SON DAKİKA
Hava Durumu

#Gezi Parkı

İLKHABER-Gazetesi - Gezi Parkı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gezi Parkı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'na yalan tanıklık iddiasıyla hapis talebi Haber

Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'na yalan tanıklık iddiasıyla hapis talebi

Gezi Parkı olaylarıyla bağlantılı olarak Ayşe Barım’ın şirketine bağlı sanatçıların eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde, Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu, 'tanık' sıfatıyla ifade vermişti. Ancak, şüpheliler Ergenç ve Kocaoğlu’nun ifadelerinin çelişkili ve yalan beyanlar içerdiği iddia ediliyor. İddianameye Göre Yalan Tanıklık ve İrtibatlar Çelişkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Ergenç ve Kocaoğlu’nun Gezi Parkı olaylarıyla ilgili sorulan sorulara verdikleri cevapların çelişkili olduğu ifade ediliyor. Özellikle, her iki oyuncunun da Gezi Parkı ana davasının firari sanığı Mehmet Ali Alabora ile irtibatları olduğunu reddettikleri, ancak yapılan HTS-Baz sinyal incelemeleri sonucu Ergenç ile Alabora arasında 12 kez iletişim tespiti yapıldığı belirtiliyor. Ayrıca, Kocaoğlu'nun da Alabora ile 2013'te görüştüğüne dair iletişim kaydına rastlandığı aktarıldı. Ortak Yürüyüş ve Fotoğraflar Ortaya Çıktı Gezi Parkı'ndaki eylemler sırasında Ergenç, Kocaoğlu ve Mehmet Ali Alabora'nın bir araya gelerek kol kola yürüdükleri, hatta bu anın fotoğraflarının bulunduğu tespit edildi. Bu fotoğraflar ve iletişim kayıtları, Ergenç ve Kocaoğlu’nun yalan tanıklık yaptığına dair önemli delil olarak sunuluyor. 4’er Yıla Kadar Hapis Talebi Hazırlanan iddianamede, Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'nun ‘yalan tanıklık’ suçundan 2’şer yıl ile 4’er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor. Şüpheliler, 9 Mayıs’ta İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacaklar.

Gezi Parkı davasında Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'na yalan tanıklık suçlaması Haber

Gezi Parkı davasında Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'na yalan tanıklık suçlaması

Menajer Ayşe Barım'ın Gezi Parkı soruşturması kapsamında savcılığa ifade veren Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'nun yalan tanıklık yaptıkları iddiasıyla haklarında yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede Ergenç ve Kocaoğlu'nun 4'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Menajer Ayşe Barım hakkında Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde, oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu ‘tanık' sıfatıyla ifade vermişti. Ergenç ve Kocaoğlu'nun yalan tanıklık yaptığı iddiasıyla haklarında yürütülen soruşturma tamamlandı. İfadelerinin çeliştiği aktarıldı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ifadelerinde Gezi Parkı döneminde yapılacak eylemlerle ilgili yurt dışında eğitim alarak, ayrıca Gezi Parkı eylemlerinde aktif rol alarak özellikle sosyal medya üzerinden ve park içerisinde yaptığı açıklamalarla olayların büyümesini ve canlı tutulmasını sağlayan Gezi Parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora ile irtibatlarının bulunup bulunmadığına yönelik sorulan sorulara ilişkin ifadelerinin çeliştiği anlatıldı. 12 kez iletişim tespiti bulundu Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'nun, ifadelerinde Gezi Parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora ile hiç bir şekilde irtibatlarının bulunmadıklarını yalnızca sanat camiası kapsamında sektörden birbirlerini tanıdıklarını söyledikleri ancak şüpheliler hakkında gezi parkı olaylarına yönelik 2013 yılı itibari ile alınan HTS-baz sinyal bilgisi incelemesi raporunda şüpheli Halit Ergenç ile Gezi Parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora arasında 12 kez iletişim tespiti bulunduğu, aralarındaki iletişimin Gezi Parkı döneminde özellikle yoğunlaştığının görüldüğü kaydedildi. Gezi Parkı eylemlerinin yoğunlaşmaya başladığı dönemde iletişim kaydının bulunduğu belirtildi.İddianamede, şüpheli Rıza Kocaoğlu'nun ise Alabora ile Gezi Parkı eylemlerinin yoğunlaşmaya başladığı 2013'te görüşmelerinin bulunduğu, ilgili tarihte Gezi Parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora tarafından şüpheli Rıza Kocaoğlu'nun 06.49 saatinde arandığı şeklinde iletişim kaydının bulunduğu aktarıldı. Kol kola yürüyüş yaptıklarının tespit edildiği kaydedildi Şüpheliler ile Gezi Parkı ana davası firari sanığı Mehmet Ali Alabora arasında iletişim tespitinin ve ortak baz sinyal bilgisinin bulunduğu dönemlere ilişkin yapılan açık kaynak araştırmasında ise Gezi Parkı'nda kitlesel olarak eylemlerin yoğunlaştığı tarihte bir araya gelerek kol kola yürüyüş yaptıklarının tespit edildiğinin belirtildiği iddianamede, ayrıca aynı karede olduklarına dair fotoğrafların bulunduğu ve şüpheliler Ergenç ve Kocaoğlu'nun yalan beyanlarda bulundukları kaydedildi. 4'er yıla kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede şüpheliler Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu'nun ‘yalan tanıklık' suçundan 2'şer yıldan 4'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerin yargılanmasına önümüzdeki günlerde 24.Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.

HSK, gezi parkı soruşturmasında tahliye kararı veren hakim hakkında soruşturma başlattı Haber

HSK, gezi parkı soruşturmasında tahliye kararı veren hakim hakkında soruşturma başlattı

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan Emine Ayşe Barım hakkında tahliye kararı veren İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Fatih Kapan hakkında soruşturma başlattı.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialarla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan menajer Emine Ayşe Barım'ın avukatları sulh ceza hakimliğine başvurarak müvekkilinin tutukluluğuna itirazda bulundu. HSK’nın Hakim Fatih Kapan’a yönelik başlattığı soruşturma Talebi değerlendiren hakimlik, itirazı reddederek Barım'ın tutukluluğunun devamını kararlaştırdı. Bunun üzerine Barım'ın avukatı, müvekkilinin tutukluluğuna yeniden itiraz ederek İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesine başvurdu. İtirazı değerlendiren mahkeme hakimi Fatih Kapan, "şüpheliye yüklenen suçun vasıf ve mahiyeti, lehine olan tanık beyanları, aleyhine olan telefon konuşma kayıtları ve tüm deliller kapsamında suçun değişme ihtimali bulunduğu ve bu durumda ise tutukluluk kararının ölçülü olmayacağı" gerekçesiyle tahliye kararı verdi. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım'ın tahliyesi gerçekleşmeden karara itirazda bulundu. Başsavcılığın talebini yerinde bulan Ağır Ceza Mahkemesi, Barım hakkında yeniden tutuklama kararı verdi. HSK Birinci Dairesi, tahliye kararı veren hakim Kapan hakkında inceleme ve soruşturma başlattı.Daire, Kapan hakkında ihbar ve eki evrak kapsamındaki iddialar ile inceleme sırasında çıkabilecek diğer hususlarla ilgili olarak durumun, kurul müfettişi tarafından incelenmesi ve delil elde edildiğinde soruşturmaya geçilmesi hususunda kurul başkanına teklifte bulunulmasına hükmetti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi parkı olaylarıyla ilgili RTÜK’ten medya kayıtlarını talep etti Haber

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi parkı olaylarıyla ilgili RTÜK’ten medya kayıtlarını talep etti

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi Parkı olaylarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında yeni bir adım attı. Başsavcılık, olayların "provokasyonlarla ülke çapında yayıldığını ve kamu güvenliğini tehdit eder hale geldiğini" belirterek, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) yazı gönderdi. Bu yazıda, 27 Mayıs 2013'ten itibaren olayların yaygınlaşması, propagandasının yapılması ve kamu güvenliğini tehdit eden unsurların medya kayıtlarının derlenmesi talep edildi. RTÜK'ten, Gezi Parkı protestolarının medyada nasıl yansıtıldığına dair tüm kayıtların incelenmek üzere savcılığa iletilmesi istendi. MENAJER AYŞE BARIM HAKKINDAKİ SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR Soruşturma kapsamında menajer Ayşe Barım'ın da incelendiği öğrenildi. Barım'ın, şirketine bağlı sanatçıları eylemlere yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından biri olduğu iddia ediliyor. Savcılık, bu kapsamda medya kayıtlarının incelenerek şüpheli ya da yönlendirici içeriklerin tespit edilmesini amaçlıyor. GEZİ PARKI OLAYLARININ ARKA PLANI Gezi Parkı olayları, 27 Mayıs 2013’te Taksim Gezi Parkı'ndaki ağaçların taşınmasıyla başladı. Küçük bir çevreci protesto olarak başlayan eylemler, kısa sürede ülke genelinde büyük çaplı gösterilere dönüştü. Olaylar sırasında birçok emniyet görevlisi ve vatandaş yaralanırken, kamu ve özel mallarda büyük çaplı zarar meydana gelmişti. Savcılığın soruşturması kapsamında, olayların medya aracılığıyla nasıl yayıldığına dair geniş çaplı bir inceleme yürütülüyor. İLHAN TAŞÇI: RTÜK ARŞİVİ YILLAR ÖNCESİNE GİTMİYOR İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Gezi Parkı olaylarına ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında RTÜK’ten medya kayıtlarını talep etmesi üzerine, RTÜK üyesi CHP'li İlhan Taşçı konuyla ilgili açıklama yaptı. Taşçı, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi soruşturması kapsamında televizyonların görüntü kayıtlarını istemiş olsa da RTÜK arşivi bu kadar yıl geriye gitmez" dedi. "RTÜK SADECE BİR YIL SÜREYLE KAYITLARI SAKLIYOR" Açıklamasını sosyal medya platformu X üzerinden yapan Taşçı, yalnızca rapora bağlanan veya yargıya konu olan dosyaların kayıtlarının muhafaza edildiğini belirtti. Taşçı, "RTÜK yalnızca bir yıl süreyle düzenli olarak kayıtları tutmaktadır. Bir yıl sürenin ardından sistem kayıtları kademeli olarak silmektedir. Ayrıca, 6112 sayılı Kanun’un 25. maddesi gereğince özel medya hizmet sağlayıcılar, yaptıkları her yayının kaydını bir yıl süreyle muhafaza etmekle yükümlüdürler. Dolayısıyla bu kadar geniş tarih aralıklı kayıtları yayıncılardan temin etmek de yasal olarak pek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Menajer Ayşe Barım tutuklandı Haber

Menajer Ayşe Barım tutuklandı

Gezi Parkı olaylarında sanatçıları eylemlere yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla hakkında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan menajer Ayşe Barım’ın savcılıkta verdiği ifadeleri ortaya çıktı. “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme” suçlamasıyla tutuklanan Barım, ifadesinde suçlamaları reddettiğini ve yalnızca işini yapmaya çalıştığını belirtti. Savcılıkta kimlik tespitinde aylık gelirinin 300 bin lira olduğunu belirten Ayşe Barım, ifadesinde Gezi Parkı olaylarına bireysel olarak katıldığını söyledi. Barım, “Gezi Parkı eylemlerinin başlarında kimse benden finansal destek ya da ismimi kullanma talebinde bulunmadı. Muhteşem Yüzyıl dizisinde çalıştığım oyunculardan biri, setten çıkıp Gezi Parkı’na gideceğini söyledi. Onlara eşlik etmek için parka gittim. Hatırladığım kadarıyla sadece bir ya da iki kez orada bulundum” dedi. “SANATÇILARA TALİMAT VERMEM SÖZ KONUSU DEĞİL” Barım, kendisinin sanatçılara herhangi bir yönlendirme ya da talimat vermediğini belirterek, “Sanatçılara meydanlarda açıklama yapmaları ya da bir eyleme katılmaları için herhangi bir telkinde bulunmadım. Basında çıkan, ‘Evimde hepsinin kaseti var, Gezi’de ne yaptıysam şimdi daha iyisini yapacağım’ gibi ifadeler iftiradır. Psikolojik olarak bu haberlerden çok etkilendim” ifadelerini kullandı. Barım, Gezi olaylarının bir diğer tartışmalı ismi Mehmet Ali Alabora ile görüşmelerine de açıklık getirdi. “O dönemde kendisi Oyuncular Sendikası Başkanı olduğu için oyuncularla temas halindeydik. Sosyal medyada hedef haline geldiği için kendisiyle bu konuda görüşmüş olabilirim” dedi. Osman Kavala ile ise bir filmin galası için bina kullanımına ilişkin görüştüğünü belirten Barım, Kavala ile olaylar sırasında herhangi bir irtibatının olmadığını ifade etti. “FİKRİM BİLDİRİNİN YAYIMLANMAMASI YÖNÜNDEYDİ” Barım, Gezi Parkı olayları sırasında sanatçılara zarar gelmemesi adına bazı fikirler beyan ettiğini belirterek, “Bildirinin yayımlanmaması gerektiği yönünde görüş bildirdim. Bildiriyi kimin hazırladığını bilmiyorum. Amacım yalnızca oyuncuları korumaktı” dedi. “PSİKOLOJİK OLARAK ÇOK KÖTÜ DURUMDAYIM” Barım, ifadesinin sonunda yaşadığı süreçten dolayı çok üzgün olduğunu belirterek, “3 haftadır bu süreç yüzünden psikolojik olarak çok kötü durumdayım. Mağduriyetimin giderilmesini talep ediyorum. Sadece işimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım” ifadelerini kullandı. SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR Savcılık, Ayşe Barım hakkında başlatılan soruşturmayı derinleştirerek sürdürüyor. Barım’ın Gezi Parkı olaylarındaki rolüne dair detaylar kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.

Menajer Ayşe Barım hakkındaki gezi parkı soruşturmasının detayları ortaya çıktı Haber

Menajer Ayşe Barım hakkındaki gezi parkı soruşturmasının detayları ortaya çıktı

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Menajer Ayşe Barım hakkında yürütülen soruşturmanın detayları, savcılık sevk yazısında ortaya çıktı. Yazıda, Barım’ın toplumsal tanınırlığı yüksek oyuncuları eylemlere yönlendirdiği ve olayların daha geniş kitlelere yayılmasını sağlamak için aktif rol oynadığı ifade edildi. Ayrıca, Barım’ın Gezi Davası’nın firari sanıklarıyla yakın iletişimde olduğu ve etki ajanlığı yaptığı öne sürüldü. BARIM İLE ALABORA’NIN TAPE KAYITLARI Sevk yazısında, Barım ile Gezi Davası’nın firari sanıklarından Mehmet Ali Alabora arasında geçen tape kayıtlarına yer verildi. Görüşmelerde, Gezi Parkı olayları kapsamında bir bildirinin yayınlanıp yayınlanmaması konusunda fikir alışverişinde bulunulduğu belirtildi. Barım’ın bir görüşmede, “Bu metni kesinlikle yayınlamayın, zararlı olur” dediği, bildirinin kamuoyu baskısının artacağı bir dönemde yayınlanması gerektiği konusunda Alabora ile hemfikir olduğu ifade edildi. SANATÇILARA YÖNLENDİRME VE EYLEMLERİN KİTLESELLİĞİNİ ARTTIRMA ÇABASI Savcılık yazısında, Barım’ın Gezi Parkı olaylarının başladığı dönemde birçok tanınmış sanatçıyla yoğun telefon görüşmeleri yaptığı tespit edildi. Bergüzar Korel, Halit Ergenç, Ceyda Düvenci, Dolunay Soysert, Mehmet Günsur, Nejat İşler gibi isimlerle sıkça iletişim kurduğu belirtilen Barım’ın, bu sanatçıları eylemlere yönlendirerek toplumdaki etki güçlerini kullanmayı amaçladığı ve bunda kısmen başarılı olduğu kaydedildi. ETKİ AJANLIĞI VE #HELPTURKEY KAMPANYASI Barım’ın 2021 yılında yaşanan orman yangınları ve deprem felaketleri sonrasında sosyal medyada Türkiye’yi uluslararası arenada yetersiz göstermeye yönelik başlatılan #HelpTurkey kampanyasına şirketine bağlı sanatçıları yönlendirdiği ifade edildi. Bu faaliyetlerin etki ajanlığı amacı taşıdığı ve kamuoyu oluşturma hedefiyle yürütüldüğü savunuldu. BAZI OYUNCULAR HAKKINDA ‘YALAN TANIKLIK’ SORUŞTURMASI Savcılık, tanık olarak ifade veren oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında “yalan tanıklık” suçundan soruşturma başlatıldığını açıkladı. Yazıda, bu oyuncuların olayların faillerinden Mehmet Ali Alabora ile irtibatlarını reddetmelerine rağmen birlikte çekilen görüntüler ve yoğun iletişim kayıtlarının bulunduğu belirtildi. BARIM’IN ŞÜPHELİ ROLÜ VE PLANLAMA İDDİALARI Barım’ın Gezi Davası’nın ana sanıklarından Alabora ve Çiğdem Mater Utku ile doğrudan irtibatlı olduğu, eylemleri organize eden ve planlayan bir kişi olarak rol aldığı kaydedildi. Şirketine bağlı sanatçıları eylemlere yönlendiren Barım’ın, bu kişilerin toplumdaki tanınırlığını kullanarak olayları kitleselleştirdiği ifade edildi. TANIKLARIN KAÇAMAKLI İFADELERİ Sevk yazısında, tanık sıfatıyla ifade veren bazı sanatçıların, Barım ile olan iletişimlerini hayatın olağan akışına uygun bir şekilde açıklayamadıkları ve kaçamaklı ifadelerle şüpheliyi kayırmaya çalıştıkları belirtildi.

Menajer Ayşe Barım hakkında gezi parkı soruşturmasında tutuklama talebi Haber

Menajer Ayşe Barım hakkında gezi parkı soruşturmasında tutuklama talebi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi Parkı eylemlerine katıldığı ve sanatçıları bu eylemlere yönlendirdiği iddia edilen menajer Ayşe Barım hakkında yürütülen soruşturmayı tamamladı. Barım, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım” suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi. GEZİ PARKI İDDİALARI VE TAPE KAYITLARI Soruşturma, menajer Ayşe Barım’ın Gezi Parkı eylemlerine katıldığına dair son dönemde basında çıkan haberler üzerine re’sen başlatıldı. Savcılık, Barım’ın Gezi Parkı davasının firari sanığı oyuncu Mehmet Ali Alabora ile bir telefon görüşmesi yaptığı ve bu görüşmede sanatçıların eylemlere katılmasını teşvik etmek amacıyla bir bildiri hazırlanmasının tartışıldığını tespit etti. Görüşme içeriğinde, bildirinin yayınlanmasının eylemlere zarar verebileceği ve daha aktif bir dönem beklenmesi gerektiği yönünde fikir alışverişinde bulunulduğu belirtildi. SANATÇILARI YÖNLENDİRME İDDİASI Soruşturma kapsamında Barım’ın Gezi Parkı davası sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Mater Utku ve Mehmet Ali Alabora ile yoğun iletişim halinde olduğu tespit edildi. Barım’ın sahibi olduğu menajerlik firmasına bağlı sanatçıları 29 Mayıs 2013 ile 2 Haziran 2013 tarihleri arasında Gezi Parkı eylemlerine yönlendirdiği, hatta bizzat kendisinin de eylemlere katıldığı iddia edildi. GÖZALTI VE TUTUKLAMA TALEBİ Ayşe Barım, bu iddialar üzerine gözaltına alındı ve emniyetteki işlemlerinin ardından İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Savcılıkta yaklaşık 3 saat ifade veren Barım, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım” suçlamasıyla tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.

Levent Üzümcü kimdir? Gezi Parkı süreci ve ihraç edilmesi! Haber

Levent Üzümcü kimdir? Gezi Parkı süreci ve ihraç edilmesi!

Türk tiyatrosunun tanınan isimlerinden oyuncu Levent Üzümcü, son dönemde bazı sanatçı ve oyunculara yönelik gözaltı ve soruşturma süreçlerini sert bir şekilde eleştirdi. Ayşe Barım’ın Gezi Parkı olaylarının planlayıcıları arasında gösterilerek gözaltına alınmasının ardından, Üzümcü, iktidarın sanatçılara yönelik baskılarını arttırdığını ve bu baskıların toplumsal gündem değiştirmeye yönelik bir strateji olduğunu savundu. Sanatçıların hedef alındığını belirten Üzümcü, yaşanan gelişmelerin bir manipülasyon aracı olarak kullanıldığını ifade etti. "Halkı Uyutmak İçin Diziler Kullanıldı" Levent Üzümcü, Halk TV’de Sorel Dağıstanlı’nın Parantez programında yaptığı açıklamalarda, dizilerin halkı uyutma aracı olarak kullanıldığını söyledi. "Anladığım kadarıyla dizilerdeki oyuncularla işleri bitti şimdi. Hem de bir sermayede el değiştirme gerekiyordu. O sermayenin de elini değiştirecekler" şeklinde konuşan Üzümcü, oyuncularla işlerinin bittiğini ve iktidarın, gözaltılar ve soruşturmalarla halkın dikkatini başka yöne çekmeye çalıştığını savundu. "Gezi Döneminde de Aynı Baskılar Vardı" Üzümcü, Gezi Parkı sürecinde de benzer baskılarla karşı karşıya kaldıklarını hatırlatarak, "Gezi döneminde Cihangir’de oturan oyuncuların yıllardır takip edildiğini ve bir anda uyuşturucu davalarıyla gündeme getirildiğini gördük" dedi. "Eğer gerçekten devleti yıkmak gibi bir niyetimiz olsaydı, bizi bu zamana kadar dışarıda bırakırlar mıydı?" diyerek, Gezi Parkı sürecinde sanata yönelik uygulanan baskılara dikkat çekti. "Erdoğan, Son Nefesime Kadar Bu Koltukta Oturmak İstiyorum Diyor" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşan seçimlere dair yaptığı açıklamalara da değinen Üzümcü, "Son nefesime kadar bu koltukta oturmak istiyorum" sözlerinin, anayasa ile çeliştiğini belirtti. Üzümcü, Erdoğan’ın bu söyleminin, "Son nefesime kadar bu koltukta oturmak istiyorum" yerine "Bu koltuğu terk etmek istemiyorum" anlamına geldiğini belirtti ve anayasal düzenin ihlal edilmekte olduğuna dikkat çekti. "Sanatçılar Her Zorda Kaldıklarında Mama Gibi Kullanılmak İsteniyor" Üzümcü, sanatçıların sürekli olarak "zorda kalındığında ortaya atılacak mama gibi" kullanıldığını ifade ederek, bu durumu büyük bir terbiyesizlik olarak değerlendirdi. "Biz sizin her zorda kaldığınızda ortaya atacağınız birer mama mıyız?" diye sordu. Sanatçılara ve halkın sesi olmaya çalışanlara yönelik uygulanan baskıların artık dayanılmaz bir noktaya geldiğini belirtti. "Sanatı Susturamazlar, İnsanları Susturamazlar" Üzümcü, sanatçıların baskılar karşısında susmadığını vurgulayarak, "Sanatı da susturamazlar, insanları da susturamazlar" dedi. İzmir Şehir Tiyatrosu’nda yapacağı Arthur Miller'ın ünlü eseri Cadı Kazanı'nı örnek göstererek, bu cadı avını anlatacağını ve halkın bilinçlenmesi için sanatını kullanmaya devam edeceğini belirtti. "Çaresiz Mi Kaldınız, Mezesiz Mi Kaldınız?" Üzümcü, son olarak AK Parti iktidarının gündemi bulandırmaya yönelik hamlelerini eleştirerek, "Türkiye'de olup bitenlere kör müyüz, sağır mıyız?" sorusunu sordu. İktidarın halkı oyalamak için sanatçılara yöneldiğini belirten Üzümcü, toplumsal sorunların ve hukuksuzlukların üzerini örtmeye çalıştıklarını vurguladı. Levent Üzümcü Kimdir? 1972 doğumlu olan Üzümcü, yıllarca İstanbul Şehir Tiyatroları'nda oyunculuk ve yönetmenlik yapmış, aynı zamanda İstanbul Halk Tiyatrosu ve Levent Üzümcü Tiyatrosu'nu kurarak sanata önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak, özellikle 2013'teki Gezi Parkı protestoları sürecindeki duruşu, sanat dünyasında tartışmalara yol açmış ve Üzümcü, bu sebeple İstanbul Şehir Tiyatroları'ndan 2015 yılında ihraç edilmiştir. Levent Üzümcü'nün sahnelemesi, kariyerinin temellerini atmaya başladığı yıllarda büyük bir adım atmıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra, 1993 yılında Bursa Devlet Tiyatrosu’nda bir yıl süresince görev yapmıştır. Ardından İstanbul Şehir Tiyatroları’na katılmış ve 25 yıl boyunca burada oyunculuk ve yönetmenlik yapmıştır. Üzümcü’nün en belirgin sahne çalışması, 1996'dan itibaren İstanbul Şehir Tiyatroları'nda edindiği deneyimlerdir. Burada, önemli oyunlarda başrol oynamış, aynı zamanda birçok eserde yönetmenlik yapmıştır. Sanat dünyasında kendini daha da pekiştiren Levent Üzümcü, İstanbul Halk Tiyatrosunu kurmuş ve kendi adını taşıyan Levent Üzümcü Tiyatrosu’nu hayata geçirmiştir. Levent Üzümcü’nün tiyatroculuktaki yükselişi, toplumsal olaylarla olan ilişkisiyle de dikkat çekmiştir. Gezi Parkı protestoları sırasında gösterdiği duruş ve Sosyalist Enternasyonal’deki konuşması nedeniyle İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan 2015 yılında ihraç edilmiştir.  İzmir Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği: 2024 yılı itibariyle, Levent Üzümcü önemli bir görev değişikliği yaşamıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda, İzmir Şehir Tiyatroları'nın Genel Sanat Yönetmeni olarak atanmıştır

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.