sınırı olan 66 bin 500 liraya kadar maaş alanların gelir vergisi diliminin yüzde 15’de sabitlenmelidir. Bu kaynaklar bütçede var. Türkiye’de kaynak sorunu yok, Türkiye’de kaynakların nerede kullanılacağına doğru karar vermeme sorunu var. Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olduğunda şeffaf şekilde paylaşacağız. 2025 Yılının herkes için daha zor geçeceğini herkes biliyor ama kimse önlem almıyor. Sanayicinin, iş insanın en büyük sorunu belirsizlik. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak dinliyoruz. Bugün ki ekonomik programımızı yazıyoruz ama yarın ki hükümet programımızı hazırlık yapıyoruz. Bizimde ekonomik programımızda olmazsa olmazlarımız var, iş insanları ve emek örgütleri ile paylaşıyoruz. Halkçılık, kamu ve özel sektörü yeniden tamamlayan şeffaflıktan ödün vermeyen aldığı her kuruşu kamuya hesabını veren, vergi adaleti öncelik olarak kabul eden sürdürebilen kriz yönetimi değil sürdürülebilir kalkınmayı odağına koyan bir ekonomi anlayışımız var. Bu anlayışta da iki tane anlam yatıyor. Birincisi daha fazla ekonomikleşme ikincisi ise hukuk sistemi, adalet sistemini olan güvenin arttırılması.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.