SON DAKİKA
Hava Durumu

#erken tanı

İLKHABER-Gazetesi - erken tanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, erken tanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tiroid kanserinde erken tanı ve tedavi hayat kurtarıyor Haber

Tiroid kanserinde erken tanı ve tedavi hayat kurtarıyor

Tiroid kanseri, son yıllarda dünya genelinde artan sıklıkla dikkat çeken bir kanser türü olarak sağlık alanında önemli bir yer tutuyor. Tiroid bezi, boynun ön kısmında yer alan, vücudun metabolizma hızını düzenleyen hormonları üreten bir organ olarak biliniyor. Ancak, bazı durumlarda bu bezdeki hücreler kontrolden çıkarak kansere dönüşebiliyor. Uzmanlar, tiroid kanserinin genellikle erken evrelerde belirti vermediğine dikkat çekiyor. Çoğu hastada hastalık, yalnızca boyunda küçük bir şişlik veya yumru şeklinde fark edilebiliyor. Ancak, hastalığın ilerleyen evrelerinde ses kısıklığı, yutkunma güçlüğü veya nefes darlığı gibi semptomlar görülebiliyor. Tiroid kanseri genellikle tedavi edilebilir bir hastalık olarak biliniyor. Erken dönemde yapılan müdahaleler ve doğru tedavi ile hastaların büyük çoğunluğu, sağlığına kavuşabiliyor. Erken tanı önemli Tiroid kanseri, nadiren ağrıya neden olduğundan, hastalar bazen şişlik veya yumruyu fark etmeden uzun süre geçirebiliyor. Uzmanlar, bu nedenle düzenli kontrollerin büyük önem taşıdığını vurguluyor. Genetik yatkınlık, radyasyona maruz kalma, yaş ve cinsiyet gibi faktörler tiroid kanseri riskini artırabiliyor. Özellikle ailede tiroid kanseri öyküsü olanların daha dikkatli olmaları ve düzenli taramalardan geçmeleri öneriliyor. Tedavi yöntemleri Tiroid kanseri tedavisinde en yaygın yöntemlerden birinin cerrahi müdahale olduğu belirtiliyor. Tiroid bezi tamamıyla veya kısmen alınabiliyor. Bunun yanı sıra, bazı vakalarda radyoaktif iyot tedavisi de uygulanıyor. Kanserin evresine göre, ek tedavi yöntemleri ve takipler planlanırken, hastalıkta erken tanının, tedavi sürecinin başarısını büyük ölçüde etkileyeceğine dikkat çekiliyor. Hayatta kalma oranı yüksek Uzmanlar, erken evrelerde tedavi edilen hastaların yaşam süresinin oldukça uzun olduğunu ifade ederken, bununla birlikte, ileri evrelerde teşhis konan hastalarda tedavi sürecinin daha karmaşık hale gelebileceği uyarısında bulunuyor. Ancak, her geçen yıl gelişen tedavi yöntemleri ve erken tanı ile hayatta kalma oranlarının arttığı belirtiliyor. Tiroid kanseri ile ilgili farkındalığın artmasının, erken tanı ve tedavi şansını artırmak açısından kritik bir önem taşıdığı da vurgulanıyor. Kadınlarda, erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülüyor Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferit Kerim Küçükler de, tiroid kanserinin, kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görüldüğünü söyledi. Kadınlarda en sık 40-50 yaş, erkeklerde ise 60-70 yaş aralığında tiroid kanserinin görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Küçükler, "Ultrasonografinin daha sık kullanılmaya başlanmasından bu yana tiroid kanseri daha fazla sayıda saptanıyor. Ailede tiroid kanserinin olması, obezite, iyot düzeyinin çok düşük veya çok yüksek olması, radyasyon ve kadmiyum maruziyeti gibi çevresel faktörler, tiroid kanseri için risk faktörü oluşturuyor. Genel olarak tiroid kanserinde ölüm riski düşük olurken, hastalığa göre farklılık gösterebiliyor. Hafif seyreden tiroid kanseri tiplerinde ölüm riski milyonda beş hastayken, hızlı ve kötü seyreden anaplastik kanser gibi tiplerde bu oran yükseliyor" diye konuştu. Tiroid kanseri çeşitleri Papiller tiroid kanseri: Hastaların yüzde 80’inde bu kanser tipi görülür. Bu hastalarda boyundaki lenf bezelerine yayılım olsa bile tedaviye çok iyi yanıt verir ve genelde yaşam süresini etkilemez. Foliküler tiroid kanseri: Hastaların yüzde 15’inde bu kanser tipi görülür. Akciğer ve kemik gibi organlara yayılım yaptığında hastalık seyri papiller kanserlerden daha ağır olabilir. Medüller tiroid kanseri: Nadir görülen kanserlerdir. Ailevi geçişler olabileceği için ayrıntılı değerlendirmeler yapılır. Anaplastik tiroid kanseri: Bu kanser de nadir görülür ve tedaviye cevabı iyi değildir.

Erken tanı ve tedaviyle meme kanserinin önüne geçilebiliyor Haber

Erken tanı ve tedaviyle meme kanserinin önüne geçilebiliyor

İSTANBUL (AA) - Güven Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Doç. Dr. Murat Bulut Özkan, erken tanı ve tedaviyle meme kanserinin önüne geçilebileceğini belirtti. Hastane açıklamasında görüşlerine yer verilen Özkan, her 8 kadından 1'inin yaşamlarının bir döneminde meme kanserine yakalanacağının bilindiğini aktararak, "Kadınlarda kansere bağlı ölümlerde meme kanseri 2. sırada yer almaktadır. 40-50 yaş aralığındaki kadınlarda en sık görülen ölüm nedenidir. Yılda yaklaşık 2,3 milyon yeni meme kanseri tanısı konulmaktadır ve yılda 600 binden fazla meme kanserinden ölüm görülmektedir." ifadesini kullandı. Ailede meme kanseri öyküsü olmayan bireylerde erken tanı için tarama önerileri olduğunu kaydeden Özkan, şu değerlendirmede bulundu: "20-40 yaş arası, adet başlangıç gününden 7-10 gün sonra kendi kendine meme muayenesi (KKMM) ve her 3 yılda bir doktor muayenesi, 40 yaşından sonra her sene doktor muayenesi ve mammografi ile tarama (aylık KKMM devam edilmeli) yapılmalı. KKMM'de, birinci basamak gözlemlemek, ayna karşısına geçerek sırayla kollar iki yana sarkık ve gevşek, kolları bele koyarak, kollarını her iki yanda başının üzerine kaldırarak ve kollar yine iki tarafta sarkık ama gövdeyi de öne doğru eğerek her iki memeyi de gözlemlememiz gerekmektedir. Bu gözlem sırasında, memelerde daha önce olmayan bir asimetri, cilt değişiklikleri, kızarıklık, gözle görülen bir kitle varlığında mutlaka hekim başvurusu yapılmalıdır. İkinci basamak ise dokunarak/elle muayene; bu muayene yine ayakta ayna karşısında da yapılabileceği gibi yatarak da yapılabilir. Hangi meme muayene edilecekse karşı elin 2. 3. ve 4. parmaklarının ucuyla sırasıyla hafif, orta ve yüksek basınç uygulayarak yapılır ve memenin bütün kadranları ve koltuk altı mutlaka muayene edilmelidir." - "Meme kanserinin kesin tanısı biyopsi ile konulur" Özkan, ailesinde meme kanseri olan kadınların çok daha dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayarak, "Örnek olarak, annesi meme kanseri olan bir kadın, annesinin meme kanseri tanısı aldığı yaştan 10 yaş küçükken meme kanseri için taramalara başlaması gerekmektedir. Mesela, annesi 45 yaşında tanı alan bir birey mutlaka 35 yaşında meme kanseri için bir merkeze başvurmalıdır." ifadesini kullandı. Erken tanı ve tedaviyle meme kanserinin önüne geçilebileceğini belirten Özkan, şunları kaydetti: "Meme kanseri çoğu kanser gibi 4 farklı evrede veya daha hücre içi seviyedeyken tanı alabilmektedir. Erken evre dediğimiz hücre içi evrede veya daha koltuk altı lenf bezlerine veya başka organlara yayılmadan tanı koyduğumuzda yani sadece memeye sınırlı hastalıkta sağ kalım oranları yüzde 98'in üzerindedir. Yani erken evre meme kanserinde uygun tedavi ile bu hastalık yüzünden hayatını kaybetme riski çok düşüktür. Ancak bu oranlar tanı evresi yükseldikçe artmaktadır ve organlara sıçramış (metastatik) hastalıkta bu oran yaklaşık yüzde 25'e kadar düşmektedir. Rutin kontroller de önemli. Risk durumuna göre bireylerin kontrol sürecinin belirlenmesi gerekiyor. 40 yaş üstü kadınlarda (ek özellik yok) yılda 1 kere muayene ve mammografi, ailede 50 yaş altı meme kanseri öyküsü varsa tarama kanserin görüldüğü yaştan 10 yıl önce başlamalı ancak 25 yaştan önce başlanmasına gerek yoktur. Yüksek riskli kadınlar ise kuvvetli aile öyküsü olanlardır bu durumda ise 25 yaşından itibaren başlanabilir, mamografi yerin MRG tercih edilebilir. Meme kanserinin kesin tanısı biyopsi ile konulur. Yani şüphelenilen lezyonda alınan bir parçanın mikroskobik olarak incelenmesi yöntemi ile kesin tanıya ulaşırız. Ancak bu biyopsi öncesi mutlaka bir meme cerrahı tarafından muayene edilmesi ve yaşına uygun görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu görüntüleme yöntemleri de mamografi, tomosentez, ultrason veya manyetik rezonans inceleme olabilir." Özkan, meme kanserinin tedavisinin hem tanı anındaki evresine hem de meme kanseri tipine göre değişiklik gösterdiğini aktararak, "Tedavi temel olarak cerrahidir. Bununla birlikte, hormon tedavisi, kemoterapi, akıllı ilaç tedavisi, ışın tedavisi (radyoterapi) de ameliyat öncesi ve sonrası tedavinin tamamlanması için kullanılan diğer tedavilerdir. Meme kanseri tedavisinde mutlaka multidisipliner bir yaklaşım göstermek gerekir. Meme cerrahının, meme radyoloğunun, tıbbi onkoloji hekiminin olduğu bir konseyde her hasta için uygun tedavi planı hasta ile konuşularak planlanmalıdır. Bunun için de mutlaka hastaların deneyimli bir meme merkezine başvurmaları önerilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.