#fotoğrafçı

İLKHABER-Gazetesi - fotoğrafçı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, fotoğrafçı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk fotoğrafçı dünya ikincisi oldu, vize engeline takıldı Haber

Türk fotoğrafçı dünya ikincisi oldu, vize engeline takıldı

Fransa'da düzenlenen bir yarışmada dünyadan binlerce fotoğraf arasından annelik bağını anlatan karesiyle dünya ikincisi olan Tokatlı usta Mehmet Emin Coruş, vize engeli nedeniyle Paris'teki ödül törenine katılamadı. 725 BİN FOTOĞRAF ARASINDAN SEÇİLDİ Dünyanın 170 ülkesinden 725 bin fotoğrafın gönderildiği uluslararası XMAGE Fotoğraf Yarışması'nda bu yıl bir Türk ilk üçe girerek büyük başarıya imza attı. Tokat'ta poğaça ve simit ustası olarak çalışan Mehmet Emin Coruş, annelik bağını anlatan kareyle dünya ikincisi oldu ve 10 bin dolarlık ödülün sahibi seçildi. ÖDÜLÜ KAZANDI AMA PARİS'E GİDEMEDİ Paris'te düzenlenen ödül törenine Türkiye'den bir grup davetli katılırken, yarışmanın kahramanı Mehmet Emin Coruş ise vize engeline takıldı. Yarışmayı kazanan Coruş, Fransa'dan vize alamadığı için ödülünü almak üzere Paris'e gidemedi ve geceye video göndererek katılabildi. Coruş, yarışmada yeni doğmuş buzağıyı barınağa taşıyan çiftçi ve onu adım adım takip eden anne mandanın fotoğrafıyla ödül aldı. "DÜNYA İKİNCİLİĞİ BENİM İÇİN BÜYÜK ONUR" Fotoğraf tutkusu sayesinde zaman içinde yarışmalarda dereceler elde ettiğini söyleyen Mehmet Emin Coruş, "Tokat'ta yaşıyorum. Babamın yanında hamur işiyle başladım, mesleğimi elime almanın derdindeydim. Bu sırada hobi olarak fotoğrafçılığa yöneldim. Çektiğim kareler Tokat'ın birçok yerinde görünmeye başlayınca daha çok heves ettim. Yarışmalara katıldım, Türkiye birinciliklerim oldu. Son yarışmada da dünya ikincisi olarak tarihe geçtim. Şirket beni Paris'e götürmek için çok uğraştı ama maalesef vize alamadığım için gidemedim. Törende videom yayınlandı, bu da benim için ayrı bir gurur oldu" dedi. "PAZAR İLÇESİNDE ÇEKTİĞİM KAREYLE İKİNCİ OLDUM" Ödüllü fotoğrafını Tokat'ın Pazar ilçesinde çektiğini belirten Coruş, "Bir çiftçi yeni doğmuş buzağıyı barınağa götürmek için kucağına almıştı. Anne manda da onları takip ederken bu kareyi yakaladım. Bu fotoğrafla 10 bin dolarlık büyük ödülün sahibi oldum" diye konuştu.

Adana’da 75 yaşındaki fotoğrafçı Vahap Akşen, yıllara meydan okuyarak anları ölümsüzleştiriyor Haber

Adana’da 75 yaşındaki fotoğrafçı Vahap Akşen, yıllara meydan okuyarak anları ölümsüzleştiriyor

Adana’da 75 yaşındaki Vahap Akşen, gençlik yıllarında merakla başladığı fotoğrafçılığı ilerleyen yaşına rağmen aynı heyecanla sürdürüyor. Merkez Seyhan ilçesinde yaşayan Akşen, eğitimini tamamladıktan sonra babasının inşaat malzemeleri işinde çalıştı. Gençlik yıllarında fotoğrafçılığa ilgi duyan Akşen, ailesinin desteğiyle 1980 yılında ilk fotoğraf makinesini alarak sokaklarda gezip fotoğraflar çekmeye başladı. Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği’ne üye olarak kendini geliştiren Akşen, üç dönem dernek başkanlığı yaptı ve açılan kurslarda gençlere fotoğraf eğitimi verdi. Bugüne kadar 30’un üzerinde ödül alan ve çok sayıda sergi açan Akşen, yıllara meydan okuyarak yanından ayırmadığı makinesiyle anları ölümsüzleştirmeye devam ediyor. “Benim dünyam insan” AA muhabirine konuşan Akşen, fotoğrafçılıktaki 45 yıllık deneyiminde her deklanşöre bastığında ilk günkü heyecanı yaşadığını belirtti. İnsanlara dokunabilmek için fotoğraf çektiğini ifade eden Akşen, “Hiç kimse aynı olmak zorunda değil, istediğin kurguyu yaparsın ama benim dünyam insan” dedi. Genç fotoğrafçılara da tavsiyelerde bulunan Akşen, “Yaşadığınız kenti fotoğraflayın, hem tanıtıma hem kültüre katkı sağlayın” diyerek deneyimlerini paylaştı. Yanından bir an olsun makinesini ayırmadığını vurgulayan Akşen, ömrü yettiğince insan yaşamına dokunmaya ve fotoğraf çekmeye devam edeceğini sözlerine ekledi.

Depremde iş yeri yıkılan fotoğrafçı, stüdyoya dönüştürdüğü midibüste işini sürdürüyor Haber

Depremde iş yeri yıkılan fotoğrafçı, stüdyoya dönüştürdüğü midibüste işini sürdürüyor

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden etkilenen Hatay'da iş yeri yıkılan fotoğrafçı, stüdyoya dönüştürdüğü midibüste müşterilerine hizmet veriyor. Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'nde fotoğrafçılık yapan Ayhan Kerpiç'in (56) 24 yıllık iş yeri depremde yıkıldı. Tüm ekipmanı enkazda kalan Kerpiç, işine devam edebilmek için midibüs satın aldı. Koltuklarını çıkardığı midibüsü stüdyoya dönüştüren Kerpiç, 20 Mart'tan bu yana müşterilerine mobil iş yerinde hizmet veriyor. - "İnsanlar fotoğraf çektirmek için Adana'ya gidiyordu" Fotoğrafçı Ayhan Kerpiç, AA muhabirine, depremde yıkılan iş yerinin enkazında kalan malzemelerinin tamamen kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Afette çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği, ev ve iş yerinin yıkıldığı Hatay'ı terk etmediğini belirten Kerpiç, şöyle konuştu: "Depremin ilk günlerinde talep çok olduğundan konteyner bulamadım. İşimi mobil olarak yapmak için bir otobüs satın aldım. Otobüsün içini eşimle bir haftada yaptık. Koltuklarını söktük, hasarlı evimizden çıkarabildiğimiz perdeleri taktık. Depremde iş yerleri yıkılmayan arkadaşlarımdan ödünç olarak flaş, bilgisayar, monitör, yazıcı aldım. Depremde arabamda bir tane fotoğraf makinem kalmıştı. Onu kurtardım. İnsanlar fotoğraf çektirmek için Adana'ya kadar gidiyordu. Ben de burada ne yapabileceğimi düşündüm. Bilindik bir nokta olan Hatay Adliyesi önünde otobüsümü konumlandırdım. Çok şükür herkes memnun. İnsanların ihtiyaçlarını karşıladım." Kerpiç, stüdyoya dönüştürdüğü midibüsünde fotoğraf çekiminin yanı sıra fotokopi ve çıktı alma gibi işleri yaptığını anlattı. Müşterilerinin midibüste fotoğraf çekildiğini ilk gördüklerinde çok şaşırdıklarını dile getiren Kerpiç, "Hayata tutunmaya çalışıyorum. Daha önce iş yerimde çalışan elemanlarımı da yalnız bırakmadım, onlarla çalışıyorum. Şu an 2 elemanım ve bir stajyerimiz var." dedi.

Doğa ve yaban hayatı öksüz kaldı Haber

Doğa ve yaban hayatı öksüz kaldı

Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Dr. Haluk Uygur, fotoğraf sanatçısı Tansu Gürpınar'ın vefat ettiğini duyurdu. Gürpınar'ın fotoğraf sanatı donanımının, eserlerinin duvara asmalık ve yarışma kazanmalık olarak değil, "dünyayı değiştirebilecek ne yaptı" gözüyle bakılması halinde anlaşılabilecegini ifade eden Uygur,   "Gürsu'nun yine sadece önemli bir doğa fotografçısı diye nitelendirilmesi de, Tansu Gürpınar'ın sıradan bir yere konması hatası olur. Yaşamını incelediğinizde; onun fotografı amaç olarak değil, Türkiye için hayati olduğunu hemen hissedebileceğiniz, bir çok doğa projesinde araç olarak kullandığını görürsünüz." dedi. Uygur, Gürsu'nun Büyük bir tutkuyla sarıldığı doğanın korunmasına yönelik çalışmalarındaki fotoğraflarının çok değerli görevler üstlendiğini dile getirerek şunları kaydetti: "Sultan Sazlığı kurumamışsa eğer, bu tamamen onun yönettiği bir projenin başarısıdır. Bu projede kullanılan fotograflar milyarlarca kuşa ve canlıya yaşam sunmuştur. Bandırma Kuş Cenneti Milli Parkı onun projesiyle ve önderliğiyle Avrupa A sınıfı koruma alanı haline gelmiştir. Seyfe'nin kuşları, Nallıhan'ın kanatlıları onu hep hatırlıyacaktır. Sadece kuşlar değil yaban koyunları, alageyikler, ayılar ve çeşitli balıklar onun sayesinde Anadolu'yu yurt tutabilecekleri destekler görmüştür. Kuşların korunmasında uluslararası bir sözleşme olan Ramsar toplantılarında Türkiye'yi temsil etmiştir. Uluslararası çevre örgütlerinin Türkiye'deki gözdelerinden biridir Tansu Gürpınar... Çektiği her bir kare fotograf Türkiye'de yaşamaya devam eden bir canlı demektir. Vietnam'dan, Küba'dan, Hindistan'dan, Afrika'dan bizimle ilgisi olmayan görüntüler getirmek yerine, Türkiye doğasını koruyan, proje fotografları üretmiştir. Ne altın görünüşlü teneke madalyaları vardır ne de bu madalyalara bağlı olarak alınan bir unvanı. Ama Türkiye Kalkınma Atölyesi, onu 'Kalkınmaya Katkı Verenler' listesine almıştır ve onu anlatan bir kitap yayınlamıştır. Ünvan istiyorsanız bundan daha değerli bir ünvan olur mu? Kalkınma Atölyesi'nin yayınladığı, 'Uçarsa Toy, Kaçarsa Ceylan; TANSU GÜRPINAR' isimli kitapta onun öykülerini bulabileceksiniz. Başımız sağolsun. Kuşların, alageyiklerin, bozayıların, yaban koyunlarının selamı var sana Tansu ağabey..."

Hataylı fotoğrafçı müşterilerinin anılarını kurtarmak için enkaz başında bekliyor Haber

Hataylı fotoğrafçı müşterilerinin anılarını kurtarmak için enkaz başında bekliyor

HATAY (AA) - BEKİR BEKTAŞ / YALÇIN ÇELEN - Hatay'da 14 yıldır stüdyo fotoğrafçılığı yapan ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde iş yeri yıkılan Erkan Aslan, müşterilerinin mutlu anılarını yansıtan fotoğrafları kurtarabilmek ümidiyle enkaz kaldırma çalışmalarını takip ediyor.Pazarcık ve Elbistan merkezli 6 Şubat'taki depremlerin büyük yıkıma yol açtığı Hatay kent merkezinde ağır hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor.Bazı kent sakinleri ayakta kalan evlerinden, kimileri ise yıkılan evlerinin enkazından manevi değeri olan eşyalarını kurtarmaya çalışıyor. Bir kısmı da iş makinelerinin çalıştığı enkazdan çıkabilecek anı değerindeki eşyalarını bekliyor.Stüdyo fotoğrafçısı Erkan Aslan'ın, müşterilerine ait fotoğraf ve videoların yer aldığı dijital arşivi de yıkılan iş yerinin enkazı altında kaldı.Aslan, kaybettikleri yakınlarının depremden önce fotoğraflarının çekildiğini bilen ve bunları almak isteyenleri kıramadı.Müşterilerinin belki de son mutlu anlarına ait fotoğraf ve videoları kurtarmak isteyen Aslan, dükkanının da bulunduğu Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi Atatürk Bulvarı'ndaki Aşkaroğlu Apartmanı'nın enkazı önünde bekleyişini sürdürüyor.- "Çekerken son mutlu anılarını kaydettiğimizin farkında değildim"Erkan Aslan, AA muhabirine, dükkanının Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde yıkıldığını, evinin de ağır hasar gördüğünü söyledi.Genellikle düğün, gelin ve damat çekimleri yaptığını belirten Aslan, depremden birkaç ay önce evlenip afette hayatını kaybeden çiftler arasında tanıdıklarının da bulunduğunu dile getirdi.Bu çiftlerden bazılarının en mutlu anlarını fotoğrafladığını anlatan Aslan, şöyle konuştu:"Aileler bu son mutlu anılarını istiyor. Aslında daha önce vermiş oluyoruz ama yıkılan evlerin altında kaldığı için insanlar tekrar istiyor. O görüntüleri kurtarabilir miyiz diye başında duruyoruz. Kurtarıp da insanları bir nebze de olsa sevindirebilirsek, çocuklarından bir hatıra kurtarabilirsek belki acılarını biraz da olsa hafifletir. Belki de son mutlu anılarını kaydettik. Yeni evlenen insanlar, 3 aylık, 6 aylık evli olanlar vardı. Çekerken son mutlu anılarını kaydettiğimizin farkında değildim."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.