#fay hattı

İLKHABER-Gazetesi - fay hattı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, fay hattı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzman uyardı: “Asya, Avrupa ve Afrika’nın sıkıştırdığı Türkiye, her an sarsılabilir” Haber

Uzman uyardı: “Asya, Avrupa ve Afrika’nın sıkıştırdığı Türkiye, her an sarsılabilir”

Son yıllarda Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan depremleri inceleyen Jeoloji Mühendisi Mehmet Kuruçay, ülkenin jeolojik olarak dünyanın en aktif kuşaklarından biri üzerinde bulunduğunu vurguladı. “Türkiye’nin dünya üzerindeki yerini ve Maraş’ın konumunu bilimsel olarak değerlendirmek gerekir” diyen Kuruçay, ülkenin üç kıtanın tam kesişim noktasında bulunduğunu belirtti. “Türkiye öyle bir bölgede ki, üç kıtanın arasında sıkıştırma, çarpışma ve tektonik hareketlerin yoğun olarak yaşandığı bir alanda yer alıyor. Bu nedenle çok sayıda fay hattı ve aktif kırık mevcut. Nerede ve ne zaman bir deprem olacağını kestirmek mümkün değil,” dedi. Kuruçay, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin, Türkiye’nin jeolojik yapısının karmaşıklığını ortaya koyduğunu da belirterek, “Bu depremlerin oluşması için çok büyük bir enerjinin birikmesi gerekiyordu. 04.17’de meydana gelen ilk depremden 9 saat sonra Çardak Fayı’nı da tetikledi. Ardından Saimbeyli ve çevresindeki küçük faylarda artçılar yaşandı. Bu, enerjinin çevre faylara yayılmasıyla açıklanabilir” ifadelerini kullandı. “TÜM FAYLAR BİRBİRİYLE BAĞLANTILI” Kuruçay, Türkiye’deki fay hatlarının birbirinden bağımsız değerlendirilemeyeceğini belirterek, Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Ege graben sistemlerinin birbiriyle bağlantılı olduğunu söyledi. “Tüm faylar birbirine bağlı. Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika arasında bir sıkışma rejimi içinde. Bu nedenle meydana gelen her kırık, diğer bölgelerdeki enerji dengesini de etkiler. Bu zincirleme bir sistemdir,” dedi. Depremlerin önceden tahmin edilmesinin mümkün olmadığını yineleyen Kuruçay, esas odaklanılması gerekenin bilimsel analizler, yapı güvenliği ve afet yönetimi planları olduğuna dikkat çekti. “Depremler olduktan sonra hangi bölgelerin etkilendiğine, hangi enerjilerin açığa çıktığına ve bu enerjilerin hangi faylara yöneldiğine bakmak gerekir. En önemlisi, bu bilgiler ışığında hangi önlemleri almamız gerektiğini düşünmektir,” diye konuştu.

Balıkesir fay hattı haritası 2025: Hangi ilçeler fay üzerinde, nereler deprem riski altında? Haber

Balıkesir fay hattı haritası 2025: Hangi ilçeler fay üzerinde, nereler deprem riski altında?

Balıkesir, Kuzey Anadolu Fay Sistemi’nin batı kolları ve bölgeye özgü yerel fay hatlarının kesiştiği kritik bir deprem kuşağında yer alıyor. Özellikle Havran–Balıkesir Fay Zonu, Simav Fayı ve Kepsut–Gönen hattı, aktif segmentleri ve geçmişte ürettikleri depremlerle dikkat çekiyor. AFAD ve MTA verilerine göre bu fayların bazı kısımları Holosen döneminde hareket etmiş, yani “diri fay” statüsünde. Balıkesir’de deprem riski yüksek ilçeler Bilimsel raporlar ve MTA diri fay haritaları incelendiğinde, şu ilçeler deprem açısından yüksek risk taşıyor: Havran Kepsut Gönen Manyas Susurluk Simav çevresi Balıkesir merkezde ise zayıf zeminli alüvyon bölgeler olası depremlerde hasar riskini artırıyor. Bu nedenle yalnızca fay hattına yakınlık değil, zemin yapısı da tehlike seviyesini belirliyor. 6.1’lik deprem fay gerçeğini hatırlattı 10 Ağustos 2025’te meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki fayların aktifliğini ve kırılma potansiyelini yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, bu tür depremlerin yerel fay davranışlarını anlamak için kritik önemde olduğunu belirtiyor. MTA diri fay haritası nasıl kullanılır? MTA’nın 1:250.000 ölçekli Balıkesir paftasını ve AFAD diri fay katmanını inceleyin. Harita bilgilerini imar planları ve zemin etüdü raporlarıyla karşılaştırın. Fay hattına yakın bölgelerde önlem planları oluşturun. Binanızın deprem dayanıklılığını kontrol edin, acil toplanma alanlarını öğrenin.

Konya’da fay hattı var mı? Uzmanlar uyarıyor: “Konya, sanıldığından daha fazla risk taşıyor” Haber

Konya’da fay hattı var mı? Uzmanlar uyarıyor: “Konya, sanıldığından daha fazla risk taşıyor”

Konya’da meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki deprem, başta Ankara olmak üzere çevre illerde de hissedilirken, bölgedeki deprem riski ve diri fay hatları bir kez daha tartışma konusu oldu. Uzmanlar, Konya'nın düşük riskli bölgeler arasında görülmesine rağmen, aktif fay hatlarının varlığına dikkat çekiyor. Konya’da Fay Hattı Var mı? Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), saat 15.46’da Konya’nın Kulu ilçesinde meydana gelen depremin büyüklüğünü 5.2 olarak açıkladı. Depremin yerin yaklaşık 18,7 kilometre derinliğinde gerçekleştiği bildirildi. Bu sarsıntı, Konya’da fay hattı olup olmadığı sorusunu beraberinde getirdi. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından hazırlanan 2025 Türkiye Diri Fay Haritası’na göre, Konya’da Akşehir, Ilgın, Altınekin ve Doğanhisar ilçeleri doğrudan diri fay hattı üzerinde yer alıyor. Uzmanlar Uyarıyor: “Konya, Sanıldığından Daha Fazla Risk Taşıyor” Konya’nın üçüncü derece deprem bölgesi olarak sınıflandırılması, bazı risklerin göz ardı edilmesine yol açabiliyor. Ancak uzmanlar, bu sınıflandırmanın “deprem olmaz” anlamına gelmediğine dikkat çekiyor. Özellikle Akşehir-Ilgın Fayı ve Cihanbeyli Fay Zonu, geçmişte sismik hareketlilik göstermiş ve gelecekte daha büyük depremler üretme potansiyeline sahip bölgeler arasında yer alıyor. Prof. Dr. Süleyman Pampal daha önce yaptığı açıklamada, “Konya'nın içinden geçen, 7 büyüklüğünde deprem üretebilecek faylar var. Türkiye’de depremden muaf hiçbir bölge yok” demişti. Konya’daki Başlıca Fay Hatları Akşehir-Ilgın Fayı: Konya’nın kuzeybatısında yer alıyor. Geçmişte çeşitli depremlere neden oldu. Cihanbeyli Fay Zonu: Üç segmentten oluşan bu fay, Eskişehir-Sultanhanı Fay Sistemi'nin güneyinde yer alıyor. Ereğli Fay Zonu: Konya'nın doğusunda yer alıyor ve Ereğli ile Halkapınar ilçelerini etkileyebilecek potansiyele sahip. Konya'da Deprem Riski ve Kentsel Yapılaşma Konya her ne kadar üçüncü derece deprem bölgesi olarak sınıflandırılsa da, zayıf zemin yapısına sahip bölgelerde sarsıntıların etkisi daha fazla hissedilebiliyor. Mart 2025’te yine Kulu’da yaşanan 4.2 büyüklüğündeki depremin ardından yapı stoğu ve kentsel dönüşüm süreci yeniden gündeme gelmişti. Uzmanlar, özellikle zayıf zeminlerde yapıların hasar riski taşıdığını belirterek, fay hattı sorgulama sistemlerinin kullanılması, binaların denetimden geçirilmesi ve kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılması gerektiğini vurguluyor. Konya’da Diri Fay Üzerinde Bulunan İlçeler (MTA Verilerine Göre) Akşehir Ilgın Altınekin Doğanhisar

AFAD Türkiye deprem haritası: En riskli ve en güvenli iller hangileri? Haber

AFAD Türkiye deprem haritası: En riskli ve en güvenli iller hangileri?

AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı), Türkiye’nin deprem riski haritasını 2025 yılı itibarıyla güncelledi. Bilimsel çalışmalar ve son yıllarda yaşanan sismik hareketlilik temel alınarak oluşturulan yeni harita, vatandaşların yaşadığı bölgenin deprem riski hakkında bilgi sahibi olmasını amaçlıyor. Harita, aktif fay hatlarının yoğunlaştığı alanları, zemin yapılarını ve olası şiddetleri göz önünde bulundurarak güncellendi. 1996’dan bu yana kullanılan eski harita yerine, 18 Mart 2018’de Resmî Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak 2019’da yürürlüğe giren yeni sistem esas alınarak hazırlanan güncel çalışma, AFAD’ın yanı sıra DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) ve MTA (Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü) verileriyle destekleniyor. Deprem Riski En Düşük Olan İller Açıklandı AFAD’ın yeni haritasında, aktif fay hatlarından uzak olan ve sismik hareketliliği düşük 23 şehir, “düşük riskli” kategorisinde yer aldı. Bu iller arasında özellikle İç Anadolu ve Karadeniz’in bazı şehirleri dikkat çekiyor: Aksaray: 5. derece deprem bölgesi. Niğde: Tamamı 4. ve 5. derece riske sahip. Karaman: En düşük risk grubunda yer alıyor. Nevşehir: 4. derece risk bölgesinde. Bartın, Zonguldak, Sinop, Giresun ve Trabzon: Fay hatlarına uzaklıkları ve düşük sismik geçmişleri nedeniyle güvenli bölgeler arasında yer aldı. Ayrıca Ankara’nın bazı ilçeleri (Etimesgut, Mamak) 4. derece risk taşımasına rağmen, yapılaşma kalitesi ve zemin özellikleriyle görece güvenli kabul ediliyor. Deprem Riski Yüksek Bölgeler: Tehlike Alarmı Türkiye’nin doğu ve kuzey kesimlerinde yer alan, fay hatları üzerindeki iller için ise yüksek risk uyarısı yapıldı. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) ve Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) boyunca yer alan şehirlerde tehlike büyük: İstanbul, Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce, Bolu, Bursa, Balıkesir, Çanakkale Erzincan, Tokat, Amasya, Kastamonu, Karabük, Çankırı Van, Bingöl, Elazığ, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Hakkâri, Malatya Bu iller, tarihsel olarak büyük depremlere sahne olmuş bölgeler olup, yerleşim yerlerinin doğrudan aktif faylar üzerinde olması nedeniyle alarm durumunda. Son Depremler Korkuttu: Van ve Amasya Sarsıldı 10 Nisan 2025 itibarıyla Van ve Amasya’da meydana gelen depremler, güncellenen haritanın ne denli kritik olduğunu gözler önüne serdi. Van’da iki saat içinde yaşanan 10 deprem ve Amasya’daki 4.6 büyüklüğündeki sarsıntı, halkı tedirgin etti. Yetkililer, özellikle bu bölgelerde acil toplanma alanları ve bina dayanıklılıklarına dair yeni çalışmaların hızlandırılması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin En Tehlikeli Fay Hatları Nerelerden Geçiyor? Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF): Saros Körfezi’nden Van Gölü’ne kadar uzanıyor. En aktif fay hattı olarak kabul ediliyor. Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF): Hatay’dan başlayarak Elazığ, Bingöl, Muş üzerinden Erzincan’a kadar uzanıyor. Batı Anadolu Fay Hattı (BAF): Ege Bölgesi’ndeki faylardan oluşan bu hat, normal fay özellikleriyle Ege’nin genişlemesine neden oluyor. AFAD’a göre, 24 ilin il merkezi doğrudan aktif faylar üzerinde yer alıyor. Bunların başlıcaları: Aydın, İzmir, Manisa, Denizli, Kahramanmaraş, Erzincan, Bingöl, Sakarya, Tokat, Balıkesir ve Hatay. Vatandaşlara Uyarı: Harita Sorgulama Ekranını Kullanın AFAD’ın interaktif deprem haritası, vatandaşların yaşadıkları bölgenin risk seviyesini öğrenmeleri için çevrim içi olarak erişime açıldı. AFAD yetkilileri, özellikle yapılaşma öncesinde bu haritanın dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca uzmanlar, bireysel önlemlerin (deprem çantası, toplanma alanları, yapı dayanıklılık testleri) her evde mutlaka alınması gerektiğini belirtiyor.

2025 Türkiye Fay Haritası yayımlandı: 45 il ve 110 ilçe doğrudan deprem riski altında! Haber

2025 Türkiye Fay Haritası yayımlandı: 45 il ve 110 ilçe doğrudan deprem riski altında!

Türkiye’de meydana gelen her deprem sonrası en çok sorulan sorulardan biri olan “Evimin altından fay hattı geçiyor mu?” sorusu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından yayımlanan 2025 yılı yenilenmiş diri fay haritasıyla bir kez daha gündeme geldi. MTA ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, Türkiye genelinde 485 diri fay hattı bulunuyor. Bu faylar, 45 ili ve 110 ilçeyi doğrudan etkileyebilecek potansiyele sahip. Fay hattı sorgulama e-Devlet üzerinden yapılabiliyor Vatandaşlar, e-Devlet üzerinden “Türkiye Deprem Tehlike Haritası İnteraktif Web Uygulaması” aracılığıyla oturdukları yerin fay hattı üzerinde olup olmadığını kontrol edebiliyor. Uygulamaya https://tdth.afad.gov.tr adresinden giriş yapılıyor. Diri fay nedir? Diri (aktif) fay; tarihsel veya aletsel dönemde deprem üretmiş ve gelecekte de üretme potansiyeline sahip olan faylara deniyor. Diri faylar üzerindeki kayma hareketleri sismometrelerle takip edilirken, GPS teknolojisi ile de yıllık kayma hızları ölçülüyor. Türkiye’de Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun yıllık kayma hızı 17-25 mm, Doğu Anadolu Fay Zonu’nun ise 10 mm olarak tespit ediliyor. Fay hattı üzerinde yer alan iller 2025 yılı itibarıyla diri fay hattı üzerinde bulunan iller şöyle sıralanıyor: Aksaray, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Bursa, Bingöl, Denizli, Eskişehir, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Hatay, İzmir, Kahramanmaraş, Manisa, Muğla, Kocaeli, Konya, Osmaniye, Sakarya ve Tokat. Buna ek olarak, 110 ilçe de doğrudan fay hattı üzerinde yer alıyor. Bu ilçeler, olası büyük depremlerde yüksek risk taşıyan bölgeler olarak değerlendiriliyor. Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay hatlarının seyri Doğu Anadolu Fay Hattı; Hatay’dan başlayarak Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Elazığ, Bingöl ve Muş üzerinden Erzincan’a ulaşıyor ve burada Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşiyor. Kuzey Anadolu Fayı ise Marmara Denizi'nden başlayarak Doğu Karadeniz’e kadar uzanıyor. Deprem riski her yıl artıyor Bilimsel verilere göre, Türkiye'deki en aktif iki fay hattı olan Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay zonlarında hareketlilik her yıl milimetreler düzeyinde artıyor. Bu durum, olası büyük depremlerin kaçınılmaz olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor. Uzmanlar uyarıyor: “Yer seçimi hayati önemde” Deprem uzmanları, vatandaşların konut tercihlerinde sadece yapı sağlamlığına değil, yerleşim yerinin fay hattına olan uzaklığına da dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyor. 

Prof. Dr. Naci Görür’den İstanbul açıklarında art arda yaşanan depremler hakkında dikkat çeken açıklama Haber

Prof. Dr. Naci Görür’den İstanbul açıklarında art arda yaşanan depremler hakkında dikkat çeken açıklama

İstanbul açıklarında meydana gelen depremler kentte paniğe neden oldu. Art arda yaşanan sarsıntılar sonrası deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür'den dikkat çeken bir açıklama geldi. Görür, Silivri açıklarında kaydedilen depremin Kumburgaz Fay Zonu üzerinde gerçekleştiğini belirterek, “Bu fay kilitli, enerji biriktiriyor. Zaman zaman küçük depremlerle kendini hatırlatıyor. Yeri çok anlamlı, dikkatli olmak lazım” uyarısında bulundu. VATANDAŞLAR SOKAĞA DÖKÜLDÜ AFAD verilerine göre, İstanbul’da ilk olarak 3.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Ardından ise merkez üssü Silivri açıkları olan 6.2 büyüklüğünde daha şiddetli bir sarsıntı kaydedildi. Depremler sonrası kısa süreli panik yaşanırken, çok sayıda vatandaş sokaklara çıktı. BÜYÜK DEPREMİN ÖNCÜSÜ OLABİLİR Deprem sonrası sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Prof. Dr. Naci Görür, Kumburgaz Fay Zonu’nun özellikle dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı. “Bu fay uzun süredir sessizdi, şimdi küçük depremlerle enerji boşaltımı yapıyor olabilir. Ancak bu durum büyük bir depremin öncüsü de olabilir” uyarısında bulundu. Görür, İstanbul’un depreme hazırlıklı olması gerektiğinin altını çizerken, “Kentleşme, yapı stoğu ve afet bilinci konusunda daha fazla zaman kaybetmeden somut adımlar atılmalı” dedi. Uzmanlar, Marmara Denizi içerisindeki Kumburgaz Fayı’nın olası bir büyük depremde kırılma potansiyelinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Prof. Dr. Naci Görür’ün açıklamaları ise İstanbul’da deprem gerçeğini bir kez daha gündeme taşıdı.

Adana'da deprem olacak mı? Naci Görür uyardı! Haber

Adana'da deprem olacak mı? Naci Görür uyardı!

Adana'nın Kozan ilçesinde dün meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki deprem, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür tarafından değerlendirildi. 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli depremlerle bölgedeki stresin arttığını belirten Görür, "Bu tür depremler olabilir demiştik," diyerek, Adana'nın deprem riskine dikkat çekti. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, depremin yaşandığı bölgenin fay hatları ile ilişkili olduğunu vurgulayan Görür, halkı ve yetkilileri dikkatli olmaya çağırdı. Daha Önceki Uyarılar Görür, Adana ve çevresinde meydana gelebilecek depremlerle ilgili daha önce de uyarılarda bulunmuştu. "Adana ve Kıbrıs'ta dikkatli olmamız gerekiyor. Bu uyarılarımız, bölgedeki stres transferine dayanıyor. Malatya çevresindeki fay hatları da benzer bir risk taşıyor." ifadelerini kullandı. Deprem Riskine Dikkat! Adana ve çevresinde sürekli gözlem altında tutulması gereken fay hatları ve stres transferleri, bölge halkının ve yetkililerin dikkatini çekiyor. Prof. Dr. Görür, "Halkımızın bilinçli olması ve yetkililerin uyarılarına kulak vermesi büyük önem taşıyor." diyerek bölgedeki vatandaşları uyardı. Adana'nın Coğrafi ve Demografik Bilgileri Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde, Akdeniz kıyısında yer alıyor ve önemli bir nüfusa sahip. 2019 verilerine göre Adana’nın nüfusu 2,237,940 olup, Türkiye’nin 6. kalabalık ili konumundadır. Adana’nın yüzölçümü 13,844 km²’dir ve bu da Türkiye’nin toplam yüzölçümünün %1.77’sini kapsamaktadır. Nüfus yoğunluğu ise 161.65 kişi/km² ile Türkiye’de 12. sırada yer almaktadır. Deprem Tarihçesi ve Risk Raporu Adana, tarihsel olarak önemli bir deprem bölgesi olarak biliniyor. 27 Haziran 1998’de merkez üssü Adana-Abdioğlu olan 6.3 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki riskleri gözler önüne serdi. Son yıllarda kontrolsüz yerleşim alanlarının artması ve altyapı yetersizlikleri, Adana ve çevresinde oluşabilecek olası depremler için bir tehdit oluşturuyor. Fay Hatları ve Deprem Haritaları Adana ve çevresinde meydana gelen depremler, üç ana fay hattında yoğunlaşmaktadır. Bu fay hatları, bölgenin deprem riski açısından kritik bir öneme sahiptir. Yetkililerin ve bilim insanlarının sürekli olarak bu hatları gözlemlemesi gerekmektedir.

Türkiye'nin yenilenen diri fay haritası: 45 il ve 485 diri fay üzerinde yaşıyoruz Haber

Türkiye'nin yenilenen diri fay haritası: 45 il ve 485 diri fay üzerinde yaşıyoruz

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün güncellediği haritaya göre, Türkiye, Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu fay hatları kuşağında bulunuyor. Doğu Anadolu Fay Hattı, Hatay'dan başlayarak Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Elazığ, Bingöl ve Muş üzerinden Erzincan'a kadar uzanıyor ve burada Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşiyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı ise Saros Körfezi'nden başlayarak Marmara Denizi, İzmit Körfezi, Adapazarı, Düzce, Bolu, Gerede, Merzifon, Suluova, Erbaa-Niksar, Kelkit vadisi ile Erzincan, Erzurum, Varto ve Van'a kadar uzanıyor. Bu fay hattı, Gelibolu, Çanakkale, Edremit, Bursa ve İznik gibi önemli yerleşim yerlerini de etkiliyor. Diri Fay Hattı hangi illerden geçiyor? AFAD tarafından edinilen bilgiye göre, Kuzey Anadolu Fay Hattı ile Ege Bölgesi Graben Sistemi üzerinde 6'şar, Doğu Anadolu Fay Hattı'nda 4 ve diğer faylar üzerinde 8 olmak üzere toplamda 24 ilin doğrudan kent merkezinden aktif fay geçiyor. Ayrıca, 80'den fazla ilçe de bu diri fay hatları üzerinde yer alıyor. Ege Bölgesi’nde Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes çöküntü ovaları boyunca uzanan fay hatları; Ayvalık, Dikili, İzmir, Aydın, Denizli, Isparta ve Akşehir'i içine alıyor. Bunun yanı sıra, Burdur, Acıgöl havzaları ve Sultan Dağları’nın kuzey eteklerinde de aktif faylar bulunuyor. Birinci ve İkinci Derece Riskli Bölgeler MTA diri fay hatları haritasına göre birinci derece riskli bölgeler arasında İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta, Uşak, Bursa, Bilecik, Yalova, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Bartın, Çankırı, Tokat, Amasya, Çanakkale, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş, Hakkari, Osmaniye, Kırıkkale ve Siirt yer alıyor. İkinci derece riskli bölgeler arasında ise Tekirdağ, İstanbul, Bitlis, Kahramanmaraş, Van, Adıyaman, Şırnak, Zonguldak, Afyon, Samsun, Antalya, Erzurum, Kars, Ardahan, Batman, Iğdır, Elazığ, Diyarbakır, Adana, Eskişehir, Malatya, Kütahya, Çankırı, Uşak ve Ağrı bulunuyor. Evimin Altından Fay Hattı Geçiyor mu? vlerinin altından fay hattı geçip geçmediğini merak eden vatandaşlar, MTA’nın yenilenmiş fay hattı haritası üzerinden bilgi edinebiliyor. Türkiye Deprem Tehlike Haritası İnteraktif Web Uygulaması ile oturdukları şehir ve ilçelerde deprem riski olup olmadığını kolayca öğrenebiliyorlar. Harita, fay hatlarının geçtiği illeri ve ilçeleri detaylı bir şekilde gösteriyor. Diri Fay Nedir? Diri fay veya aktif fay, tarihsel dönemde deprem oluşturmuş olan faylara verilen isimdir. Yer kabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri fay olarak adlandırılır ve bu fayların dirilikleri tarihsel kataloglardan ve tarihi yapıları etkileyen faylanma işaretlerinden anlaşılabilir.

Mersin'deki 'Ecemiş Fay Hattı' için uzmanlardan uyarı Haber

Mersin'deki 'Ecemiş Fay Hattı' için uzmanlardan uyarı

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayati Koç, Ecemiş Fay Hattı'nın yeterince araştırılmadığını düşündüğünü dile getirerek, "Ecemiş Fayı'nın uzantısının Mersin'e doğru geldiğini düşünürsek, burada yakın zamanda büyük bir deprem kaydını göremiyoruz. Ecemiş Fayı'nın Mersin'e doğru uzantısının sismik yöntemlerle ayrıntılı şekilde çalışılması lazım" dedi. Doç. Dr. Hayati Koç, Türkiye'nin farklı hatlar boyunca çok büyük depremler üretebilecek faylarla kuşatılmış bir ülke konumunda olduğunu belirtti. Bunların, Marmara Denizi'nden başlayıp yaklaşık Karadeniz'e paralel uzanan ve Bingöl Karlıova'ya kadar devam eden Kuzey Anadolu Fay Zonu, diğerinin ise Bingöl Karlıova'dan başlayıp Kahramanmaraş'tan Hatay'a doğru uzanan Doğu Anadolu Fay Zonu olduğunu ve bu fayın uzantısı olan Hatay'dan güneye doğru devam ederek Suriye'ye doğru uzanan Ölüdeniz Fay Zonu olduğunu vurgulayan Koç, "6 Şubat depremleri bunlardan Doğu Anadolu Fay Zonu üzerindeydi" ifadesini kullandı. Bu iki kırık hat boyunca Anadolu'nun batıya doğru kaçtığını, bu esnada da Ege Bölgesi'nde bir genleşme meydana geldiğini ifade eden Koç, "Yani açılma tektoniği etkili oluyor. Bunun sonucunda da bölgede doğu batı doğrultularında, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Gediz nehirlerinin olduğu alanlarda normal fay dediğimiz kırıklar meydana geliyor. Ülkemizde özellikle bu fay zonları boyunca çok büyük depremleri biz yıllarca yaşıyoruz. Ne yazık ki devam edecek" diye konuştu. "Mersin olarak Ecemiş Fayı'ndan etkilenebiliriz" Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te gerçekleşen depremlerden Mersin'in de ciddi şekilde etkilendiğini hatırlatan Koç, bir de Ecemiş Fay Hattı'nın Mersin için önemli olduğunu söyledi. Bu fay hattının Kayseri'den başlayıp Mersin'e doğru uzandığını belirten Koç, şöyle devam etti: "Pozantı'dan güneye doğru devam eden Ecemiş Fayı üzerinde çok yakın zamanda büyük ölçekli herhangi bir deprem kanıtını göremiyoruz. Ancak, bilimsel çalışmalarda Ecemiş Fayı'nın aktivitesinin devam ettiğini gösteriyor. Araştırmalar, Ecemiş Fayı'nın Gülek'ten sonra güneybatı doğrultusunda Toroslar'ın güney kesimlerinden batıya doğru devam ettiğini ve Namrun Fay Zonu olarak tanımlanmaktadır. Namrun Fay Zonu'nun küçük fay segmetlerinden oluştuğunu ve bu fayların en fazla 5 civarındaki bir büyüklükte deprem üretebileceği öngörülmektedir. Mersin olarak Ecemiş ve Namrun fay zonlarında meydana gelebilecek depremden etkilenebiliriz. Bunun dışında Mersin'i etkileyebilecek Adana bölgesinde 6.0-6.5 büyüklüğünde deprem üretebilecek Karaisalı-Karsantı Fay Zonu, Karataş-Osmaniye Fay Zonu gibi faylar bulunmaktadır. Bu fay zonlarında meydana gelecek 6.0-6.5 büyüklüğündeki bir deprem Mersin'i etkiliyor. Bir de Kıbrıs'ın güneyinde dalma batma zonu özelliğindeki Kıbrıs Yayı bulunmaktadır. Burada da geçmişte depremler olduğunu biliyoruz. Geçmişte Kıbrıs Yayı üzerinde meydana gelen depremlerin de Mersin'i etkilediğini araştırmalar bize gösteriyor. Ayrıca Kıbrıs Yayı üzerinde büyük ölçekli bir deprem meydana gelirse bu da tsunami olarak Mersin'i kısmen etkileyebilir." Ecemiş Fay Hattı'nın yeterince araştırılmadığını düşündüğünü dile getiren Koç, "Ecemiş Fayı'nın uzantısının Mersin'e doğru geldiğini düşünürsek burada yakın zamanda büyük bir deprem kaydını göremiyoruz. Ama bu bölgenin araştırılması gerekiyor. Ecemiş Fayı'nın diğer faylar kadar araştırılmadığını düşünüyorum. Bunun Mersin'e doğru uzantısının sismik yöntemlerle ayrıntılı şekilde çalışılması lazım. Yakın zamanda bir deprem üretmiş midir? Ne kadar bir deprem üretebilir? Bunların daha ayrıntılı araştırılması gerektiğini düşünüyorum" dedi. "Akdeniz'de geçmişte ciddi tsunami izleri gözlenmiş" Tsunamilere de değinen Koç, meydana gelen büyük bir deprem ya da bir volkanizmanın etkisiyle tsunamilerin meydana geldiğini belirtti. Akdeniz'de; Hatay'dan başlayıp Cebelitarık Boğazı'na kadar uzanan dalma batma kuşağı boyunca meydana gelmiş depremlerden ciddi tsunami izleri gözlendiğini ifade eden Koç, "Mesela özellikle Antalya'nın batı bölgesindeki yerlerde Rodos Adası'nda geçmiş uygarlıkların tsunamiyle ciddi şekillerde etkilendiği gözüküyor. Hatta Marmara Denizi'ndeki olan eski depremlerde de tsunami izleri gözlemleniyor. Bunlar için de tsunami izleme istasyonları kurulması lazım. Sonuçta tsunami olsun, depremler olsun, volkanik patlama olsun, bunların hepsi doğal afet. Bu doğal afetler için uyarı sistemlerinin mutlaka kurulup değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu. "Son 100 yıla baktığımız zaman Mersin ve yakın civarında 5.0-5.5 üzerinde bir deprem görmüyoruz" Kamuoyunda zaman zaman gündeme gelen bölgedeki 'Akkuyu Nükleer Santrali depreme dayanıklı mı değil mi' şeklindeki sorularla ilgili de konuşan Koç, şöyle devam etti: "Ecemiş Fayı, Gülek’ten güneybatıya doğru dönerek Namrun Fay Zonu'nu oluşturuyor. Bunun Anamur'a doğru uzandığı biliniyor. Ama burada da son 100 yıla baktığımız zaman 5.0-5.5 üzerinde bir deprem görmüyoruz. Araziye gittiğimiz zaman şunu görebiliyoruz; fayların uzanımları kısa, yani enerji birikimi biraz az oluyor ve çok büyük bir deprem açıkçası beklenmiyor. Tabii ki Kıbrıs'ın güneyindeki dalma batma zonundan etkilenebilir. Ona dikkat etmek gerekiyor mutlaka. Burada şu soruya cevap aramamız lazım. Yani burada 5.5, biraz daha yükseltelim 5.8 büyüklüğünde bir deprem olursa Akkuyu buna dayanıklı şekilde yapıldı mı, yapılmadı mı? O soruya bakmamız gerekiyor. Bu biraz da siyasi olarak değerlendiriyor gibi geliyor bana. Yani bilimsel olarak o şekilde bakmak lazım. Japonlar bu tür işleri çok yapıyorlar ama sağlam yapıyorlar. Akkuyu ile ilgili bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum." "Merkez üssünden uzaklaştıkça depremin etkisi azalıyor" Depremin büyüklüğünün merkez üssünden itibaren yavaş yavaş etkisinin azalmaya başladığını ifade eden Koç, Mersin'in 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde olduğu gibi 7 üzerindeki 7.6-7.8 büyüklükteki bir depremde ciddi şekilde sallandığını belirtti. Koç, mesafe açısından bakıldığında 1998'de Adana'daki Ceyhan bölgesinde gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki depremin, Kahramanmaraş merkezli depremler kadar etki oluşturduğunu kaydetti. Bu durumun da depremin olduğu yerle Mersin'e mesafesinin önem arz ettiğini gösterdiğine dikkat çeken Koç, "Mersin olarak düşündüğüm zaman sadece yerleşim merkezi değil, doğusunda Tarsus, batısına doğru Erdemli, Silifke, Anamur bölgesini de düşünecek olursak Adana'da olabilecek 6-6.5 büyüklüğündeki bir depremin, özellikle Tarsus bölgesinde, Mersin'in doğu kısımlarında ve kıyı bölgesinde daha büyük etkiler oluşturacağını tahmin ediyoruz. Kıyı bölgesinin bir de zemin özellikleri önemli oluyor depremin hasarıyla ilgili. Zemin özelliği açısından bu söylediğim yerler biraz risk taşıyan bölgeler. Yani biz Mersin'de sahil bölgesindeki zeminlerin iyi olmadığını, kuzeye doğru gittikçe zeminlerin daha iyi olduğunu net olarak görebiliyoruz. Araştırmalar da bunu söylüyor zaten. Bir de binaların kalitesinin önemi öne çıkıyor. Mesela eski Mersin dediğimiz çarşının olduğu bölgedeki eski binalar neredeyse yıkılacak duruma gelmiş. Bunların 6-6.5 büyüklüğündeki bir depremde bile yıkılabileceğini tahmin edebiliriz." "Üreticiler, tüketici ne isterse oraya yönelir" Konutların depreme dayanıklı yapılmasında tüketicinin de önemli bir faktör olduğunu belirten Koç, "Üretici, tüketicinin talebine karşılık verecek şekilde üretim yapar. Mesela ev alıyoruz; hepimiz eve gittiğimiz zaman ya bu evin banyosunda ne kullanılmış, balkonu büyük mü, önü açık mı, denizi görüyor mu? Hep bunları soruyoruz. Üreticiler, tüketici ne isterse oraya yönelir. Hiçbirimiz bu bina depreme uygun yapılmış mı? Yapının zemin özelliğini nedir? Zemin raporu var mı? Bunları sormuyoruz. Bunları sorsak herhalde müteahhit ona eğilir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.