TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Filistin

İLKHABER-Gazetesi - Filistin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Filistin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nennioğlu: Filistin halkı yalnız değildir Haber

Nennioğlu: Filistin halkı yalnız değildir

Kampüste yer alan çadırlarda 5 gün farkındalık nöbeti tutacak öğrencileri  ziyaret eden Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, anlamlı etkinliklerinden dolayı öğrencileri kutladı. Nennioğlu, ““Kalbi Filistin için atan, Yüreği Gazze’de çarpan, Filistin halkının acısını kurşun yarası gibi yüreğinde taşıyan, vicdan sahib,i tüm dünyada olduğu gibi İsrail’in soykırımına tepki gösteren Çukurova üniversitesi öğrencilerini alnından öpüyorum” dedi. ÇADIRLAR FİLİSTİN VE TÜRK BAYRAKLARIYLA SÜSLENDİ İLKHABER'den Bayram Bulut'un haberine göre; Çukurova Üniversitesi’nde Gazze için Direniş Çadırı kuran Çukurova Üniversitesi Öğrenci Hareketi çadır nöbetini tutmamaya devam ediyor. Çukurova Üniversitesi öğrencileri, ABD'de üniversite öğrencilerinin Filistin'e destek vermeye yönelik kurduğu ve çeşitli İsrail protestolarının gerçekleştirildiği çadır kamplarının bir benzerini Adana'da hayata geçirdi. Çukurova Üniversitesi kampüsünde yer alan alanda 6 adet çadır kuran öğrenciler, alanı Filistin ve Türk bayrakları başta olmak üzere Filistin ve Gazze temalı ve çeşitli fotoğraflarla süsledi.  Nöbetlerini sürdüren öğrencileri, Memur-Sen adına Eğitim Bir-Sen Başkanı Mehmet Benli ve İlyas Okutan, Sağlık-Sen Başkan Yardımcıları Mehmet Öztürk ve Süleyman Bora Mesutoğlu Sağlık- Sen Denetleme Kurulu Başkanı Dr. Soner Eroğlu, Memur Sen İl Temsilcisi ve Sağlık Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu ve üyeleri ziyaret etti.  Öğrencilerle yapılan görüşmenin ardından bir açıklama yapan İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Halil Çalışkan, “Çukurova Üniversitesinde Gazze İçin Direniş Çadırı kurarak nöbetimize başladık. Nöbetimiz Cuma günü 18:00’a kadar devam edecek. Nöbet Çadırımızda resim sergisi, ezgi dinletisi, atölye çalışmaları ve söyleşiler olmaktadır. Amacımız Filistin davasını Çukurova Üniversitesinde tüm kardeşlerimize duyurmaktır” dedi. Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Şube Başkanı Bekir Nennioğlu ise, burada yaptığı açıklamada; yapılan etkinlikten ötürü öğrencileri kutladığını söyledi. Nennioğlu, “Kalbi Filistin için atan, Yüreği Gazze’de çarpan, Filistin halkının acısını kurşun yarası gibi yüreğinde taşıyan vicdan sahibi tüm dünyada olduğu gibi İsrail’in soykırımına tepki gösteren Çukurova üniversitesi öğrencilerinin alnından öpüyorum” diye konuştu. Filistin halkının yalnız olmadığını bütün dünyaya haykırmak gerektiğini işaret eden Nennioğlu, “213 gündür Sivil Toplum Kuruluşları öğrenciler ve Memur Sen olarak, Gazze’de bütün dünyanın sessiz bakışları arasında yaşanan vahşete ve soykırıma dur demek, onurlu ve mazlum Filistinli kardeşlerimize destek olmak, Filistin halkının yalnız olmadığını bütün dünyaya haykırmak ve Siyonist rejimi lanetlemek için toplanıyoruz” şeklinde konuştu.  213 gündür yapılan zulmü kınadıkları belirten Nennioğlu, “Filistinli kardeşlerimizin onur ve yaşam mücadelesine destek olmak adına  213 gündür süren soykırım adına  insanlık nöbeti için sahaya çıkıyor, sabahlara kadar meydanlarda nöbet tutuyorsunuz sizden Allah razı olsun. 213 gündür neden zulmü kınıyoruz. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Kudüs için, bombardıman altındaki Gazze için buradayız. Ülke genelinde Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek Ağzında bir damla su ile Hz.İbrahim’e su taşıyan karınca misali zalimlere karşı tarafımızı belli etmek için buradayız” ifadelerini kullandı.   Nennioğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Vurulan, yıkılan hastanelerdeki bebekler için, şehit olan Filistin halkı için buradayız. Gözü yaşlı analar, bağrı yanık babalar için, süt kokulu bebekler için, vicdanların sesi olmak için buradayız. Kana doymayan, işgalci, katil, Siyonist İsrail’i lanetlemek, mazlum Filistin halkının haklı davasına destek vermek için buradayız. Bizler Filistin’in ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız, kardeş Filistin halkının işgale karşı meşru mücadelesini destekliyoruz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yapacağız.   Filistin’de Gazze’de Kudüs’te, insanlığın haremine yapılan saldırılara karşı direnen yiğitlerin sesi olacağız, sözü olacağız. Unutmayın ki "Korku ve şiddet üzerine inşa edilmiş hiçbir sistem ayakta kalamaz" Filistin'de, teknolojiye sırtını dayamış küresel Ebrehe’lerin fillerine karşı taşla-sapanla direnen ebabillerin galip geleceğini hep birlikte göreceğiz.” Bir çağrıda yapan Nennioğlu, “Sizlerin huzurunda bir kere daha çağrıda bulunuyorum. Eğer biz meydanlara çıkmazsak, direniş göstermezsek, ses çıkarmazsak oradaki insanlar katliamlarla karşı karşıya kalmaya devam eder ve asıl o zaman Siyonist İsrail kazanır. Buna asla fırsat vermeyeceğiz; Filistinli mazlumların var olma mücadelesini güçlü bir şekilde savunmaya, Hakkı haykırmaya, devam edeceğiz. Mazlumlara dua zalimlere lanet edeceğiz. Sıraladıkları yalanları tek tek yüzlerine çarpacağız. Kalbimizle nasıl buğzettiysek, dilimizle nasıl haykırdıysak, elimizle de bu zulme karşı duracağız. Açıktan işgali, vahşeti öven, soykırıma finansal destek veren firmalardan uzak duracağız. Gazze’de bombayı, Aksa’da feryadı, Kudüs’te esareti artıran, suç ortağı firmaları hep birlikte boykot edeceğiz. Filistin tamamen özgür ve bağımsız olana kadar bu direniş sürdürecek ve nöbetimize devam edeceğiz” dedi.

Eurovision'da şarkısını bileğindeki kefiye ile seslendirdi Haber

Eurovision'da şarkısını bileğindeki kefiye ile seslendirdi

Filistin asıllı İsveçli şarkıcı Eric Saade, dün gerçekleştirilen Eurovision Şarkı Yarışması'nın ilk yarı finalinde sahne alırken, "Popular" adlı şarkısını bileğindeki kefiye ile seslendirdi. İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması'nın ilk yarı finali dün görkemli bir törenle gerçekleştirildi. 11 Mayıs'ta yapılacak final için tek tek sahne alan sanatçılar ülkeleri adına kıyasıya bir mücadele verdi. Unutulmaz sahne şovlarının sergilendiği geceye Gazze desteği damga vurdu. Dün akşam gerçekleştirilen ilk yarı finalde Filistin asıllı İsveçli şarkıcı Eric Saade de sahne aldı. İsveç'i 2011 yılında gerçekleştirilen Eurovision'da temsil eden ve ülkesine üçüncülük getiren 33 yaşındaki Saade, yarışmada derece aldığı "Popular" adlı şarkısını bileğindeki kefiye ile seslendirdi. Yarışmanın yapımcısı Ebba Adielsson konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Saade'nin yarışmaya katılımını bu şekilde kullanması üzücü" dedi. Yarışmayı organize eden Avrupa Yayın Birliğinden (EBU) bir sözcü de yaşananlardan "üzüntü" duyduğunu dile getirdi. "Bunun siyasi bir sembol olarak adlandırılacağını bilmiyordum" Filistin asıllı şarkıcı Saade ise kefiyeyi siyasi bir sembol olarak görenlerin "ırkçı" olduğunu ifade ederek, "Kefiyeyi, asla nereden geldiğimi unutmamak için küçük bir çocukken babamdan almıştım. Ama bunun siyasi bir sembol olarak adlandırılacağını bilmiyordum" dedi. Yarışmanın yarın gerçekleştirilecek ikinci yarı final öncesinde ise 2003 yılında Eurovision'da birinciliği Türkiye'ye kazandıran Sertab Erener sahne alacak. İkinci yarı finalde 17 ülke finale kalmak için yarışacak.

Çukurova Üniversitesi'nde Filistin-Gazze farkındalık çadırları kuruldu Haber

Çukurova Üniversitesi'nde Filistin-Gazze farkındalık çadırları kuruldu

Çukurova Üniversitesi öğrencileri, ABD'de üniversite öğrencilerinin Filistin'e destek vermeye yönelik kurduğu ve çeşitli İsrail protestolarının gerçekleştirildiği çadır kamplarının bir benzerini Adana'da hayata geçirdi. Çukurova Üniversitesi kampüsünde yer alan alanda 6 adet çadır kuran öğrenciler, alanı Filistin ve Türkiye bayrakları başta olmak üzere Filistin ve Gazze temalı ve çeşitli unsurlar ile süsledi. Müslüman gençler olarak insanlık namına Filistin'de yaşanan vahşeti gündemde tutmak için ellerinden geleni yaptıklarını belirten öğrenciler, arkadaşlarını kendileri ile birlikte çadır kamplarında bir araya gelmeye davet etti. Öğrenciler, kurdukları çadır kampında 5 gün boyunca öğrenci arkadaşlarını ve çeşitli konukları ağırlayacak. "Müslüman gençler olarak insanlık namına ne yapabileceğimizi düşünürken aklımıza geldi" Filistin konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik üniversite kampüsünde çadır kurma fikrinin ortaya çıkış hikayesini anlatan İlahiyat Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Furkan Toramantekin, "7 Ekim tarihinden bu yana üniversitemizin çeşitli bölgelerinde yürüyüş, basın açıklaması, resim sergisi ve doğa temalı olacak şekilde insanların zihninden Filistin'i ve Gazze'yi çıkarmamak adına çeşitli çalışmalarda bulunuyorduk. Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleşen olaylar açıkçası bizi biraz utandırdı. Onların çoğunun gayrimüslim olduğunu biliyoruz. Biz de Müslüman gençler olarak 'insanlık namına, Müslümanlık namına ne yapabiliriz' diye düşündüğümüz bir sırada aynısını yapmaya karar verdik" dedi. 5 gün boyunca farkındalık nöbeti tutacaklar Üniversite rektörlüğünden aldıkları izin sonrasında çeşitli fakültelerden öğrenciler ile çadır kurdukları alanda bir araya geldiklerini belirten Toramantekin, "Burada çeşitli fakültelerden öğrenci arkadaşlarımız ile bir araya geldik. 5 gün boyunca burada Filistin çadır kamplarımız ile birlikte farkındalık nöbeti tutmayı düşünüyoruz. Gelen arkadaşlarımızla Filistin hakkında, dünya gündemi hakkında ve geleceğimiz hakkında çeşitli istişare ve sohbetler yapmayı düşünüyoruz. Yine bu 5 günlük süre içerisinde çeşitli konuklarımızı buraya getirmek istiyoruz. İnşallah fakülte hocalarımızı burada ağırlayacağız. Rektörümüzü de davet ettik. Bu şekilde farkındalık adına ne yapabilirsek bizler için insanlık adına kar olabileceğini düşünüyoruz. 7 ay oldu ve 210 günü geçti bu süreç. Hala katliamlar devam ederken bizim oturduğumuz yerde çakılı kalmamız vicdanımızı sızlatıyor. Hem insani, hem de dini bir vazife olarak gördüğümüzden dolayı arkadaşlarımız ile 'daha neler yapabiliriz'i konuşmaya devam ediyoruz bu hususta" şeklinde konuştu. "En büyük amacımız Filistin'e yönelik farkındalık oluşturmak" İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Halil Çalışkan ise, "6 adet çadırımız var. Buralarda resim sergilerimiz var. Etrafı süsledik. İnsanların gelip fikirlerini söyleyebileceği, kaynaşabileceği, çeşitli akademisyenlerin ve yazarların gelip burada öğrenci kardeşlerimiz ile buluşacağı bir ortam kurmaya çalıştık. Burada bizim en büyük amaçlarımızdan birisi Filistin'e dair bir farkındalık oluşturmak. Bildiğiniz gibi Avrupa'nın en köklü üniversitelerinde bu tarz eylemler çok yaygın. Bizler de bunu öğrenciler olarak Çukurova Üniversitesi adına düzenliyoruz. Şu anda buradaki heyecan gerçekten yüksek. Öğrenci kardeşlerimizle bu sesi Adana'da ve Çukurova Üniversitesi'nde yaymak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, Gazze’nin Refah bölgesine kara saldırısı başlattı Haber

İsrail ordusu, Gazze’nin Refah bölgesine kara saldırısı başlattı

İsrail ordusu, Refah bölgesine kara saldırısı başlatarak Gazze'nin Mısır'a açılan sınır kapısının Filistin tarafını ele geçirdiğini duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, 162'nci Tümen ve 401'inci Zırhlı Tugay'ın Refah'ın doğusundaki ordu birliklerine destek verdiği saldırılarda, Gazze'nin Mısır'a açılan Refah Sınır Kapısı'nda kontrolün ele geçirildiği belirtildi. Mısır'a yaklaşık 3,5 km uzaklıktaki kapının Filistin tarafında tam kontrolün sağlandığı belirtilen açıklamada, saldırıda 20 Filistinlinin öldürüldüğü kaydedildi. İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı'na yakın bazı binaları roketlerle hedef aldığı aktarılmış, Refah Sınır Kapısı ve Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'na yakın bölgelere top atışları yaptığı kaydedilmişti. Hamas'a yakınlığıyla bilinen El-Aksa TV, İsrail ordusunun Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafına yoğun atışlar yaptığını belirtmişti. Görgü tanıkları da İsrail savaş uçaklarının Refah Sınır Kapısı'na yakın bölgelere saldırılar düzenlediğini ifade etmişti. Hamas ateşkes önerisine onay vermişti Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Katar ve Mısır'a, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına ilişkin önerilerini onayladığını bildirmişti. Hamas'ın Katar ve Mısır tarafından iletilen "ateşkes önerilerine" onay verdiğini duyurmasının ardından İsrail Savaş Kabinesi, Refah'ta saldırılara devam kararı almıştı. İsrail ordusu, 6 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, zorla yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı Refah'ın doğusundaki bazı mahallelerin boşaltılmasını istemişti. İsrail Ordu Radyosunun haberine göre, Refah'ın doğusunda boşaltılması istenen bölgede yaklaşık 100 bin Filistinli ikamet ediyor. İsrail ordusunun yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı Refah'a karadan da saldırı başlatacağı endişesiyle bölgenin doğusunda zorunlu göç başladı. Gazze'nin Refah Sınır Kapısı, insani yardımların girişinde ana geçiş noktası ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin yurt dışına seyahat etmek için kullandıkları tek geçiş noktası niteliği taşıyor. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 944’ü çocuk, 9 bin 849'u kadın olmak üzere 34 bin 735 Filistinli öldürüldü, 78 bin 108 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor. İsrail ordusunun saldırı düzenlediği Refah Sınır Kapısı'nda yardım girişi durduruldu Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı'nın Medya Direktörü Vail Ebu Muhsin açıklamada bulundu. Ebu Muhsin, İsrail askeri araçlarının bölgeye ulaşması ile eşzamanlı olarak Refah Sınır Kapısı'nda sefer hareketliliği ve insani yardım geçişlerinin tamamen durdurulduğunu belirtti.

Beyaz Saray Muhabirleri Yemeği’ne Gazze protestosu Haber

Beyaz Saray Muhabirleri Yemeği’ne Gazze protestosu

ABD’nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi’nde geçtiğimiz hafta başlayan ve kısa sürede ülke genelindeki ve çeşitli ülkelerdeki üniversitelere yayılan Filistin yanlısı protestolar yankı uyandırmaya devam ediyor. Her yıl verilen Beyaz Saray Muhabirleri Yemeği, bu yıl ülke geneline yayılan Filistin yanlısı gösterilerin gölgesinde gerçekleşti. ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray muhabirlerini Washington Hilton Oteli'nde ağırlarken savaş karşıtı sivil toplum örgütü CodePink'in düzenlediği protestoya katılan göstericiler de otelin önünde toplandı. Yemeğe katılan gazeteciler, siyasiler ve ünlü isimlerin bulunduğu katılımcılar eylemcilerin arasından geçerek yemeğe katılmak zorunda kaldı. Katılımcıların otele girişi sırasında eylemciler “Yazıklar olsun” “Batı medyası utanın”, “Siz de soykırımı saklıyorsunuz” diyerek gazetecileri protesto etti. Filistin bayraklarıyla gösteriye katılan göstericiler, İsrail karşıtı sloganlar attı. Biden’ın muhabirlere seslendiği anlarda ise göstericilerden “Soykırımcı Joe” sesleri yükseldi. Otel camına dev Filistin bayrağı asıldı Filistin yanlısı göstericiler otelin penceresinden büyük bir Filistin bayrağı açarak Biden yönetiminin İsrail’e desteğini ve ABD medyasının Gazze’deki yaşananları yayınlama şeklini on binlerce kişinin ölümüne neden olan çatışmanın medyada yer alış biçimini kınadı. Biden karşıtı slogan atan göstericiler “Ateşkes", "Özgür Filistin" ve "Biden'ın mirası soykırımdır" yazılı pankartlar taşıdı. Kefiyeh takan göstericiler, gazetecilerin yemeğe katılmasını eleştirerek “Bu gazetecilik değil, suç ortaklığıdır” dedi. Biden otele ana kapıdan girmedi Yüzlerce kişinin toplandığı otele gelen Biden ise, otele ana kapıdan giriş yapmadı. Kalabalık eylemci gurubundan kaçan Biden, otele giriş yaptığı arka kapıda daha küçük bir grup eylemci ile karşılaştı. Öldürülen gazetecilerin yelekleri otel karşısında sergilendi İsrail’in 7 Ekim’de Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarından bu yana 141 gazeteci hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden gazetecilerin kanlı yelekleri ise otelin karşısındaki caddede sergilendi.

Adalet Bakanı Tunç: Filistin'deki çocukların durumuna dikkat çekti Haber

Adalet Bakanı Tunç: Filistin'deki çocukların durumuna dikkat çekti

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da bir otelde düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılında Çocuk Hukuku Paneli'nde konuştu. Sözlerine çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayarak başlayan Bakan Tunç, çocuk haklarının yalnızca bugün dile getirdikleri bir husus olmadığını, sürekli hatırladıklarını vurguladı. Dünyanın Filistin’de yaşanan zulme sessiz kaldığını ifade eden Bakan Tunç, “Çocuk gülerse dünya güler ama bugün Filistin’de çocuklar ağlıyor. 1917 yılından bu yana Filistin’de zulüm var. Mazlumlara işkence var. 7 Ekim tarihinden bu yana İsrail saldırılarında şehit edilen mazlumlar var. 37 bin Filistinli şehit edildi. Bunun 15 binden fazlası çocuk, yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Küresel sistem dediğimiz ülkeler buna seyirci kalıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlar dünya siyasi tarihine birer kara leke olarak geçiyor. Türkiye, Gazze’ye yardıma koşan ülkelerin en başında. Filistin’deki çocukların katledilmemesi için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz” diyerek, mazlumların yanında olduklarını belirtti. “Çocuklarımız en değerli varlıklarımız” Çocuk hukukundan bahseden Tunç, Türkiye’nin çocukların üstün yararını savunan bir ülke olduğunu dile getirdi. Anayasa değişiklikleri başta olmak üzere çocuklara yönelik önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerinden bahseden Tunç, “1982 Anayasamızda çocuk hakları maalesef unutulmuştu. Dolayısıyla 2010 Anayasa değişikliğiyle çocuk hakları ilk kez anayasaya girdi. Çocukların her türlü istismardan korunmasıyla ilgili önlemler tekrardan hatırlatıldı. 2010 Anayasa değişikliği bu açıdan çok önemli. 'Devlet her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları korumaya alır' şeklindeki düzenlemeyle aileye güçlü toplumun geleceği olan çocuklarımızın her türlü kötü muameleden korunması anlamında devlete düşen görevler anayasada açık ve ayrıntılı güncellenmiş oldu. Çocuklarımız en değerli varlıklarımız. Onlara zarar gelmesini hiçbir anne baba istemez, devlette istemez. Onlar çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız toplum kesimi. Başta anne babaya ve devlete çok önemli bir görev düşüyor. Dolayısıyla aile korunacak ki, içerisindeki kadın da, çocuk da korunabilsin” dedi. Bu kapsamda önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Bakan Tunç, şunları söyledi: “2003 yılında aile mahkemelerini kurduk. 2003 yılına kadar aile mahkemeleri yoktu, diğer mahkemeler içerisinde aileyle ilgili, boşanmayla ilgili, kadınlarımızın, çocuklarımızın mahkeme süreçlerinde nasıl sıkıntılar çektiğini biliyorduk. 2011 yılında da Aile Bakanlığı kuruldu. İçerisinde çocuk hakları ve hizmetleriyle ilgili yapısal düzenlemeler yapıldı. Kadını ve çocuğu koruyan önemli değişiklikler oldu.” Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. Panele Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ile birçok yargı mensubu katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.