#Eskişehir

İLKHABER-Gazetesi - Eskişehir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eskişehir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eskişehir’de kızını ve torununu öldüren sanığa 2 kez ağırlaştırılmış müebbet Haber

Eskişehir’de kızını ve torununu öldüren sanığa 2 kez ağırlaştırılmış müebbet

Eskişehir’de kızı Merve Karabaş ile 7 yaşındaki torunu Ata Alp Karabaş’ı sokak ortasında silahla öldüren Osman Nuri Keskin, indirim uygulanmaksızın iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, olay yerinde kalan Ata Alp’e ait gözlüğün mirasçılarına verilmesine de hükmetti. KARAR DURUŞMASI GÖRÜLDÜ Adana’dan Eskişehir’e gelerek kızı Merve Karabaş (31) ile kaçmaya çalışan torunu Ata Alp Karabaş’ı (7) öldüren 60 yaşındaki Osman Nuri Keskin’in yargılandığı davanın karar duruşması, Eskişehir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Tutuklu sanık Keskin, cezaevi görevlileri eşliğinde duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya Karabaş ailesi de katıldı. TANIK: “ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ” SEGBİS ile dinlenen tanık Gülcan İ., sanığın olaydan yaklaşık bir hafta önce “Kızımı ve damadımı öldüreceğim, torunumu da kaçıracağım” dediğini ileri sürdü. Tanık, sanığın Eskişehir’e gidişinden haberi olmadığını, sözleri o an ciddiye almadığını ancak sonrasında endişelenerek çevresindekileri uyardığını anlattı. SANIK SUÇLAMALARI REDDETTİ Son sözü sorulan sanık Osman Nuri Keskin, tanık beyanlarını kabul etmediğini belirterek, “Kesinlikle tasarlayarak böyle bir eylem yapmadım. O an ne yaşadığımı bilmiyorum” dedi. MAHKEMEDEN İNDİRİM YOK Mahkeme heyeti, sanığı; kızı Merve Karabaş’a karşı “tasarlayarak, kadın olan alt soya karşı kasten öldürme” ve torunu Ata Alp Karabaş’a karşı “çocuk olan alt soya karşı kasten öldürme” suçlarından iki kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm etti. Ayrıca ruhsatsız silah bulundurma suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 80 gün adli para cezası verildi. Cezalarda herhangi bir indirim uygulanmadı. Olay yerinde kalan Ata Alp’e ait gözlük ve eşyaların mirasçılara verilmesine karar verildi. AVUKATTAN AÇIKLAMA Karabaş ailesinin avukatı Hediye Gökçe Baykal, karar sonrası yaptığı açıklamada, “İki can gitti; biri kadın, biri çocuk. Sevinçten söz edemeyiz ancak sanığın alabileceği en ağır cezayı, üstelik indirim uygulanmadan alması vicdanımızı bir nebze rahatlattı. İstinaf sürecini de takip edeceğiz” dedi. “EN AĞIR CEZAYI ALDI” Aile üyeleri de kararın adalet duygularını bir ölçüde rahatlattığını belirterek, benzer acıların bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu. OLAYIN GEÇMİŞİ Cinayet, 13 Haziran 2024’te Emek Mahallesi Yanartaş Sokak’ta meydana geldi. Osman Nuri Keskin, sokak ortasında tabancayla kızı Merve Karabaş ve torunu Ata Alp Karabaş’ı öldürdü. Olayın, sanığın ailesiyle yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle gerçekleştiği öğrenildi. Keskin, olay sonrası yakalanarak tutuklanmıştı.

Eskişehir’de otel restoranında yangın: 152 kişi tahliye edildi Haber

Eskişehir’de otel restoranında yangın: 152 kişi tahliye edildi

Eskişehir'de bir otelin altında bulunan restoranda çıkan yangın sebebiyle 152 kişi tedbiren tahliye edilirken, dumandan etkilenen 2 şahıs hastaneye kaldırıldı. Yangın, itfaiye ekiplerince söndürüldü.Olay, saat 10.30 sıralarında Yenibağlar Mahallesi İsmet İnönü-1 Caddesi ile Hacı Hüsnü Sokak'ın kesişiminde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, bir otelin altında bulunan restoranın mutfak kısmında henüz bilinmeyen sebeple yangın çıktı. Yangının büyümesi sonucunda ortaya çıkan duman çevredeki işletmelere ve otele sirayet etti. Alarmların çaldığı otelde konaklayan 152 kişi tedbiren tahliye edildi. Vatandaşların dumandan etkilenmemek için ağızlarını ve burunlarını kapattıkları görüldü. Yangın çevreye sıçramadan kontrol altına alındı İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık, itfaiye ve ilgili kurumların ekipleri sevk edildi. Çevrede gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasının ardından itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Yangın, otele ve çevredeki işletmelere sıçramadan söndürüldü. Dumandan etkilenenler hastaneye kaldırıldı Otel çalışanı 2 kişi dumandan etkilendi. Sağlık ekiplerinin müdahalede bulunduğu otel çalışanları, tedbiren Yunus Emre Devler Hastanesi'ne sevk edildi. Tedavi altına alınan şahısların ciddi bir durumunun olmadığı öğrenildi.Yangının kesin çıkış sebebinin belirlenmesi için inceleme başlatıldı.

Eskişehir’de Neşeli Günler filmi gerçek oldu Haber

Eskişehir’de Neşeli Günler filmi gerçek oldu

Eskişehir'de yaşayan ve 10 yıllık evli Şenay (50) ve eşi Çağlar Balkandere (50) 2016 yılında birlikte Turşu Evim isimli bir işletme açtı. Kentin turistik yerlerinden olan Deliklitaş Mahallesi Değirmen Sokak üzerinde turşu satışı yapan karı-koca, el ele vererek turşu kurmaktan satışa kadar bütün işleri birlikte yapıp geçimlerini sağladı. Bölgede oldukça ünlü olan Balkandere çiftinin turşu dükkanı turistler başta olmak üzere vatandaşlarca tercih edilen bir işletme haline geldi. Fakat geçtiğimiz Ocak ayında tartışan çift boşanma kararı aldı. Çağlar Balkandere, eşinin uzaklaştırma kararı alması ve dükkanın Şenay Balkandere üzerine olmasından dolayı, yıllardır işlettiği dükkana giremedi. Çağlar Balkandere bunun üzerine eski dükkanının tam karşısına turşucu açtı. Dükkanlarının konsepti olarak seçtikleri 1978 yılı yapımı başrollerini Münir Özkul ve Adile Naşit'in paylaştığı Neşeli Günler filmindeki gibi birbirine küsen çift, rakip oldu. Neşeli Günler filmine tıpatıp benzeyen hikâyede 2 dükkan arasında da rekabet oldukça çetin. Birisi dükkanını kapatmadan diğeri kepengini indirmezken, eşler arasındaki rekabetten dolayı taraflar fiyatlarına zam dahi yapamıyor. Eskişehir turşu piyasasının altında satış yapan dükkanlar yoğun ilgi görüyor. Şenay Balkandere, kendisinin işlettiği dükkânın ismine benzeyen eşinin dükkanı için ticari dava açacağını söylerken, Çağlar Balkandere ise turşunun mutfağında çalıştığını ve asıl tarifi kendisinin bildiğini iddia etti. "Keşke limon ve sirkeden dolayı olsaydı" Şenay Balkandere yaşanan durumla alakalı, "2016 yılından beri işletiyoruz. Fakat bir yıldır bazı tatsızlıklar sonucu eşimle boşanmaya karar verdik. Dolayısıyla bu süreç içerisinde eşim, benim haberim olmadan, şubeleşmiş gibi tam karşıma aynı dükkanı açınca sosyal medya da bu olay gündeme gelmesiyle ayrılık süreci ve bazı şeyler ortaya çıkmış oldu. Herkes ‘Limon mu, sirke mi; Neşeli Günleri mi anımsıyoruz?' diye bize soru sorsalar da maalesef durum öyle değil. Keşke limon ve sirkeden dolayı olsaydı, ama bazı nedenlerden dolayı bu ayrılık başımıza geldi. Böyle bir olayın içinde bulduk kendimizi. Sosyal medyada yayınlanan videodan özellikle akşamüstü gençler falan ‘Gerçekten böyle bir yer var mı?' diye ilgi arttı. Artık daha çok gelen giden oluyor. Bizim bu konuda hukuki süreçlerimiz devam ediyor. Çünkü haksız rekabete giriyor. Evet dükkan açmış olabilirsin, ama aynı renk aynı logo, isim benzerliği haksız rekabete girdiği için bu konudaki hukuki süreçleri ben başlattım. Artık adalete kalmış bir durumda" dedi. "Fiyatların altında kalıyoruz çünkü karşı taraf fiyatlara satış yapıyor" Eşiyle rekabetin çetin geçtiğine değinen Şenay Balkandere şöyle devam etti; "On sene kendisiyle yaşadım. Birlikte bu işi yaptık on yıl boyunca. Onun için herkes kendi lezzetini sevgisini katarak artık piyasada kendi rekabetini gösteriyor. Çünkü aynı şubeleşmişiz diye düşünerekten tabii ki karşı tarafa alışverişe giden dönen de çok oldu. Lezzetin farklı olduğunu söyleyerek dönüşler alıyoruz genelde. Maalesef bu seneye göre fiyatların çok altında kalıyoruz. Çünkü karşı taraf rekabete giriyor. Piyasada yer alabilmek kendisini tanıtabilmek için olması gerekenden düşük fiyatlara satış yapıyor, o da kendince haklıdır muhakkak, biz de normal fiyatlara çıkamıyoruz." "Kırmızı Başlıklı Kız'ı dinledin ama bir de Kurdu dinle bakalım" Eşinin işlettiği dükkanın karşısına turşucu açan Çağlar Balkandere, "Karşı dükkanı biz karı koca kurmuştuk. Yani orası onların kendilerine ait değil. Burası kız kardeşimin. Bir boşanma sözünde biliyorsunuz 6284. madde var. Kadının beyanı esastır. Erkek mağdur duruma düşüyor. Bir uzaklaştırma alınca üstüne de dükkan kendisinin üstüne olduğu için otomatikman dükkandan uzaklaştırılmış oldum. Evinden uzaklaştırıyorsun. Otomatikman işinden de uzaklaştırıyorsun yani. Orası kendisinin kurduğu bir işletme değil, beraber kurduğumuz bir işletme. İsmi hiç öyle benzemiyor. Onun normal ismi Balkandere turşu evimiz. Yani turşu evim değil. Balkandere turşu evim. Yani direkt. O tabelaya yazdırmadı onu. Ruhsatta da "Balkandere Turşu Evim" diye geçiyor. Yani bu da "Eskişehir Turşu Evimiz" oldu. Şimdi gerçekleri konuşursak, Kırmızı Başlıklı Kız'ı dinledin ama bir de Kurdu dinle bakalım. Kurt neden acaba kızı ısırdı! Yani oradaki bir senaryo. Senaryo burada hemen hemen yakın bir şeye geldi. Nasıl geldi, bizim turşuyla alakamız yok. Yani turşu sirke mi, limon mu değil de bizimki aile sebeplerden bir boşanma oldu. Burası da nasip oldu. Burada başka bir firma vardı. Ben de işsiz kalınca kız kardeşim ve eşi dediler ki, "Biz sana destek olalım abi. Böyle bir yerde tekrardan devam eder misin?" Ben de 'Olur' dedim. Burası denk geldi. Yoksa isteyerek, inat olsun diye değil. Boşalan bir dükkan vardı" ifadelerini kullandı. "Aileler ikiye bölünüyor" Balkandere çiftinin komşusu olan kokoreç dükkanı işleten Emirhan Dalyan, "Bizim için zevkli oldu. Güzel günler geçiriyoruz. İki tarafta da turşu var. Gelen müşterilerden enerjik cevaplar alıyoruz, cevaplar veriyoruz, güzel sohbetler geçiyor. İki tarafta çok güzel işler yapıyor. Şenay abla bize biraz daha samimi. Onunla aramız çok güzel. O mahalleye geldiğinden beri mahallemizin havasına değişti. Eskiden yoktu buralarda. O varken artık çayımız, kahvemiz, muhabbetimiz, sohbetimiz de eksik olmuyor. Böyle bir şey olması onlar için iyi oldu mu bilmiyorum ama bizim için iyi oldu. Eğlenceli tepkisi de aynısı. 'Zeki Müren de bizi görecek mi ?' bir usulü. Nasıl yapacaklarını, nereden alacaklarını bilmiyorlar. Aileler ikiye bölünüyor. Anne bir yerden, baba diğerinden alıyor. Lezzet testi de yapıyorlar. Güzel şeyler de çeviriyorlar" dedi. "Filmleri aratmayan bir görüntü var" Eskişehir'de yaşayan ve dükkanların müşterisi olan Mehmet Ömürlü ise, "Bu iki aile ayrılıyor. Turşucuyu karşılıklı açıyorlar, işletiyorlar. Aynı filmlerdeki olayı burada gerçek hayatta yaşıyoruz. Neşeli Günler filmindeki Münir Özkul ile Adile Naşit gibi karşılıklı şey yapıyorlar. Bu rekabeti de getiriyor. Aynı bu şekilde de burada kendi hünerlerini, el becerilerini ve emeklerini sergiliyorlar. Burada aynı duyguyu biz de yaşıyoruz yani filmlerdeki şeyi. Filmleri aratmayan bir görüntü var. Bu rekabeti daha iyi şey yapıyor Neşeli Günler'i hatırlattırıyor bize" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.