#Göz Hastalığı

İLKHABER-Gazetesi - Göz Hastalığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Göz Hastalığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gözde sinek uçuşmasının 3 nedenine dikkat: Gözde sinek uçuşması neyin belirtisidir? Haber

Gözde sinek uçuşmasının 3 nedenine dikkat: Gözde sinek uçuşması neyin belirtisidir?

Gözde sinek uçuşması olarak tanımlanan durumla b irçok insan sıklıkla karşılaşıyor. Genellikle ciddi bir sağlık sorunu oluşturmayan bu durum gözün içindeki vitreus jelinde oluşan küçük parçacıkların gölgesinin retinaya düşmesiyle ortaya çıkıyor. Kalıcı hale gelen gözde sinek uçmalarına birçok insan zamanla alışıyor ve daha az fark edilir hale geliyor. Ancak uçuşan cisimlerin sayısının artması ve ışık parlamaları şeklinde başlayan görmede bulanıklaşma söz konusu ise retina yırtılması ya da ayrılması söz konusu olabiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Ataş, gözde sinek uçması olarak tanımlanan sorunla ilgili bilgi verdi. Uçuşan cisimler yaşlılıkla ortaya çıkabilir Uçuşan bu cisimler, çoğu zaman gözlerdeki jel benzeri sıvı olan vitreusun yaşlılığa bağlı olarak küçülmeye başlaması ve gözlerde küçük parçacıklar oluşturması sonucu kendini belli etmektedir. Bu lekeler gözlerinizin içinde dolaşabilmekte, retina makulasının önünde hareket ederek fark edilmektedir. Yaşlılarda daha çok görülen bu burum bir veya iki gözde gelişebilmektedir. Çoğu zaman tedavi gerekli görülmemektedir. Gözde uçuşan cisimler, zamanla gözün dibine çökmekte ve daha az fark edilir hale gelebilmektedir. Sayısı artarsa göz muayenesi gerekli Bu cisimler, açık bir gökyüzüne, boş bir kağıt parçasına veya beyaz bir duvara bakıldığında fark edilebilen düzensiz şekiller veya noktalardır. Hastalar, genellikle hareket eden siyah veya gri lekeler olarak tanımladıkları bu görüntüleri, parlak ışıkta veya beyaz yüzeylere bakarken fark ettiklerini belirtmektedir. Bu şekiller veya noktalar ‘miyodesepsi’ olarak tanımlanmaktadır. Bazen de ışık parlamaları da olabilmektedir. Özellikle yaşlılarda ve miyop hastalarında yaygın bir durumdur. Bu lekelerin sayısında ani bir artış, görme kaybı veya ışık çakmaları gibi belirtiler fark edildiğinde, detaylı bir göz muayenesi yapılması gerekmektedir. Bu belirtiler, retinada yırtılma veya ayrılma gibi daha ciddi durumların belirtisi olabilmektedir. Aslında normal olarak tanımlanan bu durum gözlerin sağlıklı olmadığı anlamına gelmez. Örümcek ve bulutlara benzetilebiliyor Bu cisimleri tanımlamanın birçok yolu bulunmaktadır. Bazı insanlar bu cisimleri örümcek, amip veya bulutlara benzetmektedir. Yapılan araştırmalarda hastaların büyük bir bölümü bu cisimleri tanımlarken aşağıdaki benzetmeleri kullanmaktadır: “Kıvırcık çizgiler, noktalar, örümcek benzeri şekiller, iplik benzeri teller, küçük gölgeli şekiller, siyah veya çok koyu lekeler.” Belirti başlangıçta tek gözde olabilir Sağlıklı gözlerde yaşlandıkça gözde uçuşan cisimler ortaya çıkabilmektedir. Koyu lekeler veya göz kırptığınızda veya başka bir yere baktığınızda varlığını sürdüren şeffaf bir iplik gibi küçük şekiller. Beyaz bir duvara, mavi gökyüzüne veya diğer düz parlak arka planlara bakıldığında en belirgin olan lekeler. Özellikle loş veya karanlık alanlarda şimşek veya kamera feneri gibi flaşlar. Göz uçuşması her iki gözde de meydana gelebilir. Ancak başlangıçta tek gözü etkileyebilirler çünkü her göz eşit olmayan bir şekilde dejenere olabilmektedir. Bir gözdeki vitreus daha hızlı büzülmekte, dolayısıyla uçuşan cisimler ilk önce o gözde fark edilmektedir. Ne zaman doktora gitmeli? Aşağıdaki durumlar söz konusu ise bir göz doktoruna vakit kaybetmeden muayene olunmalıdır: “Uçuşan cisim sayısında artış olduysa, ışık parlamaları görüyorsanız veya görmede bulanıklaşmada arttıysa, görüşü engelleyen gri bir perde varsa, periferik (çevresel) görme kaybınız oluştuysa.” Bu belirtiler ağrısız olmasına rağmen, görme yeteneğini olumsuz yönde etkileyecek bir retina yırtılması veya ayrılmasına işaret edebilmektedir. Ayrıca göz yaralanmaları veya iltihaplanma da sinek uçuşmalarına neden olabilmektedir. Göz doktoru genellikle muayene sırasında bu cisimleri teşhis edecektir. Muayene sırasında, gözlerin içini net bir şekilde görebilmek için gözler damlayla genişletilecektir. Bu işlem retinada hasar olmadığından emin olmak için yapılmaktadır. Göz doktoru doğru teşhis yapabilmek için şu soruları sormalıdır; “Uçuşan cisimleri ilk ne zaman fark ettiniz? Cisimler neye benziyor ve genellikle aynı anda kaç tane görüyorsunuz? Cisimleri ne sıklıkla yaşıyorsunuz? Hiç görüşünüzde flaşlar gördünüz mü? Geçmişte herhangi bir göz ameliyatı geçirdiniz mi? Hiç göz yaralanması geçirdiniz mi? Görüşünüzün herhangi bir kısmı kapalı mı? (Gözlerinizin önünde bir perde olduğunu düşünün) Görüşünüzün yan tarafında (çevresel) herhangi bir gölge görüyor musunuz? Herhangi bir otoimmün hastalığınız var mı? Şeker hastalığınız var mı? Ailenizde veya kişisel retina sorunları geçmişiniz var mı? Nedeni bu sorunlar olabilir Yaş: Yaşlandıkça, vitreus sıvısı büzülmeye başlamakta ve gözde uçuşan cisimler olarak bilinen vitreus sıvısında yüzen lekeler veya kalıntılar oluşturmaktadır. Zamanla, bu uçuşan cisimler gözün dibine çökecektir. Beyin ise bunları ayarlamayı ve görmezden gelmeyi öğrenecektir. Diyabetik retinopati: Bu daha az yaygın bir nedendir, ancak retinadan gelen kan vitreusa yayıldığı için koyu çizgiler görebilmektedir. Üveit hastalığı ise daha az yaygın olmasına rağmen neden olabilmektedir. Tedavi konusunda ise çoğu hastanın zamanla kendi kendine iyileştiği veya hastaların bu duruma uyum sağladığı belirlenmiştir. Nadiren, gözün içindeki vitreus jelin temizlenmesi gerekebilecek cerrahi müdahaleler de yapılabilmektedir. Ancak bu, genellikle daha ciddi vakalar için geçerli bir durumdur. Göz sağlığını korumak ve muhtemel göz sorunlarını erken teşhis etmek için düzenli göz muayenesi yaptırmak önemlidir.

İTÜ öğrencisi hastalığa yakalandı, 10 yıldır gözlerini kapatamıyor Haber

İTÜ öğrencisi hastalığa yakalandı, 10 yıldır gözlerini kapatamıyor

(İLKHABER)- Antalya’da yaşayan İbrahim-Gülsüm Özçelik çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü Halil Özçelik (32), 2012 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Konservatuar Bölümü 2. sınıf öğrencisiyken, sağ gözünde görme bozukluğu yaşamaya başladı. İlk olarak Behçet hastalığı teşhisi konulan Özçelik, denge ve konuşma bozukluğu yaşadıktan sonra okulu bırakıp Antalya’daki ailesinin yanına döndü. Burada hastalığı daha da ağırlaşan Özçelik’e SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) teşhisi konuldu. Bir süre sonra iki gözünde görme kabiliyetini kaybeden Özçelik, ardından konuşma, yemek yeme ve hareket fonksiyonlarını da tamamen kaybetti. Özçelik ailesi, hastalığın tıbben kesin tedavisi bulunmadığını öğrenince ise adeta yıkıldı. Yüzde yüz engeli bulunan genç Halil, dans okulu açmayı planladığı hayatını artık görmeyen gözleri hiç kapanmadan yatakta ölümle savaşarak geçiriyor. “Pes etti, son sözü ‘Hiçbir şey istemiyorum anne’ oldu” Durumu stabil olan oğlunun gözlerini bantla kapatmaya devam ettiğini belirten anne Gülsüm Özçelik, “Gözlerini bantla kapatıyorum çünkü dinlenmesi gerekiyor. 2017 yılına kadar konuşabiliyordu ama o zamandan bu yana konuşması. Pes etti Halil. En son sözü ‘Anne hiçbir şey istemiyorum, tamam mı?’ oldu. O pes etti ama ben etmedim. Sadece anne diyebiliyor şu an, o da ihtiyacı olduğunu belli etmek için. İnşallah bir gün düzelecek” ifadelerini kullandı. “Ev arıyoruz” Anne Gülsüm Özçelik, şu anda ev konusunda sıkıntı yaşadıklarını ve Antalya’da kiralık ev bulmakta zorlandıklarını dile getirerek, “Kiramızı yükseltmeyi ev sahibimize teklif ettik ama bizim çocuklarımıza lazım dediler. Ev konusunda da Antalya’da fiyatlar çok yüksek. Ev bulmakta zorlanıyorum, kiralık ev yok diyebilirim. 8-10 bin lira arası ya da daha düşük olursa çok iyi olacak. En az 3+1 olması gerekiyor, çünkü Halil’in ayrı bir oda gerekiyor. 2 çocuğum daha var. İş yerimize yakın bir semtte olması bizim için uygun olacaktır” dedi. Behçet hastalığı neden olur? Hastalığın tanımlanmış kesin bir nedeni yoktur. Şu an için genetik ve çevresel faktörler suçlanmaktadır. Behçet hastalığında vücudun kendi dokularına karşı açmış olduğu bir savaş söz konusudur. HLA B51 olarak tanımlanan gen bölgesini taşıyan kişlerde bu hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.